Genel
düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar
planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık
yaratıldığı; ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi
geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu
aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine
ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolundaki daire kararının uygun
bulunduğu hk.
Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel kurulunun 29.9.2000 gün ve E:2000/573, K:2000/966
sayılı kararı.
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
İDARİ DAVA
DAİRELERİ
2000
966
2000
573
29/09/2000
KARAR METNİ
Genel
düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar
planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık
yaratıldığı; ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi
geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu
aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine
ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolundaki daire kararının uygun
bulunduğu hk.
Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel kurulunun 29.9.2000 gün ve E:2000/573, K:2000/966
sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Turizm Bakanlığı
2-... Valiliği
3-... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii, ... ve ... parsel
sayılı taşınmazlara ilişkin, 18.1.1996 günlü, 4/332 sayılı İl İdare Kurulu
Kararı ile önerilen ve gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634 sayılı
Yasanın 7. maddesi uyarınca Turizm Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli ...
uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü ... Belediyesi Encümen Kararı
ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay
Altıncı Dairesi 16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı kararla; dava
konusu edilen parselasyon işleminin 30.10.1996-21.11.1996 tarihleri arasında
ilan edildiği, dava dilekçesinde ise askı süresi içerisinde parselasyon işlemine
yapılan itiraz üzerine belediyece "mağduriyetiniz giderilecektir" şeklinde yanıt
verildiğinin belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8.
maddesinin 1. fıkrasında; "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen
günden itibaren işlemeye başlar." hükmüne, yine aynı Kanunun 11. maddesinde;
"İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması,
geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst
makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde
istenebilir. Bu başvurma işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini
durdurur." hükmüne yer verildiği; yukarıdaki yasal düzenlemelere ve Dairelerinin
süregelen içtihatlarına göre, parselasyon planlarına karşı bir aylık askı süresi
içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve
başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihini
izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş
sayılması halinde bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya
son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin
reddedilmesi halinde bu cevabın tebliğini izleyen tarihten itibaren 60 günlük
dava açma süresi içinde idari dava açılabildiği, 3194 sayılı Yasanın 19.
maddesinin 1. fıkrasında; "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp,
belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare
kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili
idarede asılır..." hükmünün öngörüldüğü, davacının askı süresi içinde
parselasyon işlemine yapmış olduğu itiraz nedeniyle verilen yanıtın tebliğ
tarihi belli değil ise de, son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün
içinde yanıt verilmediği kabul edildiğinde bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma
süresi geçirildikten sonra yapılan ve dava açma süresini yeniden başlatmayan
başvuruya verilen yanıt üzerine 16.7.1998 gününde açılan davanın parselasyon
işlemine ilişkin bölümünde süreaşımı bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında, "dava açma süresinin, özel
kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve İdare
Mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 4. fıkrasında da;
"ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden
itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici
işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.
Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin
iptaline engel olmaz; hükümlerinin yer aldığı, genel düzenleyici nitelikte olan
ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi
olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak davanın
parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açılması
nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı
bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün
süreaşımı yönünden reddine, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin
reddine karar verilmiştir.
Davacı, davada süreaşımı bulunmadığını öne sürerek anılan kararı temyiz etmekte
ve bozulmasını istemektedir.
Turizm Bakanlığın Savunmasının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği
savunulmaktadır.
... Valiliği ve ... Belediye Başkanlığı Savunmalarının Özeti : Temyiz
dilekçesine yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Nalan Terzi'nin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile
Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : ... ... İlçesi ... beldesinde
davacıya ait taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli ... uygulama imar planı revizyonu
ile 22.10.1996 günlü ... Belediye Encümeni kararı ile onaylanan parselasyon
işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay Altıncı Dairesince,
davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süreaşımı yönünden reddine, imar
planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolunda verilen karar, davacı
tarafından temyizen
incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp
Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın davanın parselasyon işleminin iptali isteminin süre
aşımı yönünden reddine ilişkin bölümünün bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Danıştay Altıncı Dairesi kararının imar planına ilişkin bölümünün
incelenmeksizin reddine yönelik kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 7. maddesinin 4. fıkrasında "ilanı
gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden
itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici
işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler.
