Temyiz İsteminde Bulunan
(Davalı) : İzmir Valiliği
Karşı Taraf (Davacı) : ...
Vekili :
Av. ...
İstemin
Özeti :
İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.11.2005 günlü,
E:2005/1171, K:2005/1242 sayılı ısrar kararının temyizen
incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :
Savunma verilmemiştir.
Danıştay
Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Altıncı Daire kararı
doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …'ın Düşüncesi :
İdare Mahkemesinin, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uymayarak verdiği
ısrar kararının, Daire kararında belirtilen gerekçelerle bozulmasının uygun
olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Dava; davacının İzmir-Ödemiş İlçesi Orhangazi Köyü, ... pafta,
... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ruhsatsız inşaatının yıktırılmasına
ilişkin 14.11.2001 günlü, 2001-168 sayılı İl İdare Kurulu kararının iptali
istemiyle açılmıştır.
İzmir 1. İdare Mahkemesi 28.3.2002 günlü, E:2002/56,
K:2002/275 sayılı kararıyla; davacının İzmir-Ödemiş İlçesi Orhangazi köyünde ...
pafta, ... parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde besi damı yaptığının 24.5.2001
tarihli tutanakla tespiti üzerine, yapının ruhsatsız yapılması nedeniyle 3194
Kanunun 32. maddesi uyarınca dava konusu yıkım kararının alındığı, söz konusu
yapının anılan köyde ikamet eden davacı tarafından dedesi ve babasından intikal
eden eski besi damının yerinde yapıldığı ve yapının Orhangazi Köyü sınırları
içerisinde kaldığı, Orhangazi Köyünün yerleşme planının davalı idarece henüz
yapılmadığı, bu duruma göre davalı idarenin 442 sayılı Kanun uyarınca öncelikle
Orhangazi Köyünün yerleşme planını yapması ve bu planın yapılmasından sonra dava
konusu yapının köy yerleşik alanında kalıp kalmaması durumuna göre gerekli yasal
yaptırımların uygulanması yönünde işlem tesis etmesi gerekirken köy sınırları
içinde yapıldığı anlaşılan yapının, köy yerleşme planı bulunmaması nedeniyle
ruhsatsız yapıldığından bahisle verilen yıkım kararında hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
Anılan karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Altıncı
Dairesinin 15.3.2005 günlü, E:2003/5193, K:2005/1548 sayılı kararıyla; mahkemece
vurgulanan köy yerleşme planının köy muhtarları ve valiliklerin yetki alanlarını
belirleyen 3194 sayılı Yasanın 27. maddesinde sözü edilen köy yerleşik alanından
ayrı bir düzenleme olduğu, 442 sayılı Köy Yasasının Ek madde 9 ve izleyen
maddelerine göre yapılan, köyün halihazırda yerleşik alanı ve gelişme
alanlarını, konut ve diğer genel ihtiyaçlarını, mülkiyet durumunu belirleyen bir
plan olduğu, köy yerleşme planının onayından itibaren artık bu plan hükümlerine
göre uygulama yapılması gerektiğinden, bu alanlarda Plansız Alanlar İmar
Yönetmeliğinin uygulanamayacağı, idarenin imar mevzuatından kaynaklanan
yetkisini kullanabilmesi için mutlaka köyün yerleşme planının yapılması ve/veya
köy yerleşik alanının ve civarının tesbit edilmiş olmasına gerek bulunmadığı,
köy yerleşme planı yapılmamış olsa bile Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği
hükümleri uygulanacağı gibi köy yerleşik alanı ve civarının tesbitinin
yapılmamış olması durumunda da bu alanlarda valiliklerin yetkili olduğu, aksine
bir yorumun köy mülki sınırları içinde kalmakla beraber yerleşik alan tespiti
yapılmamış olan yerlerin bu tespit yapılmadan imara açılamayacağı ve buralarda
imarla ilgili herhangi bir denetimin yapılamayacağı sonucunu yaratacağı, davacı
yapının 80 yıl önce yapıldığını, yıkım işlemine konu teşkil eden onarımın da
ruhsat gerektirmediğini iddia ettiğinden öncelikle yapının 2981 sayılı Yasanın
