Uyuşmazlık Mahkemesi
Başkanlığından:
ESAS
NO : 2006/68
KARAR
NO: 2007/24
KARAR
TR : 5.3.2007
(Hukuk Bölümü)
ÖZET:
2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte
gerçekleşmediğinden BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk
K A R A R
Hüküm
Uyuşmazlığının Giderilmesini İsteyen ( Davalı): Sermaye Piyasası Kurulu
Vekilleri : Av. P.G.-Av.A.K.
Karşı
Taraf (Davacı) : B.T.A – M.B.
Vekilleri : Av. E.K.-Av.S.K.-Av.E.A.
O L A
Y : 1) Heranouche İcad(daha sonra vefat etmiştir), Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, müvekkillerinin
müşterek murisi Norayr Artin İcad ile eşi Heranouche İcad’ın birlikte
Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi’nde 26.8.1996 tarihinde müşterek
hesap açtırdıklarını ve 5.536.988.000.- TL nominal değerli Ereğli Demir
Çelik hisse senetlerini Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi’nin
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takasbank’taki saklama hesabına virman
yaptırdıklarını, hesap sahiplerinden Norayr Artin’in vefat ettiğini, hesabın
açıldığı tarihte süratli işlemlerin yapılabilmesi için vekaletname
düzenlenerek verildiğini ve Çiçek Çınar’ın yetkili kılındığını, Çiçek
Çınar’dan hesapların muntazaman faksla kendilerine bildirilmesinin
istenildiğini, 27.1.1997 tarihinde günlük overal durumun 68.834.000.000.- TL
olduğunu, veraset ilamının alınmasından sonra Çiçek Çınar tarafından hesap
bakiyesinin 6.000.000.000.- TL olarak bildirildiğini, meydana gelen bu
farklılık nedeniyle ihtarnameler gönderildiğini, 16.4.1997 tarihinde İMKB
Başkanlığı’na müracaat edildiğini ve İMKB Teftiş Kurulu’nca çok geniş
kapsamlı soruşturma ve inceleme yapıldığını, bir takım hisse senetlerinin
eksik olduğunun tespit edildiğini, Mehmet Temel’in şirket temsilcisi, Çiçek
Çınar’ın ise şirket müstahdemi olduğunu, suç teşkil eden işlemler ile
ortadan yok edilmeye çalışılan hisse senetlerinin tamamından ve
temettülerden Derborsa’nın birinci derecede sorumlu olup, Mehmet Temel’in ve
Çiçek Çınar’ın zimmetinde hisseler bulunduğunu, İMKB teftiş heyeti
raporunda, eksik bulunan 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı,
6540 lot Melko, 300 lot Raksev, 640 lot Tüpraş hissesinin davalıların
zimmetinde olup, ayrıca 2.342.800.000.- TL hisselere isabet eden temettü
alacaklarının bulunduğunun tespit edildiğini, her bir davalının sorumluluğu
dikkate alınarak söz konusu hisse senetlerinin aynen iadesine, temettü
alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle Derborsa Borsa Bankerliği
Anonim Şirketi, Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’a karşı 17.10.1997 tarihinde
adli yargı yerinde dava açılmıştır.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ; 8.12.1999 gün ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayı
ile, yargılama aşamasında davacılardan Heranouche İcad’ın öldüğü, dosyaya
sunulan veraset ilamından, diğer davacılar Meri Büküciyan ile Berç Tateos’un
mirasçı olduğunun saptandığı, bu iki davacının murisleri ile davalı Derborsa
Borsa Bankerliği A.Ş. arasında 26.8.1996 tarihli menkul kıymet alım satım
takas sözleşmesinin ve davacılar yönünden müşteri kartının düzenlendiği,
28.6.1996 tarihli temsilci yetki belgesi ile Çiçek Çınar’a 1069 no’lu hesap
yönünden yetki verildiğinin dosya kapsamından saptandığı, İMKB teftiş raporu
da dosya içerisine getirtildikten sonra tarafların iddia ve savunmaları
çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi
raporundan söz ederek, Mahkemelerince dava dilekçesinde mevcut davacı
tarafın davalılardan ayrı ayrı istemi dikkate alınarak bilirkişilerden her
bir davalının ayrı ayrı sorumluluğunun belirlenmesi yönünden ek rapor
alınmasına ve ayrıca itirazların irdelenmesine karar verildiği,
bilirkişilerin yapmış oldukları incelemeler sonucunda verdikleri raporda yer
alan tespitlere yer vererek, toplanılan ve değerlendirilen deliller
çerçevesinde Norayr Artin İcad ile eşi Heranouche İcad’ın davalı şirkette
26.8.1996 tarihinde hesap açtırarak menkul değerler yönünden alım satım
işlemlerinin yapılabilmesi için sözleşme düzenlendiği, sözleşme uyarınca
menkul değerlerle ilgili işlemlerin yapılabilmesi yönünden Çiçek Çınar’ın da
temsilci vekili tayin edildiği, Çiçek Çınar’ın kendisine verilen yetki
belgesi çerçevesinde işlemleri sürdürdüğü, bu arada Norayr Artin’in 1997
yılı Ocak ayında vefat ettiği, hesaptaki incelemeler sonucunda, Çiçek
Çınar’ın, kendisine verilen yetki belgesi çerçevesinde yaptığı işlemlerde
vekaleti kötüye kullandığının, hesapta biriken para ya da kıymetleri
müşterinin bilgisi dışında ve müşterinin aleyhine hesap dışına aktardığının,
incelenen hesaplardan, İMKB teftiş raporu ile bilirkişi heyetinden alınan
rapor kapsamından açıkça anlaşıldığı, bilirkişi raporunda da belirlendiği
gibi Çiçek Çınar’ın hesaplar üzerinde oynamalarda bulunduğu, hisse
senetlerinin fiziken çekilerek diğer davalı Mehmet Temel’in hesabına virman
yapıldığı ya da davacılar dışındaki kişilere virman yapıldığı, Çiçek
Çınar’ın bizzat kendisinin de davacı taraf hesaplarından kendi hesaplarına
virman yaptığının çok açık seçik bir şekilde belirlendiği, Çiçek Çınar’ın
vekil sıfatıyla yapmış olduğu bu işlemlerden davacıları haberdar etmediği ve
hesap ekstrelerinin hesabın açıldığı ilk 4 ay içinde davacı tarafa
gönderilmediğinin saptandığı, bu durumda, davalı şirket ile temsilci Çiçek
Çınar’ın yapılan bu işlemlerden dolayı sorumlu olduğu, diğer davalı Mehmet
Temel de davalı şirketin yöneticisi konumunda olup, Çiçek Çınar tarafından
kendisine virman edilen hisse senetlerinden dolayı sorumlu bulunduğu,
davalılar davacıların isteği çerçevesinde virmanlama işleminin yapıldığını
savunmuşlarsa da dosya kapsamında davacıların yapılan bu işlemlerin
iradeleri doğrultusunda gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir belgenin
sunulmamış olması nedeniyle, vekalet sözleşmesine uygun hareket edilmediği
ve bu nedenle davalıların bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde sorumlu
olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle;
“Davanın
kısmen kabulüyle tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla:
1-
6.000.- lot Konya Çimento hissesinin (4200.- lot tan Mehmet Temel, 1800.-
lot tan Çiçek Çınar sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan aynen alınarak
davacıya teslimine,
600.000.000.- TL temettü bedelinin (420.000.000.- TL sinden Mehmet Temel,
180.000.000.- TL sinden Çiçek Çınar sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan
tahsiline,
2- 8321
