imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

imar: Danıştay'ın sit alanları ile ilgili içtihat kararları (Güncel)

Korunması gerekli sit alanında kalan yapıların yıkılmış olsa bile oranlarının, imar planı ile getirilen yapılaşma oranlarına göre öncelikli olduğu hk.

1.derece arkeolojik sit alanında kalan taşınmaza ilişkin sertifika bedeliyle ilgili yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği hk.

1.derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalan davacıya ait taşınmaz nedeniyle başka bir hazine taşınmazıyla takas edilmesi için verilen sertifikanın bir kez kullanılmasıyla artık kullanım hakkının kalmadığı hk.

1.derece doğal sit alanında kalan taşınmazın hazine taşınmazı ile değiştirilmesi aşamasında değerinin sit alanı olmadan önceki durumuna göre belirlenmesi gerektiği hk.

Yapının eski eser olarak tescilinin kısa süre içerisinde kamulaştırılmasını gerektirmediği, bakanlığın program ve bütçesi uyarınca değerlendirme yapacağı, bu durumda davalı idarenin taşınmazın kamulaştırılmaması nedeniyle hizmet kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığından, tazminat ödenmesinin koşullarının oluşmadığı hk.

Taşınmazın sit niteliğinin tarımsal kullanımlar nedeniyle kaybedildiğinin kabulünün mümkün olmadığı hk.



 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

2685

2004

2444

15/05/2006

 

KARAR METNİ

KORUNMASI GEREKLİ SİT ALANINDA KALAN YAPILARIN YIKILMI? OLSA BİLE ORANLARININ, İMAR PLANI İLE GETİRİLEN YAPILA?MA ORANLARINA GÖRE ÖNCELİKLİ OLDU?U HK.


Temyiz İsteminde Bulunan : ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : Yenifoça Belediye Başkanlığı
İstemin Özeti :İzmir 4. İdare Mahkemesinin 29.9.2003 günlü, E:2002/279, K:2003/960 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Mehmet Sıtkı Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, izmir, Yenifoça, ? pafta, ? parsel sayılı taşınmazdaki yapının, TAKS(Taban Alanı Katsayısı) değerinin imar planındaki TAKS değerine uymadığından bahisle inşaat ve yapı kullanma ruhsatlarının iptali ile 3194 sayılı Yasanın 32.maddesi uyarınca yıktırılmasına ve aynı Yasanın 42.maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 25.9.2001 günlü, 147 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlık konusu binanın bulunduğu alanı da kapsayan imar planında TAKS değeri 0,75 olarak belirlenmiş olmakla birlikte Yenifoça Kentsel Sit Alanı Yapılanma Hükümlerinin 3.2 maddesinde, yapının mevcut TAKS değerinin planla getirilen TAKS değerinden büyük olması halinde yapının mevcut TAKS değerinin yapılaşmaya esas alınacağı hükmü yer aldığından bu hüküm uyarınca, olayda yıkılıp yeniden inşa edilen uyuşmazlık konusu yapının TAKS değeri her ne kadar planda öngörülen 0,75 'den büyük ve 0,975 olsa bile yukarıda anılan yapılanma hükümlerine uygun olduğu görüşü bilirkişi tarafından ortaya konulmuş ise de bu yapılanma hükmünün, plandaki TAKS değerinden fazla TAKS değerine sahip mevcut yapıları korumayı amaçladığı, yoksa bu yapıların arsaları için TAKS değeri yönünden kazanılmış bir hak getirmeyi amaçlamadığı bu nedenle imar planında öngörülen yapılaşma şartlarına aykırı olarak verilen yapı ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesinin geri alınmasına, uyuşmazlık konusu yapının yıktırılmasına ve yapı sahibine para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yenifoça Kentsel Sit Alanı Yapılanma Hükümlerinin, "Koruma amaçlı imar planı yapılanma koşulları" başlıklı 3.2. maddesinde; " Her yapı adası için TAKS değeri planda ayrı ayrı belirtilmiştir. Boş parsellere yapılacak olan yapıların TAKS'ı bu değerden büyük olamaz. Ancak yeni yapılan planda belirlenen TAKS değeri yıkılıp tekrar yapılacak mevcut yapının TAKS değerinden büyük ise planla belirlenen TAKS değeri esas alınabilir. Yapının mevcut TAKS değerinin planla getirilen TAKS değerinden büyük olması halinde ise yapının mevcut TAKS değeri yapılaşmada esas alınır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Olayda, uyuşmazlık konusu yapının, kentsel sit alanında kaldığı, bu alanların yapılanma hükümlerine ve 3.4.2000 günlü, 21 sayılı yapı ruhsatına uygun olarak ancak bu yapının bulunduğu alanı da kapsayan imar planında öngörülen TAKS değerinin aşılması suretiyle inşa edildiğinin tespiti üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile yukarıya alınan düzenlemenin değerlendirilmesinden; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olan, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntılarını içeren ve korunması gerekli sit alanında kalan yapıların yıkılmış olsa bile aslına uygun olarak yeniden inşa edilebilmesi için bu yapıların TAKS oranının imar planında öngörülen TAKS değerinden büyük olması halinde imar planı ile getirilen TAKS değerinin istisnası olarak yapının TAKS değerinin esas alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle İdare Mahkemesince uyuşmazlık konusu olayda imar planında öngörülen TAKS değerinin esas alınmasının zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İzmir 4.idare Mahkemesinin 29.9.2003 günlü, 2002/279, K:2003/960 sayılı kararının BOZULMASINA, 20,60 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan 15,30 YTL. harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 15.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:114)


