imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 14
imar hukuku



2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 14


Yeni Sayfa 2

Karar Metni

Ek tahakkuka yapılan itirazın süresinde olmaması nedeniyle itiraz di-

lekçesinin işleme konulmadığına ilişkin davalı idare işlemi süresi i-

çerisinde dava konusu edilmediğinden, teminat mektubunun paraya çev-

rilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen işlemde isabetsizlik bu-

lunmadığı hk.[141]

 

... Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı

eşya nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve resimlerini karşılamak ü-

zere depoya alınan teminat mektubunun nakde çevrilmesi, aksi takdirde

6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağı yolunda ... Şubesi Müdür-

lüğüne hitaben yazılan davalı idarenin ... gün ve ... sayılı işlemi-

nin; 6183 sayılı Kanunun 56'ncı ve 1615 sayılı Kanunun 79'uncu madde-

sinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ithal konusu eşya için yapı-

lan ek tahakkukun ... tarihinde tebliği üzerine ... tarihinde ...

Giriş Gümrük Müdürlüğü nezdinde itirazda bulunulduğu, ancak itirazın

onbeş günlük sürede yapılmadığından bahisle itiraz dilekçesinin işleme

konulmadığı hususunun davacı şirkete bildirildiği, bu kararın iptali

istemiyle açılan davada ise ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1993/697

sayılı kararı ile idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve ek-

lerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verildiği, bilaha-

re davalı idarece dava konusu işlemin düzenlendiği, oysa ... Vergi

Mahkemesinin yukarıda bahsi geçen kararı üzerine davalı idare tarafın-

dan herhangi bir karar verilmediği anlaşıldığından, teminat mektubunun

paraya çevrilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemde isabet görül-

mediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve

1995/2830 sayılı kararının; ek tahakkuka süresi içinde itiraz etmeyen

davacı şirket adına tesis edilen dava konusu işlemde isabetsizlik bu-

lunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

1615 sayılı Gümrük Kanununun 86'ncı maddesinde; kanuna göre a-

lınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik ödenerek yurda so-

kulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan alınmış olan ver-

gilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl içinde ilgili

gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükelleflerinden istenileceği, bu

hükmün, gümrük vergisi ile birlikte gümrüklerce tahsil edilmekte olan

bütün vergileri de kapsadığı, mükelleflerin bu isteklere karşı onbeş

gün içinde 80 ve 84'üncü maddeler gereğince itiraz haklarını kullana-

bilecekleri belirtilmiştir.

Gümrük Kanununda, itirazın süresi içinde yapılmaması halinde

izlenecek yol konusunda herhangi bir hükme yer verilmemiş, bu husus

Gümrük Yönetmeliğinin 410'uncu maddesinde düzenlenmiştir. Sözü geçen

maddede "Süresi içinde yapılmadığı, idare amirlerince yapılacak ince-

leme sonunda anlaşılan itirazlara ait dilekçeler, muameleye konmaz ve

durum itirazı yapan mükellefe yazı ile bildirilir." hükmü yer almış-

tır.

Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci

maddesinde, dava açma süresinin, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu

hüküm altına alınmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, ... Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil-

li ... gün ve ... sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın

kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle hesaplanan ek tahakkuku

... tarihinde tebellüğ eden davacı şirketin, ek tahakkuk tutarını kar-

şılamak üzere teminat mektubu vererek ... tarihinde ek tahakkuka iti-

raz ettiği, süresi dışında yapıldığından bahisle itirazının işleme ko-

nulmadığı hususunun Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünce bildirilmesi

üzerine de ... tarihinde adı geçen giriş gümrük müdürlüğüne yeniden

başvuruda bulunarak ek tahakkuka ilişkin tebligatın usulüne uygun ya-

pılmadığı, dolayısıyla itirazın süresinde olduğundan bahisle ek tahak-

kukun kaldırılmasını istendiği, ancak giriş gümrük müdürlüğünce, ek

tahakkukun tebliğinin usule uygun olduğu ve itirazın işleme konulmadı-

ğı hususunun tebliği üzerine sözü geçen işlemin iptali istemiyle açı-

lan davada ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1993/697 sayılı kararı i-

le idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin Maliye

ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verildiği, davalı idarece de, Ta-

rişbank Gayrettepe Şubesi Müdürlüğünden ... Vergi Mahkemesinin yukarı-

da sözü edilen kararının lehlerine sonuçlandığından bahisle ... lira

tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmesinin istenildiği, işbu

davanın da bahsi geçen işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmış-

tır.

Olayda, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek tahakkuku

... tarihinde tebellüğ eden davacı şirket tarafından, ek tahakkuka ya-

pılan itirazın, süresi dışında yapıldığından bahisle itiraz dilekçesi-

nin işleme konulmadığı hususunun bildirimine yönelik .......... Giriş

Gümrük Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı yazısının ... tarihinde teb-

liği üzerine bu işlemin iptali istemiyle otuz gün içinde dava açılma-

mak suretiyle ek tahakkukun kesinleştiğinin kabulü zorunludur. Bu iti-

barla, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve

resimlerini karşılamak üzere depoya alınan teminat mektubunun paraya

çevrilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde i-

sabetsizlik bulunmamaktadır.

