T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/468
Karar No : 2003/2524
Özeti : Motorlu kara taşıtlarının egzoz gazı emisyon ölçümünün de dahil
olduğu teknik muayenelerinin Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılması veya
yaptırılması gerektiği, bu konuda Çevre Bakanlığının tebliğ ile düzenleme
yapmasında yetki yönünden mevzuata uyarlık bulunmadığı hk.-DKD.2
Davacı : ... Turizm Servis Ve Tic. Ltd. Şti.
Davalı : Çevre Bakanlığı
Davanın Özeti : Çevre Bakanlığınca 27.11.2001 günlü, 24596 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan "Motorlu Kara Taşıtlarınrn Egzoz Emisyonlarının Ölçüm ve
Denetlenmesine ilişkin Tebliğ'in 6. maddesi, 7. maddesinin son fıkrası, 8.
maddesinin son fıkrası ve 10. maddesinin üçüncü fıkrasının hukuka aykırı olduğu
gerekçesiyle iptali istenilmektedir.
Çevre Bakanlığının Savunmasının Özeti : Usule ilişkin olarak, davacının
davayı açmakta "kişisel, meşru ve güncei" menfaatinin bulunmadığı nedeniyle
davanın ehliyet yönünden reddi, esasa ilişkin olarak da haksız ve yasal
dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Gül Filiz Ercan Aslantaş'ın Düşüncesi : Dosyanın
incelenmesinden uyuşmazlık konusu Tebliğ'in 10. maddesinin üçüncü fıkrasının
28.3.2002 günlü, 24709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Motorlu Kara
Taşıtlarının Egzoz Emisyonlarının Ölçüm ve Denetlenmesine ilişkin Tebliğde
Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ'in 1. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı
anlaşıldığından anılan maddenin iptali istemine yönelik olarak dava hakkında
karar verilmesine yer olmadığına, diğer taraftan Karayolları Trafik kanununda
egzoz gazı ölçümü konusunda yetkili kurum ve kuruluşların açıkça belirtmiş ve
Yasanın uygulamasına yönelik çıkarılan yönetmelikler i!e de Ölçümün ne şekilde
ve hangi sürelerde yapılacağı ölçüm sonucu düzenlenecek belgeler ile alınacak
ücretlerin düzenlenmiş olması karşısında Çevre Bakanlığınca ilgili kanunlarda
açıkça kendisine yetki verilmeyen bu konularda dava konusu tebliğ ile düzenleme
yapılmasında yetki yönünden mevzuata uyarlık görülmememsi karşısında uyuşmazlık
konusu tebliğin 6. maddesi, 7. maddenin son fıkrası ve 8. maddenin son
fıkrasının iptalinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi : Dava, 27.11.2001 gün ve 24596
sayılı Resmi Gazetede Çevre Bakanlığınca yayımlanan Motorlu Kara Taşıtlarının
Egsoz Emisyonlarının Ölçüm ve Denetlenmesine İlişkin Tebliği'in 6. maddesi, 7.
maddesinin son fıkrası, 8. maddesinin son fıkrası ve 10. maddesinin 3.
fıkrasının iptali istemi ile açılmıştır.
Motorlu kara taşıtlarının egsoz gazlarının yol açtığı hava kirliliğinin önüne
geçmek, bu konuda kurum ve kuruluşlar ile standartların yükümlülük ve
sorumluluklarını belirlemek için getirilecek usul ve esasların düzenlenmesi
amacıyla Çevre Bakanlığınca 27.11.2001 gün
ye
24596 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Motorlu Kara Taşıtlarının Egzoz
Emisyonlarının Ölçüm ve Denetlenmesine İlişkin Tebliğ yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu tebliğin 6. maddesinde; Tebliğ kapsamındaki motorlu kara
taşıtlarına yılda bir kez olmak üzere egzoz emisyon ölçümü yaptırmak zorundadır.
