imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Danıştayın imar hukuku ile ilgili karar örnekleri 37
imar hukuku




Yeni Sayfa 24

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas      No:i998/5808

Karar   No:1999/6473

ÖZETİ : Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğüne yapılan tahsisin kaldırılma­sından sonra taşınmazın ilgili yönetmeli­ğin 58. maddesine uygun olarak ihaleye çıkarılmasında mevzuata aykırılık bulun­madığı hk.-DD.103

Temyiz İsteminde Bulunan :  Maliye Bakanlığı

Temyiz İsteminde Bulunan Davalı  Yanında Müdahı'i:  Başbakanlık

Karşı Taraf        :   ...

Vekili_______ ı Av.   ...

İstemin Özeti : Aydın 2.İdare Mahkemesinin 18.6.1998 günlü. E:1997/482. K:1998/337 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti:  Savunma verilmemiştir.

Tetkik. Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması  gerektiği  düşünülmektedir.

Savcı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Davalı idare ve tnüdahillenn temyiz di­lekçelerinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1..fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mah­kemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını  gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği  görüşüldü:

Dava.................. İlçesi.   ...  yöresinde bulunan 1311 parsel  sayılı mülkiyeti

hazineye ait. -Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü"ne tahsisli ve üzerinde bu kurumun eğitim ve dinlenme tesisleri bulunan 46.900 m2 yüzolçümünde-ki taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca satılmasına ilişkin olarak 18.2.1997 gü-

nünde yapılan ihalenin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, dosyanın incelenmesinden. Devlete Ait Taşınmaz mal. Satış. Trampa. Kiraya Verme. Mülkiye­tin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 58.maddesinde dev­letin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin ve tahsisli taşınmaz malların bu ni­teliklerini kaybetmedikleri sürece satılamayacağına ilişkin açık ve kesin hüküm bulunduğu,ihale ve satış işlemine konu 46.900 m2'lik taşınmazın 4875 m2'lik kıs­mının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, taşınmazın tamamının eğitim ve dinlenme tesisi yapılmak üzere Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü'ne tahsisli bulunduğu. 178 sa­yılı Kanun Hakkında Kararnamenin 13/d maddesinde tahsisin kaldırılabilmesi için tahsis amacının ortadan kalkması ya da taşınmazın tahsis amacı dışında kullanıl­ması gerektiğinin belirtildiği halde kurum çalışanlarının hizmet İçi eğitim, tatil ve dinlenme gereksinimlerinin karşılanması amacıyla yapılan sosyal yönü de bulunan tahsisin bu amacı ortadan kalkmadığı gibi üzerinde eğitim ve dinlenme tesislerinin değişik üniteleri kurulu bulunan taşınmazın tahsis amacı dışında kullanılmasının da söz konusu olmadığı, satışı yasaklanan taşmmazmal niteliğini koruduğu anlaşıldığından, taşınmazın satışına ilişkin dava konusu işlemde mevzu-■ ata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalılar ile davalılar yanında davaya katılanlar tarafından temyiz edilmiştir.

178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görev>eri Hakkında Kanun Hük­münde Kararname'nin 13/d maddesinde "Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları, genel, katma ve özel bütçeli idarele tahsis etmek ve tahsis amacının ortadan kalkması veya amaç dışı kullanılması halinde tahsisi kaldırmak; tahsisi kaldırılan taşınmaz mallar üzerinde hazine dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapı ve tesisleri tasfiye etmek, tasfiyeye ilişkin esas ve usulleri belirle­mek" görevinin Milli Emlak Genel Müdürlüğü'ne ait olduğu kuralına yer verilmiş­tir.

