Karar Özeti
Tarhiyat öncesi uzlaşma talebinin reddi üzerine
düzenlenen vergi/ceza ihbarnamelerinin alınmasından sonra uzlaşma talep
edilmesinin vergi usul kanununun ek madde 11/ııı gereği dava açma süresini
kesmeyeceği hk.[71]
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Yükümlü hakkında düzenlenen vergi
inceleme raporuna dayanılarak 1997/Eylül dönemi çin salınan kusur cezalı
katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyanın
incelenmesinden davacı nezdinde düzenlenen rapor esas alınarak tarh olunan
ve 3.1.2000 tarihinde tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesine karşı İl
Uzlaşma Komisyonu Başkanlığına verilen ve 25.1.2000 tarihinde kayda geçen
dilekçesiyle uzlaşma başvurusunda bulunan davacının, bu isteminin reddine
dair verilen 14.2.2000 tarih ve 35/941 sayılı yazıyı esas alarak dava
açtığının anlaşıldığı, İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde dava
açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi
mahkemelerinde 30 gün olduğunun hükme bağlandığı, Vergi Usul Kanununun
uzlaşma ile ilgili bölümünün ek 11. maddesinin III. fıkrasında ise tarhiyat
öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya
varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanların verginin
tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma talep edemeyeceklerinin
hüküm altına alındığı, olayda II Uzlaşma Komisyonu Başkanlığı yazısında
vergi dairesi ile yapılan uzlaşma sonrası vergi inceleme raporunda
belirtilen vergi ve cezalara karşı davacının tarhiyat öncesi uzlaşma talep
ettiğinin, ancak 27.7.1999 tarih ve 127 sayılı tutanak ile uzlaşmanın vaki
olmadığının belirlendiği, bu tespit karşısında davacıya 3.1.2000 tarihinde
tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamesine karşı davacının II Uzlaşma
Komisyonu Başkanlığı'na uzlaşma başvurusunda bulunma hakkı olmadığı gibi
başvurunun dava açma süresini uzatması ya da kesmesinden de
sözedilemeyeceği, bu esasa göre tebliğ üzerine vergi ve ceza ihbarnamelerine
karşı otuz gün içinde dava açılmamış olması nedeniyle davanın esastan
incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle süre aşımı yönünden reddeden ...
Vergi Mahkemesinin ... tarih ve ... sayılı kararının; yapılan uzlaşma
başvurusunun dava açma süresini kestiği, davanın süresinde açıldığı ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Savcı Cavit Zeybek'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde
öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.
maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi
Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında,
anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi
Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi Özlem Erdem Karahanoğulları'nın Düşüncesi
: İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının
bozulmasını gerektirecek itelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği
görüşüldü:
Temyiz edilen ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve ...
sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin
1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı
anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan Mahkeme kararının
onanmasına, 6.610.000.- lira ilam harcının temyiz isteminde bulunandan
alınmasına 20.3.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. BŞ/ŞGK
Karar Özeti
Yükümlünün abone olması nedeniyle iptali istenilen
işlemle aktüel menfaat bağı bulunuyor ise de ancak, işlemin yükümlüye
uygulanması ya da işlemin ilanından itibaren yasa dava açma süresi içinde
dava açabileceği hk.[72]
Temyiz İsteminde Bulunan : ... A.Ş.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : İZSU Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Tarifeler Yönetmeliğinin, vadesinde
ödenmeyen su ve atıksu ücretleri için yapılacak işlemleri düzenleyen 32/a
maddesinin değiştirilmesine ilişkin Genel Kurulun 7.7.1994 tarih ve 5/122
sayılı kararının iptali istemiyle açılan davayı; dosyadan su bildirgesinde
yer alan alacağın ödenmemesi halinde uygulanacak olan gecikme faizinin dava
tarihinde hesaplanıp yükümlüye tebliğ edilmediğinin görüldüğü, bu durumda su
borcu bildirimi şeklindeki idari işlemin davacıya tebliğ edilmiş icrai
nitelikte bir işlem olmadığı, ayrıca yükümlünün hakkının muhtel olduğundan
da bahsedilemeyeceği, sonuç itibariyle ortada dava konusu edilebilecek bir
işlem bulunmadığı gerekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve
... sayılı kararının; kirlilik önlem payı ve atıksu bedeli talep edilen
şahıslardan, kurulan sistem gereği geçikmeli ödeme yapılması halinde gecikme
faizi istenileceği, bu değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun temyiz
isteğinin gerektiği savunulmuştur.