 

 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2007

2605

2006

4519

09/05/2007

 

KARAR METNİ

1.DERECE ARKEOLOJİK SİT ALANINDA KALAN TA?INMAZA İLİ?KİN SERTİFİKA BEDELİYLE İLGİLİ YERİNDE KE?İF VE BİLİRKİ?İ İNCELEMESİ YAPITIRILMASI GEREKTİ?İ HK.


Temyiz İsteminde Bulunan : 1- ?,?
Vekili : Av. ?
2-Maliye Bakanlığı-ANKARA
Karşı Taraf : 1-Maliye Bakanlığı-ANKARA
2- ?, ?, ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Ankara 6. İdare Mahkemesinin 14.5.2004 gün ve E:2003/1081, K:2004/925 sayılı kararının taraflarca usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Karşı tarafın temyiz iddialarının reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sevil Bozkurt'un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava, davacılara ait Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, AOÇ Mahallesi, 2090 ada, 47 sayılı parsel için belirlenen sertifika bedelinin arttırılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince 1. derece arkeolojik sit alanında kalan taşınmazın 6.2.2003 gününde davacılar tarafından m² si 65.651.800 liraya satın alınmasından sonra kıymet takdir komisyonunca 20.2.2003 gününde m² sine 250.000.000 lira değer biçildiği, bu durumda davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar esas yönünden davacı vekili, gerekçe yönünden davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılara ait uyuşmazlığa konu taşınmazın 1.derece arkeolojik sit alanında kalması nedeniyle 20.2.2003 tarihlerinden geçerli olmak üzere sertifika düzenlenerek davacılara verildiği, davacıların sertifika bedelinin arttırılması istemiyle davalı idareye yaptıkları başvurunun reddi üzerine taşınmazın değerinin çok daha yüksek olduğu iddiasıyla bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu taşınmazın sertifikasının düzenlendiği tarihteki değerinin belirlenmesi için mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 6. İdare Mahkemesinin 14.5.2004 gün ve E:2003/1081, K:2004/925 sayılı kararının BOZULMASINA, 20,60 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan 15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunan davacıya iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 9.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.




 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2005

5189

2005

1263

08/11/2005

 

KARAR METNİ

1.DERECE ARKEOLOJİK SİT ALANI İÇERİSİNDE KALAN DAVACIYA AİT TA?INMAZ NEDENİYLE BA?KA BİR HAZİNE TA?INMAZIYLA TAKAS EDİLMESİ İÇİN VERİLEN SERTİFİKANIN BİR KEZ KULLANILMASIYLE ARTIK KULLANIM HAKKININ KALMADI?I HK.


Temyiz İsteminde Bulunan : Maliya Bakanlığı/ANKARA
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Konya 1.İdare Mahkemesince verilen 14.10.2004 günlü, E:2003/908, K:2004/908 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi : Dava konusu olayda, davacının sertifikasına düzenleme tarihinden ihale tarihine kadar geçen süre için 4706 sayılı kanunun 6 ncı maddesi uyarınca kanuni faiz uygulandığı, hesaplamada da bir hata yapılmadığı ve davacının kendi rızası ile, mülkiyetleri hazine ve davacıya ait olan taşınmazların mülkiyetlerinin karşılıklı düzenlenen resmi senetle ve itiraz kaydı olmaksızın bedel farkı gözetilmeksizin başabaş trampa yapılması karşısında dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından, aksi yöndeki temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden; ? İli, ? İlçesi ? Mahallesi ? pafta ? parsel sayılı ? m2'lik davacıya ait taşınmaz sit alanı içerisinde bulunduğundan 43.750.000.000.-lira bedel takdir edilerek 1482 sayılı sertifika verilmiş, 21.03.2001 günlü, 10540 sayılı yazı ile bu sertifikanın 237 nolu Tebliğe göre düzenlendiği ve bu belge ile Hazinece yapılacak taşınmaz mal ihalelerine katılabilme imkanı bulunduğu davacıya bildirilmiş, bunun üzerine davacı ? ada, ? parsel ve ? ada, ? parsel sayılı ve 29.04.2002 tarihinde ihaleye çıkarılan taşınmazları toplam 89.050.000.000.-lira bedel ile satın almış, 27.05.2002 tarihli dilekçesi ile sertifika bedeline yasal faiz işletildiğinde toplam bedelin ihale ile satın aldığı taşınmaz bedelinden fazla olduğu aradaki farka dair yeni sertifika düzenlenmesi gerektiği istemiyle davalı idareye başvurmuş, davalı idare bu başvuruyu 4.7.2004 günlü, 24253 sayılı işlem ile reddetmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
237 nolu Milli Emlak Genel Tebliği Danıştay Altıncı Dairesinin 19.12.2000 günlü,E:1999/4899, K:2000/6483 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de, davacı adına düzenlenen ve iptal edilen bu tebliğ uyarınca verilen 1482 sayılı sertifikanın geçerli olduğu noktasında herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Anılan bu sertifikaya, sertifika düzenleme tarihinden ihale tarihine kadar geçen süre için 4706 sayılı Kanunun 6.maddesine göre kanuni faiz oranlarının uygulandığı ve bu uygulanan oran dikkate alınarak, mülkiyetleri hazine ve davacıya ait olan taşınmazların mülkiyetlerinin karşılıklı düzenlenen resmi senetle ve itiraz kaydı olmaksızın bedel farkı gözetilmeksizin başabaş trampa ettiklerinden davacının kendi rızasıyla gerçekleşen bu trampaya dayalı olarak fazlaya dair bir hakkı bulunmamaktadır. Zira tüm işlemler davacının kendi rızası ile gerçekletirilmiştir.


