imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 3
imar hukuku



2577 sayılı İYUK Madde 7 ile ilgili Danıştay İçtihatları 3


Yeni Sayfa 2

Kararın Özeti

Uygulama işleminin af yasası kapsamına girmesi davacının düzenleyici işlemle menfaat ilişkisini ortadan kaldırmayacağından davanın düzenleyici işleme ilişkin kısmının incelenmesi gerektiği hk.[21]

 

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...

Vekili : Av. ...

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili : Av. ...

Diğer Davalı : Başbakanlık

İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Daire esasına kayıtlı davada, Danıştay Beşinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Heyetince verilen 5.1.2000 günlü, E:1998/4607, K:2000/3 sayılı kararı, davacı ve davalı idarelerden İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.

Davacının Savunmasının Özeti : Disiplin cezasına konu eylemin Devletin şahiyetine karşı işlenen suçlar kapsamında olmadığı belirtilerek davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın bu kısmının onanması gerektiği savunulmuştur.

Davalı İdarelerin Savunmalarının Özeti : Davacının temyiz talebinin reddi ile kararın incelenmeksizin redde ilişkin hükmünün onanması gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi Tuncay Dündar'ın Düşüncesi: 2577 sayılı Yasanın "Dava açma süresi" başlıklı 7.maddesine göre idari işlemin uygulanması üzerine ilgililer düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Dava tarihi itibariyle hem düzenleyici işlem hem de uygulama işlemi bakımından usulen dava açma hakkına sahip olduğu anlaşılan davacının, uygulama işleminin af yasası kapsamına girmesiyle düzenleyici işlemle menfaat ilişkisi ortadan kalkmaz. Bu nedenle davacının temyiz isteminin kabulü; ilgilinin eyleminin Devletin şahsiyesine karşı işlenmiş suçlar kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Cem Erbük'ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sağlık Hizmetleri sınıfında hemşire olan davacıya, Kamu Kurumlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine dair Yönetmeliğe uymaması nedeniyle, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 5/g maddesi uyarınca uyarma cezası verilmesine ilişkin 10.6.1998 günlü, 10855 sayılı işlemin ve bu işlemin dayanağı Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin iptali istemiyle açılan davada; Danıştay Beşinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulunca Af Yasası kapsamında bulunan disiplin cezasına ilişkin kısım için karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu ile ilgisi ortadan kalktığından Yönetmeliğin iptaline ilişkin kısmının ise incelenmeksizin reddine ilişkin bulunan 5.1.2000 günlü, E:1998/4607, K:2000/3 sayılı kararın, incelenmeksizin redde ilişkin kısmını davacı, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmını ise davalı idarelerden İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedirler.

Danıştay Beşinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Heyetince 5.1.2000 günlü, E:1998/4607, K:2000/3 sayılı kararıyla; davacıya verilen uyarma cezasının 4455 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Yasa Kapsamında olduğu, ilgilinin davaya devam dilekçesinin bulunmadığı, davanın Yönetmeliğin iptaline ilişkin kısmına ilişkin olarak ise davacının dava için devam iradesine uygun olarak dilekçe vermemesinden dolayı dava konusu ile ilgisinin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın disiplin cezasına ilişkin kısmı için karar verilmesine yer olmadığına, yönetmeliğin iptaline ilişkin kısmının ise incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

Davacıya verilen uyarma cezasının, 4455 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Yasa kapsamında olduğu ve ilgilinin davasına devam dilekçesinin de bulunmadığı anlaşıldığından, davanın bu kısmına ilişkin olarak verilen karar usul ve hukuka uygun olup; davalı idarenin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

Davacının temyiz istemine gelince; 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 4. bendinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ile ilgililere, herhangi bir düzenleyici işlemin uygulanması üzerine açabilecekleri davalarda seçimlik hak tanınmakta; düzenleyici işlem ile uygulama işlemi için ayrı ayrı, birlikte yada yalnızca herhangi biri hakkında dava açılabileceği açıkca hükme bağlanmış bulunmaktadır. Buradan hareketle ilgilinin, uygulama işleminin tesisi, bir başka anlatımla, düzenleyici işlemle menfaat alakası kurulması olanağı sağlayan bir uygulama işlemi üzerine, doğrudan doğruya düzenleyici işlemin iptali istemiyle dava açabileceğinde herhangi bir duraksama bulunmamaktadır.

Bu hukuksal saptama, bakılan uyuşmazlıkta gözönünde bulundurulduğunda, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği ile bu Yönetmelik dayanak alınarak verilen disiplin cezasına karşı birlikte dava açılırken, düzenleyici işlemin iptali isteminde menfaati bulunan davacının; uygulama işlemi olan disiplin cezasının, davanın devamı sırasında affa uğrayarak kaldırılması üzerine artık düzenleyici işlemin iptali isteminin incelenmeyeceğinin kabulü, hukuka uygun bulunmamış ve bu nedenle de temyize konu kararın incelenmeksizin redde ilişkin kısmında mevzuata uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Sekizinci Dairesinin E:1998/4607 esasına kayıtlı bulunan dosyada, Danıştay Beşinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Heyetince verilen 5.1.2000 günlü, E:1998/4607, K:2000/3 sayılı kararın, davacıya verilen uyarma cezasına ilişkin kısmı için karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmına yönelik olarak davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle ONANMASINA oybirliği ile, düzenleyici işleme yönelik olarak incelenmeksizin redde ilişkin kısmı için, işin esası görüşülmek üzere davacının temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA oyçokluğu ile 3.11.2000 günü karar verildi.

K A R Ş I O Y

X- Davacı, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin ilgili maddesini, hakkında tesis edilen uygulama işlemi ile birlikte dava konusu etmiştir. Hiç kuşkusuz, bu davayı açmasına olanak sağlayan uygulama işlemi üzerine, yalnızca Yönetmeliğe karşı da dava açabilirdi;

ancak bu yolu seçmemiş; her iki işleme birlikte dava açmıştır.

