İdari
makamlar tarafından tesis edilen yaptırım işlemlerinin, işlemlerin tesis
edildiği tarihte yürürlükte olan yasalara uygun olması gerektiği gibi
uygulamasının farklı bir zaman diliminde olması halinde de uygulama işleminin,
işlemin uygulama tarihinde yürürlükte olan yasalara uygun olması gerekmektedir.
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
ONÜÇÜNCÜ
DAİRE
2005
1543
2005
494
15/03/2005
KARAR METNİ
Yaptırım
konusu olan yayın, yasa değişikliğinden önce gerçekleşmiş ise de uygulama
işleminin yasa değişikliğinden sonraki bir tarihe kaldığı göz önüne alındığında,
davalı idarece tesis edilen uygulama işleminin konusu olarak gösterilen yayın
ilkelerine aykırı yayın nedeniyle uygulanan yaptırımın, mevcut yeni yasal
düzenlemeye göre değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken,
yürürlükten kalkmış bir yasa hükmü uyarınca televizyon yayınının bir gün süreyle
geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı
reddeden idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı hk.
Temyiz İsteminde Bulunan : ? Televizyon Prodüksiyon A.?.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
Vekili : Av. ?
İstemin
Özeti : Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 11.11.2002 tarih ve E:2002/1080,
K:2002/1624 sayılı kararının; işlemin dayandığı Yasa maddesinin, hem işlemin
tesis edildiği hem de mahkemece karar verildiği tarihte yürürlükte bulunmadığı,
bu nedenle İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay
Tetkik Hakimi …..'ın Düşüncesi : Dava, "?" logosuyla yayın yapan davacı yayın
kuruluşunda yayınlanan "Ana Haber " bülteninin, 3984 sayılı Yasa'nın 4/m bendine
aykırılık teşkil ettiğinden bahisle, televizyon yayınının bir gün süreyle geçici
olarak durdurulmasına ilişkin Radyo ve Tevizyon Üst Kurulu'nun 04.09.2001
tarihli işleminin iptali istemiyle açılan davada, Ankara 7. İdare Mahkemesinin,
26.02.2002 tarih ve E:2001/1442 sayılı kararıyla, bilirkişi raporuna göre, daha
önce verilmiş olan yürütmenin durdurulmasına ilişkin karar kaldırıldığından, Üst
Kurul kararının uygulanabilmesi amacıyla tesis edilen, televizyon yayınının
21.07.2002 Pazar günü saat 00.00'dan başlayarak bir gün süreyle geçici olarak
durdurulmasına ilişkin Üst Kurul'un 19.06.2002 tarihli işleminin iptali
istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi'nce davanın reddine karar verilmiştir.
21.05.2002
tarih ve 24761 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 15.05.2002
tarih ve 4756 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. ve 16. maddeleriyle, 3984 sayılı
Kanun'un 4. ve 33. maddeleri tamamen değiştirilerek, yayın ilkeleri ve bu
ilkelere aykırı yayın yapılması halinde uygulanacak yaptırımlar yeniden
belirlenmiştir.
İdare
Hukuku ilkelerine göre idarenin ve kamu görevlilerinin yetkileri önceden
yasalarla belirlenmiş olup, idare ve kamu görevlileri yasaların kendisine
tanımadığı bir yetkiyi kullanamaz. İdareye yetki veren yasaların kaldırılması
ile idarenin yetkisi sona erer ve idare yetkisini ancak, yetkili olduğu süre
içinde, bu yetkinin dayanağı olan yasalar yürürlükte olduğu sürece kullanabilir.
Yayın ilkelerine aykırılık nedeniyle uygulanacak yaptırımlar cezai nitelikteki
işlemlerdir. Cezai işlemlerin, uygulanması sırasındaki yasal düzenlemeye uygun
olmaları gerekir.