Bu durumda, davacının sertifikasına düzenleme tarihinden ihale tarihine kadar geçen süre için 4706 sayılı kanunun 6. maddesi uyarınca kanuni faiz uygulandığı ve hesaplamada da bir hata yapılmadığı ve davacının kendi rızası ile trampa yapılması karşısında dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ,davalı idareninin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ?, ?, ? Mahallesi, ? pafta, ? parsel sayılı birinci derece arkeolojik sit alanında kalan ve kesin inşaat yasağı bulunan ? m2 yüzölçümlü taşınmaza 43.750.000.000,- lira bedel takdir edilerek düzenlenen sertifika bedeline faiz uygulanması sonucunda oluşan toplam bedelin hazineye ait taşınmazın ihale bedelinden fazla olduğundan aradaki fark kadar sertifika düzenlenmesi isteminin reddine ilişkin 4.7.2002 günlü, 24.253 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, davacının sertifika ile 29.4.2002 gününde yapılan ihale ile hazineye ait ? ada, ? parsel ve ? ada, ? parsel sayılı taşınmazları toplan 89.050.000.000,- lira bedelle aldığı, sertifikada yer alan bedele ihale tarihinde yürülükte bulunan 4706 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yasal faiz uygulandığında hesaplanan miktarın ihale bedelinden yüksek olduğu, ihale bedeli ile toplam sertifika bedeli arasında hazine lehine fark oluşması halinde bu farkın ilgiliden peşinen tahsili yoluna gidileceği, ilgili lehine oluşan farkın da hazinece ödenmemesi veya fark bedel karşılığında sertifika düzenlenmemesinin ilgili kişilerin mağduriyetine neden olacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun "Sit alanlarında kalan taşınmaz mallar" başlıklı 6 ncı maddesinde: "21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca, sit alanı ilan edilmiş ve onanlı koruma amaçlı imar planında kesin inşaat yasağı getirilmiş arsa ve arazilerin, Hazineye ait taşınmazlarla değiştirilmesi işlemlerinde, taşınmaz maliklerinin kabul etmesi halinde Hazineye ait taşınmazların satış işlemlerinde ödeme aracı olarak kabul edilmek üzere, taşınmazın bedelini gösteren bir belge verilir.
Belgenin işleme tâbi tutulacağı tarihteki bedeli, belgede yazılı bedele kıymet takdir tarihinden itibaren kanunî faiz uygulanmak suretiyle tespit edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan Yasa hükmüne göre, sit alanında kalan ve kesin inşaat yasağı bulunan taşınmazların kişilerin, istekleri üzerine taşınmazlarının değerini gösteren ve 2863 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hazine taşınmazlarıyla takas edilmek üzere başka yerlerde bulunan hazineye ait taşınmazların satışına ilişkin ihalelere katılma hakkını veren bir sertifika
verileceği, bu sertifika ile ilgililerin hazineye ait taşınmaz malların satışına ilişkin ihalelere katılabileceği, dolayısıyla sertifika ile hazineye ait taşınmaz malların satışına ilişkin ihaleye katılarak taşınmazın satın alınması ile sertifikanın takas yoluyla kullanım hakkının kalmayacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; Konya, Meram İlçesi, Harmancık Mahallesi, 28 pafta, 874 parsel sayılı 8750m2'lik davacıya ait taşınmaz birinci derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunduğundan 43.750.000.000,- lira bedel takdir edilerek 1482 sayılı sertifikanın verildiği, 21.03.2001 günlü, 10540 sayılı yazı ile bu sertifikanın 237 nolu Tebliğe göre düzenlendiği ve bu belge ile Hazinece yapılacak taşınmaz mal ihalelerine katılabilme imkanı bulunduğunun davacıya bildirildiği, davacının 29.04.2002 tarihinde ihaleye çıkarılan 23925 ada ,1 parsel ve 23928 ada ,5 parsel sayılı taşınmazları toplam 89.050.000.000,- lira bedel ile satın aldığı, 27.05.2002 tarihli dilekçesi ile sertifika bedeline yasal faiz işletildiğinde toplam bedelin ihale ile satın aldığı taşınmaz bedelinden fazla olduğu, aradaki farka yeni sertifika düzenlenmesi gerektiği istemiyle davalı idareye başvurduğu, bu başvurunun 4.7.2004 günlü, 24253 sayılı işlem ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
237 nolu Milli Emlak Genel Tebliği Danıştay Altıncı Dairesinin 19.12.2000 günlü,E:1999/4899, K:2000/6483 sayılı kararı ile iptal edilmiş ise de, davacı adına düzenlenen ve iptal edilen bu tebliğ uyarınca verilen 1482 sayılı sertifikanın geçerliliği sürmektedir.
Bu sertifikaya, sertifika düzenleme tarihinden ihale tarihine kadar geçen süre için 4706 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine göre kanuni faiz oranlarının uygulandığı, bu uygulanan oran dikkate alınarak ve sertifika ile takas hakkı kullanılarak, mülkiyetleri hazine ve davacıya ait olan taşınmazların karşılıklı düzenlenen resmi senetle ve itiraz kaydı olmaksızın bedel farkı gözetilmeksizin başabaş trampa ettiklerinden davacının kendi rızasıyla gerçekleşen bu trampaya dayalı olarak fazlaya dair bir hakkı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Konya 1.İdare Mahkemesince verilen 14.10.2004 günlü, E:2003/908, K:2004/908 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 8.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2003

