İmar Bankasının mevduat kabul etme ve bankacılık faaliyetlerinde bulunma izninin
Tarih: 27.02.2007 Saat: 01:28
Konu:


imar hukuku imra hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuku imar hukuk imar hukuku

T.C. D A N I ? T A Y Onüçüncü Daire Esas No : 2005/6591 Karar No : 2006/1512 Özeti : İmar Bankasının mevduat kabul etme ve bankacılık faaliyetlerinde bulunma izninin kaldırıldığı tarihten sonra, yönetim ve denetimi Fon'a geçen Bankadaki sigorta kapsamında yapılacak ödemelerin taksitle yapılmasını ve bu taksit dönemi içerisinde belirlenen oranlarda faiz ödenmesini öngören 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurul kararında hukuka aykırılık görülmediği, Bakanlar Kurulu kararının eki taahhütname ve ibranamenin dava açma özgürlüğünü kısıtlayıcı bölümleri ise Dairemizin 20.01.2006 tarih, E:2005/2424, K:2006/247 sayılı kararıyla iptal edildiğinden davanın belirtilen kısma yönelik bölümü hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı hakkında. Davacılar : 1- …, 2- …, 3- …, 4- … Vekilleri : Av. … Davalılar : 1- Başbakanlık - ANKARA 2- Hazine Müsteşarlığı - ANKARA 3- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu - İSTANBUL Vekili : Av. … Davanın Özeti : 03.01.2004 tarih ve 25335 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 29.12.2003 tarih ve 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ekinin ve bu karara dayanak alınan önerilerin iptali, 5021 sayılı Kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesi istenilmektedir. Başbakanlık Savunmasının Özeti: Dava süresi içinde açılmamış ise bu yönden davanın reddine karar verilmesi, davacının durumu Bakanlar Kurulu kararına uygun ise mevduat idare tarafından ödeneceğinden davanın konusunun kalmadığı, gerçekleşmiş bir zararı bulunmadığı, esas yönünden ise Türkiye İmar Bankası ile ilgili olarak idarenin kendisine yüklenen denetim ve gözetim yetkisini kullanarak hareket ettiği, Bakanlar Kurulu kararının hukuka uygun tesis edildiği belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (FON) Savunmasının Özeti: 5020 sayılı Yasa uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İdare Mahkemesi görevli bulunduğundan davanın görev yönünden reddi gerektiği, Fon tarafından kanunlar ve Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde ödeme yapılması zorunlu olduğundan husumet yöneltilemeyeceği, Fon açısından iptali talep edilebilecek bir idari işlem bulunmadığı, Fon ile Bankanın ayrı tüzel kişilikler olduğu, iddialarını tüzel kişiliği devam eden Banka aleyhine ileri sürebileceği belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Hazine Müsteşarlığı'nın Savunmasının Özeti: Kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hâkimi Aytaç KURT'un Düşüncesi: Banka kanunlarının temel amaçları, tasarruf sahiplerinin korunması ve kredilerin düzenlemesidir. Mevduat sigortası, mevduat sahiplerini bankaların ödemede acze düşmesi riskine karşı korumaya, yani mevduatın doğrudan doğruya korunmasına yönelik kurumlardan biridir. Mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nda "bankacılık işlemleri" ibaresi kullanılmış (m.14,m.15/a/f.1,m.16, m.22/4, Ek madde 1/1.6 Ek madde 6...) ve yine, başka tüzel ve gerçek kişiler tarafından yapılamayacak olan sadece bankaların yapabileceği işlemler ile bankalar tarafından da yapılabilecek işlemler belirtilmiş olmakla birlikte, bu kavramın tanımı yapılmamıştır. Bankacılık işlemlerinin sınıflandırılmasında en yaygın olan "Bilanço esasına göre" yapılan sınıflandırmadır. Bu sınıflandırmada mevduat kabulü, bilançoda yer alan bankacılık işlemleri bölümünün pasif işlemler kaleminde yer alır ve bu kalemin başka gelen işlemini oluşturur. Mevduat kabulü en eski ve temel bir bankacılık işlemi olduğu halde, Bankalar Kanunu'nda "mevduat kabulü" ile "bankacılık işlemleri" ifadelerine ayrı ayrı yer verildiği görülmektedir. (m.7, m.14, m.15.a/a/f.1, m.16, m.22/No:4, Ek madde 1, Ek madde 6...) Bunun sebebi, bir taraftan ticaret bankaları ile mevduat kabul etmeyen bankaları(kalkınma ve yatırım) arasındaki sistem farklılığını belirgin duruman getirmek, diğer taraftan da mevduat kabulünü, diğer bankacılık işlemlerinden ayırarak farklı hükümlerle güven altına almaktır. Mevduat kabulü 4389 sayılı Kanun'un 10/1'de tanımlanmış olup bu düzenlemeye