T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/7188
Karar No : 2006/948
Özeti : 5252 sayılı Kanunla
belirlenen para cezasını aşacak şekilde imar para cezası verilmesinde hukuka
uyarlık bulunmadığından en yüksek para cezası miktarının yeniden hesaplanması
gerektiği hakkında.
Temyi z
İsteminde Bulunan: … İnş. Tic. Ltd.Şti.
Vekili : Av. …
Karşı
Taraf : Bakırköy Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …
İstemin
Özeti : İstanbul 4. İdare Mahkemesinin 28.6.2005 günlü,
E:2004/1256, K:2005/1243 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın
Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi: 1.6.2005 gününde yürürlüğe giren 5252 sayılı
Kanun uyarınca İmar Kanununa göre verilebilecek en yüksek para cezasının 35.750
YTL olması karşısında bu miktarı aşacak şekilde para cezası verilmesinde hukuka
uyarlık bulunmadığından davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı
Aynur Şahinok'un Düşüncesi:292 ada, 142 sayılı parselde yapılan ruhsatsız inşaat
nedeniyle 3194 sayılı yasanın 42. maddesi uyarınca para cezası, verilmesine
ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare
Mahkemesi Kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz
dosyasının incelenmesinden, 5252 sayılı yasa uyarınca İmar yasasına göre
verilebilecek en yüksek para cezası miktarının 35.750 olması gerekeceği
anlaşıldığından temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu İdare Mahkemesi
kararının bozulmasınınu ygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul
İli, Bakırköy İlçesi, … ada, … sayılı parselde yapılan ruhsatsız inşaat
nedeniyle davacıya 3194 sayılı İmar Kanununun 42.maddesi uyarınca para cezası
verilmesine ilişkin 27.4.2004 günlü, 679 sayılı belediye encümeni kararının
iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; 23.3.2004 günlü 405 sayılı yapı
tatil tutanağı ile inşaata devam edildiğinin tesbit edilmesi üzerine para cezası
verilmesinde ve inşaatın ısrarla sürdürülmesi, mahalli niteliği, durumu,
büyüklüğü ve çevresel özellikleri dikkate alındığında para cezasının miktarında
hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu
karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1.6.2005 gününde
yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük Ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanunun "Dİğer kanunlardaki para cezalarının artırılması ve usulü"
başlıklı 4.maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun dışındaki kanunlarda yer
alan para cezalarından nispi nitelikteki vergi ve resim cezaları, nispi para
cezaları ve tazminat kabilinden değişen orana bağlı bulunan para cezaları hariç
olmak üzere, kanun ve tüzüklerde alt ve üst sınırları veya bunlardan birinin
gösterildiği veya hiç gösterilmediği veya sabit bir rakam olarak gösterilmiş
bulunan para cezalarından (idari ve disiplin para cezaları dahil) 1.1.1981
tarihinden 31.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe girmiş bulunan kanunlardaki para
cezalarının bindörtyüzotuz katına çıkarıldığı, hükme bağlandıktan sonra aynı
Kanunun 9.maddesinin 3.fıkrasında, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki
kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların
birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda
belirtilen yasal hükümlere göre verilebilecek en yüksek para cezası miktarının
yeniden hesaplanması gerekmektedir.
Açıklanan
nedenlerle, temyize konu İstanbul 4.İdare Mahkemesinin 28.6.2005 günlü,
E:2004/1256, K:2005/1243 sayılı kararının bozulmasina, 22,9 YTL karar harcı ile
fazla yatırılan 17 YTL harcın temyiz isteminde bulunanan iadesine, dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 8.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2005/6379
Karar No : 2006/984
Özeti : Davacının kamu
bankası (ziraat) olması ve para cezasına konu yapının da bankaya ait hizmet
binası (personelin ikametine tesis ettiği lojman) olarak inşa edilmiş olması
karşısında davacı bankanın gayrimenkul rantı sağlamaya yönelik işlem yapan yapı
sahibi yerine konularak üst limitten para cezası takdir edilmesinde hukuka
uyarlık bulunmadığı hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan: T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
Karşı
Taraf : Beypazarı Belediye Başkanlığı-ANKARA
Vekili : Av. …
İstemin
Özeti : Ankara 11. İdare Mahkemesinin 25.02.2005 günlü,
E:2003/1548 K:2005/260 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın
Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi G.Filiz Ercan Aslantaş'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme
kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı
Ahmet Arslan'ın Düşüncesi: Dava, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca
23.000.000.000.lira para cezası verilmesine ilşkin 2.4.2001 günlü,13292 sayılı
encümen kararının iptali istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar
Kanununun 42.maddesinde,para cezasının alt ve üst sınırı belirlenmiş
olup,uygulamada idarenin alt sınırı aşan ceza hakkında takdir yetkisini
kullanırken nelerin cezayı ağırlaştırıcı neden sayılacağını keyfi uygulamalara
neden olmamak için imar hukukuna uygun geçerli sebeplerle ve objektif ölçülerle
belirlenmesi zorunludur.
