Yeni Sayfa 3
ÜST
ÖLÇEKLİ PLAN VARSA ALT ÖLÇEKLİ İMAR PLANLARININ UYGULAMA İ?LEMİ NİTELİ?İNDE
OLDU?U, DOLAYISIYLA ALT ÖLÇEKLİ PLANLARA KAR?I AÇILAN DAVADA Ö?RENME ÜZERİNE
DAYANA?I OLAN ÜST ÖLÇEKLİ PLANIN İPTALİ İSTEMİYLE DE DAVA AÇILABİLECE?İ HK
Yeni Sayfa 2
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
İDARİ DAVA
DAİRELERİ
2005
2822
2005
2477
15/12/2005
.<
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ? Polimer Teknik Ltd. ?ti.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf (Davalı) : Çevre ve Orman Bakanlığı-ANKARA
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 15.3.2005 günlü, E:2004/5284,
K:2005/1543 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi
gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi: 1/1000 ölçekli imar planı üst
ölçekli planların uygulanması niteliğinde olduğundan bu plana karşı açılan
davada dayanağı planların öğrenilmesi üzerine açılan davanın süresinde bulunduğu
nedeniyle Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Danıştay dava dairelerince verilen
kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin
bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Danıştay Altıncı
Dairesince verilen kararın onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosyanın tekemmül ettiği
anlaşılmakla davacının yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek dosya
incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, Tekirdağ, Çorlu, ? Mah. ? pafta, ? parsel sayılı taşınmaza ilişkin Çevre
ve Orman Bakanlığı tarafından 28.1.2002 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli
çevre düzeni planının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi 15.3.2005 günlü, E:2004/5284, K:2005/1543 sayılı
kararıyla, imar planlarına karşı, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında
başvuru için, 3194 sayılı Yasanın 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi
getirildiğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir
aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda
bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son
ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş
sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya
son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin
reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi
içinde idari dava açılabileceği sonucuna varıldığı, imar planlarına askı süresi
içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi
uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde
açılmasının gerektiği, dava konusu 1/25.000 ölçekli planın Çevre ve Orman
Bakanlığının 28.1.2002 günlü kararı ile kabul edildiği, anılan planın
1.2.2002-4.3.2002 günlerinde ilan edildiği, bu plana dayanılarak 24.10.2002
günlü, 488 sayılı Çorlu Belediye Meclisi kararı ile 1/5000 ölçekli planın
yapıldığı, davacının 4.2.2003 günlü belediye meclisi kararı ile onanan 1/1000
ölçekli plana karşı açtığı davada, davalı idarenin savunmasında 1/1000 ölçekli
planın dayanağı 1/25 000 ve 1/5000 ölçekli planların bulunduğunu öğrendiği, söz
konusu planların iptali istemiyle açılan davada, dava dilekçesinin Edirne İdare
Mahkemesinin 12.7.2004 günlü E:2004/371, K:2004/826 sayılı kararıyla 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca
her plan için ayrı ayrı dava açılmak üzere reddedilmesi üzerine yenilenen bu
davada 1/25.000 ölçekli planın iptalinin istenildiğinin anlaşıldığı, genel
düzenleyici işlem niteliğinde bulunan dava konusu 1/25.000 ölçekli imar planına
karşı doğrudan açılan bu davanın anılan planın son ilan tarihini izleyen günden
itibaren sözü edilen maddelerde belirtilen süreler içerisinde açılmasının
gerektiği, bu durumda bu süreler geçirildikten sonra, kendisi de bir genel
düzenleyici işlem olan ve 1/25.000 ölçekli planın uygulama işlemi olarak
kabulüne olanak bulunmayan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ilanı üzerine
açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süreaşımı nedeniyle
reddine karar vermiştir.
Davacı, bu kararı temyiz etmekte ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı
açılan davada verilen savunmada dava konusu plandan haberdar olunması üzerine bu
davanın açıldığı, ileride uygulama işlemi üzerine de dava açılabileceğinden daha
önce öğrenme sonucu açılan davada süreaşımı bulunmadığı, bu nedenle işin
esasının incelenmesi gerektiği iddialarıyla bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, ilanı gereken
düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren
başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici
işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri
hüküm altına alınmakla, ilanı gereken düzenleyici işlemler yönünden ilgililere
uygulama üzerine dava açma olanağı tanındığı tartışmasızdır.
İmar mevzuatı ve 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi ile üst makamlara başvurmayı
düzenleyen 11. maddesi hükümleri karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık
askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda
bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son
ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş
sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya
son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin
reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi
içinde idari dava açılabileceği; imar planlarına askı süresi içinde bir itirazda
bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca imar planının
son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerektiği,
ancak bu süreler içerisinde dava açılmamış olması halinde imar planının
uygulanmaya konulması ile birlikte uygulama işlemi üzerine işlem ile birlikte
imar planına veya doğrudan işlemin dayanağı olan imar planına karşı yeniden dava
açma hakkının bulunduğu ve bu aşamada dava açma süresinin uygulama işleminin
süresine tabi olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
İmar planları yargısal içtihatlarla ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak
kabul edilmiş bulunması nedeniyle, uygulama işlemi olduğu öne sürülerek işlemin
dayanağı imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama
işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi
gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5. maddesinde, çevre düzeni planı; ülke ve bölge
plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme
ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan; nazım imar planı; varsa bölge
veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine
varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel
kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus
yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının
gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve
problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının
hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve
raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır
haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı
esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk
ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas
olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan
olarak tanımlanmıştır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik'te de İmar Kanunu'na paralel olarak
tanımlama getirilmiş, Yönetmeliğin 7. maddesinde çevre düzeni planı ilke, esas
ve kararlarına aykırı imar planı yapılamayacağı belirtilmiştir.
