3194 sayılı
yasanın 5.maddesinde nazım imar planı, uygulama imar planı ve çevre düzeni
planları ayrı ayrı tanımlanmış Planlama Kademeleri başlıklı 6.maddesinde,
planların kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar
planları, imar planlarının ise nazım imar planları ve uygulama imar planları
olarak hazırlanacağı belirtilmiş, aynı yasanın 8.maddesinde de imar planlarının
nazım imar planı ve uygulama imar planından meydana geldiği, mevcut ise bölge
planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak belediye ve mücavir
alan sınırları içinde kalan yerlerin nazım imar ve uygulama imar planlarının
ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, belediye meclisince
onaylanarak yürürlüğe gireceği hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde, çevre
düzeni plânı, ülke ve bölge plân kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım,
turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plân
olarak tanımlanmıştır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 3.
maddesinin birinci fıkrasında ise Çevre Düzeni Planı: Konut, sanayi, tarım,
turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel- kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve
kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım
kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar
içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan, idareler arası
koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25000, 1:50000, 1:100000, veya 1:200000
ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan planıolarak
tanımlanmıştır.
İller Bankasınca
hazırlanan Teknik Şartlaşmada ise, Çevre Düzeni Plânı: Konut, sanayi, tarım,
turizm gibi farklı alan kullanımı taleplerinin yoğunlaştığı kentsel ve onunla
bütünleşen kırsal alanların birlikte oluşturduğu, seçilen ve sınırları
belirlenen “çevresel bütünlüğü olan alanlar” da düzenlenen, üst düzey plân
kararları çerçevesinde ve imar plânlarına yol gösterici ve çevreden yaklaşım
sağlayıcı nitelikte hazırlanan, getirdiği tüm yerleşme alan kullanımı, koruma ve
kısıtlama kararları açısından plâncı, uygulayıcı, yatırımcı sektörler ve kişiler
için uygulanması gereken bir nazım plân olup, ölçeği genellikle 1/50000 ve
1/25000’dir.
2.9.1999 günlü,
23804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması Ve Değişikliklerine
Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin
2.maddesiyle ölçek belirtilerek çevre düzeni planlarının nazım imar planlarından
ayrı olarak değerlendirilmesine ve nazım imar planlarının 1/2000 veya 1/5000
ölçekte düzenlenen planlar, çevre düzeni planlarının ise 1/100000, 1/50000,
1/25000 ölçekte Bayındırlık Ve İskan Bakanlığınca yapılan ve onaylanan planlar
olduğu şeklinde düzenleme getirilmesine ilişkin kural getirilmişti.
Çevre düzeni
planları Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yapılmakta iken, 443 sayılı
Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2.
maddesinin ( c) fıkrasında yer alan, çevre düzeni planının, çevresel bir anlayış
içerisinde dengeli ve sürekli kalkınma amacına uygun olarak, ekonomik
kararlarla, ekolojik kararların bir arada düşünülmesine imkan veren, rasyonel
doğal kaynak kullanımını sağlamak üzere, kalkınma planı ve bölge planı temel
alınarak hazırlanacak plandır tanımından sonra çevre düzeni planlarının
hazırlanması, hazırlatılması, onaylanması ve uygulanmasının sağlanması görevi
Çevre Bakanlığına verilmişti.
17.3.2001 günlü,
24345 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması Ve Değişikliklerine
Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin Ek
4. maddesiyle çevre düzeni planlarının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
yapılacağı, yaptırılacağı ve onaylanacağı kuralı getirilmiştir.
4.11.2000 tarih
ve 24220 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre Düzeni
Planlarının Yapılmasına Dair Yönetmelik, Çevre Bakanlığı tarafından yürürlüğe
konulmuş olup bu yönetmelik hükümlerine göre çevre düzeni planı yapılmasının
Çevre Bakanlığının görevi olduğu vurgulanmıştır.
Bu yönetmeliğe
karşı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından açılan davada Danıştay
tarafından;
“Hukuk
sistemimizde bakanlıklar, bir kamu idaresi tüzel kişisi olarak tanımlanan
devletin, kamu alanındaki iradesini işlem ve eylemleri ile ortaya koyan
organlardır. Bakanlıklar devletin organı sıfatıyla, devletten ayrı ve bağımsız
bir hukuksal varlığa ve tüzel kişiliğe sahip değillerdir. Bununla birlikte,
bakanlıkların kendi görev alanları ile ilgili konularda yetki uyuşmazlıklarına
düşmeleri mümkündür.
