Karar Metni
Ek tahakkuka yapılan itirazın süresinde olmaması
nedeniyle itiraz di-
lekçesinin işleme konulmadığına ilişkin davalı idare
işlemi süresi i-
çerisinde dava konusu edilmediğinden, teminat
mektubunun paraya çev-
rilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen işlemde
isabetsizlik bu-
lunmadığı hk.[141]
... Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş
beyannamesi muhteviyatı
eşya nedeniyle hesaplanan ek gümrük vergi ve
resimlerini karşılamak ü-
zere depoya alınan teminat mektubunun nakde çevrilmesi,
aksi takdirde
6183 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağı yolunda ...
Şubesi Müdür-
lüğüne hitaben yazılan davalı idarenin ... gün ve ...
sayılı işlemi-
nin; 6183 sayılı Kanunun 56'ncı ve 1615 sayılı Kanunun
79'uncu madde-
sinden bahisle, dosyanın incelenmesinden, ithal konusu
eşya için yapı-
lan ek tahakkukun ... tarihinde tebliği üzerine ...
tarihinde ...
Giriş Gümrük Müdürlüğü nezdinde itirazda bulunulduğu,
ancak itirazın
onbeş günlük sürede yapılmadığından bahisle itiraz
dilekçesinin işleme
konulmadığı hususunun davacı şirkete bildirildiği, bu
kararın iptali
istemiyle açılan davada ise ... Vergi Mahkemesinin ...
gün ve 1993/697
sayılı kararı ile idari merci tecavüzü nedeniyle dava
dilekçesi ve ek-
lerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar
verildiği, bilaha-
re davalı idarece dava konusu işlemin düzenlendiği,
oysa ... Vergi
Mahkemesinin yukarıda bahsi geçen kararı üzerine davalı
idare tarafın-
dan herhangi bir karar verilmediği anlaşıldığından,
teminat mektubunun
paraya çevrilmesine ilişkin olarak tesis edilen işlemde
isabet görül-
mediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin
... gün ve
1995/2830 sayılı kararının; ek tahakkuka süresi içinde
itiraz etmeyen
davacı şirket adına tesis edilen dava konusu işlemde
isabetsizlik bu-
lunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 86'ncı maddesinde; kanuna
göre a-
lınması gereken gümrük vergisi ödenmeden veya eksik
ödenerek yurda so-
kulan eşyadan, bu suretle hiç alınmamış veya noksan
alınmış olan ver-
gilerin eşyanın fiili ithal tarihinden itibaren üç yıl
içinde ilgili
gümrüğünce yazı ile bildirilerek mükelleflerinden
istenileceği, bu
hükmün, gümrük vergisi ile birlikte gümrüklerce tahsil
edilmekte olan
bütün vergileri de kapsadığı, mükelleflerin bu
isteklere karşı onbeş
gün içinde 80 ve 84'üncü maddeler gereğince itiraz
haklarını kullana-
bilecekleri belirtilmiştir.
Gümrük Kanununda, itirazın süresi içinde yapılmaması
halinde
izlenecek yol konusunda herhangi bir hükme yer
verilmemiş, bu husus
Gümrük Yönetmeliğinin 410'uncu maddesinde
düzenlenmiştir. Sözü geçen
maddede "Süresi içinde yapılmadığı, idare amirlerince
yapılacak ince-
leme sonunda anlaşılan itirazlara ait dilekçeler,
muameleye konmaz ve
durum itirazı yapan mükellefe yazı ile bildirilir."
hükmü yer almış-
tır.
Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
7'nci
maddesinde, dava açma süresinin, vergi mahkemelerinde
otuz gün olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ... Giriş Gümrük Müdürlüğünde
tescil-
li ... gün ve ... sayılı gümrük giriş beyannamesi
muhteviyatı eşyanın
kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle hesaplanan
ek tahakkuku
... tarihinde tebellüğ eden davacı şirketin, ek
tahakkuk tutarını kar-
şılamak üzere teminat mektubu vererek ... tarihinde ek
tahakkuka iti-
raz ettiği, süresi dışında yapıldığından bahisle
itirazının işleme ko-
nulmadığı hususunun Haydarpaşa Giriş Gümrük
Müdürlüğünce bildirilmesi
üzerine de ... tarihinde adı geçen giriş gümrük
müdürlüğüne yeniden
başvuruda bulunarak ek tahakkuka ilişkin tebligatın
usulüne uygun ya-
pılmadığı, dolayısıyla itirazın süresinde olduğundan
bahisle ek tahak-
kukun kaldırılmasını istendiği, ancak giriş gümrük
müdürlüğünce, ek
tahakkukun tebliğinin usule uygun olduğu ve itirazın
işleme konulmadı-
ğı hususunun tebliği üzerine sözü geçen işlemin iptali
istemiyle açı-
lan davada ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1993/697
sayılı kararı i-
le idari merci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve
eklerinin Maliye
ve Gümrük Bakanlığına tevdiine karar verildiği, davalı
idarece de, Ta-
rişbank Gayrettepe Şubesi Müdürlüğünden ... Vergi
Mahkemesinin yukarı-
da sözü edilen kararının lehlerine sonuçlandığından
bahisle ... lira
tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmesinin
istenildiği, işbu
davanın da bahsi geçen işlemin iptali istemiyle
açıldığı anlaşılmış-
tır.
Olayda, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek
tahakkuku
... tarihinde tebellüğ eden davacı şirket tarafından,
ek tahakkuka ya-
pılan itirazın, süresi dışında yapıldığından bahisle
itiraz dilekçesi-
nin işleme konulmadığı hususunun bildirimine yönelik
.......... Giriş
Gümrük Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı yazısının ...
tarihinde teb-
liği üzerine bu işlemin iptali istemiyle otuz gün
içinde dava açılma-
mak suretiyle ek tahakkukun kesinleştiğinin kabulü
zorunludur. Bu iti-
barla, ithal konusu eşyalar nedeniyle hesaplanan ek
gümrük vergi ve
resimlerini karşılamak üzere depoya alınan teminat
mektubunun paraya
çevrilmesi yolunda davalı idarece tesis edilen dava
konusu işlemde i-
sabetsizlik bulunmamaktadır.
