Anasayfaya dönmek için tıklayın
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
(1)
Kanun
Numarası
: 2709
Kabul
Tarihi
: 18/10/1982
Yayımlandığı R.Gazete: Tarih : 9/11/1982 Sayı:17863
(Mükerrer)
Yayımlandığı Düstur
: Tertip : 5 Cilt : 22 Sayfa: 3
*
**
Bu Kanunun yürürlükte
olmayan hükümleri için bakınız
“Yürürlükteki Bazı
Kanunların Mülga Hükümleri
Külliyatı”, Cilt 2 Sayfa
: 1345
B A Ş L A N G I Ç (2)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedi
varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün
belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye
Cumhuriyetinin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş
medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine
ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve
kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına
gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla
sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve
kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve
ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin,
Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında
korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din
duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı; (3)
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki
temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak
milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve
maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip
olduğu;
——————————
(1)
Bu Anayasa; Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982'de Halkoylamasına sunulmak
üzere kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve 17844 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmış; 7/11/1982'de Halkoylamasına sunulduktan sonra 9/11/1982 tarihli ve
17863 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yeniden yayımlanmıştır.
(2)
Anayasa'nın Başlangıç metni 23/7/1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun'un 1 inci
maddesi ile değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(3) Bu fıkrada geneçen, “Hiçbir
düşünce ve mülahazanın” ibaresi, 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 1 inci
maddesiyle “Hiçbir faaliyetin” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Topluca Türk
vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli
varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her
türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı,
karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve "Yurtta sulh,
cihanda sulh" arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları
bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak
sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere.
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye aşık Türk evlatlarının vatan ve millet
sevgisine emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
GENEL
ESASLAR
I. Devletin şekli
Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve
sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3 – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir
bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4 – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin
Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin
nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif
edilemez.
V. Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin
bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve
demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli
şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
Madde 6 – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları
eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi
Madde 7 – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük
Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
Madde 8 – Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar
Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine
getirilir.
IX. Yargı yetkisi
Madde 9 – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız
mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce,
felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun
önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara
sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde 11 – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel
hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
İKİNCİ
KISIM
TEMEL
HAKLAR VE ÖDEVLER
BİRİNCİ
BÖLÜM
GENEL
HÜKÜMLER
I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
Madde 12 – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez,
vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı
ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
Madde 13 – (Değişik: 3/10/2001-4709/2 md.)
Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
Madde 14 – (Değişik: 3/10/2001-4709/3 md.)
Anayasada yer alan hak
ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı
amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete
veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok
edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını
amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler,
kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
Madde 15 – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü
hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla,
durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya
tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı
tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu
meydana gelen ölümler (…)dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi
varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe
yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse
suçlu sayılamaz. (1)
V. Yabancıların durumu
Madde 16 – Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için,
milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
KİŞİNİN HAKLARI VE ÖDEVLERİ
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı
Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve
geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne
dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir
cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.
(…)(1) meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine
getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma
veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin
verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz
verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü
dışındadır.
II. Zorla çalıştırma yasağı
Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri
içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler;
ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi
niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
___________________
(1) 7/5/2004 tarihli ve
5170 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle, 15 inci maddenin ikinci fıkrasında yer
alan “ile, ölüm cezalarının infazı” ve aynı Kanunun 3 üncü maddesiyle de 17 nci
maddenin dördüncü fıkrasının başında geçen, ”Mahkemelerce verilen ölüm
cezalarının yerine getirilmesi hali ile” ibareleri madde metinlerinden
çıkartılmıştır.
III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
Madde 19 – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen:
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin
yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir
yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün
gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir
kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası,
uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir
kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen
esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı
şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut
geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri
dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını,
delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar
gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim
kararıyla tutuklanabilir. Hakim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde
veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun
gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve
haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde
sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar
bildirilir.
(Değişik birinci cümle: 3/10/2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma
yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz
saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne
çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın
hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve
savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı,
yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya
kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest
bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün
yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu
hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen
serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma
hakkına sahiptir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/4
md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları
zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının
gizliliğine dokunulamaz. (Üçüncü cümle mülga: 3/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3/10/2001-4709/5 md.) Millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el
koyma kendiliğinden kalkar.
B. Konut dokunulmazlığı
Madde 21 – (Değişik: 3/10/2001-4709/6 md.)
Kimsenin konutuna dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin
konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el
koyma kendiliğinden kalkar.
C.Haberleşme hürriyeti
Madde 22 – (Değişik: 3/10/2001-4709/7 md.)
Herkes, haberleşme hürriyetine
sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına
bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere
bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine
dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına
sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar
kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
Madde 23 – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi
sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını
korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini
önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, (...)[1] vatandaşlık ödevi ya da ceza
soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan hürriyeti
Madde 24 – Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine
sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler
serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve
suçlanamaz.
Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak,
kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de
olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut
nüfuzsağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını
yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
__________________
(1)
Bu fıkrada geçen; “ülkenin ekonomik durumu” ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709
sayılı Kanunla metinden çıkarılmıştır.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
Madde 25 – Herkes,
düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
Madde 26 –
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına
veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi
makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak yada vermek
serbestliğinide kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri
yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, (Ek ibare: 3/10/2001-4709/9 md.) millî
güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve
Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce
belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel
ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya
yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla
sınırlanabilir.
(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici
hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve sanat hürriyeti
Madde 27 –
Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu
alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin
değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla
düzenlenmesine engel değildir.
X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
Madde 28 –
Basın hürdür,sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma
şartına bağlanamaz.
(Mülga ikinci fıkra: 3/10/2001 – 4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri
uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte
olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya
yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına
verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu
ile dağıtım hakim kararıyle; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun
açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili
merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir.
Yetkili hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı
önleme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla
belirtilecek sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak
üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya
kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hakim kararıyla; Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel
ahlakın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir.
Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde
yetkili hakime bildirir; hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde
onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt
ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye'de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka
aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak
kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her
türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
Madde 29 – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve mali
teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda
belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna
aykırılığının tesbiti halinde yetkili merci, yayının durdurulması için
mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, mali kaynakları ve gazetecilik
mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve
kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal,
ekonomik, mali ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara
bağlı kurumların araç ve imkanlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
C. Basın araçlarının korunması
Madde 30- (Değişik: 7/5/2004-5170/4 md.)
Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile
basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya
işletilmekten alıkonulamaz.
D. Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından
yararlanma hakkı
Madde 31 – Kişiler ve siyasi partiler, kamu tüzel kişilerinin
elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına
sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve
sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını,
düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici
kayıtlar koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
Madde 32 – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet
ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar
yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hakim
tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde
karar verilir.
XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
Madde 33 – (Değişik: 3/10/2001-4709/12 md.)
Herkes, önceden izin
almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma
hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya
ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak,
millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü
hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak,
millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin
yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir
merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı,
yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını
kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden
yürürlükten kalkar.
Birinci fıkra hükmü,
Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin
gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel
değildir.
Bu madde hükümleri
vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
Madde 34 – (Değişik: 3/10/2001-4709/13 md.)
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri
yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller
kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet hakkı
Madde 35 – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
B. Kanuni hakim güvencesi
Madde 37 – Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir
merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma
sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
Madde 38 – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun
suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman
kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da
yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda
bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek:3/10/2001-4709/15 md) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular,
delil olarak kabul edilemez.