Savcı Işın Esen'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin
1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince
verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan
kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi
Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi Feyza Günel'in Düşüncesi : Olayda,
yükümlünün abone olması nedeniyle iptali istenilen kararla aktüel menfaat
bağı bulunmaktadır. Ancak bu gibi durumlarda ilanı gereken düzenleyici
işlemin iptali için işlemin ilan edildiği tarihten itibaren yasal süresi
içinde dava açılabileceği gibi menfaati bulunanların düzenleyici işlemin
tebliğinden itibaren 30 gün içinde gerekirse uygulanan işlemle birlikte
düzenleyici işlemin de iptali isteminde bulunularak dava açılabilir.
Dosyadaki belgelerden, 7.7.1994 tarihli Genel Kurul kararından yükümlünün
3.8.1995 tarihinde haberdar olduğu ve 18.10.1995'te dava açıldığı
anlaşılmaktadır. Haberdar olma tarihinin esas alınması halinde dahi birinci
şekilde dava açma süresinin geçirildiği görülmektedir. Öte yandan henüz
iptali istenilen kararın yükümlüye uygulanmadığı anlaşıldığından ikinci hale
göre de dava açılamayacaktır.
Bu durumda, sonucu itibariyle yerinde olan Mahkeme
kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği
görüşüldü:
İstem; vadesinde ödenmeyen su ve atık su ücretler için
yapılacak işlemleri düzenleyen Tarifeler Yönetmeliğinin 32/a maddesinin
değiştirilmesine ilişkin Genel Kurulun 7.7.1994 tarih ve 5/122 sayılı
kararının iptali istemiyle açılan davayı reddeden ... Vergi Mahkemesi
kararının bozulmasına ilişkindir;
Olayda, yükümlünün abone olması nedeniyle iptali
istenilen kararla aktüel menfaat bağı bulunmaktadır. Ancak bu gibi
durumlarda aktüel menfaati bulunanların iki şekilde dava açabilecekleri 2577
sayılı Kanunun 7/4. maddesinde açıklanmıştır. Birincisi ilanı gereken
düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin işlemin ilan edildiği tarihi
izleyen günden itibaren başlayacağı dikkate alınarak açılacak davalardır.
İkincisi ise düzenleyici işlemin ilgili kişiye uygulanması halinde açılacak
davalardır ve bu davalarda da işlemin tebliğinden itibaren 30 gün içinde
gerekirse uygulanan işlemle birlikte düzenleyici işlemin de iptali isteminde
bulunularak dava açılabilir.
Dosyalardaki belgelerden; 7.7.1994 tarihli Genel Kurul
kararından yükümlünün 3.8.1995 tarihinde haberdar olduğu ve 18.10.1995'te
dava açıldığı anlaşılmaktadır. Haberdar olma tarihinin esas alınması halinde
dahi birinci şekilde dava açma süresinin geçirildiği görülmektedir. Öte
yandan henüz iptali istenilen kararın yükümlüye uygulanmadığı
anlaşıldığından ikinci hale göre de dava açılamayacaktır. Ancak yükümlüye bu
kararın uygulanması halinde yasal dava açma süresi içinde hem Genel Kurul
Kararının iptali hem de uygulanan işlemin iptali istemiyle dava
açılabilecektir.