Her ne kadar, davacı şirket tarafından ... günlü
dilekçe ile
giriş gümrük müdürlüğüne yeniden başvurulmak suretiyle
tesis ettirilen
... gün ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılan
davada İstanbul
8. Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1993/697 sayılı kararı
ile idari mer-
ci tecavüzü nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin
Maliye ve Gümrük Ba-
kanlığına tevdiine karar verilmiş ve henüz sözü geçen
mahkeme kararı
doğrultusunda davalı idarece herhangi bir işlem tesis
edilmemiş ise
de; bu durum, kesinleşen ek tahakkukun tahsili amacıyla
tesis edilen
dava konusu işlemi sakatlar mahiyette görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne; mahkeme
kararı-
nın bozulmasına, karar verildi. (MT/ES)
Karar Metni
Verginin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde de
2577 sayılı Kanunun 11.maddesinin uygulanabileceği hk.[142]
Yükümlü şirketin sahip olduğu taşıtlara ait ek motorlu
taşıtlar vergi-
sinin tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ olunan ödeme
emirlerinin kal-
dırılması yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin
... Vergi Dairesi
Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı işleminin iptali
istemiyle açılan
davayı süre aşımı nedeniyle reddeden ... Vergi
Mahkemesinin ... gün ve
1995/534 sayılı kararını sonucu itibarıyla onayan
Danıştay Dokuzuncu
Dairesinin ... sayılı kararının; 2577 sayılı Kanunda
4001 sayılı Ka-
nunla yapılan değişiklik uyarınca yapılan düzeltme
talebinin reddi ü-
zerine açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülerek
düzeltilmesi
istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava Açma
Süresi"
başlıklı 7'nci maddesinde, dava açma süresinin, özel
kanunlarında ayrı
süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare
mahkemelerinde alt-
mış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu belirtilmiş,
6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun
54'üncü maddesinde,
amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde
borçlarını ödemele-
ri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir
"ödeme emri" ile
tebliğ olunacağı, 58'inci maddesinde ise ödeme emrine
karşı böyle bir
borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zaman
aşımına uğradığı
iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği
öngörülmüştür.
İdari Yargılama Usulü Kanununun "Üst Makamlara
Başvurma" baş-
lıklı 11'inci maddesinde ise, ilgililer tarafından,
idari dava açılma-
dan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması,
değiştirilmesi
veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst
makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde
istenebileceği, bu
başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma
süresini durduraca-
ğı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin
reddedilmiş sayıla-
cağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması
halinde dava aç-
ma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma
tarihine kadar
geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına
alınmıştır. Sözü edi-
len maddenin 4'üncü fıkrasında yer alan "Bu madde
hükümleri, vergi,
resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh,
tahakkuk ve tahsilin-
den ve bunların zam ve cezalarından doğan
uyuşmazlıklarda uygulanmaz"
hükmü 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 4001
sayılı Kanunun 6'ncı maddesi ile 18.6.1994 tarihinden
itibaren yürür-
lükten kaldırılmıştır.
4001 sayılı Kanunun anılan 6'ncı maddesinin
gerekçesinde, ver-
gi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh,
tahakkuk ve tah-
sili ve bunların zam ve cezalarından doğan
uyuşmazlıklarda, idari da-
vaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre
dava açılmadan
önce idari makamlara başvurulmasının mümkün
bulunmadığı, başvuru ya-
pılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra
açılan davaların
süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak
kayıplarına neden o-
lunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan
kaldırılması ve gerekse
dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru
yoluyla uyuşmaz-
lıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını
azaltma yönünden
yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu
fıkranın yürürlük-
ten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Buna göre, 2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinin
4'üncü fıkra-
sının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı
diğer idari
işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil
işlemleriyle karşıla-
şan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri
alınması, değişti-
rilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma
süresi içinde i-
dareye başvuru yolunu açmak, bu başvuru ile dava açma
süresini durdur-
mak ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına
gelmeden, idari süreç
içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu
anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere,
2577 sa-
yılı Kanunun idari başvuru yolunu düzenleyen 11'inci
maddesinin
18.6.1994 tarihinden itibaren vergi, resim ve harçlarla
benzeri mali
yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların
zam ve cezaların-
dan doğan uyuşmazlıklarda da uygulanabileceği tabiidir.
Yani, ilgili-
ler bahsi geçen işlemlere karşı doğrudan doğruya idari
dava açabile-
cekleri gibi, dilerlerse idari itiraz yoluna da
başvurabileceklerdir.
İdari Yargılama Usulü Kanununun sözü edilen 11'inci
maddesinde,
tesis edilmiş bulunan idari işlemlere karşı yapılacak
ve idari dava a-
çılmadan önce tüketilmesi zorunlu olmayan (ihtiyari)
idari başvuru (i-
tiraz) yolu düzenlenmiş bulunduğundan, ödeme emirlerine
karşı da iti-
raz yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunun
tespiti bakımından,
idari işlemler içerisinde ödeme emirlerinin mahiyet ve
niteliğinin
saptanması önem arz etmektedir.
İdari işlemler, idari makamlar tarafından, bir kamu
hizmetinin
yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak ve tek
taraflı iradeyle
yapılan, ilgililer üzerinde hukuki sonuçlar doğuran,
kesin ve yürütül-
mesi zorunlu işlemler olarak tanımlanmaktadır.
Ödeme emri de, 6183 sayılı Kanunun 2'nci kısmının
"Cebren Tah-
sil ve Takip Esasları"nı düzenleyen 1'inci bölümünde
yer alan ve 55.
maddesinde tanımlanan, amme alacağını vadesinde
ödemeyenlere, borçla-
rını 7 gün içinde ödemeleri veya mal bildiriminde
bulunmaları lüzumu-
nun bildirildiği bir idari işlemdir. Yani ödeme müddeti
içinde öden-
meyen amme alacağının, tahsil dairesince, cebren
tahsili yoluna başvu-
rulmasından önce, ilgililerin amme borcunu ödemeleri
konusunda uyarıl-
ması, aksi taktirde karşılaşacakları müeyyidelerin
duyurulması amacına
yönelik, kamu alacağının cebren takibi ve tahsili
yolunda tesis edilen
bir idari işlemdir. Bu anlamda ödeme emri tebliğ
edilmekle, kamu gücü
kullanılmak suretiyle bir alacağın takibine başlanılmış
olmaktadır.
