İMAR PLANLARI İKİNCİ BASKI İÇİN SİPARİ? 0312 4353030 - SEÇKİN YAYINEVİ
Tarih: 22.04.2009 Saat: 01:10
Konu: imar




İkinci Baskıya Önsöz

İdare hukuku bakımından tüm idari işlemlerin nihai amacı kamu yararıdır. Bu nedenle imar planları da kamu yararına olması gereken düzenleyici işlemlerdir. İmar planları açısından kamu yararı ise bir şehrin bütününü ilgilendirdiğinden aynı şehirde yaşayan bireylerin kişisel çıkarlarının toplamına indirgenemez.

İmar planları ile düzenlenen alanlarda bir arazi parçasının kamu yararına en uygun kullanım şekli belirlenir. Plan hiyerarşisine göre imar planları yönetmelikler ve yapı ruhsatlarından önce uygulanması gereken işlemlerdir. Planlı bir sahada imar planına aykırı alan kullanımı mümkün değildir. Eğer imar planındaki tahsisi amacı dışında bir alanda olması gerekiyorsa o zaman önce imar planında değişiklik yapılması gerekir.

Son zamanlarda yapılan yasal düzenlemeler ile ülkemizin tamamının planlı yaşama geçirilmesi hedeflenmektedir. Özellikle çevre düzeni planı açısından ülkemizde plansız alan kalmayacak şekilde kurallar getirilmiştir. Ancak bu çevre düzeni planları imkanlar ölçüsünde yapılacaktır. Yani bu planların tamamlanması için belirli bir tarih öngörülmemiştir. Bu bakımdan artık imar planları toplumun her kesimini yakından ilgilendiren hukuki belge olarak karşımıza çıkacaktır.

Büyükşehir belediyeleri açısından ise bu belediyeler tüm ilin planlarında söz sahibi olmuşlardır. Yani, Büyükşehir belediyelerinde ana yetki Büyükşehir belediyesinindir. Alt ve diğer belediyeler Büyükşehir belediyelerinin hazırlayacakları çevre düzeni ve nazım imar planlarına uygun olarak uygulama planlarını yapmakla görevlidirler. Bu açıdan bakıldığında plan düzenlemesi bakımından yetkiler, il düzeyinde toplanmış durumdadır. Öte yandan, Büyükşehir belediyesi olmayan illere bakıldığında ise sadece il merkezi belediye sınırları içinde yapılan seçimle yönetime gelen belediyeler de tüm ilin planlamasında söz sahibi haline gelmiştir. Oysa il belediye yönetiminin ilçe belediye yönetimi üzerinde hiçbir hakkı ve yetkisi bulunmamaktadır. Bu durumu biraz yumuşatmak için İl Özel İdareleri de olaya dahil edilmiştir. Halbuki ilçe belediye sınırları içinde bulunan bireyler il belediyesi seçimlerinde oy kullanamamaktadır. Ancak oy vermedikleri il belediyesinin imar düzenlemesine tabi tutulmaktadırlar.

Uygulamada en çok kullanılan plan türleri nazım ve uygulama imar planı ile çevre düzeni planlarıdır. Genel olarak imar planlamasında üçlü bir piramit bulunmaktadır. 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı, 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planıdır. 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı en üstte yer almakta, bu plana uymak zorunda olan nazım imar planları genel düzenlemeler içermekte ve çevre ve nazım imar planlarına uygun olarak hazırlanacak olan uygulama imar planları ise uygulamaya dönük plan niteliğinde olmaktadır.

İmar işlerinde genel olarak sorumluluk yetersiz bulunmaktadır. Çünkü çok açık olarak imar hukukuna ve temel bilgilere aykırı hareket edenler hakkında cezai müeyyide açısından bu kişileri engelleyici bir ceza sistemimiz bulunmamaktadır. Böyle olunca da imar hukuka aykırı hareket edenleri cesaretlendirmiş oluyoruz. İmar hukuku konusunda genelde inceleme yapan görevlilerin bu alanlarda uzman olmadıkları, sadece denetim görevlerini yaptıkları anlaşılmaktadır. Gerek İçişleri Bakanlığı ve gerekse Bayındırlık ve İskân Bakanlığı görevlilerinin denetimle görevlendirilenlerin konunun hem hukuki tarafını ve hem de teknik ve bilimsel tarafını bilmeden yaptıkları denetim ve incelemelerin tam olarak beklenen sonucu vermesi mümkün değildir. İmar hukukunda örneğin bir yeşil alanı yahut sahil şeridini yapılaşmaya açanlara karşı Türk Ceza Kanunu’nda özel bir ceza müeyyidesi getirilmeli yahut bu şekilde kamunun elinden çıkan arazi ve arsaların değerlerinin hiç olmazsa belli bir kısmının bu kararı veren görevlilerden ceza olarak geri alınmadığı sürece imar alanındaki olumsuzlukları önleyebilmek mümkün bulunmamaktadır.

İmar planlarını yapan idarelerin, imar hukukuna ve mülkiyet haklarına yeterince riayet etmemeleri durumunda, gerekli başvuruların yapılması, idari dava açılması ve idari yargının imar planı davalarını yargılama usulünün kapsayacak şekilde hazırlanan bu kitabın içeriğinde her türlü imar planlarına dahil açıklama, içtihad ve uygulanması gereken prosedür yer almaktadır. Bu çalışma, imar planları davalarına bakılan İdare Mahkemelerinde uzun yıllar çalışılması sonunda edinilen tecrübeye ve bu tür davaların incelenmesi sırasında yapılan sayısız keşif ve bilirkişi incelemeleri nedeniyle defalarca bizzat taşınmaz başına gidilerek yerinde yapılan araştıma ve gözlemlere dayalı olarak hazırlanmıştır.

Öncelikle ilk baskıya gösterilen ilgiden dolayı memnuniyetimizi belirtirken genişletilerek hazılanan bu ikinci baskının da faydalı ve yararlı olmasını temenni ederim. İkinci baskı için güncel içtihatların dışında kitaba eklediğim “kentsel dönüşüm ve gelişim proje uygulamaları”, “imar hukukunda kısıtlılık sorunu ve çözüm yolları” ve “korunması gerekli kültür ve taşınmaz varlıkları ile ilgili ilke kararları” konularıyla kitabın içeriğini daha fazla zenginleştirmeye çalıştım.

İkinci baskının hazırlanmasında manevi desteğini esirgemeyen yıllarca beraber çalışarak bilgi ve tecrübelerinden istifade ettiğim Emekli Hâkim (Kayseri Bölge İdare Mahkemesi Eski Başkanı), Yeminli Mali Müşavir ve Yazar Sn. Celal KARAVELİO?LU’na, kitap çalışmaları sırasında yardımlarını esirgemeyen eşim DR. Filiz DENİZLİ ERGEN’e, kitabın ikinci baskısının yayınlanarak okuyuculara ulaştırılmasında bizleri teşvik eden Sn. Koray SEÇKİN Beye ve tüm Seçkin Yayıncılık ailesine saygılarımla en içten teşekkür ederim.

Cafer ERGEN
Ankara; Nisan 2009








Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1772