Bu durumda Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın
reddedilmesi sonucu itibariyle yerinde olduğundan temyiz isteğinin reddine,
... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve ... sayılı kararının onanmasına, ...-
lira ilam harcının temyiz isteğinde bulunandan alınmasına 27.2.2001
tarihinde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ŞGK
Karar Özeti
2577 sayılı Kanunun 14.maddesi uyarınca yapılacak ilk
incelemede, ilk inceleme konularının sırasıyla inceleneceği, bu durumda
idari işlemin,
idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu
işlem olup olma-
dığı hususunun incelenmeden davanın süre aşımı yönünden
reddedilmesin-
de isabet olmadığı hk.[73]
İnşaat işi ile uğraşan yükümlü şirket hakkında tanzim
edilen, işgal
harcına ilişkin tespit ve tahakkuk fişinin iptali
istemiyle açılan da-
vayı 5.5.1993 tarihinde tebliğ edilen tahakkuk fişine
karşı 2577 sayı-
lı Kanunun 7.maddesinde belirlenen otuz günlük dava
açma süresi geçi-
rildikten sonra 1.7.1993 tarihinde açılan davada süre
aşımı bulunduğu
gerekçesiyle reddeden Bursa Vergi Mahkemesinin
7.12.1993 gün ve 1993/
1785 sayılı kararının bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dilekçeler
Üzerine İlk
İnceleme" başlıklı 14.maddesinin 3.fıkrasında
dilekçelerin Danıştay'da
daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi,
idare ve vergi
mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya
görevlendireceği bir üye tara-
fından ilk inceleme konuları yönünden sırasıyla
inceleneceği belirtil-
miştir. Madde hükmü uyarınca, açılan bir davada,
öncelikle, idari dava
ya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem
olup olmadığı hu
susunun, incelenmesi gerekmektedir.
Olayda, 5.5.1993 tarihli inşaat yer işgallerine ait
tespit ve tahakkuk
fişi adı altında tanzim edilen belgenin, işgal harcı
tarhiyatına hazır
lık mahiyetinde yapılan tespite ilişkin bir belge
olması, herhangi bir
yükümlülük getirmemesi ve sadece bir ön işlem olması
nedeniyle idari
davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir
işlem niteli-
ğinde olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan yasa hükmü çerçevesinde
olayın bu yönüy
le incelenip bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı
nedeniyle dava-
nın reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi
Mahkemesi kara-
rının bozulmasına karar verildi.
BŞ/NÇ
Karar Özeti
213 sayılı Kanunun Ek 7.maddesindeki 15 günlük ek süre,
tarhiyattan sonra uzlaşma talebinde bulunanlar için tanınmış olup, tarhiyat
öncesi uzlaşma talebinde bulunan kişinin ihbarnamelerin tebliğinden itibaren
30 gün içerisinde dava açması gerektiği hk.[74]
Davacı şirketin Temmuz 1985 dönemi işlemlerinin Katma
Değer Vergisi yö
nünden incelenmesi sonucu düzenlenen vergi inceleme
raporu ile 12.791.
513 liranın haksız yere iade edildiğinin saptanması
nedenyile tarh edi
len kaçakçılık cezalı Katma Değer Vergisinin
kaldırılması istemiyle
açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 7.maddesin-
de vergi mahkemelerinde dava açma süresinin özel
kanunlarında ayrı sü-
re gösterilmeyen hallerde otuz gün olduğunun hükme
bağlandığı, 213 sa
yılı Vergi Usul Kanunun değişik ek 11.maddesinin üçüncü
fıkrasında,
tarhiyat öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya
uzlaşma müzakeresinde
uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükelleflerin veya
ceza muhatabı
olanların verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden
sonra uzlaşma ta
lep edemeyeceklerinin belirtildiği, Vergi Usul
Kanununun ek 7.maddesin
de belirtilen 15 günlük ek dava açma süresinin ancak
tarhiyattan sonra
uzlaşma talebinde bulunan yükümlülere tanınmış bir hak
olduğu, olayda
yükümlü şirketin tarhiyat öncesi uzlaşmaya gittiği,
ancak uzlaşmaya va
rılamaması üzerine tarh edilen vergi ve cezanın
salındığı, ikinci bir
uzlaşma talep edilmesi üzerine "anlaşma konisyonu ön
kararı" ile uzlaş
ma talebi reddedildiğinden olaya 15 günlük ek dava açma
süresinin uygu
lanamayacağı, Vergi ve Ceza ihbarnamelerinin 9.2.1988
tarihinde tebliğ
edilmesine karşın otuz günlük dava açma süresi
geçirildikten sonra
19.4.1988 tarihinde dava açıldığından olayda süre aşımı
bulunduğu ge-
rekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması
isteminden iba
rettir.
Temyiz edilen İzmir 4.Vergi Mahkemesinin 8.9.1988 gün
ve 1988/452 sayı
lı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesi-
nin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden
hiçbirisinin bulunmadığı
anlaşıldığından temyiz isteminin reddine anılan mahkeme
kararının onan
masına karar verildi.