Trafiğe yeni çıkan taşıtlar, trafiğe çıkış tarihini izleyen bir yıl süresince
egzoz emisyon ölçümü yaptırmaktan muaftır. Muafiyet süresinin bitim tarihinden
İtibaren bir ay içerisinde egzoz emisyon ölçümü yaptırılması zorunludur. Takip
eden emisyon ölçümleri ise taşıtın trafiğe çıkış tarihi esas alınarak
belirlenir. Söz konusu emisyon ölçümlerinin de bu şekilde belirlenecek tarihi
takip eden bir aylık süre içerisinde yaptırılması zorunludur." 7. maddesinin son
fıkrasında; "ölçüm sonucu ekte verilen egzoz emisyonu sınır değerlerine uygun
çıkan taşıt sahiplerine Çevre Bakanlığı'nca düzenlenmiş "Egzoz Emisyon Ölçüm
Pulu" ve hizmetin bedelini belgeleyen fiş veya makbuz verilir."; 8. maddesinin
son fıkrasında; "Bir takvim yılı süresince geçerli olacak ölçüm işlemi ücreti,
bir önceki yılın Aralık ayı içerisinde Çevre Bakanlığı tarafından belirlenir"
hükümleri yer almaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 7. maddesinin (J) bendinde, tescile
bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmanın Karayolları Genel
Müdürlüğünün görev ve yetkisinde bulunduğu hükme bağlanmış, 34. maddesinde
trafiğe çıkacak motorlu araçların muayenesi düzenlenmiş ve 35. maddesinde de,
araçların muayenelerinin Karayolları Genel Müdürlüğüne ait muayene
istasyonlarında veya bu kuruluş tarafından işletme belgesi ile yetki verilen
gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yeterli makina ve
gereçlerle ve yetkili kılınan görevlilerce yapılacağı, alınacak ücret, muayene
İstasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile personelin nitelikleri,
işletme, çalışma ve denetleme usulleri ile işletme belgesi ile yetki verilen
muayene istasyonlarında alınacak ücretin tespiti ile diğer şartlar ve esasların
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterileceği
öngörülmüştür.
Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 9.1.1989 günlü, 20044 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan, Araçların Muayeneleriyle Muayene İstasyonlarının Açılması ve
İşletilmesi Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde, yetki verilen muayene
İstasyonlarında egzoz gazı kontrol cihazının da bulundurulmasının zorunlu
olduğu, 9. maddesinde araç muayenelerinin yönetmeliğe ekli (Ek 1 sayılı)
cetveldeki kıstaslara göre yapılacağı belirtilmiş, 15. maddesinde araçların
muayene ücretinin, bir önceki yılın aralık ayı sonuna kadar Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca 11.7.2002 günlü, 24812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan araç
Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında
Yönetmelik ile bu yönetmelik yürürlükten kaldırılmış ise de önceki yönetmelikle
paralel düzenlemelere yer verilmiştir.
Diğer taraftan Çevre Kanunu uyarınca çıkarılan Hava Kalitesini Konrol
Yönetmeliği'nin 47. maddesinde; taşıtların işletilmesi ve teknik muayenesi ile
ilgili esasların kara taşıtları için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları
Genel Müdürlüğünce belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen kanun ve yönetmelik hükümlerine göre motorlu kara
taşıtlarının egzoz gazı emisyon ölçümünün de dahil olduğu teknik muayenelerinin
Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılması veya yaptırılması gerekmektedir.
2872 sayılı Çevre Kanunu ile 443 sayılı KHK ile Çevre Bakanlığına çevrenin
korunması ve denetlenmesi konusunda yetki verilmiştir. Egzoz gazları ile ilgili
olarak ise, hava kirliliğinin önlenmesi amacı ile ölçüm, tespit, kalite
belirleme, kirlilik halinde uygulanacak yaptırım konusunda yetkili olduğu,
başkaca bir yetkisinin olmadığı kuşkusuzdur.
Bu durumda, 2918 sayılı Trafik Kanunu ile egzoz gazı ölçümü konusunda yetkili
kurum ve kuruluşların belirtilmiş olması karşısında, Çevre Bakanlığınca yetkisi
bulunmayan bir konuda tebliği çıkarılmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
Davacının uyuşmazlık konusu tebliğin 10. maddesinin 3. fıkrasının iptali
İstemine gelince;
Anılan maddenin, 28.3.2002 gün ve 24709 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlar Tebliğ
ile yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu tebliğin 6. maddesi, 7. maddesinin son
fıkrası ile 8. maddesinin son fıkrasının iptaline, 10. maddesinin 3. fıkrası
hakkında İse karar verilmesine yer oimadığına karar verilmesi gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Çevre Bakanlığınca 27.11.2001 günlü, 24596 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan "Motorlu Kara Taşıtlarının Egzoz Emisyonlarının Ölçüm ve
Denetlenmesine İlişkin Tebliğ"in 6. maddesi, 7. maddesinin son fıkrası, 8.