göre mevduat kabulünün unsurları halka duyuru yapılması, halktan para alınması dır. Burada aynî iade söz konusu değildir. (3182 sayılı Kanun'da aynen iade söz konusu idi. m.13/2)4389 ile "aynî ve misli iade" ifadelerine yer verilmemiştir. Para kabulünün "ivazsız veya bir ivaz karşılığında" olması mevduat kabulü sayılma bakımından önemli değildir. Mevduat kabulü sayılma bakımından, paranın hangi özel amaç için alındığı önemli değildir. Fakat bu husus, alınan paranın "mevduat" sayılması açısından önem taşır. Teminat karşılığı para alınması mevduat sayılmaz., Keza geri vermenin istendiğinde veya belli bir vadede olması ve alınan para karşılığında mevduat cüzdanı yerine katılma belgesi, makbuz, senet gibi belgelerin verilmesi ya da hiçbir belge verilmemesi de mevduat kabulü sayılma bakımından önemli değildir. Sermeye Piyasası Kanunu hükümlerine göre sermaye piyasası araçlarının ihracı, mevduat kabul etmeyen bankaların (yatırım ve kalkınma bankaları) bankalardan ve kendi müstakrizlerinden genel esaslar dahilinde para sağlamaları da mevduat kabulü sayılmaz. Bankalar Kanunu'na göre kurulan bankalar ile yurtdışı kurulmuş olan bankaların Türkiye'de açmış oldukları şubeler (m.7/3) mevduat kabulü izni almak suretiyle mevduat kabulüne yetkili olurlar. (m.7/4,m.10/1,c.1) özel kanunları uyarınca mevduat kabulüne diğer yetkili olanlar ise Tasarruf Sandıkları, Tarım Kredi Kooperatifleri ve bunların bölge birlikleri ve PTT (5584 sayılı Yasa uyarınca) Tasarruf mevduatı bizzat Kanunda tanımlanmıştır.(m.10/2) Tasarruf mevduatının unsurları ise, a) Gerçek kişilere ait olması, b) Tasarruf mevduatı hesabı adı altında açtırılan hesaba yatırılmış olması, c) Bu hesabın ticarî işlemlere konu olmamasıdır. Tasarruf mevduatı hesabı döviz cinsinden, vadeli-vadesiz veya ihbarlı açılabilir. Bütün bu hususlar Banka Kanunun m.10/2.a hükmündeki tasarruf mevduatı tanımının unsurları mevcut olduğu sürece, tasarruf mevduatı sayılma bakımından herhangi bir etkiyi haiz değildir. Mevduat sigortası uygulamasının tasarruf mevduatı ile sınırlı tutulmasının gerekçesi, tasarruf mevduatı dışında kalan mevduat sahiplerinin basiretli davranmaları gerektiğidir. Türk Banka Hukukunda tasarruf mevduatı sigorta ilk defa 1983 'te kurulmuş olup, önceki dönemlerde önerildiği üzere, 1981-1982 yıllarında yaşanan bankalar krizinde yetersiz kalmış olması sonucunda Bankalar Tasfiye Fonu sistemi geliştirilmiş, 70 sayılı KHK ile ihdas edilen bu sistemin adı " Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu" kurulmuştur. Bankalardaki tasarruf mevduatının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu sigorta eder. TMSF, gerçek anlamda bir sigortacı değildir. Fonun en önemli gelir kaynağı sigorta primleridir. a)Sigorta primleri bankaların yurt içi şubelerinde gerçek kişiler tarafından açılmış olan Türk Lirası cinsinden tasarruf mevduatı ile tasarruf mevduatı niteliğini haiz altın repo ve tevdiat hesaplarının toplamı üzerinden hesaplanır. (31.10.2003 tarih ve 1143 sayılı BDDK kararı m.3) b)Pirim oranları bakamından 2000/682 sayılı Kararda tasarruf mevduatı sigorta pirim oranları, bankaların sermaye yeterliliği rasyolarıyla ilişkileriyle belirlenmiştir. Tasarruf mevduatı sigortasından, tarafların iradelerinin söz konusu olmadığı, Kanun uyarınca kendiliğinden doğan bir hukukî ilişki mevcuttur. buna göre, tasarruf mevduatı sigorta işleminde, tarafların karşılıklı iradelerine dayanan hukuksal bir ilişki, bir sigorta sözleşmesi söz konusu değildir. Bankalar Kanunu m. 15/6, c. 2 cümledeki bu koruma, 2000/682 sayılı Kararda ve Yönetmelikte sigorta olarak nitelendirilmektedir. Tasarruf mevduatı sigortası, "tasarrufların korunması" amacıyla ihdas edilen bir devlet tasarrufudur; bir tazminat müessesesi değil, aksine bir garanti müessesesidir. Aynı zamanda bankacılık sektöründe güven ve istikrarı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Bu koruma, Kanundan dolayı, tasarruf mevduatı hesabının açılmasıyla başlar. Bu korumanın başlaması, sigorta priminin ödenmesi koşuluna bağlı değildir. 4969 sayılı Kanunun Geçici 2. madde/2. fıkra, 4389 EK 1. maddeye göre banka tarafından beyan edilmeyen tasarruf mevduatı için pirimi banka öder. Prim ödenmesi, tasarruf mevduatı mevduat sigortasının sebebi değil, sonucudur. 