BEŞİNCİ DAİRE KARARLARI
MEMURLAR VE Dİ?ER KAMU GÖREVLİLERİ
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/3647
Karar No : 2006/1140
Özeti : Baskın kamu
yararının bulunmadığı durumlarda, kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin
zedelenmemesi gerektiği hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı): Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel
Müdürlüğü
Vekili : Av. …
Karşı
Taraf : …
İsteğin
Özeti : Ağrı Şeker Fabrikası'nda şef olarak görev yapan
davacının, Ankara'ya atanması istemini içeren 2.9.2002 günlü başvurusunun cevap
verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın;
memurların naklen atanmaları konusunda takdir yetkisine sahip olan idarenin,
Anayasa ile güvence altına alınan aile birliğinin korunması ilkesi çerçevesinde
davacının atama istemini değerlendirilmesi ve bu anlamda sürekli bir biçimde
geçici görevlendirme müessesesine başvurmak suretiyle davacının Ankara'ya geçici
olarak görevlendirilmesi ve her defasında ilgiliye ödenecek yolluk ve
harcırahlarda da dikkate alındığında bu durumun idareye ek bir külfet getireceği
ve bu şekilde davacıdan verim alınamayacağının kabulü ile davacının atamasının
kamu yararı, hizmet gerekleri ve yukarıda anılan Anayasal ilkeler doğrultusunda
Ankara'ya yapılması gerekirken, davacının başvurusunun cevap verilmemek
suretiyle reddine ilişkin işlemde hukuka ve hizmet gereklerine uyarlık
görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda Erzurum İdare
Mahkemesi'nce verilen 18.3.2003 günlü, E:2002/1633, K:2003/263 sayılı kararın,
dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti
: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Zeynep Karakoç
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay
Savcısı: Mehmet Sağlam
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Ağrı Şeker
Fabrikası'nda şef olarak görev yapan davacının, Ankara'ya atanması istemini
içeren 2.9.2002 günlü başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin
işlemin iptalinin istenildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
İdare
Mahkemesince; memurların naklen atanmaları konusunda takdir yetkisine sahip olan
idarenin, Anayasa ile güvence altına alınan aile birliğinin korunması ilkesi
çerçevesinde davacının atama isteminin değerlendirmesi ve geçici görevlendirme
müessesesine başvurulmak suretiyle Ankara'ya geçici olarak görevlendirmesi
nedeniyle ödenecek yolluk ve harcırahlar da dikkate alındığında bu durumun
idareye ek bir külfet getireceği bu şekilde davacıdan verim alınamayacağının
kabulü ile davacının atamasının kamu yararı, hizmet gerekleri ve Anayasal
ilkeler doğrultusunda Ankara'ya yapılması gerekirken, başvurusunun cevap
verilmemek suretiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve hizmet
gereklerine uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
İdare ve vergi
mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek
bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde
belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır.
Haklı beklenti,
yönetimin ister bir taahhüt isterse uzun süren bir uygulamasına güvenerek olsun,
bireylerin çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit
etmeleridir.
Ailenin
korunması, Anayasa ile tanınmış sosyal bir haktır ve kamu hizmetinin daha
verimli yerine getirilmesi bakımından, kamu görevlileri için daha da önem taşır.
Kaldı ki, kamu
hizmetinin olağan işleyişi içinde umulabilecek bir durum vardır ve kamu
görevlilerinin böylesine haklı beklentiler içinde olması hizmetin gereğidir.
Dava konusu olaydaki beklenti de makul bir beklentidir. Yönetim, yönetim
olmaktan kaynaklanan gücünü ve olanaklarını, bu kişisel konumda kullanarak makul
beklentiyi karşılayabilir.
Kamu
görevlilerinin haklı beklentilerinin korunması, ancak kişisel kararlarda,
yönetimin takdir yetkisinin kullanma alanlarında söz konusu olduğundan, baskın
kamu yararı olmadığı durumlarda, kamu görevlilerinin haklı beklentilerinin
zedelenmemesi gerekir.
Bu nedenle,
davacının yer değiştirme isteminin, Devletin aile birliğinin sağlanması
yönündeki görevi de gözönünde tutularak, haklı beklentiler ilkesi içerisinde
idarece değerlendirilmesi gerekirdi.