2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 74.maddesine dayanılarak çıkartılan Devlete Ait Taşınmazmal. Satış, Trampa, Kiraya Verme. Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis. Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin 58.maddesinin (a) bendinde devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, yerlerin (c) bendinde 1se tahsisli taşınmaz malla­rın belirtilen nitelikleri değişmedikçe satışlarının yasak olduğu belirtilmiştir

Dosyanın incelenmesinden............ İlçesi. ... yöresinde bulunan mülkiye­
ti hazineye ait 1311 parsel sayılı 46.900.m2 yüzölçümlü taşınmazın 178 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesi gereğince Türkiye Kömür İşletmeleri Ku­
rumu Genel Müdürlüğü'ne eğitim ve dinlenme tesisleri yapılmak üzere 10.7.1984
günlü. 23787 sayılı Emlak Genel Müdürlüğü işlemi ile tahsis edildiği, aynı idare
tarafından 7.1.1997 günlü. 00600 sayılı yazı ile mülkiyeti hazineye ait söz
konusu taşınmazın satışına karar verildiğinden tahsisinin kaldırıldığının belir­
tildiği, yapılan ihale sonucu taşınmazın ... Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'
ne satışına karar verildiği, bu şirket ile yapılan satış protokolünün Özel şart­
lar başlıklı bölümünde taşınmazın 4875 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içeri­
sinde kaldığının ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının bu veya bundan
fazla olması halinde kamuya terk işlemlerinin yapılması nedeniyle kıyıda kalacak
kısım   için   herhangi    bir bedel talep edilmeyeceğinin noterden taahhüt edilmesi

şartı getirildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, mülkiyeti hazineye ait ve Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Hü-dürlüğü'ne tahsis edilmiş söz konusu taşınmazın mülkiyetin gerçek sahibi idarece yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca ve satışına karar verildiğinden ba­hisle tahsisin kaldırıldığı, tahsisin kaldırılması karan da dava konusu edilme­diğinden hukuka uygun alınıp alınmadığı hususunun bu davada irdelenemeyeceği. ayrıca yapılan ihale sonucu taşınmazı satırı alan şirket ile yapılan protokole getirilen özel bir şartla yukarıda anılan Yönetmeliğin 58.maddesinde belirtilen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler için yönetmeliğe uygun düzenleme yapıldığı gerekçesiyle tahsisi kaldırılan taşınmazın satışında ilgili yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırılık bulunmadığından aksi yönde verilen mahkeme ka­rarında isabet görülmemiştir.

Diğer taraftan hazinenin özel mülkiyetinde bulunan bir taşınmazın 2886 sayılı Yasa uyarınca ihale suretiyle satışına ilişkin kararda davacının meşru ve kişisel bir menfaatinin bulunduğundan da söz edilemez.

Açıklanan nedenlerle Aydın 2.îdare Mahkemesinin 18.6.1998 günlü. E:1997/ 482. K:1998/337 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gön­derilmesine 13.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2001/6627                                                            .                                      .

Karar No : 2003/20

Özeti :  Dava konusu uygulama işlemi üzerine düzenleyici işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunmadığı hk.-DKD.1

Temyiz isteminde Bulunanlar   : ..., ..., ..., ...
Vekili                                                     : Av. ...

Karşı Taraf                                          : 1-... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                                                     : Av. ...

2-... Belediye Başkanlığı
Vekili                                                     :Av. ...

İstemin Özeti                                      : İstanbul  1. İdare Mahkemesinin 25,4.2001

günlü, E:2000-/265, K:2001/568 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Davalı İdarelerin Savunmalarının Özeti                       :    Temyiz    edilen    kararda

bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması

gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi   :Dava                      konusu

uygulama işlemi üzerine düzenleyici işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunmadığından İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi                                    :      Temyiz

dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan   nedenlerle,   temyiz   isteminin   reddiyle  İdare   Mahkemesi   kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava,...,..., ...'nda davacılara ait parselleri de kapsamına alan bölgedeki 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının ve 14.1.2000 günlü, 73 sayılı imar durum belgesinin iptali istemiyle açıldığı, İdare Mahkemesince, 14.4.1999 onay tarihli imar planlarının 29.6.1999-28.7.1999 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacının 27.2.1999 gününde yaptığı itirazın cevap verilmeyerek reddedildiği, 14.1.2000 günlü dilekçeyle imar durumu istenildiği, verilen imar durumu üzerine bakılan davanın açıldığı, dava konusu plana karşı askı süresi İçinde yapılan itiraza bir aylık askı süresinin son gününden itibaren 60 günlük süre içinde cevap verilmemesi üzerine İtirazın zımnen reddedildiği tarih olan 25.9.1999 gününden itibaren en geç 24.11.1999 gününde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra, imar durumu belgesinin tebliğ tarihi esas alınmak suretiyle 3.3.2000 gününde açilan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin birinci fıkrasında dava açma süresinin, Özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildiriminin yapıldığı tarihi İzleyen günden itibaren başlayacağı, dördüncü fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her İkisi aleyhine birden dava açabileceği kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8. maddesinin 1. fıkrasında; "süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar" hükmüne, yine aynı Kanunun 11. maddesinde; "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari İşlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan., üst makam yoksa üstemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur" hükmüne yer verilmiştir. ■

