Tebligat kanununda öngörülen usule aykırı olarak davacıya muhtar eliyle yapılan
Tarih: 29.05.2008 Saat: 22:33
Konu: imar


Dava konusu işlem, tebligat kanununda öngörülen usule aykırı olarak davacıya muhtar eliyle tebliğ edildiğinden, davacının, söz konusu işlemi muhtardan öğrendiğini belirttiği 11.11.2002 tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak kabulü gerektiği hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 22.12.2004 gün ve E:2003/2824, K:2004/6883 sayılı kararı.



Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2004

6883

2003

2824

22/12/2004

 

KARAR METNİ

Dava konusu işlem, tebligat kanununda öngörülen usule aykırı olarak davacıya muhtar eliyle tebliğ edildiğinden, davacının, söz konusu işlemi muhtardan öğrendiğini belirttiği 11.11.2002 tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak kabulü gerektiği hk. Danıştay Altıncı Dairesinin 22.12.2004 gün ve E:2003/2824, K:2004/6883 sayılı kararı.

 


Temyiz İsteminde Bulunan: ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : İzmir Valiliği
İstemin Özeti : İzmir 4. İdare Mahkemesinin 21.02.2003 günlü, E:2002/1431, K:2003/255 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden,
dava konusu işlemin Yakaköy Muhtarlığı eliyle tebligata çıkarıldığı, tebligat zarfının üstünde davacının adresinin yer almadığı, dosyada mevcut ikametgah İlmühaberinden ise davacının Yakaköy Köyü, Cevizlidere mahallesi No:6 adresinde oturduğunun yazılı olduğu, davacı tarafından da dava konusu işlemin 11.11.2002 gününde muhtar eliyle öğrenildiğinden bahisle 22.11.2002 gününde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda,
dava konusu işlem, Tebligat Kanununda öngörülen usule aykırı olarak davacıya muhtar eliyle tebliğ edildiğinden, davacının, söz konusu işlemi muhtardan öğrendiğini belirttiği 11.11.2002 tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Davalı idare tarafından da, davacının bu işlemi daha önceki bir tarihte öğrendiğine yönelik bilgi ve belge ibraz edilemediğine göre, bu tarih esas alındığında davanın yasal süreler içinde açıldığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir İli, Bornova İlçesi, Yakaköy Köyü, ? pafta, ? ada, ? parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak yapılan konut inşaatının 3194 sayılı Kanunun 32.maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 17.7.2002 günlü, 04/2002-178 sayılı il idare kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemin İzmir Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü'nün 2.2.2002 günlü, 9220 sayılı yazısı ile 13.9.2002 gününde Yakaköy Muhtarına tebliğ edildiği ve davacının komşusuna da haber verildiği, davanın ise 2577 sayılı Yasanın 7.maddesinde öngörülen 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 22.11.2002 gününde açıldığı anlaşıldığından, 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
T.C.Anayasasının 125.maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kurala bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 2.fıkrasında da Anayasa kuralına paralel bir düzenleme getirilerek idari uyuşmazlıklarda
dava açma süresinin yazılı bildirimin yapıldığı günden başlayacağı belirtilmiş, aynı Kanununun 11.maddesinde üst makamlara başvurma halinde dava açma süresinin nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesindede usulüne aykırı yapılan tebligatlarda muhutabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı öngörülmüştür.
3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesinde bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine belediye veya Valilikce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın durdurulacağı, yapı tatil zaptının, yapı yerine asılmak suretiyle yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibince yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi halinde ruhsata aykırı yapının yıktırılacağı hükme bağlanmış, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesinde de kendisine tebligat yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ olunacak evrakın o yerin muhtar veya azasına teslim edileceği ve ihbarnamenin binanın kapısına asılacağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, bir yapının ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapıldığının tespit edilmesi halinde 3194 sayılı İmar Kanununun 32.maddesi uyarınca düzenlenecek olan yapı tatil tutanağının bir nüshasının yapı yerine asılması, bir nüshasının da muhtara bırakılması ile yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapının ruhsata uygun hale getirilerek veya ruhsat alınarak yapının imar mevzuatına uygun hale getirilmemesi durumunda tesis edilecek yıkım işleminin ise ilgilisine tebliğ edilmesinin şart olduğu, ilgilisi, tebligat yapılan adreste oturmuyor ise bu işlemin yapı yerine asılması ve muhtara bırakılması halinde ilgilisine tebliğ edilmiş sayılamayacağı, bu usulün kanunda sadece yapı tatil zaptının tebliği için öngörüldüğü, yıkım işleminin tebliği konusunda ise aksi ispatlanmadıkça ilgilinin öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarihin tebliği tarihi olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden,
dava konusu işlemin Yakaköy Köyü Muhtarlığı eliyle tebligata çıkarıldığı, tebligat zarfının üstünde davacının adresinin yer almadığı , dosyada mevcut ikametgah İlmühaberinden ise davacının Yakaköy Köyü, Cevizlidere mahallesi No:6 adresinde oturduğunun yazılı olduğu, davacı tarafından da dava konusu işlemin 11.11.2002 gününde muhtar eliyle öğrenildiğinden bahisle 22.11.2002 gününde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda,
dava konusu işlem, Tebligat Kanununda öngörülen usule aykırı olarak davacıya muhtar eliyle tebliğ edildiğinden, davacının, söz konusu işlemi muhtardan öğrendiğini belirttiği 11.11.2002 tarihinin işlemi öğrenme tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Davalı idare tarafından da, davacının bu işlemi daha önceki bir tarihte öğrendiğine yönelik bilgi ve belge ibraz edilemediğine göre, bu tarih esas alındığında davanın yasal süreler içinde açıldığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 4. İdare Mahkemesinin 21.2.2003 günlü, E:2002/1431, K:2003/255 sayılı kararının bozulmasına, 16.090.000 lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.910.000 lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:109)

 

 

 







Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1501