Açıklanan
nedenlerle, davalı idarelerin temyiz isteminin reddiyle hukuk ve usule uygun
olarak Erzurum İdare Mahkemesi'nce verilen 18.3.2003 günlü, E:2002/1633,
K:2003/263 sayılı kararın yukarıda yapılan açıklamanın da eklenmesi suretiyle
onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idarenin üzerinde
bırakılmasına, temyiz başvuru harcının istemi halinde davalı idareye iadesine,
14.3.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Devlet Memuru
statüsünde çalışmayan davacının 657 sayılı Yasa'nın 72. maddesinden yararlanması
mümkün olmadığı için eş durumu nedeniyle atanma isteminin cevap verilmeksizin
reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, bu nedenle dava
konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşüncesiyle onama kararına katılmıyorum.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/3060
Karar No : 2006/1977
Özeti : Görevlendirme
yoluyla yürütülen bir görevin, bir üst kadroya atanma bakımından hizmet süresi
koşulunun yerine getirilmesini sağlamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davacı): …
Karşı
Taraf : Derince Belediye Başkanlığı - Derince/KOCAELİ
Vekili
: Av. …
İsteğin Özeti
: Sakarya 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 14.11.2002 günlü, E:2001/2025,
K:2002/1414 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek
bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti
: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Vecdi Karanfil
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay
Savcısı: Celalettin Yüksel
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49
uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Derince
Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde zabıta memuru kadrosunda olup zabıta komiseri
olarak görevlendirilen davacı, zabıta komiseri kadrosuna atanma talebinin
reddine ilişkin 8.11.2001 günlü işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Sakarya 1. İdare
Mahkemesi'nce verilen 14.11.2002 günlü, E:2001/2025, K:2002/1414 sayılı kararla;
davacının zabıta komiserliği kadrosuna atamasının asaleten yapılmamış olduğu,
görevlendirmenin kazanılmış hak sağlamayacağı, talepte bulunduğu kadroya
atamasının da görevde yükselme eğitimi ve sınavına tabi olduğu, bu nedenle dava
konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, kadronun
mevcut olduğunu, 22.3.1999 tarihinden itibaren asaleten zabıta komiserliğine
baktığını öne sürerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını
istemektedir.
Dava dosyasının
incelenmesinden, davacının davalı idarede, zabıta memurluğu kadrosunda görev
yaptığı ve 16.7.1996 tarih ve 527 sayılı işlemle zabıta komiser yardımcısı
olarak, 22.3.1999 tarihli, 172 sayılı işlemle zabıta komiseri olarak
çalıştırıldığı zabıta memurluğu kadrosunda zabıta komiserliği kadrosuna asaleten
atanmak isteyen davacının bu talebinin incelemeye alınarak Belediye
Başkanlığı'nın 2.8.2001 günlü, 643 sayılı yazısıyla Başbakanlık Devlet Personel
Başkanlığından görüş sorulduğu, bu yazıya verilen 15.8.2001 tarihli, 23722
sayılı cevapta zabıta komiserliği kadrosuna yapılacak atamanın ancak görevde
yükselme eğitimi ve sınavına katılmakla mümkün olacağının belirtildiği
anlaşılmaktadır.
İl Özel
İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik,
Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki
Memurların Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmeliğin 20. maddesinde, itfaiye
ve zabıta personeli için ilgili yönetmeliklerinde belirlenen niteliklerin
yanında, bu Yönetmelikte öngörülen görevde yükselmeye ilişkin usul ve esasların
uygulanacağı, söz konusu personelin ilgili yönetmeliklerinde bulunan görevde
yükselmeye ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Belediye Zabıta
Yönetmeliğinin 38. maddesinde, belediye zabıtası komiser yardımcılığında en az 3
yıl başarı ile hizmet gören ve üst derecede bir göreve layık görülenler kadro
durumu elverişli olmak şartıyla, yetkili amirin teklifi ve belediye başkanının
onayı ile belediye zabıta komiseri unvanını alacakları kuralı yer almıştır.