lot Marmaris Martı hissesinin davalılardan (davalı Mehmet Temel 5072 lot
tan, davalı Çiçek Çınar 3249 lot tan sorumlu olmak koşuluyla) davalılardan
aynen tahsiline,
1.664.380.000.- TL temettü alacağının ise (davalılardan davalı Mehmet Temel
1.014.400.000.- TL ile, davalı Çiçek Çınar ise 649.980.000.- TL ile sorumlu
olmak koşuluyla ) davalılardan tahsiline,
3- 4540
lot Merko Gıda hissesinin davalılardan (davalı Mehmet Temel 4540 lot tan,
davalı Çiçek Çınar ise 2.000 lot tan sorumlu olmak koşuluyla) aynen alınarak
davacıya teslimine,
4- 640
lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar’dan tahsilde
tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine,
5-
Yukarıda ayrı ayrı miktarı belirtilen toplam 2.264.380.000.- TL temettü
alacağının dava tarihinden itibaren % 30, 1.1.1998 tarihinden itibaren % 50
yasal faiz uygulanarak tahsiline, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının
saklı tutulmasına, davacı tarafça rüçhan bedelinin ödenmesi halinde temettü
alacaklarının kendilerine ödenmesine,
6- Hisse
senetleri yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, yukarıda belirtilen
hisse senetlerinin aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, İİK 24. madde
hükmünün infaz sırasında aynen dikkate alınmasına, fazla talebin reddine…”
karar
vermiş; bu karar, davacılar ve davalılardan Derborsa Borsa Bankerliği Anonim
Şirketi ve Mehmet Temel yönünden kesinleşmiştir. Çiçek Çınar, bu karara
karşı temyiz isteminde bulunmuş, temyiz istemi henüz sonuçlanmamıştır.
Derborsa
Borsa Bankerliği Anonim Şirketi vekili tarafından, kararın hüküm fıkrasında
şirket hakkında tespit edilen sorumluluğun açıklığa kavuşturulması hususunda
tavzih kararı verilmesinin istenilmesi üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin 25.10.2001 gün ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararı ile,
tavzihi istenen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 gün ve
E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararının hüküm fıkrasının 4. maddesindeki
“640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar’dan tahsilde
tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine” ibaresinde,
davalı şirketin sorumluluğunun açık olarak anlaşılması için kararın
tavzihini gerektirecek bir sebep bulunmadığı, zira; hüküm fıkrasının 6.
maddesinde “Hisse senetlerinin aynen iadesinin mümkün olmaması halinde
İİK’nun 24. madde hükmünün infaz sırasında aynen dikkate alınmasına” karar
verildiği, İİK’nun 24/4-5 madde hükmünde kararın nasıl infaz edileceğinin
açıkça belirlendiği, bu itibarla, kararın hüküm fıkrasının 4. maddesinin
tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönünde tavzih isteminin
reddine karar vermiştir.
Davacılar
vekilince, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 gün ve
E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararının hüküm bölümünün 1,2,3 ve 4.
maddelerinde belirtilen hisse senetlerinden davalılardan Derborsa Borsa
Bankerliği Anonim Şirketi’nin sorumlu olduğu hususunda kararın tavzihinin
istenilmesi üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.4.2002 gün
ve E:1997/1093,K:1999/1225 sayılı kararı ile, tavzihi istenen kararın hüküm
fıkrasının 1,2 ve 3. maddesinde “davalılar Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’ın
sorumlu oldukları lot miktarı” belirtilmek suretiyle davalılardan tahsiline,
4. maddesinde ise açık olarak davalı Derborsa Borsa Bankerlik Anonim Şirketi
ve Çiçek Çınar’dan tahsiline karar verildiği, davalı olarak Derborsa Borsa
Bankerliği Anonim Şirketi davanın tarafı olmakla ve kararın hüküm fıkrasında
“davalılardan” ibaresinde davalı olarak Derborsa Borsa Bankerlik A.Ş.’nin
sorumlu olduğunun açık ve seçik olarak anlaşılması karşısında, davacı
vekilinin hüküm fıkrasının tavzihi isteminin mahkemeyi fuzulen işgal
etmekten başka bir şey olmadığı, bu itibarla, açık ve seçik olan kararın
hüküm fıkrasının tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle
tavzih isteminin reddine karar vermiştir.
Bu arada
Sermaye Piyasası Kurulu 5.4.2002 gün ve 17/451 sayılı işlemi ile:
“1-
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve E:1997/1093,
K:1999/1225 sayılı kararı çerçevesinde Takasbank Anonim Şirketi’ne bedeli
nezdlerindeki Sermaye Piyasası Aracı Kurum Blokaj Teminatları hesaplarında
bulunan aracı kuruma ait menkul kıymetlerden karşılanmak üzere, 640 lot
Tüpraş hisse senedinin dava tarihi olan 17.10.1997 tarihinden bugüne kadar
bedelli ve bedelsiz sermaye arttırımları dahil ulaşacağı sayıda hisse senedi
alınarak bu hisse senetlerinin ve dava tarihinden bugüne kadar söz konusu
hisse senetlerine karşılık gelen kar payları toplamından belirtilen sürede
bedelli sermaye arttırımlarına ilişkin olarak hesaplanacak tutarın farkının
müşterek murisler Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke
edilmesi hususunun bildirilmesine,
2- Aracı
kuruma ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan
menkul kıymetlerden 1 nolu bentte belirtilen işlemden sonra kalan bölümün
şirkete iade edilmesine,
3- Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adlı yatırımcılar adına vekilleri Av.
Ersan Kültüral ve Av.Sedat Konurca tarafından 28.5.2001 tarihinde Kurulumuza
yapılan başvuruya ilişkin olarak söz konusu vekillere 1 nolu bentte yer alan
husus ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve
E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve 25.10.2001 tarihli anılan kararın
4. maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih
isteminin reddine ilişkin kararı çerçevesinde aracı kurumun 1 no’lu bentte
belirtilen Tüpraş hisse senetleri dışında bir borçtan dolayı doğrudan
sorumlu tutulması yönünde bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığı hususunun
bildirilmesine…” karar vermiştir.
2) Bunun
üzerine, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, Derborsa
Menkul Değerler A.Ş.'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak
saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senedinin Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden sonra kalan
bölümün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye
Piyasası Kurulu'nun yukarıda sözü edilen 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı
kararının iptali ile işlemden dolayı uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi
zararın 12.4.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte
tazmini istemiyle Sermaye Piyasası Kurulu’na karşı 14.6.2002 tarihinde idari
yargı yerinde dava açılmıştır.
