İDARİ YARGI
DAVALARI KİTABININ İÇERİ?İNDEN ÖZET BA?LIKLAR
İdari Yargılama Usulünün Özellikleri-İdari Yargı
Yetkisinin Sınırı
Danıştay İçtihatlarına Göre İdare Hukuku İlkeleri
İptal Davaları, Tam Yargı Davaları, İdari Sözleşmeden Doğan Davalar
İdari İşlemler, Yürütmenin Durdurulması ve Kararların Uygulanması
İdari İşlemin Unsurları ve İptal Sebepleri, İşlemin Geri alınması
İptal Davalarında Sübjektif Ehliyet, Sendikaların Dava Açması
İdare Hukuku Bakımından İdarenin Sorumluluğu, Tazmin Borcu
Ağır Hizmet Kusuru, Hizmet Kusuru, Kusursuz Sorumluluk
Kamu Külfetleri Karşısında Eşitlik, Sosyal Risk, Yasal Faiz
A.İ.H.M.’ne Başvuru Dilekçe Örneği ve Açıklamalar
1982 Anayasasında yasama, yürütme ve yargı kuvvetleri arasındaki denge kuvvetler
ayrılığı ilkesine göre düzenlenmiştir. Yargı yetkisi, Türk Milleti adına
bağımsız mahkemelerce kullanılacaktır. Yüksek mahkemelere göre yapılacak
sınıflandırmada ülkemizde adli, idari ve askeri yargı bulunmaktadır.
İdari yargı
açısından yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi
ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya
takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdari işlemin
uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari
işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda
gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
İdarenin her türlü
eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. İdare, kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
İdari yargıda yargı
örgütü bakımından, yüksek mahkeme olarak Danıştay, ilk derece mahkemeleri olarak
bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri bulunmaktadır.
Danıştay,
Türk idare hukuku ve İdari yargılama usulü hukukunun tüm ilkelerini, idare
hukuku anlayışını içtihatları ile aldığı diğer kararlarla, gelişen toplum
koşullarına ve demokrasi ilkelerine uygun biçimde oluşturmuş ve geliştirmiştir.
Usulüne uygun
yürürlüğe konulan uluslar arası andlaşmalar Anayasa ile güvence altına
alındığından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de yargı açısından önemli bir konuma
gelmiştir.
Bu esaslar
çerçevesinde, bu kitapta İdari Yargı Davaları incelenmiştir. Bu incelemede,
iptal davaları, tam yargı davaları ve idari sözleşmeden doğan davalar ve bu
davalarda idari yargı yetkisinin sınırı konuları Danıştay içtihatları esas
alınarak anlatılmaktadır. Kitabın içeriği konularda idari yargının uygulamaları
en güncel olarak açıklanmıştır.
Bu genel çerçeve ve
içeriği dikkate alındığında kitabın, hâkim ve savcılara, avukatlara, hukuk
fakülteleri akademisyenlerine, genel müdür, vali ve kaymakamlara, belediyelere,
tüm idarecilere, idari yargıda davacı veya davalı olan herkese faydalı olacağını
düşünüyorum.