Her ne kadar, davacı şirket tarafından ... günlü dilekçe ile

giriş gümrük müdürlüğüne yeniden başvurulmak suretiyle tesis ettirilen

... gün ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada İstanbul

8. Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1993/697 sayılı kararı ile idari mer-

ci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin Maliye ve Gümrük Ba-

kanlığına tevdiine karar verilmiş ve henüz sözü geçen mahkeme kararı

doğrultusunda davalı idarece herhangi bir işlem tesis edilmemiş ise

de; bu durum, kesinleşen ek tahakkukun tahsili amacıyla tesis edilen

dava konusu işlemi sakatlar mahiyette görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararı-

nın bozulmasına, karar verildi. (MT/ES)

 

 

 

 

Karar Metni

Verginin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde de 2577 sayılı Kanunun 11.maddesinin uygulanabileceği hk.[142]

 

Yükümlü şirketin sahip olduğu taşıtlara ait ek motorlu taşıtlar vergi-

sinin tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ olunan ödeme emirlerinin kal-

dırılması yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin ... Vergi Dairesi

Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı işleminin iptali istemiyle açılan

davayı süre aşımı nedeniyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve

1995/534 sayılı kararını sonucu itibarıyla onayan Danıştay Dokuzuncu

Dairesinin ... sayılı kararının; 2577 sayılı Kanunda 4001 sayılı Ka-

nunla yapılan değişiklik uyarınca yapılan düzeltme talebinin reddi ü-

zerine açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi

istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava Açma Süresi"

başlıklı 7'nci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı

süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde alt-

mış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu belirtilmiş, 6183 sayılı

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54'üncü maddesinde,

amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemele-

ri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile

tebliğ olunacağı, 58'inci maddesinde ise ödeme emrine karşı böyle bir

borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zaman aşımına uğradığı

iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.

İdari Yargılama Usulü Kanununun "Üst Makamlara Başvurma" baş-

lıklı 11'inci maddesinde ise, ilgililer tarafından, idari dava açılma-

dan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi

veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi

yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu

başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduraca-

ğı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayıla-

cağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava aç-

ma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar

geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır. Sözü edi-

len maddenin 4'üncü fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri, vergi,

resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilin-

den ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz"

hükmü 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001

sayılı Kanunun 6'ncı maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürür-

lükten kaldırılmıştır.

4001 sayılı Kanunun anılan 6'ncı maddesinin gerekçesinde, ver-

gi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tah-

sili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari da-

vaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan

önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru ya-

pılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların

süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden o-

lunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse

dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmaz-

lıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden

yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlük-

ten kaldırıldığı belirtilmiştir.

Buna göre, 2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinin 4'üncü fıkra-

sının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı diğer idari

işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşıla-

şan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değişti-

rilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde i-

dareye başvuru yolunu açmak, bu başvuru ile dava açma süresini durdur-

mak ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç

içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 2577 sa-

yılı Kanunun idari başvuru yolunu düzenleyen 11'inci maddesinin

18.6.1994 tarihinden itibaren vergi, resim ve harçlarla benzeri mali

yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezaların-

dan doğan uyuşmazlıklarda da uygulanabileceği tabiidir. Yani, ilgili-

ler bahsi geçen işlemlere karşı doğrudan doğruya idari dava açabile-

cekleri gibi, dilerlerse idari itiraz yoluna da başvurabileceklerdir.

İdari Yargılama Usulü Kanununun sözü edilen 11'inci maddesinde,

tesis edilmiş bulunan idari işlemlere karşı yapılacak ve idari dava a-

çılmadan önce tüketilmesi zorunlu olmayan (ihtiyari) idari başvuru (i-

tiraz) yolu düzenlenmiş bulunduğundan, ödeme emirlerine karşı da iti-

raz yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunun tespiti bakımından,

idari işlemler içerisinde ödeme emirlerinin mahiyet ve niteliğinin

saptanması önem arz etmektedir.

İdari işlemler, idari makamlar tarafından, bir kamu hizmetinin

yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak ve tek taraflı iradeyle

yapılan, ilgililer üzerinde hukuki sonuçlar doğuran, kesin ve yürütül-

mesi zorunlu işlemler olarak tanımlanmaktadır.

Ödeme emri de, 6183 sayılı Kanunun 2'nci kısmının "Cebren Tah-

sil ve Takip Esasları"nı düzenleyen 1'inci bölümünde yer alan ve 55.

maddesinde tanımlanan, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, borçla-

rını 7 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu-

nun bildirildiği bir idari işlemdir. Yani ödeme müddeti içinde öden-

meyen amme alacağının, tahsil dairesince, cebren tahsili yoluna başvu-

rulmasından önce, ilgililerin amme borcunu ödemeleri konusunda uyarıl-

ması, aksi taktirde karşılaşacakları müeyyidelerin duyurulması amacına

yönelik, kamu alacağının cebren takibi ve tahsili yolunda tesis edilen

bir idari işlemdir. Bu anlamda ödeme emri tebliğ edilmekle, kamu gücü

kullanılmak suretiyle bir alacağın takibine başlanılmış olmaktadır.

Başka bir deyişle, ödeme emri, kamu alacağının, cebren tahsiline yöne-

lik tesis edilmesi zorunlu ilk işlemdir. Bu haliyle, vergi kanunlarına

göre tahakkuk etmiş ve vadesinde de ödenmemek suretiyle kesinleşmiş

bir verginin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçeve-

sinde ve bu kanunun idareye tanıdığı yetkiye dayanılarak cebren tahsi-

li aşamasında tesis edilen ödeme emrinin, idari itiraza konu diğer i-

dari işlemlerden ayrı tutulması mümkün değildir.