BŞ/SE
Karar Özeti
İdarenin mahkeme kararını uygulamaması halinde davacı
bu yargı kararının infazını idareden genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl
içinde her
zaman isteyebileceği hk.[75]
Taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle açılan tazyid-i
bedel davasının
sonuçlanmasından sonra artırılan bedel üzerinden
tahakkuk ettirilerek
tahsil edilen Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergisinin
iadesine ilişkin
mahkeme kararının vergi dairesince uygulanmaması
sonucunda zarara uğra
dığı nedeniyle 1.2.1983 tarihinden itibaren
hesaplanacak yasal faizi
ile birlikte maddi, manevi tazminat ödenmesi istemiyle
açılan davayı;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
7.maddesinde dava açma sü-
resinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde vergi mahke
melerinde 30 gün olarak belirlendiği, yine aynı yasanın
10.maddesinde,
ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir
işlem veya ey-
lemin yapılması için idari makamlara
başvurabilecekleri, altmış gün
içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş
sayılacağı, ilgilile-
rin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma
süresi içinde, ko
nusuna göre Danıştay'a İdare ve Vergi Mahkemelerinde
dava açabilecekle
ri, altmış günlük süre içinde verilen cevap kesin
değilse ilgili bu ce
vabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin
cevabıda bekle
yebileceği, bu takdirde dava açma süresinin
işlemiyeceği, dava açılma-
yan haller ile davanın süreden reddi halinde, altmış
günlük sürenin
bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap
verilmesi halinde, ce
vabın tebliğinden itibaren dava açma süresinin yeniden
işlemeye başlı-
yacağı, aynı kanun 11.maddesinde ise, ilgililer
tarafından idari dava
açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması geri
alınması, değiştiril-
mesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamlardan,
üst makam yoksa
işlemi yapmış olan makamlardan, idari dava açma süresi
içinde istenebi
leceği, bu başvurmanın işlememeye başlamış olan idari
dava açma süresi
ni durduracağı, altmış gün içinde cevap verilmezse
isteğin reddedilmiş
sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş
sayılması halinde
dava açma süresinin yeniden işlemeye başlıyacağı ve
başvurma tarihine
kadar geçmiş süreninde hesaba katılacağının hükme
bağlandığı, olayda,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28.maddesi
gerğince davacı
lara ödenmesi gereken Gayrimenkul Kıymet Artışı
Vergisinin; Emlak Ver-
gi Dairesi Müdürlüğünce ödenmemesi üzerine sözü edilen
yasa hükümleri
gereğince altmış günlük başvuru süresinin bitiminden
itibaren otuz gün
lük süre içerisinde vergi mahkemesi nezdinde dava
açılması gerekirken
bu süre geçirildikten sonra 7.9.1988 tarihinde dava
açıldığı gerekçesi
ile süre aşımı nedeniyle reddeden Vergi Mahkemesi
kararının bozulması
istenilmektedir.
Anayasa'nın 125.maddesinin son bendinde idarenin, kendi
eylem ve işlem
lerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu,
138.maddesinde de, yasa
ma ve yürütme organları ile idarenin mahkeme
kararlarına uymak zorunda
bulundukları, bu organlar ve idarenin, mahkeme
kararlarını hiçbir su-
retle değiştiremiyeceği ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremiye
ceği öngörülmüştür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
28.maddesinin 1.fıkrasın-
da, Danıştay Bölge İdare Mahkemeleri ve Vergi
Mahkemelerinin esas ve
yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına
göre idaresi-
nin engeç altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya
eylemde bulunmaya
mecbur olduğu, 6.fıkrasında da tazminat ve vergi
davalarında kararın
idareye tebliğinden itibaren infazın gecikmesi
sebebiyle idarece kanu-
ni gecikme faizi ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen yasa hükümlerine göre idare, yargı ilamının
hüküm ve icap-
larına göre işlem ve eylem tesis etmeye mecbur olup,
yargı kararlarına
göre eylem ve işlem tesis etmeyen idare aleyhine reddi
ve manevi tazmi
nat davası açılabileceği açıktır.
Yükümlüler yargı kararlarının infazını, idareden genel
zaman aşımı sü-
resi olan 10 yıl içerisinde, her zaman isteyebilirler.
