İMAR KANUNU İLE
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLI?ININ TE?KİLAT
VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DE?İ?İKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 28 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Müelliflik, fenni mesuliyet, şantiye
şefliği, yapı müteahhitliği ve siciller:
MADDE 28- Bu Kanun kapsamındaki mimarlık,
mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve
eklerinin tanziminin ve bunların uygulanması işlerinin; uygulamada bulunulacak
alanın, yerleşme merkezinin ve yapının nev’ine, hususiyetine ve büyüklük
derecesine göre, uzmanlık alanlarına uygun olarak 38 inci maddede belirtilen
meslek mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan
meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak
gerçekleştirmekten sorumludur.
Yapıda inşaat ve
tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni
mesuliyet, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek
mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve
mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile
birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata,
ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak
inşa edilmesini denetlemekle görevlidir. Yapı sahibine ve idareye karşı
sorumlu olan fenni mesuller, uzmanlık alanına uygun olarak yapıda yetki belgesi
olmayan usta çalıştırılması veya şantiye şefi bulundurulmaksızın yapım işinin
sürdürülmesi veya yapının mevzuata aykırı
yapılması veya istifaları halinde, bu durumları üç iş günü içinde ilgili
idareye yazılı olarak ihbar etmek zorundadır. Aksi takdirde, fenni mesuller kanuni
mesuliyetten kurtulamaz. İhbar üzerine, en
geç üç iş günü içinde 32 nci maddeye göre işlem yapılır.
Fenni mesulün istifası veya ölümü halinde,
başka bir meslek mensubu fenni mesuliyeti deruhte etmedikçe yapının devamına
müsaade edilmez. Fenni mesulün istifası halinde, istifa tarihinden önce yapılan
işlere dair sorumluluğu devam eder. Yeni atanan fenni mesul, daha önce yapılan
işlerin denetlenmesinden ve eksiklik ve hata var ise giderilmesinden de
sorumludur.
Fenni mesuller, Bakanlık tarafından
çıkarılan yönetmelikte belirlenen sınıf, özellik ve büyüklüğe sahip bulunan
yapıların denetimi faaliyetine yardımcı olmak üzere, 38 inci maddeye göre uygun
nitelikte ve sayıda fen adamı istihdam etmek mecburiyetindedir.
Fenni mesuller, uzmanlık alanlarına göre yapım
işlerinin denetimine ilişkin ayrıntılı bütün belgeler ile mimarlık ve
mühendislik hizmetleri raporunu idareye vermek ve yapı kullanma izin belgesini
imzalamak mecburiyetindedir. Yapıya ilişkin bilgiler, ilgili idarece,
etüt ve proje müelliflerinin, fenni mesullerin, yapı müteahhitlerinin ve
şantiye şefi mimar veya mühendisin üyesi bulunduğu meslek odasına, üyelik
sicillerine işlenmek üzere bildirilir.
Fenni mesuller, mesuliyet üstlendikleri
yapı ile alakalı olarak yapı müteahhitliği, şantiye şefliği, taşeronluk ve
malzeme satıcılığı yapamaz. Yapı sahibi, yapısının fenni mesuliyetini deruhte
edemez.
27 nci madde kapsamındaki yapılar ile
entegre tesis niteliğinde olmayan ruhsata tabi tarım ve hayvancılık yapılarına
ait 22 nci maddede yer alan etüt ve projeler, il özel idarelerince veya
Bakanlığın taşra teşkilatınca hazırlanabilir. Bu tarım ve hayvancılık
yapılarına dair fenni mesuliyet, il özel idaresinin veya Bakanlığın taşra
teşkilatının mimar ve mühendisleri tarafından üstlenilebilir.
Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı,
tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu
Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve
teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı
gidermek mecburiyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili
fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlarına ilişkin yapım
işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta
çalıştıramaz.
Bakanlıktan yetki belgesi almaksızın
inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki
belgeleri geçici veya daimi olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel
hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin sicilleri, her yapı için
ayrı ayrı olmak üzere, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyelerce,
bu sınırlar dışında ise il özel idarelerince tutulur. Bu sicillerin birer
nüshası, yapı müteahhidi yetki belgelendirme işlemlerinde değerlendirilmek
üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemleri,
idarelerce verilen siciller de değerlendirilerek Bakanlıkça yürütülür.
Fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık
ve mühendislik raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve ilgili
idare elemanlarının birlikte düzenlediği tespit tutanağı ile tamamlandığı
belirlenen, ancak yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta
primi borçlarının ve diğer sorumluluklarının gereğinin yerine getirilmemesi
sebebiyle yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri tamamlanamayan yapılar
için, yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece
durum tespit edilerek yapı kullanma izin belgesi verilir. Bu belgenin
bir örneği, ilgili kurumlara ve ilgililerin sicillerine işlenmek ve
değerlendirilmek üzere ilgili meslek odalarına ve Bakanlığa gönderilir.
Yapı sahibi, ruhsat süresi dolmamış olan
bir yapının etüt ve proje müellifliği, yapı müteahhitliği ve şantiye şefliği
görevlerinden herhangi birini üstlenmemiş ise bütün sorumluluk, ilgisine göre
etüt ve proje müelliflerine, yapı müteahhidine, şantiye şefine ve ilgili fenni
mesullere aittir.”
MADDE 2- 3194 sayılı Kanunun 42 nci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İdari müeyyideler:
MADDE 42- Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına
aykırılık teşkil eden fiil ve
hallerin
tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince
sorumlular hakkında üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı bu maddede
belirtilen idari müeyyideler uygulanır.
Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat
eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının,
sahibine, yapı müteahhidine veya aykırılığı üç iş günü içinde idareye
bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın
özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine,
can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre,
beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari
para cezaları uygulanır.
a) Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına
ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata
aykırılığın her bir metrekaresi için;
1) I. sınıf A grubu yapılara üç Türk
Lirası,
2) I. sınıf B grubu yapılara beş Türk
Lirası,
3) II. sınıf A grubu yapılara sekiz Türk
Lirası,
4) II. sınıf B grubu yapılara onbir Türk
Lirası,
5) III. sınıf A grubu yapılara onsekiz
Türk Lirası,
6) III. sınıf B grubu yapılara yirmi Türk
Lirası,
7) IV. sınıf A grubu yapılara yirmiüç Türk
Lirası,
8) IV. sınıf B grubu yapılara yirmibeş
Türk Lirası,
9) IV. sınıf C grubu yapılara otuzbir Türk
Lirası,
10) V. sınıf A grubu yapılara otuzsekiz
Türk Lirası,
11) V. sınıf B grubu yapılara kırkaltı
Türk Lirası,
12) V. sınıf C grubu yapılara elliiki Türk
Lirası,
13) V. sınıf D grubu yapılara altmışüç
Türk Lirası,
idari para cezası verilir. Bu miktarlar
her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit
ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate
alınmak suretiyle artırılarak uygulanır.
b) Mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı
üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı
elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı
bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın
tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece
belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verilir.
c) (a) ve (b) bentlerine göre
cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı;
1) Hisseli parselde diğer maliklerin
muvafakati alınmaksızın yapılmış ise cezanın % 30’u,
2) Kamuya veya başkasına ait bir parselde
yapılmış ise cezanın % 40’ı,
3) Uygulama imar planında veya parselasyon
planında “Kamu Tesisi Alanı veya Umumî Hizmet Alanı” olarak belirlenmiş bir
alanda yapılmış ise cezanın % 60’ı,
4) Mevcut haliyle veya öngörülen bir afet
tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ediyor ise cezanın % 100’ü,
5) Uygulama imar planı bulunan bir alanda
yapılmış ise cezanın % 20’si,
6) Yapılaşmaya yasaklanmış bir alanda
yapılmış ise cezanın % 80’i,
7) Özel kanunlar ile belirlenmiş özel imar
rejimine tabi bir alanda yapılmış ise cezanın % 50’si,
8) Ruhsatsız ise cezanın % 180’i,
9) Ruhsatı hükümsüz hale gelmesine rağmen
inşaatı sürdürülüyor ise cezanın % 50’si,
10) Yapı kullanma izin belgesi alınmış
olmakla birlikte, ruhsat alınmaksızın yeni inşaî faaliyete konu ise cezanın %
100’ü,
11) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve
kullanılmıyor ise cezanın % 10’u,
12) İnşaî faaliyetleri tamamlanmış ve
kullanılıyor ise cezanın % 20’si,
13) Çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet
veriyor ise cezanın % 20’si,
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde
tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave
olunur. Para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan
etkilenen alan dikkate alınır.
18 inci, 28 inci, 32 nci, 33 üncü, 34
üncü, 35 inci, 36 ncı, 37 nci, 40 ıncı ve 41 inci maddelerde belirtilen
mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya
parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere,
yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin
Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık
şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal
emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin
Türk Lirası idari para cezası verilir.