Başka bir deyişle, ödeme emri, kamu alacağının, cebren
tahsiline yöne-
lik tesis edilmesi zorunlu ilk işlemdir. Bu haliyle,
vergi kanunlarına
göre tahakkuk etmiş ve vadesinde de ödenmemek suretiyle
kesinleşmiş
bir verginin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun çerçeve-
sinde ve bu kanunun idareye tanıdığı yetkiye
dayanılarak cebren tahsi-
li aşamasında tesis edilen ödeme emrinin, idari itiraza
konu diğer i-
dari işlemlerden ayrı tutulması mümkün değildir.
2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinde ön görülen idari
başvuru
yollarının vergi, resim ve harçlar konusundaki
uyuşmazlıklar hakkında
uygulanmasına engel teşkil eden mülga 4'üncü fıkra
hükmü, vergi, resim
ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh ve
tahakkukuna ilişkin uyuş-
mazlıkların yanı sıra, tahsile ilişkin uyuşmazlıkları
da kapsamına al-
maktadır. Ödeme emrinin de tahsile yönelik bir idari
işlem olma özel-
liği dikkate alındığında, 18.6.1994 tarihinden itibaren
vergi, resim
ve harçlarla, benzeri mali yükümlerin tarh ve
tahakkukuna ilişkin u-
yuşmazlıklar hakkında uygulanabilecek olan 2577 sayılı
Kanunu 11'inci
maddesindeki idari başvuru yolunun ödeme emirleri
hakkında da uygula-
nabileceğinin kabulü zorunludur. Aksine düşüncenin,
maddenin yazılış
tarzına olduğu kadar, amacına da aykırı sonuçlar
doğuracağı kuşkusuz-
dur.
Olayda, ... tarihinde tebliğ edilen üç adet ödeme
emrine karşı
... tarihinde kayda giren ... günlü dilekçe ile işlemi
tesis eden (ö-
deme emirlerini düzenleyen) vergi dairesine 7 günlük
dava açma süresi
içerisinde (yedinci günün cumartesiye rastlaması
sebebiyle takip eden
iş gününde) yapılan başvurunun, davalı idarece ...
tarihinde yükümlüye
tebliğ edilen ... gün ve ... sayılı yazı ile
reddedilmesi üzerine
21.6.1995 tarihinde dava açılmış bulunmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 11'inci maddesine göre,
yapılan
başvuru üzerine altmış gün içinde olumlu veya olumsuz
herhangi bir ce-
vap verilmezse istek reddedilmiş sayılacağından,
başvuru üzerine duran
dava açma süresi altmışıncı günü izleyen günden
itibaren kaldığı yer-
den işlemeye başlayacaktır. Yükümlü tarafından ...
tarihinde kayda gi-
ren dilekçe ile idareye başvuruda bulunulmuş ve bu
tarihten itibaren
altmış gün içinde cevap verilmemiş olmasına göre
(5.5.1995 tarihinde)
istek zımnen reddedilmiş sayılacağı cihetle, ...
tarihini takip eden
iş gününde açılması gereken dava, zımni ret işlemi
oluştuktan sonra
... tarihinde tebliğ edilen istemin reddi yolundaki
işlem üzerine ...
tarihinde açılmış bulunmakla, kanunen öngörülen sürenin
geçirildiği
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın yazılı gerekçe ile süre aşımı
nedeniyle
reddi yolundaki mahkeme kararının gerekçesine katılmak
mümkün değil i-
se de, varılan sonuç itibarıyla karar yerinde
görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, kararın düzeltilmesi isteminin
reddine;
karar verildi.
AZLIK OYU
Kararın düzeltilmesi isteminin, düzeltilmesi istenilen
Danıştay
Dokuzuncu Dairesinin 1996/2927 sayılı kararında yazılı
gerekçe ile
reddi gerektiği oyuyla karara, gerekçe yönünden
katılmıyorum. (MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:96)
Karar Metni
Sundurma ve antrepolarda zıyaa uğratılan ya da
değiştirilen eşyalar için, bu eşyalara isabet eden vergi ve resim tutarı
kadar tazminat is-
tenilmesine ilişkin işleme karşı, 1615 sayılı Kanunda
öngörülen idari
itiraz yollarına başvurulmayıp, doğrudan dava Konusu
edilmesi gerekti-
ği hk.[143]
Atatürk Hava Limanı Gümrük Hattı Dış Eşya Satış
Mağazaları ve Depoları
Gümrük Müdürlüğünün denetim sahasında depo işleten
yükümlü kurumun a-
nılan deposunda kaybolan eşyalara ilişkin olup, 1615
sayılı Kanunun
109'uncu maddesi uyarınca istenilip, ... tarihinde
ödenen ... liranın
iadesi istemiyle, ... tarihinde yapılan başvurunun 60
günlük cevap
verme süresi olan ... tarihine kadar cevaplandırılmamak
suretiyle zım-
nen reddedildiğinden bahisle, tesis edilen olumsuz
işlemin iptali ve
ödenen tutarın faizi ile birlikte iadesi istemiyle
açılan davayı; 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7'nci maddesinin
1'inci fıkra-
sında dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre
gösterilmeyen
hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı
kanunun 11'inci
maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava
açılmadan önce, idari
işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının,
değiştirilmesinin veya yeni
bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa
işlemi yapmış o-
lan makamdan idari dava açma süresi içinde
istenebileceği, bu başvur-
manın işlemeye başlamış olan idari dava süresini
durduracağı, altmış
gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş
sayılacağı isteğin
reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava
açma süresinin
yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar
geçen sürenin
de, hesaba katılacağı hükmünün yer aldığı, bu hükümlere
göre, olayda,
idareye başvurulan ... tarihinden itibaren işlemeye
başlayan 60 günlük
sürenin bitim tarihi olan ... tarihinden itibaren 30
gün içinde dava
açılması gerekirken, ... tarihinde açılan davada süre
aşımı bulunduğu
gerekçesiyle reddeden İstanbul 5'inci Vergi
Mahkemesinin ... günlü ve
1996/770 sayılı kararının; zımni ret işlemine karşı
yasal süresi için-
de İstanbul 5'inci İdare Mahkemesinde dava açıldığı,
... esas sayılı
bu davada idare mahkemesince verilen ... gün ve ...