Davacının zabıta
komiseri olarak atanabilmesi için öncelikle, zabıta komiser yardımcısı unvanını
alması gerekmektedir. Oysa davacının sahip olduğu kadro zabıta memuru kadrosu
olup, zabıta komiseri olarak atanabilmesi için alt kadroda (zabıta komiser
yardımcısı) görev yapması şarttır. Davacının, zabıta komiser yardımcılığı
görevinde bu kadroya atanmaksızın çalıştırılmış olması, Yönetmeliğin ön gördüğü
alt kadroda çalışma şartını taşıdığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle
davacının zabıta komiserliğine atanmamasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle Sakarya 1. İdare Mahkemesince
verilen hukuka ve usule uygun bulunan 14.11.2002 günlü, E:2001/2025, K:2002/1414
sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle onanmasına,
temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 11.4.2006
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/4221
Karar No : 2006/2257
Özeti : Mevzuatta, kadro ve
unvanı değiştirilmeden sadece yetkinin kaldırılmasına imkan tanıyan bir hüküm
bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı): Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı - BURSA
Vekili
: Av. …
Karşı
Taraf : …
İsteğin
Özeti : Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü olan
davacının, Genel Müdürlük yetkisinin üzerinden alınmasına ilişkin 17.7.2002
günlü, 1161 sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal
ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle
açtığı davada; 2560 sayılı İSKİ Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun'un 11. maddesinde; İSKİ Genel Müdürünün İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanının teklifi üzerine İçişleri Bakanı tarafından atanacağı, ek 5.
maddesinde ise; bu Kanun'un diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı
hükmünün getirildiği, BUSKİ Genel Müdürü olan davacı hakkında anılan Kanun
hükmüne göre usulde paralellik ilkesi gereğince Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanının teklifi üzerine İçişleri Bakanınca işlem tesis edilmesi gerektiği,
mevzuatımızda kadro ve görev unvanı değiştirilmeden sadece yetkinin
kaldırılmasına imkan tanıyan bir hüküm bulunmadığı halde, Büyükşehir Belediye
Başkan vekili tarafından davacının söz konusu yetkisinin kaldırılmasında konu ve
yetki yönünden hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin
iptali, davacının kadrosunun üzerinde kalması nedeniyle maaş ve özlük haklarında
bir eksilme söz konusu olmadığından, maaş ve özlük haklarına ilişkin istemin
reddi yolunda Bursa 1. İdare Mahkemesi'nce verilen 4.11.2002 günlü, E:2002/1198,
K:2002/1849 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması
isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti
: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Serap Erkan
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı
: Kemal Bilecen
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi
mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek
bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde
belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Bursa 1. İdare Mahkemesi'nce
verilen 4.11.2002 günlü,
E:2002/1198, K:2002/1849
sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını
gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan
kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde
bırakılmasına, fazla yatırılan 7,53 YTL temyiz başvuru harcının isteği halinde
davalıya verilmesine, 21.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/7180
Karar No : 2006/1805
Özeti : Memuriyette
kazanılan mühendis unvanının, mühendis kadrosuna naklen atanmak için yeterli
olmadığı; kadro unvanının da atanılacak göreve uygun olması gerektiği hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı): İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
Rektörlüğü
Vekilleri : Av. …, Av. …, Av. …
Karşı
Taraf : …
İsteğin Özeti
: İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 1.10.2003 günlü, E:2003/82, K:2003/1193 sayılı
kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden
ibarettir.
Cevabın Özeti
: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Mehmet Aydın
Düşüncesi : Davacının, bitirdiği yüksek öğrenim nedeniyle mühendis
unvanına sahip olduğu açık ise de; adı geçenin, S.S.K. Ege Doğumevi ve Kadın
Hastalıkları Hastanesi'nde "fiilen" mühendis olarak çalışmadığı, memur
kadrosunda görev yaptığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Davalı idarenin
kurumlar arası nakil yoluyla personel alımına ilişkin ilanında, bu şekilde
ataması yapılacak kadronun "mühendis kadrosu" olduğunun belirtilmesi, davacının
ise fiilen bu kadroda bulunmaması nedeniyle, adı geçenin, sözü edilen ilanda
aranan koşulları taşımadığı tartışmasızdır.
