Tevhit ve ifrazın, 3194 sayılı yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re
Tarih: 09.01.2009 Saat: 22:55
Konu: imar


Tevhit ve ifrazın, 3194 sayılı yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen yapılamayacağı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 15.2.2006 gün ve E:2005/6177, K:2006/598 sayılı kararı.



Tevhit ve ifrazın, 3194 sayılı yasanın 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen yapılamayacağı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 15.2.2006 gün ve E:2005/6177, K:2006/598 sayılı kararı.


Temyiz İsteminde Bulunan: ? Özel Sağlık Hizmetleri A.?.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Manisa Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ?
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan: ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Manisa İdare Mahkemesinin 20.7.2005 günlü, E:2005/60, K:2005/848 sayılı kararının usul
ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul
ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davalı İdare Yanında Davaya Katılanın Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi E. Emel Çelik'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin parselasyon değil ifraz
ve tevhid niteliğinde bir işlem olduğu anlaşıldığından, davacının muvafakatı olmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, Manisa İli, ? pafta, ?ada, ? sayılı parselin sahibi ile ? sayılı parselin hissedarlarının başvurusu üzerine, sadece iki parseli kapsayacak şekilde tesis edilen işlemin, parselasyon değil ifraz
ve tevhit işlemi olduğu, bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının muvafakatı sağlanarak yapılması gereken tevhit ve ifraz işleminin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen gerçekleştirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının hissedarı olduğu Manisa İli, ? pafta, ? ada, ? sayılı parselin bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapılmasına ilişkin 30.11.2004 günlü, 921 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif
ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 1 ve 2 sayılı parseller dışındaki parsellerin tamamının son imar planına göre tevhit, ifraz ve yola terkleri yapıldığından parselasyon yapılabilecek sadece bu parsellerin kaldığı, davacıdan düzenleme ortaklık payı alınmadığı, yola giden yerler için uygulama talep eden ?'ın bağış yaptığı, imar planı değişikliği ile yolların genişletildiği,. bu plan değişikliğinin parselasyon işlemine dayanak teşkil ettiği, parsel sahiplerinin % 51'inden fazlasının istemi üzerine mevzuat gereği uygulama yapılabileceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Parselasyon işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler içeren İmar Kanununun 18.Maddesi Uyarınca Yapılacak
Arazi Ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin üç ve dördüncü fıkralarında, belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebileceği öngörülmüş, aynı Yönetmeliğin İfraz ve Tevhit işlemleri başlıklı 15.maddesinde ise, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı ve mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz ve tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda içeriği yazılı yönetmelik hükümlerine göre parselasyon işleminin en az bir ada bazında yapılması
ve düzenleme sınırının anılan yönetmelikte belirtilen şekilde geçirilmesi gerektiği, istisna olarak adanın bir kısmının imar mevzuatına uygun teşekkül etmesi durumunda adanın geri kalan kadastro parsellerinin parselasyon işlemine konu olabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu bölgede imar planı değişikliği ile yollar genişletildiğinden ikinci defa parselasyon işlemi yapılması gereğinin doğduğu, ancak 1186 ada, 1 sayılı parselin maliki ile 2 sayılı parselin diğer hissedarının başvurusu üzerine sadece bu iki parseli kapsayacak şekilde tesis edilen işlemin parselasyon değil ifraz
ve tevhit işlemi niteliğinde olduğu, parselasyon krokisinden adanın diğer kısımlarında plana uygunluğun sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle, taşınmaz sahiplerinin tamamının muvafakatı sağlanarak yapılması gereken tevhit
ve ifraz işleminin 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin uygulandığından bahisle re'sen gerçekleştirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, adadaki diğer parsellerin plana uygunluğunun sağlanıp sağlanmadığı konusunda yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden, İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Manisa İdare Mahkemesinin 20.7.2005 günlü, E:2005/60, K:2005/848 sayılı kararının bozulmasına, 22,9 YTL. karar harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 15.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:113)
 

 

 



Parselasyon işlemlerine ilişkin genel düzenlemeler içeren İmar Kanununun 18.Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi Ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesinin üç ve dördüncü fıkralarında, belirlenen düzenleme sahasının bir müstakil imar adasından daha küçük olamayacağı, ancak imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle yeniden düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında bir kaç taşınmaz malın tevhit ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parsellerinin müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebileceği öngörülmüş, aynı Yönetmeliğin İfraz ve Tevhit işlemleri başlıklı 15.maddesinde ise, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış imar adalarındaki bir veya birkaç parselde, meskun alanlardaki kadastro parsellerinde, maliklerin müracaatı üzerine imar planı ve mevzuatına uygun olmak şartıyla ifraz ve tevhit işlemleri yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda içeriği yazılı yönetmelik hükümlerine göre parselasyon işleminin en az bir ada bazında yapılması
ve düzenleme sınırının anılan yönetmelikte belirtilen şekilde geçirilmesi gerektiği, istisna olarak adanın bir kısmının imar mevzuatına uygun teşekkül etmesi durumunda adanın geri kalan kadastro parsellerinin parselasyon işlemine konu olabileceği açıktır.





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1725