3194 sayılı
İmar Kanununun 31.maddesinde yer alan "inşaatın bitme günü, kullanma izninin
verildiği tarihtir." hükmünün yapının daha önceki bir tarihte bittiğinin
ilgililer tarafından, maddi belgelerle iptaline engel olmadığı hk. (Danıştay
Altıncı Dairesinin 7.6.2006 gün ve E:2004/2879, K:2006/2995 sayılı kararı.)
Temyiz İsteminde Bulunan : ? Motor San. ve Tic. A.?.
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Bornova Belediye Başkanlığı-İZMİR
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.1.2004 günlü, E:2003/910,
K:2004/67 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi ?ule Tataroğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü
ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince
verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir, Bornova, ? pafta, ? ada, ? parsel sayılı taşınmazdaki yapılara
cezalı
ruhsat
verilmesi istemli başvurunun 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanuna göre
başvurulması halinde değerlendirilebileceği yolundaki 7.5.2003 günlü, 953 sayılı
işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, davacı ilave inşaat
ruhsatı aldığı tarihten sonra temel üstü vizesi yapılması isteminin reddi
yolundaki 15.1.1998 günlü işlemin iptali istemiyle dava açmadığından
uyuşmazlıkta
ruhsat
tarihinden iki yıl içinde inşaata başlanıp başlanmadığı hususunun sonuca etkili
olmadığı,
ruhsat
tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra ilave ruhsata dayalı tüm inşaatların
ruhsatsız konuma düştüğü, 4708 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
2.9.2002 günü yapılan
ruhsat
isteminin yeni mevzuat hükümlerine tabi bulunduğu yolundaki işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar
davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 29. maddesinde "Yapıya başlama müddeti
ruhsat
tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya
başlanıp da ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde
bitirilmediği takdirde verilen
ruhsat
hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden
ruhsat
alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır.
Ruhsat
yenilenmesine ve plan tadili sırasında ayrıca harç alınmaz. Ancak inşaat
sahasında artış, bağımsız bölümlerin brüt alanında veya niteliğinde değişme
olması halinde yeniden hesaplanacak harçtan evvelce ödenen harç tutarı tenzil
edilir. Yeni durumda hesaplanan harç tutarında azalma olması halinde iade
yapılmaz. Diğer kanunlardaki muafiyet hükümleri saklıdır.."hükmü getirilmiştir.
3030 sayılı Kanun Kapsam Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 12.
maddesinde "Ruhsat
süresi içinde tamamlanması mümkün olmayacağı için beşinci yıl içinde
ruhsat
yenilemek üzere ilgili idareye başvururak
ruhsat
yenilemesi yapılan yapılar hakkında,
ruhsat
alma tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulancağı, inşasına 2
yıl içinde başlanmayan veya
ruhsat
süresi içinde tamamlanmayan ve süresi içinde
ruhsat
yenilemesi yapılmayan yapıların, ruhsatsız yapı olarak değerlendirilleceği, bu
yapılar hakkında yeniden
ruhsat
alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümleri uygulanacağı hükmüne
, aynı Yönetmeliğin
Geçici
2. maddesinde de ,
ruhsat
alınarak inşasına başlanan ancak 5 yıllık
ruhsat
süresi sonunda yapı kullanma izni düzenlenmeyerek İmar Kanunu'nun 29. Maddesi
uyarınca ruhsatı hükümsüz hale gelen yapıların, ilgililerince yapılan
başvurularla ve/veya idarece yerinde ve dosyasında yapılacak inceleme ve
araştırmalarla bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde
tespit edileceği, bu yapıların,
ruhsat
alındığı tarihteki yönetmelik ve
ruhsat
eki projeler kapsamında inceleneceği ve mevzuata uygun olanlara ilk
ruhsat
alındığı tarihteki yönetmelik hükümlerine göre yeniden yapı ruhsatı
düzenleneceği ve inşası tamamlanan yapılara yapı kullanma izni verileceği
hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden,dava konusu taşınmaz üzerinde 4 grup yapı bulunduğu,
bunlardan 1. grupta yer alan fabrika binasının imar affından yararlanarak
ruhsata bağlandığı, 2. grup yapıların 220m2 atölye,132m2 ilave atölye, 71m2
kalorifer dairesi, (216+400m2) ilave atölye, 2850m2 yapı olduğu, bu yapılar için
5.1.1993 tarihinde ek
ruhsat
alındığı, 3. grup yapıların ruhsatsız olduğu,yine ruhsatsız olarak yapılan 4.