İdare yargı ka-
rarına uymak ve icaplarını hiç bir duraksamaya meydan
vermeden yerine
getirmek mecburiyetindedir.
Mahkeme kararının infazı için yapılacak müracaat
sonucunda açılacak
davaya süre yönünden yasal bir sınırlama getirilmesi
halinde, yargı
yolu ile kazanılmış bulunulan bir hakkın başka bir
yoldan kaybedilmesi
sonucu ortaya çıkabilmektedir. Şöyleki, olayda olduğu
gibi yükümlüle-
rin yargı yolu ile kazandıkları ve verginin red ve
iadesine ilişkin
mahkeme kararını re'sen hiçbir belge aramaksızın
uygulama mecburiyetin
de olan Vergi Dairesinin, bu kararı çeşitli nedenlerle
uygulamak iste-
memesi sonucunda, yükümlülerin bu kararın infazı için
genel zamanaşımı
süresi içinde yapılan başvuru sonucunda açılan davanın
süreaşımı nede-
niyle reddedilmesi halinde, mahkeme kararı ile iadesine
hak kazanılan
verginin iade edilmemesi durumunu ortaya çıkartır ve
dolayısıyla da da
vayı kaybeden vergi dairesini sonuçta davayı kazanmış
durumuna geti-
rir.
Dosyanın icnelenmesinden yükümlülerin sahip olduğu
taşınmazın Petrol
Ofisi Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı, kamulaştırma
bedelinin artı
rımı için Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan dava
sonucunda artırı
lan kamulaştırma bedelinin yükümlülere ödenmesi
esnasında Mali Denge,
Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergisinin Petrol Ofisi Genel
Müdürlüğü tah-
sil fişi ile tahsil edildiği, yükümlüler tarafından
kesilen bu vergile
rin red ve iadesi istemiyle açılan davanın, Vergi
Mahkemesince Mali
Denge Vergisinin tasdiki, Gayrimenkul Kıymet Artışı
Vergisinin red ve
iadesi suretiyle kısmen kabulüne karar verildiği ve bu
kararın vergi
dairesine tebliği üzerine vergi dairesinin bu kararı
Danıştay nezdinde
temyiz ettiği, ancak Danıştay Dokuzuncu Dairesince bu
temyiz istemi
reddedilmek suretiyle mahkeme kararının aynen onandığı,
yükümlülerin
bu yargı kararlarının infazı için vergi dairesine
yaptıkları müracaa-
tın vergi dairesince bazı nedenler ileri sürülerek
yerine getirilmedi-
ği anlaşılmaştır.
Sözü edilen yasa hükümleri uyarınca mahkeme kararının
infazı için ida-
reye başvurma konusunda herhangi bir süre
öngörülmediğinden yükümlüle-
rin 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde yaptıkları
başvuru üzeri-
ne açılan davada süreaşımı olmadığından mahkemece esas
yönünden karar
verilmesi gerekirken davanın süreaşımı nedeniyle
reddedilmesinde isa-
bet görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle Ankara 7.Vergi Mahkemesinin
1989/700 sayılı kara
rının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye
gönderilmesine karar ve-
rildi.
AZLIK OYU:
Yükümlülerin temyizde ileri sürdükleri iddialar yerinde
görülmediğin-
den, mahkeme kararının tasdiki gerekeceği görüşü ile
çoğunluk kararına
katılmıyoruz.
BŞ/SE
Karar Özeti
Hal tahsis ücretinin arttırılmasına ilişkin tarife
kararının iptali
istemiyle açılan davada vergi mahkemesince hallerin
işletme ve idare,
ıslah ve tevsii gibi giderlerin neler olduğunun
araştırılması suretiy-
le karar verilmesi gerekeceği hk.[76]
2577 sayılı Kanunun 7/1.maddesinde, dava açma
süresinin, özel kanunla-
rında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi
mahkemelerinde otuz gün
olduğu, aynı maddenin 4.bendinde, ilanı gereken
düzenleyici işlemlerde
dava süresinin ilan tarihini izleyen günden
başlıyacağı, ancak bu iş-
lemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici
işlem veya uygula
nan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava
açabileceği hükme bağ-
lanmış olup, olayda ilan edilen tarife kararının
uygulaması sonucunda
hal tahsis ücretinin yükümlüden 23.7.1990 tarihinde
düzenlenen ihbarna
me ile istendiği, yükümlüce bu ihbarnameye karşı
22.8.1990 tarihinde,
dava açma süresi içinde tarife kararının iptali
istemiyle dava açıldı-
ğı anlaşıldığından, idarenin davanın süresinde
açılmadığı yönündeki id
diasında isabet görülmemiştir.
