Yeni Sayfa 12
İmar planı
değişikliğinin ilgili belediyesince ilan edilmediğinden bahisle kesinleşmediği
yolundaki düşüncenin, planın uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal
edildiği iddiasıyla süresinde plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının
ertelenmesi, oluşan fiili durum nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına
geleceğinden ve ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işin işlem olduğundan
esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği hk.
Yeni Sayfa 13
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
İDARİ DAVA
DAİRELERİ
2003
588
2003
326
10/07/2003
KARAR METNİ
İmar planı
değişikliğinin ilgili belediyesince ilan edilmediğinden bahisle kesinleşmediği
yolundaki düşüncenin, planın uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal
edildiği iddiasıyla süresinde plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının
ertelenmesi, oluşan fiili durum nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına
geleceğinden ve ortada kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işin işlem olduğundan
esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği hk.
Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 10.7.2003 gün ve E:2003/326, K:2003/588
sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacılar) : 1-... Demir Çelik Sanayi ve
Ticaret Anonim ?irketi
2-... Demir Çelik Sanayi ve
Ticaret Anonim ?irketi
Vekilleri : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 12.12.2002 günlü, E:2002/3770,
K:2002/5926 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacılar
tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi
gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Mürteza Güler'in Düşüncesi : 3621 sayılı Kıyı Kanununun
7. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanunun 8/b maddesi hükümleri incelendiğinde;
deniz, göl ve akarsu kıyılarında doldurma suretiyle arazi elde etme amacıyla
yapılan uygulama imar planının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandıktan
sonra yürürlüğe girdiği, kesin hukuksal sonuçlar doğuran uygulanabilir bir idari
işlem haline geldiği kuşkusuzdur.
Onay tarihinden itibaren ilgililer tarafından uygulama işlemleri başlatılıp
dolgu faaliyetinin sonuçlandırılabileceği bir durumda, dolgu işlemine ilişkin
imar planının iptali istemiyle dava açılabilmesinin, ilgili mercii tarafından
yasanın açık hükmüne rağmen ilan edilmediği bir halde, ilan şartına
bağlanmasının, iptal davalarından beklenen hukuka uygunluk denetimini sağlama
amacını gerçekleştirmeyeceği açıktır. Bu şekilde açılacak bir iptal davasının,
ancak kamu yararının gerektirdiği hallerde yapılması zorunlu olan dolgu
faaliyetine ilişkin imar planının, dolgu işleminin geri dönülemez bir şekilde
tamamlanmasından sonra yargısal denetime tabi tutulması gibi bir sonuç
doğuracağı ve zira böyle bir yargısal denetimin yapılması neticesinde dava
konusu imar planının kamu yararına olmadığının belirlenmesi durumunda ise bu
davanın bir tür tespit davasına benzer bir görünüm sergileyeceği, belirlenen
hukuka aykırılığı önleyici ve giderici bir etki yapmayacağı, hukuka aykırılığı
saptanan imar planının tesis edildiği tarihten önceki hukuki ve fiili durumun
sağlanamayacağı açıktır. Böylelikle kamu yararına olmadığı tespit edilen bir
dolgu faaliyetinin kıyıda yaratacağı tahribatı önlemek imkansız hale gelecektir.
Bu nedenle kıyılarda doldurma suretiyle arazi elde etme amacıyla yapılan
uygulama imar planının, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından onaylanması
ile yürürlüğe girdiği ve itiraz etmeyip uygulamayı başlatanlar yönünden olduğu
gibi sözkonusu planın uygulanması nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler için de
kesinlik taşıdığının kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacıların temyiz isteminin kabulü ve işin esası
incelenmek üzere Danıştay Altıncı Dairesi kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen
hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci
fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, Danıştay Altıncı
Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan
kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Daire kararının onanmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava; İskenderun, Sarıseki Beldesi, Organize Sanayi Bölgesi önünde 3621 sayılı
Kıyı Kanunun kapsamında bulunan dolgu sahasının 400X90 metreden 600X90 metreye
çıkarılmasına ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin 3621
sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca onaylanması yolundaki 24.4.2002 günlü, 7862
sayılı Bakanlık işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesinin 12.12.2002 günlü, E:2002/3770, K:2002/5926 sayılı
kararıyla; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesinde "Kamu yararının gerektirdiği
hallerde uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik
özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir.