grup yapıların davacı tarafından yıkıldığı, davacının 2. grupta yer alan
yapılarına
ruhsat
tarihinden itibaren 2 yıl içinde temel üstü vizesi için başvurmadığından bahisle
vizenin yapılmadığı, idarece ruhsatsız yapılan 3. ve 4. gruptaki yapılarla, beş
yıl içinde bitirilmediğinden ruhsatının hükümsüz hale geldiğinden bahisle 2.
grup yapılar için 5.11.2001 gününde yapı tatil tutanağı düzenlendiği,davacının
bu kez ruhsatsız yaptığı 3. grup yapılar için 2.9.2002 tarihinde idare
kayıtlarına geçen başvurusu ile cezalı
ruhsat
verilmesini istediği, davacının 20.9.2002 tarihli olup davalı idare kayıtlarına
geçip geçmediği belli olmayan Bornova Belediyesi İmar Müdürlüğüne hitaben
yazılan dilekçede de yapı tatil tutanağının yeniden gözden geçirilerek imar affı
kapsamında olup ilave ruhsatı bulunan yapıların tutanağın dışında tutulmasını,
ruhsatsız yapıların da ruhsata bağlanması ile ilgili işlemler yapılmasını, bunun
dışındaki yapılar ise yıkıldığından yerinde tespit yapılarak tutanağın
düzeltilmesini istediği, davalı idarenin de 2.9.2002 günlü dilekçeyi ilgi
tutarak
ruhsat
tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra ilave ruhsata dayalı tüm inşaatların
ruhsatsız konuma düştüğü, 4708 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
yapılan başvurunun bu kanun hükümlerine tabi olduğundan bahisle istemi
reddettiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesi ise temyize konu kararının davanın özeti kısmında davanın
konusunu 5.11.2001 günlü yapı tatil tutanağı ile mühürlenen 12.30x4.60 metre,
12.50x5.00 metre ebadında döküm işleme bölümü, 3x86 metre ebadında depo ve
montaj binası arası çelik konstrüksiyon ilave, 5.1x30.31 metre kağıt deposu ve
5.07x9.07 metre ebadındaki su deposuna cezalı
ruhsat
verilmesi isteminin reddine ilişkin işlem olarak aldığı halde kararda ilave
inşaat ruhsatı alınan ve ruhsatlı olarak inşasına başlanan davacının 2. grup
olarak nitelendirdiği yapıları esas alarak hüküm kurduğu görülmektedir.
Bu durumda yukarıda yapılan anlatımın ışığı altında konu incelendiğinde gerek
davalı idarenin işleminde gerek davacının dava dilekçesinde gerekse İdare
Mahkemesi kararında davacının ruhsatsız olarak inşaa edip cezalı ruhsata
bağlanmasını istediği yapılar ile ilave
ruhsat
alıp ancak iki yıl içinde inşaata başlamadığı ve beş yıl içinde bitirilmediği
nedeniyle ruhsatsız hale geldiği ileri sürülen yapıların karıştırıldığı
anlaşılmaktadır. Oysaki iki tür yapının hukuki değerlendirmelerinin farklı
hükümlere dayalı olacağı, bunun sonucunda da farklı hükümlerin verilebileceği
açıktır.
Bu itibarla öncelikle uyuşmazlığın hangi yapılara ilişkin olduğunun mahkemece
saptanması gerekmektedir.Ruhsatsız yapıların
ruhsat
verme aşamasında yürürlükte olan mevzuat ve plan hükümlerine göre
değerlendirileceği tabidir.İlave ruhsatı olan yapılarda ise davacı 3 yıllık
sürede bu yapıları tamamladığını ancak temel üstü vizesinde sorun olduğundan
yapı kullanma izin belgesini alamadığını iddia etmektedir
Dairemizin süregelen kararlarına göre temel üstü vizesinin olmaması yapıya
başlanmadığı anlamına gelmemektedir. Öte yandan her ne kadar 3194 sayılı İmar
Kanununun 31.maddesinde, "inşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği
tarihtir" hükmü yer almış ise de, bu hüküm hukuken doğacak ihtilafları önlemeye
yönelik olup yapı kullanma izni alınmasından sonra hukuki sorumluluğun ve
hakların doğacağına ilişkin bir düzenlemedir. Diğer bir anlatımla yapı kullanma
izin belgesi binanın hukuken en son bittiği tarihi gösteren bir belgedir.Yapının
ilgililer tarafından daha önceki bir tarihte bittiğinin maddi belgelerle ispatı
hukuken olanaklıdır.
Bu durumda İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen hususlar ve metni yazılı yasa
ve yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 2. İdare Mahkemesinin 28.1.2004 günlü,
E:2003/910, K:2004/67 sayılı kararının BOZULMASINA, 20.60 YTL karar harcı ile
fazladan yatırılan 15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın
adı geçen mahkemeye gönderilmesine 7.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.