İşin esasına gelince;
İstem toptancı halindeki yer tahsis ücretini günlük
5.000 liradan
10.000 liraya yükselten Belediye Meclisi 1990 yılı
tarife kararının ip
tali istemiyle açılan davayı kabul eden vergi mahkemesi
kararının bo-
zulmasına ilişkin bulunmaktadır.
1580 sayılı Belediye Kanununun 15.maddesinin
58.bendinde, her nevi et,
yağ, balık, sebze ve meyva gibi yenilecek şeylerin
toptan alım ve satı
mının muayyen mahallerde ve belediye nezareti altında
icrasını temin
için haller tesis ve idare etmenin belediyelerin
vazifesi olduğu belir
tilmiş ve bu bent hükmü gereğince kurulan Toptancı
Hallerin Sureti İda
resi Hakkında 80 sayılı Kanunun 6.maddesinde,
belediyece halde kendile
rine muayyen yer tahsis edilenlerin işgal ettikleri
yerler için 1580
sayılı Kanunun 70.maddesinin 8.bendine göre ücret
ödeyecekleri hükme
bağlanmıştır.
Öte yandan, 1580 sayılı Belediye Kanununun
70.maddesinin 8.bendinde,
Belediye Meclisince, belediye vergi ve resimlerinin
taalluk ettiği hu-
susat haricinde belediye dairesi tarafından ifa
olunacak hizmetlere mu
kabil alınacak ücret tarifelerinin müzakere ve karara
bağlanacağı be-
lirtilmiş bulunmaktadır.
1580 sayılı Belediye Kanunu ile 80 sayılı Kanunun hal
tahsis ücretine
ilişkin hükümlerinin bir arada düşünülmesi halinde,
Belediye Meclisle-
rince halde kendilerine muayyen yer tahsis edilenlerden
alınacak ücret
ler için düzenlenecek tarifelerin hallerin işletme ve
idaresi, ıslah
ve tevsii gibi masraflarının gözönünde tutulmak
suretiyle tesbiti ge-
rekmektedir.
Bu durumda günün ekonomik koşullarının dikkate alınması
ve hallerin iş
letme ve idaresi, ıslah ve tevsii gibi masrafların
neler olduğunun
araştırılması suretiyle belediye meclisinin hal tahsis
ücretine iliş-
kin 1990 yılı tarife kararı hakkında karar verilmesi
gerekirken, vergi
mahkemesince bu konularda bir araştırma yapılmaksızın
hizmet masrafla-
rının artmamasından bahsedilerek sadece çevre il
belediyelerinin tes-
bit ettikleri hal tahsis ücretleri ile mukayese
edilmesi sonucunda Be-
lediye Meclis kararının 1990 yılı tarifesinin hal
tahsis ücretine iliş
kin kısmının iptaline karar verilmesinde isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, Vergi
Mahkemesi kararı
nın, yukarıda belirtilen hususların araştırılması
sonucunda yeniden ka
rar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.
BŞ/SE
(DAN-DER, SAYI:84-85)
Karar Özeti
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun düzeltme
şikayet yolunda uygulanma olanağı bulunan 11.maddesinde belirlenen süreden
önce Danıştay'da açılan davanın inceleme olanağının bulunmadığı hk. [77]
Uyuşmazlık, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü
adına 1988 yılı
için tahakkuk ettirilerek tebliğ edilen Emlak
Vergisinin kaldırılması
istemiyle Vergi Mahkemesinde 8.2.1988 tarihinde açılan
davanın süreden
reddedilip dilekçenin bir örneğinin düzeltme talebi
olarak 12.2.1988
tarihinde Belediye Başkanlığı Emlak Vergi dairesine
gönderilmesi üzeri
ne, düzeltme yalebine cevap verilmemesi nedeniyle
Belediye Emlak Vergi
Dairesi Müdürlüğünce yapılan tarh ve tahakkuk işleminin
iptali istemin
den ibarettir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2686 sayılı Kanunun
24.maddesi ile de-
ğişik 124.maddesinde, Vergi Mahkemesinde dava açma
süresi geçtikten
sonra yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların
şikayet yoluyla Mali-
ye ve Gümrük Bakanlığına müracaat edecekleri, bu madde
gereğince İl
Özel İdare Vergileri hakkında Valiliğe ve Belediye
Vergileri hakkında
Belediye Başkanlığına müracaat edebilecekleri hükme
bağlanmış, diğer
taraftan 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24.maddesinin
(J) bendinde,
Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi
düzeltme talepleri-
nin reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan
davalar, ilk
derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülecek davalar
arasında sayıl-
mış bulunmaktadır.