Buna göre,ruhsat
almadan yapı yapan davacıya 3194 sayılı Kanunun 42.maddesi uyarınca para cezası
verilmesi gerekmekte ise de; her işlemde kişiye ve olaya özgü farklı miktar
belirlemelerinin yapılmaması ve uygulamalarda eşitliğin sağlanmasını temin etmek
amacıyla,bu madde hükmünü uygulayacak idarelerin ruhsatsız veya imar mevzuatına
aykırılığını tespit ettikleri yapının seviyesi,büyüklüğü,sınıfı,kullanım
durumu,kullanım amacı vb.gibi kriterlere göre yetkili organların kararı ile alt
ve üst limitler arasında önceden yapılacak genel nitelikli düzenleme ile
getirilecek esaslar çerçevesinde kişiye özgü imar para cezası belirlenmesi
kanunun amacına ve uygulamasına daha uygun düşecektir.
Bu
durumda,davacıya alt limitin üzerinde para cezası verilmesinin objektif ölçülere
dayandırılmadığı anlaşıldığından,dava konusu encümen kararlarıyla alt limitin
üzerinde para cezası verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Ankara,
Beypazarı, … Caddesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki davacı bankaya
ait hizmet binasında imar planına aykırı olarak yola çekme mesafesinin
kısaltılması nedeniyle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca
23.000.000.000 TL. para cezası verilmesine ilişkin 02.04.2001 günlü, 13292
sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince
davacı bankaya ait hizmet binasının Beypazarı ilçesinin en gözde yerinde ve
çarşı merkezine yapıldığı, ruhsata aykırı olarak inşaa edilen 1, 2, ve 3.
katlarda davacının çok büyük ölçüde rant elde ettiği, bu mevkiide zabıt tarihi
itibariyle arsa metrekare birim fiyatları da dikkate alındığında dava konusu
para cezasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdarelerin,
yasanın alt ve üst sınırlarını belirlediği bir alanda takdir yetkilerini
kullanırken asgari haddin üzerinde bir karar verilmesi durumunda bu kararın
nedenlerini de belirtmeleri gerekir. İdare kararında yaptığı işlemin nedenini
göstermiyorsa, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesi uyarınca
gerekçeyi ve delillerini yargıya sunmak zorundadır.
3194 sayılı
Yasanın 42.maddesi uyarınca verilecek para cezalarında da idareye Yasanın
belirlediği alt ve üst sınırlar içerisinde ceza tayini olanağı tanınmıştır.
3194 sayılı
Yasanın 42. maddesinde belirtilen para cezasının miktarının alt sınırının
üzerinde takdir edilebilmesi için, idarenin mahallinde yapılacak tespitle,
ruhsatsız ya da ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunu ve niteliğini
saptaması önemlidir. Alt sınırın üzerinde para cezası belirlenmesi durumunda,
takdir yetkisinin hangi ölçütler çerçevesinde kullanıldığının, ruhsatsız ya da
ruhsata aykırı hususların nelerden oluştuğunun ve niteliğinin de belirtilmesi
suretiyle idarece açıklanması ve yasada yazılı alt sınırın üzerindeki miktarda
para cezası verilmesinin gerekçelerinin objektif ölçütlere uygun biçimde ortaya
konulması zorunludur. Belediye encümeni kararında ya da davalı idarenin savunma
dilekçesinde gerekçenin gösterilmemesi durumunda ise, mahkemece, kanunda yazılı
alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesinin nedenlerinin
araştırılması ve alt sınırın üzerinde para cezası miktarının belirlenmesine
yönelik olarak idarece gösterilecek gerekçelerin incelenmesi suretiyle karar
verilmesi gerekmektedir.