Düzenleyici işlem niteliğindeki imar planlarına karşı askı süresi içinde itiraz edilmiş fakat süresi içinde dava açılmamış olsa dahi, imar planının uygulanmasına yönelik işlem nedeniyle dayanağı olan imar planının iptali İstemiyle 257 sayılı Yasanın 7.maddesine belirtilen süre içerisinde dava açılabileceğinde anılan hükümler karşısında duraksama bulunmamaktadır.

Dava, davacılara ait taşınmazı da kapsamına alan bölgeye ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının ve uygulama işlemi niteliğindeki 14.1.2000 günlü imar dunumu

belgesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, dava konusu 14.4.1999 onay tarihli imar planlarında

taşınmazın belediye hizmet alanında kaldığını belirten 14.1.2000 günlü ve aynı tarihte tebliğ edilen imar durumu ve dayanağı imar planlarının iptali istemiyle 3.3.2000 gününde açılan davada süreaşımı bulunmadığı anlaşılmaktadır.

■  Bu durumda, imar planlarıyla bu planların uygulanması niteliğindeki imar durumu belgesi hakkında inceleme yapılarak yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 25.4.2001 günlü, E:2000/265, K:2001/1568 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 3.1.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi,

 

 

 

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2001/1795

Karar No : 2003/1486

Özeti : Gemilere verilecek para cezasında tespitlerin, her ne kadar Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmeliğin 24. maddesinde suçun tespiti için tutanağın yeterli olduğu belirtilmiş ise de, geminin bağlı olduğu dikkate alınarak aynı yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen usule uygun olması gerektiği, bu usule uyulmaksızın yapılan tespite dayanılarak verilen para cezasında mevzuata uyarlık bulunmadığı; ödenen para cezasının yasa! faizi ile birlikte iadesinin gerektiği; anılan yönetmeliğin 24. madde hükmünün ise yasaya uygun olduğu hk.-DKD.1

Davacı                   : ... Bayrakiı ... "... II" Gemisi Kaptanı ...

Vekilleri                : Av. ..., Av. ...

Davalılar               : 1- Çevre Bakanlığı

2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili                     : Av. ...

İstemin Özeti : Deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22. ve 24. maddeleri uyarınca 29.887.650.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 20.12.2000 günlü, 02/0004 sayılı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelimin 24.maddesinin; deniz kirliliğine neden olunmadığı, tek taraflı tutanak tutulduğu, numunenin doğru yerlerden alınmadığı, yetki devri mümkün olmadığı halde belediye başkanınca ceza yetkisinin devredildiği, para cezası işleminin mevzuata aykırı olduğu; Yönetmeliğin 24. maddesinin de 21. madde ile çeliştiği, suçun tespiti için gerekenlerin 21. madde de açıkça düzenlendiği halde 24. maddede suçun tesbiti için tutanak tanziminin yeterli olduğunun belirtildiği, bunun da yasaya aykırlık oluşturduğu ileri sürülerek iptali ile ödenen para cezasının yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir.

Davalı Çevre Bakanlığının Savunmasının Özeti : İptali istenilen yönetmelik hükmünde yasaya aykırılık bulunmadığı, para cezası işeminin de mevzuat hükümlerine uygun tesis edildiği ve ceza miktarının bakanlık genelgesi doğrultusunda saptandığı, dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı... Büyükşehir Belediye Başkanlığının Savunmasının Özeti                       :

Davanın süresinde açılmadığı, mevzuat hükümlerine uygun olarak para cezası işlemi tesis edildiğinden dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi        :  Deniz vasıtalarının