Yapıldığı tarih itibarıyla plana ve
mevzuata uygun olmakla beraber, mevcut haliyle veya öngörülen bir afet
tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği veya edeceği ilgili
idare veya mahkeme kararı ile tespit olunan yapılara, ilgili idarenin yazılı
ikazına rağmen idarece tanınan süre içinde takviyede bulunmayan veya bu yapıları
39 uncu madde uyarınca yıkmayan yapı sahibine onbin Türk Lirası idari para
cezası verilir.
27 nci maddeye göre il özel idaresince
belirlenmiş köy yerleşme alanı sınırları içinde köyün nüfusuna kayıtlı olan ve
köyde sürekli oturanlar tarafından, projeleri il özel idaresince incelenerek
fen, sanat ve sağlık şartlarına uygun olmasına rağmen muhtarlık izni olmaksızın
konut ve zatî maksatlı tarım ve hayvancılık yapısı inşa edilmesi halinde yapı
sahibine üçyüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu yapılardaki diğer
aykırılıklar ve ruhsata tabi tarım ve hayvancılık maksatlı yapılardaki
aykırılıklar için verilecek olan idari para cezası, üçyüz Türk Lirasından az
olmamak üzere, ikinci fıkraya göre hesaplanan toplam ceza miktarının beşte biri
olarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve
hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para
cezaları bir kat artırılarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan
idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade
edilir.
İdari para cezalarına karşı cezanın
tebliğinden itibaren onbeş gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurulabilir.
Başvurular, zaruret olmayan hallerde evrak üzerinden incelenerek en kısa süre
içinde karara bağlanır. Başvurunun yapılmış olması, yapının mevzuata uygun hale
getirilmesi veya yıkılması idari para cezasının tahsilini durdurmaz. Yapının bu
Kanuna, ilgili diğer mevzuata, plana, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere
uygun hale getirilmesi için idarenin bilgisi dahilinde yapılan iş ve işlemler
mühür bozma suçu teşkil etmez.
Müelliflerin, fenni mesul mimar ve
mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar
mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve haklarındaki
kesinleşmiş mahkeme kararları, sicillerine işlenmek ve ilgili mevzuata göre
cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa
ilgili idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş
üstlenemez.
Yapı müteahhidinin yetki belgesi;
a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt
ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32 nci maddeye göre verilen
süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl,
b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve
projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini tehdit
etmesi halinde on yıl,
c) Bakanlıkça olumsuz sicil
değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl,
süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin,
yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer
sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesi bir yıldan az
olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine
getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen
yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez,
ancak mevcut işlerini tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın
başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.”
MADDE 3- 3194 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinin (I)
numaralı fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“e) Her türlü inşaat ve tesisat dahil
yapım işlerine dair yapı müteahhitlerinin yetki belgelendirilmesi işlemlerine;
yapı müteahhitlerinin iş gruplarına, ihtisaslaşmalarına ve yüklenilecek işin
büyüklüğüne göre sınıflandırılmasına ve bunların sahip olmaları gereken asgari
eğitim, iş tecrübesi, teknik donanımı ve kapasitesi, mali durumu, idari yapısı
ve personel şartları ile niteliklerine; yapı müteahhitlerinin faaliyetlerinin
denetlenmesine, sicillerinin tutulmasına ve değerlendirilmesine; mimar ve
mühendis unvanlı şantiye şefi çalıştırılması mecburi ve yapı müteahhidi
olmaksızın da yapılması mümkün olan yapılara; şantiye şeflerine, yapım ve
denetim işlerinde istihdam edilecek fen adamlarına ve yetki belgeli ustalara
ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar,”
MADDE 4- 3194 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun 44 üncü
maddesinin (I) numaralı fıkrasının (e) bendinde öngörülen yönetmelik bir yıl
içinde yürürlüğe konulur.
GEÇİCİ MADDE 13- Bu Kanunun 28 inci
maddesinin dokuzuncu fıkrasının uygulama tarihini bir yıla kadar ertelemeye
Bakanlar Kurulu yetkilidir.”
