VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİ?İ (SIRA NO : 371) Tarih: 17.04.2007 Saat: 06:01 Konu:
Yeni Sayfa 4
Yeni Sayfa 3
17 Nisan 2007 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 26496
TEBLİ?
Maliye Bakanlığından:
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİ?İ
(SIRA NO : 371)
1. Giriş
4/4/2007 tarih ve 26483 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren 5615 sayılı Kanunla bazı beyannamelerin verilme
süreleri yeniden belirlenmiş ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanununun bazı
maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle ilgili olarak
aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
2. Verilme Süreleri
Yeniden Belirlenen Beyannameler
5615 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun 10 uncu maddesiyle bazı beyannamelerin verilme süreleri yeniden
belirlenmiş, 19 uncu maddesiyle Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 28 inci
madde ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına, beyannamelerin verilme ve
ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek
şekilde yeniden belirleme yetkisi verilmiş bulunmaktadır.
2.1. 5615 Sayılı Kanunun
10 uncu Maddesiyle Verilme Süreleri Yeniden Belirlenen Beyannameler
Bilindiği üzere, beyan üzerine tarh ve tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin
beyannamelerin verilme ve ödeme süreleri ilgili vergi kanunları ile
belirlenmiştir.
5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle yıllık gelir vergisi beyannamesi,
muhtasar beyanname, geçici vergi beyannamesi ve katma değer vergisi
beyannamelerinin verilme sürelerinin başlangıç ve bitiş tarihleri yeniden
belirlenmiş bulunmaktadır.
Söz konusu madde, Kanunun yayım tarihi olan 4/4/2007 tarihi itibariyle yürürlüğe
girdiğinden bu tarihten sonra verilecek olup, verilme süreleri yeniden tespit
edilen beyannamelerin, belirlenen yeni süreler içerisinde verilmesi
gerekmektedir.
Buna göre, 5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle yeniden belirlenen beyanname
verme süreleri aşağıda gösterilmiştir.
-Yıllık gelir vergisi beyannamesi; izleyen yılın Mart ayının başından
yirmibeşinci günü akşamına kadar, gelirin sadece basit usulde tespit edilen
ticari kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın ?ubat ayının başından
yirmibeşinci günü akşamına kadar,
-Aylık dönemler halinde verilen Gelir (stopaj) vergisine ilişkin muhtasar
beyanname, vergilendirme dönemini takibeden ayın başından yirmiüçüncü günü
akşamına kadar,
-Üçer aylık dönemler halinde verilen gelir (stopaj) vergisine ilişkin muhtasar
beyanname; Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının başından yirmiüçüncü günü
akşamına kadar,
-193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (1) numaralı
fıkrası kapsamında verilecek beyanname; tevkifat dönemini izleyen ayın başından
yirmiüçüncü günü akşamına kadar,
-Katma değer vergisi beyannamesi; vergilendirme dönemini takip eden ayın
başından yirmidördüncü günü akşamına kadar.
2.2. Vergi Usul Kanununa
Eklenen Mükerrer 28 inci Madde Uyarınca Verilme Süreleri Yeniden Belirlenen
Beyannameler
5615 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle Vergi Usul Kanununa eklenen mükerrer 28
inci maddede, “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerin verilme
ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı geçmeyecek
şekilde yeniden belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu maddeyle Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına, beyannamelerin
verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanuni süresinden itibaren bir ayı
geçmeyecek şekilde yeniden belirleme yetkisi verilmiş bulunmaktadır.
Bu yetkiye dayanılarak uygulama birliğinin sağlanması amacıyla;
-
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddeleri uyarınca
vergi kesintisi yapmak mecburiyetinde olan mükelleflerce 5615 sayılı Kanunun
yürürlülük tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannamelerin, ertesi ayın
başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar,
-
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında bulunan mükellefler ile 23 üncü maddesi kapsamında bulunan
kurum ve kuruluşlarca 5615 sayılı Kanunun yürürlülük tarihinden sonra verilecek
beyannamelerin, ertesi ayın başından yirmiüçüncü günü akşamına kadar
verilmesi uygun görülmüştür.