Düzenleyici işleminin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin
iptaline engel olmaz" hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan hüküm uyarınca düzenleyici işlemlere karşı, ilan tarihinden
itibaren dava açılabileceği gibi, bu düzenlemeye dayalı olarak bir işlem tesis
edilmesi halinde, dava açma süresi geçmiş olsa bile düzenleyici işlemin iptali
istemiyle uygulama işleminin tabi olduğu dava açma süresi içinde dava açma
olanağı getirilmiştir.
Uygulama işlemine karşı açılan davada süre aşımı bulunması halinde, düzenleyici
işlemin iptali istemininde süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, uygulama imar planı revizyonunun iptali istemininde süre aşımı
nedeniyle reddi gerekirken aksine verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın davanın
parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin
kısmının onanması, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi
yolundaki kısmının ise bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca, temyiz aşamasında
2577 sayılı Yasanın 17. maddesi 2. fıkrası gereği duruşma yapılmasına gerek
görülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii, ... ve ... parsel sayılı
taşınmazlara ilişkin 18.1.1996 günlü, 4/332 sayılı İl İdare Kurulu kararı ile
önerilen ve gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634 sayılı Yasanın 7.
maddesi uyarınca Turizm Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli ... uygulama imar
planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü, 26 sayılı ... Belediye Encümeni kararı ile
onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; Danıştay
Altıncı Dairesince verilen ve davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün
süreaşımı nedeniyle reddine, imar planına ilişkin bölümünün ise incelenmeksizin
reddine ilişkin bulunan 16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı karara
karşı, davacı temyiz isteminde bulunmakta ve kararı bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay Altıncı
Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu dilekçede ileri
sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı
anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı Dairesinin
16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı kararının ONANMASINA,
29.9.2000 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KAR?I OY
... İli ... İlçesi ... Beldesindeki taşınmazı, Turizm Bakanlığınca onaylanan
imar planı doğrultusunda parselasyon işlemine tabi tutulan davacı, parselasyon
işlemine 13.11.1996 tarihinde itiraz etmiş; davalı Belediye bu başvuruya verdiği
cevapta, itirazının yerinde olduğunu, mağduriyetinin asgari düzeye
indirileceğini davacıya bildirmiştir. Geçen süre içinde davalı idareden konuyla
ilgili başka bir bilgi alamayan davacı, 13.4.1998 tarihinde tekrar davalı
belediyeye başvurup, arazisinin turizm alanına ayrılmasının, tarım dışı amaçla
kullanılmasının yerinde olmadığını belirterek, arazisi üzerinde İmar Yasasının
18 inci maddesi uygulamasından vazgeçilmesini istemiş; bu başvuruya davalı
belediyece verilen 26.5.1998 tarihli cevapta ise; parselasyon işleminin
kesinleştiği davacıya bildirilmiştir. Bu cevap üzerine davacı, söz konusu
parselasyon işleminin dayanağı imar planıyla birlikte iptali istemiyle bu davayı
açmış bulunmaktadır.
Temyizen incelenen kararda da ifade edildiği üzere, parselasyon işlemlerine
karşı, idari dava açma süresine, İmar Yasasına göre yapılan son ilan tarihini
izleyen günün başlangıç alınması gerekmektedir. Ancak ilgililerin bir aylık askı
süresi içinde idareye başvuruları varsa ve bu başvurular kabul edilmişse idari
dava açma süresinin, idarenin daha sonra olumsuz yönde tesis edeceği işleme
kadar işlemeyeceği açıktır.
Dava konusu olayda, parselasyon işleminin, davacının ilan süresi içinde yaptığı
itirazın davalı Belediyece kabul edilmiş olması nedeniyle kesinleşmediği, anılan
işlemin kesinleştiğinin bildirildiği tarih itibariyle de davacının 2577 sayılı
Yasanın 7 nci maddesine göre süresi içinde dava açtığı dosyanın incelenmesinden
anlaşılmaktadır.
Açıkladığım nedenle temyize konu Danıştay Altıncı Dairesince verilen, davanın
süre aşımı yönünden reddine ilişkin kararın bozulması gerektiği görüşüyle aksi
yöndeki karara karşıyım.