T.C.
D
A N I ? T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ
KURULU
Esas No:2005/3419
Karar No:2008/966
Baz istasyonlarının meskun mahalde kurulmasının gerekli olup olmadığının, meskun
mahal dışında kurulması halinde aynı çalışma veriminin alınıp alınamayacağının,
meskun mahalde kurulması halinde insan sağlığına zararlı olup olmayacağının
öncelikle bilirkişi incelemesi ile tespiti gerekeceği, eğer sözkonusu baz
istasyonunun meskun mahalde kurulması halinde insan sağlığına zarar vermeyeceği
tespit edilirse bu defa istasyonun Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyıp
taşımadığının uzman bilirkişiler marifetiyle belirlenmesi gerekeceği hk.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Telekomünikasyon Kurumu
Vekili
:
Karşı Taraf (Davacılar)
: 1-... 2-... 3-...
4-... 5-... 6-...
7-... 8-... 9-...
10-...
Vekili
:
İstemin Özeti
:
Zonguldak İdare Mahkemesinin 14.10.2005 günlü, E:2005/902, K:2005/1026 sayılı
ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti
: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi ... Düşüncesi :
İstem hakkında karar verilebilmesi için mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi
yapılması gerektiğinden mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ... Düşüncesi :
... İli, ... Mahallesi, ... Caddesi No:... adresindeki binanın üzerinde kurulu
bulunan baz istasyonunun kaldırılması yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin
işlem ile davalı idarece baz istasyonu için verilen güvenlik sertifikasının
iptali istemiyle açılan dava sonucunda İdare Mahkemesince; baz istasyonu ve
benzeri tesislerin işletilmesinin bir telekomünikasyon hizmeti olduğu aşikarsa
da, insan yaşamında tehlike yaratacak bir hizmetin toplum yaşamı ve halk sağlığı
önüne geçmesi ve üstünlük tanınması kamu yararı ilkesiyle bağdaşmayacağı gibi muhtemelen
fazla bir giderle de olsa yoğun yerleşim alanı dışında başka bir yerde aynı
sonucu sağlayacak istasyonun hizmet verme olanağının bulunduğundan bu hususunda
gözetilmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu baz istasyonunun yoğun yerleşim
alanındaki insanların sağlık ve psikolojileri üzerinde olumsuz etkileri gözönüne
alındığında, baz istasyonunun faaliyetinin ve kurulumu için onay verilmesinin
halk sağlığı gereklerine ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğu sonuç ve
kanaatine varıldığı gerekçesiyle, dava konusu işlemlerin iptaline dair olarak
verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 29.06.2005
tarihli ve E:2005/6583, K:2005/3331 sayılı Kararı ile bozulmasından sonra, İdare
Mahkemesince bozma kararına uyulmayıp, ısrar edilmek suretiyle dava konusu
işlemlerin iptaline ilişkin olarak verilen kararın temyizen incelenerek
bozulması istenilmektedir.
Baz istasyonlarının kurulması ve işletilmesi sırasında, ortamda
oluşan ve elektromanyetik alan şiddetinin limit değerlere uygunluğunun
saptanması, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi ile ilgili esasların belirlenmesi
amacıyla davalı idare tarafından çıkarılan Baz istasyonları ile ilgili
Yönetmelik esas alınarak dava konusu yerle ilgili olarak, baz istasyonu kurulum
ve işletim izni verilmesini hukuka aykırı kılan, Yönetmelikte öngörülen
kurallara aykırı olarak baz istasyonuna güvenlik sertifikası verildiğini ortaya
koyan bir saptama yapılmaksızın, genel olarak baz istasyonunun yoğun ve yerleşim
alanındaki insan sağlığı ve psikolojileri üzerindeki olumsuz etkilerinden
bahisle dava konusu işlemleri iptal eden idare mahkemesi kararında hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle temyize konu
ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği
görüşüldü:
Dava, ... İli, ... Mahallesi, ... Caddesi No:... adresindeki binanın üzerinde
kurulu bulunan baz istasyonunun kaldırılması yolunda yapılan başvurunun reddine
ilişkin işlem ile davalı idarece baz istasyonu için verilen güvenlik
sertifikasının iptali istemiyle açılmıştır.