özellikleri kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği, denize dökülen atığın dağılabileceği veya benzeri nedenlerle analiz, fotoğraf, video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı göz önüne alındığında tutanak tanzimi ile yetinilmesinde ve bu amaçla tutanak tanziminin yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

İptali istenilen yönetmelik hükmünde suçun tespiti için tutanak tanziminin yeterli olduğu belirtilmiş ise de, aynı Yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tespiti ile ilgili usuller öngörülmüş olup deniz kirliliğine neden olduğu ileri sürülen geminin bulunduğu duruma göre bu maddede belirtilen şekilde tespit yapılarak alman numunelerin analiz sonuçları dikkate alınarak deniz kirliliğine neden olunduğunun saptanması halinde para cezası verilebilecektir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.7.2002 günlü, E:2002/178, K:2002/639 sayılı kararında belirtildiği üzere; 2872 sayılı Yasanın "İdari Cezalarda Yetki" başlıklı 24/a ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesi; 1580 sayılı Belediye Kanununun 107. maddesi; Belediye Zabıta Personel Yönetmeliğinin 3. maddesi ve 3030 sayılı Yasanın büyükşehir belediye başkanının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin f ve p bentlerinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, 2872 sayılı Yasanın ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde yer alan büyükşehir belediye başkanlıkları

ifadesinin bütün bir belediye teşkilatını içine alan tüzel kişiliği ifade ettiği, belediye başkanının ise bu tüzel kişiliği temsil etmeye yetkili olan kişi olduğu anlaşılmaktadır.

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfından verilmesi amaçlanmıştır.

Yetki devri yasal düzenlemelerin açıkça öngördüğü veya yasaklamadığı konularda bir görev yerine ait yetkinin başka bir görev yerine aktarılmasıdır. Bu tüzel kişilik içinde yetki devri yapılması sonucunda yapılan işlem ve eylemler o tüzel kişiliğe mal edilir. Eğer yasa belli bir konuda idari makamı değil de o kamu hizmetini yürüten kişiyi yetkili kılmışsa yetkinin doğrudan doğrıya bu kişi tarafından kullanılması gerekir.

Bu durum göz Önünde bulundurulduğunda, büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanı kastedilmed iğ inden büyükşehir belediye başkanına bağlı olan genel sekreter yardımcısı tarafından büyükşehir belediye başkanının devrettiği yetkiye dayanarak 2872 sayılı Yasanın 22. ve 24. maddeleri uyarınca para cezası verilmesi işleminde yetki yönünden mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Dava konusu olayda geminin olay yerinde bağlı olduğu dikkate alındığında, Yönetmeliğin 21. maddesinin A fıkrasında belirtilen usulde tespit yapılması gerekmekte olup, 24. madde hükmü de dava konusu olayda 21. maddenin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Ancak, deniz kirliliğine neden olunduğu içrn para cezası verilebilmesi için tespitlerin usulüne uygun şekilde yapılması ve numunelerin de usulüne uygun şekilde alınması gerektiğinden, dava konusu olayda deniz kirliliğine neden olunduğu ileri sürülen durumu kesin olarak saptamaya yönelik Yönetmelikte belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak tespit yapılıp numuneler alınmadığından para cezası verilmesi yolundaki işlemde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır,

Açıklanan nedenlerle, davanın iptaü istenilen yönetmelik hükmüne ilişkin bölümünün reddine; para cezası işleminin iptaline ve mevzuata aykırı İşlemden dolayı ödenen para ceazstnın da yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Dava, deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22 ve 24. maddeleri uyarınca 29.887.650.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 20.12.2000 günlü, 02-0004 sayılı ... Büyükşehir belediye Başkanlığı işleminin ve dayanağı oian Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmeliğin 24. maddesinin iptali ile tahsil olunan para cezasının faizi İte birlikte iadesine karar verilmesi isteğiyle açılmıştır,

Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının süre defi yerinde görülmemiştir.

T.C, Anayasası'nın 124. maddesinde, Başbakanlık, Bakanlıklar ve Kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere bunlara aykırı olmamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır.

2872 sayılı Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasında, her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili Yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 3301 sayılı Yasa ile değişik 22. maddesinde de, bütün sahillerimizde, karasularımız ile iç sularımız olan Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında, liman ve körfezlerimiz, tabii ve suni

göllerimiz ile akarsularımızda bu Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki kirletme yasağına uymayan gemiler ile deniz araçlarına, tankerler dahil diğer gemilerden hertürlü atık ve artığı döken, sintine tahliyesi yapanlara para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.