5020 sayılı Kanunun m. 27 ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu'na eklenen EK madde 1/f.1, 4969 sayılı Kanunun Geçici madde 2/No1...." doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan mevduat ödenir." ibaresinin de Anayasa Mahkemesi kararıyla iptali bu konudaki güvenceyi ifade etmektedir. Sigorta kapsamındaki mevduat türü tasarruf mevduatıdır. (Bankalar Kanunu m.15/1,6,a Ek madde 1/f.1,4969 Geçici madde 2/1,31.10.2003 tarih ve 1143 sayılı Karar m.1,2 Yönetmelik m.1,57) Sigorta kapsamı dışındakiler ise, a)Türkiye'de faaliyet gösteren ve mevduat kabulüne yetkili bankaların yurt dışında ve off-shore merkezlerde faaliyet gösteren şubeleri ve yurt dışında kurdukları bankaları b)Türkiye'de münhasıran kıyı bankacılığı faaliyeti göstermek üzere kurulan bankalar c)Bankalardaki repo işlemleri sigorta kapsamı dışındadır. Yine off-shore mevduat sigorta kapsamında değildir. (31.10.2003 tarih ve 1143 sayılı BDDK kararı , 2000/682 sayılı Bakanlar Kurulu kararı m.2) Tasarruf mevduatı sigortasının işlemeye başlaması bir bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasına ilişkin kurul kararı Resmî Gazete'de yayımlandıktan sonra. bankanın yönetim ve denetiminin Fon'a intikal etmesiyle Fon'un, tasarruf mevduatını Bakanlar Kurulu'nun belirleyeceği esas ve usullere göre tespit ederek doğrudan veya ilân edilecek bir banka aracılığı ile ödemesiyle başlayan bir süreçtir.r (4389 m.16/3, Ek madde 1/f,1; 4969 Geçici m.2/1, Yön. m.8/c, m.57/f.1) Mevduat kabul etme izni kaldırılan bankadaki tasarruf mevduatına, bu tarihten sonra faiz tahakkuk ettirilmez. Bu faizler mevduat sigortası kapsamında değildir. 29.12.2003 tarih ve 6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararında taksitler halinde ödemeler için faiz uygulanmıştır. Davacılar tarafından taksitli ödeme yapılamayacağı, defaten ödeme yapılması gerektiği, taksitli ödemeler için uygulanan faiz oranının TÜFE'ye endekslenmesinin yerinde olmadığı, mülkiyet hakkının hiçe sayıldığı, taahhütname alınmasının hak arama hürriyetine aykırılık oluşturduğu ileri sürülmektedir. 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan anılan düzenlemeler 5021 sayılı Kanunun 1.maddesi ile değiştirilen 4969 sayılı Kanunun Geçici 2.maddesinin (1) numaralı fıkrası ile Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiye dayanmakta olup içeriği itibariyle anılan yasal düzenlemeye aykırı bir yönü bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı Mehmet KARAO?LU'nun Düşüncesi: Dava, 3.1.2004 tarih ve 25335 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile eki taahhütnamenin ve bu karara dayanak alınan önerilerin iptali istemiyle açılmıştır. Danıştay Onüçüncü Dairesinin 8.7.2005 tarih ve E:2005/3760, K:2005/3421 sayılı Kararı ile; "...dayanağı 5021 sayılı Kanunun 1.maddesinin (1) numaralı fıkrasının son paragrafında yer alan kuralın Anayasa Mahkemesinin 4.5.2005 tarih ve E:2004/4, K:2005/25 sayılı kararı ile iptal edilmesi sonucunda dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının 3.maddesinin (a) fıkrasının (1) numaralı bendinin de hukuki geçerliliği kalmadığı gerekçesiyle 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının anılan maddesi iptal edildiğinden ve Danıştay Onüçüncü Dairesinin 8.7.2005 tarih ve E:2005/3215, K:2005/3420 sayılı kararıyla da,anılan Bakanlar Kurulu Kararının 3.maddesinin (a) fıkrasının 3.bendi iptal edildiğinden davanın iptal edilen bu maddelere yönelik kısmının konusu kalmamıştır. 27.12.2003 tarih ve 25329 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 5021 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile değiştirilen 4969 sayılı Kanunun Geçici 2.maddesinin (1) numaralı fıkrasında "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki tasarruf mevduatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir. Mevduat tutarlarına bağlı olarak defaten veya taksitler halinde ödeme, taksitler halinde ödemede faiz uygulanması durumunda esas alınacak faiz oranları, ödemelerle ilgili olarak mudiler ve hak sahiplerinden alınacak taahhütnamelerde yer alacak hususlar ile ödemelere ilişkin diğer hususlar Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir." kuralına yer verilmiştir. Yasanın bu hükmü ile bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki tasarruf mevduatının defaten veya taksitler halinde ödenmesi ve taksitler halinde ödeme durumunda esas alınacak faiz oranlarını belirleme konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verildiği açıktır. Anılan Yasa hükmü uyarınca T.