Yeni Sayfa 7
Yeterlilik
belgesine sahip müellifçe hazırlanmış bir imar planı değişikliği olmaksızın,
"onay mercii" olan belediye meclisi tarafından plan değişikliği yerine geçecek
şekilde karar alınmasında hukuki isabet bulunmadığı hk.
Yeni Sayfa 8
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar
Tarihi
İDARİ DAVA
DAİRELERİ
2003
662
2001
880
09/10/2003
KARAR METNİ
Yeterlilik
belgesine sahip müellifçe hazırlanmış bir imar planı değişikliği olmaksızın,
"onay mercii" olan belediye meclisi tarafından plan değişikliği yerine geçecek
şekilde karar alınmasında hukuki isabet bulunmadığı hk.
Danıştay
Altıncı Dairesinin 9.10.2003 gün ve E:2001/880, K:2003/662 sayılı kararı.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı ) : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davacılar) : 1-...
2-...
3-...
4-...
İstemin Özeti : ... İli ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan davacılara ait ...
ada, ... parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda plan değişikliği yapılması
yolunda karar alınmasına ilişkin 12.8.1996 günlü, 5/2 sayılı belediye meclisi
kararının iptali istemiyle açılan davada; ... İdare Mahkemesince, Danıştay
Altıncı Dairesinin 13.11.2000 günlü, E:2000/2028, K:2000/5701 sayılı bozma
kararına uyulmayarak dava konusu imar planı değişikliği işleminin iptali yolunda
verilen ilk kararında ISRAR edilmesine ilişkin 7.6.2001 günlü, E:2001/261,
K:2001/437 sayılı kararı, davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını
istemektedir.
Savunmanın Özeti : Davalı belediyenin meclis kararıyla plan değişikliği yaparak
uygulamaya koyduğunu, bu nedenle temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi
kararının onanması gerektiğini savunmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi Mürteza Güler'in Düşüncesi : Uyuşmazlığa konu olayda
mevzuata ve usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir plan değişikliği kararı
bulunmadığından dava konusu meclis kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, bu
nedenle İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen
hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci
fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, İdare Mahkemesince
verilen ısrar kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan
kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi ısrar kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava; davacıların maliki oldukları ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada,
... parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda plan değişikliği yapılması yolunda
alınan 12.8.1996 günlü, 5/2 sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle
açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin 26.10.1999 günlü, E:1998/767, K:1999/756 sayılı
kararıyla; İmar Planı Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının
Yeterlilik Yönetmeliğinin 7. maddesi ve İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine
Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca ara kararı ile, davalı
idareden dava konusu plan değişikliğini hazırlayan müellefin yeterlik karnesi ve
değişikliğe ilişkin raporun istenildiği, gönderilen cevap yazısında imar planı
değişikliği için henüz plan değişikliğini hazırlayan müellife başvurulmadığının
belirtildiği; davalı idarece, plan değişikliği öncesinde mevcut bağlantı yolunun
yapılaşmaya imkan vermeyen artık parseli bulunan 34 sayılı parsele kaydırılarak,
36 sayılı parselde ikinci bir yapının yapılabilmesi olanağı yaratılmak suretiyle
planlama ilkelerine uygun davranıldığı iddiasında bulunulduğundan uyuşmazlığın
özünü, mevcut imar planındaki yolun kaydırılmasıyla 34 sayılı parselin
karşısındaki 36 sayılı parselde ikinci bir yapı yapılıp yapılamayacağı
oluşturduğu, dosyada mevcut bilirkişi raporu da incelenerek yolun, onanlı imar
planındaki gibi 7 metre olması durumunda 36 sayılı parsele ait taşınmazda ikinci
yapı yapılabileceği, ancak yolun meclis kararında olduğu gibi 8 metre olarak
kabulü halinde ise her iki taşınmazda yapı yapabilme olanağı bulunmadığı
sonucuna ulaşıldığı, dava konusu plan değişikliğinin plana işlenmemiş olmasına
karşın İmar Kanununun 8. maddesi uyarınca onanmış olduğu ve onaylı plan
değişikliğinde de kaydırılan imar yolu 8 metre olarak düzenlendiğinden yalnızca
yolun kaydırılmasını esas alan ve genişletmeyi devre dışı bırakan davalı idare
savunmasına ve bilirkişi raporuna itibar etme olanağı bulunmadığı; imar
planlarının yapımı ve değişiklikleri sürecinde yeterliliği haiz bir müellif
bulunması zorunluluk olup, bu zorunluluğun nedeninin bu gibi işlerin yeterli
formasyona sahip kişilerce ilgili disiplin ilkelerine ve imar mevzuatına ve
dolayısıyla kamu yararına uygunluğunu sağlamak olduğu, olayda davalı idarece
düzenlemeye uygun olarak değişiklik sürecinde müellif istihdam edilmeksizin veya
iş ihale edilmeksizin konu hakkında bilgi ve yeterliliğe haiz olduğu ortaya
konulmayan kişilerce plan değişikliği hazırlanıp onaylanmasının hukuka aykırı
olduğu, bu hukuka aykırılıkla birlikte, plan değişikliğinin sebebinin salt
kamusal yararı sağlamak amacına yöneldiği savının hukuki temellerinin de
dayanaksız olduğu, bu durumda imar mevzuatı hükümlerine aykırı olarak
oluşturulan ve buna bağlı olarak sebebinin kamusal yarar olduğu ortaya
konulamayan dava konusu plan değişikliği işleminde hukuka uyarlık görülmediği
gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay Altıncı Dairesinin 13.11.2000
günlü, E:2000/2028, K:2000/5701 sayılı kararıyla; olayda henüz yeterlilik
belgesine sahip müellifçe hazırlanmış ve belediye meclisince usulüne göre
onaylanmış ve yürürlüğe girmiş bir planın varlığından söz edilmesinin mümkün
olmadığı, İdare Mahkemesince dava konusu belediye meclisi kararının plan
değişikliği gibi kabul edilip incelenmesinde ve buna göre karar verilmesinde
hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi bozma
kararına uymayarak dava konusu işlemin iptaline dair ilk kararında ısrar
etmiştir.