MADDE 5- 13/12/1983 tarihli ve 180 sayılı Bayındırlık ve İskan
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci
maddesinin (i) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“i) Gerçek kişiler, özel hukuk
tüzel kişileri ve kamu kurum ve kuruluşları için yurt
içinde inşaat ve tesisat dahil yapım işlerini üstlenmek isteyen ve mevzuat ile
belirlenen nitelikleri taşıyan gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine
idarelerce tutulan sicillerini değerlendirerek yapı müteahhitliği yetki belgesi
vermek,”
MADDE 6- 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinin
(h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“h) Gerçek kişiler, özel hukuk
tüzel kişileri ve kamu kurum ve kuruluşları için yurt
içinde harita ve plan işlerini, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerini
üstlenmek isteyen ve mevzuat ile belirlenen nitelikleri taşıyan gerçek kişilere
ve özel hukuk tüzel kişilerine bunların idarelerce tutulan sicillerini
değerlendirerek yapı müteahhitliği yetki belgesi vermek, bu faaliyetler ile
diğer etüt, proje, kontrollük ve müşavirlik işleri ile ilgili olarak yurt
dışında müteahhitlik hizmeti verenler hakkında mevzuatın gerektirdiği işlemleri
yapmak ve ilgililerin sicillerini tutup değerlendirmek,”
MADDE 7- Bu Kanunun;
a) 1 inci maddesi ile
değiştirilen 3194 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası 1/1/2012
tarihinde,
b) Diğer hükümleri yayımı
tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 8- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
GENEL GEREKÇE
Anayasa Mahkemesinin 17/4/2008 tarihli ve
E. 2005/5, K. 2008/93 sayılı Kararı ile; 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar
Kanununun 42 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “... 500 000 TL.’dan 25
000 000 liraya kadar para cezası verilir.” ibaresi iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Kararında; imar para cezasında
alt ve üst sınırların gösterildiği, bu alan içinde cezayı uygulama yetkisinin
idareye bırakıldığı, ancak alt ve üst sınırlar arasında yaklaşık elli kat olan
genişliğin uygulamada, yorum ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak
eşitsizliğe yol açabilecek nitelikte olması ve idarenin ceza uygulama işlemi
kurarken gözeteceği yapının, taşkın, heyelan, kaya düşmesi gibi afet
alanlarında bulunan, sıhhi ve jeolojik mahsurları olan veya bunlar gibi
tehlikeli durumlar göstermesi nedeniyle imar planlarına veya ilgili idarelerce
hazırlanmış, onaylanmış raporlara göre yapılması yasak olan alanlara, imar
planlarında umumi hizmet alanlarına, kamu tesis alanlarına ve yapı sahibine ait
olmayan alanlara yapılması; hangi amaçla yapıldığı, büyüklüğü ve konut, ticari,
sanayi, otel, akaryakıt istasyonu gibi niteliği; fen ve sağlık kurallarına
aykırılık taşıması; içinde oturacak veya çalışacak kişiler için tehlike
oluşturması; çevresinde ya da aynı bölgede emsal yapılar için uygulanan imar
para cezaları; kente ve çevreye etkisi; bitmiş ve kullanılır durumda olması
gibi ölçütlerin açık, belirgin ve somut olarak Kanunda yer almadığından kuralın
bu anlamda belirli ve öngörülebilir olmaması gerekçe gösterilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin Kararı, 3194 sayılı Kanunun
yayımı tarihinden bugüne kadar ve özellikle 1999 Marmara Depremi sonrasında
yapılan uygulamalar hakkında alınan farklı yargı kararları, idari para cezasına
karşı açılan davaların sulh ceza mahkemeleri ve idare mahkemelerinden
hangisinde açılması gerektiğine ilişkin Anayasa Mahkemesinin kararları ile
Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı ve sorumlular, sorumluluklar ve verilen cezalar
hakkında alınan Danıştay kararlarının gerekçelerinde yer alan hususlar dikkate
alındığında, Kanunun 42 nci maddesi ile bu maddeye bağlı olarak, sorumlular ve
sorumluluklar hakkında verilmiş Danıştay kararları da gözetilerek ayrıca,
Kanunun 28 inci maddesinde değişiklik yapılması zarureti doğmuştur.
Harita, plan ve proje müelliflerinin yetki ve
sorumlulukları açıkça belirlenmiştir. Belirli yapılarda şantiye şefi
zorunluluğu getirilmiştir. Yapım ve tesisat işlerinde nitelikli teknik personel
çalıştırılması için tedbirler getirilerek, mimar ve mühendislerin mimarlık ve
mühendislik hizmetlerine ilişkin faaliyetlerinde tekniker ve teknisyen istihdam
etme zorunluluğu getirilmiştir. Ceza hükümlerinin uygulanmasının nedenleri
ortadan kaldırılmaya ve sağlıklı bir projelendirme, yapım ve denetim süreci
kurulmaya çalışılmıştır.
Proje, yapım ve denetim konularında yetkin kişi ya da
kuruluşlarla sözleşme imzalayan yapı sahibine ceza verilmesi engellenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile İmar Kanununun ceza hükümleri uyumlu hale
getirilmiştir.