Diğer taraftan yine aynı Yasanın 3301 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin son fıkrasında, gemi ve deniz araçlarına verilecek cezalarda suçun tespiti, cezanın kesilmesi usulleri ile ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü hususundaki esasların yönetmelikierde belirleneceği öngörülmüş olup, anılan Yasa hükmü uyarınca hazırlanan Gemi ve Deniz Araçlarına verilecek cezalarda Suçun tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usuileri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan Yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tespitine ilişkin bazı düzenlemeler getirilmiş, 22. maddesinde, tespit tutanağının kirlenmenin sebebi, kirlenme sahası, kirlenmenin yoğunluğu, kirlenmeye sebep olan gemi ve deniz aracı, kirlenmeden sorumlu olanlar ve olay tarihi belirtilmek suretiyle düzenleneceği, dava konusu edilen 24, maddesinde de kirletme ve kirlenmelere ilişkin olarak, numune alınması, fotoğraf, film ve video çekimi gerekli olmakla birlikte, suçun tespiti için tutanak tanziminin yeterli olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Davacı tarafından Yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tespiti için bir usul öngörüldüğü, 21. maddeye göre tutanak tutulmasının suçun tespitinde yapılacak işlemlerden en son aşama olduğu, bu nedenle 24. maddede yer alan tutanak tanziminin yeterli olduğu yolundaki hükmün 21. madde ile çeliştiği öne sürülerek iptali istenilmekte ise de, deniz vasıtalarının özellikleri, kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği, denize dökülen atığın dağılabileceği veya benzeri nedenlerle analiz, fotoğraf, video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı gözönüne alındığında tutanak tanzimi ile yetinilmesinde ve bu amaçla tutanak tanziminin yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden söz konusu Yönetmelik hükmüne yönelik davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.

Davanın para cezasına yönelik bölümüne gelince;

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde Büyükşehir belediye Başkanlıkları tabiri ile Büyükşehir Belediye Başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş, Büyükşehir belediye Başkanı .kastedilmemiş olduğundan Büyükşehir Belediye Başkanı adına yetkili sıfatıyla Genel Sekreter Yardımcısı tarafından ceza uygulanmasına ilişkin işlemde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından bu konudaki davacı savı yerinde görülmemiştir.

... Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü Deniz Ekiplerince 20.12.2000 gününde yapılan1 kontrollerde Yeşilyurt açıklarında ... Bayraklı ..."... II" adlı tankerin şaftından yağ kaçırması sonucu yoğun deniz kirliliği olduğu görülerek tutanak düzenlenmiş, fotoğraflar çekilip, numune alınmış, laboratuvar analiz raporuyla da numunenin yağ içerdiği Yasa ve Yönetmelikte istenen değer 15 ppm olduğu halde alınan numunede 25 ppm yağ oranı tespit edilerek geminin deniz kirliliğine neden olduğunun belirlenmiş olması karşısında 2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 22/b maddesine göre para cezası uygulanmasına ilişkin işlem tesisi mevzuata uygun bulunmakta ise de, dosyanın incelenmesinden para cezası miktarının hesaplanmasında hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;

2872 sayılı Yasanın 20. maddesinde Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki yasağa uymayanlara ve 2. fıkrasındaki yükümlülüğü yetkili mercilerce usulüne göre yapılan bildirime rağmen yerine getirmeyenlere verilecek para cezalarının miktarı belirlenmiş, 19.6,1986 tarihinde yürürlüğe giren Ek 1. maddesinde de bu Yasanın 18. maddesinin a, b, c ve d

fıkralarında öngörülen katılma payları ile 20,21 ve 22. maddelerinde belirtilen ceza miktarlarını on katına kadar artırmaya Bakanlar kurulunun yetkili olduğu kurala bağlanmış, anılan yetkiye dayanılarak 1.8.1998 günlü, 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar Kurutu kararıyla 2872 sayılı Yasada öngörülen cezaların beş katına çıkarılmasına karar verilmiştir.