Anılan hükümler uyarınca, planlar arasındaki hiyerarşi kapsamında bir bölgede
çevre düzeni planı varsa, o bölgede yapılacak olan imar planlarının (nazım imar
planı ve uygulama imar planı ) bu plana uygun olması ve yine çevre düzeni
planına uygun yapılan nazım imar planından sonra yapılacak olan uygulama imar
planının da üst ölçekli planlara uygun yapılması gerekmektedir.
Bu durumda; 1/1000 ölçekli planların uygulamaya esas planlar olması nedeniyle bu
planlara dayanılarak parselasyon, ruhsat, kamulaştırma gibi uygulama
işlemlerinin yapılması zorunluluğu karşısında, subjektif uygulama işlemleri
üzerine açılacak iptal davalarında 1/1000, 1/5000 ölçekli planlar ile varsa
çevre düzeni planı veya diğer üst ölçekli planların da iptalinin istenebileceği
açıktır.
Subjektif nitelikte uygulama işlemi bulunmaması halinde alt ölçekli imar
planları üzerine üst ölçekli planlara da dava açılıp açılamayacağı hususuna
gelince;
Çevre düzeni planının yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük arz eden bölgeler
içerisinde arazi koruma ve kullanma dengesini, gelişimi belirleyen ve leke
biçiminde plan olduğu, bu plan ile belirlenen ana kararların imar planları
olmaksızın uygulamaya geçirilemeyeceği, planlama sürecinde de nazım imar
planının öncelikle yapılarak varsa çevre düzeni planı ile uyumlu hazırlanmak
suretiyle arazinin genel kullanış biçimi, nüfus yoğunluğu, yapı yoğunluğu,
ulaşım gibi konuların belirleneceği, bu plandan sonra da üst ölçekli planların
ana kararlarının uygulanması amacıyla ayrıntılı olarak hazırlanan, nazım plana
göre daha çok bilgi ve detay içeren ve inşaat ruhsatı, parselasyon gibi
subjektif uygulama işlemlerine esas olan uygulama imar planının yapılacağı
hususları gözönünde bulundurulduğunda; imar planları arasındaki bu hiyerarşik
ilişkinin diğer düzenleyici işlemlerden farklı olduğu ve alt ölçekli planların
üst ölçekli planların uygulanması amacıyla tesis edildiği, dolayısıyla üst
ölçekli plan varsa alt ölçekli planın (düzenleyici işlem olmakla birlikte)
uygulama işlemi niteliğinde olduğu ve bunun sonucunda da nazım imar planı veya
uygulama imar planı yapıldıktan sonra henüz subjektif işlem tesis edilmemiş olsa
dahi bu planlar ile birlikte üst ölçekli plana dava açılabileceği gibi doğrudan
veya alt ölçekli planlara karşı açılan davalarda öğrenme üzerine dayanağı olan
üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabileceği sonucuna
varılmaktadır. Aksi halde 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planların çevre düzeni
planına uygun tesis edilmiş olması durumunda uygulama programlarını direk
etkilemesine karşın bu planların iptali için açılan davalarda işin esasının
incelenmesi suretiyle yargısal denetim yapılamayacaktır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında uyuşmazlık incelendiğinde, davacının
uyuşmazlığa konu taşınmaza ilişkin 4.2.2003 günlü belediye meclisi kararı ile
onanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle Edirne İdare
Mahkemesine açtığı davada davalı idare tarafından verilen savunmada 1/1000
ölçekli planın dayanağı 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planların bulunduğunu
öğrenmesi üzerine bu planların iptali istemiyle dava açtığı, Edirne İdare
Mahkemesinin 12.7.2004 günlü, E:2004/371, K:2004/826 sayılı kararıyla, 2577
sayılı Yasanın 15/1-d maddesi uyarınca her plan için ayrı ayrı dava açılmak
üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine yenilenen dava ile
1/25.000 ölçekli planın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı
anlaşıldığından, uygulama işlemi üzerine açılan bu davada Danıştay Altıncı
Dairesince 1/1000 ölçekli uygulama imar planına karşı açılan davanın ve davalı
tarafından verilen savunma dilekçesi üzerine 1/5000 ve 1/25.000 ölçekli planlara
karşı açılan davanın süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra, süresinde
olduğunun saptanması halinde işin esasının incelenerek karar verilmesi
gerektiğinden, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı
Dairesinin 15.3.2005 günlü, E:2004/5284, K:2005/1543 sayılı kararının
BOZULMASINA, dosyanın Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine 15.12.2005 günü
oybirliği ile karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
B?/Aİ