5230

2002

2857

28/10/2003

 

KARAR METNİ

ARKEOLOJIK SİT ALANI OLARAK İLAN EDİLMİ? BİR ALANDA 2863 SAYILI YASA'DA ÖNGÖRÜLEN İLKE VE KURALLARIN GEÇERLİ OLDU?U, BU NİTELİKTEKİ ALANLARDA 2981 SAYILI YASA UYARINCA ISLAH İMAR PLANI, PARSELASYON VE BUNA BENZER GİBİ UYGULAMALAR YAPILAMAYACA?I HK.


Temyiz İsteminde Bulunan :? Belediye Başkanlığı
Vekili : Av?., Av. ?
Karşı Taraf : ? varisleri, ?, ??, ?, ?, ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 21.11.2001 günlü, E:2000/787, K:2001/1157 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem ?imşek'in Düşüncesi : 2981 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile 2863 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda 2981 sayılı Yasa hükümleri uygulanamayacağından, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen alanda dava konusu işlemle 2981 sayılı Yasa'nın 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının sonucu itibariyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : Dava, davacıya ait taşınmazın bulunduğu alanda 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca düzenleme yapılmasına ilişkin ? Belediye Encümeni kararının iptali istemi ile açılmış, İdare Mahkemesince dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, İdare Mahkemesince davacıya müstakil parsel verilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmakta ise de; davacıya müstakil parsel verilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun İdare Mahkemesince araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, eksik incelemeye dayalı İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ?, ?, ? 3. Bölge, ? Mevkii, 8 pafta, 415 sayılı parsele yönelik olarak 2981 sayılı Yasa'nın 10/c maddesi uyarınca 18.2.2000 günlü, 2000/33 sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu alanı kapsayan ıslah imar planının 26.8.1996 günlü, 1996/64 sayılı belediye meclisi kararıyla onandığı ve 27.8.1998 günlü, 1998/552 sayılı belediye encümeni kararıyla 2981 sayılı Yasa'nın 10/c maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapıldığı, 1. derece arkeolojik sit alanında kalan anılan parselin imar planında park yeri olarak ayrılmış olması nedeniyle bedele dönüştürüldüğü, yapılan itiraz üzerine dava konusu işlemle yasal oranda düzenleme ortaklık payı alındıktan sonra 7507 ada, 1 sayılı parselde hisseli tahsis yapıldığı anlaşıldığından, 2981 sayılı Yasa'nın müstakil imar parselleri oluşturarak ferdileştirmeyi sağlıklı bir duruma getirme amacı gözönünde bulundurulduğunda, davacıya müstakil parsel tahsis edilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmaksızın tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık görülmediğinden iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2981 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Tanımlar ve Kısaltmalar başlığını taşıyan 4. maddesinin 24. bendinde, ıslah imar planları; düzensiz ve sağlıksız biçiminde oluşmuş yapı topluluklarının veya yerleşme alanlarının, sınırları belli edilmek suretiyle mevcut durumu da dikkate alınarak dengeli, düzenli ve sağlıklı hale getirilmesi amacıyla, halihazır haritalar üzerine yapılan ve yapılanma şartlarını da belirleyen imar planıdır" şeklinde tanımlanmıştır.
2981 sayılı Yasanın 10/c maddesinde ise, imar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya belediyelerin yetkili oldukları hükmü yer almıştır.
Ancak, 2981 sayılı İmar affı Yasası'nın İstisnalar başlıklı 3. maddesinde, ? ve ? (Özel Kanun çıkarılıncaya kadar) Boğazları ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde...........bu Kanun hükümleri uygulanmaz hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17. maddesinde, bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanının bu alandaki imar planı uygulamasını durduracağı, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar koruma kurulu tarafından bir ay içinde geçiş dönemi yapı şartlarının belirleneceği ilgili Valilikler ve belediyelerin anılan koruma amaçlı imar planını en geç bir yıl içinde koruma kuruluna değerlendirilmek üzere vermek zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 5.11.1999 günlü 658 sayılı ilke kararında, 1. Derece Arkeolojik Sit; Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanları olarak tanımlanmış ve bu alanlarda, kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağına karar verilmiştir.
Yukarıdaki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, 2863 sayılı Yasa uyarınca 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda aynı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca koruma amaçlı imar planı yapılarak anılan Yasa'da öngörülen ilke ve kurallar çerçevesinde hareket edilmesinin gerektiği, bu nitelikteki alanlarda 2981 sayılı Yasaya dayanılarak ıslah imar planı, parselasyon vb. uygulamalar yapılamayacağı, başka bir deyişle 2981 sayılı Yasa'nın bu alanlarda uygulanamayacağı açıktır.
Dava konusu olayda ise, 26.7.1996 günlü, 4226 sayılı ? II numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı uyarınca 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiş bir alanda 2981 sayılı Yasa'nın uygulanma olanağı bulunmamasına karşın, 26.8.1996 günlü, 1996/64 sayılı belediye meclisi kararıyla ıslah imar planının kabul edildiği ve kabul edilen bu plan uyarınca anılan Yasa'nın 10/c maddesi uyarınca dava konusu parselasyon işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 1. derece arkeolojik sit alanı kapsamında davacıya ait uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alanda 2863 sayılı Yasa'da öngörülen usul ve esaslar ile belirlenen ilkeler gözardı edilerek 2981 sayılı Yasa uyarınca yapılan parselasyon işleminde mevzuata uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle yasal isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 21.11.2001 günlü, E:2000/787, K:2001/1157 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 28.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-KAR-DER; SAYI:4)