maddesinin son fıkrası ve 10. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle
açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden uyuşmazlık konusu Tebliğ'in 10. maddesinin üçüncü
fıkrasının 28.3.2002 günlü, 24709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Motorlu Kara
Taşıtlarının Egzoz Emisyonlarının Ölçüm ve Denetlenmesine ilişkin Tebliğde
Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ'in 1. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı
anlaşıldığından anılan maddenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer
bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu tebliğin iptaii istenilen diğer maddelerine gelince;
27.11.2001 günlü, 248956 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan dava konusu Motorlu
Kara Taşıtlarının Egzoz Emisyonlarının Ölçüm ve Denetlenmesine ilişkin Tebliğ;
motorlu kara taşıtlarının egzoz gazlarının yol açtığı hava kirliliğinin önüne
geçilmesi, bu konuda kurum ve kuruluşlar ile vatandaşların yükümlülük ve
sorumluluklarını belirlemek için getirilecek usul ve esasların düzenlenmesi
amacıyla Çevre Bakanlığınca çıkarılmış ve tebliğ ile ölçüm esasları ve sınır
değerleri , ölçümün ne şekilde yapılacağı, hava kirliliğinin artması halinde
alınacak önlemler ile bakım ve ölçüm yaptırma yükümlülüğünü yerine
getirmeyenlere uygulanacak yaptırım konuları düzenlenmiştir.
Anılan tebliğin iptal istemine konu 6. maddesinde; "Tebliğ kapsamındaki
motorlu kara taşıtlarına yılda bir kez olmak üzere egzoz emisyon ölçümü
yaptırmak zorunludur. Trafiğe yeni çıkan taşıtlar, trafiğe çıkış tarihini
izleyen bir yıl süresince egzoz emisyon ölçümü yaptırmaktan muaftır. Muafiyet
süresinin bitim tarihinden itibaren bir ay içerisinde egzoz emisyon ölçümü
yaptırılması zorunludur. Takip eden emisyon ölçümleri ise taşıtın trafiğe çıkış
tarihi esas alınarak belirlenir. Söz konusu emisyon ölçümlerinin de bu şekilde
belirlenecek tarihi takip eden bir aylık süre içerisinde yaptırılması
zorunludur" 7. maddesinin son fıkrasında; "ölçüm sonucu; ekte verilen egzoz
emisyonu sınır değerlerine uygun çıkan taşıt sahiplerine Çevre Bakanlığınca
düzenlenmiş "Egzoz Emisyon ölçüm Pulu" ve hizmetin bedelini beigeleyen fiş veya
makbuz verilir." 8. maddesinin son fıkrasında: " Bir takvim yılı süresince
geçerli olacak ölçüm işlemi ücreti, bir önceki yılın Aralık ayı içerisinde Çevre
Bakanlığı tarafından belirlenir" hükümleri yer almaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 7. maddesinin (j) bendinde, tescile
bağlı araçların muayenlerini yapmak veya yaptırmanın Karayolları Genel
Müdürlüğünün görev ve yetkisinde bulunduğu hükme bağlanmış , 34. maddesinde
trafiğe çıkacak motorlu araçların teknik şartlara uygunluğunun muayenesi
düzenlenmiş ve 35. maddesinde de, araçların muayenelerinin Karayolları Genel
Müdürlüğüne ait muayene istasyonlarında veya kuruluş tarafından işletme belgesi
ile yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yeterli
makine ve gereçlerle ve yetkili kılınan görevlilerce yapılacağı, alınacak ücret,
muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç gereç ile personelin nitelikleri,
işletme çalışma denetleme usulleri ile işletme belgesi İle yetki verilen muayene
istasyonlarında alınacak ücretin tespiti ile diğer şartlar ve esasların
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterileceği
düzenlenmiştir.
Karayolları
Tarafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca 9.1.1989 günlü, 20044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Araçların
Muayenelerİyle Muayene istasyonlarının Açılması ve İşletilmesi Hakkında
Yönetmeliğin 10. maddesinde, yetki verilen muayene istasyonlarında egzoz gazı
kontrol cihazının da bulundurulmasının zorunlu olduğu, 9. maddesinde araç
muayenelerinin Yönetmeliğe ekli (Ek 1 sayılı) cetveldeki kıstaslara göre
yapılacağı belirtilmiş, 13. maddesinde ilk tescilde muayenenin nasıl yapılacağı
14. maddesinde periyodik muayene süreleri düzenlenmiş, 15. maddesinde araçların
muayene ücretinin, bir önceki yılın Aralık ayı sonuna kadar Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca tespit edileceği ve 16. maddesinde de araçların muayenelerinin
Trafik Belgesine işleneceği ve ayrıca araç üzerine bir sonraki muayene tarihine
kadar geçerli olduğunu gösteren ve araca yapıştırılacak bir etiket
bulundurulacağı hükme bağlanmıştır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığın'ca 11.7.2002
günlü, 24812 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Araç Muayene İstasyonlarının
Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik ile bu yönetmelik
yürürlükten kaldırılmakla birlikte, önceki yönetmelikle parelel düzenleme
getirilerek araçların muayenelerinde dikkate aiınacak esaslar ekli (Ek 1) cetvel
ile daha ayrıntılı olarak açıklanmış, egzoz emisyonu sınır değerleri
belirlenmiştir.