Davanın görülmesi sırasında, Disiplin Cezalarının Affı hakkındaki Kanun yürürlüğe girmiş ve davacının davasına devam etme iradesini ortaya koyabilmesi için kendisine kanunla bir aylık süre tanınmış olmasına rağmen, bu süre içerisinde, davaya devam dilekçesi vermemiş ve böylece disiplin cezasının Af Kanunu kapsamında olup olmadığı hususunun Dairece değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi durumu ortaya çıkmıştır.

Temyiz edilen kararla ilgili, dosyanın incelenmesinden Danıştay Beşinci ve Sekizinci Daireleri Müşterek Heyetince, bu durum dikkate alınarak karar verildiği görülmekte ve kendisine kanunla tanınan süre içerisinde davasına devam etmek istediğini bildirmeyen davacının, bu süre bittikten ve Dairece karar verildikten sonra, yapmış olduğu temyiz başvurusunun yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun bulunan Danıştay Beşinci ve Daireleri Müşterek Heyetinin 5.1.2000 günlü, E:1998/4607, K:2000/3 sayılı kararının bu kısmının da onanması oyuyla, karara karşıyız.

YÖ/ŞGK

 

 

 

 

 

Kararın Özeti

Genel düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolundaki daire kararının uygun bulunduğu hk.[22]

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Turizm Bakanlığı

2-... Valiliği

3-... Belediye Başkanlığı

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin, 18.1.1996 günlü, 4/332 sayılı İl İdare Kurulu Kararı ile önerilen ve gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca Turizm Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli ... uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü ... Belediyesi Encümen Kararı ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesi 16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı kararla; dava konusu edilen parselasyon işleminin 30.10.1996-21.11.1996 tarihleri arasında ilan edildiği, dava dilekçesinde ise askı süresi içerisinde parselasyon işlemine yapılan itiraz üzerine belediyece "mağduriyetiniz giderilecektir" şeklinde yanıt verildiğinin belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8. maddesinin 1. fıkrasında; "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." hükmüne, yine aynı Kanunun 11. maddesinde; "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur." hükmüne yer verildiği; yukarıdaki yasal düzenlemelere ve Dairelerinin süregelen içtihatlarına göre, parselasyon planlarına karşı bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevabın tebliğini izleyen tarihten itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabildiği, 3194 sayılı Yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasında; "İmar planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır..." hükmünün öngörüldüğü, davacının askı süresi içinde parselasyon işlemine yapmış olduğu itiraz nedeniyle verilen yanıtın tebliğ tarihi belli değil ise de, son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde yanıt verilmediği kabul edildiğinde bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra yapılan ve dava açma süresini yeniden başlatmayan başvuruya verilen yanıt üzerine 16.7.1998 gününde açılan davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünde süreaşımı bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında, "dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve İdare Mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 4. fıkrasında da; "ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz; hükümlerinin yer aldığı, genel düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı; ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süreaşımı yönünden reddine, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

Davacı, davada süreaşımı bulunmadığını öne sürerek anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Turizm Bakanlığın Savunmasının Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

... Valiliği ve ... Belediye Başkanlığı Savunmalarının Özeti : Temyiz dilekçesine yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Nalan Terzi'nin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : ... ... İlçesi ... beldesinde davacıya ait taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli ... uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü ... Belediye Encümeni kararı ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay Altıncı Dairesince, davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süreaşımı yönünden reddine, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolunda verilen karar, davacı tarafından temyizen

incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın davanın parselasyon işleminin iptali isteminin süre aşımı yönünden reddine ilişkin bölümünün bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Danıştay Altıncı Dairesi kararının imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddine yönelik kısmına gelince;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanununun 7. maddesinin 4. fıkrasında "ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işleminin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz" hükmü yer almıştır.

Yukarıda yer alan hüküm uyarınca düzenleyici işlemlere karşı, ilan tarihinden itibaren dava açılabileceği gibi, bu düzenlemeye dayalı olarak bir işlem tesis edilmesi halinde, dava açma süresi geçmiş olsa bile düzenleyici işlemin iptali istemiyle uygulama işleminin tabi olduğu dava açma süresi içinde dava açma olanağı getirilmiştir.

Uygulama işlemine karşı açılan davada süre aşımı bulunması halinde, düzenleyici işlemin iptali istemininde süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği kuşkusuzdur.

Bu durumda, uygulama imar planı revizyonunun iptali istemininde süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken aksine verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmının onanması, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddi yolundaki kısmının ise bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca, temyiz aşamasında 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi 2. fıkrası gereği duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:

... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 18.1.1996 günlü, 4/332 sayılı İl İdare Kurulu kararı ile önerilen ve gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca Turizm Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli ... uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü, 26 sayılı ... Belediye Encümeni kararı ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süreaşımı nedeniyle reddine, imar planına ilişkin bölümünün ise incelenmeksizin reddine ilişkin bulunan 16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı karara karşı, davacı temyiz isteminde bulunmakta ve kararı bozulmasını istemektedir.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine, Danıştay Altıncı Dairesinin 16.11.1999 günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı kararının ONANMASINA, 29.9.2000 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

... İli ... İlçesi ... Beldesindeki taşınmazı, Turizm Bakanlığınca onaylanan imar planı doğrultusunda parselasyon işlemine tabi tutulan davacı, parselasyon işlemine 13.11.1996 tarihinde itiraz etmiş; davalı Belediye bu başvuruya verdiği cevapta, itirazının yerinde olduğunu, mağduriyetinin asgari düzeye indirileceğini davacıya bildirmiştir. Geçen süre içinde davalı idareden konuyla ilgili başka bir bilgi alamayan davacı, 13.4.1998 tarihinde tekrar davalı belediyeye başvurup, arazisinin turizm alanına ayrılmasının, tarım dışı amaçla kullanılmasının yerinde olmadığını belirterek, arazisi üzerinde İmar Yasasının 18 inci maddesi uygulamasından vazgeçilmesini istemiş; bu başvuruya davalı belediyece verilen 26.5.1998 tarihli cevapta ise; parselasyon işleminin kesinleştiği davacıya bildirilmiştir. Bu cevap üzerine davacı, söz konusu parselasyon işleminin dayanağı imar planıyla birlikte iptali istemiyle bu davayı açmış bulunmaktadır.