... İdare Mahkemesi 7.6.2001 günlü, E:2001/261, K:2001/437 sayılı ısrar
kararında; imar mevzuatı hükümlerine aykırı olarak oluşturulan, tersimatı
yapılıp ilan edilmiş, uygulama işlemi de tesis edilmemiş olmasına karşın fiili
uygulamalara sebep oluşturabilecek olan ve sebep ikame eden, kendi özündeki
sebebin ise kamusal yarar olduğu ortaya konulamayan dava konusu plan değişikliği
işleminde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, ilk verdiği karara ilişkin
gerekçeye ilave yaparak dava konusu işlemin iptaline hükmetmiştir.
Davalı idare; ortada belediye meclisince usulüne uygun olarak onaylanmak
suretiyle yürürlüğe girmiş, imar mevzuatında öngörülen sürecin tam olarak yerine
getirildiği bir imar planı değişikliğinden sözedilemeyeceğini öne sürerek, ...
İdare Mahkemesince verilen ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını
istemektedir.
3194 sayılı İmar Kanununun 8/b maddesinde imar planlarının nazım imar planı ve
uygulama imar planından meydana geldiği, mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni
plan kararlarına uygunluğunun sağlanarak belediye sınırları içinde kalan
yerlerin nazım ve uygulama imar planların ilgili belediyelerce yapılacağı veya
yaptırılacağı, belediye meclisinde onaylararak yürürlüğe gireceği, bu planların
onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca bir ay süre ile ilan edileceği
ve bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebileceği, belediye
başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planların belediye
meclisince onbeş gün içinde kesin karara bağlanacağı kuralı yer almıştır.
İmar Planı Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlik
Yönetmeliğinin 7. maddesinde de; " planlama işlerin yapılması veya
yaptırılmasında belediyeler, valilikler ve diğer ilgili idareler bu Yönetmelik
hükümlerine uymakla yükümlü olup, Yönetmelikte belirtilen yeterlilik gruplarına
uygun olarak yeterlik belgesine sahip müellif veya müellif kuruluşlarına işi
ihale etmek veya kendi planlama bürolarında bu planlama sürecinde işle ilgili
yeterlilik belgesine sahip en az bir müellifi bu işte istihdam etmek
zorundadırlar", İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair
Yönetmeliğin 5. maddesinde ise, " imar planının ilgili idarece doğrudan doğruya
yapılması durumunda ilgili idarenin planların hazırlanmasında geçerli olan
yeterliliği haiz olması şarttır" hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, yeterlilik belgesine sahip
müellifçe hazırlanan imar planlarının belediye meclisinin onayıyla yürürlüğe
gireceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu belediye meclis kararında; "... ve
...'ların arsalarının arasından geçen yolun duvardan itibaren 8 metre olarak
açılmasına, imar planında iki ev arasındaki mesafe 20 metre gösterirken
uygulamada arazide 16,15 metre gösterilmektedir. Bu nedenle, yolun 8 metre
olarak tanzimine ve ...'nın evinin duvar sınırına çekilmesine" şeklinde İmar
Kanununun 8. maddesine göre karar alındığı, mahkemenin 22.6.1999 günlü ara
kararına davalı idarece verilen cevapta imar planı değişikliği için henüz plan
değişikliğini hazırlayan müellife başvurulmadığının belirtildiği
anlaşılmaktadır.
Mevcut bir imar planında değişiklik yapılabilmesi için, öncelikle yeterlilik
belgesine sahip müellifçe plan değişikliğinin hazırlanması ve sonrasında
hazırlanmış olan plan değişikliğinin belediye meclisince onaylanması zorunlu
olduğuna göre; yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanmış bir imar planı
değişikliği olmaksızın, "onay mercii" olan belediye meclisi tarafından plan
değişikliği yerine geçecek şekilde dava konusu kararın alınmasında ve 3194
sayılı İmar Kanununun 8. maddesine yollamada bulunarak alınan bu kararın bir
plan değişikliği şeklinde uygulamaya konulmasında mevzuata uyarlık
bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesince verilen ısrar kararında, dava konusu belediye meclis
kararının belirtilen hukuka aykırılık hali tespit edilmesine rağmen bununla
yetinilmeyerek, usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir plan değişikliği varmış gibi
uyuşmazlık sebep ve amaç unsurları yönünden de incelenerek karar verilmiş ise
de; belirtilen bu durum, dava konusu belediye meclis kararının iptali yolunda
verilen ve sonucu itibariyle hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, ... İdare
Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile
ONANMASINA, 9.10.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KAR?I OY
X-Olayda, henüz yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanmış ve belediye
meclisince usulüne uygun olarak onaylanmış ve yürürlüğe girmiş bir planın
varlığından söz etmek mümkün olmadığından, dava konusu belediye meclis kararının
idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliği
taşımadığı, bu nedenle dava konusu belediye meclis kararını plan değişikliği
gibi kabul edip incelemek suretiyle karar veren İdare Mahkemesinin ısrar
kararının bozulması gerektiği oyuyla aksine verilen karara katılmıyorum.
DAN-KAR-DER ; SAYI:3