2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinde ön görülen idari başvuru

yollarının vergi, resim ve harçlar konusundaki uyuşmazlıklar hakkında

uygulanmasına engel teşkil eden mülga 4'üncü fıkra hükmü, vergi, resim

ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh ve tahakkukuna ilişkin uyuş-

mazlıkların yanı sıra, tahsile ilişkin uyuşmazlıkları da kapsamına al-

maktadır. Ödeme emrinin de tahsile yönelik bir idari işlem olma özel-

liği dikkate alındığında, 18.6.1994 tarihinden itibaren vergi, resim

ve harçlarla, benzeri mali yükümlerin tarh ve tahakkukuna ilişkin u-

yuşmazlıklar hakkında uygulanabilecek olan 2577 sayılı Kanunu 11'inci

maddesindeki idari başvuru yolunun ödeme emirleri hakkında da uygula-

nabileceğinin kabulü zorunludur. Aksine düşüncenin, maddenin yazılış

tarzına olduğu kadar, amacına da aykırı sonuçlar doğuracağı kuşkusuz-

dur.

Olayda, ... tarihinde tebliğ edilen üç adet ödeme emrine karşı

... tarihinde kayda giren ... günlü dilekçe ile işlemi tesis eden (ö-

deme emirlerini düzenleyen) vergi dairesine 7 günlük dava açma süresi

içerisinde (yedinci günün cumartesiye rastlaması sebebiyle takip eden

iş gününde) yapılan başvurunun, davalı idarece ... tarihinde yükümlüye

tebliğ edilen ... gün ve ... sayılı yazı ile reddedilmesi üzerine

21.6.1995 tarihinde dava açılmış bulunmaktadır.

İdari Yargılama Usulü Kanununun 11'inci maddesine göre, yapılan

başvuru üzerine altmış gün içinde olumlu veya olumsuz herhangi bir ce-

vap verilmezse istek reddedilmiş sayılacağından, başvuru üzerine duran

dava açma süresi altmışıncı günü izleyen günden itibaren kaldığı yer-

den işlemeye başlayacaktır. Yükümlü tarafından ... tarihinde kayda gi-

ren dilekçe ile idareye başvuruda bulunulmuş ve bu tarihten itibaren

altmış gün içinde cevap verilmemiş olmasına göre (5.5.1995 tarihinde)

istek zımnen reddedilmiş sayılacağı cihetle, ... tarihini takip eden

iş gününde açılması gereken dava, zımni ret işlemi oluştuktan sonra

... tarihinde tebliğ edilen istemin reddi yolundaki işlem üzerine ...

tarihinde açılmış bulunmakla, kanunen öngörülen sürenin geçirildiği

anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davanın yazılı gerekçe ile süre aşımı nedeniyle

reddi yolundaki mahkeme kararının gerekçesine katılmak mümkün değil i-

se de, varılan sonuç itibarıyla karar yerinde görülmüştür.

Açıklanan nedenlerle, kararın düzeltilmesi isteminin reddine;

karar verildi.

AZLIK OYU

Kararın düzeltilmesi isteminin, düzeltilmesi istenilen Danıştay

Dokuzuncu Dairesinin 1996/2927 sayılı kararında yazılı gerekçe ile

reddi gerektiği oyuyla karara, gerekçe yönünden katılmıyorum. (MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:96)

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Sundurma ve antrepolarda zıyaa uğratılan ya da değiştirilen eşyalar için, bu eşyalara isabet eden vergi ve resim tutarı kadar tazminat is-

tenilmesine ilişkin işleme karşı, 1615 sayılı Kanunda öngörülen idari

itiraz yollarına başvurulmayıp, doğrudan dava Konusu edilmesi gerekti-

ği hk.[143]

 

Atatürk Hava Limanı Gümrük Hattı Dış Eşya Satış Mağazaları ve Depoları

Gümrük Müdürlüğünün denetim sahasında depo işleten yükümlü kurumun a-

nılan deposunda kaybolan eşyalara ilişkin olup, 1615 sayılı Kanunun

109'uncu maddesi uyarınca istenilip, ... tarihinde ödenen ... liranın

iadesi istemiyle, ... tarihinde yapılan başvurunun 60 günlük cevap

verme süresi olan ... tarihine kadar cevaplandırılmamak suretiyle zım-

nen reddedildiğinden bahisle, tesis edilen olumsuz işlemin iptali ve

ödenen tutarın faizi ile birlikte iadesi istemiyle açılan davayı; 2577

sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci maddesinin 1'inci fıkra-

sında dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen

hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı kanunun 11'inci

maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari

işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni

bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış o-

lan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvur-

manın işlemeye başlamış olan idari dava süresini durduracağı, altmış

gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı isteğin

reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin

yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçen sürenin

de, hesaba katılacağı hükmünün yer aldığı, bu hükümlere göre, olayda,

idareye başvurulan ... tarihinden itibaren işlemeye başlayan 60 günlük

sürenin bitim tarihi olan ... tarihinden itibaren 30 gün içinde dava

açılması gerekirken, ... tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu

gerekçesiyle reddeden İstanbul 5'inci Vergi Mahkemesinin ... günlü ve

1996/770 sayılı kararının; zımni ret işlemine karşı yasal süresi için-

de İstanbul 5'inci İdare Mahkemesinde dava açıldığı, ... esas sayılı

bu davada idare mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı dilekçe ret

kararı üzerine de 30 günlük süre içinde vergi mahkemesinde dava açıl-

dığı, ... tarihinde açılan bir dava bulunmadığı ileri sürülerek bozul-

ması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı kurumun ... Hava Limanı Gümrük