Temyizen incelenen kararda da ifade edildiği üzere, parselasyon işlemlerine karşı, idari dava açma süresine, İmar Yasasına göre yapılan son ilan tarihini izleyen günün başlangıç alınması gerekmektedir. Ancak ilgililerin bir aylık askı süresi içinde idareye başvuruları varsa ve bu başvurular kabul edilmişse idari dava açma süresinin, idarenin daha sonra olumsuz yönde tesis edeceği işleme kadar işlemeyeceği açıktır.

Dava konusu olayda, parselasyon işleminin, davacının ilan süresi içinde yaptığı itirazın davalı Belediyece kabul edilmiş olması nedeniyle kesinleşmediği, anılan işlemin kesinleştiğinin bildirildiği tarih itibariyle de davacının 2577 sayılı Yasanın 7 nci maddesine göre süresi içinde dava açtığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.

Açıkladığım nedenle temyize konu Danıştay Altıncı Dairesince verilen, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kararın bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki karara karşıyım.

YÖ/ÖEK

 

 

 

 

 

 

Kararın Özeti

Davacıya ait evrakların iadesine ilişkin yazının hangi tarihte davacıya tebliğ edildiği saptanamamış ise de bu yazının il müdürlüğü tarafından aynı il içindeki davacının ikametgah adresine postalanması karşısında bu tarihten bir yıl beş ay gibi uzun bir süre geçtikten sonra idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunduğu hk.[23]

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf (Davacı) : ...

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce 27.8.1990 tarihinde yapılan memuriyet sınavını kazanan ancak Genel Müdürlüğün 17.1.1991 tarihli onayıyla bu sınavın iptal edilmesi üzerine ataması yapılmayan davacının, sınavın iptaline ilişkin işlemin geri alınması ve atamasının yapılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, ... İdare Mahkemesince verilen ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin bulunan karar, Danıştay Onikinci Dairesinin 23.10.1997 günlü, E:1995/11171, K:1997/2418 sayılı kararı ile bozulmuş ise de; Mahkemenin bozmaya uymayarak ilk kararında ısrarı üzerine, davalı idare bu kez 12.3.1999 günlü, E:1999/215, K:1999/292 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Nalan Terzi'nin Düşüncesi : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Efser Koçakoğlu'nun Düşüncesi : Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce 27.8.1990 tarihinde yapılan memuriyet sınavını kazanan ancak sınavın iptali üzerine ataması yapılmayan davacının sınavın iptaline ilişkin işlemin geri alınması ve atamasının yapılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemi iptal eden Mahkemenin ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı yasanın 7 ve 11. maddelerinde dava açma süreleri belirlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce 27.8.1990 tarihinde yapılan sınavı davacının kazandığı, ancak sınavın usulüne göre yapılmadığından bahisle 17.1.1991 tarihinde sınavın iptal edildiği ve davacıya 19.2.1991 tarihli yazıyla durumun bildirilerek davacıya sınav kağıtlarının iade edildiği, bu yazının davacıya tebliğ tarihinin bilinmediği, davacının da 27.7.1992 tarihinde davalı idareye başvurduğu, başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle 26.10.1992 tarihinde dava açtığı anlaşılmaktadır.

Tunceli Gençlik Spor İl Müdürlüğü sınavının iptaline ilişkin yazının Tunceli'de ikamet eden davacıya postalandığı ve davacının da bu tarihten itibaren 1 yıl 5 ay gibi bir süre geçtikten sonra idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtığı gözönüne alındığında davanın süresinde açılmadığı kanaatına varılmaktadır.

Açıklanan nedenle temyizen incelenen Mahkemenin ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü.

Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce 27.8.1990 tarihinde yapılan memuriyet sınavını kazanan ancak Genel Müdürlüğün 17.1.1991 tarihli onayıyla bu sınavın iptal edilmesi üzerine ataması yapılmayan davacının, sınavın iptaline ilişkin işlemin geri alınması ve atamasının yapılması yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı dava sonucunda; ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, ... sayılı, dava konusu işlemin iptaline ilişkin karar, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Onikinci Dairesinin 23.10.1997 günlü, E:1995/11171, K:1997/2418 sayılı kararı ile bozulmuş ise de, ... İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak iptal kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