Ceza
sorumluluğu şahsidir.
(Ek:3/10/2001-4709/15 md) Hiç kimse,
yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı
özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek:3/10/2001-4709/15 md; Mülga: 7/5/2004-5170/5 md.)
(Değişik onuncu fıkra: 7/5/2004-5170/5 md.) Ölüm cezası ve genel
müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide
uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla
istisnalar getirilebilir.
(Değişik son fıkra: 7/5/2004-5170/5 md.) Uluslararası Ceza Divanına
taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç
sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
XIV. İspat hakkı
Madde 39 – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu
görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan
dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına
sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan
fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya
şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
Madde 40 – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal
edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını
isteme hakkına sahiptir.
(Ek:3/10/2001-4709/16
md) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere
başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
________________
(1) Bu
fıkraya, 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle “savunma”
ibaresinden sonra gelmek üzere “ile adil yargılanma” ibaresi eklenmiş ve metne
işlenmiştir.
Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar
da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye
rücu hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SOSYAL
VE EKONOMİK HAKLAR VE ÖDEVLER
I. Ailenin korunması
Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler
arasında eşitliğe dayanır. (1)
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve
aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri
alır, teşkilatı kurar.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun
bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim
ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu
esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında
parasızdır.
(1) Bu fıkrada yer alan “ve eşler arasında
eşitliğe dayanır” ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla
eklenmiştir.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile
erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.
Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı
kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme
ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun
engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına
ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların
tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri
saklıdır.
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
Madde 43 – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil
şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin
bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.
B. Toprak mülkiyeti
Madde 44 – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini
korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya
yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla
gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve
çeşitlerine göre toprağın genişliğini tesbit edebilir. Topraksız olan veya
yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin
düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin
azalması sonucunu doğuramaz.
––––––––––
(1) Bu fıkraya,
3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle ,”ve eşler
arasında eşitliğe dayanır”ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına
devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından
işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri
alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
Madde 45 – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve mer'aların
amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması
ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla,
tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer
girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek
değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.
D. Kamulaştırma
Madde 46 – (Değişik:3/10/2001-4709/18 md)
Devlet ve kamu tüzel
kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin
ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını,
kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde
idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli
ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak,
tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân
projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların
korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme
şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde,
taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak
ödenir.
Kamulaştırılan
topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının
bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada
öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma
bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
E. Devletleştirme ve Özelleştirme (1)
Madde 47 – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler,
kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.
Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma
tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek:13/8/1999-4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve
diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların
özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.
(Ek:13/8/1999-4446/1 md.) Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin
özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırabileceği veya
devredebileceği kanunla belirlenir.
IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
Madde 48 – Herkes,dilediği alanda çalışma ve sözleşme
hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara
uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri
alır.
––––––––––––
(1) Bu maddenin kenar
başlığı „E Devletleştirme“iken 13/8/1999 tarih ve 4446 sayılı Kanunla metne
işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
V. Çalışma ile ilgili hükümler
A. Çalışma hakkı ve ödevi
Madde 49 – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini
yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak,
çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak
ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
(Mülga: 3/10/2001-4709/19 md.)
B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı
Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan
işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları
bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli
hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla
düzenlenir.
C. Sendika kurma hakkı
Madde 51 – (Değişik: 3/10/2001-4709/20 md.)
Çalışanlar ve işverenler,
üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini
korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst
kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme
haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten
ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla
sendikaya üye olunamaz.
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu
alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine
uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin
temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
D. Sendikal faaliyet
Madde 52 – (Mülga: 23/7/1995 - 4121/3 md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi hakkı
Madde 53 – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik
ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş
sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek: 23/7/1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren
kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan
ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi
olmayan sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri
adına yargı mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu
görüşme-
yapabilirler. Toplu görüşme sonunda
anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu
mutabakat metni, uygun idari veya kanuni düzenlemenin yapılabilmesi için
Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni
imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir
tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına
ilişkin usuller kanunla düzenlenir.
Aynı iş yerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve
uygulanamaz.
B. Grev hakkı ve lokavt
Madde 54 – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında,
uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın
kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam
ve istisnaları kanunla düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyiniyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve
milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu
hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddi zarardan
sendika sorumludur.
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri
kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin
sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında
taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem
Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek hakem kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt,
işyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiç
bir şekilde engellenemez.
VII. Ücrette adalet sağlanması
Madde 55 – Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve
diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
(Değişik: 3/10/2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile
ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.
VIII. Sağlık, çevre ve konut
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
Madde 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama
hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek
Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak;
insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini
gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet
vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından
yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel
sağlık sigortası kurulabilir.
B. Konut hakkı
Madde 57 – Devlet,
şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde,
konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut
teşebbüslerini destekler.
IX. Gençlik ve spor
A. Gençliğin korunması
Madde 58 – Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet
edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları
doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan
kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı
tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar
ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli
tedbirleri alır.
Sporun geliştirilmesi
Madde 59 – Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve
ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik
eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
X. Sosyal güvenlik hakları
A. Sosyal güvenlik hakkı
Madde 60 – Herkes, sosyal güvenlik hakkına
sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler:
Madde 61 – Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve
yetimleriyle, malül ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat
seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı
tedbirleri alır.
Yaşlılar, Devletçe korunur, Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar
ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü
tedbiri alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları
Madde 62 – Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk
vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel
ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının
korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.
XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
Madde 63 – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve
değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik
edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek
sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak
muafiyetler kanunla düzenlenir.
XII. Sanatın ve sanatçının korunması
Madde 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur.
Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve
sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.
XIII. Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları (1)
Madde 65 – (Değişik: 3/10/2001-4709/22 md.)
Devlet, sosyal ve ekonomik
alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun
öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.
––––––––––––––
(1)
Bu kenar başlığı ;”Sosyal ve ekonomik hakların sınırı” iken, 3/10/2001 tarihli
ve 4709 sayılı Kanunlu
metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
SİYASİ
HAKLAR VE ÖDEVLER
I.
Türk vatandaşlığı
Madde 66 – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan
herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga cümle:
3/10/2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen
hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça
vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu
kapatılamaz.
II. Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları
Madde 67 – Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun
olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi
faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest,
eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı
yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk
vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir
tedbirleri belirler.
(Değişik: 23/7/1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını dolduran her Türk
vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/5 md.) Silah altında bulunan er ve erbaşlar
ile askeri öğrenciler, (Ek ibare: 3/10/2001-4709/24 md.) taksirli
suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan
hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutuk evlerinde (...) oy
kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması
gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli
hakimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.(1)
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/5 md.)
Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak
biçimde düzenlenir.
(Ek: 3/10/2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan
değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak
seçimlerde uygulanmaz.
III. Siyasi partilerle ilgili hükümler
A. Parti kurma, partilere girme ve partilenden ayrılma (2)
Madde 68 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/6 md.)
Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden
ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş
olmak gerekir.
Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri
içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına,
ülkesi ve milletyle
bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine,
millet
egemenliğine,
––––––––––––––––
(1) Bu
fıkrada bulunan; “bulunan tutukluların seçme haklarını kullanmalarında”
ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla “oy kullanılması ve” şeklinde
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2)
Bu madde başlığı 23/7/1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı
olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü
savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu
kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet
bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler
mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar.
Yüksek öğretim elemanlarının siyasi partilere üye
olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasi partilerin
merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti
üyesi yüksek öğretim elemanlarının yüksek öğretim kurumlarında uyacakları
esasları belirler.