Hattı Dışı Eşya Satış Mağazaları ve Depoları Gümrük Müdürlüğünün dene-

tim sahasındaki antreposunda kaybolan eşyalara ilişkin olarak, 1615

sayılı Kanunun 109'uncu maddesi uyarınca istenilip, yükümlü kurumca

... tarihinde ödenen ... liraya, ... tarihinde, işlemi yapmış olan

gümrük müdürlüğüne itiraz edilip iadesinin istenildiği, gümrük müdür-

lüğünün 19.8.1994 tarihli olumsuz yanıtı üzerine de, ... tarihinde İs-

tanbul Gümrükleri Başmüdürlüğüne başvuruda bulunulduğu; bu başvuruya

... tarihine kadar geçen 60 gün içinde cevap verilmemek suretiyle, is-

teğin zımnen reddedildiğinden bahisle, söz konusu zımni ret işlemenin

iptali isteğiyle ... tarihinde idare mahkemesinde dava açıldığı, idare

mahkemesince verilen dilekçe ret kararı üzerine vergi mahkemesinde ye-

nilenen davanın da, anılan mahkemece, ... tarihinden itibaren işlemeye

başlayan 60 günlük cevap verme süresinin bitim tarihi olan ...'ten

itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekirken, ... tarihinde açılan

davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddedildiği, mahkeme kara-

rında ... olarak belirtilen dava açma tarihinin, gerçekte 17.1.1995 o-

lup, kararda sehven 17.10.1995 olarak yazıldığı anlaşılmaktadır.

1615 sayılı Gümrük Kanununun 2'nci ve Gümrük Yönetmeliğinin 2.

maddesinde gümrük vergisinde mükellefin; Türkiye Cumhuriyeti hattından

geçen ya da eşya geçiren kişi olduğu belirtilmiş, sundurma ve antrepo

rejimleri de sözü edilen kanunun 51 - 53, 100 - 117; Yönetmeliğin ise

180-216 ve 650-820'nci maddelerinde düzenlenmiştir.

Gümrük Kanununun 109'uncu maddesinde de; işletmelerin, sundurma

ve antrepolara konulan eşyanın,buraya alınışlarında gümrükçe miktarla-

rı tespit edilmiş ise, bu miktarlarından; edilmemiş ise, belgelerinde

yazılı miktarları üzerinden gümrüğe karşı sorumlu oldukları belirtil-

miş, maddede belirtilen haller dışındaki sebeplerle eksik çıkan ya da

değişikliğe uğrayan veya hasara uğratılan eşyalara ait gümrük ve diğer

vergi ve resimlerle cezaların, anılan işletmelerden tazminat olarak a-

lınması öngörülmüştür.

Değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerinden, sundurma ya da ant-

repo işletmelerinin, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 2'nci maddesindeki

tanıma göre verginin mükellefi durumunda olmadıkları anlaşılmakta,

sundurma ve antrepolarda zıyaa uğratılan ya da değiştirilen eşyalar

dolayısıyla, bu işletmelere, söz konusu eşyalara ait gümrük ve diğer

vergilerle resimler tutarı kadar bir "tazminat" yükümlülüğü getirilme-

si de bunu doğrulamaktadır.

Bu itibarla, söz konusu tutarın davacı kurumdan tazminat olarak

istenilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin, idari itiraza

konu olabilecek bir tahakkuk işlemi olarak değil, doğrudan davaya konu

edilebilecek bir idari işlem olarak kabulü gerekir.

Hal böyle olunca, gümrük vergisi tahakkuklarına itiraz sebep ve

yollarını düzenleyen 78'inci ve müteakip maddelerinin, olayda, uygu-

lanma olanağı mevcut değildir.

2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinde; "1-İlgililer tarafından

idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması,

değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam

yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde iste-

nebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini

durdurur. 2-Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş

sayılır. 3-İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde da-

va açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar ge-

çen süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiştir.

Dava konusu işlemin hukuki niteliği itibarıyla 2577 sayılı Ka-

nununun sözü edilen hükmünün olayda uygulanması mümkün ise de; ... ta-

rih ve ... sayılı işlemin iptali ile ... tarihinde ödenen dava konusu

tutarın iadesi istemiyle, anılan kanunun 7'nci maddesinde vergi mahke-

melerinde dava açma süresi olarak öngörülen otuz günlük süre içinde

dava açılmadığı gibi, üst makam olan İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü-

ne de otuz günlük süre geçirildikten sonra, ... tarihinde başvuruda

bulunulduğu görülmektedir.

Her ne kadar, işlemi yapmış olan gümrük müdürlüğüne dava açma

süresi içinde başvuruda bulunulmuş ise de; 2577 sayılı İdari Yargılama

Usulü Kanununun 11'inci maddesi uyarınca üst makam olan İstanbul Güm-

rükleri Başmüdürlüğüne yapılması gereken bu başvurunun, işlemeye baş-

lamış olan dava açma süresini durdurması mümkün değildir.

Kaldı ki, dava açma süresinin hesabında İstanbul Gümrükleri

Başmüdürlüğüne yapılan ... tarihli başvuru başlangıç olarak kabul e-

dilse dahi, bu tarihten itibaren işlemeye başlayan 60 günlük sürenin

bitim tarihi olan ... tarihinden itibaren başlayan 30 günlük dava açma

süresinin de geçirildiği ve ... tarihinde dava açıldığı anlaşılmakta-

dır.

Öte yandan, davacı kurum tarafından, dava açma süresinin idare

mahkemelerinde 60, vergi mahkemelerinde 30 gün olduğu, olayda da zımni

ret kararına karşı, gerek idare mahkemesinde, gerekse idare mahkemesi-

nin dilekçe ret kararı üzerine vergi mahkemesinde yasal süresi içeri-

sinde dava açıldığı ileri sürülmekte ise de; 2577 sayılı İdari Yargı-

lama Usulü Kanununun 7. maddesi hükmü uyarınca, vergi mahkemelerinde

dava açma süresi 30 gün olup, vergi mahkemesinde açılması gerekirken

idare mahkemesinde açılan davanın süresinde kabul edilebilmesi için,

bu davanın da 30 günlük süre içerisinde açılması gerekmektedir. Olayda

ise bu süre geçirilmiş bulunmaktadır.