Dosyanın
incelenmesinden, dava konusu işlemde ve davalı idarenin savunmasında, kanunda
belirtilen alt sınırın üzerinde para cezası miktarı belirlenmesinin objektif
ölçütlerinin ortaya konulmadığı, her ne kadar idare Mahkemesince uyuşmazlık
konusu para cezasının hangi kriterler esas alınarak verildiği ve buna ait bilgi
ve belgelerin istenilmesi yolundaki ara kararına cevaben davalı idarece verilen
davacı bankaya ait hizmet binasının ilçenin en gözde yerinde ve çarşı merkezinde
bulunduğundan bahisle binanın tamamından elde edilecek rant miktarının ve arsa
birim fiyatları dikkate alınarak para cezasının kanunda belirtilen üst limitten
verildiğinin belirtilmesi üzerine Mahkemece bu gerekçe dikkate alınarak davanın
reddine karar verilmiş ise de davacının bir kamu bankası olması ve para cezasına
konu yapının da bankaya ait hizmet binası (personelin ikametine tesis ettiği
lojman) olarak inşaa edilmiş olması karşısında davacı bankanın gayrimenkul rantı
sağlamaya yönelik işlem yapan yapı sahibi yerine konularak üst limitten para
cezası takdir edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla,
İdare Mahkemesince 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde belirtilen alt
sınırın üzerinde para cezası verilmesine yönelik olarak idarece gösterilen ve
objektif ölçütlere uygun biçimde ortaya konulamayan gerekçeler dikkate alınarak
davanın reddine karar verilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, Ankara 11. İdare Mahkemesinin 25.02.2005 günlü, E:2003/,1548
K:2005/260 sayılı kararının bozulmasına, 22,90 YTL. karar harcının temyiz
isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
10.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
D A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 2004/926
Karar No : 2006/762
Özeti : Tören alanları, bir
önem atfedilmiş günlerde sadece o gün için toplanma amaçlı olarak kullanılacak
alanlar olması nedeniyle süreli ve geçici olarak tanımlanabilecek böyle bir
ihtiyaç için herhangi bir taşınmazın sürekli olarak imar planında bu amaca
tahsis edilmesinde bir zorunluluk bulunmadığı; aksine bir görüşün, imar
planlarının kamu yararı için toprağın korunma ve kullanma dengesini en rasyonel
biçimde sağlama fonksiyonuyla örtüşmeyeceği hakkında.
Temyiz İsteminde
Bulunan: …
Vekili : Av. …
Karşı
Taraf : Başmakçı Belediye Başkanlığı - AFYON
İstemin
Özeti : Denizli İdare Mahkemesinin 6.11.2003 günlü, E:2002/1307,
K:2003/1024 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın
Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik
Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi: Dava konusu olayda, imar planında başka
amaçlarla ayrılmış bulunan yerlerin ilgili idarelerce tören amaçlı olarak
kullanılmak üzere tahsis edilmesi sözkonusu olduğundan imar planında bu amaçla
ayrıca yer ayrılmasına ilişkin imar planı değişikliğinde mevzuata uyarlık
görülmediğinden, uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmek üzere İdare
Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı
Tülin Özgenç'in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların
temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden
hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren
Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Afyon ili,
Başmakçı ilçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın " tören alanı" olarak
belirlenmesine ilişkin imar planı ile bu plana dayalı olarak yapılan
kamulaştırma işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer
alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar planında tören
alanı olarak ayrılan yerin kent merkezi olduğu, önemli bir kavşak üzerinde
belediye, adliye ve ticaret alanının tanımladığı bir noktada yer aldığı, kent
merkezinde toplanma mekanı olarak tanımlanmış ve yer olarak doğru seçilmiş bir
meydan niteliğinde bulunduğu, özellikle belediye binasının önünde olması
nedeniyle resmi bayramlarda toplantıların yapılabileceği ve çeşitli
etkinliklerin yer alabileceği bir alan olduğu anlaşıldığından, dava konusu imar
planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık
bulunmadığı, anılan plan uyarınca davacıya ait taşınmazın kamulaştırılmasına
ilişkin işlemde de hukuka aykırılık görülmedği gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Tören alanları,
bir önem atfedilmiş günlerde sadece o gün için toplanma amaçlı olarak
kullanılacak alanlardır. Süreli ve geçici olarak tanımlanabilecek böyle bir
ihtiyaç için herhangi bir taşınmazın sürekli olarak imar planında bu amaca
tahsis edilmesinde bir zorunluluk bulunmamaktadır. Aksine bir görüşün, imar
planlarının kamu yararı için toprağın korunma ve kullanma dengesini en rasyonel
biçimde sağlama fonksiyonuyla örtüşmeyeceği açıktır.
Nitekim, İmar
Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelikte lejant
hükümleri arasında "Tören Alanı" şeklinde bir gösterime yer verilmemiştir.
Kaldı ki, bu
nitelikteki bir ihtiyacın ilgili idarelerce imar planında başka amaçlara ayrılan
yerlerin geçici olarak tahsisi suretiyle giderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla,
belirtilen amaçla ayrıca yer ayrılmasına ilişkin imar planında şehircilik
ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığından dava
konusu imar planı ve bu plan uyarınca yapılan kamulaştırma işlemi hakkında İdare
Mahkemesince yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan
nedenlerle, Denizli İdare Mahkemesinin 6.11.2003 günlü, E:2002/1307, K:2003/1024
sayılı kararının bozulmasına, 20,60 YTL. karar harcı ile fazladan yatırılan
15,30 YTL harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 24.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.