Yeni Sayfa 2
14 Haziran 2007 PER?EMBE
Resmî Gazete
Sayı : 26552
KANUN
POLİS VAZİFE VE
SALÂHİYET KANUNUNDA DE?İ?İKLİK
YAPILMASINA DAİR
KANUN
Kanun No. 5681
Kabul Tarihi: 2/6/2007
Yeni Sayfa 1
14 Haziran 2007 PER?EMBE
Resmî Gazete
Sayı : 26552
KANUN
POLİS VAZİFE VE
SALÂHİYET KANUNUNDA DE?İ?İKLİK
YAPILMASINA DAİR
KANUN
Kanun No. 5681
Kabul Tarihi: 2/6/2007
MADDE 1 –
4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife
ve Salâhiyet Kanununun 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
4/A maddesi eklenmiştir.
"Durdurma ve kimlik sorma
MADDE 4/A- Polis, kişileri ve araçları;
a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak,
işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,
c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan
kişileri tespit etmek,
ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya
da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek,
amacıyla durdurabilir.
Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için polisin tecrübesine ve
içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması
gerekir. Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde
durdurma işlemi yapılamaz.
Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma
sebebine ilişkin sorular sorabilir; kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer
belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir.
Durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin
gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz.
Durdurma sebebinin ortadan kalkması halinde kişilerin ve araçların
ayrılmalarına izin verilir.
Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike
oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı
halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik
gerekli tedbirleri alabilir. Ancak bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin
çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin
açılması istenemez.
Bu Kanun ve diğer kanunların verdiği görevlerin yerine getirilmesi
sırasında, polis tarafından gerekli işlemler için durdurulan kişiler ve
araçlarla ilgili hükümler saklıdır.
Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu
belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere
kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.
Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya
gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği
belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar
edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır
ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü
bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.
Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit
edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma
süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu
nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.
Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin
nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci
maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.
Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması
halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de
İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır."
MADDE 2 –
2559 sayılı Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Parmak izi ve fotoğrafların kayda alınması
MADDE 5- Polis;
a) Gönüllü,
b) Her çeşit silah ruhsatı, sürücü belgesi, pasaport veya pasaport
yerine geçen belge almak için başvuruda bulunan,
c) Başta polis olmak üzere, genel veya özel kolluk görevlisi ya da
özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilen,
ç) Türk vatandaşlığına başvuruda bulunan,
d) Sığınma talebinde bulunan veya gerekli görülmesi halinde, ülkeye
giriş yapan sair yabancı,
e) Gözaltına alınan,
kişilerin parmak izini alır.
Birinci fıkraya göre alınan parmak izi, ait olduğu kişinin kimlik
bilgileri ile birlikte, ne zaman ve kim tarafından alındığı belirtilmek
suretiyle, bu amaca özgü sisteme kaydedilerek saklanır. Ancak, parmak izinin
hangi sebeple alındığı sisteme kaydedilmez.
Olay yerinden elde edilen ve kime ait olduğu henüz tespit
edilemeyen parmak izleri, kime ait olduğu tespit edilinceye kadar, ilgili
soruşturma dosya numarası ile birlikte sisteme kaydedilir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 81 inci maddesi ile 5275
sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 21 inci maddesi
hükümlerine göre alınan parmak izleri de bu sisteme kaydedilir.
(a) bendi hariç birinci fıkra ile dördüncü fıkra kapsamına giren
kişilerin ayrıca fotoğrafları alınarak, ikinci fıkrada belirlenen esaslara uygun
olarak parmak izi ile birlikte sisteme kaydedilir.
Bu sistemde yer alan bilgiler, kimlik tespiti, suçun önlenmesi veya
yürütülmekte olan soruşturma ve kovuşturma kapsamında maddî gerçeğin ortaya
çıkarılması amacıyla mahkeme, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve kolluk tarafından
kullanılabilir.
Kolluk birimleri, kimlik tespiti yapmak ya da olay yerinden alınan
parmak izini karşılaştırmak amacıyla doğrudan bu sistemle bağlantı kurabilir.
Sistemde kayıtlı bilgilerin hangi kamu görevlisi tarafından ve ne
amaçla kullanıldığının denetlenebilmesine imkân tanıyan bir güvenlik sistemi
kurulur.
Sistemde yer alan kayıtlar gizlidir; altıncı ve yedinci fıkralarda
belirlenen amaçlar dışında kullanılamaz.