ANKARA 6.
İDARE MAHKEMESİ; 12.6.2003 gün ve E:2002/988, K:2003/930 sayı ile, 2499
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 1, 22, 32 ve 46. maddeleri ve Sermaye
Piyasası Kurulu Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliği'nin 7. ve 9.
maddeleri ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun değişik 30 uncu
maddesinin (a), (b) ve (c) bentlerinde sayılan aracılık faaliyetleri ile bu
faaliyetleri Kanunun 31,32,33,34 ve 50 nci maddeleri hükümleri çerçevesinde
yapacak kuruluşların, kuruluş, faaliyet ve yetkilendirilmelerine ilişkin
esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan V-46/ seri nolu "Aracılık
Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği"nin 6. ve
14. maddelerinden söz ederek, dava dosyasının incelenmesinden; Sermaye
Piyasası Kurulu'nun 18.5.1999 tarih, 46 sayılı toplantısında, aracı kurum
Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'nin yetki belgelerinin iptaline ve sermaye
piyasası faaliyetlerinin 20.04.1999 tarihinden itibaren durdurulmasına karar
verildiği, aracı kurum tarafından sermaye blokajı olarak saklamada bulunan
Devlet İç Borçlanma senedinin 35.000.000.000.-TL nominal değerli kısmının
genel giderlerinin finansmanında kullanılmak üzere iade edilmesi talebiyle
24.2.2001 tarihinde Kurula başvurulduğu, anılan talebe ilişkin olarak
29.03.2001 tarih ve 15 sayılı kararla, aracı kurumun unvanını ve faaliyet
konusunu sermaye piyasası faaliyetlerini içermeyecek şekilde değiştirmesi,
henüz ödenmeyen müşteri alacaklarının aracı kurum tarafından bildirilen
listeye uygun olarak Takasbank A.Ş.'de müşteriler adına bloke edilmesi ve
aracı kurum yönetim kurulunun, sermaye piyasası faaliyetlerinden kaynaklanan
ve sonradan ortaya çıkabilecek borçlarını ödeyeceklerine ilişkin taahhütname
vermelerini takiben aracı kurumun Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı
olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerinin tamamının aracı kuruma iade
edilmesine karar verildiği, davacılar Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan
adlı yatırımcıların Kurula hitaben yazdıkları 28.5.2001 tarihli dilekçe ile,
aracı kurumun merhum müstekileri Norayr Artin İcad ile Heronouche İcad'ın
müşterek murisleri oldukları, aracı kurum ile çalışan ve yöneticisi hakkında
İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde alacak davası açtıkları ve
Mahkemenin 08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararıyla
aracı kurumun sorumluluğuna hükmedildiğinden bahisle, zararların ödenmesi ve
mağduriyetlerinin giderilmesini istemeleri üzerine, Kurulun 20.06.2001
tarih, AFO/838-6952 sayılı yazısı ile aracı kurumdan açıklama talep
edildiği, aracı kurumdan alınan 26.6.2001 tarih, 1078 sayılı yazıda, söz
konusu mahkeme kararında sadece 640 lot Tüpraş hisse senedine ilişkin olarak
şirketlerinin sorumluluğunun tespit edildiğinin bildirilmesi üzerine, aracı
kurumdan mahkeme kararının temyiz edilip edilmediği ve şirketleri hakkında
tespit edilen sorumluluğun açık olarak anlaşılması açısından kararın
tavzihinin istenip istenmediği hususlarının Kurulun 06.07.2001 günlü yazısı
ile sorulması üzerine, aracı kurum tarafından gönderilen 26.11.2001 günlü
yazıda, söz konusu mahkeme kararının temyiz edilmediği, 25.10.2001 tarihinde
tavzih talebinde bulunulması üzerine, İstanbul 1. Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin, 25.10.2001, tarihinde "Mahkemelerinin tavzihi istenen
08.12.1999 tarih ve E: 1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararının hüküm
fıkrasının 4.maddesindeki "640 lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve
Çiçek Çınar'dan tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya
teslimine" ibaresinde, davalı şirketin sorumluluğunun açık olarak
anlaşılması için kararın tavzihini gerektirecek bir talep bulunmadığından"
bahisle, kararın hüküm fıkrasının 4.maddesinin tavzih isteminin reddine
karar verdiği, Kurulun 29.03.2001 günlü, 15 sayılı kararı çerçevesinde,
şirketlerden istenilenlerin eksiksiz olarak yerine getirildiği belirtilerek
şirketlerinin Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada
bulunan menkul kıymetlerinin tamamının iade edilmesine karar verilmesinin
talep edildiği, aracı kurum tarafından, Takasbank A.Ş.'ne hitaben yazılan
4.9.2001 tarih ve 1096 sayılı yazı ile Kurul kararlarının yerine
getirildiğinden bahisle bloke işlemlerinin 640 lot Tüpraş hisse senedi
üzerinden yapılmasının istenmesi üzerine, Takasbank A.Ş. tarafından Kurula
hitaben yazılan 04.02.2002 tarih ve 1857 sayılı, 26.2.2002 tarih ve 1474
sayılı yazılar ile söz konusu işlemin uygunluğu konusunda onay talep
edilmesi üzerine, Aracılık Faaliyetleri Dairesi'nin 1.4.2002 tarih ve 341
sayılı müzekkeresinde yer alan tespitleri değerlendiren Kurul karar
organının, anılan talebe ilişkin olarak dava konusu 05.04.2002 tarih ve
17/451 sayılı toplantısında, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin
"08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı çerçevesinde
Takasbank A.Ş.’ne bedeli nezdlerindeki Sermaye Piyasası Aracı Kurum Blokaj
Teminatları hesaplarında bulunan aracı kuruma ait menkul kıymetlerden
karşılanmak üzere, 640 lot Tüpraş hisse senedinin dava tarihi olan
17.10.1997 tarihinden bugüne kadar bedelli ve bedelsiz sermaye artırımları
dahil ulaşacağı sayıda hisse senedi alınarak, bu hisse senetlerinin ve dava
tarihinden bugüne kadar söz konusu hisse senetlerine karşılık gelen kâr
payları toplamından belirtilen sürede bedelli sermaye artırımlarına ilişkin
olarak hesaplanacak tutar farkının müşterek murisler Meri Büküciyan ve Berç
Tateos Arhanyan adına bloke edilmesi hususunun bildirilmesine, aracı kuruma
ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul
kıymetlerden 1 no’lu bentte belirtilen işlemden sonra kalan bölümün şirkete
iade edilmesine, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adlı yatırımcılar
tarafından 28.05.2001 tarihinde Kurula yapılan başvuruya ilişkin olarak söz
konusu kişilere 1 nolu bentte yer alan husus ile İstanbul 1. Asliye Ticaret
Mahkemesi'nin 08.12.1999 tarih ve E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve
25.10.2001 tarihli anılan kararın 4 üncü maddesinin tavzihini gerektirir
yasal bir neden olmadığı yönüyle tavzih isteminin reddine ilişkin kararı
çerçevesinde, aracı kurumun 1 no’lu bentte belirtilen Tüpraş hisse senetleri
dışında bir borçtan dolayı doğrudan sorumlu tutulması yönünde bir sonuca
ulaşılmasının mümkün olmadığı hususunun bildirilmesine" karar verildiği ve
bu durumun Kurulun, 8.4.2002 tarih 475.4814 sayılı yazısı ile Takasbank
A.Ş.'ne, 08.04.2002 tarih, 474.4813 sayılı yazısı ile şirkete, 08.04.2002
tarih ve 476.4815 sayılı yazısı ile davacılara bildirildiği, Takasbank A.Ş.