sayılı dilekçe ret
kararı üzerine de 30 günlük süre içinde vergi
mahkemesinde dava açıl-
dığı, ... tarihinde açılan bir dava bulunmadığı ileri
sürülerek bozul-
ması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı kurumun ... Hava
Limanı Gümrük
Hattı Dışı Eşya Satış Mağazaları ve Depoları Gümrük
Müdürlüğünün dene-
tim sahasındaki antreposunda kaybolan eşyalara ilişkin
olarak, 1615
sayılı Kanunun 109'uncu maddesi uyarınca istenilip,
yükümlü kurumca
... tarihinde ödenen ... liraya, ... tarihinde, işlemi
yapmış olan
gümrük müdürlüğüne itiraz edilip iadesinin istenildiği,
gümrük müdür-
lüğünün 19.8.1994 tarihli olumsuz yanıtı üzerine de,
... tarihinde İs-
tanbul Gümrükleri Başmüdürlüğüne başvuruda bulunulduğu;
bu başvuruya
... tarihine kadar geçen 60 gün içinde cevap verilmemek
suretiyle, is-
teğin zımnen reddedildiğinden bahisle, söz konusu zımni
ret işlemenin
iptali isteğiyle ... tarihinde idare mahkemesinde dava
açıldığı, idare
mahkemesince verilen dilekçe ret kararı üzerine vergi
mahkemesinde ye-
nilenen davanın da, anılan mahkemece, ... tarihinden
itibaren işlemeye
başlayan 60 günlük cevap verme süresinin bitim tarihi
olan ...'ten
itibaren 30 gün içinde dava açılması gerekirken, ...
tarihinde açılan
davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddedildiği,
mahkeme kara-
rında ... olarak belirtilen dava açma tarihinin,
gerçekte 17.1.1995 o-
lup, kararda sehven 17.10.1995 olarak yazıldığı
anlaşılmaktadır.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 2'nci ve Gümrük
Yönetmeliğinin 2.
maddesinde gümrük vergisinde mükellefin; Türkiye
Cumhuriyeti hattından
geçen ya da eşya geçiren kişi olduğu belirtilmiş,
sundurma ve antrepo
rejimleri de sözü edilen kanunun 51 - 53, 100 - 117;
Yönetmeliğin ise
180-216 ve 650-820'nci maddelerinde düzenlenmiştir.
Gümrük Kanununun 109'uncu maddesinde de; işletmelerin,
sundurma
ve antrepolara konulan eşyanın,buraya alınışlarında
gümrükçe miktarla-
rı tespit edilmiş ise, bu miktarlarından; edilmemiş
ise, belgelerinde
yazılı miktarları üzerinden gümrüğe karşı sorumlu
oldukları belirtil-
miş, maddede belirtilen haller dışındaki sebeplerle
eksik çıkan ya da
değişikliğe uğrayan veya hasara uğratılan eşyalara ait
gümrük ve diğer
vergi ve resimlerle cezaların, anılan işletmelerden
tazminat olarak a-
lınması öngörülmüştür.
Değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerinden, sundurma ya
da ant-
repo işletmelerinin, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 2'nci
maddesindeki
tanıma göre verginin mükellefi durumunda olmadıkları
anlaşılmakta,
sundurma ve antrepolarda zıyaa uğratılan ya da
değiştirilen eşyalar
dolayısıyla, bu işletmelere, söz konusu eşyalara ait
gümrük ve diğer
vergilerle resimler tutarı kadar bir "tazminat"
yükümlülüğü getirilme-
si de bunu doğrulamaktadır.
Bu itibarla, söz konusu tutarın davacı kurumdan
tazminat olarak
istenilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin,
idari itiraza
konu olabilecek bir tahakkuk işlemi olarak değil,
doğrudan davaya konu
edilebilecek bir idari işlem olarak kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, gümrük vergisi tahakkuklarına itiraz
sebep ve
yollarını düzenleyen 78'inci ve müteakip maddelerinin,
olayda, uygu-
lanma olanağı mevcut değildir.
2577 sayılı Kanunun 11'inci maddesinde; "1-İlgililer
tarafından
idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması,
geri alınması,
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst
makamdan, üst makam
yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma
süresi içinde iste-
nebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava
açma süresini
durdurur. 2-Altmış gün içinde bir cevap verilmezse
istek reddedilmiş
sayılır. 3-İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş
sayılması halinde da-
va açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma
tarihine kadar ge-
çen süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin hukuki niteliği itibarıyla 2577
sayılı Ka-
nununun sözü edilen hükmünün olayda uygulanması mümkün
ise de; ... ta-
rih ve ... sayılı işlemin iptali ile ... tarihinde
ödenen dava konusu
tutarın iadesi istemiyle, anılan kanunun 7'nci
maddesinde vergi mahke-
melerinde dava açma süresi olarak öngörülen otuz günlük
süre içinde
dava açılmadığı gibi, üst makam olan İstanbul
Gümrükleri Başmüdürlüğü-
ne de otuz günlük süre geçirildikten sonra, ...
tarihinde başvuruda
bulunulduğu görülmektedir.
Her ne kadar, işlemi yapmış olan gümrük müdürlüğüne
dava açma
süresi içinde başvuruda bulunulmuş ise de; 2577 sayılı
İdari Yargılama
Usulü Kanununun 11'inci maddesi uyarınca üst makam olan
İstanbul Güm-
rükleri Başmüdürlüğüne yapılması gereken bu başvurunun,
işlemeye baş-
lamış olan dava açma süresini durdurması mümkün
değildir.
Kaldı ki, dava açma süresinin hesabında İstanbul
Gümrükleri
Başmüdürlüğüne yapılan ... tarihli başvuru başlangıç
olarak kabul e-
dilse dahi, bu tarihten itibaren işlemeye başlayan 60
günlük sürenin
bitim tarihi olan ... tarihinden itibaren başlayan 30
günlük dava açma
süresinin de geçirildiği ve ... tarihinde dava açıldığı
anlaşılmakta-
dır.