İmar Bankası nezdinde bulunan mevduatın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca ödenmesine ilişkin esas ve usulleri düzenlemek üzere çıkarılan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 3/a-(2,4) maddesinde, Kanunun ilgili maddeleri uyarınca Bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra açıldığı tesbit edilen hesaplar ile muvazaalı olduğu fon tarafından tesbit edilen hesapların sigorta kapsamında tasarruf mevduatı olarak kabul edilmeyeceği ve bu hesaplara ilişkin fon tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı 3.maddesinin (b) bendinde,Banka kayıtlarında tasarruf mevduatı olarak izlenen hesaplardan,vade başlangıç tarihi hesap açılış tarihinden önce olanlara....tahakkuk ettirilecek faizlerin hesap açılış tarihi esas alınarak hesaplanacağı belirtilmiş, 5.maddesinde, tasarruf mevduatının taahhütname alınmak kaydıyla bu Kararın 6.maddesinde belirtilen şekilde ödeneceğine değinilmiş, 6.maddesinde, tasarruf mevduatı hesapları ile ilgili olarak kendisine ödeme yapılacak kişilerden 3.7.2003 tarihine kadar bu Kararın 9.maddesinin (c) bendinde belirtilen şekilde yürütülen brüt faiz tutarı dahil olmak üzere, mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşmayanlara mevduatının tamamına eşit tutarda, 10 milyar TL'yi aşanlara ise 10 milyar TL tutarında hak sahipleri adına T.C.Ziraat Bankası nezdinde vadesiz mevduat hesabı açılacağı,mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşanların bakiye alacakları için bu Kararın 7.maddesinde belirtilen vadelerde T.C.Ziraat Bankası A.?.nezdinde vadelerine kadar blokeli mevduat hesapları açılacağı, 7.maddesinde 10 milyar TL'yi aşan miktarda alacağı olan hak sahiplerinin bakiye alacak tutarının 5 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 3 ay vadeli, 5 milyar TL'den 15 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 12 ay vadeli, 15 milyar TL'den 30 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 18 ay vadeli, 30 milyar TL'den 60 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 24 ay vadeli, 60 milyar TL'den 170 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 30 ay vadeli 170 milyar TL ve üzerindeki kısım için ise 36 ay vadeli hesapların hak sahipleri adına Fon tarafından T.C.Ziraat Bankası A.?.nezdinde açtırılacağı, 8.maddesinde, T.C.Ziraat Bankası nezdinde bu Karar çerçevesinde açılan hesaplara Fon tarafından açıldığı tarihi izleyen iş günü valörünün uygulanacağı,söz konusu hesaplara uygulanacak faiz oranının ilgili faiz tahakkuk dönemi sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünce en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısının tahakkuk dönemi başlangıç tarihinde en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısına bölünmesi ile bulunan oran olduğu, 9.maddesinde T.İmar Bankası T.A.?.nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarih olan 3.7.2003 tarihi itibariyle tasarruf mevduat toplamları en yüksek beş bankaca tasarruf mevduatına uygulanan faiz oranlarının ortalaması ile T.İmar Bankası T.A.?.nin kamuya ilan ettiği ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdiği azami faiz oranlarını aşmamak kaydıyla tasarruf mevduat hesaplarına 3.7.2003 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilecek brüt faizlerden yasal kesintiler düşüldükten sonra kalan tutarların da bu Kararla belirlenen ödeme usul ve esasları çerçevesinde ödeneceği, 13.maddesinde mudilere ödenecek miktarlardan bu tutarların T.C.Ziraat Bankası A.? 