tarafından İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'ne hitaben yazılan 12.4.2002 tarih,
3839 sayılı yazı ile, anılan Mahkeme kararının hüküm kısmının
incelenmesinden, aracı kurumun, 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu
bulunduğu, mahkeme kararında yer alan diğer hisse senetlerinden sorumlu
bulunmadığı, haciz ihbarnamesinin buna göre düzenlenmesinin istenildiği,
İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı kararı ile
haczin sadece 640 lot Tüpraş hisse senediyle geçerli sayılmasına karar
verildiği, Kurul tarafından İstanbul 2.İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih,
2000/7336 sayılı kararı ve Kurulun 05.04.2002 tarih, 17/451 sayılı kararı
gereğince 640 lot Tüpraş hisse senedi değeri tutarı olan miktarın "SPK
Müşteri Bloke" hesabına bloke edilmesinden sonra geriye kalan
378.846.316.400.-TL'sinin aracı kurum Derborsa A.Ş. sonrası yeni kurulan
Transtam Uluslararası Nakliyat A.Ş.'ne gönderildiği, bilahare davacılar
tarafından Kurul'un 5.4.2002 tarih, 17/451 sayılı kararının iptali ile bu
karar gereği uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini istemiyle
bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda aktarılan mevzuatta
görüleceği gibi Sermaye Piyasası Kanunu’nun ana amacının, piyasanın güven,
açıklık ve kârlılık içinde çalışması, tasarruf sahiplerinin hak ve
yararlarının korunması ve bu suretle kaynakların iktisadi kalkınmanın emrine
sunulması olup, bu amaç ve hedefin gerçekleşmesi için sermeye piyasalarının
düzgün işleyişini sağlamaktan sorumlu organ olarak Kurula düzenleme,
gözetleme ve denetleme görev ve yetkisi verildiği, Yasayla sermaye
piyasasında çok önemli görevler verilen Kurulun, bu görevlerini yerine
getirirken her türlü bilgi ve belgeyi isteyerek izleme ve denetleme gibi çok
geniş yetkilerle donatıldığı, bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar davalı
idarece İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999 tarih ve
E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ve 25.10.2001 tarihli anılan kararın
4 üncü maddesinin tavzihini gerektirir yasal bir neden olmadığı yönüyle
tavzih isteminin reddine ilişkin kararı çerçevesinde aracı kurumun Tüpraş
hisse senetleri dışında kalan diğer hisse senetlerinden dolayı doğrudan
sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı nedeniyle aracı kuruma ait Takasbank
A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden
640 lot Tüpraş hisse senetlerine karşılık gelen tutardan sonra kalan bölümün
şirkete iade edildiği iddia edilmekte ise de, Norayr Artin İcad ile
Heranouche İcad'ın müşterek mirasçıları olan davacıların, aracı kurum olan
Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş. ile birlikte Mehmet Temel (aracı kurumun en
büyük hissedarı) ve Çiçek Çınar aleyhine "hisse senetlerinin aynen tahsili
ve temettü alacaklarının tahsili" için açtıkları davada, İstanbul 1. Asliye
Ticaret Mahkemesi'nin 08.12.1999 günlü, E:1997/1093, K:1999/1225 sayılı
kararıyla; 6000 lot Konya Çimento hissesinin davalılardan aynen alınarak
davacıya teslimine, 28321 lot Marmaris Martı hissesinin davalılardan aynen
tahsiline, 1.664.380.000.-TL temettü alacağının ise davalılardan tahsiline,
3540 lot Marko Gıda hissesinin davalılardan alınarak davacıya teslimine, 640
lot Tüpraş hisse senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar'dan tahsilde
tekerrür olmamak koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine" karar
verildiği, anılan mahkeme kararının içeriğinden Derborsa A.Ş.'nin, 4 bentde
sayılan hisselerin hepsinden müştereken sorumlu olduğu hususunun açıkca
ifade edilerek davacıların anılan şirketden alacak miktarının tespit
edildiği ve bu durumun davacılar tarafından 11.5.2001 tarihinde yapılan
başvuruyla bildirildiği halde, aracı kurumun davacılara olan borçlarının
tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması mümkün iken, İstanbul 1. Asliye
Ticaret Mahkemesi’nin 25.10.2001 tarihli tavzih kararı esas alınarak Yasayla
kendisine verilen görevi layıkı ile yerine getiremediği, tasarruf sahipleri
olan davacıların hak ve yararlarının korunmadığı, gözetleme ve denetleme
görevinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun
dava konusu 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararında hukuka ve mevzuata
uyarlık görülmediği, davacının 378.846.316.400.-TL maddi tazminat istemine
gelince; Anayasa’nın 125.maddesine göre idarenin kendi eylem ve
işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu, idarenin belirtilen
hukuki sorumluluğu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olma
niteliğinin de doğal bir sonucu olduğu, kamu idarelerinin yapmakla yükümlü
oldukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle yükümlü
bulundukları, idarenin bu yükümlülüğü hiç veya gereği gibi yerine
getirmeyerek hizmetin kötü ve geç işlemesi ve bu yüzden bir zarara neden
olunması halinde zararı tazminle yükümlü olacağı, idare yönünden tazmin
borcunun doğabilmesi için, sadece zararın varlığı yeterli olmayıp, bu
zararın kesin olarak ortaya çıkmış, miktar olarak belirgin, yani gerçek
zarar olması gerektiği, dosyadaki mevcut belgelerden, İstanbul 2.İcra
Müdürlüğü'nün 10.4.2002 tarih, 2000/7336 sayılı haciz ihbarnamesi ile
İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi'nin 97/1093 Esas, 1999/1225 Karar sayılı
ilamına istinaden borçlu Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş.'nin 6000 lot Konya
Çimento, 8321 lot Marmaris Martı, 4540 lot Marko Gıda, 640 lot Tüpraş hisse
senetlerinin aynen teslimi, mümkün olmadığı takdirde nakde tahvil edilmesi
suretiyle tahsiline, ayrıca temettü, mahkeme masrafı, vekalet ücreti ve icra
masrafları tutarı 19.128.412.000.-TL borcu nedeniyle banka nezdinde bulunan
temettü, kâr payı v.s. hak ve alacaklarının haczine karar verildiği,
bilahare anılan İcra Müdürlüğünün dava konusu edilen Kurul karar organının