28 inci maddeye cezalara ilişkin yeni düzenlemenin
tamamlayıcısı olarak yapı müteahhitlerinin sicillerine, imar mevzuatı
kapsamındaki sorumluluklarına ve yaptırımlara ilişkin yeni hükümler de ilave
edilmiştir. Yapı müteahhidinin bazı yükümlülüklerini yerine getirmemesinden
dolayı yapı kullanma izin belgesi düzenlenememesi nedeniyle oluşan mağduriyetlerin
giderilmesine yönelik hükümler getirilmiş, prim borçlarını ödemeyen yapı
müteahhidinin yeni iş alması engellenerek Sosyal Güvenlik Kurumunun bugün için
tahsil edemediği prim borçlarının tahsili sağlanmış, mağduriyete neden olan
yapı müteahhidine ayrıca para cezası verilmesi öngörülmüştür.
Yapıların ruhsat ve denetim işlemlerine
ilişkin işlerde, özel çevre koruma bölgelerinde yer alan köylerde 383 sayılı
Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
ile bayındırlık ve iskan müdürlükleri, belediye ve mücavir alan sınırları
dışındaki diğer alanlarda 5302 sayı İl Özel İdaresi Kanunu ile il özel
idareleri yetkili ve sorumlu kılınmıştır. Tasarı ile, il özel idareleri ve
bayındırlık ve iskan il müdürlüklerine diğer kanunlarla verilen ruhsat ve
denetim sürecine ait görevlerinden farklı olarak, herhangi bir yetki sınırı
dikkate alınmaksızın il bütününde, kurumun iş yüküne ve potansiyeline göre
ilgililere teknik destek sağlamak amacıyla, köy yerleşik alanlarında ruhsatsız
yapılacak yapılar ile ruhsata konu tarım ve hayvancılık yapılarına ait
projeleri hazırlamaya ve bu kurumların mimar ve mühendislerince fenni mesuliyet
üstlenmeye yönelik doğrudan hizmet sunma görevi öngörülmüştür.
Tasarı ile ayrıca, 180 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede yer alan yapı müteahhitlerine ilişkin hükümler, İmar Kanununda
yapılan değişikliğe paralel olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE
GEREKÇELERİ
MADDE 1- Madde ile, İmar Kanununun 28 inci maddesi
başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiştir. Maddenin başlığı harita, plan,
etüt ve proje müelliflerini de kapsayacak şekilde “Müelliflik, fenni mesuliyet,
şantiye şefliği, yapı müteahhitliği ve siciller” olarak değiştirilmiştir.
Birinci fıkra ile, 3194
sayılı Kanunun 28 inci maddesinin mevcut ikinci fıkrasında da yer alan harita,
plan ve proje müelliflerinin sorumlulukları daha açık, belirgin ve
genişletilerek yeniden düzenlenmiştir.
İkinci fıkra ile, denetime
yönelik fenni mesuliyet görevini üstlenen meslek mensuplarının görev ve
sorumluluklarını açıklayan 28 inci maddenin mevcut birinci fıkrası, uygulama
sürecinde alınan Danıştay kararları da dikkate alınarak daha açık ve belirgin
hale getirilmiş, fenni mesuliyet tanımı da yapılmak suretiyle yeniden
düzenlenmiş ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile uyum sağlanmıştır.
Fıkrada, yapıda denetim görevini üstlenenlerin, alınan Danıştay kararları da
dikkate alınarak ve 4708 sayılı Kanun ile uyumlu olarak 3194 sayılı Kanunun 22
nci maddesinde sayılan ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı
haiz mimar ve mühendis unvanlı meslek mensupları olacakları vurgulanmış, bu
kişilerin yapım işlerinde olduğu kadar, yapıda kullanılan malzemenin
denetlenmesinden de sorumlu oldukları, yapıyı,
uygulama imar planına, ruhsat ve eklerine, standartlara ve teknik şartnamelere
uygun olarak yaptırmakla görevli oldukları belirtilmiştir. Fenni
mesullere, yapıda aykırılık görmesi veya yetki belgesiz usta çalıştırılması
veya şantiye şefi bulundurulması zorunlu yapılarda şantiye şefi bulundurmadan
yapım işinin sürdürülmesi halinde idareye ihbar yükümlülüğü getirilmiştir.
Ayrıca idarelerin, ihbar üzerine 3194 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre
işlem tesis etmeleri gerektiği belirtilmiş ve esasen Danıştay kararlarında da
vurgulanan fenni mesuliyet görevinin kamu adına denetim görevi olduğu
belirginleştirilmiştir.
