idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi
durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için
buraya tıklayınız.
idare hukuku: Tam Gün kanun çıktı, Radyoloji Personeli haftada 35 saat
MADDE 9-
19/4/1937 tarihli ve 3153 sayılı Radyoloji, Radiyom ve Elektrikle Tedavi ve
Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1- İyonlaştırıcı
radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu iş veya
işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre
içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon
dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için
alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve
alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. "
idare hukuku: DANI?TAYA göre kazanılmış hak kavramı nedir, neleri kapsar.
İlgililerin
kazanılmış haklarının sözkonusu olabilmesi için, elde etmiş oldukları bu
hakların meşru bir zeminden kaynaklanmış olması gerekmekte olup; meşruiyet
zemini bulunmaksızın elde edilmiş herhangi bir hak veya belgenin yok hükmünde
sayılacağı hakkında.
idare hukuku: Danıştay İDDGK'na göre sözlü sınav nasıl yapılacak.
Davacının
sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde, sınav öncesinde soruların
ve yanıtlarının hazırlanmamış olması, sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt
yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi, ayrıca komisyon üyelerince takdir
edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmaması nedenleriyle hukuka uyarlık
bulunmadığı hk.
idare hukuku: İzinsiz yapı, 775/18 m. gecekondu mu 3194/32 m. kaçak yapı mı ?
Yapının tümü
ile 775 sayılı yasanın 18. maddesinde sayılan yerlerde kalması durumunda bu
madde kuralı uyarınca işlem tesis edileceği aksi halde 3194 sayılı yasanın 32.
maddesi uyarınca işlem tesis edilmesi gerektiği hk. Danıştay Altıncı Dairesinin
8.12.2006 gün ve E:2006/2099, K:200/5781 sayılı kararı.
idare hukuku: Kurs ve yurtlara yardım yapma konusunda büyükşehir belediyelerinin yetki ve göre
T.C. D A N
I ? T A Y SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/7089 Karar No : 2008/7331
Büyükşehir
belediyelerinin kuruluşu, yönetilmesi ve denetlenmesi ayrı bir yönetmelikle
düzenlenmiş bulunan kurs ve yurtlara yardım yapma konusunda kendisine yasal
olarak verilmiş bir yetki ve görevi olmadığı hakkında.
idare hukuku: valiler kararnamesi yayımlandı. Bazı valiler merkeze alındı.
Karar Sayısı : 2008/14448
Ekli listede
görev yerleri ile ad ve soyadları yazılı şahısların karşılarında belirtilen
görevlere atanması; İçişleri Bakanlığının 19/12/2008
tarihli ve 21185 sayılı yazısı üzerine, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 6
ncı maddesi ile 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı
Kanunun 2 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca
19/12/2008 tarihinde kararlaştırılmıştır.
idare hukuku: Adrese dayalı nüfus sayımına yasal süresi içinde iptal davası açan belediyeler..
Anayasa
Mahkemesinin 31.10.2008 gün ve E:2008/34, K:2008/153 sayılı kararında, 5747
sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla nüfuslarının 2000`in üzerinde
olduğunu ileri sürerek idari dava açan belediyelerin tüzel kişiliklerinin,
açtıkları davaların sonucu beklenilmeden köye dönüştürülmesinin hukuk devleti
ilkesine aykırı olduğu belirtilerek, 5747 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı
sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar yönünden iptal edildiğinden,
5747 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin Genelgenin davacı belediyeye hasren
iptal edilmesi hakkında
Danıştay Sekizinci Dairesinin 19.12.2008 tarihli ve
E: 2008/4826, K:2008/8384
sayılı kararı. 19.12.2008
Not:
Öte
yandan, Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararındaki iptal hükmü gerekçesiyle
yeni bir hukuki durum ortaya çıktığından, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli
kararının Resmi Gazetede yayımı tarihinden itibaren 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Yasasında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde açılacak davaları da
süresinde kabul etmek, Anayasada belirtilen hukuk devleti ilkesinin bir
gereğidir.
Yasa Koyucu tarafından, nüfusu 2000’in altına düşen
belediyelerin tüzelkişilikleri sona erdirilerek köye dönüştürülmelerinde, 5393
sayılı Yasada yer alan yönteme istisna getirilerek, olağan prosedür yerine liste
halinde sayma suretiyle doğrudan yasa çıkarma yolu benimsenmiştir.