Yüksek öğretim öğrencilerinin siyasi partilere üye
olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir
Siyasi partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar. Partilere
yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar
kanunla düzenlenir.
B. Siyasi partilerin uyacakları esaslar
Madde 69 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/7 md.)
Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları
demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler.
Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu
kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasi partilerin
mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu
hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda
gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken
Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği
kararlar kesindir.
Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava
üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası
hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasi partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı
eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin
işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi
halinde karar verilir.(Ek cümle:3/10/2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu
nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu
durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim
organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya
grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller
doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği
takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
(Ek:3/10/2001-4709/25 md.)
Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava
konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan
kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin
kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl
süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı
devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve
tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik:3/10/2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve
çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya
tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim
harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı
A. Hizmete girme
Madde 70 – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım
gözetilemez.
B. Mal bildirimi
Madde – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde
bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama
ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez.
V. Vatan hizmeti
Madde 72 – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu
hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği
veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.
VI. Vergi ödevi
Madde 73 – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali
gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal
amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir
veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve
indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve
aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
VII. Dilekçe hakkı
Madde 74 – Vatandaşlar (Ek ibare:3/10/2001-4709/26 md.)
ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar
kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili
makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, (Ek ibare:3/10/2001-4709/26 md.) gecikmeksizin
dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ
KISIM
CUMHURİYETİN
TEMEL ORGANLARI
BİRİNCİ
BÖLÜM
YASAMA
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
A. Kuruluşu:
Madde 75 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/8 md.)
Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden
oluşur.
B.
Miletvekili seçilme yeterliliği
Madde 76 – Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili
seçilebilir.(1)
En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini
yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir
yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet,
ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,sahtecilik, inancı kötüye
kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve
alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, (Değişik
ibare: 27/12/2002-4777/1 md.) terör eylemlerine katılma ve bu gibi
eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa
uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.(2)
Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim
kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve
kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları,
görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
Madde 77 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda
bir yapılır.
Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi,
Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de
seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar
sürer.
D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara
seçimleri
Madde 78 – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan
görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye
bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu
işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime
gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz
ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye
tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde
yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
(Ek: 27/12/2002-4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir
ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması
halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim
yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin
üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.
E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
Madde 79 – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve
denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve
dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve
seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve
itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin
seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim
Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla
düzenlenir.
Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı
Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye
tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt
çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
_______________
(1) Bu fıkrada geçen
“Otuz“ ibaresi, 13/10/2006 tarihli ve 5551 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle
“Yirmibeş“ olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2) Bu fıkrada geçen
“ideolojik veya anarşik eylemlere” ibaresi, 27/12/2002 tarihli ve 4777 sayılı
Kanunla “terör eylemlerine” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad
çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili
ad çekmeye girmezler.
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması işlemlerinin
genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre
olur.
F. Üyelikle ilgili hükümler
1. Milletin temsili
Madde 80 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri
bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.
2. Andiçme
Madde 81 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve
başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler:
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun
üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına
bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı
içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması
ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde
namusum ve şerefim üzerine andiçerim".
3. Üyelikle bağdaşmayan işler
Madde 82 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve
diğer kamu tüzel kişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer
kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs
ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkanları kanunla sağlanmış
kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi
muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile
sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya
ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili
olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul
edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama
veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler.
Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek
geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler
kanunla düzenlenir.
4. Yasama dokunulmazlığı
Madde 83 – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis
çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o
oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar
alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu
tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili,
Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve
yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce
soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki
durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve
doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra
verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine
bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasi parti gruplarınca, yasama
dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
5. Milletvekilliğinin düşmesi (1)
Madde 84 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/9 md.)
İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli
olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten
sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu
husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti
sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili
komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar
verir.
Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş
birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun
Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye
tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen
milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmi Gazetede gerekçeli olarak
yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu
kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.
6. İptal istemi
Madde 85 – (Değişik: 23/7/1995 - 4121/10 md.)
Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84
üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş
olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak
yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın, Anayasaya,
kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin
karara bağlar.
7. Ödenek ve yolluklar
Madde 86 – (Değişik birinci cümle: 21/11/2001-4720/1 md)(2) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin
ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık
tutarı en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek
miktarının yarısını aşamaz. (Ek ibare: 21/11/2001-4720/1 md) Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C. Emekli Sandığı
ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri
devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar,
kendilerine T.C.Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli
aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.(3)
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.
II.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
Madde 87 – Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri,
kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları
denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek;
para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını
uygun bulmak, (...) (4) (Ek ibare: 3/10/2001-4709/28
md.) Türkiye Büyük
——————————
(1)
Bu madde başlığı, 23/7/1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesi ile
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2)
Bu maddenin birinci cümlesi “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek ve
yollukları kanunla düzenlenir.” şeklinde iken, 21/11/2001 tarih ve 4720 sayılı
Kanunla metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
(3) Bu fıkrada
yeralan “Sosyal güvenlik kuruluşları” ibaresi 21/11/2001 tarih ve 4720 sayılı
Kanun ile “T.C.Emekli Sandığı” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
4) Bu arada
bulunan, “Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler
hariç olmak üzere,” ibaresi 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla
metinden çıkarılmıştır.
Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç
çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına (…)(1)
karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde ön görülen yetkileri kullanmak ve
görevleri yerine getirmektir.
B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi
Madde 88 – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri
yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve
esasları içtüzükle düzenlenir.
C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
Madde 89 – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince
Kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
Yayımlanmasını (Ek ibare: 3/10/2001-4709/29 md.) kısmen veya
tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta
gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/29 md.) Cumhurbaşkanınca
kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun
bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tabi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun
Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir
değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri
gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.
D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
Madde 90 – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve
milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan
andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine
ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla,
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından
başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği
yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların
Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu
fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını
ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında
birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe
konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında
Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle:
7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere
ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler
içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma
hükümleri esas alınır.
E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
Madde 91 – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve
olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun hükmünde
kararname-lerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını,
ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp
çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli
süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
________________
(1) Bu arada yer
alan, “,mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine”
ibaresi, 7/5/2004 tarihli ve 5170 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle madde
metninden çıkartılmıştır.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre
bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre bitimine
kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler
saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe
girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de
gösterilebilir.
Kararnameler, Resmi Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye Büyük
Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedilikle
görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler bu
tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın
Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul
edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmi
Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
F. Savaş hali ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme
Madde
92 – Milletlerarası
hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye'nin taraf olduğu
milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının
gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere
gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunmasına izin
verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir
silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal
karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.
III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler
A. Toplanma ve tatil
Madde 93 – (Değişik birinci fıkra: 23/7/1995 - 4121/11 md.) Türkiye
Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya tatil
sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine,
Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır.
Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi
üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.
Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile
devam edilemez.
B. Başkanlık Divanı
Madde
94 – Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen
Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Katip üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında
Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasi parti grupları
Başkanlık için aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki
seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için
seçilenlerin görev süresi üç yıldır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin
toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir,
Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve
üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt
çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama
yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan
seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde tamamlanır.(1)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin Katip Üyelerinin ve İdare
Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde
belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları
siyasi partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine;
görevlerinin gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar;
Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
C. İçtüzük siyasi parti grupları ve kolluk işleri
vc Madde
95 – Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı
içtüzük hükümlerine göre yürütür.