 

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2003

2461

2002

3787

21/04/2003

 

KARAR METNİ

ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ OLARAK İLAN EDİLEN BİR ALANDA İMAR PLANLARINI ONAMA YETKİSİNİN ÖZEL ÇEVRE KORUMA KURULU BA?KANLI?INA AİT OLDU?U, BU BÖLGENİN AYNI ZAMANDA SİT ALANI OLMASI DURUMUNDA İMAR PLANLARI ONAYLAMADAN ÖNCE İLGİLİ KURULDAN GÖRÜ? ALINMASI GEREKTİ?İ HK.


Temyiz İsteminde Bulunan : .... Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Nejdet Bayram'ın Düşüncesi : 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, özel çevre koruma bölgesi ve aynı zamanda sit alanı olan bir bölgede özel Kanun niteliğindeki 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanacağı ve bu tür yerlerde yapılacak planları onaylamaya yetkili organın da Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı olduğu; ancak, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca planlar onaylanmadan önce ilgili koruma kurulundan görüş alınmasının gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu olayda, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca onaylanmış olan imar planları idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir nitelikte olduğundan, idare mahkemesince uyuşmazlığın esası incelenerek dava konusu edilen imar planlarının hukuka uygunluğunun araştırılması suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi : Davacının maliki olduğu taşınmazın 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli imar planı kapsamına alınmasına ilişkin Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılan davanın, doğal sit alanı olarak belirlenen alanlara ilişkin dava konusu İmar Planlarının Koruma Kurulunca onanmadığı, bu nedenle idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde bulunmadığından bahisle reddi yolunda verilen kararın taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2863 sayılı Yasanın 57.maddesinin (d) fıkrasında; Koruma Kurullarının, koruma amaçlı imar planları ile bunların hertürlü değişiklikliklerini inceleyip onamakla görevli ve yetkili olduğu, hükme bağlanmış; ancak bu hükme açıklama getirilerek "Bu bent hükmünün uygulanmasında 19.10.1989 tarih ve 383 sayılı KHK'nin 25 inci maddesine bakınız" denmek suretiyle atıfta bulunulan ve 383 sayılı KHK.nın "Uygulanmayacak Hükümler" başlığı altında düzenlenen 25.maddesinin (c) fıkrasında da; Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulandığı Bölgede 2863 sayılı Kanunun 3386 sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik 57/d maddesi hükmünün uygulanmayacağı açıkca belirtilmiştir.
2863 sayılı Yasanın anılan hükmüne göre; Koruma Kurullarının Koruma amaçlı imar planlarını tadil etmeye ve onamaya yetkili olduğu kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, 13.11.1989 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile , 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesine göre "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve re'sen onaylamak üzere Çevre Bakanlığına bağlı ve tüzel kişiliğe sahip Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kurulmasına karar verilmiş ve anılan Kanun Hükmünde Kararnameye göre Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen yerlere ilişkin her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve re'sen onaylamak yetkisi Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığına verilmiştir.
Anılan Yasa ve Kararname hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, hem sit alanı olan ancak özel nitelikleri gereği korunması zorunlu olduğu için özel çevre koruma alanı olarak da ilan edilen yerlerde, özel kanun niteliğindeki 383 sayılı KHK hükümlerinin uygulanacağı ve her ölçekteki planları yapma ve onaylama yetkisinin Özel Çevre Koruma Kuruluna ait olduğu açıktır.
Bu durumda, doğal sit alanı olarak belirlenen ve Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca onaylanan planların koruma Kurulunca onaylanmadığından ortada idari davaya konu olabilecek işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmütür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca onaylanan ve davacıya ait taşınmazı da kapsayan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, sit ilan edilen alanlara ve çevresine ilişkin yapılacak imar planlarının ilgili koruma kurulunca onandıktan sonra kesinleşeceği, doğal sit alanı olarak belirlenen Orhaniye köyüne ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının sit alanlarındaki koruma-kullanma koşullarına uygun kullanım getirmediği gerekçesiyle Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca onaylanmadığı, bu nedenle dava konusu planların idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiş; karar davalı idarece temyiz edilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesine göre "özel çevre koruma bölgesi olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve resen onaylamak" amacıyla Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının kurulmasına karar verilmiş ve buna ilişkin 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 13.11.1989 günlü 20341 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Kararnamenin 12.maddesinde, Başkanlığa bağlı ana hizmet birimlerinden Etüt Plan Proje Uygulama Daire Başkanlığının özel çevre koruma bölgesinin varsa çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planları ile revizyonlarının tamamen veya kısmen plan değişiklikleri dahil ada ve parsel bazına kadar imar mevzuatındaki plan yapım ve teknik esaslarına göre yeniden incelenmesini, doğal çevreyi olumsuz yönde etkileyeceği belirlenen projelerin yeniden yapılmasını, yerli ve yabancı kişilere yaptırılmasını veya değiştirilmesini, yoksa gerekli görülen her ölçekteki yeni plan ve projelerin imar mevzuatındaki teknik esaslara göre yapılmasını veya yaptırılmasını sağlayacağı yönünde düzenleme getirilmiş; koruma ve yapılaşma esasları başlıklı 19.maddesinde, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının görev ve yetkileri ayrıntılı olarak düzenlenmiş; 26.maddesinde, diğer Kanunların bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı hükümlerinin özel çevre koruma bölgesinde uygulanmayacağı hükmü yer almıştır.
23.7.1983 günlü 18113 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 57/d maddesinde, koruma kurullarının,koruma yüksek kurulunun ilke kararları çerçevesinde olmak kaydıyla koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip onamaya görevli ve yetkili olduğu kuralı getirilmiştir.
383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin anılan kuralların uygulanması ile ilgili 19/f maddesinde, 2863 sayılı Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde sit kararlarının saklı olduğu; ancak, kurumca hazırlanan plan ve projelere göre gerektiğinde sit alanı içinde yer alabilecek yeni yapılaşmalara ilişkin bina yükseklikliği, taban alanı ve kat alanı katsayısı gibi değerlerde azalmaya gidilebileceği veya bu yapılaşma şartlarının tümüyle kaldırılabileceği, yapılan veya revize edilen planların hazırlanması aşamasında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulundan görüş alınacağı, yüksek kurulun da sit alanlarının iptalinden ve tescilinden önce Başkanlıktan görüş isteyeceği; 25/c.maddesinde ise, 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulandığı bölgelerde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3386 sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik 57/d maddesi hükmünün uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Genel olarak sit alanı olarak ilan ve tescil edilen bir bölgede imar planlarını onaylama yetkisinin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulllarına ait olduğu kuşkusuzdur. Ancak 1989 yılında özel nitelikleri gereği korunması zorunlu olduğu için özel çevre koruma alanı olarak ilan edilen yerlerle ilgili olarak 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girmiş ve bu alanlara ilişkin olarak da her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve resen onaylamak yetkisi Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına verilmiştir. Bu duruma göre hem özel çevre koruma alanı, hem de sit alanı olan bir alanda daha sonra yürülüğe giren 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanacağı ve planları onaylamaya yetkili organın da Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25/c maddesinde ise, sit alanı olarak ilan edilen bir alanda koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip onaylamaya koruma kurullarının yetkili olduğuna dair 2863 sayılı Yasanın 57/d maddesi hükmünün özel çevre koruma alanı olarak ilan edilen bir alanda uygulanmayacağının ve yine aynı kararnamenin 19/f maddesinde, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca yapılan veya revize edilen planların hazırlanması aşamasında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun görüşünün alınacağının açıkça belirtilmesi karşısında, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca planlar onaylanmadan önce ilgili kuruldan görüş alınması gerekmektedir.
Olayda, dava konusu planların yetkili Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca onaylanması nedeniyle idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olduğu açıktır.
Bu durumda, idare mahkemesince dava konusu işlemin yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda hukuka uygunluğunun incelenerek karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının BOZULMASINA, 21.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

