imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

özürlülerin eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmasına ilişkin  26.06.2006 gü
Yeni Sayfa 12

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan; özürlülerin eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmasına ilişkin  26.06.2006 gün ve 55270 sayılı tebliğin, 5378 sayılı Yasada özürlü kavramı tanımlanırken "bedensel" ve "zihinsel" kavramları temelinde bir ayrım yapılmadığı halde ve yasanın amacıyla bağdaşmayacak şekilde, Medeni Yasadaki ergin tanımı temel alınarak bedensel engelli kişilerin özel eğitim giderlerinin karşılanması için onsekiz yaş sınırı getirdiği, bu durumun toplum yaşamına katılım açısından aynı zorluklarla karşı karşıya kalan engelliler arasında ayrım yapılması suretiyle Anayasal eşitlik ilkesine ayrılık teşkil ettiği, ayrıca çağdaş, medeni toplum olmanın bir gereği olarak engellilerin toplum yaşamına daha aktif bir şekilde katılımı noktasında büyük önem arz eden özel eğitim sürecine devamlarının sağlanması, vatandaşlarının önündeki sosyal ve ekonomik engelleri kaldırmakla görevli sosyal devlet ilkesinin bir gereği olduğundan, üst hukuk normlarına ve temel hukuki ilkelere açıkça aykırı olan dava konusu tebliğin yürütülmesinin durdurulması hakkında.



Yeni Sayfa 11

T.C.

D A N I ? T A Y

SEKİZİNCİ DAİRE

Esas  No   : 2007/6457

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan; özürlülerin eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmasına ilişkin  26.06.2006 gün ve 55270 sayılı tebliğin, 5378 sayılı Yasada özürlü kavramı tanımlanırken "bedensel" ve "zihinsel" kavramları temelinde bir ayrım yapılmadığı halde ve yasanın amacıyla bağdaşmayacak şekilde, Medeni Yasadaki ergin tanımı temel alınarak bedensel engelli kişilerin özel eğitim giderlerinin karşılanması için onsekiz yaş sınırı getirdiği, bu durumun toplum yaşamına katılım açısından aynı zorluklarla karşı karşıya kalan engelliler arasında ayrım yapılması suretiyle Anayasal eşitlik ilkesine ayrılık teşkil ettiği, ayrıca çağdaş, medeni toplum olmanın bir gereği olarak engellilerin toplum yaşamına daha aktif bir şekilde katılımı noktasında büyük önem arz eden özel eğitim sürecine devamlarının sağlanması, vatandaşlarının önündeki sosyal ve ekonomik engelleri kaldırmakla görevli sosyal devlet ilkesinin bir gereği olduğundan, üst hukuk normlarına ve temel hukuki ilkelere açıkça aykırı olan dava konusu tebliğin yürütülmesinin durdurulması hakkında.

 

                Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen : 

                Davalı                    :  Milli Eğitim Bakanlığı

                Davanın Özeti  : Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan; zihinsel özürlülerde yaş koşulu aranmadan, özürlü çocukların eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmasına ilişkin  26.06.2006 gün ve 55270 sayılı tebliğde, zihinsel özürlü çocuklarda yaş koşulu aranmamasına karşılık, bunlar dışındaki özürlüler için 18 yaş sınırı getirildiği; bu suretle bedensel özürlüler açısından Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde ayrım yapıldığı; 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ilgili maddelerinde bu yönde bir ayrım yapılmadığı ve anılan düzenleyici işlemin üst hukuk  normlarına aykırı olduğu ileri sürülerek, zihinsel özürlüler dışındaki özürlüler için 18 yaş sınırı getiren kısmının iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.

                Savunmanın Özeti : Dava konusu tebliğin dayanağı olan 5378 sayılı Yasada özür türlerinin ve bu tür özürlerin seviyesinin çocuk olarak belirtildiği ve  Medeni Kanunda yeralan  çocuk tanımı uyarınca ancak 18 yaşın üzerindeki zihinsel özürlülerin çocuk olarak addedildiği; dolayısıyla 18 yaşın üzerindeki bedensel engelli kişilerin çocuk olarak tanımlanamayacağı için 5378 sayılı Yasada öngörülen eğitim gideri yardımından faydalanamayacağı; ayrıca anılan tebliğle anayasal eğitim hakkının kısıtlanmadığı ve 5378 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca bedensel özürlüler için sunulan eğitim ve rehabilite imkanlarından davacının oğlunun da faydalanabileceği, davanın ve yürütmenin durdurulması istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