geçici maddeleri kapsamında yapı kullanma izni almış sayılan yapılardan olup
olmadığı, yapılan işin ruhsat gerektirip gerektirmediği değerlendirilerek
sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare
Mahkemesince, köy yerleşik alanı ve civarında bulunan yapılar hakkında ruhsatsız
yapılması nedeniyle yıkım ve para cezası uygulanabilmesi için daha önce
belirlenmemiş olsa dahi Yönetmelik hükümleri uyarınca yapının o köyün yerleşik
alanı ve civarında olup olmadığının değerlendirilmesi ve buna göre işlem tesisi
gerektiği,dava konusu yıkım kararının yapının anılan köy nüfusuna kayıtlı olan
ve köyde ikamet eden davacı tarafından dedesi ve babasından intikal eden eski
besi damının yerinde yeniden yapıldığı ve Orhangazi Köyü içerisinde ruhsatsız
olarak inşa edildiği, yapının köy yerleşik alanı ve civarında olup olmadığına
yönelik herhangi bir belirleme yada değerlendirmenin idarece yapılmadığı,
Orhangazi Köyü'nün köy yerleşik alanı ve civarının davalı idarece henüz
belirlenmediği, anılan köyde yaşayan davacının hayvan barınağı olarak yaptığı
yapının salt anılan köyün yerleşme alanı ve civarının davalı idarece
belirlenmemiş olması nedeniyle Yasanın 27. maddesi kapsamında değerlendirilmesi
olanağı bulunmadığı ileri sürülerek yıkım kararı verildiği, yapının fiilen
yönetmeliğin öngördüğü ölçütlerle köy yerleşik alanı ve civarı alanlarında olup
olmadığı gözetilmeden ve bu yönde belirlemeler yapılmadan tesis edilen işlemin,
sebep, konu unsurlarının yanı sıra eşitlik ilkesi yönünden de hukuka aykırı
olduğu, köy yerleşik alanı belirlenmeyen köylerdeki ruhsatsız yapılar nedeniyle
tesis olunan yıkım ve para cezalarına karşı açılan davalarda, bazı idare
mahkemelerince köy yerleşik alanının belirlenmesine yönelik olarak keşif ve
bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle yapının köy yerleşik alanında kalıp
kalmamasına göre karar verildiği, ancak ilgili Valiliğin yetkisinde olan köy
yerleşik alanını belirleme yetkisi ve görevinin Mahkemece yapılması yolundaki bu
uygulama idarenin takdir hakkını ortadan kaldıracak ve idarenin yerine işlem
tesis etme sonucunu doğuracak nitelikte olması nedeniyle bu yöntemin
benimsenmediği gerekçesi de eklenerek dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk
kararında ısrar edilmiştir.
Davalı idare, İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.11.2005 günlü,
E:2005/1171, K:2005/1242 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını
istemektedir.
Yerleşmelerin planlı ve sağlıklı gelişiminin sağlanabilmesi
için belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde 3194
sayılı İmar Kanunu'nun 4. maddesinde öngörülen istisnalar dışında 3194 sayılı
Yasanın ve buna ilişkin mevzuat hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 3194
sayılı Yasanın "Genel Esaslar" başlıklı 3. maddesine göre de her hangi bir
sahanın her ölçekteki plan esaslarına, şayet planı bulunmuyorsa yönetmelik
esaslarına uygun olarak kullanılması zorunludur. Planı olmayan yerlerde
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 2.11.1985 günlü, 18916 sayılı mükerrer Resmi
Gazete'de yayımlanan ve daha sonra değişikliğe uğrayan "Plansız Alanlar
Yönetmeliği" hükümlerinin uygulanması,buralardaki yapılaşmaların anılan
Yönetmelik hükümleri uyarınca denetim altında tutulması, başka bir anlatımla
Yönetmelikte belirtilen alanlardaki yapılaşmanın bu yönetmelik hükümlerine uygun
olması gerekmektedir.
Olayda, köy sınırları içinde davacıya ait parselde ruhsatsız
besi damı yapıldığı, köy yerleşik alanının belirlenmediği tartışmasızdır. İdare
Mahkemesi temyize konu kararını, köy yerleşim planı ve köy yerleşik alanı
belirlenmeden yıkım ve para cezası verilemeyeceği gerekçesine dayandırmıştır.