İçtüzük hükümleri, siyasi parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye
sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasi parti
grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk
ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür. Emniyet
ve diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis
Başkanlığına tahsis edilir.
D. Toplantı ve karar yeter sayısı
Madde
96 – Anayasada,
başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az
üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar
verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin
bir fazlasından az olamaz.
Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları
oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki
verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy
kullanabilir.
E. Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması
Madde
97 – Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde
tam olarak yayımlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar
yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi
kararına bağlıdır.
Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine
Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü vasıta ile yayımı serbesttir.
IV. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları
A. Genel olarak
Madde 98 – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis
araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme
yetkisini kullanır.
Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan
veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.
___________________
(1)Bu fıkrada geçen; ”on
gün içinde” ibaraleri, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla “beş gün
içinde”olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden
ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Soru Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli,
içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve araştırma yöntemleri Meclis
İçtüzüğü ile düzenlenir.
B. Gensoru
Madde 99 – Gensoru önergesi, bir siyasi parti grubu adına veya
enaz yirmi milletveki-linin imzasıyla verilir.
Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere
dağıtılır; dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı
görüşülür. Bu görüşmede, ancak önerge sahiplerinden biri, siyasi parti grupları
adına birer milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan
konuşabilir.
Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de belli edilir;
ancak gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararının verildiği tarihten
başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz.
Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli
güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği, bir tam gün
geçtikten sonra oylanır.
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye tamsayısının salt
çoğunluğuyla olur; oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır.
Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve yukardaki ilkelere
uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle belirlenir.
C. Meclis soruşturması
Madde
100 – Başbakan
veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az
onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu
istemi en geç bir ay içinde görüşür ve (Ek ibare: 3/10/2001-4709/31 md.) gizli
oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin,
güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak
gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle
kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon,
soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar.
Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve
kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/31 md.) Bu süre içinde
raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.
(Değişik: 3/10/2001-4709/31 md.) Rapor
Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından
itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce
Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının
salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasi parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili
görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
İKİNCİ
BÖLÜM
YÜRÜTME
1. Cumhurbaşkanı
A. Nitelikleri ve tarafsızlığı
Madde 101 – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince
kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere
ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi
yıllık bir süre için seçilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday
gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle
mümkündür.
Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Üyeliği sona erer.
B. Seçimi
Madde 102 – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet
Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.
Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya
Cumhurbaşkanlığı makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine
başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır.
Bu sürenin ilk on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanına bildirilmesi
ve kalan yirmi gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir.
En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte
iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu
oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada
en çok oy almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada
da üye tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde
derhal Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.
Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan
Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
C. Andiçmesi
Madde 103 – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük
Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve
milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini
koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve
inkılaplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve
refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye
Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi
tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk
Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim."
D. Görev ve yetkileri
Madde 104 – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla
Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın
uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı
görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:
a) Yasama ile ilgili olanlar:
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet
Meclisinde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri
göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halk oyuna
sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas
bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal
davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar:
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar
Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye
Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını
temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü
hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını
hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c) Yargı ile ilgili olanlar:
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askeri Yargıtay
üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri
ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
Madde 105 – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve
ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen
işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır;
bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa
Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye
tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte
üçünün vereceği kararla suçlandırılır.
F. Cumhurbaşkanına vekillik etme
Madde
106 – Cumhurbaşkanının
hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden
ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir
sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye
kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve
Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
G. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği
Madde
107 – Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel atama işlemleri
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.
H. Devlet Denetleme Kurulu
Madde
108 – İdarenin
hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve
geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan
Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve
kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların
katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek
kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya
yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri
yapar.
Silahlı Kuvvetler ve yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı
dışındadır.
Devlet Denetleme Kurulunun üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda
belirlenen nitelikteki kişiler arasından, Cumhurbaşkanınca atanır.
Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük
işleri, kanunla düzenlenir.
II. Bakanlar Kurulu
A. Kuruluş
Madde
109 – Bakanlar
Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur.
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından
atanır.
Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme
yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca
atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine
son verilir.
B. Göreve başlama ve güvenoyu
Madde
110 – Bakanlar
Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye
Büyük Millet Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır.
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya
bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna
başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün
geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra
oylama yapılır.
C. Görev sırasında güvenoyu
Madde
111 – Başbakan,
gerekli görürse, Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra, Türkiye Büyük Millet
Meclisinden güven isteyebilir.
Güven istemi, Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesinden bir tam gün
geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya
konulamaz.
Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir.
D. Görev ve siyasi sorumluluk
Madde
112 – Başbakan,
Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve
hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu
siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden
ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine
getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür.
Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı
şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan sıfatını taşıdıkları
sürece milletvekillerinin tabi oldukları kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama
dokunulmazlığına sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri
gibi ödenek ve yolluk alırlar.
E. Bakanlıkların kurulması ve bakanlar
Madde
113 – Bakanlıkların
kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer bir bakan
geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir bakan birden fazlasına vekillik edemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir bakan
bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde hükümet istifa etmiş
sayılır.
Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç onbeş gün içinde atama yapılır.
F. Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu
Madde
114 – Türkiye
Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma
bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi
bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan
başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden
veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.
116 ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar
Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir
Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi
parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır.
Siyasi parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul
etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi
içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır.
Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmi Gazete'de ilanından itibaren
beş gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife
görür.
G. Tüzükler
Madde 115 – Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek
veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın
incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.
H. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi
Madde
116 – Bakanlar
Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111
inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün
içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu
alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına
danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün
içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı
seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması
hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak
seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Yenilenme kararı Resmi Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.
İ. Milli Savunma
1. Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı
Madde 117 – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına
hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu
sorumludur.
Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta
Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca
atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve
yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.
Milli Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile
görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.
2. Milli Güvenlik Kurulu
Madde 118 – (Değişik birinci fıkra: 3/10/2001-4709/32 md.)
Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay
Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri
Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel
Komutanından kurulur.
Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp
görüşleri alınabilir.
(Değişik birinci cümle: 3/10/2001-4709/32 md.Millî Güvenlik Kurulu;
Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili
alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sağlanması konusundaki
görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve
bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin
korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar
Kurulunca değerlendirilir. (1)
Milli Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri
dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Milli Güvenlik Kurulu Başbakanın
başkanlığında toplanır.
____________________
(1) Bu fıkrada bulunan;
“öncelikle dikkate alınır” ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla,
“değerlendirilir” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri
kanunla düzenlenir.
III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller
1. Tabii afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanı
Madde 119 – Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır
ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi
altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilanı
Madde 120 – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya
temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet
hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları
sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da görüşünü
aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi
altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme
Madde 121 – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca
olağanüstü hal ilanına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmi Gazetede
yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye
Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis,
olağanüstü hal süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her
defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali
kaldırabilir.
119 uncu madde uyarınca ilan edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar
için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin
her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, Anayasanın 15 inci maddesindeki
ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl
durdurulacağı, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı,
kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin
durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri,
Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.
Olağanüstü hal süresince, Cumnhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar
Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler
çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına
ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir.
B. Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali
Madde 122 – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya
temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını
gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş
hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya
vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin
ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet
hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun
da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yur-
dun bir veya birden fazla bölgesinde veya
bütününde sıkıyönetim ilan edebilir. Bu karar, derhal Resmi Gazetede yayımlanır
ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük
Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Türkiye
Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini
kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu
sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname
çıkarabilir.
Bu kararnamameler Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet
Meclisinin onayına sunulur. Bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve
usul İçtüzükte belirlenir.
Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde bu dört aylık süre
aranmaz.
Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve
işlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan ilişkileri, hürriyetlerin nasıl
kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun
başgöstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla
düzenlenir.
Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.
IV. İdare
A. İdarenin esasları
1. İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği
Madde 123 – İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve
kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına
dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye
dayanılarak kurulur.
2. Yönetmelikler
Madde
124 – Başbakanlık,
bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmi Gezetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.
B. Yargı yolu
Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı
yargı yolu açıktır.
(Ek hüküm:13/8/1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz
şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya
milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime
ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın
kararları yargı denetimi dışındadır.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden
başlar.
Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile
sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya
takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması
ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi
durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca
milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması
kararı verilmesini sınırlayabilir.
İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
C. İdarenin kuruluşu
1. Merkezi idare
Madde 126 – Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından,
coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine
göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayırılır.
İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.
Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili
içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve
yetkileri kanunla düzenlenir.
2. Mahalli idareler
Madde 127 – Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının
mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla
belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından
seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.
Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim
ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/12 md.) Mahalli idarelerin seçimleri, 67 nci
maddedeki esaslara göre beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel veya
ara seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahalli
idareler organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara seçimler
milletvekili genel veya ara seçimleriyle birlikte yapılır. Kanun, büyük
yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir.
Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına
ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile
olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya
kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini,
İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin
bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin
sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi
karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari
vesayet yetkisine sahiptir.
Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi
aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri,
maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla
düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.
D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler
1. Genel ilkeler
Madde 128 – Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları
kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer
kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri
kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak
düzenlenir.
2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence
Madde 129 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve
kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça
disiplin cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı
denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler
saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri
kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve
kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine
açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan
ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında,
kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.
E. Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları
1. Yükseköğretim kurumları
Madde 130 – Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen
içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı
ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma,
yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli
birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip
üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.
Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı
ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim
kurumları kurulabilir.
Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.
Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel
araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki, Devletin varlığı ve
bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde
faaliyette bulunma serbestliği vermez.
Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, Devletin gözetimi ve denetimi altında
olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır.
Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler Cumhurbaşkanınca, dekanlar
ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır.
Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; Yükseköğretim
Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca
her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar.
Üniversitelerin
hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Milli
Eğitim Bakanlığına sunulur ve merkezi yönetim bütçesinin bağlı olduğu esaslara
uygun olarak işleme tabi tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir.(1)
Yükseköğretim kurumlarının
kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri,
görev, yetki ve sorumlulukları
üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve
____________________
1)
29/10/2005 tarihli ve 5428 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan
“genel ve katma bütçelerin” ibaresi “merkezi yönetim bütçesinin” şeklinde
değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim
elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim
elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu
kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri,
yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar
ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, mali işler, özlük hakları, öğretim
elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre
öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve
teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi,
Yükseköğretim kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali kaynakların
kullanılması kanunla düzenlenir.
Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları
dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik
yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada
belirtilen hükümlere tabidir.
2. Yükseköğretim üst kuruluşları
Madde
131 – Yükseköğretim
kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek,
yükseköğretim kurumlarındaki eğitim - öğretim ve bilimsel araştırma
faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler
doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen
kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının
yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
(Değişik ikinci fıkra: 7/5/2004-5170/8 md.) Yükseköğretim Kurulu,
üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları, nitelikleri, seçilme
usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde
başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca
atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla
düzenlenir.
3. Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tabi olanlar
Madde 132
- Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları
özel kanunlarının hükümlerine tabidir.
F. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla
ilişkili haber ajansları(1)
Madde 133 - (Değişik: 8/7/1993 - 3913/1 md.)
Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek
şartlar çerçevesinde serbesttir.
(Ek fıkra: 21/6/2005-5370/1 md.) Radyo ve televizyon faaliyetlerini
düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dokuz
üyeden oluşur. Üyeler, siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında
belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından,
her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun
kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri ve görev
süreleri kanunla düzenlenir.
Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile
kamu tüzelkişilerden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının
tarafsızlığı esastır.
___________________
(1) Bu madde başlığı
" F. Radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla ilişkili haber
ajansları" iken, 21/6/2005 tarihli ve 5370 sayılı Kanunun 1 inci
maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
G. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Madde
134 – Atatürkçü
düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk
dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak ve yayınlar yapmak
amacıyla; Atatürk'ün manevi himayelerinde, Cumnurbaşkanının gözetim ve
desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu,
Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzel kişiliğine
sahip "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesinde
belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma
usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri
kanunla düzenlenir.
H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
Madde
135 – Kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe
mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini
kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak,
meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü
ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile
kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu
tüzelkişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli
görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları, kuruluş
amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları ve üst
kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasi partiler aday gösteremezler.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları üzerinde
Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/13 md.) Amaçları dışında faaliyet gösteren
meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği
merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir
ve yerlerine yenileri seçtirilir.
(Değişik: 23/7/1995 - 4121/13 md.) Ancak, milli güvenliğin, kamu
düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın
gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, meslek
kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir.
Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulur.
Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar
kendiliğinden yürürlükten kalkar.
İ. Diyanet İşleri Başkanlığı
Madde 136 – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri
Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin
dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel
kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.
J. Kanunsuz emir
Madde 137 – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle
çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri,
yönetmelik, tüzük, kanun veya
Anayasa hüküm-
lerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu
aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini
yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren
sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine
getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin
korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Yargı
I. Genel hükümler
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
Madde
138 – Hakimler,
görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı
kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında
mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye
ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin
kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir
beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu
organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez.
B. Hakimlik ve savcılık teminatı
Madde 139 – Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri
istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin
veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük
haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar,
görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya
meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki
istisnalar saklıdır.
C. Hakimlik ve savcılık mesleği
Madde
140 – Hakimler
ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu
görevler meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülür.
Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev
ifa ederler.
Hakim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve
ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya
sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve
disiplin cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında
işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar
verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve
meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve
hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Hakimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; askeri
hakimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.
Hakimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmi ve özel hiçbir
görev alamazlar.
Hakimler ve savcılar idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
Hakim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idari görevlerde çalışanlar,
hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tabidirler. Bunlar, hakimler ve
savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler,
hakimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.
D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması
Madde
141 – Mahkemelerde
duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı
yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli
kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının
görevidir.
E. Mahkemelerin kuruluşu
Madde
142 – Mahkemelerin
kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla
düzenlenir.
F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
Madde
143 – (Mülga: 7/5/2004-5170/9 md.)
G. Hakim ve savcıların denetimi
Madde
144 – Hakim
ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
(Hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını
denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini,
hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve
gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet Bakanlığının izni ile
adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı soruşturma ve inceleme
işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli
hakim veya savcı eliyle de yaptırabilir.
H. Askeri yargı
Madde 145 – Askeri yargı, askeri mahkemeler ve disiplin
mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askeri olan
suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut
askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara
bakmakla görevlidirler.
Askeri mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askeri
suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda
gösterilen askeri mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla
görevlidirler.
Askeri mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi
kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu
mahkemelerde adli yargı hakim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla
düzenlenir.
Askeri yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askeri hakimlerin özlük işleri
askeri savcılık görevlerini yapan askeri hakimlerin mahkemesinde görevli
bulundukları komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik
teminatı, askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun, ayrıca
askeri hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askeri hizmetler yönünden askeri
hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile
olan ilişkilerini de gösterir.