Öte yandan, Çevre Kanunu uyarınca çıkarılan Hava Kalitesini Kontrol
Yönetmeliğİ'nin 47. maddesinde; taşıtların işletilmesi ve teknik muayenesi ile
ilgili esasların kara taşıtları için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Karayolları
Genel Müdürlüğünce belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan yasa ve yönetmelik hükümlerinin birlikte
değerlendirilmesinden, motorlu kara taşıtlarının egzoz gazı emisyon ölçümünün de
dahil olduğu teknik muayenelerinin Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılması veya
yaptırılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu tebiiğ, 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesi 443 sayılı Çevre
Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. ve 9.
maddeleri ile Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliğine dayanılarak çıkarılmış olup,
anılan Yasalar ve Yönetmelik ile Çevre Bakanlığı'na genel olarak çevrenin
korunması, iyileştirilmesi, su, toprak ve hava kirlenmesinin önlenmesi, bunun
için gerekli politikaların belirlenip tedbirlerin alınması, uygulama esaslarının
belirlenmesi ve denetlenmesi yetkisi verilmiştir. Buna göre Çevre Bakanlığının
egzoz gazlarının yol açtığı hava kirliğinin önlenmesi amacı ile ölçüm tespit,
kalite (kriterler ve standartlarını) belirleme, kirlilik halinde uygulanacak
yaptırım konularında düzenleme yapmaya yetkili olduğu açıktır. Ancak Karayolları
Trafik Kanununda egzoz gazı ölçümü konusunda yetkili kurum ve kuruluşlar açıkça
belirtilmiş ve yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Yönetmelikler ile de
ölçümün ne şekilde ve hangi sürelerde yapılacağı, ölçüm sonucu düzenlenecek
belgeler ile alınacak ücretler düzenlemiş olduğuna göre, Çevre Bakanlığınca
ilgili kanunlarda açıkça kendisine yetki verilmeyen bu konularda da dava konusu
tebliğ ile düzenleme yapılmasında yetki yönünden mevzuata uyarlık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Tebliğin 10. maddesinin 3. fıkrası hakkında
karar verilmesine yer olmadığına, 6. maddesi, 7. maddesinin son fıkrası ve 8.
maddesinin son fıkrasının ise iptaline; 42.980.000,- lira yargılama giderlerinin
davalı idareden alınarak davacıya verilmesine artan posta ücretinin isteği
halinde davacıya iadesine 22.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/4989
Karar No:1999/5754
ÖZETİ : 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. 21 ve 22. maddelerinde yer alan para
cezalarının beş katına çıkarılmasına ilişkin . 1.8.1998 günlü. 23420 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında ve deniz
kirliliğine neden olan gemiye para cezası verilmesine ilişkin Büyükşehir
belediye başkanlığı işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı hk.-DD.103
Davacı______ :_ ... Gemi si Kaptanı ...
Vekili : Av. ...
Davalılar : 1- Başbakanlık
2- Çevre Bakanlığı
3- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili ; Av. ...
Davanın Özeti: 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. 21 ve 22. maddelerinde yer
alan para cezalarının 5 kat artırılması yolundaki 1.a.1998 gunlu. 23420 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve 2872
sayılı Çevre Kanununun 22,/b maddesi uyarınca 11.400.000.000, lira para cezası
verilmesine ilişkin ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ışleminıp; yasama
yetkisinin Bakanlar Kurulunca kullanılmış olduğu. ce2a arttınmının yasa ile
yapılması gerektiği, cezaların memur maaş katsayısı esasına bağlanmasından sonra
Bakanlar Kurulunun yetkisinin zımnen ortadan kalktığı, ayrıca raspa yaparken
önlemlerin alındığı, deniz, kirliliğinin başka gemiden kaynaklandığı, tespitten
3 saat önce raspa işlemlerinin bittiği, gemiye şat yanaştığı ve kirlilik
önlemlerinin alındığı. ... Belediyesinden izin alındığı ve bu belediye
elemanlarının tutanağının bulunduğu öne sürülerek iptali istenilmektedir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti : 2872 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi ile para
cezalarım 10 kata kadar artırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili kılındığı, dava
konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Çevre Bakanlığının Savunmasının Özeti_^ 2872 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi ile
para cezalarım 10 kata kadar artırmaya Bakanlar Kurulunun yetkili kılındığı,
dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
İstanbul
Süyükşehir Belediye Başkanlığının Savunmasının Özeti: Dava konusu işlemlerin
hukuka uygun olduğu, dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Selçuk Topal'm Düşüncesi: 2872 sayılı Yasaya 3301 sayılı
Yasayla eklenen Ek-1. maddede yer alan, bu kanunun 20. 21 ve 22. maddelerinde
belirtilen ceza miktarlarım 10 katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulunun
yetkili olduğu yolundaki hüküm uyarınca 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu
kararıyla para cezalarının 5 kat artırıldığı, bunun da yasaya uygun olduğu ve
... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca verilen para cezasının da ilgili yasalarda
belirtilen usuller çerçevesinde hesaplandığı anlaşıldığından, davanın reddine
karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Savcı Turan Karakaya'mn Düşüncesi: Dava. 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 22/b
maddesi uyarınca 11.400.000.000 lira para cezası verilmesine ilişkin işlem ile
1.8.1998 gün ve 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar
Kurulu kararının iptali istemi ile açılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında "Her türlü atık ve
artığı, çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen
standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı
ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde
bulunmak yasaktır" hükmü ile aynı kanunun 3301 sayılı kanunla değişik 22.