'ye devredilene kadar geçen sürede doğmuş ve doğacak alacaklarından ve aktarmadan sonraki tutarların,belirlenen esas ve usullere göre yapılacak ödemelerden kaynaklanan her türlü ihtilaf ve itirazın muhatabının Türkiye İmar Bankası T.A.?. ve iflasına karar verilmesi halinde müflis Türkiye İmar Bankası T.A.?. iflas masası olduğu belirtilmiştir.5.maddesinde, tasarruf mevduatının taahhütname alınmak kaydıyla bu Kararın 6.maddesinde belirtilen şekilde ödeneceğine değinilmiş, 6.maddesinde, tasarruf mevduatı hesapları ile ilgili olarak kendisine ödeme yapılacak kişilerden 3.7.2003 tarihine kadar bu Kararın 9.maddesinin (c) bendinde belirtilen şekilde yürütülen brüt faiz tutarı dahil olmak üzere, mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşmayanlara mevduatının tamamına eşit tutarda, 10 milyar TL'yi aşanlara ise 10 milyar TL tutarında hak sahipleri adına T.C.Ziraat Bankası nezdinde vadesiz mevduat hesabı açılacağı,mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşanların bakiye alacakları için bu Kararın 7.maddesinde belirtilen vadelerde T.C.Ziraat Bankası A.?.nezdinde vadelerine kadar blokeli mevduat hesapları açılacağı, 7.maddesinde 10 milyar TL'yi aşan miktarda alacağı olan hak sahiplerinin bakiye alacak tutarının 5 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 3 ay vadeli, 5 milyar TL'den 15 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 12 ay vadeli, 15 milyar TL'den 30 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 18 ay vadeli, 30 milyar TL'den 60 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 24 ay vadeli, 60 milyar TL'den 170 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 30 ay vadeli 170 milyar TL ve üzerindeki kısım için ise 36 ay vadeli hesapların hak sahipleri adına Fon tarafından T.C.Ziraat Bankası A.?.nezdinde açtırılacağı, 8.maddesinde, T.C.Ziraat Bankası nezdinde bu Karar çerçevesinde açılan hesaplara Fon tarafından açıldığı tarihi izleyen iş günü valörünün uygulanacağı,söz konusu hesaplara uygulanacak faiz oranının ilgili faiz tahakkuk dönemi sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünce en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısının tahakkuk dönemi başlangıç tarihinde en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısına bölünmesi ile bulunan oran olduğu, 9.maddesinde T.İmar Bankası T.A.?.nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarih olan 3.7.2003 tarihi itibariyle tasarruf mevduat toplamları en yüksek beş bankaca tasarruf mevduatına uygulanan faiz oranlarının ortalaması ile T.İmar Bankası T.A.?.nin kamuya ilan ettiği ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdiği azami faiz oranlarını aşmamak kaydıyla tasarruf mevduat hesaplarına 3.7.2003 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilecek brüt faizlerden yasal kesintiler düşüldükten sonra kalan tutarların da bu Kararla belirlenen ödeme usul ve esasları çerçevesinde ödeneceği, 13.maddesinde mudilere ödenecek miktarlardan bu tutarların T.C.Ziraat Bankası A.? 'ye devredilene kadar geçen sürede doğmuş ve doğacak alacaklarından ve aktarmadan sonraki tutarların,belirlenen esas ve usullere göre yapılacak ödemelerden kaynaklanan her türlü ihtilaf ve itirazın muhatabının Türkiye İmar Bankası T.A.?. ve iflasına karar verilmesi halinde müflis Türkiye İmar Bankası T.A.?. iflas masası olduğu belirtilmiştir. 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzenlemeler 5021 sayılı Kanunun 1.maddesi ile değiştirilen 4969 sayılı Kanunun Geçici 2.maddesinin (1) numaralı fıkrası ile Bakanlar Kuruluna tanınan yetkiye dayanmakta olup içeriği itibariyle anılan yasal düzenlemeye ve diğer üst normlara aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Öte yandan,bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan T.İmar Bankasında bulunan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca ödenecek olan mevduatın kademelendirilmesinde ve ödemenin bir takvime bağlanmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. 5021 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılmak suretiyle ''Taahhütname ve İbraname'' başlığıyla Bakanlar kurulu tarafından yapılan düzenlemenin birinci paragrafında, ilgilinin Türkiye İmar Bankası T.A.?. nezdindeki mevduat hesabı üzerinde rehin, haciz ve tedbir bulunmadığı taahhüt edilmekte, rehin, haciz ve ihtiyati tedbir mevduat sahibinin mevduatını çekmesine ve serbestçe tasarruf etmesine engel oluştururken rehin hakkı sahibi,haciz koyan ve ihtiyati tedbir kararı alan kişi ya da kişilere öncelik sağlanmasını da önlemektedir. Düzenleme bu haliyle dayanağı yasayla verilen yetkiyi aşar nitelikte değildir. Dava konusu metnin ikinci paragrafına gelince; ilgilinin beyanının aksine bir durumun saptanması halinde üzerinde kısıtlama bulunan hesabın serbest bırakılması veya tarafına