DAN-KAR-DER ; SAYI:3

 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2001

1716

2000

348

04/04/2001

 

KARAR METNİ

  1. DERECE DO?AL SİT ALANINDA KALAN TA?INMAZIN HAZİNE TA?INMAZI İLE DE?İ?TİRİLMESİ A?AMASINDA DE?ERININ SİT ALANI OLMADAN ÖNCEKİ DURUMUNA GÖRE BELİRLENMESİ GEREKTİ?İ HK.


Temyiz İsteminde Bulunan :Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ... Köyünde, 1.derece doğal sit alanı içinde kalan ... parsel sayılı taşanmazın ... İlçesi, ... Mah. ... ada, ... parsel sayılı hazineye ait taşınmazlarla değiştirilmesi isteminin, taşınmazların değerleri arasında % 20'den fazla fark olması nedeniyle reddine ilişkin ... günlü, ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, 2886 sayılı Yasa uyarınca oluşturulan komisyon tarafından hazineye ait 7 ve 8 sayılı parsellere ... lira, davacıya ait 2144 sayılı parsele ise ... lira değer takdir edildiği, davacıya ait taşınmazın değerinin 1.derece doğal sit alanı olmaması durumunda ... lira olacağı ve ilgili yönetmelikte belirtilen değiştirilecek taşınmazların değerleri arasında % 20'den fazla fark olmaması gerektiği yolundaki kısıtlamanın dışında bulunduğu sonucuna varıldığından, taşınmazların değiştirilmesi teklifinin değerleri arasından % 20'den fazla fark olduğundan reddine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... günlü, .... sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının ONANMASINA, 4.4.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.


 

 

 

 

 

21.12.2008 23:37:46

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2005

1929

2003

5427

05/04/2005

 

KARAR METNİ

YAPININ ESKİ ESER OLARAK TESCİLİNİN KISA SÜRE İÇERİSİNDE KAMULA?TIRILMASINI GEREKTİRMEDİ?İ, BAKANLI?IN PROGRAM VE BÜTÇESİ UYARINCA DE?ERLENDİRME YAPACA?I, BU DURUMDA DAVALI İDARENİN TA?INMAZIN KAMULA?TIRILMAMASI NEDENİYLE HİZMET KUSURUNUN BULUNMADI?I SONUCUNA VARILDI?INDAN, TAZMİNAT ÖDENMESİNİN KO?ULLARININ OLU?MADI?I HK.


Temyiz İsteminde Bulunan: ?
Vekili : Av. ?
Karşı Taraf : 1- Kültür ve Turizm Bakanlığı - ANKARA
2- Gümüşhane Valiliği - GÜMÜ?HANE
İstemin Özeti : Trabzon İdare Mahkemesinin 30.4.2003 günlü, E:2002/570, K:2003/384 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Elif Emel Çelik'in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi: Davacıların paydaşı bulunduğu korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenen yapının davalı idarelerce uzun süre kamulaştırılmaması sonucu ortaya çıkan durumun hizmet kusurunu oluşturduğu savıyla 3.430.000.000.-TL. maddi, 16.000.000.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Temyize konu kararın maddi tazminat isteminin reddine ilişkin bölümünde 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
Temyize konu kararın manevi tazminat isteminin reddine ilişkin bölümüne gelince;
Davacıların, koruma altına alınan kültür varlığı konağın gelecek kuşağa kalmasını ve kültürel hizmetlerde kullanılmasını sağlamak için sürdürdükleri çabaların sürüncemede kalmasından dolayı manevi yönden sıkıntı duydukları, elem, keder, üzüntü yaşadıkları açıktır.
Bu nedenle İdare Mahkemesince davacıların manevi yönden duydukları elem ve üzüntüyü karşılayacak ölçüde manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, buna yönelik istemin de reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın maddi tazminat isteminin reddine yönelik bölümünün onanması; manevi tazminat isteminin reddine yönelik bölümünün bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacıların hissedarı olduğu kültür varlığı olarak tescilli yapının uzun süre kamulaştırılmaması nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; taşınmazın kültür varlığı olarak tescil edilmesinin yapının kullanımına bir sınırlama getirmediği, onarım yapılmaması nedeniyle meydana gelen yıpranma ve diğer zararların oluşumunda idarelerin kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği, kültür varlığı olarak tescilden sonra yapıların kısa süre içerisinde kamulaştırılmalarının gerekmediği, Bakanlığın kamulaştırma programı ve bütçesi uyarınca değerlendirme yapacağı, bu durumda davalı idarelerin hizmet kusuru bulunmadığından maddi ve manevi tazminatın ödenmesini gerektirecek koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Tazminat isteminin yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Trabzon İdare Mahkemesinin 30.4.2003 günlü, E:2002/570, K:2003/384 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına, fazla yatırılan 11.97 YTL (11.970.000.-lira) harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 5.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 110)


