İDARİ YARGILAMA
USULÜ KANUNU ŞERHİ
İdari yargıda
beklenen kitap yakında çıkıyor. İdari yargı uzmanı imar hukukçusu Hâkim Cafer
ERGEN tarafından en son içtihatlar incelenerek hazırlanan İDARİ
YARGILAMA USULÜ KANUNU ŞERHİ isimli bu seçkin kitap Seçkin Yayınevi
A.Ş. tarafından yayına hazırlanmaktadır.
2577 sayılı
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nu maddeler halinde içtihatlarla açıklayan bu
kitabın başka bir örneği bulunmamaktadır. Yaklaşık 3000 adet Danıştay içtihadı
bulunan bu kitap; idari yargı hâkimleri, avukatlar ve tüm idareci ve
araştırmacılara faydalı bilgiler verecektir.
İDARİ YARGILAMA
USULÜ KANUNU ŞERHİ
İsimli Kitabın
Önsözünden alıntı:
ÖNSÖZ
Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik
bir hukuk devleti olduğu vurgulanırken, Devlet içinde tüm kamusal yaşam ve
yönetimin yargı denetimine bağlı olması amaçlanmıştır. Çünkü yargı denetimi
hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur. Anayasa’nın 125. maddesinin birinci
fıkrasındaki “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır”
kuralıyla amaçlanan etkili bir yargısal denetimdir. Bu kural, yönetimin kamu
hukuku ya da özel hukuk alanına giren tüm eylem ve işlemlerini kapsamaktadır.
Anayasa’nın yürütme bölümünde yer alan 125. maddesiyle
idarenin her türlü eylem ve işlemlerini yargı denetimine bağlı tutulduktan
sonra, maddenin diğer fıkraları da idari yargı sisteminde geçerli olan ilkeleri
belirlemektedir.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı
bildirim tarihinden itibaren başlaması, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya
takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verme yasağı, yürütmenin
durdurulması kararı verilebilmesi için gerekli olan koşullar, yürütmenin
durdurulması kararına getirilebilecek sınırlamalar ve idarenin verdiği zararı
ödeme yükümlülüğü, ağırlıklı olarak adlî yargı sistemi için değil, idarî yargı
sistemi için geçerli olan temel ilkelerdir.
Anayasa’nın “Danıştay” başlığını taşıyan 155 inci
maddesinde; “Danıştay, İdari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir İdari
yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.”
demektedir.
Görülüyor ki, bu madde Danıştay’ın yaklaşık bir asırdan
beri sürdürmekte olduğu “ilk ve son derece mahkeme” özelliğini dikkate alarak bu
özelliği muhafaza etmek zorunluluğunu duymuştur.
Danıştay bu özelliği ile Türk idare hukuku ve İdari
yargılama usulü hukukunun tüm ilkelerini, idare hukuku anlayışını içtihatları
ile aldığı diğer kararlarla, gelişen toplum koşullarına ve demokrasi ilkelerine
uygun biçimde oluşturmuş ve geliştirmiştir.
Biz de bu çalışmamızda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun Danıştay içtihatlarına göre şerhini hazırlamaya çalıştık. 2577 sayılı
Yasanın herhangi bir maddesinin incelenmesi halinde o madde ile ilgili olarak
çıkabilecek usul uyuşmazlıklarına yön verecek ya da bir bakış açısı kazandıracak
kadar içtihadın yer aldığı görülecektir.
Bu çalışma için incelenen onca karardan yaklaşık 3000
adetini bu kitaba almayı uygun gördük. Bazı içtihatların birden fazla maddeye
ilişkin olması nedeniyle bu durumda olan içtihatlara en fazla ilgili olduğu
maddelerde yer verdik.
Bu kitabın, idari yargı ile ilgilenen hâkim, avukat,
müsteşar, genel müdür, vali, kaymakam ve diğer kamu yöneticileri,
araştırmacılar, üniversite öğretim üyeleri ile idari yargıda davacı olan herkes
için yararlı olacağını düşünmekteyim……