maddesinin (b) bendinde. 8. maddenin 1. fıkrasındaki kirletme yasağına uymayan
gemiler ile deniz vasıtalarından, her türlü atık ve artık döken, sintine
tahliyesi yapanlara. 1000 gros tondan fazla olanlara 10 milyon lira para cezası
verileceği öngörülmüştür.
Aym Kanuna 3301 sayılı Kanun ile eklenen Ek 1. madde ile. Çevre Kanunu' nun
20.21 ve 22. maddelerinde belirtilen ceza miktarlarını on katına kadar
artırmaya Bakanlar kuruluna yetki verilmiştir.
Diğer taraftan Türk Ceza Kanununa 3506 sayılı kanunla eklenen Ek 1. madde ile
1.1.1981 tarihinden 31.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe giren kanunlardaki para
cezaları üç misline çıkartılmış, aym kanunun Ek 2. maddesi ile de. Ek 1. madde
kapsamına giren para cezalarının. 1988 yılı Bütçe Kanununda 84 olan memur maaş
katsayısının artması halinde ceza miktarının hesaplanma şekli Öngörülmüştür.
Her ne kadar davacı. Bakanlar Kuruluna ceza miktarım arttırma yetkisi
verilmesinin, cezaların kanuniliği ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmekte ise
de, 2872 sayılı Çevre Kanunu ile hangi suçlara hangi cezaların verileceği (para
veya hapis cezası olarak) düzenlenmiş, sadece para cezalarının artırılabilmesi
konusunda idareye yetki verilmiş yeni suç ihdas edebilme yetkisi
tanınmamıştır.
Bu durumda, para cezasının sınırlarını belirleyen Bakanlar Kurulu kararında
hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu işleme gelince:
Dava dosyasının incelenmesinden 25.8.1998 günü yapılan denetimde. ...
Tersanesi bölgesinde ... adlı gemide deniz kirliliğini önleyici hiç bir tedbir
olmadan kumraspası yapıldığı ve bu nedenle deniz kirliliğine sebep olduğu tesbit
edilerek dava konusu işlemle para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Olay yerinde çekilen fotoğraflar ile denizden alınan numune üzerinde ya-
pılan
analiz sonucu düzenlenen raporlardan deniz kirliliğine sebep olunduğu sabit
bulunduğundan 2872 sayılı kanunun 22/b maddesinde öngörülen para cezasının
artırımlı olarak uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemde yukarıda yer alan
hükümlere aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MÎLLETÎ
ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Önceden belirlenen 16.11.1999
gününde davacı vekili Av. ...'nun. davalı Başbakanlıktı temsilen Hukuk Müşaviri
..."ün. davalı Çevre Bakanlığım temsilen Hukuk Müşaviri ...*mn geldiği, davalı
... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin gelmediği görülmekle Savcı ...'nın
katılmasıyla duruşma yapıldı. Aynı gün yapılan duruşma müzakeresinde Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşül dür
Dava. 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. 21 ve 22. maddelerinde yer alan para
cezalarının 5 kat artırılması yolundaki 1.8.1998 günlü, 23420 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan 9B/11415 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 22/b maddesi uyarınca 11.400.000.000. lira para cezası
verilmesine ilişkin ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin iptaTi
isteariyle açılmıştır.
