İPTAL VE TAM YARGI (TAZMİNAT) DAVALARI (CAFER ERGEN))
Tarih: 26.04.2009 Saat: 12:26
Konu: imar


Bu maddeye göre hak ihlal eden idari işlemlere karşı dava açma şekli şöyle olabilir:

1.    Önce İptal davası ve bunun üzerine tam yargı davası,

2.    İptal ve tam yargı davası birlikte,

3.    Doğrudan doğruya tam yargı davası,

4.    İşlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı dava süresi içinde tam yargı davası.



2577 sayılı Yasanın 12. maddesiyle, idari işlemlerden zarar uğranılması halinde açılacak iptal, iptal ve tam yargı veya tam yargı davalarının sürelerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

Bu maddeye göre, ilgililer haklarını ihlal eden bir işlem dolayısıyla Danıştay’a ve İdare ve Vergi Mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karar bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.

Bu maddeye göre hak ihlal eden idari işlemlere karşı dava açma şekli şöyle olabilir:

1.    Önce İptal davası ve bunun üzerine tam yargı davası,

2.    İptal ve tam yargı davası birlikte,

3.    Doğrudan doğruya tam yargı davası,

4.    İşlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı dava süresi içinde tam yargı davası.

Burada, iptal davası üzerine tam yargı davası açılırken, her zaman, iptal davası sonucu verilen kararın tamamen kesinleşmesinin beklenilmesine gerek yoktur. Eğer kanun yollarına başvurulmuş ise o zaman sonucun tebliği üzerine dava açılır. Yani iptal davası sonucu verilen karar, temyiz üzerine kesinleşmiş ise dolayısıyla karar düzeltme yoluna başvurulmamış ise temyiz üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davasının açılması gerekmektedir. Karar düzeltme yoluna başvurulmamış olması nedeniyle, temyiz üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren dava açma süresinin hesaplanması gerekmektedir. Çünkü, maddede kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği ibaresi mevcuttur. Dolaysıya dava açma süresinin, kesinleşmeden itibaren başlayacağı şeklinde bir düzenleme yapılmamıştır.

Burada şu hususun gözden kaçırılmaması gerekir. İptal davası üzerine tam yargı davası açılabilmesi için, iptal kararı üzerine altmış gün içinde tam yargı davası açılabileceği gibi, bu aşamada dava açılmayıp, eğer karar temyiz edilmişse, temyiz sonucu verilen kararın tebliği üzerine de altmış gün içinde tam yargı davası açılabilir. Öyleyse, iptal kararının tebliği üzerine altmış gün içinde dava açılmamış olmakla birlikte, henüz temyiz sonucu verilecek kararın tebliğ edilmediği hallerde, iptal kararının tebliğinden itibaren altmış gün geçirilmiş olsa bile, bu şekilde açılan davanın süresinde olduğunu vurgulamak gerekir.

Bütün bu hallerde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca idareye başvuru hakkı vardır. Ancak, bu başvurunun yukarıda belirtilen dava açma süresi içinde yapılması gerekir.

2577 sayılı Yasanın 13. maddesinde, idari eylemlerden dolayı doğrudan tam yargı davası açılmasına ilişkin usul ve süre düzenlemesi yapılmıştır. Dolayısıyla, bu maddede yer alan düzenlemeler imar planlarıyla ilgili bulunmadığından, burada izaha gerek görmüyoruz.







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1774