Temyiz İsteminde
Bulunanlar : ...
Vekilleri
: Av.
Karşı Taraf : Bakırköy Belediye
Başkanlığı-İSTANBUL
Vekili
: Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 3. İdare Mahkemesinin
31.12.2002 günlü E:2001.631, K:2002.1831 sayılı
kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma
verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi
: 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde
öngörülen yaptırıma, yapı sahibinin muhatap
olması ve "Yapı Sahibi" ifadesinden de ruhsatsız veya
ruhsat ve eklerine aykırı yapıyı yapan kişinin veya
kişilerin anlaşılması gerekmektedir. Davalı
İdarece de bu husus dikkate alınarak para cezasına ilişkin ilk
encümen kararı iptal edilmiş ve ruhsatsız yapı ile
ilişkisi olan kat malikleri tespit edilerek bu kişiler adına
para cezası verilmesine yönelik olarak yeni bir encümen
kararı alınmıştır. Nitekim,
İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da
yıkım kararına muhatap olanların, çatı
katı ile ilişkisi olmayan ve çatı inşa edilmesine
onay vermeyen zemin kat malikleri değil, çatı arası
kullanım olanağına kavuşan üst kat malikleri
oldukları belirtilmiştir.
Bu
itibarla, 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca
yıkım kararının ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine
aykırı yapıyı yapan yapı sahibi adına
alınması gerektiğinden ve dava konusu olayda da
davacıların bu anlamda yapı sahibi olmadıkları
tartışmasız bulunduğundan, davacılar adına yıkım
kararı alınmasında ve idare mahkemesince 634 sayılı
Kat Mülkiyeti Kanununa göre çatıların binanın
ortak kullanım yerlerinden olduğundan bahisle davacılar
adına alınan yıkım kararında mevzuata
aykırılık bulunmadığından bahisle davanın
reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi
kararının bozulmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
Danıştay
Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi
: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararın temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu
maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine
uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin
açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul ili,
Bakırköy ilçesi, Yeşilköy mahallesi, Halkalı
Caddesi, 45 pafta, 1030 ada, 78 parsel sayılı taşınmaz
üzerinde bulunan yapıda ruhsat alınmadan inşaa
edilen kısımların 3194 sayılı İmar Kanununun 32.
maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 15.03.2001
günlü, 482 sayılı belediye encümeni
kararının iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi
sonucu düzenlenen rapor ile dava dosyasında yer alan bilgi ve
belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, teras olan
çatının ruhsat alınmadan 1 putrel ve ahşap konstrüksiyonla kapatıldığı ve
teras ile çatı arasında kullanılabilir alan
oluşturulduğu anlaşıldığından, dava konusu
yıkım kararında mevzuata aykırılık
bulunmadığı, öte yandan 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununa göre yapıya ait çatı ortak
alanlardan olduğundan, ruhsatsız olarak yapılan bu yerin
yıkımına yönelik olarak alınan kararda yapı
sahibi sıfatıyla tüm bağımsız
bölümlerinin maliklerinin adının sayılmış
olmasının da hukuka aykırı olmadığı;
ayrıca dava konusu yıkım kararına, yapı ile
doğrudan ilgisi ve menfaati bulunan 2. ve 3. katlardaki maliklerinin
muhatap olacakları gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, bu karar davacılar vekili tarafında temyiz
edilmiştir.
3194
sayılı İmar Kanunun 32.maddesinde; "Bu Kanun
hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek
yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya
başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı
yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce
tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali
olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat
durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat
derhal dudurulur. Durdurma,yapı
tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı
sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir
nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en
çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını
ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten
mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata
aykırılık olan yapıda, bu
aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat
alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu,
inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya
valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına
izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykır
veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare
kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe
yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil
edilir" hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın
incelenmesinden, uyuşmazlık konusu yapıda teras olan
çatının 1 putrel ve ahşap konstrüksiyon
ile kapatılması ve teras ile çatı arasında
kullanılabilir alan meydana getirilmesi nedeniyle davacılar
tarafından söz konusu inşaatların ruhsatsız
olduğu, kendilerinin böyle bir değişikliğe
rızalarının olmadığı gerekçesiyle meni
müdahale ve eski hale getirme davaları açtıkları,
aynı zamanda ruhsatsız inşaat hakkında gereğinin
yapılması için davalı idareye başvuruda
bulundukları, davalı idarece yapılan inceleme sonucunda söz
konusu aykırılıkların varlığının tespit
edilmesi üzerine davacıların da aralarında bulunduğu
kat malikleri adına 3194 sayılı Yasanın 42. maddesi
uyarınca para cezası verildiği ve aynı kanunun 32. maddesi
uyarınca da dava konusu yıkım kararının
alındığı; ancak davacılar tarafından yapılan
itirazlar üzerine, para cezası verilmesine ilişkin ilk
encümen kararı iptal edilerek, ruhsatsız yapıyla
doğrudan ilgisi olan kat malikleri adına para cezası verilmesine
yönelik yeni bir encümen kararı alındığı;
ancak yıkıma ilişkin belediye encümeni kararında bir
düzeltme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı
İmar Kanununun 32.maddesinde öngörülen yaptırıma,
yapı sahibinin muhatap olması ve "Yapı Sahibi"
ifadesinden de ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı
yapıyı yapan kişinin veya kişilerin
anlaşılması gerekmektedir. Davalı İdarece de bu husus
dikkate alınarak para cezasına ilişkin ilk encümen
kararı iptal edilmiş ve ruhsatsız yapı ile ilişkisi
olan kat malikleri tespit edilerek bu kişiler adına para cezası
verilmesine yönelik olarak yeni bir encümen kararı
alınmıştır. Nitekim, İdare
Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda da
yıkım kararına muhatap olanların, çatı
katı ile ilişkisi olmayan ve çatı inşa edilmesine
onay vermeyen zemin kat malikleri değil, çatı arası
kullanım olanağına kavuşan üst kat malikleri
oldukları belirtilmiştir.
Bu
itibarla, 3194 sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca
yıkım kararının ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine
aykırı yapıyı yapan yapı sahibi adına
alınması gerektiğinden ve dava konusu olayda da
davacıların bu anlamda yapı sahibi olmadıkları tartışmasız
bulunduğundan, davacılar adına yıkım kararı
alınmasında ve idare mahkemesince 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununa göre çatıların binanın ortak
kullanım yerlerinden olduğundan bahisle davacılar adına
alınan yıkım kararında mevzuata aykırılık
bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde
isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 31.12.2002
günlü, E:2001.631, K:2002.1831
sayılı kararının BOZULMASINA, 16.090.000.- lira karar
harcı ile fazladan yatırılan 24.860.000.- lira harcın
temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 28.5.2004 gününde oybirliğiyle
karar verildi.