2.3. Ortak Hükümler
Gerek 5615 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle gerekse de bu Kanunla Vergi Usul
Kanununa eklenen mükerrer 28 inci maddenin verdiği yetki uyarınca beyanname
verme süreleri yeniden belirlenen vergilerin ödeme süreleriyle ilgili olarak
herhangi bir değişiklik yapılmamış olup, bu beyannamelere ilişkin tahakkuk eden
vergiler, ilgili Kanunlarında yer alan ödeme süreleri içerisinde ödenecektir.
3. Vergi Dairesi Başkanlıklarında Düzeltme Yetkisi
5615 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle Vergi Usul
Kanununun 120 nci maddesinin sonuna eklenen fıkrada, “Bu Kanunun 4 üncü
maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete
geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi vergi dairesi başkanına
ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere
devredebilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm 16/5/2005 tarih ve 25817 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan vergi
dairesi başkanlıklarından, Vergi Usul Kanununun 120 nci maddesinde belirtilen
düzeltme ve reddiyat yetkisini haiz olanlara ilişkin düzeltme yetkisini
belirlemektedir.
Halihazırda Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinde
yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi
dairesi başkanlığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığıdır. Bu başkanlık
bünyesinde düzeltme yetkisi Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanına ait olup,
başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilecektir.
Diğer vergi dairesi başkanlıklarında ise düzeltme yetkisinin vergi dairesi
müdürlerinde olduğu tabiidir.
4.
Mükellef Olmayan KişilerinSatın Aldıkları Mallar ve Hizmetler İçin Belge
Almadıklarının Tespiti Halinde Kesilecek Özel Usulsüzlük Cezası
Vergi Usul Kanununun, özel usulsüzlükler ve
cezalarının düzenlendiği 353 üncü maddesinin 5615 sayılı Kanunla değişmeden
önceki (3) numaralı bendinde; Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasının 1-5
numaralı bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası,
müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici
cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit edilmesi
halinde bunlara 353 üncü maddenin (2) numaralı bendinde belirtilen cezanın beşte
biri kadar özel usulsüzlük cezası kesileceği, şu kadar ki bu cezanın
kesilebilmesi için belge alınmadığına ilişkin tespitin vergi incelemesine
yetkili olanlar tarafından yapılmasının şart olduğu belirtilmiş olup, bu hükmün
uygulanmasına ilişkin olarak belirlenen usul ve esaslara 229 Sıra No.lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğinde1 yer verilmişti.
5615 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle Vergi Usul
Kanununun 353 üncü maddesinin (3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra
gelmek üzere; “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti
vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir.” cümlesi
eklenmiştir. Anılan hükme dayanılarak, bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren
yoklama yapmaya yetkili memurların tamamı, mükellef olmayanların satın aldıkları
mallar ya da hizmetler için belge alınmadığına ilişkin tespitleri yapma
hususunda yetkili kılınmış olup, yoklama yapmaya yetkililer tarafından yapılan
denetimler sonucu belge alınmadığına ilişkin olarak nihai tüketiciler nezdinde
düzenlenen tutanaklara dayanılarak özel usulsüzlük cezası kesilebilecektir.
Anılan bent hükümlerinin uygulanmasında, belge
alınmadığına ilişkin tespit tutanağının belge almayanlara verilen örneği, ceza
ihbarnamesi yerine geçecektir. Cezanın, tutanağın alıcıya verildiği tarihten
itibaren 30 gün içerisinde, tespitin yapıldığı yeri yetki alanı içerisinde
bulunduran vergi dairesine ödenmesi esastır. Cezanın ödeneceği vergi dairesi
tutanağa yazılacak ve tutanağın bir örneği de tutanakta belirtilen vergi
dairesine gönderilecektir. Adına tutanak düzenlenenler bu cezayı tutanağın
kendilerine verilen örneğini ibraz etmek ve tutanakta belirtilen vergi dairesini
belirtmek suretiyle başka bir vergi dairesine de ödeyebileceklerdir.
Bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 229 Sıra
No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (IV) üncü kısmının (C) bölümü
yürürlükten kaldırılmıştır.
5. Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında
Usul
Vergi Usul Kanununun “Bazı kaçakçılık suçlarının
cezalandırılmasında usul” başlıklı 367 nci maddesinin birinci fıkrasında “…vergi
incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin
bağlı bulunduğu defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün mütalaasıyla,
keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi mecburidir.” hükmü yer
almaktaydı.
Bilindiği üzere, Gelir İdaresi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunla Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmuş, bölge
müdürlükleri kaldırılmış ve anılan Kanunun verdiği yetkiye istinaden de bazı
İllerde Vergi Dairesi Başkanlıkları oluşturulmuş bulunmaktadır.
5615 sayılı Kanunla, Gelir İdaresinin yeniden
yapılanması hususu göz önüne alınarak, Vergi Usul Kanununun 367 nci maddesinde
yer alan “defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün” ibaresi, “vergi
dairesi başkanlığının veya defterdarlığın” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre, Vergi Usul Kanununun 367 nci maddesi
kapsamında vergi dairesi müdürleri, vergi denetmenleri ve vergi denetmen
yardımcıları tarafından tespit edilen kaçakçılık suçlarını işleyenler hakkında
cumhuriyet savcılıklarına yapılacak suç duyurularında, vergi dairesi başkanlığı
kurulmuş bulunan İllerde vergi dairesi başkanlığının, diğer İllerde de
defterdarlığın mütalaasının alınması gerekmektedir.
6.
Danıştay Nezdinde Temyiz Yoluna Gidilmesi
Vergi Usul Kanununun “Vergi mahkemesinde dava
açmaya yetkili olanlar” başlıklı 377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci
fıkralarında; vergi dairelerinin, Maliye Bakanlığının (İl özel idareleriyle
belediyeler valilerin) muvafakatı olmaksızın vergi mahkemelerinin kararları
aleyhine Danıştay’da temyiz davası açamayacakları, ancak Maliye Bakanlığının,
tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini
defterdarlıklara devredebileceği hükmü yer almaktaydı. Bu yetki muhtelif
tarihlerde kullanılmış, son olarak da 316 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği2 ile 1/7/2003 tarihinden geçerli olmak üzere uygulamaya yön
verilmişti.
Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunla Gelir İdaresi Başkanlığının ve anılan Kanunun verdiği yetkiye
istinaden de vergi dairesi başkanlıklarının kurulması üzerine uygulama
birliğinin sağlanması bakımından sözü edilen fıkralar 5615 sayılı Kanunla
yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemeyle, vergi dairesi başkanlıkları ile
vergi dairelerinin, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen
tutarları aşan davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının (İl özel idareleri ile
belediyeler, valilerin) muvafakatını almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine
temyiz yoluna gidemeyecekleri, Gelir İdaresi Başkanlığının, tespit edeceği
hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi
müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına
ve/veya defterdarlıklara devredebileceği hükme bağlanmıştır.
Vergi dairesi müdürlükleri, bağlı vergi daireleri
(malmüdürlükleri), vergi dairesi başkanlıkları, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi
Başkanlığı ve defterdarlıkların Danıştay nezdinde temyiz yoluna gidebilmelerine
ilişkin limitler, bu Tebliğin yayımı tarihinden geçerli olmak üzere aşağıdaki
şekilde yeniden belirlenmiştir.