Bu fiili ve
hukuki durum karşısında, İdare Mahkemesi'nce anılan husus gözardı edilmek
suretiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmesinde hukuki isabet
bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle anılan kararın
bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı
: Mehmet Akkaya
Düşüncesi :
İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
İnönü
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü'nden
mezun olan ve SSK Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi'nde memur olarak
görev yapan davacı, davalı idarenin 12.11.2002 tarihli ilanına istinaden
mühendislik kadrosuna atanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 9.1.2003
günlü, 143-148 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
İzmir 2. İdare
Mahkemesi'nin 1.10.2003 günlü, E:2003/82, K:2003/1193 sayılı kararıyla;
Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde
Yükselme Yönetmeliği'nde, aynı veya başka hizmet sınıflarındaki alt görevlerden
üst görevlere yapılacak atamaların düzenlendiği; Genel İdare Hizmetleri
Sınıfında yer alan memur kadrosundan, kurumlararası nakil yoluyla ve bitirilen
öğrenim durumu itibariyle girilebilecek sınıftan bir kadroya yapılacak
atamanın ise görevde yükselme olarak değerlendirilmesi olanağı bulunmadığı; bu
itibarla, olayda davacının mühendislik kadrosuna naklen atanma isteminin Devlet
Memurları Kanunu ve yükseköğretim personel mevzuatı hükümlerine göre
değerlendirilerek, adı geçenin mühendis kadrosuna atanıp atanamayacağına karar
verilmesi gerekirken, görevde yükselme eğitimi ve görevde yükselme sınavına
girilmesi gerektiğinden bahisle davacı isteminin reddi yolundaki dava konusu
işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline karar
verilmiştir.
Davalı idare,
memur kadrosunda bulunan davacının, Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile
Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme Yönetmeliği'nin 22. maddesine
göre mühendis kadrosuna naklen atanabilmesi için görevde yükselme eğitimi ve
sınavına girmesi gerektiğini, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını
öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını
istemektedir.
Yükseköğretim
Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme
Yönetmeliği'nin "Geçişler" başlıklı 22. maddesinin dava konusu işlemin tesis
edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5. fıkrasında "Diğer kamu kurum ve
kuruluşlarından kuruma naklen atanacaklar için, aynı düzeyde unvanlı kadrolarda
görev yapmış olmak şarttır. Bunların atanmış oldukları unvanlardan daha üst
unvanlara yükselebilmeleri bu Yönetmelik hükümlerine tabidir." hükmüne yer
verilmiştir.
Olayda,
davacının, İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik
Mühendisliği Bölümü mezunu olduğu ve bunun sonucu olarak mühendis unvanını
taşıdığı; ancak SSK Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi'nde memur
kadrosunda çalıştığı; bir başka anlatımla, "fiilen mühendis" olarak görev
yapmadığı tartışmasızdır. Her ne kadar İdare Mahkemesi'nce; "memur kadrosundan,
kurumlararası nakil yoluyla ve bitirilen öğrenim durumu itibariyle
girilebilecek sınıftan bir kadroya yapılacak atamanın görevde yükselme olarak
değerlendirilemeyeceği" gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ise de;
dosyada mevcut bulunan ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüğü'nce
verilen 12.11.2002 günlü ilanda da açıkça belirtildiği üzere, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu uyarınca kuruma naklen atama yoluyla alınacak personele ilişkin
kadrolar arasında "mühendis" kadrosuna yer verildiği, bu ilanda "memur"
kadrosuna yer verilmediği; bu itibarla davacının, kuruma ataması yapılacak
"kadrolu personel" açısından ilanda belirtilen koşulları taşımadığı açıktır.