Bu gibi yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe
iletilen teklifi, Valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına
gönderilir. Bakanlık konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak
suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından
uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında İmar
Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
tarafından 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki
planlar ise anılan Kanunun 7'nci maddesine göre tasdik edilir" hükmünün yer
aldığı, 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinin (b) fıkrasında; "İmar Planları;
Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge
planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları
içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce
yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu
planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan
yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara
itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen
itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara
bağlar. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası Bakanlığı gönderilir" hükmüne
yer verildiği, idari bir işlemin hukuksal sonuçlar yaratabilmesi ve dava konusu
edilebilmesi için kesinleşmesinin gerektiği, nitekim 2577 sayılı Kanunun 14.
maddesinin 3/d bendinde de idari davaya konu olabilecek işlemlerin kesin ve
yürütülmesi zorunlu işlemler olması gerektiğinin öngörüldüğü, belediye
meclisince kabul edilmekle veya bakanlıkca onanmakla yürürlüğe girdiği 3194
sayılı Kanunun 8'inci maddesinde belirtilen imar planlarının kesinleşmeleri için
aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya çıkarılmak suretiyle ilan
edilmeleri gerektiği, olayda ara kararına verilen yanıtlardan ise uyuşmazlığa
konu imar planının 3194 sayılı Kanunda öngörüldüğü biçimde ilan edilmediği, bu
durumda, ortada kesin ve davacılar yönünden uygulanabilir nitelikte bir imar
planının bulunmadığının anlaşıldığı, buna göre, dava konusu işlemin idari davaya
konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte bir işlem olmadığı
gerekçesiyle dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi
uyarınca reddedilmiştir.
Davacılar; ... Endüstri A.?.'nin 400x90 metre dolgu alanı yapılmak suretiyle
iskele inşasına ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı bulunmasına rağmen proje
dışına çıkarak dolgu yaptığını, böylelikle kendi şirketlerine ait iskelelerin
çalışma alanını daralttığı gibi can ve mal güvenliğini de tehlikeye soktuğunu,
daha sonra anılan şirketin plan tadilatı isteğinde bulunduğunu ve Bakanlıkça
değişik kurum ve kuruluş tarafından belirtilen sakıncalar dikkate alınarak
şirketin tadilat isteğinin reddedildiğini, fakat firmanın tekrar başvuruda
bulunması üzerine Bakanlığın plan tadilatını şartlı olarak onayladığını, böylece
anılan şirket aleyhine açılan men-i müdahale davasının sonucunu etkiler şekilde
ve izinsiz, kaçak iskele dolgu sahasına meşruluk kazandıracak biçimde plan
tadilatı yapıldığını, ortada Sarıseki Belediye Meclisince yapılmış ve onaylanmış
bir uygulama imar planı değişikliği olmadığını, plan değişikliğinin bakanlıkça
res'en yapıldığını, bu nedenle Sarıseki Belediyesi tarafından sözkonusu planın
ilan edilmediğini ve askı tutanakları düzenlemediğini, ayrıca yeni imar planı
üzerine ... Endüstri A.?.'ne yapı ruhsatı izni verildiğini ve şirketin dolgu ve
inşaata başlandığını öne sürerek, Daire kararının temyizen incelenip bozulmasını
istemektedir.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 7. maddesinde "Kamu yararının gerektirdiği hallerde
uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler
dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Bu gibi
yerlerde doldurma veya kurutmayı yapacak ilgili idarenin valiliğe iletilen
teklifi, valilik görüşü ile birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına
gönderilir. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak
suretiyle teklifi inceler. Uygun bulunması halinde ilgili idare tarafından
uygulama imar planı hazırlanır. Bu yerler için yapılacak planlar hakkında İmar
Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak bu planlar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
tarafından, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan alanlardaki
planlar ise anılan Kanunun 7 nci maddesine göre tasdik edilir..." hükmü yer
almıştır.