05.04.2002 tarih, 17/451 sayılı toplantısında alınan karar çerçevesinde
Derborsa A.Ş.'nin sadece Tüpraş hisse senetlerinden sorumlu olması nedeniyle
söz konusu hisse senetleri üzerinde haciz işlemlerinin uygulanması sonucu
sermaye blokajı hesabında kalan 378.846.316.400.-TL'nin 12.4.2002 tarihinde
davalı idarece Derborsa A.Ş. sonrası kurulan Transtam Uluslararası Nakliyat
A.Ş.'ne iade edildiği, oysa, yukarıda da açıklandığı üzere, aracı kurum
Derborsa A.Ş.'nin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 8.12.1999 tarih,
E:1997/1093, K:1990/1225 sayılı kararında yer alan 6000 lot Konya Çimento,
8321 lot Marmaris Martı, 4540 Iot Marko Gıda, 640 lot Tüpraş hisse senedinin
tamamından sorumlu olduğu ve bu hisse senetleri için İstanbul 2.İcra
Müdürlüğü tarafından haciz varakası düzenlendiği halde, davalı idarenin
5.4.2002 tarih, 17/451 sayılı kararı çerçevesinde, ilgili İcra Müdürlüğü
tarafından sadece 640 lot Tüpraş hisse senetleri için haciz işlemi
uygulandığı, bu haliyle davacıların aracı kurumdan icra yoluyla
alacaklarının Kurul karar organının kararı uyarınca tahsil edilemediği,
diğer bir deyişle aracı kurumun sermaye blokajı hesabında bulunan
378.846.316.400.-TL'nin aracı kuruma iade edilmesi neticesinde, davalı
idarenin gözetleme ve denetleme görevini gereği gibi yerine getirememesinden
dolayı davacıların zarara uğradığı, davalı idarenin mahkeme kararını yanlış
uygulamak suretiyle hizmet kusuru işlediği açık olmakla, davacıların bu
yüzden uğradıkları maddi zararın tazmininin Anayasa’nın 125. maddesi gereği
olduğu, öte yandan, eksilen yada yoksun kalınan maddi değerin
karşılanmasının zaman içinde gecikmesi de ayrıca bu gecikmeden doğan zararın
telafisi için hükmedilecek maddi tazminata faiz yürütülmesini gerekli
kıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının uğradığı
378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini isteminin kabulü ile söz konusu
miktarın 12.04.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte
davacıya ödenmesine karar vermiş; bu karar, DANIŞTAY ONÜÇÜNCÜ DAİRESİ’nin
14.6.2005 gün ve E:2005/972; K:2005/3064 sayılı kararıyla onanmak ve karar
düzeltme istemi de aynı Dairenin 22.11.2005 gün ve E:2005/9136; K:2005/5605
sayılı kararıyla reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK :
Sermaye
Piyasası Kurulu vekili tarafından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
kararında Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi’nin sadece "640 lot Tüpraş
hisse senedi"nden sorumlu tutulduğu, konuya ilişkin davacıların başvurusu
üzerine doğan tereddütün giderilmesini teminen tavzih kararı alınmasının
sağlandığı ve aracı kurumun sadece 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu
olduğu hususunun Mahkemenin 25.10.2001 tarihli tavzih kararı ile de açıklığa
kavuştuğu, söz konusu yargı kararları karşısında, Kurulun görevinin mahkeme
kararları hükümlerine uymak olduğu, dava konusu Kurul kararının bu çerçevede
alındığı, aracı kurumun Mahkeme kararında yer alan "640 lot Tüpraş hisse
senedi" dışındaki senetlerden de sorumlu olduğuna ilişkin tavzih kararının,
davacılar tarafından 12.4.2002 tarihli dilekçe ile aynı karara ilişkin 2.
kez tavzih talep edilmesi üzerine, Mahkemece görüş değiştirildiğinin
Takasbank'a mutad olmayan ifadeler ile bildirilmesi sonrasında verilen
12.4.2002 tarihli tavzih talebinin reddi kararı olduğu ve söz konusu kararın
da dava konusu 5.4.2002 tarih ve 17 sayılı Kurul kararının verilmesinden
sonraki tarihli olduğu, söz konusu karar üzerine de 19.4.2002 tarih ve
AFD/545-5381 sayılı yazı ile, Kurullarının 5.4.2002 tarih ve 17/451 sayılı
kararının hak sahipliğini tespite yönelik bir karar olmadığı, yargı
kararları veya icra daireleri kararları doğrultusunda işlem yapılması
gerektiği, bu bağlamda İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 12.4.2002 tarih,
2000/7336 sayılı tezkeresi doğrultusunda haciz kararının uygulanması
gerektiğinin Takasbank'a bildirildiği, dava konusu Kurul kararının tesis
edildiği tarih itibariyle İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 8.12.1999
tarihli kararı ile 25.10.2001 tarihli tavzih kararı çerçevesinde
Derborsa'nın 640 lot Tüpraş hisse senedinden sorumlu olduğunun açık
bulunduğu, Kurulun kendisinden beklenen özeni göstermek suretiyle hukuka ve
mahkeme kararına uygun şekilde dava konusu kararını tesis ettiği, buna
karşın, söz konusu Kurul kararının iptali ve doğduğu iddia edilen zararın
ödenmesi talebi ile Ankara 6. İdare Mahkemesi nezdinde açılan davada yapılan
yargılama sonucunda Mahkemece, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin
anılan kararının, kararda sorumluluğun ayrı ayrı belirtildiği parantez içi
hükümler yok sayılmak suretiyle Derborsa'nın 640 lot Tüpraş hisse senedinin
yanı sıra, 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot Marmaris Martı ve 3540 lot Merko
Gıda hisse senetleri için de sorumluluğuna hükmedildiği şeklinde hatalı
yorumlanması ve bu hatalı yoruma dayanılarak 12.6.2003 tarih ve E:2002/988;
K:2003/930 sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka
aykırı bulunduğu, bu durumda, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile
Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin anılan kararları arasında hüküm uyuşmazlığı
bulunduğu, bu açıdan anılan kararlar arasındaki çelişkinin giderilerek,
anlaşmazlığın esasının Derborsa'nın sadece 640 lot hisse senedinden sorumlu
olduğu ve bu çerçevede Kurulun 5.4.2002 tarih ve 17 sayılı kararının hukuka
uygun olması nedeniyle söz konusu karar aleyhine açılan iptal ve tam yargı
davasının reddi yönünde hükme bağlanması istemiyle, 18.1.2006 günlü dilekçe
ile, Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuştur.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili
Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.
