Yeni Sayfa 30
Yeni Sayfa 29
775 Sayılı Gecekondu XE “Gecekondu" Kanununa Göre Yıkım
2. dünya savaşından bu yana özellikle 3. dünya ülkeleri
olarak adlandırılan az gelişmiş ülkelerde görülen hızlı nüfus artışı ile ortaya
çıkan kentleşme sürecinde “gecekondu XE “Gecekondu" ” olgusu gündeme gelmiştir.
19. yüzyılda Paris’te ve Londra’da konut sıkıntısı nedeniyle ortaya çıkan
gecekondu kavramı, ülkemizde 1940’lı yıllarda kullanılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de 1950’lerden sonra görülmeye başlayan iç göçler ve hızlı kentleşme
hareketinin özellikle büyük kentlerimizde konut açığı sorununa ve gecekondulaşma
gibi olumsuz bir yapılaşmaya neden olduğu bilinmektedir. ?ehre göç edenlerin ilk
durağı gecekondu olmaktadır. Ancak yavaş sanayileşme ve güvenli yüksek ücretli
iş azlığı gecekondu bölgelerini geçici alanlar olmaktan çıkarmakta, kesin
kalıcılık sağlamaktadır. Ülkemizde kentleşme, gecekondulaşma ile çağrışım
içindedir. Çarpık kentleşmenin en önemli özelliği gecekondudur.
775 sayılı Gecekondu XE “Gecekondu" Kanununun 2.
Maddesinde; “Bu kanunda sözü geçen ‘Gecekondu’ deyimi ile, imar XE “İmar" ve
yapı XE “Yapı" işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı
kalınmaksızın, kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, sahibinin
rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar kastedilmektedir.” denilmektedir.
Gecekondulaşma, kırdan kente göçen kitlelerin temel konut
edinme biçimi olarak Türkiye kentleşmesinin ilk aşamalarında ortaya çıktı.
1950’lerde de kurumsallaştı. Bu dönem gecekonduları, tam da toplumun kendine
taktığı adı hak edecek bir süreç ile üretilmekte ve kullanılmaktaydı. Bu dönem
gecekondularının temel özelliği, kırdan göçenlerin kamu arazisi üzerinde esas
olarak kendi emekleri ile yapım sürecini gerçekleştirmeleridir.
Yasadaki “kendisine ait olmayan arazi veya arsalar” ifadesi
ile hazine, belediye, vakıflar vb. kamu arazileri ile şahıs arazileri
kastedilmekte; bu arazileri işgal ederek yapılan izinsiz yapılar gecekondu XE
“Gecekondu" olarak tanımlanmaktadır.
Birinci kuşak gecekondulaşmaya ilişkin bu söylenenlerin
1970’li yıllardan itibaren ortaya çıkan ikinci kuşak gecekondular için büyük
ölçüde geçerli olmadığı söylenebilir. Eskiden olduğu gibi kent yakın
çevresindeki kamu arazilerinin kullanıcılar tarafından, üzerinde gecekondu XE
“Gecekondu" yapmak amacıyla işgal edilmesi arsa XE “Arsa" elde etmenin tek
yolu olmaktan çıkmış, kent çeperindeki arsalar bu kez sahipleri tarafından
parsellenip satılmaya başlanmıştır. Noter tarafından onaylı bir belgeye dayalı
olarak yapılan, ancak tapuya tescil edilemeyen bu hisseli arsa satışlarının
tarihi eskilere gitse bile, 1970’lerde büyük kentlerde görülen hisseli
satışların öncekilerden önemli farkları vardır. Öncelikle bu satışlarda satışa
sunulan arsalar son derece küçük ve doğrudan gecekondu yapımına yöneliktir.
Çoğunlukla kamu tüzel veya özel kişilerin mülkiyet hakkına
tecavüz suretiyle yapılmış olması bunların açık bir özelliğidir. İmar XE “İmar"
İskan Bakanlığı’nın “Gecekondu XE “Gecekondu" problemi” adlı raporunda
“gecekondu XE “Gecekondu" kendisine ait olmayan yerde, imar XE “İmar"
yasalarına aykırı, gayri sıhhi (sağlıksız), gayri fenni (planlama ve teknik
olanaklardan yoksun) alelacele yapılmış olan konuttur” der. Ama bu yapıların
kişilerin kendi arazisi üzerine kurulabileceği de unutulmamalıdır. Gecekondu
patolojik yoğunluk derecesine ulaşacak kadar yoğun olan şehirsel yerleşme alanı
XE “Yerleşme Alanı" olarak görülmektedir.