Bu durumda;
davalı idarenin mühendise ihtiyacı olduğundan ve yukarıda adı geçen Yönetmelik
uyarınca, "kurumlararası atama" yoluyla davalı idareye atanabilecek personelin,
"geldiği kurumun mühendis kadrosunda görev yapan personel" olması gerektiğinden,
fiilen memur kadrosunda görev yapan ve bu itibarla davalı idarenin verdiği
ilandaki şartları taşımadığı açık olan davacının, davalı idaredeki mühendislik
kadrosuna atanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali
istemiyle açtığı işbu davanın reddine hükmedilmesi gerekirken, İdare
Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda hüküm kurulmasında hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İzmir 2. İdare
Mahkemesi'nce verilen 1.10.2003 günlü, E:2003/82, K:2003/1193 sayılı kararın
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası
uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası
gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar
verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 4.4.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/4102
Karar No : 2006/1831
Özeti : Objektif esaslara
uygun olarak hazırlanmayan soruların yer aldığı sınavda, katılanların bilgi ve
beceri düzeyinin ölçüldüğü sonucuna varılamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı) : Adalet Bakanlığı - ANKARA
Diğer
Davalı : Ankara Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı -
Karşı
Taraf : …
İsteğin Özeti
: Ankara Onbirinci İdare Mahkemesinin 25.3.2003 günlü, E:2002/348, K:2003/401
sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti
: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Süleyman Aydın
Düşüncesi : Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay
Savcısı: Kemal Bilecen
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49
uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Zabıt katibi
olarak görev yapan davacı katıldığı hizmet içi eğitim programında girdiği yazılı
sınavın 65 puanla değerlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava
açmıştır.
Ankara Onbirinci
İdare Mahkemesinin 25.3.2003 günlü, E:2002/348, K:2003/401 sayılı kararıyla;
davalı idarece söz konusu sınav için cevap anahtarı düzenlenmediği, bu durumda
cevap anahtarı hazırlanmadan yapılan sınavda, davacı için takdir edilen puanda
nesnel esaslara ölçme ve değerlendirme kurallarına uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare,
mevzuatta söz konusu sınav için cevap anahtarı düzenlenmesini gerektiren bir
kural bulunmadığı, cevap anahtarlarının test sınavları için düzenlenebileceği,
aynı sınavda en az puanla başarılı olan kişinin cevap kağıdı üzerinden
değerlendirme yapılabileceği, temyize konu kararın sınavın tümünün iptaline
neden olabileceği, söz konusu kararın nasıl uygulanacağının, davacının başarılı
sayılıp sayılmayacağının belirsiz olduğu savlarıyla İdare Mahkemesi kararının
temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davacının
katıldığı sınav için cevap anahtarı düzenleneceği yolunda bir düzenleme
mevzuatta bulunmamaktadır.
Ancak söz konusu
sınavda sorulan bazı soruların objektif esaslara göre hazırlanmadığı, bunların
cevabının kişiden kişiye değişebildiği, cevap anahtarı hazırlanması durumunda
bile sınava katılanların bilgi ve beceri düzeyinin ölçüldüğü sonucuna
varılamayacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumda dava
konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle, Ankara Onbirinci İdare
Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibarıyla hukuka uygun bulunan 25.3.2003
günlü, E:2002/348, K:2003/401 sayılı kararın yukarıdaki gerekçeyle onanmasına,
yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, 5.4.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/6429
Karar No : 2006/2015
Özeti : Dayanağını kanundan
almayan devir yetkisine dayalı işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı): Ankara Valiliği
Karşı
Taraf : …
İsteğin Özeti
: Davacının, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü emrinde
polis memuru olarak görev yapmakta iken, Karşıyaka Karakoluna naklen atanmasına
ilişkin 14.11.2002 günlü, B05.1EGM.4.06.0071.02.6221/2002 sayılı işlemin; dava
konusu atama işleminin Valilik makamı tarafından il idare şube başkanı olan İl
Emniyet Müdürüne verilen yetki çerçevesinde tesis edildiği, 5442 sayılı Yasanın
9/b maddesi ile hesabata ve teknik hususlara ait işlerde Valiye imza yetkisini
devredebilme olanağı tanındığı, aynı Yasanın 8/c maddesinde açıkça Valinin
görevleri arasında sayılan ve imza devri konusunda dayanağını Kanundan almayan
devir yetkisi verilmek suretiyle kurulan işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolunda Ankara 5.İdare Mahkemesi'nce verilen
5.6.2003 günlü, E:2002/1786, K:2003/745 sayılı kararın, dilekçede yazılı
nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca
temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti
: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Mahmut Ersert
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay
Savcısı: Kemal Bilecen
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen
incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi
mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek
bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde
belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Ankara 5. İdare Mahkemesi'nce
verilen 5.6.2003 günlü, E:2002/1786, K:2003/745 sayılı karar ve dayandığı
gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de
bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz
giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 12.4.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2005/6401
Karar No : 2006/1775
Özeti : 657 sayılı Yasanın
72. maddesinin 2. fıkrası uyarınca eş durumunun naklen atama sırasında gözönüne
alınmasının, ancak atanan memurun eşinin de memur olması halinde mümkün
olabileceği hakkında.