Davaya konu edilen meblağ (YTL)
Büyük Mükellefler
Vergi Dairesi Başkanlığı
100.000.000
İstanbul Vergi
Dairesi Başkanlığı
2.000.000
Ankara ve İzmir Vergi
Dairesi Başkanlıkları
1.750.000
Adana, Antalya,
Bursa, Kocaeli, Konya ve Mersin Vergi Dairesi Başkanlıkları
1.500.000
Aydın, Balıkesir,
Denizli, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Kayseri, Manisa, Muğla, Samsun ve
Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanlıkları
1.250.000
Diyarbakır, Edirne,
Erzurum, Malatya, Kahramanmaraş, Sakarya, Trabzon, ?anlıurfa ve
Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlıkları
1.000.000
Defterdarlıklar
800.000
Vergi Dairesi
Müdürlükleri (Bağlı vergi daireleri dâhil)
30.000
Yukarıda açıklanan limitler dikkate alınarak; vergi dairesi müdürlükleri
ve bağlı vergi daireleri (malmüdürlükleri), kendileri için belirlenmiş hadleri
aşan ihtilaflarda bağlı oldukları vergi dairesi başkanlığı ya da
defterdarlıktan; Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, vergi dairesi
başkanlıkları ve defterdarlıklar için belirlenen hadlerin aşılması durumunda ise
Başkanlığımızdan muvafakat alınması gerekmektedir.Bununla birlikte, bu limitlerin altında kalan ve dava açma süresinin
bitimi bu Tebliğin yayımı tarihinden sonraya rastlayan ancak bu tarihten önce
muvafakat talebiyle Başkanlığımıza intikal ettirilmiş olan vergi mahkemesi
kararlarının temyizine ilişkin muvafakatlar, vergi dairesi başkanlıkları ya da
defterdarlıklarca verilecek ve bunlara dayanılarak Danıştay’da temyiz yoluna
gidilecektir.
Vergi mahkemelerince verilen kararlara karşı Danıştay nezdinde temyiz
yoluna gidilmesinde, mahkeme kararları ile ortaya çıkan tutarlar yerine, davaya
konu edilen tutarların esas alınması ve muvafakatların yukarıda belirlenen
limitlere göre Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi dairesi başkanlığı veya
defterdarlıkça verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, vergi dairesi müdürlükleri, bağlı vergi daireleri
(malmüdürlükleri), vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklarca Danıştay
nezdinde temyiz yoluna gidilebilmesi için izin verilecek davalarla ilgili
savunmaları hazırlama görev ve sorumluluğu vergi dairelerine ait olup,
hazırlanacak savunma taslakları ile davaya ilişkin dosya ve evrak örnekleri
Gelir İdaresi Başkanlığına, vergi dairesi başkanlıklarına veya defterdarlıklara
gönderilecektir. Yetkili makamdan alınacak muvafakat üzerine olay Danıştay’a
intikal ettirilecek ve verilen kararların birer örnekleri de Başkanlığımıza
gönderilecektir.
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığınca Danıştay nezdinde temyiz
yoluna gidilebilmesi için izin verilecek davalarla ilgili savunmaları hazırlama
görev ve sorumluluğu bu Başkanlığa ait olup, hazırlanacak savunma taslakları ile
davaya ilişkin dosya ve evrak örnekleri ile Danıştay’ca verilen kararların birer
örnekleri Başkanlığımıza gönderilecektir.
Öte yandan, mükellefiyetin şekli, tesisi vb. belirli bir limiti içermeyen
davalar sonucu verilen vergi mahkemesi kararlarının temyizine ilişkin
muvafakatlar vergi daireleri ve bağlı vergi daireleri için ilgili vergi dairesi
başkanlığı veya defterdarlıklarca verilecek olup, bu gibi durumlarda Büyük
Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının Gelir İdaresi Başkanlığından muvafakat
almasına gerek bulunmamaktadır.
Tebliğ olunur.
–––––––––––––––––––
1 13 Ağustos 1994
tarih ve 22020 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
2 28 Mayıs 2003 tarih ve
25121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.