2872 sayılı Yasaya 3301 sayılı Yasayla eklenen Ek Madde l'de: "Bu Kanunun 18
nci maddesinin (a), (b). (c) ve (d) fıkralarında öngörülen fona katılma payları
ile 20. 21 ve 22 nci maddelerinde belirtilen ceza miktarlarını on katına kadar
artırmaya Bakanlar KuruTu yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu edilen 1.8.1998 günlü. 25420 sayılı Resim Gazetede yayımlanan
98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu karanyTa yukarıda belirtilen yasa hükmüne
dayanılarak 2872 sayılı Çevre Kanununun 2G.21 ve 22 ncı maddelerinde yer alan
para cezaları 5 katına çıkarılmış olup anılan Bakanlar Kurulu kararında mevzuata
ay-kırrlıic bulunmamaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında "Her türlü atık ve
artığı, çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen
standartlara ve yöntemlere aykırı alarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı
ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde
bulunmak yasaktır" hükmü ile aynı kanunun 3301 sayılı kanunla değişik 22.
maddesinin (b) bendinde, 8. maddenin 1. fıkrasındaki kirletme yasağına uymayan
gemiler ile de niz vasıtalarından, her türlü atık ve artık döken, sintine
tahliyesi yapanlara. 1000 gros tondan fazla alanlara 10 milyon lira para cezası
verileceği öngörülmüştür .
Türk Ceza Kanununa 3506 sayılı kanunla eklenen Ek 1. madde ile de 1.1. 1981
tarihinden 31.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe giren kanunlardaki para cezalan
üç misline çıkartılmış, aynı kanunun Ek 2. maddesi ile de. Ek 1. madde kapsamına
giren para cezalarının, 1988 yılı Bütçe Kanununda 84 olan memur maaş
katsayısının artması halinde ceza miktarının hesaplanma şekli öngörülmüştür.
Dava konusu edilen ve yukarıda yer alan Bakanlar Kurulu kararıyla da para
cezaları 5 katına çıkarılmış bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 25.8.1998 gününde yapılan denetimde ... Büyük*
şehir Belediyesi sınırları içinde ... Tersanesinde ... Gemisinde deniz
kirlili-
ğini önleyici hiçbir önlem almadan raspa yapıldığı ve deniz kirliliğine neden
olunduğunun olay yerinde çekilen fotoğraflar ve tutulan tutanakla birlikte
denizden alınan numune üzerinde yapılan analiz sonucu düzenlenen raporla
saptanması üzerine 2872 sayılı Yasanın (22/b) maddesine göre dava konusu ...
Büyükşehir Belediye Başkanlığı işlemiyle para cezası verildiği anlaşılmaktadır.
Deniz kirlilğine neden olunduğunun tutanak ve çekilen fotoğrafla birlikte
denizden alınan numunelerin analizi sonucu açıkça saptanması üzerine tesis
edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gibi,
11.400.000.000.-lira olarak belirlenen para cezasının hesaplanmasında ilgiTi
mevzuat hükümlerinde belirtilen usullere de bir aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine. 16:11.1999 gününde oybirliğiyle karar
»erildi.
DANIŞTAY
Altıncı
Daire
Esas No:1998/4388
Karar No:1999/4681
ÖZETİ : Gerekli önlemleri almayarak hava ve çevre kirliliğine neden olduğu
belirlenen davacı kuruma 2872 sayılı Yasa uyarınca para cezası verilmesine
ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı hk.-DD.103
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Valiliği
Karşı Taraf : Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili______ _ Av. ...
İstemin Özeti : Erzurum İdare Mahkemesinin 14.5.1998 günlü. E:1998/106.
K:1998/324 sayılı kararının usul ve yasaya aykın olduğu öne sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmak-tadır.
Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi : Çevre kirliliğine sebep olduğu
belirlenen davacı kuruma para cezası verilmesine ilişkin işlemde mevzuata
aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu mahkeme kararının bozulmasının
uygun olacağı düşünülmektedir.
Savcı Tülin Özgene.'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında
belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın
dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını
gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü: Dava.
2872 sayılı Çevre Kanununun 8/1 ve 20.maddeleri uyarınca para cezası
verilmesine ilişkin 9.2 1998 günlü. 16 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış;
idare mahkemesince. 25.1.1998 tarihinde il çevre müdürlüğünce yapılan denetimde
davacı kurumun bacasından çevreyi kirletecek nitelikte duman çıktığı ve brülörün
arızalı olduğunun saptandığı. 2872 sayılı Yasanın 15.maddesi uyarınca davacı
kurumun yükümlülüklerini yerine getirmesi için yeteri kadar süre verilmeksizin
ve usulüne uygun biçimde tutanak tutulmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde
mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar
davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 8.maddesinde; Her türlü atık ve artığı çevreye
zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve
yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek,
depolamak, taşımak uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır"
hükmü yer almıştır.