Gecekondulaşma kentlerimizin
önemli problemi olmakla beraber, bu alanda alınan tedbirler yetersizdir. Bu güne
kadar sadece polisiye tedbirlerle yetinilmiş ama bu alanda da önlemler eksik
kalmıştır. Sadece gecekonduya göz yuman ya da gerekli tedbiri almayan yerel
yönetimler sorumlu tutulurken, bu gecekonduyu yapan, onlara malzeme temin eden
ve taşeronluğunu yapanlara yönelik tedbir yoktur. Oysa, gecekondu XE “Gecekondu"
inşaatındaki iş hacmi çok önemli boyutlardadır ve buna yönelik tedbirler
alınmalıdır.
Bu tanıma imarsız alanlarda
hisseli tapu XE “Tapu"
sahiplerinin kendi arazileri üzerinde yaptıkları ruhsatsız yapılar XE
“Ruhsatsız Yapılar"
ı da katmak gerekmektedir. Bu anlamda; Gecekondu XE “Gecekondu"
; “imar XE “İmar"
ve yapı XE “Yapı"
işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, hazine,
belediye, vakıflar vb. kamu arazileri ile şahıslara ait arazi veya arsalar
üzerinde, sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar ile imarsız
alanlarda hisseli tapu sahiplerinin kendi arazileri üzerinde yaptıkları
ruhsatsız yapılar” olarak tanımlanmakta iken, süreç içinde içeriği ve niteliği
değişen gecekondu XE “Gecekondu"
; daha çok hazine arazileri ya da başkasının arazisi üzerinde bulunan yapıları,
kaçak yapı XE “Kaçak Yapı"
ise; kendi mülkiyeti ya da hissesi üzerine İmar XE “İmar"
Mevzuatına aykırı olarak yapılan yapıları tanımlar biçimde kullanılmaya
başlamıştır.
Gecekonduda yaşayanlar genellikle oturdukları evlerin mülkiyetine sahip
değildirler. Gecekonduların kuruldukları alanlar, satın alınmayan parsellenmemiş
arazilerdir. Gecekondu XE “Gecekondu" bölgelerinde
evler genellikle sık ve tek katlıdır. Konutların sıklığı dışarıdan gelecek
herhangi bir tehlikeye karşı korunma pisikolojisinden ileri gelmekte, evlerin
tek katlı olmasının nedeni ise ekonomik olanaksızlıklar yanında, her zaman
devletin güçleri tarafından yıkılma endişesinden doğmaktadır Konutlar teneke,
çamur, biriket, taş vb. yapı XE “Yapı" malzemelerinden
oluşmaktadır. Bu binalar, ileride çok katlı yapılar haline geldiklerinde dar
sıkışık şehir bölgeleri oluşmaktadır. Kuruluş alanları genellikle bataklık,
dağların yamaç ve etekleri ile eski kent merkezleri ve kentlerin periferinde
bulunmaktadır. Bunlar alt yapı yatırımlarının bulunmadığı, sağlık hizmetlerinin
görülmediği, bu nedenle bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği ayrıca, beslenme ve
eğitim olanaklarını düşük olduğu alanlardır. Gecekondu bölgeleri ve mahalleleri
kentin diğer semtlerine oranla nüfus sıklığı açısından daha yoğundur. Sürekli
göç aldıklarından adeta canlı bir hücreye benzeyen bu alanlar, her geçen gün
yatay ve dikey büyümekte ve kendilerini yenilemektedirler. Artan gecekondulaşma
kentsel hizmetlerin aksamasına yol açmaktadır.
1953 yılında yürürlüğe giren “Bina XE “Bina" yapımını teşvik ve izinsiz yapılan
binalar hakkında kanun” imar XE “İmar" affı konusunu düzenleyen ilk yasadır.