                Danıştay Tetkik Hakimi ... Düşüncesi   :   Dava konusu tebliğin dayanağı olan 5378 sayılı Yasanın "amaç" başlıklı 1. maddesi ile özürlü tanımına yer veren 3. maddesinde  engelli kişiler açısından zihinsel veya bedensel kavramları çerçevesinde bir ayrım yapılmamış olup, anılan tebliğ ile hem 5378 sayılı Yasanın "engellilerin her bakımdan gelişiminin sağlanması" yönündeki amacına aykırı bir durum yaratılmakta hem de anayasal eşitlik ilkesi toplum yaşamı açısından benzer zorluklarla karşılaşan engelli kişiler arasında ayrım yapılmak suretiyle ihlal edilmektedir. Demokratik, çağdaş ve medeni bir toplum olmanın gereği olarak engelli vatandaşların, iş yaşamı ve sosyal yaşam içinde daha aktif bir katılımla yer alması noktasında büyük önem arzeden ve maddi açıdan daha külfetli olan eğitim ve rehabilitasyon sürecine devamlarının sağlanması Anayasamızda yer alan sosyal devlet anlayışının da bir gereği olduğundan, onsekiz yaşını geçmiş bedensel engelli kişilerin özel eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmaması sonucunu doğuran dava konusu tebliğin yürütmesinin durdurulması gerektiği düşünülmektedir.

               

                Danıştay Savcısı ...  Düşüncesi          : Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

                Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

                Dava; Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan; zihinsel özürlülerde yaş koşulu aranmadan, özürlü çocukların eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanmasına ilişkin  26.06.2006 gün ve 55270 sayılı tebliğde, zihinsel özürlü çocuklarda yaş koşulu aranmamasına karşılık, bunlar dışındaki özürlüler için 18 yaş sınırı getirildiği; bu suretle bedensel özürlüler açısından Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde ayrım yapıldığı; 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun ilgili maddelerinde bu yönde bir ayrım yapılmadığı ve anılan düzenleyici işlemin üst hukuk  normlarına aykırı olduğu ileri sürülerek, zihinsel özürlüler dışındaki özürlüler için 18 yaş sınırı getiren kısmının iptali isteminden doğmuştur.

                Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç kısmında; Her Türk Vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu belirtilmiştir. Birinci kısmında yer alan 2. maddesinde ise; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir." hükmü yer almaktadır. "Kanun Önünde Eşitlik" başlıklı 10. maddesinde de; herkesin ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu hüküm altına alınmıştır.

                7.7.2005 gün ve 25868 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un  "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin a bendinde, özürlü; doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve koruma , bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi olarak tanımlanmıştır.

                Aynı Yasanın 35. maddesi ile 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna Eklenen Ek 3. maddesinde de; görme, ortopedik, işitme, dil-konuşma, ses bozukluğu, zihinsel ve ruhsal özürlü çocuklardan özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülenlerin eğitim giderlerinin, her yıl bütçe uygulama talimatında belirlenen miktarının Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı hükmü yer almaktadır.

               

                Dava konusu 26.6.2006 gün ve 55270 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı tebliğinde; "Özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, sosyal yardım alanlarında yaşadıkları sorunların çözümlenmesi amacıyla hazırlanan 5378 sayılı Yasa gereği 1.6.2006 gününden itibaren özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından Milli Eğitim Bakanlığı gözetim ve denetimi altında olan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülen özürlü çocukların (zihinsel özürlülerde yaş koşulu aranmaz) eğitim giderlerinin Milli Eğitim Bakanlığınca karşılanacağı belirtilmiştir.

                Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, adına 26.6.2006 günlü tebliğin iptali istemiyle yargı yoluna başvurduğu ve %90.4 fonksiyon kaybı olan oğlunun, anılan tebliğ uyarınca 18 yaşını doldurduğu ve bedensel özürlü olduğu için devam ettiği özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden ayrılmak durumunda kaldığı, anlaşılmaktadır.

                Davacı, oğlu adına anılan tebliğin, zihinsel ve bedensel özürlü kişiler arasında ayrıma yol açtığı; bedensel özürlü kişilerin eğitim giderlerinin karşılanması açısından 18 yaş sınırı getirmesiyle anayasal eğitim hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği; iddialarıyla uygulamadan kaldırılması için Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğüne idari başvuru yapmıştır. Bu başvuru, Medeni Kanunda yalnızca zihinsel engellilerin on sekiz yaşından büyük olması halinde ergin sayılmayacağı hüküm altına alındığından ve davacının oğlu bedensel özürlü olduğundan bahisle eğitim giderlerinin bakanlık tarafından karşılanamayacağı belirtilerek reddedilmiştir. Bu ret işlemi üzerine, işlemde temel olan 26.6.2006 gün ve 55270 tebliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle yargı yoluna başvurulmuştur.