Bu nedenle,
devlet tüzel kişiliği içerisinde ve aynı kademede yer alan bakanlıkların
birbirleri ile olan ilişkilerinde koordinasyonu sağlayacak olan bir üst ortak
makama ihtiyaç vardır ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 112 nci maddesine
göre bu makam, bakanlar kurulunun başkanı sıfatıyla başbakandır. Anayasa'nın
anılan maddesinde; başbakanın, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlamak,
hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetmekle görevli ve bakanların
görevlerinin anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve
düzeltici önlemleri almakla yükümlü olduğu hükmü yer almıştır.
Devletin
tüzel kişiliğinden ayrı olarak, bağımsız tüzel kişilik sahibi olan kamu tüzel
kişilerinin devletin diğer organları ile aralarında çıkabilecek herhangi bir
uyuşmazlık nedeniyle yargı mercilerine başvurabilmesi mümkün iken; aynı tüzel
kişiliğin, yani devletin, tamamlayıcı birer organı olan bakanlıkların, ayrı
birer taraf sıfatıyla, aralarındaki uyuşmazlıkları yargı yerleri önüne getirerek
dava konusu yapmalarına olanak bulunmamaktadır.
Aynı tüzel
kişiliği temsil eden bakanlıklar arasında yetki veya diğer nedenlerle ortaya
çıkan uyuşmazlıkların, bu tüzel kişiliğin kendisi tarafından ve organlar
arasında eşgüdümü sağlamak ve düzeltici önlemleri almakla yükümlü üst organca,
yani bakanlar kurulu ve başbakanca çözümlenmesi gereklidir.” hükmünü vererek
iki bakanlığın birbirlerine karşı dava açamayacaklarına karar vermiştir.
5302 sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu ile bu karışık duruma çözüm getirilmiş, çevre düzeni
planlarının hangi kurum tarafından yapılacağı hususu yasa düzeyinde belirlenerek
çevre düzeni planı yapma yetki ve görevi büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve İl Özel İdarelerine verilmiş
bulunmaktadır.
5302 sayılı İl
Özel İdaresi Kanunu’nun 6. maddesinde, “…İl
çevre düzeni plânı; valinin koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri, diğer illerde il belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte
yapılır. İl çevre düzeni plânı belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından
onaylanır.
Hizmetlerin
yerine getirilmesinde öncelik sırası, il özel idaresinin malî durumu, hizmetin
ivediliği ve verildiği yerin gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak belirlenir.
İl özel
idaresi hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle
sunulur. Hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna
uygun yöntemler uygulanır.
Hizmetlerin
diğer mahallî idareler ve kamu kuruluşları arasında bütünlük ve uyum içinde
yürütülmesine yönelik koordinasyon o ilin valisi tarafından sağlanır.
4562 sayılı
Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve organize
sanayi bölgelerine tanınan yetki ve sorumluluklar bu Kanun kapsamı dışındadır…”
hükmüne yer verilmiştir.
Nazım imar
planları 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen planlar olup, çevre düzeni
planları ise 1/100.000, 1/50.000, 1/25.000 ölçekte hazırlanan üst ölçekli
planlardır.[2]
Plan Yapımına
Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 4-9. maddelerinde çevre düzeni planı ile ilgili
olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir.
Çevre düzeni
planı sınırları, yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük arz eden bir veya
birden fazla il sınırları bütününü veya bir kısmını kapsayacak şekilde
belirlenir.
Planlar, ilgili
kurum ve kuruluşlarla ve plan kapsamındaki ilgili idarelerle işbirliği
sağlanarak Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır. Bakanlık, plan yapım işini
Bakanlıkça belirlenen planlama sınırı içerisinde kalan ilgili idarelere
devredebilir.
Kentsel gelişme
alanı ihtiyacının büyükşehir belediye sınırları ve mücavir alan sınırları
dışında karşılanma gereği halinde, kent bütününü, kentsel gelişme alanını ve bu
alanlarla bütünlük gösteren alanları kapsayan çevre düzeni planları, Bakanlığın
koordinasyonu altında, ilgili büyük şehir belediyesi ve valilikçe ortaklaşa
yapılır.
Çevre düzeni
planları Bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe girer.
Onaylı planlar,
plan kapsamında bulunan ilgili idarelere ve ilgili kurum ve kuruluşlara
gönderilir. Planlar, ilgili idarelerce bir ay süre ile ilan edilir.