fazladan veya haksız ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde bildirimde bulunulması sonrasında ödemede bulunulacağını taahhüt eden bölümünde, dayanağı Yasa hükmüne ve düzenlemenin amacına aykırılık bulunmamakla birlikte bildirimden itibaren geri ödeme süresinin 1 gün olarak belirlenmesi kısmının yasaya uygunluğunun irdelenmesi gerekmektedir. Bankalar Kanunu ve 5021 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin "e" bendinde belirtildiği üzere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu alacağının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği açıktır. Fon tarafından haksız olarak yapılan ödemenin iadesi için kamu alacağının tahsil yöntemi esas alınmakla birlikte fazla ya da haksız yapılan ödemenin bildiriminden itibaren kaç günlük bir sürede iade edileceğine, dayanağı Yasada yer verilmemiştir.Bu durumda haksız yapılan bir ödemenin iadesi için özel bir süre öngörülmemiş olmakla vadesi belli olmayan alacak için de 6183 sayılı Kanun hükümlerinin belirleyici olacağı kuşkusuzdur.6183 sayılı Kanunun 37. maddesinde, kamu alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş kamu alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme süresinin son gününün kamu alacağının vadesi günü olduğu belirtilmekte olup, bu kurala göre özel kanunlarında süresi belirlenmeyen Fon alacağının da bildirimden itibaren 1 aylık süreye tabi olacağı, 1 günlük sürenin Kanun hükmüne aykırı olduğu açıktır. Aynı metnin ikinci paragrafında yer alan ödenmeyen alacağın Fon tarafından 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre tahsil edileceği ve T.C.Ziraat Bankasında ilgili adına açılan blokeli hesabın Fon adına rehinli olduğunu belirleyen kısmında da yasaya aykırı bir yön bulunmamakla birlikte "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Kanun ve/veya bu Kanun hükümleri uyarınca yapılan ve/veya yapılacak ödemelere ilişkin olarak Başbakanlık ve/veya Hazine Müsteşarlığı ve/veya Fon ve/veya T.C.Ziraat Bankası A.?. aleyhine herhangi bir dava açmayacağımı, açmış bulunduğum dava bulunmadığını ve/veya açmış bulunduğum davadan feragat ettiğimi veya derhal feragat edeceğimi, etmediğim takdirde yapılan ödemenin durdurulacağını ve nakden ödenen meblağı derhal iade edeceğimi kabul, beyan ve taahhüt ederim." şeklindeki taahhüt ile ödeme yapılması, dava açılmaması ya da açılmış olan davadan feragat edilmesi koşuluna bağlanmış, feragat edilmemesi halinde ödeme yapılmamasını ya da yapılmış olan ödemenin iade edileceğini kabule ilgilileri zorlayan bir düzenlemeye yer verilmiştir. Anayasanın "Temel Haklar ve Ödevler" başlıklı ikinci kısmında yer alan "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde " Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir " kuralı yer almakta olup Anayasada temel hak olarak düzenlenen dava hakkının Anayasanın 14. maddesi gereğince ancak kanunla sınırlanmasının mümkün olması karşısında düzenleyici idari işlemlerle sınırlandırılamayacağı açıktır. Bu itibarla Anayasal bir hak olan dava hakkını sınırlandıran dava konusu Bakanlar Kurulu Kararı eki Taahhütnamenin bu bölümünde hukuka uyarlık bulunmamakta olup taahhütnamenin son fıkrasında ise dayanağı yasal düzenlemeye aykırı bir yön görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının iptal edilen maddelerine yönelik olarak davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, Bakanlar Kurulu Kararı eki Taahhütname ve İbraname başlıklı metnin ikinci paragrafında yer alan "1 gün" ibaresi ile yine aynı paragrafta yer alan "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Kanun ve/veya bu Kanun hükümleri uyarınca yapılan ve/veya yapılacak ödemelere ilişkin olarak Başbakanlık ve/veya Hazine Müsteşarlığı ve/veya Fon ve/veya T.C.Ziraat Bankası A.?. aleyhine herhangi bir dava açmayacağımı, açmış bulunduğum dava bulunmadığını ve/veya açmış bulunduğum davadan feragat ettiğimi veya derhal feragat edeceğimi, etmediğim takdirde yapılan ödemenin durdurulacağını ve nakden ödenen meblağı derhal iade edeceğimi'' ibaresinin iptaline, davanın diğer kısımlarının ise reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onüçüncü Dairesince Tetkik Hâkiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü: Dava, 3.1.2004 tarih ve 25335 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ekinin ve bu karara dayanak alınan önerilerin iptali istemiyle açılmıştır. Davalı idarenin usule yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir. Davacının 5021 sayılı Kanunun 1.maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilk paragrafının Anayasa'ya aykırı olduğuna ilişkin iddiası ciddi bulunmamıştır. Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacının isteminin, Bakanlar Kurulu kararının 6., 7. ve 8. maddeleri ile eki ibraname ve taahhütnameye ilişkin olduğundan, dava anılan kurallarla sınırlı incelendi: 27.12.2003 tarih ve 25329 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan " Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketi hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkındaki 5021 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile, "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda bulunan tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki tasarruf mevduatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir. Mevduat tutarlarına bağlı olarak defaten veya taksitler halinde ödeme, taksitler halinde ödemede faiz uygulanması durumunda esas alınacak faiz oranları, ödemelerle ilgili olarak mudiler ve hak sahiplerinden alınacak taahhütnamelerde yer alacak hususlar ile ödemelere ilişkin diğer hususlar Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir." hükmü getirilmiş ve bu kural uyarınca Türkiye İmar Bankası Türk Anonim ?irketi (Banka) nezdinde bulunan mevduatın Fon'ca ödenmesine ilişkin esas ve usulleri düzenleyen, 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmıştır. Kararın 5. maddesinde, tasarruf mevduatının taahhütname alınmak kaydıyla bu kararın 6. maddesinde düzenlendiği biçimde ödeneceği, 6. maddesinde, tasarruf mevduatı hesapları ile ilgili olarak kendisine ödeme yapılacak kişilerden 3.7.2003 tarihine kadar bu kararın 9.maddesinin (c) bendinde belirtilen şekilde yürütülen brüt faiz tutarı dahil olmak üzere, mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşmayanlara mevduatının tamamına eşit tutarda, 10 milyar TL'yi aşanlara ise 10 milyar TL tutarında hak sahipleri adına T.C.Ziraat Bankası nezdinde vadesiz mevduat hesabı açılacağı,mevduat tutarı 10 milyar TL'yi aşanların bakiye alacakları için bu kararın 7.maddesinde belirtilen vadelerde T.C.Ziraat Bankası A.?.nezdinde vadelerine kadar blokeli mevduat hesapları açılacağı, 7.maddesinde, 10 milyar TL'yi aşan miktarda alacağı olan hak sahiplerinin bakiye alacak tutarının 5 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 3 ay vadeli, 5 milyar TL'den 15 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 12 ay vadeli, 15 milyar TL'den 30 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 18 ay vadeli, 30 milyar TL'den 60 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 24 ay vadeli, 60 milyar TL'den 170 milyar TL'ye kadar olan kısmı için 30 ay vadeli 170 milyar TL ve üzerindeki kısım için ise 36 ay vadeli hesapların hak sahipleri adına Fon tarafından T.C. Ziraat Bankası A.?.nezdinde açtırılacağı, 8.maddesinde, T.C.Ziraat Bankası nezdinde bu Karar çerçevesinde açılan hesaplara Fon tarafından açıldığı tarihi izleyen iş günü valörünün uygulanacağı, söz konusu hesaplara uygulanacak faiz oranının ilgili faiz tahakkuk dönemi sonunda Devlet İstatistik Enstitüsünce en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısının tahakkuk dönemi başlangıç tarihinde en son açıklanan tüketici fiyat endeks sayısına bölünmesi ile bulunan oran olduğu, 9.maddesinin (c) bendinde Banka'nın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarih olan 3.7.2003 tarihi itibariyle tasarruf mevduat toplamları en yüksek beş bankaca tasarruf mevduatına uygulanan faiz oranlarının ortalaması ile Banka'nın kamuya ilân ettiği ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdiği azamî faiz oranlarını aşmamak kaydıyla tasarruf mevduat hesaplarına 3.7.2003 tarihi itibariyle tahakkuk ettirilecek brüt faizlerden yasal kesintiler düşüldükten sonra kalan tutarların da bu kararla belirlenen ödeme usul ve esasları çerçevesinde ödeneceği, 13.maddesinde, mudilere ödenecek miktarlardan bu tutarların T.C. Ziraat Bankası A.? 