Dernekler Kanununda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine ge
Tarih: 27.02.2007 Saat: 01:09
Konu:


İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU İMAR HUKUKU

T.C. D A N I ? T A Y Onuncu Daire Esas No : 2003/510 Karar No : 2006/2595 Özeti : Dernekler Kanununda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine getirme konusunda hak ve yetki tanınmadığı; derneklerin merkez yönetim kurullarının Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve tüzük hükümleri uyarınca derneği temsile yetkili ve görevli zorunlu organ olduğu ve bu yetki ve görevini başka organlara devredemeyeceği, davacı dernek şubesinin tek başına açmış olduğu bu davada "dava açma ehliyeti"nin bulunmadığı hakkında. Temyiz Eden (Davacı) : … Derneği İslahiye ?ubesi Başkanlığı Karşı Taraf (Davalı) : İslahiye Kaymakamlığı-İslahiye/GAZİANTEP İstemin Özeti : Davacı dernek şubesinin, 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 14. maddesi gereğince dağıtılması gerektiğinin tebliğine ilişkin 19.6.2001 tarih ve B.05.1.EGM.4.27.30.12.01 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; Gaziantep İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. D.Tetkik Hakimi : Aydın Akgül Düşüncesi : Derneklerde yönetim kurulu; Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve tüzük hükümleri uyarınca, derneği temsil ve yönetim ile ilgili işlerin yürütülmesinde yetkili ve görevli zorunlu organdır. Derneklerin sahip oldukları fiil ehliyeti ise, merkez yönetim kurulu aracılığı ile kullanabilmektedir. Olayda, davacı dernek şubesinin, dernek adına dava açma ehliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda, İdare Mahkemesince, davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemektedir. Açıklanan nedenle, sonucu itibariyle hukuka uygun bulunan temyize konu idare mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı : Emin Celalettin Özkan Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava, davacı dernek şubesinin, 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 14. maddesi gereğince dağıtılması gerektiğinin tebliğine ilişkin 19.6.2001 tarih ve B.05.1.EGM.4.27.30.12.01 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Gaziantep İdare Mahkemesince, 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca derneklerin, tüzüklerinin gazetede yayımlandığı günü izleyen altı ay içinde ilk genel kurul toplantılarını yapmak ve oluşturmak zorunda oldukları, anılan Yasada öngörülen süre içerisinde genel kurul toplantısını yapmayan davacı dernek şubesi hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; İdari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla iptali için dava açılabileceği, 14. maddesinin 3. fıkrasında dilekçeler üzerine ilk incelemenin; a) Görev ve yetki, b) İdari merci tecavüzü, c) Ehliyet, d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) Süreaşımı, f) Husumet, g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 14. maddenin 6. fıkrasında belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15 inci madde hükmünün uygulanacağı, 15. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde ise; 14 ncü maddenin 3. fıkrasının (c) bendine aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği öngörülmüştür. T.C. Anayasasının 33. maddesinde; herkesin, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olmaya ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahip olduğu, dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usullerin kanunda gösterileceği hüküm altına alınmıştır. 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 8. maddesinde; dernek tüzüğünde, derneğin şubesinin bulunup bulunmayacağı, bulunacak ise, şubelerin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri ile dernek genel kurulunda nasıl temsil edileceğinin belirtilmesinin zorunlu olduğu, 19. maddesinde; derneklerde genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu oluşturulmasının zorunlu olduğu, derneklerin başka organlar da kurabileceği, ancak bu organlara genel kurul ve denetleme kurulunun görev, yetki ve sorumluluklarının devredilemeyeceği, 27. maddesinde; dernek yönetim kurulunun görevleri arasında, derneği temsil etmek veya bu hususta kendi üyelerinden bir veya bir kaçına yetki vermek, dernek şubelerinin açılmasını kararlaştırmak ve şube kurucularına yetki vermek, 31. maddesinde; derneklerin, tüzüklerinde