Zonguldak İdare Mahkemesi 27.1.2005 günlü, E:2004/1000, K:2005/70 sayılı kararı
ile, yönetmelikte belirtilen ölçülere göre verilen sertifika baz istasyonu
kurulması istenilen yerde belirtilen güçte kurulacak istasyonun limit değerlere
uygun olduğunu ifade eden soyut bir belirlemeyi içermekte olup meskun mahalde,
yoğun yerleşim alanlarında kurulan istasyonun çevresindeki binaların halihazırda
ve zaman içerisinde konumunu belirtmemekte olduğu böyle olunca sertifikadaki
ölçülerin tüm bilimsel verilere uygun olduğu ve uzun vadede zarar doğurmayacağı
anlamı taşımadığı, bu itibarla baz istasyonu ve benzeri tesislerin
işletilmesinin bir telekomünikasyon hizmeti olduğu aşikarsa da; insan yaşamında
tehlike yaratacak bir hizmetin toplum yaşamı ve halk sağlığı önüne geçmesi ve
üstünlük tanınmasının kamu yararı ilkesiyle bağdaşmayacağı gibi muhtemelen
fazla bir giderle de olsa yoğun yerleşim alanı dışında başka bir yerde aynı
sonucu sağlayacak istasyonun hizmet verme olanağı bulunduğu, bu hususun da
gözetilmesi gerektiğinin tabii olduğu, uyuşmazlık konusu baz istasyonunun yoğun
yerleşim alanındaki insanların sağlık ve psikolojileri üzerindeki olumsuz
etkileri göz önüne alındığında baz istasyonu faaliyetinin ve kurulumu için onay
verilmesinin halk sağlığı gereklerine ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğu
sonuç ve kanaatine varıldığından, davacılar talebinin reddine ilişkin dava
konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin ve
davalı kurumca verilen güvenlik sertifikasının iptaline karar vermiştir.
Anılan kararın temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onüçüncü
Dairesi'nin 29.6.2005 günlü, E:2005/6583, K:2005/3331 sayılı kararı ile, baz
istasyonlarının kurulması ve işletilmesi sırasında, ortamda oluşan ve
elektromanyetik alan şiddetinin limit değerlere uygunluğunun saptanması, ölçüm
yöntemleri ve denetlenmesi ile ilgili esasların belirlenmesi amacıyla davalı
idare tarafından çıkarılan ve halen yürürlükte bulunan baz istasyonları ile
ilgili Yönetmelik esas alınarak dava konusu yerle ilgili olarak, baz istasyonu
kurulum ve işletim izni verilmesini hukuka aykırı kılan, başka bir anlatımla
Yönetmelikte öngörülen kurallara aykırı olarak baz istasyonuna güvenlik
sertifikası verildiğini ortaya koyan bir saptama yapılmaksızın, İdare Mahkemesi
tarafından genel olarak baz istasyonunun yoğun ve yerleşim alanındaki insan
sağlığı ve psikolojileri üzerinde olumsuz etkilerinden söz edilerek, dava konusu
işlemlerin iptalinde hukuki isabet görülmediği, öte yandan, Yönetmeliğin 17.
maddesi uyarınca üçüncü şahıslar tarafından Kurum'a veya Yönetmeliğin 10.
maddesinde yetkili kılınan kuruluşlara baz istasyonun elektromanyetik alan
şiddeti limit değerlerinin aşıldığından bahisle, her zaman için başvurulması ve
denetiminin yaptırılması da mümkün bulunduğu gerekçesiyle karar bozulmuş ise de
Zonguldak İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar
etmektedir.
Davalı idare 14.10.2005 günlü, E:2005/902, K:2005/1026 sayılı ısrar kararını
temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Anayasa'nın "Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması" başlıklı
56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip
olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini
önlemenin Devletin ve vatandaşın ödevi olduğu hükme bağlanmıştır.
