Tevhit
ve
ifrazın, 3194 sayılı yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen
yapılamayacağı hk.
Danıştay Altıncı Dairesinin
15.2.2006 gün ve E:2005/6177, K:2006/598 sayılı kararı.
Tevhit
ve
ifrazın, 3194 sayılı yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen
yapılamayacağı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 15.2.2006 gün ve E:2005/6177,
K:2006/598 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan: ? Özel Sağlık Hizmetleri A.?.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Manisa Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ?
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan: ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Manisa İdare Mahkemesinin 20.7.2005 günlü, E:2005/60, K:2005/848
sayılı kararının usul
ve
yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden
hiçbiri bulunmadığından, usul
ve
kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davalı İdare Yanında Davaya Katılanın Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi E. Emel Çelik'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden,
dava konusu işlemin parselasyon değil ifraz
ve
tevhid niteliğinde bir işlem olduğu anlaşıldığından, davacının muvafakatı
olmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle
davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, Manisa
İli, ? pafta, ?ada, ? sayılı parselin sahibi ile ? sayılı parselin
hissedarlarının başvurusu üzerine, sadece iki parseli kapsayacak şekilde tesis
edilen işlemin, parselasyon değil ifraz
ve
tevhit işlemi olduğu, bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının muvafakatı
sağlanarak yapılması gereken tevhit
ve
ifraz işleminin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin uygulandığından
bahisle re'sen gerçekleştirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığından, İdare
Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten
ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının hissedarı olduğu Manisa İli, ? pafta, ? ada, ? sayılı parselin
bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca parselasyon
işlemi yapılmasına ilişkin 30.11.2004 günlü, 921 sayılı belediye encümeni
kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan
keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden, 1
ve
2 sayılı parseller dışındaki parsellerin tamamının son imar planına göre tevhit,
ifraz ve
yola terkleri yapıldığından parselasyon yapılabilecek sadece bu parsellerin
kaldığı, davacıdan düzenleme ortaklık payı alınmadığı, yola giden yerler için
uygulama talep eden ?'ın bağış yaptığı, imar planı değişikliği ile yolların
genişletildiği,. bu plan değişikliğinin parselasyon işlemine dayanak teşkil
ettiği, parsel sahiplerinin % 51'inden fazlasının istemi üzerine mevzuat gereği
uygulama yapılabileceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Parselasyon işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler içeren İmar Kanununun
18.Maddesi Uyarınca Yapılacak
Arazi
Ve
Arsa
Düzenlemesi
İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin üç
ve
dördüncü fıkralarında, belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar
adasından daha küçük olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar
mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden
düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması
ve
diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit
ve
ifraz yoluyla imar planı
ve
imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu
hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar
düzenlemesine konu teşkil edebileceği öngörülmüş, aynı Yönetmeliğin İfraz
ve
Tevhit işlemleri başlıklı 15.maddesinde ise,
arazi
ve
arsa
düzenlemesi
yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro
parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı
ve
mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz
ve
tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda içeriği yazılı yönetmelik hükümlerine göre parselasyon işleminin en az
bir ada bazında yapılması
ve
düzenleme sınırının anılan yönetmelikte belirtilen şekilde geçirilmesi
gerektiği, istisna olarak adanın bir kısmının imar mevzuatına uygun teşekkül
etmesi durumunda adanın geri kalan kadastro parsellerinin parselasyon işlemine
konu olabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu bölgede imar planı değişikliği ile
yollar genişletildiğinden ikinci defa parselasyon işlemi yapılması gereğinin
doğduğu, ancak 1186 ada, 1 sayılı parselin maliki ile 2 sayılı parselin diğer
hissedarının başvurusu üzerine sadece bu iki parseli kapsayacak şekilde tesis
edilen işlemin parselasyon değil ifraz
ve
tevhit işlemi niteliğinde olduğu, parselasyon krokisinden adanın diğer
kısımlarında plana uygunluğun sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının muvafakatı sağlanarak yapılması
gereken tevhit
ve
ifraz işleminin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin uygulandığından
bahisle re'sen gerçekleştirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna
varıldığından, adadaki diğer parsellerin plana uygunluğunun sağlanıp
sağlanmadığı konusunda yeniden keşif
ve
bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesi
kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Manisa İdare Mahkemesinin 20.7.2005 günlü, E:2005/60,
K:2005/848 sayılı kararının bozulmasına, 22,9 YTL. karar harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 15.2.2006 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
Parselasyon
işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler içeren İmar Kanununun 18.Maddesi Uyarınca
Yapılacak Arazi
Ve
Arsa
Düzenlemesi
İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin üç
ve
dördüncü fıkralarında, belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar
adasından daha küçük olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar
mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden
düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması
ve
diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit
ve
ifraz yoluyla imar planı
ve
imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu
hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar
düzenlemesine konu teşkil edebileceği öngörülmüş, aynı Yönetmeliğin İfraz
ve
Tevhit işlemleri başlıklı 15.maddesinde ise,
arazi
ve
arsa
düzenlemesi
yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro
parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı
ve
mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz
ve
tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda içeriği yazılı yönetmelik hükümlerine göre parselasyon işleminin en az
bir ada bazında yapılması
ve
düzenleme sınırının anılan yönetmelikte belirtilen şekilde geçirilmesi
gerektiği, istisna olarak adanın bir kısmının imar mevzuatına uygun teşekkül
etmesi durumunda adanın geri kalan kadastro parsellerinin parselasyon işlemine
konu olabileceği açıktır.