Öte yandan, davacı kurum tarafından, dava açma
süresinin idare
mahkemelerinde 60, vergi mahkemelerinde 30 gün olduğu,
olayda da zımni
ret kararına karşı, gerek idare mahkemesinde, gerekse
idare mahkemesi-
nin dilekçe ret kararı üzerine vergi mahkemesinde yasal
süresi içeri-
sinde dava açıldığı ileri sürülmekte ise de; 2577
sayılı İdari Yargı-
lama Usulü Kanununun 7. maddesi hükmü uyarınca, vergi
mahkemelerinde
dava açma süresi 30 gün olup, vergi mahkemesinde
açılması gerekirken
idare mahkemesinde açılan davanın süresinde kabul
edilebilmesi için,
bu davanın da 30 günlük süre içerisinde açılması
gerekmektedir. Olayda
ise bu süre geçirilmiş bulunmaktadır.
Şu hale göre, yükümlü kuruma ait antrepoda noksan çıkan
(çalı-
nan) eşyalara ilişkin olarak, 1615 sayılı Kanunun
109'uncu maddesi u-
yarınca tahsil edilen tutarın iadesi için, dava açma
süresi geçiril-
dikten sonra yapılan başvuru üzerine İstanbul
Gümrükleri Başmüdürlü-
ğünce tesis edilen zımni ret işlemine karşı açılan
davanın süre aşımı
nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığından, mahkemece
davanın reddine
karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme
kara-
rının onanmasına, karar verildi. (MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:95)
Karar Metni
Hükümet tarafından ilan edilen idari izin günlerinin
dava açma süresini kesmeyeceği hk.[144]
Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescilli ... sayılı
gümrük giriş be-
yannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin
FOB değer oldu-
ğundan bahisle, bu kıymete navlun ve sigorta
giderlerinin dahil edil-
mesi sonucu oluşan fark üzerinden yükümlü şirket adına
tahakkuk etti-
rilen gümrük vergisi ile katma değer vergisinin
kaldırılması istemiyle
açılan davayı; İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.
maddesinden bahsedi-
lerek, dosyanın incelenmesinden, olayda, ... tarihinde
tebliğ edilen
gümrük başmüdürlüğü kararına karşı, 30 günlük süre
içinde dava açılma-
sı gerekirken, 30 günlük yasal süre geçirilerek ...
tarihinde dava a-
çıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden
reddeden Trab-
zon Vergi Mahkemesinin 8.4.1996 gün ve 1996/116 sayılı
kararının; dava
açma süresinin son günü olan ... tarihinin Ramazan
Bayramı tatiline
gelmesi nedeniyle dava açma süresinin ... tarihine
kadar uzadığı, bu
durumda dava açma süresinin son günü dava açıldığı
ileri sürülerek bo-
zulması istenilmektedir.
Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün
12.2.1996
gün ve 2251 sayılı yazısında, Ramazan Bayramının
19.2.1996 günü saat
13.00'te başlayıp, 22.2.1996 günü sona erdiği, ancak,
hizmetlerin ak-
satılmaması ve kurum yöneticilerince gerekli
tedbirlerin alınması,
"zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede
eleman bulundu-
rulması suretiyle" kamuda çalışan memur, işçi ve diğer
personelin,
19.2.1996 günü saat 13.00'e kadar olan süre ile
23.2.1996 günü olmak
üzere bir buçuk gün idari izinli sayılmalarının uygun
görüldüğü, be-
lirtilmektedir.
Her ne kadar, yükümlü şirketçe verilen temyiz
dilekçesinde, da-
va açma süresinin son günü olan 23.2.1996 tarihinin
hükumet tarafından
tatil ilan edildiği iddia edilmekte ise de, hükumet
tarafından verilen
izin kamu görevlileri için "idari izin" niteliğinde
olup, dava açma
süresinin son günü olan 23.2.1996 Cuma günü
mahkemelerin açık olması
ve Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel
Müdürlüğünün yazısında ön-
görüldüğü şekilde, zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için
mahkemelerde
yeterli eleman bulunması nedeniyle bu iddianın hukuki
dayanağı bulun-
mamaktadır.
Bu durumda, yükümlü şirket adına tahakkuk eden gümrük
vergi ve
resimlerinin kaldırılması istemiyle 26.2.1996 tarihinde
açılan davayı
süre aşımı yönünden reddeden mahkeme kararında hukuki
isabetsizlik bu-
lunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme
kararı-
nın onanmasına, karar verildi. (MT/ES)
Karar Metni
6183 sayılı Kanunun 56.maddesine göre tesis edilen
işlem ek tahakkuk olmadığından idari itiraz yoluna başvurulmadan doğrudan
dava açılmalıdır. itiraz edilmişse bu dava açma süresini durdurmayacağı
hk.[145]
Ankara Tır Gümrük Müdürlüğünde tescilli giriş
beyannamesi ile geçici
olarak ithal edilen eşyaların kanuni süresi içinde yurt
dışı edilmedi-
ği ve süre uzatma talebinde de bulunulmadığından
bahisle, giriş esna-
sında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük
vergi ve resimle-
rin tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptali
istemiyle açılan da-
vayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci
maddesinde, ö-
zel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde dava
açma süresinin
vergi mahkemelerinde 30 gün olduğunun belirtildiği,
Gümrük Kanununun
itiraz sebepleri ve mercilerine ilişkin 78. ve devamı
maddelerinin ek
tahakkuklar hakkındaki düzenlemeleri içerdiği, geçici
ithal yoluyla
yurda getirilen ve mükelleflerin beyanlarına göre
tahakkuk ettirilip
teminata bağlanan gümrük vergi, resim ve fonların,
eşyanın kanuni sü-
resi içinde yurt dışı edilmemesi veya süre uzatma
talebinde bulunulma-
ması nedeniyle, ödenmesi istenilen vergilere karşı ek
tahakkuklarda
olduğu gibi idari itiraz yoluna başvurulmayıp doğrudan
dava açılması
gerektiği, olayda, geçici ithal esnasında beyana göre
tahakkuk ettiri-
len vergi, resim, gecikme faizi ve 149. maddeye göre
alınan ceza kara-
rının tebliği üzerine, yükümlünün her iki işleme de
itiraz ettiği, an-
cak Gümrükler Başmüdürlüğü kararı ile sadece para
cezasına ilişkin i-
tirazın reddedildiği, vergi, resim ve gecikme faizi
hakkında ise karar
verilmediği anlaşılmakla, tebliğ edilen vergi, resim ve
gecikme faizi-
ne ilişkin tahakkuka karşı tarihinde açılan davanın
süresinde olmadığı
gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden Ankara 3.