Olayda, Sosyal Sigortalar Kurumuna ait taşınmaz
nedeniyle 1988 yılı
için kurum adına tahakkuk ettirilen Emlak Vergisine
karşı 8.2.1988 ta-
rihinde ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun
11.maddesi hükmüne göre
süresinde Vergi Mahkemesi nezdinde açılan davada,
mahkemenin davayı sü
reden reddederek, dava dilekçesinin bir örneğini
düzeltme talebi kabul
edip Emlak Vergi Dairesi Müdürlüğüne 12.2.1988
tarihinde göndermesi
üzerine, düzeltme talebine belediye vergi dairesince
cevap verilmemesi
nedeniyle, tahakkukun kaldırılması istemiyle 20.4.1988
tarihinde Vergi
Mahkemesi kanalıyla Danıştay'da dava açıldığı
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, düzeltme dilekçesinin Belediye Emlak Vergi
Dairesine 12.2.
1988 tarihinde gönderilmesi üzerine (60) gün beklenip,
bu sürenin so-
nunda, yükümlü kurumca şikayet yoluyla Belediye
Başkanlığına başvurul-
ması, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
düzeltme ve şikayet
yolunda uygulanma olanağı bulunan 11.madde hükmüne göre
isteğin redde-
dilmesi veya altmış gün içinde bir cevap verilmemek
suretiyle reddedil
miş sayılması halinde, altmış (60) günün dolduğu
tarihten itibaren
2577 sayılı Kanunun 7.maddesi hükmüne göre altmış gün
içinde Danıştay'
da dava açılması gerekirken, 12.2.1988 tarihinde
gönderilen dilekçe
üzerine Belediye Emlak Vergi Dairesi Müdürlüğ7nce cevap
verilmemesi
üzerine 20.4.1988 tarihinde Danıştay'da açılan davanın
incelenme olana
ğı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, vaktinden önce açıldığı anlaşılan
davanın reddine karar
verildi.
(DAN-DER SAYI:72-73)
RD/YÖ
Karar Özeti
Özel kanundaki hüküm uyarınca sosyal sigortalar
kurumunun emlak vergi sinden muaf olduğu hk. [78]
Uyuşmazlık, 1984 yılı için müvekkili kurum adına
salınan ve ihtirazi
kayıtla ödenen Emlak Vergisi ile Temizleme ve
Aydınlatma Harcının ter-
kini ve iadesi isteği ile açılan davayı reddeden Vergi
Mahkemesi kara-
rının bozulması isteminden ibarettir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
7.maddesinin 1.bendinde,
özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde
vergi mahkemelerin-
de dava açma süresinin otuz gün olduğu hükme
bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden ödeme tarihi itibariyle 30 gün
içinde açıldı-
ğı anlaşılan davanın süresinde olduğuna oyçokluğuyla
karar verildikten
sonra işin esasıne geçildi.
27.7.1983 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren 4792 sayı-
lı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 2868 sayılı
Kanunun 2.maddesiyle
değişik 24.maddesinde, kuruma ait taşınır ve taşınmaz
mallar ile bun-
lardan elde edilen hak ve gelirlerin her türlü vergi,
resim ve harçtan
muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan maddede yer alan her türlü vergi resim ve harç
deyiminin Emlak
Vergisi İle Temizleme ve Aydınlatma Harcını da
kapsayacağı açık oldu-
ğundan yükümlü kurumun anılan vergi ve harçtan muaf
tutulması gerekir-
ken adına tarhiyat yapılmasında yasal isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulüyle
Vergi Mahkeme-
si kararının bozulmasına ve tarhiyatın terkinine,
tahsil edilen emlak
vergisi ile temizleme ve aydınlatma Harcının yükümlüye
iadesine, karar
verildi.