... İdare Mahkemesince; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 2670 sayılı Kanunla değişik "Devlet Memurluğuna Alınma" başlığı altındaki 46-52. maddelerinde memurluğa alınmada takip edilecek usul ve şartların belirtildiği, 243 sayılı KHK ile değişik 50. maddesinde de "Devlet kamu hizmet ve görevlerine Devlet memuru olarak atanacakların açılacak Devlet memurluğu sınavlarına girmeleri ve sınavı kazanmaları şarttır." hükmüne yer verildiği, öte yandan, ilk defa Devlet Kamu Hizmeti ve Görevlerine Devlet Memuru olarak Atanacaklar için Mecburi Yeterlik ve Yarışma Sınavları Genel Yönetmeliğinin "Duyurma" başlığını taşıyan 8. maddesi uyarınca müracaat süresinin bitiminden en az 15 gün önce duyuru yapılmasının zorunlu bulunduğu, 27.8.1990 tarihinde yapılacak olan sınavla ilgili duyurunun 21-24 Ağustos 1990 tarihleri arasında Tunceli Belediyesi hoparlörleri vasıtası ile yapılmasının Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün 20.8.1990 tarih ve 734 sayılı yazısı ile Belediye Başkanlığından istenildiği, anılan tarihler arasında duyuru yapılmasını müteakip 27.8.1990 tarihinde sınavın yapıldığı, ancak Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca 15 günlük bekleme süresini uygulamadan sınavın yapılmış olması nedeniyle Genel Müdürlük Makamının 17.1.1991 tarihli onayı ile memuriyet sınavının iptal edildiği ve davacının atamaya esas evraklarının iade edildiği, davacının atamasının yapılması yolundaki başvurusunun ise dava konusu işlem ile reddolunduğu, uyuşmazlıkta, Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca 15 günlük bekleme süresine uyulmamış olmasının idarenin kendi hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu hususta davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusur olmadığı gibi davacının herhangi bir hata ve hilesinin de bulunmadığı, bu durumda, davacının iyi niyetle sınava girip kazandığı, idareyi yanıltan bir davranışının bulunmadığı ve sınava girmesine ve atanmasının yapılmasına engel olan yasal bir koşulun da bulunmadığı anlaşılmış olmakla, davacı açısından memuriyet sınavının iptal edilmesinde ve neticede atamasının yapılmamasında belirtilen yönleri ile hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği, davalı idarenin davanın süresinde olmadığı iddiasının ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu ve bu sürenin idari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağının belirtildiği ve aynı Kanunun 11. maddesinde de; "1-İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa, işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2- Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3- İsteğin reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmüne yer verildiği, olayda; davacının, Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce 27.8.1990 tarihinde yapılan memuriyet sınavına teknisyen kadrosunda katılıp kazandığı, ancak Genel Müdürlüğün 17.1.1991 günlü oluru ile sınavın iptal edilip Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün 19.2.1991 tarihli yazısıyla davacıya ait sınav kağıtlarının davacıya hangi tarihte tebliğ edildiği yolundaki Mahkemelerinin 27.2.1995 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevapta; anılan yazının davacıya postalandığının ancak tebliğ alındısının bulunmadığının bildirilmesi karşısında, yukarıda yer alan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, dava açma süresinin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı hükme bağlandığından, davalı idarece, davacıya yapılan tebligata ilişkin tebliğ alındı belgesinin ibraz edilememesi nedeniyle bu iddianın yerinde görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin kararda ısrar edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden, Danıştay Onikinci Dairesinin 23.10.1997 günlü, E:1995/11171, K:1997/2418 sayılı kararında da açıklandığı üzere; davacıya ait evrakların iadesine ilişkin 19.2.1991 tarihli, Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yazısının hangi tarihte davacıya tebliğ edildiği yolundaki 27.2.1995 tarihli ara kararına, davalı idarece verilen cevapta; anılan yazının davacıya postalandığının ancak tebliğ alındısının bulunmadığının bildirildiği görüldüğünden, 19.2.1991 tarihli yazının hangi tarihte davacıya tebliğ edildiği saptanamamış ise de; gerek bu yazının Tunceli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ait olması ve davacının Tunceli'deki ikametgah adresine postalanması, gerekse de davacının bu tarihten bir yıl beş ay gibi uzun bir süre geçtikten sonra idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açması karşısında, sınavın iptal edilmesi nedeniyle atamasının yapılmayacağını, idareye başvurduğu 27.7.1992 tarihinden çok önce öğrendiğinin kabulü gerektiği, buna göre, 26.10.1992 tarihinde açılan davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. ve 11. maddeleri hükümleri uyarınca süresinde olmadığı görüldüğünden, davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, esas hakkında karar verilmesinde usule uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptal edilmesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararı doğrultusunda, ... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının BOZULMASINA ve dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine 3.12.1999 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

... İdare Mahkemesince verilen ... günlü... sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve davalı idare

tarafından ileri sürülen temyiz sebeplerinin bu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması oyuyla, bozulmasına ilişkin karara karşıyız.

YÖ/ŞGK

 

 

 

 

 

Kararın Özeti

Bir işlemin sebep unsurunu oluşturan başka bir işleme karşı dava açılmadığı veya bu işleme karşı açılan davanın süre aşımı nedeniyle inceleme olanağının bulunmadığı durumlarda, sebep unsurunu oluşturan işlem hakkında hüküm tesis edilmeksizin hukuka uygun olup olmadığının incelenerek sonraki işlemin hukukiliğinin değerlendirilmesinin gerektiği hk.[24]

Temyiz Eden (Davalı) : Sağlık Bakanlığı

Karşı Taraf (Davacı) : ...

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararına uyulmayarak, iptal kararında ısrarına ilişkin olarak verilen ... günlü, ... sayılı kararı, davalı idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz dilekçesine yanıt verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Adnan Zengin'in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması ve işin esasına yönelik temyiz incelemesi için dosyanın Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı Efser Koçakoğlu'nun Düşüncesi : Ebe olarak görev yapan davacının olumsuz olarak düzenlenen 1992 yılı sicil fişi ile bu sicile dayanılarak 1993 yılı kademe ilerlemesinin geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada idare mahkemesince olumsuz sicile karşı açılan davanın süreden reddi, kademe ilerlemesinin geri alınmasına ilişkin kısmın iptali yolunda verilen ısrar kararının davalı idarece temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 1992 yılı olumsuz siciline karşı süresinde dava açmadığı, sicilin olumsuz olarak kesinleştiği anlaşıldığından, kademe terfi için gerekli o yıl içinde olumlu sicil alma koşulunu taşımayan davacının sehven yapılan kademe terfi işleminin geri alınmasında mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle temyizen incelenen mahkemenin ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü.