12.07.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
"10kHz-60 GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından
Kaynaklanan Elektromanyetik Alan ?iddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm
Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik"in 5. maddesinde, baz
istasyonlarının kuruluş yerinin nasıl belirleneceği kurala bağlanmış, yer seçimi
yapılırken İl Mahalli Çevre Kurullarının da görüşlerinin alınacağı öngörülmüş,
Yönetmeliğin 6. maddesinde de güvenlik mesafesi hesabının hangi formülle
saptanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ... Mahallesi sakinleri olarak
davacılar tarafından, ... A.?.'ince kurulan baz istasyonunun, kuruluş yeri
itibariyle ilgili mevzuatına aykırı olduğu, bina yakınında ilköğretim okulu,
kız yurdu, cami ve anaokulunun yer aldığı, yerleşim alanı olarak yola bitişik
olup sık evler arasında bulunduğu, ayrıca yetkisiz kişilerin kolayca
erişebileceği balkon ve teras gibi yerlerde kurulamayacağına dair yönetmelik
hükmüne rağmen kolaylıkla ulaşılabilecek yükseklikte olduğu ve insan sağlığını
etkilediğinden bahisle baz istasyonunun kaldırılması yolunda 24.5.2004 günlü
dilekçelerle davalı kuruma başvurdukları, bu başvuruya cevaben davalı idarece,
Kurum tarafından sözkonusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit
değerlere uygun olduğu saptandığından kati onaylı güvenlik belgesinin verildiği
belirtilerek talebin reddedilmesi üzerine bu işlem ile kesin onaylı güvenlik
sertifikasının iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Cep telefonları için kurulacak baz istasyonlarının standartları
hususunda mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 12.7.2001 günlü
24460 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikte Sabit Telekomünikasyon
cihazlardan kaynaklanan elektro manyetik alan şiddetinin limiti değerlerinin
belirlenmesi, ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi düzenlenmiş olup bu Yönetmelikte
de baz istasyonları hakkında başkaca ayrıntılı bir düzenleme mevcut olmayıp
genelde kurulacak baz istasyonunları ile ilgili limit değerlerin belirtilmesiyle
yetinilmiştir. Yönetmeliğe göre verilen "Telekomünikasyon Kurum Güvenlik
Sertifikası" sözkonusu baz istasyonunun limit değerlere uygun olup
olmadığının tespitine yöneliktir. Ancak istasyonun sadece limit değerlerin
altında olması çevreye zararlı olmayacağı anlamına gelmediği için kurulacak baz
istasyonunun çevresindeki bina ve diğer yaşam alanlarıyla birlikte
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, dava konusu baz istasyonunun öncelikle meskun mahalde
kurulmasının gerekli olup olmadığının, meskun mahal dışında kurulması halinde
aynı çalışma veriminin alınıp alınamayacağının, meskun mahalde kurulması
halinde insan sağlığına bir zarar verip vermeyeceğinin yaptırılacak bilirkişi
incelemesi ile tespiti gerekecektir. Eğer sözkonusu baz istasyonunun meskun
mahalde kurulması halinde insan sağlığına zarar vermeyeceği tespit edilirse bu
defa baz istasyonunun Yönetmelikte belirtilen şartları taşıyıp taşımadığının
yine uzman bilirkişiler marifetiyle belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen hususların bilirkişilerce
tespiti yapılmadan, salt meskun mahalde baz istasyonu kurulamayacağından bahisle
verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Zonguldak İdare Mahkemesi'nin 14.10.2005
günlü, E:2005/902, K:2005/1026 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile
BOZULMASINA, dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 3.4.2008 gününde
oyçokluğu ile karar verildi.
K
A R ? I OY
X- Dava, Zonguldak Terakki Mahallesindeki bir binanın
üzerindeki kurulu baz istasyonunun kaldırılması yolunda yapılan başvurun reddine
ilişkin işlem ile davalı idarece baz istasyonu için verilen güvenlik
sertifikasının iptali istemiyle açılmıştır.
Uyuşmazlık, haberleşmeyi sağlayan ve baz istasyonları olarak
isimlendirilen tesisin kullanılması sonucu bir zararın bulunup bulunmadığı varsa
bu zararın hangi durumlarda sözkonusu olabileceği yine giderilmesi konusunda ne
gibi önlemlerin alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Bu bağlamda
tesisin kurulma amacına uygun olarak işletilmesi durumunda kişi ve çevreye zarar
verip vermediğinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
Baz istasyonuna verilen sertifikada belirtilen limitlerin
yönetmelikte belirtilen limitlere uygun hatta daha altında bulunması
istasyonunun çevreye zararlı olmayacağı anlamına gelmemektedir. Yönetmelik ve bu
yönetmelikteki ölçütlere göre verilen sertifika soyut bir belirlemeyi içermekte
olup, bu sertifikadaki ölçülerin tüm bilimsel verilere uygun olduğunu
belirtmektedir. Yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu baz istasyonu
yönetmelikteki ölçülere uygun olduğu tespit edilse dahi baz istasyonları uzun
sürede insan sağlığı için tehlike yaratacağından yerleşim yerlerine uzakta
kurulması gerekir. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 27.9.2004 günlü,
E:2004/2954, K:2004/10516 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, Zonguldak İdare Mahkemesinin kararının bu
gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla karara karşıyız.
K A R ? I OY
XX- Zonguldak İdare Mahkemesinin 14.10.2005 gün ve E:2005/902,
K:2005/1026 sayılı ısrar kararında belirtilen gerekçenin usul ve hukuka uygun
olduğu, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler bozmayı gerektirmediğinden
anılan kararın onanması gerektiği oyuyla karara karşıyım.