                5378 sayılı Yasada yer alan özürlü tanımında zihinsel ve bedensel yeteneklerin kaybı kavramlarına yer verilmekle beraber, tanım yapılırken bu hususta zihinsel veya bedensel özürlü şeklinde bir ayrım yapılmamıştır.Her ne kadar 5378 sayılı Yasanın 35. maddesinde "çocuk" kavramına yer verilmiş olsa da, özürlü tanımı yapılırken de belirtildiği gibi toplum yaşamına katılım ve ihtiyaçların karşılanması açısından zorluk çeken engellilerin özel nitelikteki eğitime ve rehabilitasyona duydukları gereksinim açısından çocuk ya da ergin olmalarının bir önemi olmadığı tartışmasızdır. 

                Yukarıda alıntısı yapılan Anayasa hükümleri uyarınca sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin idari yapısını oluşturan kurumlarının tüm eylem ve işlemlerinde "sosyal devlet" ilkesini gözetmeleri bir zorunluluktur. Bu ilke uyarınca hiç bir ayrım gözetilmeden tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini hukuk devleti ile bağdaşmayacak şekilde sınırlayan ekonomik ve sosyal engellerin kaldırılması gerekmektedir. Toplum yaşamı içinde varlığı yadsınamayacak kadar büyük boyutlara ulaşan (nüfusun yaklaşık %12'si) engelli vatandaşların iş yaşamı ve sosyal yaşam içinde demokratik ve medeni bir toplum olmanın gereği olarak daha aktif bir biçimde yer alması gerektiği kuşkusuzdur. Engelli vatandaşların toplum yaşamına  daha  aktif  bir  şekilde  katılımı  için özel ve maddi açıdan daha külfetli bir eğitim ve rehabilitasyon sürecine ihtiyaç duydukları izahtan varestedir. Bu eğitimin sağlanması aşamasında sosyal devlet olmanın bir gereği olarak 5378 sayılı Yasada bir takım düzenlemeler yapılmış ve anılan Yasanın amacını belirten 1. maddesinde; "engellilerin her bakımından gelişmelerini sağlamak" ibaresine yer verilmiştir.

                Ancak; dava konusu tebliğ ile engelli vatandaşların arasında Medeni Kanunda yer alan erginlik tanımı temel alınarak eğitim giderlerinin Bakanlıkça karşılanması konusunda zihinsel ve bedensel özürlü şeklinde bir ayrım yapılmıştır.

                Yasal düzenlemeler ve Anayasa hükümleri karşısında engellilerin özel eğitiminin giderlerinin karşılanmasında temel alınması gereken kıstas kişinin engelli olup olmadığı hususudur. Engelli bir kişinin, Medeni Yasaya göre ergin sayılması onun engelli olduğu gerçeğini değiştirmediği gibi, toplum yaşamına daha aktif bir şekilde katılımı için özel bir eğitime duyduğu gereksinimini de ortadan kaldırmamaktadır. Aksi düşünceyle zihinsel engelli olmayan ve onsekiz yaşından büyük olduğu için Medeni Kanun gereği ergin sayılan bedensel engelli vatandaşların Yasada öngörülen ekonomik imkandan yararlanmaması gibi bir sonuç ortaya çıkacak ve bu uygulama hem Yasanın amacıyla bağdaşmayacak hem de vatandaşların temel hakları önündeki sosyal ve ekonomik engelleri kaldırmakla görevli sosyal devlet anlayışı ve ilkesine ters düşecektir. Ayrıca bu durum, karşılaşılan zorluklar ve sosyal hayata katılım açısından aynı koşullara sahip olan engelli vatandaşlar arasında, Anayasal eşitlik ilkesine açıkça aykırılık teşkil edecektir.

                Bu bilgiler ışığında 26.06.2006 gün ve 55270 sayılı tebliğin üst hukuk normlarına ve temel hukuki ilkelere açıkça aykırı olan, bedensel engellilerin özel eğitim giderlerinin bakanlıkça karşılanması hususunda onsekiz yaş sınırı getirilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

                Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne 12.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

Tarih: 27.12.2007 Saat: 10:01 Gönderen: imarhukukcusu

 
İlgili Bağlantılar
· Daha fazla imar
· Haber gönderen imarhukukcusu


En çok okunan haber: imar:
İdari Yargı Davaları (İdari yargı alanında en son çıkacak olan en güncel içtihat

Haber Puanlama
Ortalama Puan: 0
Toplam Oy: 0

Lütfen bu haberi puanlamak için bir saniyenizi ayırın:

Mükemmel
Çok İyi
İyi
İdare Eder
Kötü

Seçenekler

 Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa

İlgili Konular

imar