Sisteme kayıtlı olan parmak izi ve fotoğraflar, kişinin ölümünden
itibaren on yıl ve her halde kayıt tarihinden itibaren seksen yıl geçtikten
sonra sistemden silinir.
Parmak izi ile fotoğrafların sistemde kaydedilmesi ve saklanması
ile bu kayıtlardan yararlanmaya ilişkin diğer esas ve usûller, İçişleri
Bakanlığı tarafından Adalet Bakanlığının görüşü alınarak çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 3 –
2559 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Önleme araması
MADDE 9- Polis, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla
usûlüne göre verilmiş sulh ceza hâkiminin kararı veya bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mülkî âmirin vereceği yazılı emirle;
kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kâğıtlarını ve eşyasını arar; alınması
gereken tedbirleri alır, suç delillerini koruma altına alarak 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemleri yapar.
Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun
gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir.
Arama kararında veya emrinde;
a) Aramanın sebebi,
b) Aramanın konusu ve kapsamı,
c) Aramanın yapılacağı yer,
ç) Aramanın yapılacağı zaman ve geçerli olacağı süre,
belirtilir.
Önleme araması aşağıdaki yerlerde yapılabilir:
a) 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına
giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde veya yakın çevresinde.
b) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın
çevresinde.
c) Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde.
ç) Eğitim ve öğretim özgürlüğünün sağlanması için her derecede
eğitim ve öğretim kurumlarının idarecilerinin talebiyle ve 20 nci maddenin
ikinci fıkrasının (A) bendindeki koşula uygun olarak girilecek yüksek öğretim
kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında.
d) Umumî veya umuma açık yerlerde.
e) Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda.
Konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan işyerlerinde ve
eklentilerinde önleme araması yapılamaz.
Spor karşılaşması, miting, konser, festival, toplantı ve gösteri
yürüyüşünün düzenlendiği veya aniden toplulukların oluştuğu hallerde
gecikmesinde sakınca bulunan hal var sayılır.
Polis, tehlikenin önlenmesi veya bertaraf edilmesi amacıyla
güvenliğini sağladığı bina ve tesislere gelenlerin; herhangi bir emir veya karar
olmasına bakılmaksızın, üstünü, aracını ve eşyasını teknik cihazlarla,
gerektiğinde el ile kontrol etmeye ve aramaya yetkilidir. Bu yerlere girmek
isteyenler kimliklerini sorulmaksızın ibraz etmek zorundadırlar. Milletlerarası
anlaşmalar hükümleri saklıdır.
Önleme aramasının sonucu, arama kararı veya emri veren merci veya
makama bir tutanakla bildirilir."
MADDE 4 –
2559 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Zor ve silah kullanma
MADDE 16- Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde,
bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir.
Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve
derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak
artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç ve kanunî şartları gerçekleştiğinde
silah kullanılabilir.
İkinci fıkrada yer alan;
a) Bedenî kuvvet; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde
doğrudan doğruya kullandığı bedenî gücü,
b) Maddî güç; polisin direnen kişilere karşı veya eşya üzerinde
bedenî kuvvetin dışında kullandığı kelepçe, cop, basınçlı su, göz yaşartıcı
gazlar veya tozlar, fizikî engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet
araçlarını,
ifade eder.
Zor kullanmadan önce, ilgililere direnmeye devam etmeleri halinde
doğrudan doğruya zor kullanılacağı ihtarı yapılır. Ancak, direnmenin mahiyeti ve
derecesi göz önünde bulundurularak, ihtar yapılmadan da zor kullanılabilir.
Polis, zor kullanma yetkisi kapsamında direnmeyi etkisiz kılmak
amacıyla kullanacağı araç ve gereç ile kullanacağı zorun derecesini kendisi
takdir ve tayin eder. Ancak, toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor
kullanmanın derecesi ile kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin
amiri tarafından tayin ve tespit edilir.
Polis, kendisine veya başkasına yönelik bir saldırı karşısında, zor
kullanmaya ilişkin koşullara bağlı kalmaksızın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
meşru savunmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde savunmada bulunur.
Polis;
a) Meşru savunma hakkının kullanılması kapsamında,
b) Bedenî kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği
direniş karşısında, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde,
c) Hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla getirme kararı veya
yakalama emri verilmiş olan kişilerin ya da suçüstü halinde şüphelinin
yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde,
silah kullanmaya yetkilidir.