Şu hale göre, yükümlü kuruma ait antrepoda noksan çıkan (çalı-

nan) eşyalara ilişkin olarak, 1615 sayılı Kanunun 109'uncu maddesi u-

yarınca tahsil edilen tutarın iadesi için, dava açma süresi geçiril-

dikten sonra yapılan başvuru üzerine İstanbul Gümrükleri Başmüdürlü-

ğünce tesis edilen zımni ret işlemine karşı açılan davanın süre aşımı

nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın reddine

karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kara-

rının onanmasına, karar verildi. (MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:95)

 

 

 

Karar Metni

Hükümet tarafından ilan edilen idari izin günlerinin dava açma süresini kesmeyeceği hk.[144]

 

Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli ... sayılı gümrük giriş be-

yannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin FOB değer oldu-

ğundan bahisle, bu kıymete navlun ve sigorta giderlerinin dahil edil-

mesi sonucu oluşan fark üzerinden yükümlü şirket adına tahakkuk etti-

rilen gümrük vergisi ile katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle

açılan davayı; İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinden bahsedi-

lerek, dosyanın incelenmesinden, olayda, ... tarihinde tebliğ edilen

gümrük başmüdürlüğü kararına karşı, 30 günlük süre içinde dava açılma-

sı gerekirken, 30 günlük yasal süre geçirilerek ... tarihinde dava a-

çıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden Trab-

zon Vergi Mahkemesinin 8.4.1996 gün ve 1996/116 sayılı kararının; dava

açma süresinin son günü olan ... tarihinin Ramazan Bayramı tatiline

gelmesi nedeniyle dava açma süresinin ... tarihine kadar uzadığı, bu

durumda dava açma süresinin son günü dava açıldığı ileri sürülerek bo-

zulması istenilmektedir.

Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 12.2.1996

gün ve 2251 sayılı yazısında, Ramazan Bayramının 19.2.1996 günü saat

13.00'te başlayıp, 22.2.1996 günü sona erdiği, ancak, hizmetlerin ak-

satılmaması ve kurum yöneticilerince gerekli tedbirlerin alınması,

"zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundu-

rulması suretiyle" kamuda çalışan memur, işçi ve diğer personelin,

19.2.1996 günü saat 13.00'e kadar olan süre ile 23.2.1996 günü olmak

üzere bir buçuk gün idari izinli sayılmalarının uygun görüldüğü, be-

lirtilmektedir.

Her ne kadar, yükümlü şirketçe verilen temyiz dilekçesinde, da-

va açma süresinin son günü olan 23.2.1996 tarihinin hükumet tarafından

tatil ilan edildiği iddia edilmekte ise de, hükumet tarafından verilen

izin kamu görevlileri için "idari izin" niteliğinde olup, dava açma

süresinin son günü olan 23.2.1996 Cuma günü mahkemelerin açık olması

ve Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün yazısında ön-

görüldüğü şekilde, zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için mahkemelerde

yeterli eleman bulunması nedeniyle bu iddianın hukuki dayanağı bulun-

mamaktadır.

Bu durumda, yükümlü şirket adına tahakkuk eden gümrük vergi ve

resimlerinin kaldırılması istemiyle 26.2.1996 tarihinde açılan davayı

süre aşımı yönünden reddeden mahkeme kararında hukuki isabetsizlik bu-

lunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararı-

nın onanmasına, karar verildi. (MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

6183 sayılı Kanunun 56.maddesine göre tesis edilen işlem ek tahakkuk olmadığından idari itiraz yoluna başvurulmadan doğrudan dava açılmalıdır. itiraz edilmişse bu dava açma süresini durdurmayacağı hk.[145]

 

Ankara Tır Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş beyannamesi ile geçici

olarak ithal edilen eşyaların kanuni süresi içinde yurt dışı edilmedi-

ği ve süre uzatma talebinde de bulunulmadığından bahisle, giriş esna-

sında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimle-

rin tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan da-

vayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde, ö-

zel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde dava açma süresinin

vergi mahkemelerinde 30 gün olduğunun belirtildiği, Gümrük Kanununun

itiraz sebepleri ve mercilerine ilişkin 78. ve devamı maddelerinin ek

tahakkuklar hakkındaki düzenlemeleri içerdiği, geçici ithal yoluyla

yurda getirilen ve mükelleflerin beyanlarına göre tahakkuk ettirilip

teminata bağlanan gümrük vergi, resim ve fonların, eşyanın kanuni sü-

resi içinde yurt dışı edilmemesi veya süre uzatma talebinde bulunulma-

ması nedeniyle, ödenmesi istenilen vergilere karşı ek tahakkuklarda

olduğu gibi idari itiraz yoluna başvurulmayıp doğrudan dava açılması

gerektiği, olayda, geçici ithal esnasında beyana göre tahakkuk ettiri-

len vergi, resim, gecikme faizi ve 149. maddeye göre alınan ceza kara-

rının tebliği üzerine, yükümlünün her iki işleme de itiraz ettiği, an-

cak Gümrükler Başmüdürlüğü kararı ile sadece para cezasına ilişkin i-

tirazın reddedildiği, vergi, resim ve gecikme faizi hakkında ise karar

verilmediği anlaşılmakla, tebliğ edilen vergi, resim ve gecikme faizi-

ne ilişkin tahakkuka karşı tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı

gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden Ankara 3. Vergi Mahkemesinin