Askı süresi
içerisinde plan kararlarına gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve
kuruluşları itiraz edebilirler. İtirazlar, itiraza konu alanla ilgili belediye
veya valiliğe yapılır. İdarenin görüşü ile valilikçe Bakanlığa gönderilen
itirazlar Bakanlıkça, Yönetmelik hükümleri kapsamında değerlendirilir ve
sonuçlandırılır.
Çevre düzeni
planlarında yapılacak revizyon, ilave ve değişiklikler de aynı usullere tabidir.
Çevre düzeni
planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak Bakanlığın ve idarelerin görevidir.
Bakanlık planların tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar halinde
çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.
Çevre düzeni
planları, varsa bölge planı esas alınarak yapılır. Çevre düzeni planlarının
hazırlanması sürecinde, planlanacak alan ve yakın çevresindeki alanlarda aşağıda
genel başlıklar halinde belirtilen konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan
veriler elde edilir:
a) Planlama
alanının konumu ile ilgili bilgiler,
b) Yönetim
yapısı, idari bölünüş, sınırlar,
c) Fiziksel yapı
ve mevcut arazi kullanımı,
d) Çevresel
değerler ve koruma alanları,
e) Afet
verileri, afete maruz alanlar, yerleşmeler ve özellikleri,
f) Planlama
alanı ile ilgili demografik, sosyal, ekonomik, kültürel, tarihi vb. bilgiler,
g) Ulaşım ve
enerji dahil teknik altyapı,
h) Sektörel
yapı,
i) Askeri
alanlar,
j) Mülkiyet
yapısı,
k) Yerleşmelerle
ilgili yerel özellikler,
l) Planlama
alanının özelliğine göre diğer konular.
Çevre düzeni
planı yapılacak alan ve yakın çevresinin bir bütünlük içinde ele alınması ve
değerlendirilmesi için eşik analizi, yerinde yapılan incelemeler gibi fiziksel
çalışmalarla birlikte, bilimsel tekniklere ve yöntemlere dayalı, yeterli
nitelikte ve kapsamda ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve
teknolojik araştırmalar yapılır, ilgili kurum ve kuruluşların görüş ve önerileri
alınır ve değerlendirilir.
Çevre düzeni
planı kararları, yapılan inceleme, araştırma sonuçları ve görüşler
değerlendirilerek oluşturulur. Plan raporunda, yapılan tüm inceleme ve
araştırmalar, alınan görüş ve öneriler ve yapılan değerlendirmelerle birlikte,
planın gerçekleştirilmesini sağlayacak uygulama araçları, kurumsal yapı ve
denetim konularına dair ilkeler de yer alır.
Çevre düzeni
planı sınırları içerisinde kalan alanlarda;
Yerleşilebilirlik ilkesi ve taşıma kapasitesi göz önünde bulundurularak koruma,
kullanma dengesinin sağlanması,
Makro ölçekte
nüfus dağılımı ve yoğunluk kararlarının verilmesi,
Kısıtlı doğal
kaynakların, artan yerleşik nüfusun ekonomik ve sosyal yapısını güçlendirerek,
gereksinimlerini karşılayacak biçimde kullanılmasının sağlanması,
Doğal, tarihi,
kültürel çevre değerlerinin korunması,
Tarım
alanlarının, sit alanlarının, orman alanlarının, özel çevre koruma alanlarının,
ekolojik açıdan korunması gerekli alanların, sulak alanların, uluslararası
sözleşmelere konu alanların, kıyı alanlarının ve benzeri alanların, ilgili
mevzuatında öngörülen kurallar çerçevesinde kullanımı ve korunması,
Yatırımların
koordineli olarak kullanıma sunulması,
Planlama
sürecinin analiz, araştırma ve sentez aşamalarında, yönetmelikte belirlenen
konularda yapılan çalışmaların ve toplanan değişik sınıf ve türdeki verilerin
planlama kararlarının oluşumunda etkin kullanımı,
Afete maruz
bölge, yerleşme ve alanlardaki afet risklerinin belirlenmesi ve bu risklerin
plan kararlarında dikkate alınması,
Alt ölçekli
planlamaya veri teşkil edecek politikaların oluşturulması esastır.
Çevre düzeni
planı ilke, esas ve kararlarına aykırı imar planı yapılamaz.
Çevre düzeni
planı sınırları içerisinde mevzi imar planı yapılamaz. Çevre düzeni planı ile
yapılaşma kararı alınmış alanlar için yapılacak imar planları, mevzii imar planı
olarak değerlendirilmez.
Çevre düzeni
planı ile yapılaşma kararı getirilen alanlarda, kentsel ve kırsal yerleşmelerde
imar planlarının alan bütününde veya çevre düzeni planında belirlenen etaplara
ve/veya çevre düzeni planı ilke ve kararlarına uygun önceliklere göre yapılması
esastır.