Bu itibarla, Türkiye İstatistik Kurumunca gerçekleştirilen
adrese dayalı nüfus sayımı sonuçları, Resmi Gazetede yayımlanmadığı ve ilgili
belediyelere tebliğ edilerek sonuçlara itiraz veya iptal davası açma imkanı
tanınmadığına ve yasanın iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine doğrudan başvuru
hakkı da olmadığına göre, davacı belediye tarafından nüfus sayımı sonuçlarının
gerçeği yansıtmadığından bahisle, 5747 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin
Genelgenin iptali istemiyle açılan bu davanın da Anayasa Mahkemesi kararında
belirtilen adrese dayalı nüfus sayımı sonucuna karşı açılan davalar kapsamında
olduğunun kabulü zorunludur.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesi kararında, Genelgenin dayanağı
5747 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddenin (1) numaralı fıkrasının, Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı
sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar yönünden iptaline karar
verildiğinden, dava açan belediyelerin tüzel kişiliklerinin devam ettiği
tartışmasızdır.
idare hukuku: Nüfusu 2000'in altında olan belediyelerin hangisi kapatılacak, Anayasa Mahkemesi
6.3.2008 günlü, 5747 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un: A - Geçici 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının;
Yasa’ya ekli 44 sayılı listede gösterilen belediyelerden, 1 -
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen adrese dayalı nüfus sayımı
sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar, 2 - Yasa’nın yürürlüğe girdiği 22.3.2008
tarihinden önce 5393 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca yapılan katılma işlemi
ile nüfusu 2000’in üzerine çıkanlar, 3 -
“Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile ilan
edilmiş turizm bölge, alan ve merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim
bölgeleri” kapsamında kalanlar ile “Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca saptanan
2008 yılı turizm öncelikli yöreler“ listesinde yer alanlar, yönünden,
31.10.2008 günlü, E. 2008/34, K. 2008/153 sayılı kararla iptaline karar
verildiğinden, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız
durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın
Resmî Gazete’de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜ?ÜNÜN DURDURULMASINA,
idare hukuku: Memur Maaşları 2/12/2008 tarihinde avans olarak ödenecektir
Aylıklarını personel
kanunlarına göre almakta olanlara, 15/12/2008 tarihinde ödenmesi gereken tüm
hakedişler, 657 sayılı Kanunun ek 24 üncü maddesine göre, 2/12/2008 tarihinde
avans olarak ödenecektir. Kamu kuruluşlarında çalışan sözleşmeli personel, işçi
ve diğer personel hakkında da aynı şekilde işlem yapılacaktır.
idare hukuku: İlaçlı stent bedellerini memur mu yoksa kurum mu ödeyecek.
...Ortaya konulan bu gerekçeler
karşısında, davacının tedavisinde kullanılan ilaç salınımı stent bedelinin
ödenmemesi işlemi yönünden; davalı idarenin koroner stent bedelinin ödenmesi
konusunda yapacağı düzenlemede, ilaç salınımlı koroner stentlerin
kullanılmasının tedavi için gerekliliğinin, yukarıda değinildiği üzere yapılacak
araştırma sonunda saptaması durumunda, ilaçsız stentlerinin yanı sıra ilaç
salınımlı koroner stentlerin bedelinin kurumlarınca karşılanacak kısmının ayrıca
belirleneceği, dolayısıyla davacının ilaç salınımlı koroner stent bedelinin
karşılanması yolundaki başvurusunun da buna bağlı olarak değerlendirilerek
sonuçlandırılacağı açıktır. Dolayısıyla bu aşamada ilaç salınımlı koroner
stentler yönünden 657 sayılı Yasa'nın 209. maddesi ve 178 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 10. maddesinin (p) bendi ile tanınan yetki kapsamında, davalı
idarece bir inceleme yapılmadan, diğer bir anlatımla ortada eksik bir düzenleme
varken ilaç salınımlı koroner stent bedelinin tamamının ilgili kurum tarafından
karşılanacağından söz etmeye de olanak bulunmamaktadır. ...
Not:
Bu durumda davacı hakkında tesis edilen bireysel işlemin yargısal denetiminin
yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılması gerekirken teknik bilgi ve
uzmanlık gerektiren bir konuda davacının hastalığının özelliği değerlendirilerek
varılan sonuca göre yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesinde hukuka
uyarlık görülmemiştir.