Üçüncü fıkra ile, 3194 sayılı Kanunun 28
inci maddesinin mevcut dördüncü ve beşinci fıkraları birleştirilerek tek fıkra
olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, fenni mesuliyeti üzerine alan meslek mensubunun,
yapının, göreve gelmeden önce inşa edilen kısımlarından da sorumlu olduğu
açıklığa kavuşturulmuştur. Bu hüküm ile yapının sağlıklı bir şekilde inşa
edilmesi amaçlanmıştır.
Dördüncü fıkrada, daha sağlıklı bir
denetim yapılması amacıyla fenni mesullerin mimar ve mühendis unvanlı meslek
mensupları olmaları ve denetim faaliyetinde kendilerine yardımcı olmak üzere,
denetimin konusuna uygun nitelikte ve sayıda 3194 sayılı Kanunun 38 inci
maddesinde belirtilen fen adamını istihdam etmek zorunda oldukları hükme
bağlanarak bir yandan yapıların sağlıklı olarak inşa edilmesi sağlanırken,
diğer yandan tekniker ve teknisyenlere istihdam olanağı sağlanmıştır.
Beşinci fıkra ile, yapının denetim
sorumluluğunu üstlenen fenni mesullere, yapının tamamlanmasını tespit
bakımından ayrıntılı tüm belge ve mimarlık ve mühendislik hizmetleri raporunu
idareye verme ve yapı kullanma izin belgesini imzalama zorunluluğu
getirilmiştir. Yapılan bu düzenlemeyle, TS 10970 Yapı Kullanma İzin Belgesi
Standardı ile uyum sağlanmaktadır. Ayrıca etüt ve proje müellifleri, fenni
mesuller, yapı müteahhidi ve şantiye şefi mimar ve mühendislerin görev aldığı
yapılara ilişkin bilgilerin, bu kişilerin üyesi olduğu meslek odasına
gönderilerek bilgilerin güncel bir şekilde otokontrolü hedeflenmiştir. Yapı
ruhsatı ve yapı kullanma izninin Ulusal Adres Veri Tabanına dayalı olarak
elektronik ortamda düzenlenmesi aşamasında meslek odaları, Bakanlık ve Ulusal
Adres Veri Tabanı arasında link oluşturulması ve sonucunda sürecin
kısaltılması amaçlanmaktadır.
Altıncı fıkrada, fenni
mesullerin, aynı zamanda aynı yapıda yapım sorumlusu olarak yapı müteahhitliği,
şantiye şefliği, taşeronluk ve malzeme satıcılığı görevlerini
üstlenemeyecekleri ve yapı sahibinin kendi yapısında fenni mesul olamayacağı
hüküm haline getirilerek yapım ve denetim süreçlerinin birbirinden ayrılması
sağlanmıştır.
Yedinci fıkra ile, 3194
sayılı Kanunun 27 nci maddesi kapsamında kalan ruhsata tabi olmayan yapılar ile
entegre tesis niteliğinde olmayan ruhsata tabi tarım ve hayvancılık yapılarına
ait 3194 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde sayılan etüt ve projelerin il özel
idarelerince veya Bayındırlık ve İskan Bakanlığının taşra teşkilatınca
hazırlanabileceği öngörülmüştür. Bu hüküm ile, söz konusu yapıların bölgenin
özelliğine ve gereksinimlerine göre şekillendirilmesi ve kırsal kimliğin
korunması amaçlanmıştır. İlk tesis maliyetleri azaltılarak göç önlenmeye,
nitelikli tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ve mekanlar meydana getirilmeye çalışılmıştır.
Ayrıca, bu tarım ve hayvancılık amaçlı yapılara ilişkin fenni mesuliyetin il
özel idaresinin veya Bakanlık taşra teşkilatının mimar ve mühendis unvanlı
personeli tarafından üstlenilebilmesi sağlanarak bu yapılara ilişkin yaşanan
denetim sıkıntısının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Yapılan düzenleme ile
esasen 180 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Bayındırlık ve İskan Bakanlığına,
383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname ile bayındırlık ve iskan müdürlüğüne, 5302 sayı İl Özel İdaresi
Kanunu ile il özel idaresine görev olarak verilen konularda, bayındırlık ve
iskan müdürlüğü ve il özel idaresine, bu görevlerinden ayrı olarak, ilgililerin
talebi üzerine, kurumların iş yüküne ve personel durumuna göre il bütününde,
teknik destek amaçlı bir hizmet sunma olanağı getirilmiştir.