Kırsal alanlara ilişkin hükümler 3194 sayılı Yasa'dan önce
14.11.1975 günlü, 15412 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6785/1605 sayılı "İmar
Kanununun Ek 7. ve 8. maddelerine ilişkin Yönetmeliğin" Kapsamına Giren
Alanlardaki Belediye ve Mücavir Saha Sınırları Dışında Kalan Köylerin ve
Mezraların Yerleşik Alanlarında Uygulanacak Yönetmelikte ve sınırlı olarak yer
almakta iken 3194 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesiyle bu alanlar da tümüyle
yasa ile ilgili mevzuat kapsamına alınmış ve yukarıda da belirtildiği üzere bu
alanlarda uygulanacak hususlar Yasa yanında "Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği"
ile düzenlenmiştir.
3194 sayılı Yasa'nın 27. maddesinde; Belediye ve mücavir
alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik
alanları ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal
amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatının aranmayacağı, ancak yapının fen
ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerektiği hükme
bağlanmıştır. Madde hükmünün uygulanabilmesi için köy yerleşik alanı ve
civarının Plansız Alanlar Yönetmeliğinin 4/4.maddesindeki esaslara uygun olarak
il idare kurulu kararı ile belirlenmesi gerekmektedir.
Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 57. maddesinde; "Köy ve
mezraların yerleşik alanlarında ve civarında sadece köy nüfusuna kayıtlı ve
köyde sürekli oturanlarca yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar
ile müştemilat binaları yapı ruhsatı ve yapı kullanma iznine tabi değildir.
Ancak, yapı projelerinin fen ve sağlık kurallarına uygun olduğuna dair valilik
görüşü alınmasından sonra, muhtarlıkça izin verilmesi ve bu izne uygun olarak
yapının yapılması şarttır.
İnşa edilen yapının fen ve sağlık kurallarına uygunluğu İmar
Kanununun 30 uncu maddesine göre valiliklerce belirlenir.
Valilikler, talep halinde köy yerleşik alanlarında yapılacak
yapılar için, yörenin geleneksel, kültürel ve mimari özelliklerine uygun olarak
üretilmiş projeleri temin edebilirler." kuralı yer almıştır.
Öte yandan, 2981 sayılı İmar Affı Kanunu'nun geçici 2.
maddesinde; "Aşağıda belirtilen yapılar imar mevzuatına uygun inşa edilerek
kullanma izni alınmış yapılar olarak kabul edilir. Yapılış tarihine
bakılmaksızın gecekondular bu hükmün dışındadır.
a)
6785 sayılı imar
Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 17 Ocak 1957 tarihinden önce yapılmış yapılar,
b)
6785 sayılı imar
Kanunu'nun ek madde 8 kapsamına giren alanlarda 10 Ocak 1957 tarihinden önce
yapılmış yapılar..." hükmüne yer verilerek, maddede belirtilen yapılar için imar
mevzuatına uygun hale getirilme açısından çeşitli istisnalar tanınmıştır.
c)
Danıştay Altıncı
Dairesinin bozma kararında belirtildiği gibi, idarenin imar mevzuatından
kaynaklanan yetkisini kullanabilmesi için mutlaka köyün yerleşme planının
yapılması ve/veya köy yerleşik alanının ve civarının tesbit edilmiş olmasına
gerek bulunmamaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere köy yerleşme planı
yapılmamış olsa bile Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği hükümleri uygulanacağı
gibi köy yerleşik alanı ve civarının tesbitinin yapılmamış olması durumunda da
bu alanlarda valilikler yetkili bulunmaktadır. Aksine bir yorum köy mülki
sınırları içinde kalmakla beraber yerleşik alan tespiti yapılmamış olan yerlerin
bu tespit yapılmadan imara açılamayacağı ve buralarda imarla ilgili herhangi bir
denetimin yapılamayacağı sonucunu yaratacaktır.
Uyuşmazlıkta davacı yapının 80 yıl önce yapıldığını, yıkım
işlemine konu teşkil eden onarımın da ruhsat gerektirmediğini iddia ettiğinden
öncelikle yapının 2981 sayılı Yasanın geçici maddeleri kapsamında yapı kullanma
izni almış sayılan yapılardan olup olmadığı, yapılan işin ruhsat gerektirip
gerektirmediği değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi
gerekmektedir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, İzmir 1.
İdare Mahkemesince verilen 17.11.2005 günlü, E:2005/1171, K:2005/1242 sayılı
kararın Danıştay Altıncı Dairesince verilen karar doğrultusunda bozulmasina,
dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, 4.3.2010 gününde oyçokluğu ile
karar verildi.
KARŞI OY
Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile İzmir 1. İdare
Mahkemesince verilen 17.11.2005 günlü, E:2005/1171, K:2005/1242 sayılı ısrar
kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.