Karar Düzeltme
İsteminde Bulunan (Davalı): Sağlık Bakanlığı - ANKARA
Karşı
Taraf : …
Vekili
: Av. …
İsteğin Özeti
: Gaziantep İdare Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü,
E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Beşinci
Dairesi'nin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararının, davalı
idarece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca
düzeltilmesi istenilmektedir.
Cevabın
Özeti : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Bülent Küfüdür
Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabul edilerek İdare
Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay
Savcısı : Saadet Ünal
Düşüncesi : Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen
hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 54 üncü maddesine uygun
bulunduğundan davalı idarenin düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay beşinci
Dairesi'nce verilen 5.7.2005 günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararın
kaldırılarak anılan Daire kararında yer alan düşüncemiz uyarınca İdare Mahkemesi
kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
Gaziantep …
Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı olarak görev yapan davacının aynı görevle …
Devlet Hastanesine naklen atanmasına ilişkin 21.05.2002 günlü, 55665 sayılı
işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Gaziantep İdare
Mahkemesi'nin 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararıyla;
davacının görev yaptığı hastanede Sağlık Bakanlığı müfettişince yapılan inceleme
sonucunda saptanan hususlar karşısında dava konusu işlem tesis edilmiş ise de,
davacının eşinin Kızılay Kan Merkezinde hemşire olarak görev yaptığı, davacının
atandığı … İlçesinde eşinin çalışabileceği Kızılay Kan Merkezinin bulunmadığı,
bu durumda eşinin görev yapabileceği yerlerin araştırılarak ve kurumuyla
gerekli koordinasyon sağlanarak uygun bir yere atanması gerekirken eş durumu
dikkate alınmaksızın kurulan dava konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Gaziantep İdare
Mahkemesi'nin anılan kararı Danıştay Beşinci Dairesi'nin 5.7.2005 günlü,
E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davalı idarece;
davacının görev yaptığı Gaziantep … Hastanesinde Sağlık Bakanlığı
Müfettişlerince yürütülen inceleme ile davacının hasta ilişkileri konusunda
göstermiş olduğu tutum ve davranış biçimine ait olumsuz saptamalar dikkate
alındığında, davacının görev yerinin değiştirilmesine yönelik olarak kurulan
dava konusu atama işleminde kullanılan takdir hakkında, kamu yararı ve sağlık
hizmetlerinin gerekleri bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek;
dava konusu işlemin iptali yolunda İdare Mahkemesi'nce verilen kararın
onanmasına dair Danıştay Beşinci Dairesinin 5.7.2005 günlü, E:2003/3816,
K:2005/3426 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54.
maddesi uyarınca düzeltilmesi ve İdare Mahkemesi kararının bozulması
istenilmektedir.
Kararın
düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1/c fıkrası hükmüne uygun bulunduğundan, karar
düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesi'nce verilen 5.7.2005
günlü, E:2003/3816, K:2005/3426 sayılı karar kaldırılarak uyuşmazlığın esasına
geçildi.
657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nun 72 nci maddesinin 2. fıkrasında; "Yeniden ve yer
değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek
bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer
eşinde isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yere 74. ve
76.maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır.'' hükmüne yer verilmiş
olup, yine aynı maddede yer değiştirme suretiyle atanmaya tabi memurun atandığı
yerde eşinin atanacağı teşkilatın bulunmaması ya da teşkilatı olmakla birlikte
niteliğine uygun münhal bir görev bulunmaması ve ilgilinin de talebi halinde, bu
personele eşinin görev süresi ile sınırlı olmak üzere (belirtilen şartlarda)
izin verilebileceği hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının
incelenmesinden; davacı hakkında, Sağlık Bakanlığı Müfettişi tarafından
düzenlenen ön inceleme raporunda, hasta yakınlarından para istemek, para almak,
hastayı özele yönlendirmek, poliklinik saatlerine uymamak eylemlerinden dolayı
disiplin yönünden uyarma, kınama ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezaları
ile cezalandırılması, idari yönden ise, görev yerinin değiştirilmesinin
önerilmesi üzerine, davacının … Devlet Hastanesi'ne naklen atamasının yapıldığı,
davacının eşinin Türkiye Kızılay Derneği Gaziantep Atatürk Kan Merkezi
Müdürlüğü'nde Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi hemşire olarak görev yaptığı
anlaşılmaktadır.