4.7.1995 gün ve 1995/912 sayılı kararının; gümrük vergilerine ilişkin

tahakkuklara karşı doğrudan dava açma olanağının bulunmadığı, öncelik-

le idareye itiraz edilerek dava konusu işlemin tesis edilmesinin zo-

runlu olduğu, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesine göre davanın süresinde

açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

1615 sayılı Gümrük Kanununun 119 uncu maddesinde, maddede be-

lirtilen maksatlarla memlekete geçici olarak girecek yabancı eşyanın

vergilerinin, bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dai-

resinde teminata bağlanacağı, 7 nci fıkrasının (a) bendinde de, büyük

inşaat, tesisat ve fenni araştırmalarla batık gemilerin çıkarılması

işlerinde kullanıldıktan sonra tekrar yurt dışına çıkarılacak olan ve

memlekette bulunmayan veya temini büyük külfeti gerektiren fenni va-

sıta ve taşıtlar ile bunların takımlarının geçici muaflık rejimi çer-

çevesinde yurda getirilebileceği, 77 nci maddesinde, gümrük vergisi ve

diğer vergilerin, tahakkuk ettirilip aynı kanunun 73 üncü maddesi ge-

reğince ödenmeden veya teminata bağlanılmadan ve gümrüğün izni olma-

dan, eşyanın gümrük denetlemesinden serbest bırakılmayacağı ve sahibi-

ne teslim edilemeyeceği belirtilmiş, Gümrük Yönetmeliğinin 879 uncu

maddesinde de, geçici kabul veya geçici muaflık rejimine tabi eşyanın

girişinde tahakkuk ettirilen vergi ve resimlerinin yönetmelikte belir-

tilen teminat cinslerinden biriyle teminata bağlanacağı hüküm altına

alınmıştır. Gümrük Kanununun 78 inci maddesinin 5 inci fıkrasında,

muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş

olması, gümrük vergisi tahakkuklarına karşı yapılacak itirazın sebep-

leri arasında sayıldıktan sonra, 79.maddesinde "Tahakkuku yapan me-

murlar, yaptıkları tahakkukları mükellefe veya temsilcisine veya güm-

rük komisyoncusuna bildirerek beyanname vesair tahakkuk kağıtları üze-

rinde imza alırlar. Bu suretle tahakkuka bilgi edinmekten, beyanname

ve tahakkuk kağıdını imzalamaktan çekinenlere yazılı tebligat yapıla-

bilir. İtiraz, ancak bu fıkrada yazılı imza veya yazılı tebliğ tari-

hinden itibaren onbeş gün içinde yapılabilir." hükmü yer almış, 81.

maddesinde, "İtirazlar bir dilekçe ile tahakkuku yapan idare kanalı i-

le bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne yapılır ve müdürlükçe bir ay i-

çinde incelenerek karara bağlanır.

Müdürlükçe itiraz yerinde görülmezse mütalaası ile birlikte

belge ve numuneler beyan olunan normal fiyat ile vergi miktarı Bakan-

lıkça tespit edilecek değere kadar olan anlaşmazlıklar için, bağlı bu-

lundukları gümrükler başmüdürlüklerine, bu miktardan fazla olan kıymet

ve vergiler için de Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderilir. Bu itiraz-

lar başmüdürlüklerce iki ay, Genel Müdürlükçe üç ay içinde incelenir

ve bir karara bağlanır.

Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe itiraz yerinde görülürse

tahakkukun buna göre yapılması gümrüğe tebliğ olunur. Ayrı bir uygula-

ma kararına varılmış ise bu karar da ilgili gümrük vasıtasıyla itiraz

sahibine tebliğ edilir..." hükmüne yer verilmiştir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun

54 üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının,

tahsil dairesince cebren tahsil edileceği, 55 inci maddesinde, amme

alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri ve-

ya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ oluna-

cağı, 56 ncı maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan

amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde öden-

mesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle

cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, 7 gün içinde

borç ödenmediği takdirde, teminatın, anılan kanun hükümlerine göre pa-

raya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelemesinden, sayılı giriş beyannamesi ile Gümrük

Kanununun 119 uncu maddesinin 7 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca ge-

çici olarak ithal edilen eşyanın gümrük vergi ve resimlerinin ithal

esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı, anılan eşyanın ka-

nuni yurtta kalma süresi içerisinde yurt dışı edilmediği veya süre u-

zatma talebinde bulunulmadığından bahisle, geçici ithal esnasında ta-

hakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tah-

sili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca işlem tesis e-

dilerek tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği, yükümlü tarafından tari-

hinde kayda giren dilekçeler ile hem para cezasına hem de vergi ve re-

simlere karşı itiraz edildiği, Ankara Tır Gümrük Müdürlüğünce itirazın

reddedildiği, olay kendisine intikal eden Gümrükler Başmüdürlüğünce

sayılı kararla sadece para cezasına ilişkin itirazın reddedildiği güm-

rük vergi ve resimlere ilişkin itiraz ile ilgili bir karar verilmediği

anlaşılmıştır.

Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, geçici olarak yur-

da getirilen eşyalara ait gümrük vergi ve resimleri giriş esnasında

tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmakta, geçici ithal rejimi şartla-

rına aykırı davranılması durumunda ise başlangıçta tahakkuk ettirile-

rek teminata bağlanan vergi ve resimler, 6183 sayılı Kanunun teminatlı

alacakların takip ve tahsiline ilişkin 56 ncı maddesine göre işleme

tabi tutulmaktadır.

Bu durumda, geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek temina-

ta bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla "borcun 7 gün içinde

ödenmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekil-

lerle cebren tahsile devam olunacağı" şeklinde tesis edilen işlemin ek

tahakkuk olarak kabulü mümkün olamayacağı cihetle, bu tür bildirimlere

karşı idari itiraz yollarına baş vurulmaksızın doğrudan vergi mahkeme-

sinde dava açılması, dava açma sürelerinin de buna göre hesaplanması

gerekir.