Sekizinci fıkra ile, yapı
müteahhitleri ve şantiye şeflerinin yapım sürecindeki sorumlulukları
belirlenmiştir. Ayrıca, fenni mesul denetimi olmaksızın inşaat ve tesisat
işlerinin sürdürülemeyeceği ve bu işlerde yetki belgesiz usta
çalıştırılamayacağı, çalıştırılması halinde cezai sorumluluğun yapı
müteahhidine ve şantiye şefine ait olduğu hüküm haline getirilerek söz konusu
hizmetlerin ehil kişilerce ve denetimli olarak yerine getirilmesi sağlanmış,
yapım işlerindeki kalitenin artırılması hedeflenmiştir.
Dokuzuncu fıkra ile, yapı müteahhitlerinin
sicillerine ilişkin hükümler yeniden düzenlenmiştir. İnşaat ve tesisat dahil
yapım işinin sürdürülebilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alma zorunluluğu
getirilmiştir. Yetki belgelerinin geçici veya daimi olarak düzenlenebileceği,
gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin
sicillerinin, her yapı için ayrı ayrı düzenleneceği, sicillerin belediye ve
mücavir alan sınırları içinde belediyelerce, bu sınırlar dışında ise il özel
idarelerince tutulacağı, bu sicillerin birer nüshasının, yapı müteahhidi yetki
belgelendirme işlemlerinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderileceği,
müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemlerinin, idarelerce verilen siciller
de değerlendirilerek Bakanlıkça yürütüleceği açıklanmıştır. Yapılan bu
düzenleme ile, yapı müteahhitliğinin kayıtlı olarak ve profesyonel kişi veya
kuruluşlarca yapılması sağlanmıştır.
Onuncu fıkra, halihazırda,
yapı sahibinin aynı zamanda yapı müteahhidi olmadığı yapılarda, yapı
müteahhitlerinin yapım işlerine ait vergi ve sigorta bedellerini ödememesi
nedeniyle yapı kullanma izin belgesi düzenlenemediğinden ve bu nedenle yapı
sahipleri mağdur edildiğinden yeni bir hüküm olarak getirilmiştir. Yapılan
düzenleme ile, fenni mesullerce denetime ilişkin mimarlık ve mühendislik
raporları hazırlanan, yapı sahibi, fenni mesuller ve idare elemanlarının
birlikte düzenlediği tespit tutanağı ile yapım işlerinin tamamlandığı belirlenen,
ancak; yapı müteahhidinin yapım işlerine ait vergi, sigorta ve diğer
sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle yapı kullanma izni alınamayan
yapılarda, yapı müteahhidi olmayan yapı sahibinin başvurusu üzerine, idarece
yapı kullanma izin belgesi verileceği ve kanuni sorumluluğunu yerine getirmeyen
yapı müteahhitlerinin yeni iş alamayacağı öngörülerek, uygulamada bu konuda
sıklıkla yaşanan sıkıntı giderilmektedir. Ayrıca, belgenin bir örneğinin ilgili
kurumlara ve müteahhit siciline işlenmek üzere Bakanlığa ve ilgili meslek
odasına gönderilmesi hükme bağlanarak yapı müteahhitlerinin takibinin yapılması
sağlanmaktadır. Uygulamada yapı sahipleri yapı müteahhidinden kaynaklanan
borçları ödememekte, yapılar yapı kullanma izni alınmadan kullanılmakta ve
gerek Sosyal Güvenlik Kurumu gerekse diğer kuruluşlar alacaklarını tahakkuk
edememektedir. Düzenleme ile, bu tür yapıları inşa eden yapı müteahhidine para
cezasının yanı sıra yeni iş alamama yaptırımı getirildiğinden prim borçlarının
tahsil imkanı artırılmıştır. Ayrıca bu tür inşaat işleri tamamlanan, iskan
edilen, yapı müteahhidinin yapım işleri ile ilgisinin kalmadığı yapı kullanma
izni verilen yapılar ve yapı müteahhitleri hakkında ilgili kurumlara idarelerce
bilgi verileceğinden, ilgili kurumların hangi yapılar ve hangi müteahhitler
hakkında takibat yapılacağına ilişkin olarak uyarılması ve alacakların
zamanında tahsili sağlanmıştır.
Onbirinci fıkrada, ruhsat süresi dolmamış
bir yapıda, yapı ruhsatında imzaları alınmak suretiyle etüt ve proje müellifleri,
yapı müteahhidi, şantiye şefi ve fenni mesuller belirlenmiş ise ve yapı sahibi
ayrıca bu görevlerden birini üstlenmemiş ise yapı sahibinin mimarlık ve
mühendislik hizmetlerinden sorumlu olamayacağı, bu konudaki sorumlulukların
ilgisine göre ayrı ayrı yapı müteahhidine, şantiye şefine ve ilgili fenni
mesullere ait olduğu belirtilmiştir.