YARGITAY
CUMHURİYET BAŞSAVCISI:
Hüküm
uyuşmazlığının giderilmesi talebinde bulunan davacı Sermaye Piyasası Kurulu
vekilleri tarafından İstanbul Asliye 1.Ticaret Mahkemesi ile Ankara 6.İdare
Mahkemesi kararları nedeniyle oluşan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için
2247 sayılı Kanun’un 24.maddesi gereğince yapılan müracaatla ilgili 2006/68
Esas sayılı dosyanın incelendiği; yatırımcı Norayr İcad murisleri Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekilleri tarafından, Derborsa Borsa
Bankerliği A.Ş., Mehmet Temel ve Çiçek Çınar aleyhine hisse senetlerinin
aynen ve temettü alacaklarının tahsili istemiyle İstanbul Asliye 1.Ticaret
Mahkemesi’ne açılan davanın yargılaması sonucunda; Norayr Artin İcad ile eşi
Heranouche İcad'ın davalı şirkete 26.08.1996 tarihinde hesap açtıkları ve
menkul değerler yönünden alım satım işlemlerinin takibinin yapılabilmesi
için de Çiçek Çınar'ı temsilci vekil tayin ettikleri, işlemlerin bu kişi
tarafından sürdürüldüğü, Norayr Artin İcad'ın 1997 yılında ölümü üzerine
hesaplardaki incelemelerde Çiçek Çınar'ın vekaleti kötüye kullandığının
saptandığı, şirket temsilcisi Mehmet Temel'in de virman işlemlerini
yürüttüğünden bu işlemlerden şirketle birlikte sorumlu bulunduğu
anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüyle; 6000 lot Konya Çimento, 8321 lot
Marmaris Martı, 540 lot Merko Gıda, 640 lot Tüpraş hisselerinin aynen ve
2.264.380.000.-TL temettü alacağının davalılardan birlikte tahsiline ilişkin
08.12.1999 gün ve 1997/1093 Esas ve 1999/1225 Karar sayı ile hüküm
kurulduğu, anılan kararın infazı sırasında tereddüt hasıl olduğundan,
Sermaye Piyasası Kurulu'ndan davacı vekillerinin görüş istemesi üzerine,
05.04.2002 tarih ve 17 sayılı kararıyla İstanbul Asliye 1 .Ticaret
Mahkemesi'nin hüküm kısmının 4.fıkrasında yer alan 640 lot Tüpraş hisse
senedinden Derborsa'nın sorumlu olduğundan davacıların hesabına
yatırılmasına, kalan miktarın ise Derborsa'ya iadesine karar verildiği,
davacı vekillerinin aracı kurumdan icra yoluyla alacaklarını Kurul karar
organının kararı uyarınca tahsil edemediğinden, Sermaye Piyasası Kurulu'nun
sermaye blokajı hesabında bulunan 378.846.400.-TL'nin aracı kuruma iade
edilmesine ilişkin bölümün iptali için idari yargı yerinde dava açıldığı,
Ankara 6.İdare Mahkemesi'nin 12.06.2003 tarih 2002/988 Esas ve 2003/930
Karar sayılı kararında; Sermaye Piyasası Kurulu'nun İstanbul Asliye
1.Ticaret Mahkemesi'nin kararını yanlış yorumlaması nedeniyle hizmet kusuru
işlediğinden, Derborsa'ya iadesine karar verilen 378.846.326.400.- TL ile
ilgili bölümün iptaline karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, 2247
sayılı Yasa’nın 24. maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için, adli,
idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili
olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe
ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan iki ayrı kararın bulunması ve bu
kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız
olması gerektiği, hüküm uyuşmazlığına konu edilen İstanbul Asliye 1. Ticaret
Mahkemesi'ne açılan dava, hisse senetlerinin aynen tahsili ve temettü
alacaklarının tahsiline hükmedilmesine ilişkin olmasına karşın, Ankara
6.İdare Mahkemesi'ne açılan davanın, Derborsa Menkul Kıymetler A.Ş.'ye ait
teminat olarak tutulan miktarın Sermaye Piyasası Kurulu'nca bloke
edilmeyerek iade edilen işlemin iptali ile zararın ödenmesi istemine ilişkin
olduğu, adli ve idari yargıda açılan davaların taraflardan birinin aynı
olmasına karşın, aynı konu ve sebebe dayalı olmadığı ve bu kararlar arasında
dayanaklarının ve istemlerinin farklı olması nedeniyle aykırılık bulunmadığı
gibi, hakkın yerine getirilmesini imkansız kılan bir çelişkinin varlığından
söz edilemeyeceği, bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesinde
belirtilen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolunda yazılı
düşünce vermiştir.
DANIŞTAY
BAŞSAVCISI :
Yatırımcı
Norayr Artin İcad murisleri Heranouche İcad, Meri Büküciyan ve Berç Tateos
Arhanyan vekilleri tarafından Derborsa Borsa Bankerliği A.Ş., Mehmet Temel
ve Çiçek Çınar aleyhine hisse senetlerinin aynen, temettü alacaklarının ise
nakden tahsili istemiyle açılan davada verilen ve davalı Çiçek Çınar
dışındaki diğer davalılar yönünden kesinleşen, davanın kısmen kabulü ile,
6000 lot Konya Çimento hissesinin davalılardan aynen alınarak davacıya
teslimine, 600.000.000.- TL temettü bedelinin davalılardan tahsiline, 8321
lot Marmaris Martı hissesinin davalılardan aynen tahsiline, 1.664.380.000.-
TL temettü alacağının davalılardan tahsiline, 4540 lot Merko Gıda hissesinin
davalılardan aynen alınarak davacıya teslimine, 640 lot Tüpraş hisse
senedinin davalı Derborsa ve Çiçek Çınar'dan tahsilde tekerrür olmamak
koşuluyla aynen alınarak davacıya teslimine yolundaki İstanbul 1. Ticaret
Mahkemesi’nin 8.12.1999 günlü, E:1999/1093, K:1999/1225 sayılı kararı ile
Berç Tateos Arhanyan ve Meri Büküciyan tarafından Derborsa Menkul Değerler
A.Ş.'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak saklamada bulunan
menkul kıymetlerden karşılanmak üzere 640 lot Tüpraş hisse senedinin
hesaplanacak tutarının davacılar adına bloke edilmesinden sonra kalan
bölümünün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade edilmesine ilişkin Sermaye
Piyasası Kurulu’nun 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararının iptali ve
378.846.316.400.- TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda
verilen ve temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçerek kesinleşen Ankara
6. İdare Mahkemesi’nin 12.6.2003 günlü, E:2002/988, K:2003/930
sayılı kararı arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının
giderilmesinin istenildiği, hüküm uyuşmazlığına konu edilen İstanbul 1.
Asliye Ticaret Mahkemesi kararının, hisse senetlerinin aynen, temettü
alacaklarının nakden tahsiline ilişkin olmasına karşın, Ankara 6. İdare
Mahkemesi kararının, Derborsa Menkul Değerler A.Ş'ne ait olup, saklamada
bulunan Tüpraş hisse senedinin hesaplanacak tutarının davacılar adına bloke
edilmesinden sonra kalan bölümünün Derborsa Menkul Değerler A.Ş.'ne iade
edilmesi yolundaki Sermaye Piyasası Kurulu işleminin iptaline ilişkin
bulunduğu, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 24. maddesinin 2592
sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, 1. maddede gösterilen yargı
mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın verilmiş
veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı
olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi
olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği
hükmüne yer verildiği, bu durumda, sözü edilen adli ve idari yargı mercileri
tarafından verilen kararlardan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
kararının davalılardan biri yönünden kesinleşmemiş olması, öte yandan,
taraflarından en az biri aynı olmakla birlikte, davanın konusu ve sebepleri
aynı olmadığından, bu kararlar arasında hakkın yerine getirilmesini
olanaksız kılan çelişki bulunmaması nedeniyle hüküm uyuşmazlığının
varlığının söz konusu olmadığı, bu nedenle, 2247 sayılı Kanun’un 24.
maddesinde öngörülen anlamda hüküm uyuşmazlığı doğmadığından, istemin reddi
gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.