Karar Özeti
Dava açma süresi içinde yapılan vergi hatasının
düzeltilmesi isteminin reddi üzerine 2577 sayılı Kanunun 11.maddesinde
öngörülen süre içinde dava açılması gerektiği hk.[79]
Noter Harcının kaldırılması istemiyle açılan davayı;
ihracatı teşvik
belgesine göre yapılan sözleşme nedeniyle şirketin
noter harcından mu-
af olduğuna dair iddiasının 213 sayılı kanunun
118.maddesine göre ver-
gi hataları kapsamında olduğu, şirketin, 27.10.1983
tarihinde tahsil
edilen Noter Harcı için 25.11.1983 tarihinde yapılan
düzeltme talebi-
nin 24.5.1984 tarihinde tebliğ edilen yazı ile
reddedildiği, 2577 sa-
yılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 ve 11.maddeleri
gereğince 25.5.
1984 tarihine kadar dava açılması gerekirken 15.6.1984
tarihinde açı-
lan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı
bulunmadığı gerekçe
siyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması
isteminden ibaret-
tir.
Temyiz edilen Vergi Mahkemesi kararında, 2577 sayılı
İdari Yargılama
Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan
bozma nedenlerinden
hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz
isteminin reddine, anı
lan mahkeme kararının onanmasına karar verildi.
BŞ/YÖ
Karar Özeti
Vergi Mahkemesince çözümlenmesi gereken bir davanın
yanlışlıkla idare mahkemesinde açılması halinde, bu davaya, Vergi
Mahkemesinde açılacak davalar için öngörülen 30 günlük sürenin uygulanacağı
hk.[80]
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü kurumun işletmekte
olduğu kalker taş
ocağı nedeniyle 1982-1986 yılları için İl Daimi
Encümeni kararıyla mak
tu rüsmun tesbit edildiği, bu kararın şirkete tebliği
üzerine idareye
müracaatla encümen kararının değiştirilmesinin
istendiği, bu isteğin
18.11.1982 tarihinde reddi üzerine, 30.12.1982
tarihinde idare mahkeme
sine encümen kararının iptali istemiyle dava açıldığı,
idare mahkeme-
since davanın görev ve yetki yönünden reddi üzerine
dosyanın vergi mah
kemesine gönderildiği anlaşılmıştır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri
ve Vergi Mahke-
melerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun
6.maddesinin a fıkra-
sında; vergi mahkemelerinin genel bütçeye, il özel
idareleri, belediye
ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali
yükümler ve bun-
lara ilişkin zam ve cezalar ile tarife uyuşmazlıklarını
çözümleyeceği
hükmü yer almış olup, iş bu uyuşmazlığın anılan madde
kapsamında oldu-
ğu açıktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava açma
süresi başlığını
taşıyan 7.maddenin 1.bendinde, dava açma süresi, özel
Kanunlarında ay-
rı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve İdare
Mahkemelerinde alt
mış, Vergi Mahkemelerinde otuz gün olduğu hükme
bağlanmıştır.
Vergi Mahkemesince çözümlenmesi gereken bir davanın
esastan incelene-
bilmesi için davanın tebligata nazaran 30 günlük süre
içinde açılması
şarttır. Bu şart, sadece doğrudan vergi mahkemesinde
açılan davalar i-
çin geçerli olmayıp, idare mahkemesinde açılmakla
beraber görev ve yet
ki yönünden reddedilerek görevli ve yetkili vergi
mahkemesine gönderi-
len davalar için de geçerlidir.
Vergi mahkemesince çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın
ilgili encümen ka
rarı ve düzeltme müracaatının reddine ilişkin tebligata
nazaran 30 gün
lük dava süresi geçirildikten sonra 30.12.1982
tarihinde idare mahkeme
sinde, açılan davanın; görev ve yetki yönünden reddi
ile vergi mahkeme
sine gönderilmesi üzerine vergi mahkemesince süreden
reddi gerekirken
kararda yazılı gerekçeyle esasın incelenmesinde yasal
isabet görülme-
miştir.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulmasına,
davanın süreden
reddine karar verildi.
RD/YÖ