Vergi Mahkemesinin
4.7.1995 gün ve 1995/912 sayılı kararının; gümrük
vergilerine ilişkin
tahakkuklara karşı doğrudan dava açma olanağının
bulunmadığı, öncelik-
le idareye itiraz edilerek dava konusu işlemin tesis
edilmesinin zo-
runlu olduğu, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesine göre
davanın süresinde
açıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 119 uncu maddesinde,
maddede be-
lirtilen maksatlarla memlekete geçici olarak girecek
yabancı eşyanın
vergilerinin, bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas
ve şartlar dai-
resinde teminata bağlanacağı, 7 nci fıkrasının (a)
bendinde de, büyük
inşaat, tesisat ve fenni araştırmalarla batık gemilerin
çıkarılması
işlerinde kullanıldıktan sonra tekrar yurt dışına
çıkarılacak olan ve
memlekette bulunmayan veya temini büyük külfeti
gerektiren fenni va-
sıta ve taşıtlar ile bunların takımlarının geçici
muaflık rejimi çer-
çevesinde yurda getirilebileceği, 77 nci maddesinde,
gümrük vergisi ve
diğer vergilerin, tahakkuk ettirilip aynı kanunun 73
üncü maddesi ge-
reğince ödenmeden veya teminata bağlanılmadan ve
gümrüğün izni olma-
dan, eşyanın gümrük denetlemesinden serbest
bırakılmayacağı ve sahibi-
ne teslim edilemeyeceği belirtilmiş, Gümrük
Yönetmeliğinin 879 uncu
maddesinde de, geçici kabul veya geçici muaflık
rejimine tabi eşyanın
girişinde tahakkuk ettirilen vergi ve resimlerinin
yönetmelikte belir-
tilen teminat cinslerinden biriyle teminata bağlanacağı
hüküm altına
alınmıştır. Gümrük Kanununun 78 inci maddesinin 5 inci
fıkrasında,
muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış
tatbik edilmiş
olması, gümrük vergisi tahakkuklarına karşı yapılacak
itirazın sebep-
leri arasında sayıldıktan sonra, 79.maddesinde
"Tahakkuku yapan me-
murlar, yaptıkları tahakkukları mükellefe veya
temsilcisine veya güm-
rük komisyoncusuna bildirerek beyanname vesair tahakkuk
kağıtları üze-
rinde imza alırlar. Bu suretle tahakkuka bilgi
edinmekten, beyanname
ve tahakkuk kağıdını imzalamaktan çekinenlere yazılı
tebligat yapıla-
bilir. İtiraz, ancak bu fıkrada yazılı imza veya yazılı
tebliğ tari-
hinden itibaren onbeş gün içinde yapılabilir." hükmü
yer almış, 81.
maddesinde, "İtirazlar bir dilekçe ile tahakkuku yapan
idare kanalı i-
le bağlı bulunduğu gümrük müdürlüğüne yapılır ve
müdürlükçe bir ay i-
çinde incelenerek karara bağlanır.
Müdürlükçe itiraz yerinde görülmezse mütalaası ile
birlikte
belge ve numuneler beyan olunan normal fiyat ile vergi
miktarı Bakan-
lıkça tespit edilecek değere kadar olan anlaşmazlıklar
için, bağlı bu-
lundukları gümrükler başmüdürlüklerine, bu miktardan
fazla olan kıymet
ve vergiler için de Gümrükler Genel Müdürlüğüne
gönderilir. Bu itiraz-
lar başmüdürlüklerce iki ay, Genel Müdürlükçe üç ay
içinde incelenir
ve bir karara bağlanır.
Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe itiraz yerinde
görülürse
tahakkukun buna göre yapılması gümrüğe tebliğ olunur.
Ayrı bir uygula-
ma kararına varılmış ise bu karar da ilgili gümrük
vasıtasıyla itiraz
sahibine tebliğ edilir..." hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun
54 üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme
alacağının,
tahsil dairesince cebren tahsil edileceği, 55 inci
maddesinde, amme
alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde
borçlarını ödemeleri ve-
ya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri
ile tebliğ oluna-
cağı, 56 ncı maddesinde ise, karşılığında teminat
gösterilmiş bulunan
amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7
gün içinde öden-
mesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya
diğer şekillerle
cebren tahsile devam olunacağının borçluya
bildirileceği, 7 gün içinde
borç ödenmediği takdirde, teminatın, anılan kanun
hükümlerine göre pa-
raya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme
bağlanmıştır.
Dosyanın incelemesinden, sayılı giriş beyannamesi ile
Gümrük
Kanununun 119 uncu maddesinin 7 nci fıkrasının (a)
bendi uyarınca ge-
çici olarak ithal edilen eşyanın gümrük vergi ve
resimlerinin ithal
esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı,
anılan eşyanın ka-
nuni yurtta kalma süresi içerisinde yurt dışı
edilmediği veya süre u-
zatma talebinde bulunulmadığından bahisle, geçici ithal
esnasında ta-
hakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve
resimlerinin tah-
sili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca
işlem tesis e-
dilerek tarihinde yükümlüye tebliğ edildiği, yükümlü
tarafından tari-
hinde kayda giren dilekçeler ile hem para cezasına hem
de vergi ve re-
simlere karşı itiraz edildiği, Ankara Tır Gümrük
Müdürlüğünce itirazın
reddedildiği, olay kendisine intikal eden Gümrükler
Başmüdürlüğünce
sayılı kararla sadece para cezasına ilişkin itirazın
reddedildiği güm-
rük vergi ve resimlere ilişkin itiraz ile ilgili bir
karar verilmediği
anlaşılmıştır.
Yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine göre, geçici
olarak yur-
da getirilen eşyalara ait gümrük vergi ve resimleri
giriş esnasında
tahakkuk ettirilerek teminata bağlanmakta, geçici ithal
rejimi şartla-
rına aykırı davranılması durumunda ise başlangıçta
tahakkuk ettirile-
rek teminata bağlanan vergi ve resimler, 6183 sayılı
Kanunun teminatlı
alacakların takip ve tahsiline ilişkin 56 ncı maddesine
göre işleme
tabi tutulmaktadır.