Olayda,
dava konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen 3984 sayılı Kanun'un 4. ve 33.
maddelerinin 4756 sayılı Kanun'la tamamen değiştirilerek, getirilen yeni
hükümlerle, yayın ilkelerine aykırılığı saptanan yayına uygulanacak yaptırımlar
da değiştirildiğinden, dava konusu işlemin uygulanma tarihi itibariyle
uygulanacak yaptırımın hukuki temeli ve sonuçları da farklılık arz etmektedir.
Bu durumda,
yaptırım konusu olan yayın, yasa değişikliğinden önce gerçekleşmiş ise de
uygulama işleminin Yasa değişikliğinden sonraki bir tarihe kaldığı göz önüne
alındığında, İdare Mahkemesi'nce, davalı idarece tesis edilen uygulama işleminin
konusu olarak gösterilen yayın ilkelerine aykırı yayının, mevcut yeni yasal
düzenlemeye göre değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan
nedenle, temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı .....'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında
belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın
dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını
gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK
MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce Tetkik Hakimi'nin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, "?"
logosuyla yayın yapan davacı yayın kuruluşunda yayınlanan "Ana Haber"
bülteninin, 3984 sayılı Yasa'nın 4/m bendine aykırılık teşkil ettiğinden
bahisle, televizyon yayınının bir gün süreyle geçici olarak durdurulmasına
ilişkin Radyo ve Tevizyon Üst Kurulu'nun 04.09.2001 tarihli işleminin iptali
istemiyle açılan davada, Ankara 7. İdare Mahkemesinin, 26.02.2002 tarih ve
E:2001/1442 sayılı kararıyla, bilirkişi raporuna göre, daha önce verilmiş olan
yürütmenin durdurulmasına ilişkin karar kaldırıldığından, Üst Kurul kararının
uygulanabilmesi amacıyla tesis edilen, televizyon yayınının 21.07.2002 tarihinde
saat 00.00'dan başlayarak bir gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin
Üst Kurul'un 19.06.2002 tarihli işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesi'nce, dava konusu işlemin tesisinde esas alınan yayının 3984 sayılı
Yasa'nın 4/m bendinde belirtilen yayın ilkesini ihlal edecek içerik ve nitelikte
olup olmadığının tespiti amacıyla Ankara 7. İdare Mahkemesi'nce yaptırılan
bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapordan, yukarıda belirtilen yayın
ilkesinin ihlal edildiğinin anlaşıldığı; söz konusu raporun, hüküm tesisine esas
alınabilecek nitelik ve içerikte olduğunun Mahkemelerince de kabul edildiği, bu
durumda anılan bent hükmünü ihlal eden davacı hakkında tesis edilen dava konusu
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
3984 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 4756 sayılı Yasa
ile yapılan değişiklikten önceki "Yayın İlkeleri" başlıklı 4. maddesinin (m)
bendinde televizyon yayınlarının, "Çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel,
ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebilecek yayın yapılmaması
esasına" uygun olmak suretiyle yapılması gerektiği belirtilmiş; "Uyarı,
Durdurma, İptal" başlıklı 33. maddesinde de "Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri
yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlal eden, yayın ilke ve esaslarına aykırı
yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır. Bu uyarıda, ihlalin
niteliği, ağırlığı ve tekrarı halinde sonuçları açıkça belirtilir. İhlalin
tekrarlanması halinde, ihlalin ağırlığına göre izin uygulaması bir yıla kadar
geçici olarak durdurulur veya yayın izni iptal edilir." hükümlerine yer
verilmiştir.
