Yeni Sayfa 8
D. Altıncı D’nin 23.1.2004 gün ve
E: 2002/3687, K: 2004/387 s.k.
Kararın Özeti
Vekile yapılan
tebligatın dava açma süresini başlatmayacağı hk.
Yeni Sayfa 7
Dava, Trabzon İli, Maçka ilçesi, ... Köyü, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel
sayılı taşınmazı kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18.maddesi uyarınca
gerçekleştirilen parselasyon işlemine ilişkin 27.8.1996 tarihli, 531 sayılı
Maçka Belediye Encümeni Kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince,
davacının en geç, Maçka Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali istemiyle açılan
davada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi
raporuna davacı vekili tarafından itiraz edildiği 26.3.2001 tarihinde, dava
konusu işlemden haberdar olduğunun kabulü gerektiğinden bahisle, bu tarihten
itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7.maddesinde öngörülen 60
günlük süre içinde açılması gereken davanın, 26.2.2002 tarihinde açılmış olması
nedeniyle süreaşımı yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
T.C. Anayasasının 125.maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda
sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında da Anayasa kuralına
paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin
yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiş, 7201 sayılı Tebligat
Kanununa ilişkin Tebligat Tüzüğünün 51.maddesinde ise tebliğin muhatap muttali
olmuş ise geçerli olacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi
sayılacağı ve muhatabın tebliğe muttali olduğunun ve bunun tarihin iddia ve
ispatına cevaz bulunmadığı öngörülmüştür.
Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun parselasyon planlarına karşı
açılacak davalara ilişkin 12.2.1970 günlü, E:1969/2, K:1970/1 sayılı İçtihadı
Birleştirme Kararında da, Anayasanın idarenin işlemlerinden dolayı açılacak
davalarda süreaşımının yazılı bildirim tarihinden başlayacağı hükmü karşısında
ilan tarihini dava açma süresine başlangıç tarihi kabul etmenin imkansız olduğu,
zira Anayasanın temel hukuk kuralları dışında bir konuyu ayrıntılarıyla
düzenlemesi ve bu hükmün daha önceki kanunlarda bulunup aynı konuyu düzenleyen
hükümlere aykırı olması halinde konuyu yeniden düzenleyen Anayasa hükmünün
uygulanmasının tabii olduğu hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca yapılan
parselasyon planlarında ve dağıtım cetvellerinde, düzenlemeye giren her taşınmaz
mala karşılık sahiplerine verilecek bağımsız veya şuyulu imar parsellerinin
parsel büyüklükleri, hisse miktarı, parsellerin konumu gibi hususlar ayrı ayrı
gösterildiğinden, bu planların düzenlemeye tabi tuttukları taşınmaz sahipleri
için subjektif ve kişisel işlemler oldukları kuşkusuzdur.
Ayrıca, 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon
planlarında da yukarıda belirtilen düzenlemelerin geçerli olduğu açıktır. Bu
itibarla idarenin böyle bir işlemi bizzat davacıya 7201 sayılı Yasanın ilgili
hükümleri uyarınca tebliğ etmesi gerekmektedir.
Anılan hükümler uyarınca, olayda, Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali
istemiyle açılan davada davacı vekiline tebliğ edilen bilirkişi raporuna davacı
vekili tarafından 26.3.2001 tarihinde yapılan itirazda dava konusu işlemden
bahsedilmiş ise de bu kararın davacıya değil, davacının vekiline tebliğ edilmiş
olması karşısında, davacının bu tarihte dava konusu işlem hakkında dava açmaya
yeterli düzeyde bilgi sahibi olduğunun kabulüne olanak bulunmadığından, bu
raporun dava açmaya esas alınamayacağı tabiidir.
Bu nedenle, davalı idarece söz konusu işlemin daha önceki bir tarihte davacıya
tebliğ edildiği ispatlanamadığına göre, davacının söz konusu işlemi öğrenme
tarihi olarak, dava dilekçesinde belirttiği 28.12.2001 tarihi kabul edilmek
suretiyle, bu tarihe göre süresinde açılan bu davanın esasına girilerek bir
karar verilmesi gerektiğinden İdare Mahkemesince davanın süreaşımı yönünden
reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Trabzon İdare Mahkemesinin 8.5.2002 günlü, E:2002/137,
K:2002/268 sayılı kararının BOZULMASINA, 10.120.000 lira karar harcı ile
fazladan yatırılan 7.530.000 lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine,
dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 23.1.2004 gününde oybirliğiyle karar
verildi.