Daha önce, Türk Ceza Kanununa 3506 sayılı Yasayla eklenen Ek 2, madde hükümleri uyarınca para cezalan Bütçe Kanununda gösterilen memur maaş katsayıları dikkate alınarak her yıl yeniden belirlenmekte ise de, 1.8.1999 günlü, 23773 sayıiı Resmi Gazetede yayımlanan 4421 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda. Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun 4. maddesinin b bendinin 7 numaralı alt bendi uyarınca 1.8.1981 tarihinden 21.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe girmiş Kanunlardaki para cezaları 393 misline çıkarılmış ve bu cezaların her yi! Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenecek yeniden değerleme oranında arttırılması öngörülmüştür.

Daha sonra çıkarılan bir Kanunla Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmış olması karşısında, daha önce Türk Ceza Kanununda değişiklik yapan 3506 sayılı Kanunla çevre para cezalarının artırılmasını öngören Bakanlar Kurulu kararı uygulanamayacağından dava konusu olayda verilen para cezasının, 2872 sayılı Yasada öngörülen para cezası miktarının yukarıda anılan Türk Ceza Kanunu ile 4421 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 393 kat ve yeniden değerleme oranında arttırılarak hesaplanan bölümünde mevzuata aykırılık bulunmaması nedeniyle bu miktara yönelik davanın reddine; para cezasının 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak beş kat artırılmak suretiyle fazla hesaplanan bölümünde ise mevzuata uyarlık bulunmadığından iptaline, fazla tahsil edilen bu miktarın davacıya iadesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince yapılan tebligat üzerineönceden belirlenen 11.3.2003 gününde davacı vekili Av. ...'in, davalı Çevre Bakanlığı temsilcisi Hukuk Müşaviri ...'in geldiği, dayalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin gelmediği görüldü. Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın katılmasıyla duruşma yapıldı. Aynı gün Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü;

Davalı... Büyükşehir Belediye Başkanlığının süre itirazı yerinde görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.

Dava, Deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22. ve 24. maddeleri uyarınca 29.887.650.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 20.12.2000 günlü, 02/0004 sayılı... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik"in 24. maddesinin iptali ile ödenen para cezasının yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2872 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca hazırlanan, Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tesbiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik'in iptali istenilen 24. maddesinde, "Kirletme ve kirlenmelere ilişkin olarak, numune alınması, fotoğraf, film ve video çekimi gerekli olmakla birlikte, suçun tesbiti İçin tutanak tanzimi yeterlidir" hükmü yer almıştır.

Davacı tarafından anılan yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tesbiti için bir usul öngörüldüğü, 21. maddeye göre tutanak tutulmasının suçun tesbitinde yapılacak işlemlerden

sonraki en son aşama olduğu, bu nedenle 24. maddede yeralan tutanak tanziminin yeterli olduğu yolundaki hükmün 21. madde ile çeliştiği, dava konusu ceza uygulamasında da geminin şaftından denize yağ sızıntısı olduğu için numune alınarak fotoğraf çekildiğini belirtir şekilde tek taraflı tesbit tutanağı tanzim edildiği, analiz sonuçlarının beklenmediği, geminin şaftından yağ sızmasının mümkün olmadığı, soğutmanın deniz suyuyla yapılarak aynı suyun hiç bir katkı yapılmaksızın yeniden denize verildiği ileri sürülerek anılan madde hükmünün iptali istenilmektedir.

Deniz vasıtalarının özellikleri, kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği, denize dökülen atığın dağılabileceği veya benzen nedenlerle analiz, fotoğraf, video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı göz önüne alındığında tutanak tanzimi ile yetin ilmesinde ve bu amaçla tutanak tanziminin yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

2872 sayılı Yasanın 8. maddesinde,her türlü atık ve artığı,çevreye zarar verecek şekilde ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermenin, depolamanın, taşımanın,uzaklaştırmanın ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu,hükme bağlanmış; İdari Cezalarda Yetki başlıklı 24/a ve ilgili Yönetmeliğin 12. maddesinde İse,Büyükşehir Belediye hudutları içinde kalan sahillerimiz, boğazlarımız ile liman ve körfezlerimizde; göl ve akarsularımızda yapılan kirletmeler için cezalar Büyükşehir Belediye Başkanlıkları tarafından verilir." hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden,"... II" Gemisinin Yeşilyurt açıklarında bağlı iken denize geminin şaftından yağ sızıntısı olduğundan deniz kirliliğine neden olunduğunun ... Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Müdürlüğü deniz ekiplerince yapılan kontrol sonucu tesbiti üzerine ceza uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