Bu durumda, geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek
temina-
ta bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla
"borcun 7 gün içinde
ödenmesi, aksi takdirde teminatın paraya çevrileceği
veya diğer şekil-
lerle cebren tahsile devam olunacağı" şeklinde tesis
edilen işlemin ek
tahakkuk olarak kabulü mümkün olamayacağı cihetle, bu
tür bildirimlere
karşı idari itiraz yollarına baş vurulmaksızın doğrudan
vergi mahkeme-
sinde dava açılması, dava açma sürelerinin de buna göre
hesaplanması
gerekir.
Gümrük mevzuatında, idari başvuru yolları, itirazın
şekil ve
şartları özel olarak, ayrıca düzenlenmiş olduğundan,
2577 sayılı Ka-
nunun 10. ve 11. maddelerinin de olaya uygulanma
olanağı bulunmamak-
tadır.
Olayda, geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek
teminata
bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla
6183 sayılı Ka-
nunun 56 ncı maddesine istinaden tesis edilip,
yükümlüye 2.2.1995 ta-
rihinde bildirilen işleme karşı idari itirazın mümkün
olmaması ve bu
yola başvurulmasının dava açma süresini etkilememesi
karşısında
24.4.1995 tarihinde açılan davanın süre aşımı yönünden
reddi yolundaki
mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme
kararı-
nın onanmasına karar verildi. (MT/ES)
Karar Metni
Uzlaşma için yapılan başvurunun reddi üzerine dava
açılmayan hallerde 213 sayılı vergi usul kanununun 376.maddesinin
uygulanmasına engel bulunmadığı hk.[146]
Yükümlü şirket hakkında yapılan denetim sonucu
düzenlenen tutanağa da-
yanılarak kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan
davayı; 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesi ile
213 sayılı Vergi
Usul Kanununun Uzlaşma Bölümünün Ek-7.maddesinden
bahisle, dava konusu
ihbarnamenin davacıya 4.1.1994 tarihinde tebliğ
edilmesi üzerine uzlaş
ma isteminde bulunulduğu, uzlaşmanın vaki olmadığı ve
buna dair tutana
ğın 30.3.1994 tarihinde tebliğ edilmesine karşın
davanın onbeş günlük
yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 28.4.1994
tarihinde açıldı-
ğının anlaşıldığı gerekçesiyle süre aşımından reddeden
İstanbul 2.Ver-
gi Mahkemesinin 5.12.1994 gün ve E:1994/769,
K:1994/1975 sayılı kararı
nın; vergi dairesinden Vergi Usul Kanununun
376.maddesinin uygulanması
nı istedikleri, buna ilişkin olarak açılan davada süre
aşımı bulunmadı
ğı, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği öne
sürülerek bozulma
sı istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü adına kesilen özel
usulsüzlük cezası
na karşı uzlaşma için yapılan başvurunun reddi üzerine
dava açılmaksı-
zın Vergi Usul Kanununun 376.maddesinden yararlanmak
amacıyla vergi
dairesine başvurulduğu, bu başvurunun kabul edilmemesi
suretiyle tahak
kuk ettirilerek tebliğ edilen özel usulsüzlük cezasının
terkini iste-
miyle dava açıldığı, ancak mahkemece uzlaşmanın vaki
olmaması üzerine
süresinde açılmamış bir dava şeklinde nitelendirilerek
hüküm tesis
edildiği anlaşılmaktadır.
Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunla değiştirilen
376.maddesi hük-
müne göre, vergi ve ceza ihbarnamelerinin tebliğ
tarihinden itibaren
otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurulduğu ve
maddede yazılı
diğer şartlara uyulduğu takdirde, mükellef veya vergi
sorumlusu adına
kesilen kaçakçılık, ağır kusur, kusur, usulsüzlük ve
özel usulsüzlük
cezalarında yine maddede yer alan oranlarda indirim
yapılacağı öngörül
müştür.
Aynı kanunun 205 sayılı kanunla getirilen Ek
9.maddesinde, üzerinde
uzlaşılan vergi ve cezalar hakkında 376.madde
hükümlerinin uygulanmaya
cağı ancak ceza muhatabının uzlaşma tutanağını
imzalayıncaya kadar uz-
laşma talebinden vazgeçtiğini beyanla olaya
376.maddenin uygulanmasını
istemek hakkının saklı olduğu, Ek 7.maddesinde de
uzlaşmanın vaki olma
ması halinde, buna ilişkin tutanağın tebliğ tarihinden
itibaren genel
hükümler dairesinde dava açılabileceği, bu takdirde
dava açma süresi
bitmiş veya 15 günden az kalmış olması halinde bu
sürenin 15 gün uzaya
cağına dair hükümlere yer verilmiştir.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi ve söz konusu
376.maddenin te
mel amacının vergi ve cezalar hakkında ihtilaf
yaratmadan en kısa süre
de ödenmesini sağlamak olduğu dikkate alındığında,
uzlaşmanın vaki ol-
maması halinde 15 gün içinde dava açma olanağı bulunan
yükümlünün, bu
hakkından vazgeçmesi halinde söz konusu 376.maddeden
yararlanmasına
bir engel bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin
tutanağın tebliğinden
sonra, 15 günlük süre içinde, özel usulsüzlük cezalı
tarhiyat için da-
va açmak yerine, Vergi Usul Kanununun 376.maddesi
hükmüne göre ceza
indiriminden yararlanmak üzere istemde bulunulması
nedeniyle davanın
bu kapsamda incelenmesi ve karara bağlanması
gerekirken, süre aşımın-
dan reddedlmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, mahkeme
kararının bo-
zulmasına karar verildi.