Ebe olarak görev yapan davacının, 1992 yılı sicilinin olumsuz olarak düzenlenmesine karşın 1993 yılında kademe ilerlemesi yapılmasından sonra kademe ilerlemesinin hatalı yapıldığından bahisle bu işlemin 14.11.1995 günlü, 160879 sayılı işlemle geri alınması üzerine 1992 yılı sicilinin olumsuz düzenlenmesi işleminin ve 1993 yılında yapılan kademe ilerlemesinin geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

... İdare Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararıyla; davacının 1992 yılı sicilinin olumsuz olarak düzenlendiği ve bu durumun davacıya 27.4.1993 gününde tebliğ edildiği, davacının olumsuz sicile karşı 657 sayılı Kanunun 118.maddesinde öngörülen itiraz hakkını kullanmadığı gibi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde belirlenen 60 günlük sürenin geçirilmesinden çok sonra idarece yapılan terfinin geri alınması üzerine idareye yaptığı 7.12.1995 günlü başvurusunun reddine ilişkin işlem üzerine olumsuz sicil işleminin ve yapılan terfinin geri alınması işleminin iptali istemiyle dava açtığı, olumsuz sicil işlemine karşın açılan davada süre aşımı bulunduğu ancak 1993 yılı içinde yapılan kademe ilerlemesinin daha sonra hatalı yapıldığı anlaşılarak geri alınmasında doğrudan ilişkisi bulunan olumsuz sicil işlemi hakkında hüküm tesis etmeksizin hukuka uygun olup olmadığının incelenmesinin gerektiği, dosyadaki belgelerden davacının 1992 yılı sicilinin somut bilgi ve belgelere dayanmaksızın, objektif kriterler gözetilmeksizin olumsuz olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda hukuka uygun olmayan şekilde düzenlenen olumsuz sicile dayalı olarak davacının kademe ilerlemesinin geri alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle 1992 yılı siciline karşı açılan davanın süre yönünden reddine, kademe ilerlemesinin geri alınması işleminin iptaline karar verilmiştir.

Bu kararın iptale ilişkin kısmı temyiz incelemesi sonunda, Danıştay Onikinci Dairesinin 30.4.1997 günlü, E:1996/3681, K:1997/938 sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 64.maddesinde kademe ilerlemesi yapılabilmesi için gerekli koşullardan birisinin de o yıl içinde olumlu sicil alınmış olması olarak belirlenmiş olduğu, davacının 1992 yılı sicilinin olumsuz düzenlendiği ve bunun kendisine 27.4.1993 tarihinde tebliğ edildiği, yasal süre içinde itiraz yada dava açma yoluna gidilmeyerek kesinleştiği, idarece 1993 yılında hatalı olarak yapılan kademe ilerlemesinin daha sonra geri alınmasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline hükmeden idare mahkemesi kararı bozulmuştur.

... İdare Mahkemesi ... günlü, ... sayılı kararıyla, Danıştay Onikinci Dairesince verilen bozma kararına uymayarak kademe ilerlemesinin geri alınması işleminin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.

Davalı idare anılan ısrar kararını; 1992 yılı sicili olumsuz olarak düzenlediği ve olumsuz sicilin kesinleştiği, olumsuz sicile karşın hatalı olarak yapılan terfiin geri alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığını öne sürerek temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

Davanın 1992 yılı siciline dair kısmı işin esası incelenmeksizin süreaşımı nedeniyle reddedilmiş olmakla birlikte, sözü geçen sicil kademe terfiinin geri alınmasına ilişkin işlemin sebep unsurunu oluşturduğundan, anılan sicilin, bu sicille ilgili bir hüküm tesis edilmeksizin hukukiliğinin incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmekte olup, İdare Mahkemesince bu yolda bir inceleme ve değerlendirme yapılmasında hukuki isabet bulunmaktadır.

Ancak uyuşmazlığın esası hakkında temyiz incelemesi yapmakla görevli Daire tarafından inceleme yapılmamış olduğundan uyuşmazlığın esasının bu aşamada Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca incelenmesi mümkün değildir.

Açıklanan nedenlerle; ... İdare Mahkemesince Danıştay Onikinci Dairesinin verdiği bozma kararına uyulmayarak işin esasına geçilmesi yolunda verilen ısrar kararı hukuka uygun bulunduğundan ... günlü, ... sayılı kararın bu kısmının ONANMASINA, ancak uyuşmazlığın esası ile ilgili olarak temyiz incelemesini yapan Dairesince bir karar verilmemiş olduğundan, uyuşmazlığın esası hakkında temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın görevli Danıştay Onikinci Dairesine gönderilmesine, 1.10.1999 günü oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Kademelerde İlerleme Şartları" başlıklı 64.maddesinde, Devlet memurunun kademe ilerlemesi yapabilmesi için gerekli şartlar belirlenmiş olup, bu madde hükmüne göre memurun kademe ilerlemesi yapabilmesi için bulunduğu kademede en az bir yıl çalışmış olmasının yanında o yıl içinde olumlu sicil almış bulunması gerekmektedir.

Olayda ise, 1992 yılı sicili olumsuz düzenlenen ve bu durum kendisine 27.4.1993 tarihinde tebliğ edilen davacı, olumsuz sicile karşı yasal sürede itiraz ya da dava açma yoluna gitmemiş ve sözkonusu sicil olumsuz olarak kesinleşmiştir.

Bu durumda, 1992 yılı sicili olumsuz olan ve dolayısıyla da 1993 yılında kademe terfi yapabilmesi için gerekli o yıl içinde olumlu sicil almış olmak koşulunu taşımayan davacı hakkında idarece 1993 yılında hataen yapılan kademe terfii işleminin daha sonra geri alınmasında mevzuata aykırılık bulunmadığındanİdare Mahkemesince bu yöndeki işlemin iptaline hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığından temyize konu ısrar kararının bozulması oyuyla, karara karşıyız.