21.05.2002
tarih ve 24761 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 15.05.2002
tarih ve 4756 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. ve 16. maddeleriyle, 3984 sayılı
Kanun'un 4. ve 33. maddeleri tamamen değiştirilmiş, anılan Kanun'un "Yayın
İlkeleri" başlıklı, değişik 4. maddesinin (z) bendinde, "Gençlerin ve çocukların
fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programların,
bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması" ilkesine yer
verilmiş; "Uyarı, para cezası, durdurma ve iptal" başlıklı, değişik 33.
maddesinin 1. fıkrasında, "Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine
getirmeyen, izin şartlarını ihlal eden, yayın ilkelerine ve bu Kanunda
belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon
kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini
ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlale konu olan
programın yayını, bir ila oniki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde
programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program
yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve
reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına Üst Kurulca
hazırlattırılacak eğiitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin
fiziksel ve ahlaki gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele,
Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar
yayınlanır." hükmü yer almış; aynı maddenin, 4. ve 5. fıkralarında, "İhlalin,
ihlal tarihinden itibaren, takip eden bir yıl içinde tekrarı halinde bu idari
para cezaları yüzde elli oranında artırılır. İhlalin, ihlal tarihinden itibaren
takip eden bir yıl içinde üçüncü kez tekrarında ihlalin ağırlığına göre izin
uygulaması bir yıla kadar geçici olarak durdurulur. 4 üncü maddenin ikinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerindeki ilkelere aykırı yayın yapılması halinde
uyarı yapılmaz ve yayın kuruluşunun yayını bir ay durdurulur. İhlalin tekrarı
halinde yayın süresiz olarak durdurulur ve yayın lisans izni iptal edilir."; 7.
ve 8. fıkralarında ise, "Uyarı cezasını gerektiren haller dışındaki ihlallerde
ilgili tarafın savunması alınır. Cezaların uygulanış usulleri ile gerekçeli
olarak kamuoyuna duyuruluş şekli yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer
verilmiştir.
İdare
Hukuku ilkelerine göre idarenin ve kamu görevlilerinin yetkileri önceden
yasalarla belirlenmiş olup, idare ve kamu görevlileri yasaların kendisine
tanımadığı bir yetkiyi kullanamaz. İdareye yetki veren yasaların kaldırılması
ile idarenin yetkisi sona erer ve idare yetkisini ancak, yetkili olduğu süre
içinde, bu yetkinin dayanağı olan yasalar yürürlükte olduğu sürece kullanabilir.
İdari
makamlar tarafından tesis edilen yaptırım işlemlerinin, işlemlerin tesis
edildiği tarihte yürürlükte olan yasalara uygun olması gerektiği gibi
uygulamasının farklı bir zaman diliminde olması halinde de uygulama işleminin,
işlemin uygulama tarihinde yürürlükte olan yasalara uygun olması gerekmektedir.
Olayda,
dava konusu işlemin dayanağı olarak gösterilen 3984 sayılı Kanun'un 4. ve 33.
maddelerinin 4756 sayılı Kanun'la tamamen değiştirilerek, getirilen yeni
hükümlerle, yayın ilkeleri ve bu ilkelere aykırılığı saptanan yayına uygulanacak
yaptırımlar da değiştirildiğinden, dava konusu işlemin uygulanma tarihi
itibariyle uygulanacak yaptırımın hukuki temeli ve sonuçları da farklılık arz
etmektedir. Yayın ilkelerine aykırılık nedeniyle uygulanacak yaptırımlar cezai
nitelikteki işlemlerdir. Cezai işlemlerin, uygulanması sırasındaki yasal
düzenlemeye uygun olmaları gerekir.
Bu durumda,
yaptırım konusu olan yayın, yasa değişikliğinden önce gerçekleşmiş ise de
uygulama işleminin Yasa değişikliğinden sonraki bir tarihe kaldığı göz önüne
alındığında, davalı idarece tesis edilen uygulama işleminin konusu olarak
gösterilen yayın ilkelerine aykırı yayın nedeniyle uygulanan yaptırımın, mevcut
yeni yasal düzenlemeye göre değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi
gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında yaptırılan bilirkişi raporuna
dayanılarak, yürürlükten kalkmış bir yasa hükmü uyarınca televizyon yayınının
bir gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle
açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca
Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 11.11.2002 tarihli; E:2002/1080, K:2002/1624
sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine,
15.03.2005 tarihinde oybirliği karar verildi.