Uyuşmazlıkta uygulanması gereken 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesinin (b)
fıkrasında; "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana
gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu
sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar
planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince
onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye
başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir
aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca
belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün
içinde inceleyerek kesin karara bağlar..." hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, Sarıseki Belediyesi sınırları içinde bulunan İskenderun Organize Sanayi
Bölgesi önündeki kıyıda, 3621 sayılı Kıyı Kanununa göre imar planı kararı
bulunan mevcut (3) adet iskeleden (1) ve (3) nolu iskelelerin davacı şirketler
tarafından, (2) nolu iskelenin ise ... Endüstri Anonim ?irketi tarafından
kullanıldığı, 400x90 metre dolgu sahasına sahip 10.3.2000 onay tarihli 1/1000
ölçekli uygulama imar planı bulunan (2) nolu iskelede ... Endüstri Anonim
?irketi tarafından plana aykırı olarak dolgu sahası dışına çıkılması üzerine
Sarıseki Belediyesince kaçak inşaat zaptı tutulduğu ve inşaatın durdurulduğu, bu
arada adıgeçen şirketin 10.3.2000 tarihli onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama
imar planında değişiklik yapılması teklifinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
uygun görülmediği, ancak Sarıseki Belediyesince yapılmış bir plan değişikliği
kararı ve belediyenin bu yolda bir teklifi olmaksızın adıgeçen şirketin bir
önceki teklifinde revizyon yaparak buna göre hazırladığı ve dolgu sahasının
600x90 metreye çıkarılmasına ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığının davaya konu 24.4.2000 günlü
işlemiyle onaylandığı, onay işleminden sonra söz konusu imar planı
değişikliğinin Sarıseki Belediyesince ilan edilmediği, (1) ve (3) nolu iskeleyi
kullanan davacıların ise Bakanlığın sözü edilen onay işlemi üzerine bakılan
davayı açtıkları anlaşılmıştır.
3621 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen yazılı usul uygulanmaksızın,
doğrudan üçüncü kişinin hazırlayıp sunduğu planın Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca onaylanması suretiyle gelişen bu durum karşısında; dava konusu imar
planı değişikliğinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onandığı andan itibaren
yürürlüğe girdiğinin, uygulanabilecek kesin ve icrai bir işlem haline geldiğinin
kabulü gerekmektedir.
Böyle bir durumda, imar planı değişikliğinin ilgili belediyesince ilan
edilmediğinden bahisle kesinleşmediği yolundaki aksi bir düşünce, planın
uygulanması ile beraber menfaati ve hakkı ihlal edildiği iddiasıyla süresinde
plana karşı dava açan kişinin, dava hakkının ertelenmesi, oluşan fiili durum
nedeniyle zarar görmeye devam etmesi anlamına gelecektir.
Bu nedenle Dairesince, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken,
planın belediyece ilan edilmediği ve bu nedenle kesinleşmediği; ortada kesin ve
yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda
verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz istemlerinin kabulü ile Danıştay
Altıncı Dairesinin 12.12.2002 günlü, E:2002/3770, K:2002/5926 sayılı kararın
BOZULMASINA, 10.7.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
K A R ? I O Y
X-Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Altıncı
Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri
sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı
anlaşıldığından, davacıların temyiz istemlerinin reddi ve Danıştay Altıncı
Dairesinin 12.12.2002 günlü, E:2002/3770, K:2002/5926 sayılı kararının onanması
gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına karşıyız.