YÖ/ÖEK

 

 

 

 

Kararın Özeti

Emekli aylığı almakta olan kişinin resmi sağlık kurumundaki cihazın arızalı olması nedeniyle özel bir sağlık kuruluşunda çektirdiği tomografi ücretinin tamamının ödenmemesi işleminin bu hususdaki tüzük kuralının ihmal edilmek suretiyle iptali gerektiği hk.[25]

Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olan davacının özel sağlık

kurumunda çektirdiği tomografi ücretinin tamamının ödenmemesi işlemi-

nin ve bu işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali ile ...

liranın tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı dava sonunda Danış-

tay Onuncu Dairesince verilen ve davanın reddine ilişkin bulunan

9.10.1995 günlü, 1995/4260 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bo-

zulmasını istemektedir.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Danıştay

Onuncu Dairesince; 5434 sayılı Yasanın Geçici 139. maddesinin 3715 sa-

yılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 1. fıkrasında ve devam eden fıkra-

larında, madde hükmünde sayılanların, yasayla düzenlenecek genel sağ-

lık sigortası kapsamına alınacakları tarihe kadar, hastalanmaları ha-

linde resmi sağlık kurumlarıyla kamuya yararlı dernek ve vergiden muaf

vakıflara ait sağlık kuruluşlarında tüzükte belirlenecek usul ve esas-

lara göre muayene ve tedavi ettirileceklerinin belirtilmiş olduğu, e-

mekli aylığı alanlarla birlikte bunların 67. maddede belirtilen ve ka-

nunen bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin de madde kapsamında

sayıldığı, ayrıca yasal düzenlemede muayene ve tedavinin, ilgililerin

tedavisi süresince gerekli ilaç ve iyileştirme vasıtalarının sağlanma-

sını da kapsayacağının öngörüldüğü, yine aynı maddede muayene ve teda-

vilerin usul, şekil ve şartlarıyla bu hususta ilgili kurumlara ve san-

dığın ödeme ve tahsilat işlerini yapan bankalara verilecek görevler ve

bunlarla ilgili esasların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının mütala-

ası alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca hazırlanacak tüzükte sapta-

nacağının hükme bağlandığı, ... tarih ve ... sayılı Resmi Gazetede ya-

yımlanan Emekli Adi Mallüllük ve Vazife Malüllüğü Aylığı Bağlanmış O-

lanlarla, Bunların Kanunen Bakmakla Yükümlü bulundukları Aile Fertle-

ri, Dul ve Yetim Aylığı Alanların Muayene ve Tedavileri Hakkında Tüzü-

ğün Ek 6. maddesinde ise Resmi sağlık kurumlarında yapılamayan enjek-

siyonlarla bu kurumlarda bulunmadığı veya yapılamadığı için özel sağ-

lık kuruluşlarında çektirilen röntgen filmleri ve yaptırılan tahlil

giderlerinin, belgelendirilmek koşuluyla, "Sağlık ve Sosyal Yardım Ba-

kanlığına Bağlı Yataklı Tedavi Kurumlarında Yapılacak Muayene, Tetkik,

Tahlil, Müdahale, Ameliyat ve Tedavilere Ait Fiyat Tarifesi"nde sapta-

nan fiyatlar, bu tarifede bulunmadığı takdirde, üniversiteler tıp fa-

külteleri hastanelerinde uygulanan fiyatlar üzerinden sandıkça karşı-

lanacağının öngörüldüğü, aktarılan yasa hükmüyle yasada sayılan ilgi-

lilerin yine yasada belirtilen resmi sağlık kurumlarıyla, kamuya ya-

rarlı dernek ve vergiden muaf vakıflara ait sağlık kuruluşlarında tü-

zükle belirlenecek usul ve esaslara göre muayene ve tedavi ettirile-

cekleri öngörülerek, ilgililerin hangi kurumlarda tedavi ve muayene

ettirilecekleri ve bu konudaki usul ve esasların tüzükle belirlenece-

ğinin kurala bağlandığı, bu duruma göre yasa hükmünde belirtilen ku-

rumlar dışında yaptırılan muayene ve tedavi giderlerinin tamamının

sandıkça ödeneceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği, Tüzüğün Ek.6.

maddesinde ise yasada belirtilen kurumlarda bulunamadığı için özel

sağlık kuruluşlarında çektirilen röntgen filmi giderlerinin ödeme usul

ve esasları belirlenerek hangi oranlarda sandıkça karşılanacağının

hükme bağlandığı, anılan maddede belirtilen ve Maliye Bakanlığınca ha-

zırlanan fiyat Tarifesinin de 1993 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatına

eklenen (Ek.10) Bütçe uygulama Talimatının iptali istenilen 5. madde-

sinde de özel sağlık kuruluşlarında çektirilen röntgen filmleri gider-

lerinin belgelendirilmek koşuluyla (Ek.10)'da yer alan fiyat tarife-

sindeki fiyatlar kadarının ödeneceği, bunu aşan kısmının hasta tara-

fından karşılanacağının belirtildiği, bu itibarla, Yasanın verdiği

yetkiye dayanılarak hazırlanan ve usul ve esasları belirtir Tüzük'ün

Ek.6. maddesi ve 1993 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı'nın iptali is-

tenilen 5. maddesinin uygulama işlemine dayanak alınan kısmında hukuka

aykırılık bulunmadığı, davacıya yönelik uygulanma işlemine gelince,

dosyanın incelenmesinden davacının Ankara İbni Sina Hastanesinde teda-

visi sırasında cihazın arızalı olması nedeniyle incelemenin başka bir

merkezde yapılmasının uygun olduğunun belirtilmesi üzerine özel sağlık

kuruluşunda beyin tomografisini çektirdiği, davalı idarece de Tüzükte

belirtilen ve Bütçe Uygulama Talimatına eklenen Fiyat Tarifesinde yer

alan miktarda ödemede bulunulduğu anlaşıldığından uygulama işleminde

de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği an-

laşılmaktadır.

