Çevre düzeni
planları Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yapılmakta iken, 443 sayılı
Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.
maddesinin ( c) fıkrasında yer alan, çevre düzeni planının, çevresel bir anlayış
içerisinde dengeli ve sürekli kalkınma amacına uygun olarak, ekonomik
kararlarla, ekolojik kararların bir arada düşünülmesine imkan veren, rasyonel
doğal kaynak kullanımını sağlamak üzere, kalkınma planı ve bölge planı temel
alınarak hazırlanacak plandır tanımından sonra çevre düzeni planlarının
hazırlanması, hazırlatılması, onaylanması ve uygulanmasının sağlanması görevi
Çevre Bakanlığına verilmişti.
17.3.2001 günlü,
24345 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması Ve Değişikliklerine
Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin Ek
4. maddesiyle çevre düzeni planlarının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
yapılacağı, yaptırılacağı ve onaylanacağı kuralı getirilmiştir.
4.11.2000 tarih
ve 24220 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre Düzeni
Planlarının Yapılmasına Dair Yönetmelik, Çevre Bakanlığı tarafından yürürlüğe
konulmuş olup bu yönetmelik hükümlerine göre çevre düzeni planı yapılmasının
Çevre Bakanlığının görevi olduğu vurgulanmıştır.
Bu yönetmeliğe
karşı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından açılan davada Danıştay
tarafından;
“Hukuk
sistemimizde bakanlıklar, bir kamu idaresi tüzel kişisi olarak tanımlanan
devletin, kamu alanındaki iradesini işlem ve eylemleri ile ortaya koyan
organlardır. Bakanlıklar devletin organı sıfatıyla, devletten ayrı ve bağımsız
bir hukuksal varlığa ve tüzel kişiliğe sahip değillerdir. Bununla birlikte,
bakanlıkların kendi görev alanları ile ilgili konularda yetki uyuşmazlıklarına
düşmeleri mümkündür.
Bu nedenle,
devlet tüzel kişiliği içerisinde ve aynı kademede yer alan bakanlıkların
birbirleri ile olan ilişkilerinde koordinasyonu sağlayacak olan bir üst ortak
makama ihtiyaç vardır ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 112 nci maddesine
göre bu makam, bakanlar kurulunun başkanı sıfatıyla başbakandır. Anayasa'nın
anılan maddesinde; başbakanın, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlamak,
hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetmekle görevli ve bakanların
görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve
düzeltici önlemleri almakla yükümlü olduğu hükmü yer almıştır.
Devletin
tüzel kişiliğinden ayrı olarak, bağımsız tüzel kişilik sahibi olan kamu tüzel
kişilerinin devletin diğer organları ile aralarında çıkabilecek herhangi bir
uyuşmazlık nedeniyle yargı mercilerine başvurabilmesi mümkün iken; aynı tüzel
kişiliğin, yani devletin, tamamlayıcı birer organı olan bakanlıkların, ayrı
birer taraf sıfatıyla, aralarındaki uyuşmazlıkları yargı yerleri önüne getirerek
dava konusu yapmalarına olanak bulunmamaktadır.
Aynı tüzel
kişiliği temsil eden bakanlıklar arasında yetki veya diğer nedenlerle ortaya
çıkan uyuşmazlıkların, bu tüzel kişiliğin kendisi tarafından ve organlar
arasında eşgüdümü sağlamak ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü üst organca,
yani bakanlar kurulu ve başbakanca çözümlenmesi gereklidir.” hükmünü vererek
iki bakanlığın birbirlerine karşı dava açamayacaklarına karar vermiştir.
5302 sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu ile bu karışık duruma çözüm getirilmiş, çevre düzeni
planlarının hangi kurum tarafından yapılacağı hususu yasa düzeyinde belirlenerek
çevre düzeni planı yapma yetki ve görevi büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve İl Özel İdarelerine verilmiş
bulunmaktadır.
5302 sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu’nun 6. maddesinde, “…İl
çevre düzeni plânı; valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte
yapılır. İl çevre düzeni plânı belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından
onaylanır.
Hizmetlerin
yerine getirilmesinde öncelik sırası, il özel idaresinin malî durumu, hizmetin
ivediliği ve verildiği yerin gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak belirlenir.
İl özel
idaresi hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle
sunulur. Hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna
uygun yöntemler uygulanır.
Hizmetlerin
diğer mahallî idareler ve kamu kuruluşları arasında bütünlük ve uyum içinde
yürütülmesine yönelik koordinasyon o ilin valisi tarafından sağlanır.
4562 sayılı
Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve organize
sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar bu Kanun kapsamı dışındadır…”
hükmüne yer verilmiştir.
Nazım imar
planları 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen planlar olup, çevre düzeni
planları ise 1/100.000, 1/50.000, 1/25.000 ölçekte hazırlanan üst ölçekli
planlardır.[2]