BŞ/ES
Karar Metni
Düzenleyici işlemlerin uygulanması ancak idare
tarafından tesis edilen işlemlerle mümkün olup, bir düzenleyici işlem
hükmüne dayanılarak verilen mahkeme kararı uygulama olarak kabul
edilmeyeceğinden dava açma süresinin söz konusu mahkeme kararının tebliği
tarihinden başlatılamayacağı hk.[147]
Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin
442.maddesinin; 1615
sayılı Gümrük Kanununun 158.maddesinin son
paragrafında, gümrük başmü-
dürlükleri ile Gümrükler Genel Müdürlüğünce verilecek
kararlara karşı,
tebliğleri tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde,
yetkili mahkemeye
müracaatla itiraz olunabileceğinin belirtildiği, madde
hükmünde yetki-
li mahkeme gösterilmediği halde, Gümrük Yönetmeliğinin
442.maddesinde-
ki, Gümrükler Başmüdürlüğünün veya Gümrükler Genel
Müdürlüğünün para
cezalarına ilişkin kararlarına karşı onbeş gün içinde
gümrük işleminin
yapıldığı yerdeki yetkili asliye ceza mahkemesi
nezdinde itiraz edile-
bileceği yolundaki hüküm ile yetkili mahkemenin tespit
edildiği, ancak
yönetmelikle yetkili mahkeme tayininin hukuka aykırı
olduğu, nitekim,
2576 sayılı Kanunun 6.maddesinin (a) bendinde, genel
bütçeye, il özel
idareleri belediye ve köylere ait vergi, resim ve
harçlar ile benzeri
mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile
tarifelere ilişkin dava-
ların vergi mahkemelerince çözümleneceğinin
belirtildiği, gümrük para
cezalarının da genel bütçeye dahil bir amme alacağı
olması nedeniyle
bu konuya ilişkin uyuşmazlıkların 2576 sayılı Kanunun
6.maddesine göre
vergi mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği, idarenin
her türlü eylem
ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetiminin,
Anayasa ve kanunlar
ile, Danıştay, bölge idare, idare ve vergi
mahkemelerine bırakıldığı,
idari bir işlem niteliğinde olan gümrük para cezalarına
yapılacak iti-
razların asliye ceza mahkemesince çözümleneceğine
ilişkin yönetmelik
hükmünün, bu yönüyle de yasal düzenlemelere aykırı
olduğu ileri sürü-
lerek iptali, öte yandan, vergi uyuşmazlıklarında dava
süresinin 30
gün olduğu halde, gümrük vergisine bağlı pazara
cezalarına yapılacak
itirazların, Gümrük Kanununun 158.maddesinde 15 gün ile
sınırlandırıl-
dığı, bu haliyle de, Anayasanın 13.maddesinde
belirtilen "toplum dü-
zeninin gereklerine" aykırılık bulunduğu ileri
sürülerek maddenin sü-
reye ilişkin hükmünün iptali için konunun Anayasa
Mahkemesine götürül-
mesi istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Haydarpaşa Giriş Gümrük
Müdürlüğünde tescil-
li gümrük giriş beyannamesi içeriği eşya nedeniyle
yapılan ek gümrük
vergisi ve katma değer vergisi tahakkukları ile kesilen
gümrük para
cezalarına karşı aynı dilekçe ile İstanbul 7.Vergi
Mahkemesine açılan
davada, gümrük vergi ve resimlerine karşı ayrı, para
cezalarına karşı
ayrı dilekçelerle dava açılmak üzere dilekçenin reddine
karar verildi-
ği, bu karar üzerine, katma değer vergisi ile cezasına
ve gümrük vergi
ve resimleri ile cezasına karşı olmak üzere iki ayrı
dava açıldığı,
söz konusu davaların, İstanbul 7.Vergi Mahkemesinin
26.5.1994 günlü,
E:1994/922; K:1994/1055 ve E:1994/923; K:1994/1056
sayılı kararlarıy-
la, dilekçenin reddi yolundaki karar üzerine yeniden
verilen dilekçe-
lerde aynı yanlışların yapıldığı gerekçesiyle
reddedildiği, buna iliş-
kin kararların 19.7.1994 tarihinde davacı şirkete
tebliği üzerine de,
söz konusu mahkeme kararlarının, Gümrük Yönetmeliğinin
iptali isteni-
len 442.maddesinin uygulanmasına yönelik işlem olarak
kabulü ile bu
davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
7.maddesinin 1.fıkrasında,
davaaçma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre
gösterilmeyen hallerde
Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi
mahkemelerinde o-
tuz gün olduğu, 4.fıkrasında ise, ilanı gereken
düzenleyici işlemlerde
dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren
başlayacağı, an-
cak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin,
düzenleyici işlem
veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden
dava açabilecek-
leri hükme bağlanmıştır.
Olayda, 3.2.1973 gün ve 14437 mükerrer sayılı Resmi
Gazetde yayımlanan
Gümrük Yönetmeliğinin 442.maddesinin iptali istemiyle
1.9.1994 tari-
hinde dava açılmakla, (60) günlük yasal sürenin
geçirilmiş olduğu an-
laşılmıştır.
Davacı şirket tarafından, İstanbul 7.Vergi Mahkemesince
verilen ve i-
çeriği yukarıda açıklanan davanın reddi yolundaki
kararların, Gümrük
Yönetmeliğinin 442.maddesinin uygulanmasına yönelik
işlem olarak kabul
edilmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, İdari
Yargılama Usulü Ka-
nununun 7.maddesinin 4.fıkrasında belirtilen,
düzenleyici işlemlerin
uygulanması, idare tarafından tesis edilen bir işlemle
mümkün olup,
mahkeme kararlarının ise idari bir işlem niteliğinde
olmaması nedeniy-
le, dava açma süresinin, söz konusu mahkeme
kararlarının tebliği tari-
hinden başlayacağının kabulü mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, 1577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanu-
nunun 15.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca
süre aşımı yönün-
den reddine karar verildi.
(MT/ES)
Karar Metni
Yükümlünün Ek Gümrük Vergi ve resimlerine yaptığı
itirazın reddi üzerine doğrudan dava açması gerekirken, itirazi reddeden
gümrükler baş-
müdürlüğüne yeniden yapılan itirazın dava açma süresini
durdurma ya da
kesme gibi bir etkisinin olmadığı hk.[148]
...Gümrük Müdürlüğünce tescilli...sayılı giriş
beyannamesi muhteviyatı
eşyaların kıymetinin düşük gösterildiğinden bahisle
yükümlü adına sa-
lınan ek gümrük vergi ve resimlerinin terkini istemiyle
açılan davayı;
1615 sayılı Gümrük Kanununun 65. maddesinin 1, 2 ve 5.
fıkraları ile
Gümrük Yönetmeliğinin 243. maddesinin c fıkrasından
bahisle, olayda,
gümrük giriş beyannamesinin tescil tarihi itibarıyla
değil akde uygun
olarak düzenlenen fatura tarihi itibarıyla beyan edilen
kıymetin nor-
mal kıymete uygun olmadığının, Baş
Yeni Sayfa 1
belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar
hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı", imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi",
"imar para
cezaları", "imar kirliliği suçları", "idare hukuku", "idari yargılama usulü" ve
her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu".
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-10-08 (2210 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|