Aynı Yasanın 15.maddesinde ise. bu kanunda yazılı yasaklara aykırı hareket
eden veya kanunla belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve
işletmelere mahallin en büyük mülki amiri, bu yasaklara aykırı faaliyeti
düzeltmek ve kanunla belirtilen yükümlülükleri yerine getirmek üzere esasları
yönetmelikte belirlenen yeteri kadar btr süre verileceği, bu süre içinde
yasaklara aykırı hareket eden ve yükümlülüğü yerine getirmemekten dolayı ayrıca
ceza verilmeyeceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın ve temyiz dilekçesinin incelenmesinden. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 1994/1 nolu genelgesiyle 1.derece hava kirliliği olan şehirler
arasında bulunan ...'da Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesinin kalorifer
bacasından çıkan dumanın oluşturduğu kirliliğin 8.11.1994 tarihine kadar
giderilmesi. il çevre müdürlüğüne bu konuda bilgi verilmesi gerektiği, aksi
takdirde hava kirliliğine sebebiyet verilmesi nedeniyle 2872 sayılı Yasanın
8.maddesinin ihlalinin ikinci kez tespiti halinde para cezası verılceğinin
4.11.1994 günlü yazıyla il çevre müdürlüğünce davacı kuruma bildirildiği.
25.1.1998 günlü tutanakla ise 4.11.1994 günlü yazıya rağmen önlem alınmadığı,
kalorifer bacasından aşın derecede kirli duman çıktığı, kalorifer kazanının
arızalı olduğu belirlenerek para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemin
tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda gerekli önlemleri almayarak ve hava ve çevre kirliliğine neden
olduğu tespit edilen davacı kuruma 2872 sayılı Yâfsâ Uyarınca para cezası
verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle. Erzurum İdare Mahkemesinin 14.5.1998 günlü. E:1998/
106. K:1998/324 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 12.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/1948
Karar No:1999/2055
ÖZETİ : Bulvar ve caddelere gelişigüzel ve çok fazla miktarda atılan küçük el
ilanlarının çevre kirliliğine neden olacağı hk. –DD.102
Temyiz
İsteminde Bulunan : ... Valiliği
Karşı Taraf : ... Alışveriş Hizmetleri Tic. ve San. A.Ş.
İstemin Özeti : Adana 1. İdare Mahkemesinin 15.10.1997 günlü, E:1997/573,
K:1997/102Q sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Aylin Bayram'm Düşüncesi : Davacı şirket tarafından bırakılan
ilanlar ile çevrenin kirletildiği açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka
aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle aksi yönde verilen idare mahkemesi karan
mn bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Savcı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Davacı şirket adına 2872 sayılı Çevre
Kanununun 8. maddesi uyarınca para cezası tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin
iptali istemiyle açılan dava sonucunda, idare mahkemesince dava konusu işlemin
iptali yolunda verien kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde: hertürlü atık ve artığı çevreye
zarar erecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve
yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek,
depolamak, taşımak uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır"
hükmü getirilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket ile Türk Hava Kurumu
İşbirliği ile kurbanlık alım ve satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı
bastırılan küçük el ilanlarının ...'daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve
çok fazla miktarda atıldığının çevre koruma şube müdürlüğünce tesbit
edildiğinden bahisle para cezası verildiği; idare mahkemesince küçük el
ilanlarının her-hangibir faaliyet sonucunda çevreye atılan veya bırakılan
zararlı madde niteliği taşımadığı bu nedenle para cezası verilmesinde hukuka
uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği
anlaşılmaktadır.
Oysa reklam ve duyuru amacıyla uçak ile gelişigüzel atılan ve çevreyi
kirleten el ilanlarının atık olarak nitelendirilmesi gerektiğinden, anılan yasa
hükmü uyarınca davacı şirket adına para cezası tahakkuk ettirilmesinde mevzuata
aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu mahkeme
kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından çevre kirliliğine neden olunduğu gerekçesiyle
2872 sayılı Çevre Kanununun 81. maddesi uyarınca 64.500.000.-lira para cezası
verilmesi yolundaki 12.5.1997 günlü, 532 sayılı .,. Valiliği il Çevre Müdürlüğü
işleminin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, dosyanın
incelenmesinden, davacı şirket ile THK işbirliği ile kurbanlık alım ve
satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı bastırılan küçük el
ilanlarının ...'daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve çok fazla miktarda
atıldığının saptanması üzerine dava konusu işlemin tesis edildiğinin
anlaşıldığı. Çevre Kanununun 8/1. maddesi uyarınca para cezası verilebilmesi
için atık ve artığın çevreye zarar verecek şekilde alıcı ortama verilmesi,
depolanması, taşınması, uzaklaştırılması gibi faaliyetlerde bulunulduğunun somut
bir şekilde saptanması gerektiği, olayda ise reklam ve duyuru amaçlı bastırılan
küçük el ilanlarının herhangi bir faaliyet sonucu çevreye atılan veya bırakılan
zararlı bir madde niteliği taşımadığı, atık ve artık kapsamında olmadığı
sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar davalı idare tarafından temyiz
edilmiştir.