Gecekondu XE “Gecekondu" kuşaklarının kenti sardığı 1966 yılında 775 sayılı
Gecekondu kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 18. maddesine göre “Bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan gecekondular...hiç bir karar alınmasına
gerek olmaksızın belediye veya devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır”
hükmü yer almaktadır. Ne var ki bu uygulanmamış ve sonraki yıllarda çıkarılan
imar afları ile gecekondu XE “Gecekondu" yapımına devam edilmiş; büyük
kentlerin çevresinde yüzbinlerce gecekondu oluşmuştur. Fatih köprüsünü korumak
için hazırlanan uçaksavar birliği bile planlanan tepenin gecekonducular
tarafından işgal edilmesi nedeniyle başka yer aramak zorunda kalmıştır. 1983 de
“İmar XE “İmar" ve Gecekondu
Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkında Kanun” başlığı ile
yeni bir af yasası çıkarılmış, ardından aynı başlıkla 1984 de bir af yasası daha
yayımlanmıştır. Halk arasında af kanunu ya da imar affı kanunu olarak anılan bu
kanunlarla imar mevzuatına aykırı inşa edilmiş ve inşa edilmekte olan yapılarla
gecekondular “mevzuata” uygun hale getirilmiş, af kapsamları sürekli
genişletilmek suretiyle değiştirilmiştir. 1984 deki af yasası o yıla dek
alışılagelmiş “kaçak yapı XE “Kaçak Yapı" ları bir defaya
mahsus ruhsata bağlama” kuralını bile yeterli görmemiş, daha da öteye giderek
“gecekonduya tapu XE “Tapu" ” sözünü vermiştir. Bu yasalarla gecekondular ve
kaçak yapılar yasallaştırılmıştır.
Seçim dönemlerinde göz yumulan
kaçak yapı XE “Kaçak Yapı" laşma, imar XE “İmar" aflarıyla bu kadar kolay
yasallaştırılırsa, ülkemizdeki konutların yüzde 70’i elbette kaçak olur. Kaçak,
adı üstünde, elektrik kaçağı, su kaçağı dediğimizde bir miktar sızıntı olduğunu,
sıra dışı bir durum olduğunu, gitmesi gereken nokta yerine, bir miktar başka
yerlere gidiyor anlamına gelir; meseleyi böyle anlarsınız. Kaçak dediğimiz olgu
yüzde 70’lerde ise o zaman tersine bir durum vardır. Su ya da elektrik gitmesi
gereken nokta yerine başka yere gidiyor demektir. Ülkemizde kaçak yapılaşmanın
durumu bu. Yüzde 30 yasal konut, yüzde 70 kaçak konut. Yani bunun adına artık
kaçak diyemeyiz. Kaçak konut yapmak sıradan hale gelmiş demektir.
Türkiye’de yerel ya da genel her seçim öncesi seçime
endeksli imar XE “İmar" affı, hatta daha ileri gidilerek gecekondu XE
“Gecekondu" affı söylemlerine tanık olunmaktadır. Oy uğruna kaçak yapı XE
“Kaçak Yapı" ya taviz verilip, hazine arazilerinin yağmalanmasına çanak
tutulmaktadır. Özellikle yerel yönetimlerin seçim çekişmeleri gecekondu
bölgeleri ile ilgili olarak daha gevşek ve hoşgörülü olmaya itmiştir. Denetim
mekanizması gevşemekte ve bu gidişin farkında olanlar da fırsatı
değerlendirmektedir. İmar XE “İmar" mevzuatına uygun olarak ruhsatlı yapılaşan
yurttaşlar bu durumda cezalandırılmış olurken, oy avcılarının hedef kitlesini
teşkil eden kaçak yapı XE “Yapı" sahipleri nasıl olsa af çıkacak söylentisiyle
teşvik edilmektedir. Kenti yağmalayarak kent suçu işleyenler ödüllendirilecekmiş
gibi bir hava yaratılmakta, her seferinde kentler taammüden katledilmektedir.
Sonraki yıllar için örnek teşkil eden İmar affı yasaları nedeniyle; güvenirliği
olmayan, sürekli değiştirilen ve en önemlisi uyulmaması halinde
cezalandırılmayacağı umudu ile kasden çiğnenen imar mevzuatına ilişkin hükümler,
sürekli af beklentisi içinde olan yerel yönetimler ve valilik makamlarınca
uygulanamamaktadır. Af kapsamını sürekli genişletmek suretiyle değiştirmek ile
imar mevzuatına aykırı yapı XE “İmar Mevzuatına Aykırı Yapı" laşmaların ve bu
arada gecekondulaşmanın engellenebileceğini düşünmek iyimserlik olacaktır. Başka
bir ifadeyle af olasılığının yüksek olduğu bir ortamda, otoritenin tesisi ve
devamını sağlamak zor görünmektedir.
Gecekondulaşmaya karşı alınması gereken en önemli önlem
ise, dar gelirliler için imarlı, alt yapısı tamamlanmış ve uygun ödeme
koşullarında arsa XE “Arsa" üretilmesi ve bunlara satılmasıdır.
Ayrıca hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut
kooperatiflerine devri ile gecekondu XE “Gecekondu" önleme bölgeleri
oluşturulmalı, gecekondu yerine uydu kentler yapılmalıdır.