Polis, yedinci fıkranın (c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce
kişiye duyabileceği şekilde "dur" çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya
uymayarak kaçmaya devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş
edilebilir. Buna rağmen kaçmakta ısrar etmesi dolayısıyla ele geçirilmesinin
mümkün olmaması halinde ise kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve
sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.
Polis, direnişi kırmak ya da yakalamak amacıyla zor veya silah
kullanma yetkisini kullanırken, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs
edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı
tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir."
MADDE 5 –
2559 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Adlî görev ve yetkiler
EK MADDE 6- Polis, bu maddede yazılı görevlerinin yanında, Ceza
Muhakemesi Kanunu ve diğer mevzuatta yazılı soruşturma işlemlerine ilişkin
görevleri de yerine getirir.
Polis, bir suça ilişkin olarak kendisine yapılan sözlü ihbar ve
şikâyetleri ve görevi sırasında öğrendiği suça ilişkin bilgileri yazılı hale
getirir.
Edinilen bilgi veya alınan ihbar veya şikâyet üzerine veya
kendiliğinden bir suçla karşılaşan polis, olay yerinde kişilerin ve toplumun
sağlığına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına zarar gelmemesi ve suçun
delillerinin kaybolmaması ya da bozulmaması için derhal gerekli tedbirleri alır.
Bir suç işlendiği veya işlenmekte olduğu bilgisini edinen polis,
olay yerinin korunması, delillerin tespiti, kaybolmaması ya da bozulmaması için
acele tedbirleri aldıktan sonra el koyduğu olayları, yakalanan kişiler ile
uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet savcısına bildirir ve Cumhuriyet
savcısının emri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma
işlemlerini yapar.
Yapılacak araştırma sonunda edinilen bilginin bir kabahate ilişkin
olduğu hallerde, konu araştırılarak gerekli yasal işlem yapılır veya yapılması
sağlanır.
Olay yerinde görevine ait işlemlere başlayan polis, bunların
yapılmasına engel olan veya yetkisi içinde aldığı tedbirlere aykırı davranan
kişileri, işlemler sonuçlanıncaya kadar ve gerektiğinde zor kullanarak bundan
men eder.
Polis, suçun delillerini tespit etmek amacıyla, Cumhuriyet
savcısının emriyle olay yerinde gerekli inceleme ve teknik araştırmaları yapar,
delilleri tespit eder, muhafaza altına alır ve incelenmek üzere ilgili yerlere
gönderir.
Olay yeri dışında kalan ve o suça ilişkin delil elde edilebileceği
yönünde kuvvetli şüphe sebebi bulunan konut, işyeri ve kamuya açık olmayan
kapalı alanlarda yapılacak işlemler için Ceza Muhakemesi Kanununun arama ve
elkoymaya ilişkin hükümleri uygulanır.
Polis, olaydaki failin, gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup
olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması halinde, Cumhuriyet
savcısının talimatıyla teşhis yaptırabilir.
Tanıklıktan çekinebilecek olanlar, teşhiste bulunmaya zorlanamaz.
İşleme başlanmadan önce, teşhiste bulunacak kişinin faili tarif
eden beyanları tutanağa bağlanır.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birden fazla ve aynı cinsten
olması, aralarında yaş, boy, ağırlık, giyinme gibi görünüşe ilişkin hususlarda
benzerlik bulunması gerekir. Teşhis için gerekli olması halinde, şüphelinin
görünüşü ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir. Teşhis işlemine tâbi
tutulan kişilerin her birinde, teşhis sırasında bir numara bulundurulur.
Teşhiste bulunan kişi ile teşhis
işlemine tâbi tutulan kişilerin birbirini görmemesi gerekir.
Teşhis işlemi en az iki kez tekrarlanır ve teşhiste bulunması
istenen kişiye, şüphelinin teşhis edilecek kişiler arasında yer almıyor
olabileceği hatırlatılır.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin, bu işlem sırasında birlikte
fotoğrafları çekilerek veya görüntüleri kayda alınarak, soruşturma dosyasına
konur.
?üphelinin fotoğrafı üzerinden de teşhis yaptırılabilir. Ancak tek
bir fotoğraf veya aynı kişinin farklı fotoğrafları üzerinden teşhis
yaptırılamaz. Değişik kişilerin fotoğraflarının aynı büyüklük ve özellikte
olmaları gerekir.
Teşhis işlemi tutanağa bağlanır."
MADDE 6 –
4/7/1934 tarihli ve 2559 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 17 nci maddesinin
ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 7 –
Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8 –
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
13/6/2007