T.C. Anayasa'sının 56.
maddesinde "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek çevre sağlığım korumak ve çevre kirlenmesini önlemek
devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatım, beden ve ruh
sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi
artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarım tek elden
planlayıp hizmet vermesini düzenler" kuralı yer almıştır.
2872 sayılı Çevre Kaununu'nun
1. maddesinde, bu kanunun amacının, bütün vatandaşların ortak varlığı olan
çevrenin korunması iyileştirilmesi; kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal
kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması; su. toprak ve hava
kirlenmesinin önlenmesi: ülkenin bitki ve hayvan varlığı ile doğal ve tarihsel
zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve
yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak
düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle
uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemek olduğu
belirtilmiştir.
Aynı yasanın tanımlar
başlıklı 2. maddesinde, çevre korunması teriminin; ekolojik dengenin korunması,
havada, suda. toprakta kirlilik ve bozulmaların önlenmesi ve çevrenin
iyileştirilmesi için yapılan çalışmaların bütününü; çevre kirliği teriminin her
türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz
gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan
koku. gürültü ve atıkların çevrede meydana getirdiği arzu edilmeyen sonuçlan;
atık teriminin de herhangi bir faaliyet sonucunda çevreye atılan veya bırakılan
zararlı maddeleri ifade ettiği. 8. maddesinde de her türlü atık ve artığın,
çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve
yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama verilmesi,
depolanması, taşınması.uzaklaştırılması ve benzeri faaliyetlerde bulunulmasının
yasak olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda anılan yasa maddeleri ve devletin, insanın dengeli ve sağlıklı bir
çevrede yaşama hakkının korunması ve devamı için çevre sağlığının korunması.
çevre kirliliğinin Önlenmesi görevi gözönünde bulundurulduğunda, sadece çevre ve
insan sağlığına zarar verecek maddelerin çevreye atılması sonucu oluşan
kirliliğin değil, insanın her türlü faaliyeti sonucu, insan yaşamının
sürdürüldüğü do- ğal çevrenin dengesini bozan, insanlar tarafından istenmeyen
sonuç doğuran kirliliğin de önlenmesinin amaçlandığı sonucuna varılmaktadır.
Belirtilen amaçların gerçekleştirilebilmesi için yapılacak düzenlemeler,
alınacak önlemler, çevreyi kirleten atık ve artıkların bertaraf edilmesi
usulleri ve bu gereklere uymayanlar hakkında uygulanacak cezalar da Çevre
Kanunu ve ilgili yönetmelikler ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket ile Türk Hava Kurumu işbirliği ile
kurbanlık alım ve satımıyla ilgili olarak reklam ve duyuru amaçlı bastırılan
küçük el ilanlarının ...'daki bulvar ve ana caddelere gelişigüzel ve çok fazla
miktarda atılmak suretiyle çevre kirliliğine neden olunduğu gerekçesiyle dava
konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, davacı şirket tarafından reklam amacının
gerçekleştirilmesi doğrultusunda yapılan faaliyet sonucu çevreye bırakılan ve
bertaraf edilmeyen atıkların çevre dengesini bozduğu ve doğal çevreyi
kirlettiği tartışmasız olduğundan, bu işlem nedeniyle çevre kanunu uyarınca
para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı nedeniyle aksi yönde
verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle. Adana l.îdare Mahkemesinin 15.10.1997 günlü.
E:1997/573. K:1997/1020 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 20.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2003/131
Karar No : 2003/2312
Özeti : 1. derece doğal sit alanı olarak ilan edilen taşınmazın, tescil
tarihinden günümüze kadar geçen sürede değişen hangi nedenlerle bu özelliğini
yitirdiğine İlişkin bir gerekçeye yer verilmeden, kesinleşen yargı kararının
hukuki sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar verilemeyeceği hk.-DKD.2
Temyiz İsteminde Bulunan : Kültür Bakanlığı
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İ
imar hukukcusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-09 (2879 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|