MADDE 2- Madde ile, 3194 sayılı Kanunun “Ceza
hükümleri” başlıklı 42 nci maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin başlığı
idari tedbirler ve idari para cezalarını kapsayacak şekilde “İdari müeyyideler”
olarak değiştirilmiştir.
Birinci fıkrada, idari
müeyyidelerin, aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit tarihinden
itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince, sorumluların yapıda
üstlendiği sorumluluklara göre ayrı ayrı uygulanacağı açıklanmıştır.
İkinci fıkrada, idari para
cezasının yapılarda hangi tür aykırılıklar için kimlere verileceği, idari para
cezasının beşyüz Türk lirasından az olamayacağı açıklanmıştır. Hüküm, Anayasa
Mahkemesinin Kararı göz önünde bulundurularak düzenlenmiştir.
İlgili idarece belirlenen
idari para cezalarının iki kademede hesaplanması öngörülmüştür. Birinci
kademede yapı inşaat alanına esas olabilecek aykırılıklara ilişkin esaslar
belirlenmiş, ikinci kademede de yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün
olmayan aykırılıklara ilişkin esaslar açıklanmıştır.
(a) bendinde Bakanlıkça
belirlenen yapı sınıfı ve grupları esas alınarak belirlenen birim cezanın
yapının mevzuata aykırı kısmının her bir metrekaresine uygulanarak tespit edileceği,
miktarların her yıl yeniden değerleme oranında artırılacağı ve Türk Lirası
küsurlarının dikkate alınacağı öngörülmüştür.
Bakanlıkça her yıl, Mimarlık
ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim
Maliyetleri Hakkında Tebliğ yayımlanmaktadır. Bu Tebliğde mimarlık hizmetlerine
esas olan yapı sınıflandırmaları yapılarak ve her bir yapı sınıfı kendi içinde
gruplara ayrılarak yapı yaklaşık birim maliyetleri (TL/m²) belirlenmektedir.
Anayasanın suç ve cezaların
belirliliği ve eşitlik ilkeleri doğrultusunda, idarelerce para cezası işlemi
tesis edilirken, idari para cezalarının, yukarıda sözü edilen yapı yaklaşık
maliyetleri ölçüt alınarak hesaplanması ve idari para cezasının, istisnalar
dışında, mevzuata aykırı yapının sınıfı ve grubuna göre, yapı yaklaşık
maliyetinin yaklaşık olarak % 4’ü ile % 25’i arasında tesis edilmesi uygun
görülmüştür.
Bu kapsamda, ikinci fıkranın
(a) bendinde, her bir yapı sınıfı için metrekare başına uygulanacak birim para
cezası, Bakanlıkça en son 2008 yılı için yayımlanan Tebliğdeki yapı yaklaşık
maliyetleri, Maliye Bakanlığınca yayımlanan 2009 yılı yeniden değerleme oranı
kadar artırılarak hesaplanan yapı yaklaşık maliyetinin yaklaşık % 4’ü esas
alınarak belirlenmiştir.
(b) bendinde, yapı inşaat alanı
üzerinden hesaplanması mümkün olmayan aykırılıklarda, aykırılığa konu imalatın
Bakanlıkça yayımlanan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen
keşif bedelinin % 20’si kadar idari para cezası verileceği belirlenmiştir.
(c) bendinde, Anayasa Mahkemesinin
Kararında sözü edilen, mevzuata aykırı yapının ve yapıldığı alanın mülkiyet
durumu, bulunduğu alanın özelliği, kente ve çevreye etkisi, yapının yaş veya
yeni ya da eski olma durumu, niteliği, sınıfı, can ve mal güvenliğini tehdit
edip etmediği, aykırılığın büyüklüğü gibi ölçütlerin para cezasını etkileyeceği
kabul edilerek, mevzuata aykırı yapının öngörülen ölçütleri de kapsaması
halinde, idarece tesis edilecek para cezasının, (a) ve (b) bentlerine göre
hesaplanan idari para cezasına, her bir ölçüt için belirlenen oranlarda para
cezaları da ayrı ayrı eklenmek suretiyle hesaplanacağı açıklanmıştır.
Buna göre, (a) bendine göre
hesaplanan ve mevzuata aykırı bir yapıya uygulanması gereken en az para cezası,