Gümrük mevzuatında, idari başvuru yolları, itirazın şekil ve

şartları özel olarak, ayrıca düzenlenmiş olduğundan, 2577 sayılı Ka-

nunun 10. ve 11. maddelerinin de olaya uygulanma olanağı bulunmamak-

tadır.

Olayda, geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek teminata

bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla 6183 sayılı Ka-

nunun 56 ncı maddesine istinaden tesis edilip, yükümlüye 2.2.1995 ta-

rihinde bildirilen işleme karşı idari itirazın mümkün olmaması ve bu

yola başvurulmasının dava açma süresini etkilememesi karşısında

24.4.1995 tarihinde açılan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki

mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararı-

nın onanmasına karar verildi. (MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Uzlaşma için yapılan başvurunun reddi üzerine dava açılmayan hallerde 213 sayılı vergi usul kanununun 376.maddesinin uygulanmasına engel bulunmadığı hk.[146]

 

Yükümlü şirket hakkında yapılan denetim sonucu düzenlenen tutanağa da-

yanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı; 2577

sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesi ile 213 sayılı Vergi

Usul Kanununun Uzlaşma Bölümünün Ek-7.maddesinden bahisle, dava konusu

ihbarnamenin davacıya 4.1.1994 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine uzlaş

ma isteminde bulunulduğu, uzlaşmanın vaki olmadığı ve buna dair tutana

ğın 30.3.1994 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davanın onbeş günlük

yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 28.4.1994 tarihinde açıldı-

ğının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımından reddeden İstanbul 2.Ver-

gi Mahkemesinin 5.12.1994 gün ve E:1994/769, K:1994/1975 sayılı kararı

nın; vergi dairesinden Vergi Usul Kanununun 376.maddesinin uygulanması

nı istedikleri, buna ilişkin olarak açılan davada süre aşımı bulunmadı

ğı, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği öne sürülerek bozulma

sı istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, yükümlü adına kesilen özel usulsüzlük cezası

na karşı uzlaşma için yapılan başvurunun reddi üzerine dava açılmaksı-

zın Vergi Usul Kanununun 376.maddesinden yararlanmak amacıyla vergi

dairesine başvurulduğu, bu başvurunun kabul edilmemesi suretiyle tahak

kuk ettirilerek tebliğ edilen özel usulsüzlük cezasının terkini iste-

miyle dava açıldığı, ancak mahkemece uzlaşmanın vaki olmaması üzerine

süresinde açılmamış bir dava şeklinde nitelendirilerek hüküm tesis

edildiği anlaşılmaktadır.

Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunla değiştirilen 376.maddesi hük-

müne göre, vergi ve ceza ihbarnamelerinin tebliğ tarihinden itibaren

otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurulduğu ve maddede yazılı

diğer şartlara uyulduğu takdirde, mükellef veya vergi sorumlusu adına

kesilen kaçakçılık, ağır kusur, kusur, usulsüzlük ve özel usulsüzlük

cezalarında yine maddede yer alan oranlarda indirim yapılacağı öngörül

müştür.

Aynı kanunun 205 sayılı kanunla getirilen Ek 9.maddesinde, üzerinde

uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında 376.madde hükümlerinin uygulanmaya

cağı ancak ceza muhatabının uzlaşma tutanağını imzalayıncaya kadar uz-

laşma talebinden vazgeçtiğini beyanla olaya 376.maddenin uygulanmasını

istemek hakkının saklı olduğu, Ek 7.maddesinde de uzlaşmanın vaki olma

ması halinde, buna ilişkin tutanağın tebliğ tarihinden itibaren genel

hükümler dairesinde dava açılabileceği, bu takdirde dava açma süresi

bitmiş veya 15 günden az kalmış olması halinde bu sürenin 15 gün uzaya

cağına dair hükümlere yer verilmiştir.

Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi ve söz konusu 376.maddenin te

mel amacının vergi ve cezalar hakkında ihtilaf yaratmadan en kısa süre

de ödenmesini sağlamak olduğu dikkate alındığında, uzlaşmanın vaki ol-

maması halinde 15 gün içinde dava açma olanağı bulunan yükümlünün, bu

hakkından vazgeçmesi halinde söz konusu 376.maddeden yararlanmasına

bir engel bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Bu durumda, uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın tebliğinden

sonra, 15 günlük süre içinde, özel usulsüzlük cezalı tarhiyat için da-

va açmak yerine, Vergi Usul Kanununun 376.maddesi hükmüne göre ceza

indiriminden yararlanmak üzere istemde bulunulması nedeniyle davanın

bu kapsamda incelenmesi ve karara bağlanması gerekirken, süre aşımın-

dan reddedlmesinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bo-

zulmasına karar verildi.

 

BŞ/ES

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Düzenleyici işlemlerin uygulanması ancak idare tarafından tesis edilen işlemlerle mümkün olup, bir düzenleyici işlem hükmüne dayanılarak verilen mahkeme kararı uygulama olarak kabul edilmeyeceğinden dava açma süresinin söz konusu mahkeme kararının tebliği tarihinden başlatılamayacağı hk.[147]

 

Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 442.maddesinin; 1615

sayılı Gümrük Kanununun 158.maddesinin son paragrafında, gümrük başmü-

dürlükleri ile Gümrükler Genel Müdürlüğünce verilecek kararlara karşı,

tebliğleri tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde, yetkili mahkemeye

müracaatla itiraz olunabileceğinin belirtildiği, madde hükmünde yetki-

li mahkeme gösterilmediği halde, Gümrük Yönetmeliğinin 442.maddesinde-

ki, Gümrükler Başmüdürlüğünün veya Gümrükler Genel Müdürlüğünün para

cezalarına ilişkin kararlarına karşı onbeş gün içinde gümrük işleminin

yapıldığı yerdeki yetkili asliye ceza mahkemesi nezdinde itiraz edile-

bileceği yolundaki hüküm ile yetkili mahkemenin tespit edildiği, ancak

yönetmelikle yetkili mahkeme tayininin hukuka aykırı olduğu, nitekim,

2576 sayılı Kanunun 6.maddesinin (a) bendinde, genel bütçeye, il özel

idareleri belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri

mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin dava-

ların vergi mahkemelerince çözümleneceğinin belirtildiği, gümrük para

cezalarının da genel bütçeye dahil bir amme alacağı olması nedeniyle

bu konuya ilişkin uyuşmazlıkların 2576 sayılı Kanunun 6.maddesine göre

vergi mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği, idarenin her türlü eylem

ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetiminin, Anayasa ve kanunlar

ile, Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine bırakıldığı,

idari bir işlem niteliğinde olan gümrük para cezalarına yapılacak iti-

razların asliye ceza mahkemesince çözümleneceğine ilişkin yönetmelik

hükmünün, bu yönüyle de yasal düzenlemelere aykırı olduğu ileri sürü-

lerek iptali, öte yandan, vergi uyuşmazlıklarında dava süresinin 30

gün olduğu halde, gümrük vergisine bağlı pazara cezalarına yapılacak

itirazların, Gümrük Kanununun 158.maddesinde 15 gün ile sınırlandırıl-

dığı, bu haliyle de, Anayasanın 13.maddesinde belirtilen "toplum dü-

zeninin gereklerine" aykırılık bulunduğu ileri sürülerek maddenin sü-

reye ilişkin hükmünün iptali için konunun Anayasa Mahkemesine götürül-

mesi istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil-

li gümrük giriş beyannamesi içeriği eşya nedeniyle yapılan ek gümrük

vergisi ve katma değer vergisi tahakkukları ile kesilen gümrük para

cezalarına karşı aynı dilekçe ile İstanbul 7.Vergi Mahkemesine açılan

davada, gümrük vergi ve resimlerine karşı ayrı, para cezalarına karşı

ayrı dilekçelerle dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar verildi-

ği, bu karar üzerine, katma değer vergisi ile cezasına ve gümrük vergi

ve resimleri ile cezasına karşı olmak üzere iki ayrı dava açıldığı,

söz konusu davaların, İstanbul 7.Vergi Mahkemesinin 26.5.1994 günlü,

E:1994/922; K:1994/1055 ve E:1994/923; K:1994/1056 sayılı kararlarıy-

la, dilekçenin reddi yolundaki karar üzerine yeniden verilen dilekçe-

lerde aynı yanlışların yapıldığı gerekçesiyle reddedildiği, buna iliş-

kin kararların 19.7.1994 tarihinde davacı şirkete tebliği üzerine de,

söz konusu mahkeme kararlarının, Gümrük Yönetmeliğinin iptali isteni-

len 442.maddesinin uygulanmasına yönelik işlem olarak kabulü ile bu

davanın açıldığı anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 1.fıkrasında,

davaaçma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde

Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde o-

tuz gün olduğu, 4.fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde

dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, an-

cak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem

veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecek-

leri hükme bağlanmıştır.

Olayda, 3.2.1973 gün ve 14437 mükerrer sayılı Resmi Gazetde yayımlanan

Gümrük Yönetmeliğinin 442.maddesinin iptali istemiyle 1.9.1994 tari-

hinde dava açılmakla, (60) günlük yasal sürenin geçirilmiş olduğu an-

laşılmıştır.

Davacı şirket tarafından, İstanbul 7.Vergi Mahkemesince verilen ve i-

çeriği yukarıda açıklanan davanın reddi yolundaki kararların, Gümrük

Yönetmeliğinin 442.maddesinin uygulanmasına yönelik işlem olarak kabul

edilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, İdari Yargılama Usulü Ka-

nununun 7.maddesinin 4.fıkrasında belirtilen, düzenleyici işlemlerin

uygulanması, idare tarafından tesis edilen bir işlemle mümkün olup,

mahkeme kararlarının ise idari bir işlem niteliğinde olmaması nedeniy-

le, dava açma süresinin, söz konusu mahkeme kararlarının tebliği tari-

hinden başlayacağının kabulü mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle, davanın, 1577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanu-

nunun 15.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca süre aşımı yönün-

den reddine karar verildi.

 

(MT/ES)

 

 

 

 

 

 

 

 

Karar Metni

Yükümlünün Ek Gümrük Vergi ve resimlerine yaptığı itirazın reddi üzerine doğrudan dava açması gerekirken, itirazi reddeden gümrükler baş-

müdürlüğüne yeniden yapılan itirazın dava açma süresini durdurma ya da

kesme gibi bir etkisinin olmadığı hk.[148]

 

...Gümrük Müdürlüğünce tescilli...sayılı giriş beyannamesi muhteviyatı

eşyaların kıymetinin düşük gösterildiğinden bahisle yükümlü adına sa-

lınan ek gümrük vergi ve resimlerinin terkini istemiyle açılan davayı;

1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesinin 1, 2 ve 5. fıkraları ile

Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesinin c fıkrasından bahisle, olayda,

gümrük giriş beyannamesinin tescil tarihi itibarıyla değil akde uygun

olarak düzenlenen fatura tarihi itibarıyla beyan edilen kıymetin nor-

mal kıymete uygun olmadığının, Baş







Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar
hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı", imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi",
"imar para

cezaları", "imar kirliliği suçları", "idare hukuku", "idari yargılama usulü" ve
her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu".












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-10-08 (2210 okuma)

[ Geri Dön ]