Ankara Bölge İdare Mahkemesi, İl İdare Kurulu İmar Planını İptal Edemez.
Tarih: 12.10.2008 Saat: 14:28
Konu: imar


Yürürlükte bulunan düzenlemelere göre belediye meclis kararlarının idari vesayet yoluyla İl İdare Kurulu kararı ile iptaline karar verme yetkisinin bulunmadığı hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 22.10.2007 gün ve E:2005/3919, K:2007/5751 sayılı kararı.



Yürürlükte bulunan düzenlemelere göre belediye meclis kararlarının idari vesayet yoluyla İl İdare Kurulu kararı ile iptaline karar verme yetkisinin bulunmadığı hk.[1]

Dava, …, …, ... Mahallesi, 4 pafta, 85 ada, .. parsel sayılı taşınmazı da kapsayan imar planı değişikliğinin kabulü yolundaki 4.6.1996 günlü, 8/h sayılı …. Belediye Meclisi kararının 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca iptali yolundaki İl idare Kurulu'nun 16.6.2004 günlü, 305 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış; idare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, imar planlarını hazırlamaya yetkili olmayan fen memuru tarafından uyuşmazlık konusu planın hazırlandığının tartışmasız olduğu, bu planın onaylanması yolundaki belediye meclisi kararının iptali yolunda tesis edilen dava konusu İl İdare Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İptal davasının öze ilişkin koşulları arasında idari işlemin yetki yönünden hukuka uyarlığı da yer almaktadır. İdare hukukunda yetki, hukuksal gücü ifade etmekte olup, idareye bu güç yasalarla verilmektedir. Yasalar da yetkiyi yer, zaman ve konu olmak üzere üç yönden tanımaktadır, idarenin yetkileri zaman yönünden de belirlenmiştir. Yasayla yetkinin ancak belirli bir süre içinde kullanılabileceğinin öngörülebileceği gibi sonradan çıkan yasayla da bu yetki sona erdirilebilecektir.

Usul hukuku kurallarının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanması hukukun genel ilkelerindendir. Dava açılmakla ihtilaflı hale gelen idari işlemin yargılaması sırasında, usul hukukuna dair olan ve sonradan çıkan yasayla idarenin yetkisi kaldırılmış ise yargı yerince bu durum göz önünde tutularak karar verilmesi gerekmektedir.

Davaya konu edilen İl İdare Kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanunu, 24.12.2004 günlü, 25680 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5272 sayılı Belediye Kanunu'nun 87. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yasanın yürürlüğü de 13.07.2005 günlü, 25874 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 85. maddesinin (f) bendi ile son bulmuştur.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun meclis kararlarının kesinleşmesi başlıklı 23. maddesinde: "Belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını, gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere beş gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir. Belediye başkanı, meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idari yargıya başvurabilir. Kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderilir. Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez. Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilir. Kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur." kuralı yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, yetkisiz kişi tarafından hazırlanan plan teklifinin kabul edilmesi suretiyle imar planı değişikliği yapılması nedeniyle davalı belediye meclisince alınan 4.6.1996 günlü, 8/h sayılı kararın 1580 sayılı Yasanın 74. maddesinde tanınan yetki uyarınca dava konusu İl İdare Kurulu Kararıyla iptali üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Görülmekte olan davanın temyiz aşamasında, yürürlükte bulunan düzenlemelere göre belediye meclis kararlarının idari vesayet yoluyla İl İdare Kurulu kararı ile iptaline karar verme yetkisi bulunmamaktadır.

Bu durumda, sonradan yürürlüğe giren yasayla usul hukuku kapsamında idarenin yetkisinin sona erdirilmesi nedeniyle dayanaksız kalan dava konusu il idare kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin 27.4.2005 günlü, E:2004/1385, K 2005/649 sayılı kararının BOZULMASINA, fazladan yatırılan 17 YTL'nin temyiz isteminde bulunana iadesine dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.10.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


 

[1] Danıştay Altıncı Dairesinin 22.10.2007 gün ve E:2005/3919, K:2007/5751 sayılı kararı.



Davaya konu edilen İl İdare Kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanunu, 24.12.2004 günlü, 25680 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5272 sayılı Belediye Kanunu'nun 87. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bu Yasanın yürürlüğü de 13.07.2005 günlü, 25874 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 85. maddesinin (f) bendi ile son bulmuştur.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun meclis kararlarının kesinleşmesi başlıklı 23. maddesinde: "Belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü meclis kararlarını, gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere beş gün içinde meclise iade edebilir. Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden görüşülmesi istenip de belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir. Belediye başkanı, meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idari yargıya başvurabilir. Kararlar kesinleştiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde mahallin en büyük mülki idare amirine gönderilir. Mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez. Mülki idare amiri hukuka aykırı gördüğü kararlar aleyhine idari yargıya başvurabilir. Kesinleşen meclis kararlarının özetleri yedi gün içinde uygun araçlarla halka duyurulur." kuralı yer almıştır.





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1638