5434 sayılı Yasa'nın Geçici 139. maddesinde ilgililerin muayene

ve tedavilerinin sandıkça karşılanacağı öngörülmüş, muayene ve tedavi

giderleri sandık tarafından karşılanmakla birlikte ayakta veya mesken-

de tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 10'unun hak sahip-

leri tarafından ödeneceği, muayene ve tedavilerin usul, şekil ve şart-

larıyla bu hususta ilgili kurumlara ve sandığın ödeme ve tahsilat iş-

lerini yapan bankalara verilecek görevler ve bunlarla ilgili esasların

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının değerlendirmesi esas alınarak Ma-

liye Bakanlığınca hazırlanacak tüzükle saptanacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Yasa maddesinde ayakta veya meskende tedavi halinde kul-

lanılacak ilaç bedellerinin % 10'u dışında, muayene ve tedavi giderle-

rinin bir bölümünün ilgililer tarafından ödeneceği yolunda bir hükme

yer verilmediği gibi, tüzükle de tedavi usul ve esaslarının saptanması

konusunda yetki verilmiş olup, ödenecek miktarların belirlenmesine i-

lişkin bir yetki verilmemiştir.

Öte yandan anılan Yasa maddesinin 5434 sayılı Yasaya eklenmesi-

ne ilişkin 1425 sayılı Yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisine sevkedi-

len tasarı Özetinde ilaç ve iyileştirme vasıtaları giderlerinin % 20

sinin ilgililerce ödeneceği yer almışken, tasarının bu kısmı benimsen-

meyerek tasarıdan çıkarılmak suretiyle yasalaşmış, 2771 sayılı Yasay-

la da savurganlığın önlenmesi gerekçesine dayalı olarak ilaç bedel-

lerinin % 10'unun ilgililerce ödenmesi yolunda bir fıkra 5434 sayılı

Yasanın Geçici 139. maddesine eklenmekle birlikte muayene ve tedavi

giderleri konusunda başka bir yükümlülük getirilmemiştir.

Tüzüğün Ek 6. maddesinde ise Yasayla verilen yetkinin dışında

özel sağlık kuruluşlarında çektirilen röntgen filmleri giderlerinin

belgelendirilmek koşuluyla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı

Yataklı Tedavi Kurumlarında Yaplacak Muayene, Tetkik, Tahlil, Müdaha-

le, Ameliyat ve Tedavilere Ait Fiyat Tarifesinde saptanan fiyatların,

bu tarifede bulunmadığı takdirde, üniversiteler tıp fakülteleri hasta-

nelerinde uygulanan fiyatlar üzerinden sandıkça karşılanacağı belir-

tilmiştir.

1993 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı'nın iptali istenilen 5.

maddesinde de tüzükte belirtilen ve Bütçe Uygulama Talimatına eklenen

(Ek 10) fiyat Tarifesinde yer alan miktarların ödeneceği öngörülmüş-

tür.

Bütçe Uygulama Talimatı ve ekli fiyat Tarifesine dayanak olarak

gösterilen 1993 Mali Yılı Bütçe Yasası'nın 4. maddesinde öngörülen

Hastane ücretlerine ilişkin olarak verilen yetki ise sandığın, bu ku-

rumlara ödeyeceği miktarlara ilişkin olup, ilgililerce ödenecek mik-

tarlara yönelik bulunmamaktadır.

Bu duruma göre de yasaların uygulanmasını göstermek için çıkar-

tılan tüzük, yönetmelik ve talimatların dayalı oldukları yasalara ay-

kırı düzenlemeler taşıyamayacaklarının idare hukuku ilkelerinden olma-

sı ve 2577 sayılı Yasa'nın 7/4. maddesi gereği düzenleyici işlemin ip-

tal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel

oluşturmaması nedeniyle, Tüzüğün ilgili maddesinin iptali istenmemekle

birlikte; 1993 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının 5. maddesinin

röntgen film bedellerine ilişkin kısmıyla, eksik ödeme işleminin iptal

edilerek, istem doğrultusunda eksik ödenen miktarın yasal faiziyle

birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın red-

dedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüne, Da-

nıştay Onuncu Dairesinin 1995/4260 sayılı kararının BOZULMASINA, ka-

rar verildi. (MT/NÇ)

 

 

 

 

 

 

Kararın Özeti

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 4.fıkrası hükmü uyarınca uygulama işlemi üzerine ve bu işlemin süresine tabi olarak dava açabilmek için, mutlaka bir uygulama işleminin bulunması gerektiği hk.[26]

İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen ve Mahkemenin, Danıştay Altıncı

Dairesinin bozma kararına uymayarak, iptal kararında ısrarına ilişkin

bulunan 1996/437 sayılı kararını davalı idareler temyiz etmekte ve bo-

zulmasını istemektedirler.

İstanbul 2.İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin boz-

ma kararına uyulmayarak iptal kararında ısrar edilmesi üzerine davalı

idareler bu kez 1996/437 sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bo-

zulmasını istemektedirler.

Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Bostancı

... pafta, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına i-

lişkin Kadıköy Belediye Encümeninin ... günlü, ... sayılı kararının,

davacılara tebliği üzerine, kamulaştırma kararının ve dayanağı olan

1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle davanın açıldı-

ğı, daha sonra aynı belediye encümeninin ... günlü, ... sayılı kararı

ile de 2942 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca taşınmazın kamu-

laştırılmasından vazgeçilerek, ... günlü, 80/3 sayılı encümen kararı-

nın iptali ile tapu sicilindeki kamulaştırma şerhinin kaldırılmasına

karar verildiği anlaşılmaktadır.

Davacıların bu davayı, kamulaştırma işlemi üzerine ve 2577 sa-

yılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin 4 üncü fıkrası

hükmünden yararlanmak suretiyle açtıkları kuşkusuzdur.

2577 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 1 inci fıkrası "Dava açma

süresi özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da

ve İdare Mahkemelerinde altmış ve Vergi Mahkemelerinde otuz gündür."

hükmünü, 4 üncü fıkrası da, "İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava

süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlem-

lerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan

işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici

işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline

engel olmaz." hükmünü taşımaktadır.