II. Yüksek mahkemeler
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
Madde 146 – Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden
kurulur.
Cumhurbaşkanı, iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl ve bir yedek
üyeyi Danıştay, birer asıl üyeyi Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
ve Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye
tamsayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden; bir asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından;
üç asıl ve bir yedek üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından
seçer.
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve
avukatların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için, kırk
yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş
yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya
en az onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır.
Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi
bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, asli görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev
alamazlar.
2. Üyeliğin sona ermesi
Madde
147 – Anayasa
Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hakimlik mesleğinden çıkarılmayı
gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini
sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de,
Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
3. Görev ve yetkileri
Madde 148 – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde
kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve
esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece
şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim
ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas
bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla
yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama
çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları
ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun
yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı
iptal davası açılamaz; def'i yoluyla da ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa
Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet
Başsavcıvekili yapar.
Yüce Divan kararları kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.
4. Çalışma ve yargılama usulü
Madde 149 – Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt
çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale (Ek ibare:
3/10/2001-4709/33 md.) ve siyasi parti davalarında kapatılmaya karar
verebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır. (1)
Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle
incelenip karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahkemenin çalışma
esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı içtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri
dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını
dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir. (Ek
cümle: 23/7/1995 - 4121/14 md.) ve siyasi partilerin temelli kapatılması
veya kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra
kapatılması istenen siyasi partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir
vekilin savunmasını dinler.
5. İptal davası
Madde 150 – Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve
esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan
doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve anamuhalefet
partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az
beşte biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasi partinin
bulunması halinde, iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip
olan parti kullanır.
6. Dava açma süresi
Madde 151 – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açma
hakkı, iptali istenen kanun, kanun hükmünde kararname veya içtüzüğün Resmi
Gazetede yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.
––––––––––––––––
(1) Bu fıkrada
bulunan “üçte iki” ibaresi, 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla,”beşte üç”
olarak değiştirilmiş ve metne işlenmşitir.
7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi
Madde 152 – Bir davaya bakmakta
olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu
konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz
merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde
kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı
yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin
kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak
zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede
yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya
aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
8. Anayasa Mahkemesinin kararları
Madde 153 – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal
kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir
hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol
açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya
da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet
Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun
tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme
ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.
B. Yargıtay
Madde 154 – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun
başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme
merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi
olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve Cumhuriyet
savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi
üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve
gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel
Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından
Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden
seçilebilirler.
Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve
üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri
ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına
göre kanunla düzenlenir.
C. Danıştay
Madde 155 – Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun
başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.
Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
(Değişik ikinci fıkra: 13/8/1999 - 4446/3 md.) Danıştay, davaları
görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları, kamu
hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde
düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını incelemek, idari uyuşmazlıkları
çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idari yargı hakim ve savcıları
ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;
dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı;
tarafından seçilir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri
arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli
oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire
başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idari yargının
özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.
D. Askeri Yargıtay
Madde 156 – Askeri Yargıtay, askeri mahkemelerden verilen
karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca, asker kişilerin kanunla
gösterilen belli davalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Askeri Yargıtay üyeleri birinci sınıf askeri hakimler arasından Askeri Yargıtay
Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için
göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askeri Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanları Askeri
Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askeri Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri,
mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin
gereklerine göre kanunla düzenlenir.
E. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Madde 157 – Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan
makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri
hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı
denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak, askerlik
yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı
aranmaz.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri hakim sınıfından olan üyeleri,
mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt çoğunluğu ve
gizli oy ile birinci sınıf askeri hakimler arasından her boş yer için
gösterilecek üç aday içinden; hakim sınıfından olmayan üyeleri, rütbe ve
nitelikleri kanunda gösterilen subaylar arasından, Genelkurmay Başkanlığınca
her boş yer için gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askeri hakim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır.
Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hakim sınıfından olanlar
arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hakimlik
teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.
F. Uyuşmazlık Mahkemesi
Madde 158 – Uyuşmazlık Mahkemesi adli, idari ve askeri yargı
mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye
yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile
işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince,
kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.
Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında,
Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
III. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Madde 159 – Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii
üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl
ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulu kendi üyeleri arasından, her üyelik
için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir.
Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri
arasından bir başkanvekili seçer.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını
mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci
sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında
karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar.
Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun
kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki
tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer
görevleri yerine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların
Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak
çalıştırılacak hakim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet
Bakanına aittir.
Adalet Bakanı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya
sunulmak üzere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için
hakim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.
IV. Sayıştay
Madde
160 – Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu
idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile
mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap
ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme
ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri
hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir
kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu
kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz.(1)
____________________
1) 29/10/2005 tarihli ve
5428 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle bu fıkrada yer alan “genel ve katma
bütçeli dairelerin” ibaresi “merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu
idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay
kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
(Ek üçüncü fıkra: 29/10/2005-5428/2 md.) Mahallî idarelerin hesap ve
işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.
Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri,
atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri,
Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
(Mülga son fıkra: 7/5/2004-5170/10 md.)
DÖRDÜNCÜ KISIM
Mali ve Ekonomik Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Mali Hükümler
I. Bütçe
A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
Madde 161 – Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki
kamu tüzel kişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır.
(Değişik ikinci fıkra: 29/10/2005-5428/3 md.) Malî yıl başlangıcı ile
merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü kanunla
düzenlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş
ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
B. Bütçenin görüşülmesi
Madde
162 – Bakanlar
Kurulu, merkezî yönetim bütçe tasarısı ile milli bütçe tahminlerini gösteren
raporu, mali yıl başından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunar.(1)
Bütçe tasarıları ve rapor, kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda incelenir. Bu
komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmibeş üye
verilmek şartı ile, siyasi parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre
temsili gözönünde tutulur.
Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde görüşülür ve mali yıl başına kadar karara bağlanır.
(Değişik dördüncü fıkra: 29/10/2005-5428/4 md.) Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini,
her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve
değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda
görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde
bulunamazlar.
C. Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları
Madde
163 – Merkezî
yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın sınırını gösterir.
Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair
bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile
bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Cari yıl bütçesindeki ödenek artışını
öngören değişiklik tasarılarında ve cari ve ileriki yıl bütçelerine mali yük
getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde, belirtilen giderleri
karşılayabilecek mali kaynak gösterilmesi zorunludur.(1)
___________________
1) ) 29/10/2005 tarihli
ve 5428 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle 162 nci maddenin birinci fıkrasında
yer alan “genel ve katma bütçe tasarıları” ibaresi “merkezî yönetim bütçe
tasarısı”; 163 üncü maddede yer alan “genel ve katma bütçelerle” ibaresi
“merkezî yönetim bütçesiyle” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
D. Kesinhesap
Madde
164 – Kesinhesap
kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili
oldukları mali yılın sonundan başlayarak, en geç yedi ay sonra Bakanlar
Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk
bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden
başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe
Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla
kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar, Genel Kurul,
kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber
görüşerek karara bağlar.
Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış
denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına
gelmez.
E. Kamu iktisadi teşebbüslerinin denetimi
Madde 165 – Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya
veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye
Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Ekonomik Hükümler
I. Planlama
Madde 166 – Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle
sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini,
ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde
kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin
görevidir.
Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış
ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler
öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların
verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre
gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince
onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak
değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
II. Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi
Madde
167 – Devlet,
para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli
işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya
anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla
ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri
yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya
kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.
III. Tabii servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi
Madde 168 – Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve
tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir.
Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir.
Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve
işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle
ortak olarak veya doğrudan
gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması,
kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması
gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve
müeyyideler kanunda gösterilir.
IV. Ormanlar ve orman köylüsü
A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi
Madde 169 – Devlet, ormanların korunması ve sahalarının
genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan
ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve
hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre,
Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve
kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez.
Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran
orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok
etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına
alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen,
aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen
yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini
tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım
alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen
araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler
dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
B. Orman köylüsünün korunması
Madde 170- Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının
kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın
gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı
tedbirlerle, 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman
niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen
bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve
orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya
tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya
edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak
derhal ağaçlandırılır.
V. Kooperatifçiliğin geliştirilmesi
Madde 1 – Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak,
öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan
kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.
(Mülga son fıkra : 23/7/1995 - 4121/15 md.)
VI. Tüketiciler ile esnaf ve sanatkarların korunması
A. Tüketicilerin korunması
Madde 172 – Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı
tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.
B. Esnaf ve sanatkarların korunması
Madde 173 – Devlet, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve
destekleyici tedbirleri alır.
BEŞİNCİ
KISIM
Çeşitli Hükümler
I. İnkılap kanunlarının korunması
Madde
174 – Anayasanın
hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve
Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda
gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte
yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz
ve yorumlanamaz:
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 6 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle
Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına
Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul
edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah
esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü
Hakkında Kanun;
6. 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve
Tatbiki hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa gibi
Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına dair Kanun;
8. 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin
Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
ALTINCI
KISIM
Geçici
Hükümler
Geçici Madde 1 – Anayasanın halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilanı ile birlikte, halkoylaması
tarihindeki Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı
sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına
tanınan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde
Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin sonunda
Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır.
Cumhurbaşkanı, ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp;
Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar, 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla
teşekkül etmiş olan Milli Güvenlik Konseyinin Başkanlığını da yürütür.
İlk milletvekili genel seçimleri sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp
göreve başlayıncaya kadar geçecek süre içinde, Cumhurbaşkanlığının herhangi bir
surette boşalması halinde, Milli Güvenlik Konseyinin en kıdemli üyesi, Türkiye
Büyük Millet Meclisi toplanıp Anayasaya göre yeni Cumhurbaşkanını seçinceye
kadar, Cumhurbaşkanına vekalet eder ve O'nun Anayasadaki bütün görevlerini
yerine getirir ve yetkilerini kullanır.
Geçici Madde 2 – 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu
gösterilen Milli Güvenlik Konseyi, Anayasaya dayalı olarak
hazırlanacak Siyasi Partiler Kanunu ile
Seçim Kanununa göre yapılacak ilk
genel seçimler sonucu Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını
oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı
Kurucu Meclis Hakkında Kanunlara göre görevlerini devam ettirir.
Anayasanın kabulünden sonra 2356 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki Milli
Güvenlik Konseyi Üyeliklerinden birisinin herhangi bir nedenle boşalması
halinde doldurulması usulüne ilişkin hüküm uygulanmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra, Milli Güvenlik
Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür ve
Milli Güvenlik Konseyi Üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi sıfatını
alırlar. Milli Güvenlik Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri
and yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri, Anayasada Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin haiz bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına
sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukuki
varlığı sona erer.
Cumhurbaşkanlığı Konseyinin görevleri şunlardır:
a) Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilerek Cumhurbaşkanlığına
gönderilen, Anayasada yazılı temel hak ve hürriyetlere ve ödevlere, laiklik
ilkesine, Atatürk inkılaplarının, milli güvenliğin ve kamu düzeninin
korunmasına, Türkiye Radyo - Televizyon Kurumuna, Milletlerarası andlaşmalara,
dış ülkelere silahlı kuvvet gönderilmesine ve yabancı kuvvetlerin Türkiyeye
kabulüne, olağanüstü yönetime, sıkıyönetim ve savaş haline dair kanunlar ile
Cumhurbaşkanınca gerekli görülen diğer kanunları Cumhurbaşkanına tanınan onbeş
günlük sürenin ilk on günü içinde incelemek;
b) Cumhurbaşkanının istemi ve tespit edeceği süre içinde:
Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine, olağanüstü yönetim yetkisinin
kullanılmasına ve alınacak tedbirlere, Türkiye Radyo - Televizyon Kurumunun
yönetim ve gözetimine, gençliğin yetiştirilmesine ve Diyanet İşlerinin
düzenlenmesine ilişkin konuları incelemek ve görüş bildirmek;
c) Cumhurbaşkanının istemine göre, iç ve dış güvenlik ile gerekli görülen diğer
konularda inceleme ve araştırma yapmak ve sonuçlarını Cumhurbaşkanına
sunmak.
Geçici Madde 3 – Anayasaya göre yapılacak ilk milletvekili
genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, Başkanlık
Divanını oluşturması ile birlikte:
a) 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun,
b) 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Milli Güvenlik Konseyi Hakkında
Kanun,
c) 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun,
Yürürlükten kalkar ve Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisinin hukuki
varlıkları sona erer.
Geçici Madde 4 – (Mülga: 17/5/1987 - 3361/4 md.)
Geçici Madde 5 – Yapılacak ilk milletvekili genel seçimi
sonucunun Yüksek Seçim Kurulunca ilanını takip eden onuncu gün, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Ankara'da, Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, saat 15.00 de
kendiliğinden toplanır. Bu toplantıya en yaşlı Milletvekili Başkanlık eder. Bu
toplantıda milletvekilleri andiçerler.
Geçici Madde 6 – Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet
Meclisinin toplantı ve çalışmaları için kendi içtüzükleri yapılıncaya kadar,
Millet Meclisinin 12 Eylül 1980 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün,
Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
Geçici Madde 7 – İlk milletvekili genel seçimi sonunda,
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, yeni Bakanlar Kurulu kuruluncaya kadar,
iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi devam eder.
Geçici Madde 8 – Anayasa ile kabul edilmiş olan yeni organ,
kurum ve kurulların kuruluş, görev, yetki ve işleyişleri ile ilgili kanunlarla,
Anayasada konulması veya değiştirilmesi öngörülen diğer kanunlar, Anayasanın
kabulünden başlayarak Kurucu Meclisin görev süresi içerisinde, bu süre
içerisinde yetiştirilemeyenler, seçimle gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin
ilk toplantısını izleyen bir yıl sonuna kadar çıkartılır.
Geçici Madde 9 – İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre
içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri
gönderilen Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip tekrar
Cumhurbaşkanına gönderebilmesi, üye tamsayısının dörtte üç çoğunluğunun oyu ile
mümkün olabilir.
Geçici Madde 10 – Mahalli İdare seçimleri en geç Türkiye Büyük
Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl içinde yapılır.
Geçici Madde 11 – Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte
Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyesi olanların kadroları ile görevleri devam
eder. Bunlardan Anayasa Mahkemesince belli görevlere seçilenlerin bu suretle
kazanmış oldukları sıfatları saklı kalır.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar boşalan asıl üye
kadrosuna, asıl ve yedek üye sayısı toplamı onbeşe ininceye kadar da boşalan
yedek üye kadrosuna seçim yapılmaz. Anayasa Mahkemesinin yeni düzenlemeye
intibakı sağlanıncaya kadar asıl üye sayısının onbirden, asıl ve yedek üye
sayıları toplamının onbeşden aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu
Anayasanın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar dava ve işlerde
22/4/1962 gün ve 44 sayılı Kanunun öngördüğü toplanma yeter sayısı uygulanır.