İNCELEME
VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında,
Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Ahmet VELİO?LU, Z. Nurhan YÜCEL, H.Ayfer
ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan
05.03.2007 günlü toplantısında; Raportör Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı
Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki
raporu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile Danıştay Başsavcısı’nın
başvurunun reddi gerektiğine ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler
okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Savcısı Ayla
SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINO?LU’nun başvurunun reddi gerektiğine
ilişkin yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra
GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2247
sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24.
maddesinin 2592 sayılı Kanun’la değişik birinci fıkrasında, “1 nci maddede
gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili
olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe
ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki
yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm
uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan
hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:
a)Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden
en az ikisi tarafından verilmesi,
b) Konu,
dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,
c) Her
iki kararın da kesinleşmiş olması,
d)
Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,
e)
Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız
bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.
Hüküm
uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen kararların incelenmesinden, ortada adli
ve idari yargı yerlerince verilmiş kararlar bulunduğu; her iki kararda
davanın esasının hükme bağlandığı; taraflarından en az birinin (Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan) aynı olduğu anlaşılmaktadır. Bu
kararlardan:
Asliye
Ticaret Mahkemesi kararı, Heranouche İcad(daha sonra vefat etmiştir), Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili tarafından, Derborsa Borsa
Bankerliği Anonim Şirketi, Mehmet Temel ve Çiçek Çınar’a karşı, her bir
davalının sorumluluğu dikkate alınarak uyuşmazlık konusu hisse senetlerinin
aynen iadesine, temettü alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle
açılan davada, davanın kısmen kabulü suretiyle hisse senetlerinden ve
temettü alacağından, Derborsa Borsa Bankerliği Anonim Şirketi de dahil olmak
üzere davalıların sorumlu olduğu miktarın tespitine ilişkindir.
İdare
Mahkemesi kararı ise, Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan vekili
tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu’na karşı, Derborsa Menkul Değerler
Anonim Şirketi'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye blokajı olarak
saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse senedinin Meri
Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden sonra kalan
bölümün Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne iade edilmesine ilişkin
Sermaye Piyasası Kurulu'nun 5.4.2002 günlü, 17/451 sayılı kararının iptali
ile işlemden dolayı uğranılan 378.846.316.400.-TL maddi zararın 12.4.2002
tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle
açılan davada, dava konusu işlemin iptaline, davacının uğradığı
378.846.316.400.-TL maddi zararın tazmini isteminin kabulü ile söz konusu
miktarın 12.04.2002 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte
davacıya ödenmesine ilişkindir.
Bir başka
ifadeyle, Asliye Ticaret Mahkemesinde, eksik bulunan bir kısım hisse
senedinin davalıların zimmetinde olduğu, ayrıca hisselere isabet eden
temettü alacaklarının bulunduğu ileri sürülerek hisse senetlerinin aynen
iadesi ile temettü alacağının tahsili; İdare Mahkemesinde ise, Derborsa
Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne ait Takasbank A.Ş. nezdinde sermaye
blokajı olarak saklamada bulunan menkul kıymetlerden 640 lot Tüpraş hisse
senedinin Meri Büküciyan ve Berç Tateos Arhanyan adına bloke edilmesinden
sonra kalan bölümün Derborsa Menkul Değerler Anonim Şirketi'ne iade
edilmesine ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu işleminin hatalı olduğu ileri
sürülerek bu işlemin iptali ile işlemden dolayı uğranılan maddi zararın
yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açılmış olup, bu haliyle
davaların konularının farklı olduğu gibi, sebeplerinin de farklı olduğu
anlaşılmıştır.
Belirtilen duruma göre, olayda, “konu ve dava sebebinin aynı olması”
koşulunun gerçekleşmemesi karşısında, uyuşmazlığa konu edilen adli ve idari
yargı kararları arasında hakkın yerine getirilmesini imkansız kılan bir
çelişkinin varlığından söz etmek olanaksızdır.
Açıklanan
nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24.
maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, başvurunun reddi
gerekmiştir.
SONUÇ:
Hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde
öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, BAŞVURUNUN REDDİNE,
05.03.2007 gününde OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS
NO : 2006/86
KARAR NO:
2006/173
KARAR TR
: 6.11.2006
(Hukuk
Bölümü)
ÖZET:
2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan BAŞVURUNUN,
aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.
K A R A R
Davacı : Aslanlar İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av. V.K.
Davalı : Bandırma Kaymakamlığı (İlçe Özel İdare Müdürlüğü)
O L A
Y : Taş ocağı işletmeciliği yapan davacı şirket adına; orman sahası ile
bitişiğinde bulunan mülga Köy Hizmetlerine ait taş ocağı sahasına taşmak
suretiyle üretim yaptığından bahisle, 27.07.2005 tarih, 1-7/53 sayılı
işlemle; 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun uygulanması ile ilgili Maden Kanunu
Uygulama Yönetmeliğinin 43. maddesi uyarınca idari para cezası kesilmiş;
davacı şirket vekili tarafından, işlemin iptali istemiyle idari yargı
yerinde dava açılmıştır.
BURSA 1.
İDARE MAHKEMESİ ; 20.09.2005 gün, E:2005/1208, K:2005/1147 sayı ile; 5326
sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesine göre “kabahat” deyiminden kanunun
karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın
anlaşılacağı; 3. maddesinde, bu Kanunun genel hükümlerinin diğer
kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağının öngörüldüğü; 16.
maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların
idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğunun, idari tedbirlerin
ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer
tedbirler olduğunun hükme bağlandığı; anılan Kanun’un genel hükümleri
arasında yer alan 27. maddesinin birinci fıkrasında, idari para cezasına ve
mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı,
kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde
sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği öngörülmüş olup, bu Kanun’un
yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihinden itibaren idari para cezalarının,
idare mahkemelerinin görev alanından çıkarıldığı, bu durumda davacı
şirkete, 3213 Sayılı Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezasından
doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde yukarıda anılan 5326 Sayılı Yasa
hükümlerine göre Sulh Ceza Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle
görevsizlik kararı vermiş; Başkanlık yazısı ile anılan İdare Mahkemesi
kararının kesinleşme durumunun sorulması üzerine, Bursa 1.İdare Mahkemesi
Başkanlığınca verilen 20.4.2006, 24.5.2006 ve 9.8.2006 günlü cevap
yazılarında, itiraz süreci sonuçlanmayan kararın kesinleşmediği
belirtilmiştir.
Davacı
şirket vekili, aynı istekle 14.10.2005 gününde adli yargı yerinde itirazda
bulunmuştur.