2872 sayılı Yasanın "İdari Cezalarda Yetki" başlıklı 24/a ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesi; 1580 sayılı Belediye Kanununun 107. maddesi; Belediye Zabıta Personel Yönetmeliğinin 3. maddesi ve 3030 sayılı Yasanın büyükşehir beiediye başkanının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin f ve p bentlerinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, 2872 sayılı Yasanın ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde yer alan büyükşehir belediye başkanlıkları ifadesinin bütün bir belediye teşkilatını içine alan tüzel kişiliği ifade ettiği, belediye başkanının ise bu tüzel kişiliği temsil etmeye yetkili olan kişi olduğu anlaşılmaktadır,

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyül-şehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfından verilmesi amaçlanmıştır.

Yetki devri yasal düzenlemelerin açıkça öngördüğü veya yasaklamadığı konularda bir görev yerine ait yetkinin başka bir görev yerine aktarılmasıdır. Bir tüzel kişilik içinde yetki devri yapılması sonucunda yapılan işlem ve eylemler o tüzel kişiliğe mal edilir. Eğer yasa belli bir konuda idari makamı değil de o kamu hizmetini yürüten kişiyi yetkili kılmışsa yetkinin doğrudan doğruya bu kişi tarafından kullanılması gerekir.

, Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanı kasted i İrmediğinden büyükşehir belediye başkanına bağlı olan genel sekreter yardımcısı tarafından büyükşehir belediye başkanının devrettiği yetkiye dayanarak 2872 sayılı Yasanın 22. ve 24. maddeleri uyarınca para cezası verilmesi işleminde yetki yönünden mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Yönetmeliğin "Suçun Tespiti" başlıklı 21. maddesinin A fıkrasında, Kirleten gemi ve deniz vasıtasının olay mahallinde bulunduğu durumlarda kontrol ve tespit ekiplerince kirlenme mahallinde yapılacak tespitlere ilişkin hususlar düzenlenerek, kirlenen mahallin ve kirleticinin yeteri kadar fotoğraf, film ve video çekimi ile tespit edileceği; kirlenen mahalden ve kirleticiden yeteri kadar numune alınacağı; alınan numunelerin özel kaplarına konularak üzerlerinin mühürleneceği; geminin ve deniz vasıtasının tonajına göre form doldurulacağı; alınan numunelerin en yakın yetkili standart labaratuvara tahlil için vakit geçirmeksizin iletileceği; alınan numunelerin standart iabaratuvarda derhal değerlendirilerek sonucun bir rapor ile bildirileceği tespit tutanağının düzenleneceği belirtilmiştir.

Her ite kadar Yönetmeliğin 24. maddesinde suçun tespiti için tutanak tanziminin yeterli olduğu düzenlenmiş ise de, bu hüküm maddenin tamamı dikkate alındığında 21. madde hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmemektedir. .

Dava konusu olayda geminin Yeşilyurt açıklarında bağlı olduğu ve olay mahallinde bulunduğu açık olduğundan, anılan geminin deniz kirliliğine neden olduğu yolundaki iddanın Yönetmeliğin yukarıda içeriği yazılı 21. maddesi hükmü uygulanmak suretiyle 21. maddede belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak tespitlerin yapılması, numunelerin, analiz sonuçlarının alınması ve bu sonuçlara göre deniz kirliliğine neden olunduğunun kesin olarak saptanması gerekmekterdir.

Deniz kirliliğine neden olunduğu İleri sürülen durumun kesin olarak belirlenmesine yöneük olarak da Yönetmeliğin 21.maddesinde öngörülen usule uygun şekilde tespit yapılıp kirienen mahalden ve kirleticiden yeteri kadar numune alınmadığından para cezası verilmesi yolundaki işlemde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

imar hukukcusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-06 (2330 okuma)

[ Geri Dön ]