Geçici Madde 12 – 13/5/1981 gün ve 2461 sayılı Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun geçici 1 inci maddesi uyarınca Yargıtay ve
Danıştaydan Kurulun asıl ve yedek üyeliğine; 1730 sayılı Yargıtay Kanununa
25/6/1981 gün ve 2483 sayılı Kanunla eklenen geçici madde uyarınca Cumhuriyet
Başsavcılığı ile Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine; 6/1/1982 gün ve 2575 sayılı
Danıştay Kanununun geçici 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Danıştay
Başkanlığına, Başsavcılığına, başkanvekilliklerine ve daire başkanlıklarına,
Devlet Başkanınca seçilmiş bulunanlar, seçildikleri dönem için bu görevlerine
devam ederler.
6/1/1982 gün ve 2576 sayılı Kanunun geçici maddelerinin idari mahkemeler Başkan
ve üyeliklerine atamalara ilişkin hükümleri de saklıdır.
Geçici Madde 13 – Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
Yargıtaydan seçilmesi gereken bir asıl ve bir yedek üyenin seçimleri
Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yapılır.
Seçilen üyeler göreve başlayıncaya kadar Kurul, toplantı yeter sayısını
oluşturacak yedek üyenin katılmasıyla çalışmalarını yapar.
Geçici Madde 14 – Sendikaların gelirlerini Devlet bankalarında
muhafaza etmelerine ilişkin yükümlülükleri, Anayasanın yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren en geç iki yıl içinde yerine getirilir.
Geçici Madde 15 – 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler
sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını
oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk
milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin,
bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu
Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve
tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası
ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve
görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve
uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
(Mülga: 3/10/2001-4709/34 md.)
Geçici Madde 16 – Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme
kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde
hukuki veya fiili herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına
katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak
genel ve ara seçimleri ile mahalli seçimlere ve diğer halkoylamalarına
katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.
YEDİNCİ
KISIM
Son Hükümler
I. Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma:
Madde 175 – (Değişik: 17/5/1987-3361/3 md.)
Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az
üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi
hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin
kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu
maddedeki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki
hükümlere tabidir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek
üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri
gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse
Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna su-nabilir.
Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul
edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise
iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmi Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki
çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli
görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir.
Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili
maddeler Resmi Gazetede yayımlanır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi
için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu
olması gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü
sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, Anayasanın değiştirilen
hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da
karara bağlar.
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahalli genel
seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü
tedbir alınır.
II. Başlangıç ve kenar başlıklar
Madde 176 – Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri
belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir.
Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler
arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden
sayılmaz.
III. Anayasanın yürürlüğe girmesi
Madde 177 – Bu Anayasa, halkoylaması sonucu kabul edilip Resmi
Gazetede yayımlanması ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olur ve aşağıda
gösterilen istisnalar ile bu istisnaların yürürlüğe girmesine ait hükümler
dışında bütünüyle yürürlüğe girer.
a) İKİNCİ KISIM II. Bölümdeki; kişi hürriyeti ve güvenliği, basın ve yayımla
ilgili hükümler, toplantı hak ve hürriyetleri,
III. Bölümdeki çalışma ile ilgili hükümler, toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve
lokavt ile ilgili hükümler,
Bu hükümler yeni kanunları çıkarıldığında veya mevcut kanunlarda değişiklik
yapıldığında ve her halde en geç Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve
başladığında yürürlüğe girer. Ancak bu hükümler yürürlüğe girinceye kadar
mevcut kanunlar ve Milli Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararları
uygulanır.
b) İKİNCİ KlSIM'daki; siyasi faaliyette bulunma hakları ile siyasi partilerle
ilgili hükümler, bunlara dayalı olarak yeniden hazırlanacak Siyasi Partiler
Kanununun;
Seçme ve seçilme hakkı ise yine bu hükümlere dayalı olarak hazırlanacak Seçim
Kanu-nunun;
Yayımlanması ile yürürlüğe girer.
c) ÜÇÜNCÜ KISIM'daki; yasama ile ilgili hükümler;
Bu hükümler ilk milletvekili genel seçimi sonucunun ilanı ile birlikte
yürürlüğe girer. Ancak bu bölümdeki Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve
yetkilerine ilişkin hükümleri, 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis
Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve
başlayıncaya kadar Milli Güvenlik Konseyince yerine getirilir.
d) ÜÇÜNCÜ KISIM'daki; Cumhurbaşkanı başlığı altındaki görev ve yetkileri ile
Devlet Denetleme Kurulu, Bakanlar Kurulu başlığı altındaki tüzükler, Milli
Savunma, olağanüstü yönetim usulleri, idare başlığı altındaki mahalli idareler
ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu hariç diğer hükümler ve Devlet
Güvenlik Mahkemeleri hariç yargıya ilişkin bütün hükümler Anayasanın
halkoylaması Sonucunda kabulünün Resmi Gazetede ilanı ile birlikte yürürlüğe
girer. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna ait yürürlüğe girmeyen hükümler
Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreve başlaması ile, mahalli idareler ile
Devlet Güvenlik Mahkemelerine ilişkin hükümler ise ilgili kanunların
yayımlanması ile yürürlüğe girer.
e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyle birlikte yürürlüğe
girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden
kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara
ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya
doğrudan Anayasa hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
f) Kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme usulünü düzenleyen 164 üncü
maddenin ikinci fıkrası hükmü 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanır.
18/10/1982 TARİHLİ VE 2709 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER :
1- 23/7/1995 tarih ve 4121 sayılı Kanunun hükmüdür.
Madde 16 – Bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde,
1 inci maddesi,
2,3, 13 ve 15 inci maddeleri birlikte,
4 üncü maddesi,
5 inci maddesi,
6, 7 ve 14 üncü maddeleri birlikte,
8 inci maddesi ve 17 nci maddesinin ilk fıkrası birlikte,
9 ve 10 uncu maddeleri birlikte,
11 inci maddesi,
12 nci maddesi,
Ayrı ayrı oylanır.
Halkoylaması, ilk milletvekili genel seçimi ile birarada yapılır.
2– 13/8/1999 tarih ve 4446 sayılı Kanunun hükmüdür.
Madde 4 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halk
oylamasına sunulması halinde 1 inci maddesi ayrı, 2 ve 3 üncü maddeleri
birlikte ayrı oylanır.
3– 3/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanunun hükümleridir.
Geçici Madde – A) Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile Anayasanın 67 nci
maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
yapılacak ilk genel seçimde uygulanmaz.
B) Bu Kanunun 28 inci
maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik, bu Kanunun
yürürlük tarihinden önce, Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler
hakkında uygulanmaz.
Madde 35- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve
halkoylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.
4– 27/12/2002 tarih ve 4777 sayılı Kanunun hükmüdür.
Geçici Madde 1- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22
nci dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde uygulanmaz..
Madde 3- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer ve halk oylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır.
2709 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN
MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ
GÖSTERİR LİSTE
Kanun
Yürürlüğe
No.
Farklı tarihte yürürlüğe giren
maddeler
giriş tarihi
_______
_____________________________________________
______________
3361
2 nci
maddesi
İlk milletvekili
genel seçiminde
Diğer hükümleri
18/5/1987
3913
–
10/7/1993
4121
8 inci
maddesi
İlk milletvekili
genel seçiminin
başlangıcı tari-
hinden itibaren
Diğer
hükümleri
26/7/1995
4388
–
18/6/1999
4446
–
14/8/1999
4709
–
17/10/2001
4720
–
1/12/2001
4777
–
31/12/2002
Değiştiren
Yürürlüğe
Kanun
2709 Sayılı Kanunun Değiştirilen Maddeleri
giriş tarihi
5170
10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 143 ve 160
22/5/2004
5370
133
23/6/2005
5428
130, 160, 161, 162 ve
163
9/11/2005
5551
76
17/10/2006