Çevre düzeni
planında, tarım alanı, mera, maki-funda vb. kullanım kararı getirilmiş alanlarda
konut, sanayi, turizm, enerji, vb. yapılaşma amaçlı uygulama yapılamaz.
Bakanlığın plan
yapım yetkisini devrettiği birden fazla idareyi kapsayan planlama
çalışmalarında, koordinasyon Bakanlığa aittir. Planlama alanı içinde yer alan
idarelerin planlama sürecine katılımı, görev, yetki ve sorumlulukları ve alt
ölçek plan yapımı ile ilgili esaslar, gerektiğinde protokolle belirlenir.
Çevre düzeni
planlarının revizyon, ilave ve değişikliklerinde;
a) Yerel
yönetimlerin yerleşik nüfuslarının gereksinimlerinin karşılanmasına,
b) Maddi
hataların düzeltilmesine,
c) Kamu
yatırımlarına ve kamu yararına,
d) Mevzuatın
gerektirdiği düzenlemelere,
e) Geleceğe
yönelik proje ve programlara dair, yeterli, geçerli ve gerekçeli belirli teklif
ve talepler, Bakanlıkça incelenerek sonuçlandırılır.
Çevre düzeni
planı, imar planı, revizyonu, ilavesi ve değişiklikleri ile mevzii imar planı
yüklenicilerinin 2/11/1985 tarihli ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan İmar Planlarının Yapımını Yüklenecek Müellif ve Müellif
Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliğinde belirlenen grupta yeterlilik belgesine
sahip olması gerekir.
Planın ilgili
idarelerce onaylanmış olması, plan müelliflerinin sorumluluğunu ortadan
kaldırmaz.
Çevre düzeni
planı, plan revizyonu, ilaveleri ve değişiklikleri ile mevzii imar planları da
bu Yönetmelikteki esaslara tabidir.
Tüm alt ölçekli
imar planlarının üst ölçekli imar planlarıyla uyumlu düzenlenmesi gerektiği
ilkesi uyarınca 1/25000 ölçekli planların da 1/50000 ölçekli planlara uygun
tahsis şekilleri içermesi gerektiği kuşkusuzdur.[3]
Örneğin, korunması gerekli olan kültür ve taşınmaz varlığına 600 m. uzaklıkta
1.derecede arkeolojik ve doğal sit alanında kalan ve çevre düzeni nazım imar
planında orman alanı olan taşınmazın günübirlik alanına alınması yolundaki
onayın iptal edilmesi gerekir.Yine, çevre düzeni imar planında "tarımsal niteliği korunacak
alan"da yer alan taşınmazın turizm tesis alanına dönüştürülmesi yolunda plan
değişikliği isteminin reddinde de isabetsizlik yoktur.
1/25000 ölçekli çevre düzeni imar planında kısmen orman kısmen de rekreasyon
alanında kalan bir taşınmazın, akaryakıt istasyonu ve günübirlik tesis alanı
olarak belirlenmesine ilişkin plan değişikliğinde kamu yararı bulunmamaktadır.
3194 sayılı Yasanın 6. ve 8.maddesi uyarınca uygulama imar planının üst ölçekli
plan olan 1/25000 ölçekli plana aykırı olamayacağı göz önüne alındığında; bir
taşınmazı 1/25000 ölçekli plana aykırı olarak farklı bir kullanıma ayrılan
1/1000 ölçekli planda mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
1/25000 ve
1/5000 ölçekli planlarda gösterilen merkezi iş alanları, kentin yönetim,
finansman ve üst düzey hizmet fonksiyonlarının kümelendiği kentin yönetsel ve
ekonomik açıdan denetlendiği ve yönlendirildiği bir alan olup bu özellikleri
nedeniyle çok sayıda kentliyi çeken merkezi iş alanında rekreasyon alanları ve
açık alanlara gereksinim bulunduğu, merkezi iş alanı içinde gezi yolu, park ve
oyun bahçesi gibi açık alanların planlanmasının kentin merkezi iş alanında bir
fonksiyonel değişiklik olarak yorumlanamayacağı, merkezi iş alanı içinde diğer
bir dizi farklı kullanım gibi ve onlardan daha da çok gerekli bir kullanım türü
olarak açık alanlara kent merkezlerinde yer verilmesi gerekir.
5302 sayılı Yasa
öncesinde, büyükşehir belediye meclislerinin 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı
yapma yetkisi bulunmamaktaydı.