belirtilmiş olmak kaydıyla gerekli görülen yerlerde şube açabilecekleri, bu amaçla dernek yönetim kurulunca yetki verilen en az üç kişi tarafından şubenin açılacağı yerin en büyük mülki amirliğine yazılı müracaat yapılacağı, 32. maddesinde; şubelerin genel kurul, yönetim kurulu, denetleme kurulu veya denetçi oluşturmalarının zorunlu olduğu, bu organların görev ve yetkilerinin dernek tüzüğünde gösterileceği, 33. maddesinde ise; dernek şubeleri hakkında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda da derneklere ilişkin olarak Dernekler Kanunundaki düzenlemeye paralel hükümler yer almakla beraber, 49. maddesinde; tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla fiil ehliyetini kazanacakları, 50. maddesinde; tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, 72. maddesinde; derneğin zorunlu organlarının genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olduğu, derneklerin zorunlu organları dışında başka organlar da oluşturabilecekleri, ancak bu organlara zorunlu organların görev, yetki ve sorumluluklarının devredilemeyeceği, 85. maddesinde; yönetim kurulunun derneğin yürütme ve temsil organı olduğu, bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getireceği, temsil görevinin, yönetim kurulunca üyelerden birine veya bir üçüncü kişiye verilebileceği esası getirilmiştir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 38. maddesinde; "Davaya ehliyet kanunu medeni ile tayin olunmuştur.", 39. maddesinde; "ehliyeti haiz olan hükmi şahıslar, kanuni uzuvları vasıtasıyla ve icap eden mezuniyeti istihsal ile hareket ederler " hükümleri yer almaktadır. Yukarıda belirtilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden; tüzel kişilerin dava ehliyetinin, ilgili kanunlara ve tüzüklerine göre bunun için gerekli organlara sahip olmaları ile başlayacağının, derneklerde ise yönetim kurulunun Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve tüzük hükümleri uyarınca, derneği temsil ve yönetim ile ilgili işlerin yürütülmesinde yetkili ve görevli zorunlu organ olduğunun, derneklerin sahip oldukları fiil ehliyetini merkez yönetim kurulu aracılığı ile kullanabileceklerinin kabulü gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden; İslahiye Kaymakamlığının 25.5.2000 tarih ve 2000 sayılı yazısıyla, davacı dernek şubesinin 6 aylık süre içinde genel kurulunu yapmadığı ve dernek organlarını oluşturmadığı nedeniyle 2908 sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince dernek yöneticileri hakkında adli işlem yapılmasının İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığından istenildiği, bunun üzerine 30.10.2000 tarih ve Haz. No.2000/362, E.2000/396 sayılı iddianame ile İslahiye Sulh Ceza Mahkemesinde kurucu yöneticiler aleyhine 2908 sayılı Yasaya muhalefetten dava açıldığı, bu dava sürerken İslahiye Cumhuriyet Başsavcılığının 24.5.2001 tarih ve 2000/362 sayılı yazısıyla İslahiye Kaymakamlığından derneğin dağıtılması isteminde bulunulması üzerine tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle … Derneği İslahiye ?ubesi Başkanlığı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, Dernekler Kanununda dernek şubelerine özel olarak derneğin görevlerini yerine getirme konusunda hak ve yetki tanınmaması, aksine şubelerin, dernek tüzüğüne göre genel kurul ve merkez tarafından verilen görevleri ifa edecek olmaları, ayrıca derneklerin merkez yönetim kurullarının Dernekler Kanunu, Medeni Kanun ve tüzük hükümleri uyarınca derneği temsile yetkili ve görevli zorunlu organ olması ve bu yetki ve görevini başka organlara devredememesi karşısında, davacı dernek şubesinin tek başına açmış olduğu bu davada "dava açma ehliyeti"nin bulunduğunu kabul etmeye hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacı dernek şubesinin bu davada dava açma ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, davanın esasına girilerek reddine karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesine uygun bulunmayan temyiz isteminin reddine, Gaziantep İdare Mahkemesinin 9.7.2002 tarih ve E:2001/1522, K:2002/1302 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, 21.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Bu haberin geldigi yer: Imar Hukukcusu
http://www.imarhukukcusu.com

Bu haber icin adres:
http://www.imarhukukcusu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=107