Doktrinde de kabul edildiği
üzere manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya
yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır. Başka türlü giderim
yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak
belirlenmesini zorunla hale getirmektedir. Olayın gelişimi ve sonucu ilgilinin
durumu itibariyle uğradığı manevi zarara karşılık takdir edilecek manevi
tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak
miktarda, fakat idarenin olaydaki kusurun niteliğini ve ağırlığını ifade edecek
ölçüde saptanması zorunlu bulunmaktadır.
Mahkememizin 18.2.2005 günlü ve E.2004/198, K.2005/127 sayılı kararının
incelenmesinden ise davacı tarafından Çatkuyu Köyü Muhtarı Ali Rıza Yıldırım
hakkında Sinanpaşa Kaymakamlığı’na gerçeği yansıtmayan tutanaklar tanzim etmek
ve ettirmek suretiyle görevini kötüye kullandığı hususundaki şikayeti sonucunda
Sinanpaşa Kaymakamlığı’nın 09.12.2004 gün ve 02/2004-42 sayılı soruşturma izni
verilmemesine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz üzerine Denizli Bölge İdare
Mahkemesinin 30.12.2004 gün ve E.2004/306, K.2004/310 sayılı kararı ile
itirazlarının kabulüne, Sinanpaşa Kaymakamlığı’nın kararının bozulmasına karar
verildiği, bunun üzerine Sinanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının anılan Köy Muhtarı
ile birlikte 6 kişi hakkında özel evrakta sahtekarlık suçlamasıyla kamu dava
açılması talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında davacının hukuka aykırı olarak müstafi
sayılması nedeniyle ağır hizmet kusuru işlenmiş olması göz önüne alınarak
davacıya, olay nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabı karşılayacak şekilde ve
idarenin olaydaki kusurunun niteliği ve ağırlığı ölçüsünde takdiren 1000 YTL
manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda,
hukuka aykırılığı yargı kararıyla tesbit edilmiş bulunan işlem nedeniyle
davacının yoksun kaldığı 6736,32 YTL maddi tazminat ile 1000 YTL manevi
tazminatın iptal davasının açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle
birlikte tazmini gerektiği sonucuna varılmıştır.