BANDIRMA
SULH CEZA MAHKEMESİ; 19.01.2006 gün ve Değ.İş.E:2005/589, Değ.iş.K:2006/27
sayı ile; davada taraf olan İl Özel İdaresinin, 13.3.1994 tarihli İl Özel
İdare Kanunu ile düzenlendiği, valiye bağlı, emvalinin devlet emvali,
personelinin devlet memuru niteliğinde olduğu, kamu kurumu olan Özel
İdarenin denetimi ve gözetimi altında bulunan Ocak işletmelerinin
faaliyetlerinin, yasada öngörüldüğü biçimde bu idarenin ruhsat ve
denetimine tabi tutulması ve bu konuda idareye yaptırım yetkisi verilmiş
olmasının, bu faaliyetin kamu hukukunun buyurucu kurallarına bağlı olduğunu
gösterdiği, (Uyuşmazlık Mahkemesinin 7.7.1994 tarih ve 1994/18 esas, 1994/18
sayılı kararının örnek gösterildiği) Anayasanın 125.maddesinin son fıkrası
ve İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 2/1-b maddesi uyarınca uyuşmazlığın
çözümünde idari yargı yerinin görevli bulunduğu, ayrıca genel nitelikte bir
kanun olan 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun özel kanunda belirtilen hükmü
ortadan kaldırmayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı
vermiş, bu karar itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
İNCELEME
VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında,
Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL,
Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK’in katılımlarıyla yapılan 6.11.2006 günlü
toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen
koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki
belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay
Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINO?LU’nun,
başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da
dinlendikten sonra GERE?İ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2247
sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un
14.maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri
sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az
ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz
görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması
gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında
ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa’nın 27.
maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev
uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından
inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş
istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.
Anılan
düzenlemeye göre, olumsuz görev uyuşmazlığının varlığından söz edebilmek
için: adli, idari veya askeri yargı yerlerinden en az ikisi tarafından kesin
olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması
gerekmektedir.
Olayda,
Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının itiraz edilmeyerek
kesinleşmesine karşılık, idare mahkemesi tek hâkiminin görevsizlik
kararına, davacının yaptığı itirazın reddi üzerine yapılan karar düzeltme
talebinin Bölge İdare Mahkemesince karara bağlanmamış olması nedeniyle,
ortada idari yargı yerine ait kesinleşmiş bir görevsizlik kararı
bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen “kararların
kesin veya kesinleşmiş olması” koşulu gerçekleşmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayan
başvurunun aynı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
SONUÇ:
2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan
BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 6.11.2006 gününde
OYBİRLİ?İ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS
NO : 2006/108
KARAR NO:
2006/215
KARAR TR
: 11.12.2006
(Hukuk
Bölümü)
ÖZET:
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmakta iken disiplinsizlik ve ahlaki
nedenlerle Yüksek Askeri Şura kararı ile ilişiği kesilen davacının; görevi
sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı sicil belgeleri ve kanaat
raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca kendisine
verilmesi isteminin reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan
davanın ASKERİ İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk
K A R A R
Davacı : İ.Y.
Davalı
: Milli Savunma Bakanlığı
O L A
Y : Türk Silahlı Kuvvetlerinde Hv. Svn. Kd. Üçvş. rütbesiyle görev
yapmakta iken disiplinsizlik ve ahlaki nedenlerle Yüksek Askeri Şura kararı
ile ilişiği kesilen Davacı, görevi sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı
sicil belgeleri ve kanaat raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
uyarınca kendisine verilmesini Milli Savunma Bakanlığından istemesi üzerine,
Genel Kurmay Başkanlığınca tesis edilen 12.10.2005 tarih ve 1123279 sayılı
işlemle, “gizli ve açıklanması yasaklanan bilgiler” kapsamında
değerlendirildiğinden istemi karşılanmamış, bir kısım bilgiler, belge
üzerinde karartma yapılarak verilmiştir.
Davacı,
görevi sırasında hakkında düzenlenmiş olan bazı sicil belgeleri ve kanaat
raporlarının 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca kendisine
verilmesi isteminin reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle 28.10.2005
tarihinde genel idari yargıda dava açmıştır.
Davalı
idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde davanın görüm ve çözümünde
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülerek görev
itirazında bulunulmuştur.
ANKARA 5.
İDARE MAHKEMESİ ; 5.1.2006 gün ve E:2005/2181 sayı ile, 1602 sayılı Yasanın
20. maddesi hükmüne göre AYİM’in bir davaya bakabilmesi için dava konusu
işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması
koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği, olayda, her ne kadar
yukarıda açıklanan 20. maddede görevden ayrılmış olsa da askeri personelin
asker kişi sayılacağı belirtilmekte ise de; askeriyeden ayrılan davacının
isteğinin, askerlikle ilgili olmayıp kendisi ile ilgili olarak düzenlenen
sicil belgesi ve kanaat raporlarının bilgi edinme yasası gereği verilmesi
olduğundan; yasada öngörülen askeri kişi ve askeri hizmete ilişkin
bulunmadığı, bu durumda, askeriyeden ayrılan davacının bilgi edinme yasası
uyarınca istediği sicil belgesi ve kanaat raporlarının, sivil kişinin aynı
yöndeki isteğinden ve onun çözümü ile varılacak sonuçtan farklı olmadığı,
davanın görüm ve çözümünün İdare Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle
davalı idarenin görev itirazını reddederek görevlilik kararı vermiştir.
Davalı
İdare vekilince, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı
çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine; dilekçe ve idari yargı
dosyası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığına gönderilmiştir.
ASKERİ
YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI; Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
başlıklı 157’nci maddesinde yer alan göreve ilişkin hükümlerini benzer bir
biçimde tekrarlayan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 ve 21’inci
maddelerine göre uyuşmazlık konusunun Askeri İdari Yargı yerinde
görülebilmesi için iki koşulun bir arada gerçekleşmesi gerektiği, “Asker
kişiyi ilgilendirme” koşulundan davacının hizmette ya da görevden ayrılmış
ve 1602 sayılı Kanunun 20’inci maddesinde sayılan asker kişilerden olmasının
gerektiği, diğer koşulu ise davaya konu işlemin “askeri hizmete ilişkin”
bulunması koşulunun oluşturduğu, idari işlemin, görevli yargı yerinin
tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi
için işlemin konusuna bakılması gerektiği, eğer idari işlem askeri
gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise
bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğunun kabulü gerektiği, daha açık
bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin, idarece bir asker
kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri
geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik
hizmetinin amacı, askeri görev yer
Yeni Sayfa 1
belediyelerin "imar", "ımar" ve "imar hukuku", "ımar hukuku", "kaçak yapı",
imar planı", "arazi ve arsa düzenlemesi", "imar para cezaları", "imar kirliliği
suçları", ve her türlü imar sorunlarına çözüm getirecek olan "imar hukukcusu" ve
"ımar hukukçusu".
imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-07-21 (2857 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|