Devlet
Memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmaları sırasında aile birimini korumak
bakımından, kurumlar arasında eşgüdümün sağlanması suretiyle atanan memurun eş
durumu gözönüne alınarak işlem yapılmasına ilişkin 657 sayılı Yasanın 72.
maddesinin yukarıda açıklanan 2. fıkrası hükmüne göre, eş durumunun gözönüne
alınması ancak yer değiştirme suretiyle atamaya tabi tutulan kişinin eşinin de
memur olması halinde mümkün olabileceğinden, davacının Türkiye Kızılay Derneği
Gaziantep Atatürk Kan Merkezi Müdürlüğünde hemşire olarak çalışan eşinin Devlet
memuru olmaması nedeniyle, idarenin davacının eş durumunu gözetmek suretiyle
atama yapma zorunluluğu bulunduğundan söz edilemeyeceği, dolayısıyla idarenin bu
yönde yargı kararı ile zorlanamayacağının açık olması karşısında, eş durumu
gerekçesine dayanılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare
Mahkemesi kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, Gaziantep İdare
Mahkemesi'nce verilen 25.2.2003 günlü, E:2002/1077, K:2003/123 sayılı kararın
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası
uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası
gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar
verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, 4.4.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/4243
Karar No : 2006/2249
Özeti : Davacının mesai
arkadaşlarınca, sağlık durumuna ilişkin olarak düzenlenen tutanağın, naklen
atanmasına dayanak alınamayacağı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan (Davalı): DSİ Genel Müdürlüğü - ANKARA
Vekili
: Av. …
Karşı
Taraf : …
Vekili
: Av. …
İsteğin
Özeti : Davacının, Jeotermik Hizmetler ve Yeraltı Suları Dairesi
Başkanlığı'nda mühendislik görevinden alınarak Ankara V. Bölge Müdürlüğü emrine
aynı unvanla atanmasına ilişkin 14.5.2002 günlü işlemin; davacıya ait son on
yıllık sicillerin çok iyi ve iyi düzeyde olduğu, dava konusu işleme sebep unsuru
olarak alınan ve davacının görev yerindeki mesai arkadaşları tarafından
düzenlenen davacının sağlık şartlarına ilişkin tutanakta yer alan hususların bu
konuda alınacak bir sağlık raporu ile tespit edilerek, 657 sayılı Kanun'un 105.
ve 107. maddelerinde öngörülen düzenlemelere göre bir işlem yapılması
gerekirken, davacıyla birlikte aynı Daire Başkanlığı'nda çalışan 4 kamu
görevlisi tarafından düzenlenmiş olan tutanağa dayalı olarak kurulan işlemde
hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptali yolunda Ankara 6. İdare
Mahkemesi'nce verilen 26.2.2003 günlü, E:2002/992, K:2003/230 sayılı kararın,
dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49.
maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın
Özeti : Temyiz isteminin redde gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik
Hakimi : Serap Erkan
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği
düşünülmüştür.
Danıştay
Savcısı : Mehmet Sağlam
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların
temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren
Danıştay Beşinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi
mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek
bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde
belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Ankara 6. İdare Mahkemesi'nce
verilen 26.2.2003 günlü, E:2002/992, K:2003/230 sayılı karar ve dayandığı
gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de
bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz
giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, 21.4.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
DÜZENLEYİCİ – GENEL İŞLEMLER
T.C.
D A N I Ş T A Y
Beşinci Daire
Esas No : 2003/2896
Karar No : 2006/1672
<
imar hukukcusu
Türkiyenin imar hukukçusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-09 (2661 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|