Bu durumda, menfaat alakası bulunmak koşuluyla kişinin bir dü-

zenleyici işleme karşı dava açabilmesinin iki yolu bulunmakta; ilgili

kişi ya düzenleyici işlemin ilan tarihinden itibaren dava açma süresi

içerisinde ya da bu işlemin uygulanması halinde, uygulama işlemi üze-

rine ve bu işlemin süresine tabi olarak dava açma olanağına sahip bu-

lunmakta; ikinci olanaktan yararlanabilmek ve bakılabilir nitelikte

bir dava açabilmek için mutlaka bir uygulama işleminin bulunması ge-

rekmektedir.

Davacılar tarafından, kamulaştırma işlemi ile bunun dayanağı o-

lan 1/1000 ölçekli imar planının iptali istemi ile dava açılmış ise

de; genel, düzenleyici nitelikte olan ve kamulaştırma işleminin daya-

nağını oluşturan imar planına karşı, uygulama işlemi olan kamulaştırma

işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratılan bu davada, davalı idare tarafın-

dan, kamulaştırma işleminden vazgeçildiği bildirildiğinden; Danıştay

Altıncı Dairesinin ... günlü, 1995/3158 sayılı bozma kararında belir-

tildiği üzere, imar planının iptaline ilişkin istemin, bu aşamada in-

celenme olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin ka-

bulü ile İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen ... günlü, 1996/437 sa-

yılı kararın, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda

bozulmasına ve dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, karar

verildi.

K A R Ş I O Y

X- Dava, düzenleyici işlem olan imar planının, kamulaştırma iş-

lemi tesis edilmek suretiyle davacılar hakkında uygulanması üzerine,

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinin 4 üncü

fıkrası hükmüne uygun olarak ve her iki işlemin iptali istemini içerir

bir biçimde açılmış; ancak daha sonra davalı idare, belediye encümeni

kararıyla, kamulaştırma işleminden vazgeçmiştir.

Başlangıçta önkoşullar yönünden usule uygun bir biçimde ve sü-

resi içerisince açıldığı anlaşılan davada; idarenin daha sonra uygula-

ma işleminden vazgeçmiş olması halini, davanın bakılabilme özelliğini

değiştirilebilir nitelikte kabul etmek, anılan 7 nci maddenin lafzına

uygun olmadığı gibi getiriliş amacına da uygun değildir.

Bu nedenle, İstanbul 2.İdare Mahkemesince verilen ısrar kararı-

nın onanması ve dosyanın, uyuşmazlığın esası incelenmek üzere Danıştay

Altıncı Dairesine gönderilmesi oyuyla, karara karşıyız. (MT/ES)

(DAN-DER; SAYI:97)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kararın Özeti

Ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde açılan davada süreaşımı bulunmadığı hk.[27]

 

Hazineye ait taşınmazın 1.1.1991-31.12.1993 döneminde fuzulen işgali

nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin ecrimisil ihbarnamesi ile bu

ihbarnameye karşı yapılan başvuru üzerine düzenlenen ecrimisil düzelt-

me ihbarnamesinin iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 6.İdare

Mahkemesince verilen ve Mahkemenin, Danıştay Altıncı Dairesinin

12.3.1996 günlü, 1996/1115 sayılı bozma kararına uymayarak davanın sü-

re yönünden reddine dair ilk kararında ısrarına ilişkin bulunan

10.12.1996 günlü, 1996/1398 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve

bozulmasını istemektedir.

Davacı bu kez, İdare Mahkemesinin 1996/1398 sayılı ısrar kara-

rını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde,

idari uyuşmazlıklarda dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre

gösterilmeyen hallerde, Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde yazılı bil-

dirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren 60 gün olduğu belir-

tilmiş; aynı Kanunun 11 inci maddesinde de, "İlgililer tarafından ida-

ri dava açılmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, de-

ğiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam

yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde iste-

nebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini

durdurur. Altmış gün içinde cevap verilmezse istek reddedilmiş sayı-

lır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma

süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre

de hesaba katılır" hükmü yer almıştır.

Bu konuda özel kanun niteliğinde olan 2886 sayılı Devlet İhale

Kanununun uygulanmasını düzenleyen Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış,

Trampa, Kiraya verme, Mülkiyetin Gayrı Aynı Hak Tesis, Ecrimisil ve

Tahliye Yönetmeliğinin 80 inci maddesinde tesbit ve takdir edilecek

ecrimisil tutarının fuzuli şagile ecrimisil ihbarnamesi ile tebliğ e-

dileceği, ecrimisilin bu ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren bir

ay içinde ödenmesi gerektiği tebliğ edilen işlemde bir hata bulunduğu

düşünülerek rızaen ödenmek istenilmediği takdirde aynı süre içinde

tebliğ eden idareye dilekçe ile müracaat edilerek düzeltme talebinde

bulunulabileceği, bu taleplerin Milli Emlak Müdürlüğü veya Mal Müdür-

lüğünce incelenerek neticesinin ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile mu-

hataplarına tebliğ edileceği; aynı yönetmeliğin 81 inci maddesinde i-

se, düzeltme isteminde bulunmuş olması halinde ecrimisil düzeltme ih-

barnamesinin muhatabına tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içerisinde ec-

rimisil alacağının ödeneceği, bu sürenin son gününün ödenmesi gereken

ecrimisilin vade tarihi olduğu hükmüne yer verilmiştir.

İstanbul 6.İdare Mahkemesince; mevzuatta öngörülen usul uyarın-

ca ilgililerin, ecrimisil ihbarnamesinin kendilerine tebliğ tarihinden

itibaren 60 günlük idari dava açma süresi içinde dava açabilecekleri

gibi, bir ay içerisinde söz konusu ecrimisili ödemek ya da yine bir ay







Yeni Sayfa 1





belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar
hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı", imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi",
"imar para

cezaları", "imar kirliliği suçları", "idare hukuku", "idari yargılama usulü" ve
her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve "ımar
hukukçusu".












imar hukukçusu

Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-10-08 (2290 okuma)

[ Geri Dön ]