 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

1997

2366

1996

3616

20/05/1997

 

KARAR METNİ

2863 SAYILI YASANIN 57.MADDESİNİN 2.FIKRASINDA BELEDİYELERİN KORUMA
KURULLARININ KARARLARINA UYMAK ZORUNDA OLDUKLARI KURALA BA?LANDI?INDAN
VE KORUMA KURULU KARARININ İPTALİ İSTEMİYLE DE DAVA AÇILMADI?INDAN, BU
KARAR UYARINCA YAPILAN İMAR PLANI DE?İ?İKLİ?İ İ?LEMİNDE MEVZUATA AYKI-
RILIK BULUNMADI?I HK.


Gaziantep İdare Mahkemesinin 29.9.1995 günlü, 1995/1201 sayılı kararı-
nın usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmekte-
dir.
Dava, Kahramanmaraş İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada,
... parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında A-
dana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı uyarınca deği-
şiklik yapılmasına ilişkin 25.10.1993 günlü, 3/5-39 sayılı belediye
meclisi kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, mahal-
linde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen ra-
porun dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesin-
den, Ulucami'nin koruma alanı içinde kalan parselin B-4 olan yapı ni-
zamının dava konusu plan değişikliği ile B-2 olarak belirlendiği, oysa
cami etrafındaki yapılaşmanın B-4 yapı nizamında olduğu, konum itiba-
riyle de uzak olduğundan parseldeki yapılaşmanın caminin görünümünü
etkilemeyeceği anlaşıldığından,dava konusu plan tadilatının şehircilik
ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle ip-
taline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait taşınmazın ... günlü,
... sayılı Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı i-
le belirlenen cami koruma alanı içinde kaldığı, parselde inşaat yapıl-
ması için izin verilmesi yolundaki davacı başvurusu üzerine tesis edi-
len ... günlü, ... sayılı Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu kararı ile koruma alanı içindeki B-4 olan yapı nizamının B-2 o-
larak belediyesince düzenlenmesinden sonra konunun inceleneceğine ka-
rar verildiği ve bu karar uyarınca dava konusu ... günlü belediye mec-
lisi kararının alındığı anlaşılmaktadır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 57.
maddesinin 2.fıkrasında kamu kurum ve kuruluşları (belediyeler dahil)
ile gerçek ve tüzel kişilerin koruma kurullarının kararlarına uymak
zorunda oldukları kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu plan değişikliği cami koruma alanı içinde ka-
lan taşınmazın B-4 olan yapı nizamının B-2 olarak düzenlenmesini öngö-
ren koruma kurulu kararı uyarınca yapıldığına ve dayanağını oluşturan
koruma kurulu kararının iptali istemiyle de herhangi bir dava açılma-
dığına göre bu karar uyarınca yapılan imar planı değişikliğinde mevzu-
ata aykırılık bulunmamaktadır. Dava konusu planın iptali yolundaki
mahkeme kararında bu nedenle isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesinin 29.9.1995 günlü,
1995/1201 sayılı kararının bozulmasına, karar verildi.

(DAN-DER; SAYI:94)



 

 

 

Dairesi

Karar Yılı

Karar No

Esas Yılı

Esas No

Karar Tarihi

ALTINCI DAİRE

2006

1902

2005

1679

12/04/2006

 

KARAR METNİ

TA?INMAZIN SİT NİTELİ?İNİN TARIMSAL KULLANIMLAR NEDENİYLE KAYBEDİLDİ?İNİN KABULÜNÜN MÜMKÜN OLMADI?I HK.


Temyiz İsteminde Bulunan : Kültür ve Turizm Bakanlığı
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?
İstemin Özeti : Mersin İdare Mahkemesinin 30.9.2004 günlü, E:2003/250, K:2004/1225 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi ?ule Tataroğlu'nun Düşüncesi :Taşınmazın doğal sit özelliğini tarımsal kullanımlar nedeniyle kaybederek doğal yapısının değişime uğraması sit kararının iptali için bir neden olamaz.
Bu durumda dava konusu parselin 1. derece doğal sit alanı dışına çıkartılması halinde bu durumun doğal sit alanının bütünlüğünü ne şekilde etkileyeceğinin belirlenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulmsının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Ahmet Arslan'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisi

Tarih: 22.12.2008 Saat: 00:08 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla imar
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: imar:
İdari Yargı Davaları (İdari yargı alanında en son çıkacak olan en güncel içtihat

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

İlgili Konular

imarimar dava dilekçesiimar hukukcusuimar hukukuimar planı davalarıPHP-Nukeuygulama imar planı