'ye devredilene kadar geçen sürede doğmuş ve doğacak alacaklarından ve aktarmadan sonraki tutarların, belirlenen esas ve usullere göre yapılacak ödemelerden kaynaklanan her türlü ihtilaf ve itirazın muhatabının Banka ve iflâsına karar verilmesi halinde müflis Türkiye İmar Bankası T.A.?. iflâs masası olduğu kuralları yer almıştır. Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak ve malî piyasalarda güven ve istikrarı ve ekonomik kalkınmanın gereklerini de dikkate alarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere bankaların kuruluş, yönetim, çalışma, devir, birleşme, tasfiye ve denetlenmelerine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiş, bu amaç doğrultusunda da, 15/1.maddesinde, tasarruf sahiplerinin haklarını korumak için bankalardaki tasarruf mevduatının Fon tarafından sigorta edileceği kurala bağlanmıştır. Yine Kanun'un 16/3.maddesinde, Fon'un yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankada mevduat sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik önlemleri alması ve sigortalı mevduatın Fon'ca veya ilân edeceği bir banka aracılığıyla ödemesi öngörülmüştür. 5021 sayılı Kanunda da, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda ve sigorta kapsamında bulunan mevduatın Fon'ca ödeneceği belirtilmiş, ödemenin defaten veya taksitler halinde ödenmesi ve bu durumda uygulanacak faiz oranı konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bu bağlamda 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, Bankada sigorta kapsamında bulunan mevduatın, belirli miktarları için vadeli ödeme planı yapılmış ve Ziraat Bankasında bu karar çerçevesinde açılan hesaplara Fon tarafından uygulanacak faiz oranı yukarıda yazılan 8. maddede açıklanmıştır. Sigorta kapsamındaki mevduatın ödenmesine ilişkin yasal düzenlemeler irdelendiğinde, mevduat kabul etme izni kaldırılan bir bankadaki tasarruf mevduatına, bu tarihten sonra faiz tahakkuk ettirilemeyeceği ve o bankaca mevduat sahibine açılan hesap için uygulanan faiz oranının da mevduat sigortası kapsamında bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, İmar Bankasının mevduat kabul etme ve bankacılık faaliyetlerinde bulunma izninin kaldırıldığı tarihten sonra, yönetim ve denetimi Fon'a geçen Bankadaki sigorta kapsamında yapılacak ödemelerin taksitle yapılmasında ve bu taksit dönemi içerisinde hesap sahiplerini enflasyon karşısında korumaya yönelik faiz oranları getirilmesinde 5021 sayılı Kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Bakanlar Kurulu kararının eki taahhütname ve ibranameye gelince: Taahhütname ve ibranamenin dava açma özgürlüğünü kısıtlayıcı bölümleri Dairemizin 20.01.2006 tarih, E:2005/2424, K:2006/247 sayılı kararıyla iptal edilmiş, diğer kısımlarında ise, 5021 sayılı Kanuna aykırılık görülmemiştir. Davanın, Fon ve Hazine Müsteşarlığı önerilerinin ve bu öneriye dayanak Devlet Bakanlığının 29.12.2003 günlü 73634 sayılı yazının iptali istemine ilişkin kısmına gelince: Anılan yazılar, iptal davasına konu edilebilecek, kesin ve yürütülebilir işlem niteliğini taşımamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davanın, Bakanlar Kurulu kararının ekindeki Taahhütname ve İbraname başlıklı metnin ikinci paragrafında yer alan,"1 gün" sözcüğü ile "18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Kanun ve/ veya bu Kanun hükümleri uyarınca yapılan ve/ veya yapılacak ödemelere ilişkin olarak Başbakanlık ve/veya Hazine Müsteşarlığı ve/veya Fon ve/veya T.C. Ziraat Bankası A.?. aleyhine herhangi bir dava açmayacağıma, açmış bulunduğum dava bulunmadığını ve/veya açmış bulunduğum davadan feragat edeceğimi, etmediğim takdirde yapılan ödemenin durdurulacağını ve nakden ödenen meblağı derhal iade edeceğimi" tümcesine ilişkin kısmı daha önce Dairemiz kararı ile iptal edildiğinden bu istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın diğer kısımlarının reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin 59,55.-YTL kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 59,55.-YTL yargılama gideri ile 400,00 YTL avukatlık ücretinin ise davalı Başbakanlık ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'ndan alınarak davacıya verilmesine, 400,00.-YTL avukatlık ücretinin ise davacıdan alınarak davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekiline verilmesine 27.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=118