imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

Danıştayın imar hukuku ile ilgili karar örnekleri 36
imar hukuku




Yeni Sayfa 23

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/3575

Karar No:1999/6105

ÖZETİ : ... turizm merkezi ilanına iliş­kin Bakanlar Kurulu Kararının mevzuata Aykırı olduğu hk.-DD.103

Davacı___ _j_ TEMA. Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal

Varlıkları Koruma Vakfı

Vekilleri____ -._ Av. ...

Davalılar             :  1-  Başbakanlık

2- Turizm Bakanlığı

İstemin Özeti : 11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 10.sırasında yer alan "... Turizm Merkezi" ilanı­na ilişkin işlemin; uyuşmazlık konusu bölgenin ... İl Sınırından itibaren başla­yıp, bir doğa harikası olan koyda ... Çayı'nın oluşturduğu yaklaşık 450 metre eninde 1500 metre uzunluğundaki 660 dönüm ovacığın tamamında muz tarımı yapıldı­ğı, bölgenin tamamen özel mülkiyette olduğu, dava konusu işlemle bir rant alam yaratılmak istenildiği. Anayasa'ya. yasalara ve kamu yararına aykırı olduğu öne sürülerek iptali  istenilmektedir.

Başbakanlık'in Savunmasının Özeti: Turizm alan ve merkezlerinin 2634 sa­yılı Yasaya göre ilgili bakanlıkların görüşü doğrultusunda hazırlanan Turizm Ba-kanlığı'mn önerisi ve Bakanlar Kurulu karan ile gerçekleştirildiği. Turizm Ba-kanİTğınca henüz planlama, altyapı, önizin. tahsis gibi işlemlerin yapılmadığı, dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Turizm Bakanlığı'mn Savunmasının Özeti: Turizm merkezlerinin öncelikle turizm yönünden önem taşıyan yörelerde ilan edilerek ülkenin turizm kaynakları açısından değerlendirilmeyi bekleyen ve dünya ölçeğinde yarışma olanakları suna­cak olan doğal, tarihi, arkeolojik, kış. av. su sporları, sosyo-kül türel değer­ler ve sağlık turizmine yönlendirme ile turizmi genel dinlenme ve rekreasyon planlaması içinde ele alındığı, turizm merkezi ilanım takiben ve mevcut üst öl­çekli planlara ve mevzuata göre uygulama imar planlarının gündeme geleceği, bir yerin turizm merkezi ilan edilmesinin plansız bir yapılaşmaya açılması anlamım taşımadığı, henüz planlama, altyapı, önizin. tahsis gibi işlemlerin gerçekleşti­rilmediği, dava konusu işlemin mevzuta uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği  savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi Selçuk Topal1in Düşüncesi: Yerinde yaptırılan keşif ve bi­lirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendi­rilmesinden, bölgenin özellikleri de göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu anlaşıldığından iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Aynur Sahinok'un Düşüncesi:  Dava.    11.1.1998    gunlu.    23227    sayılı

Resmi Gazetede yayınlanan 6.1.1998 günlü. 96/10496 sayılı Bakanlar Kurulu karan eki listenin "Yeni İlan Edilen Yerler" başlıklı grubun 10 sırasında yer alan "... Turizm Merkezi" ilanına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır.

Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlesin 2634 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri ile 37. Maddesinin (A) fıkrası uyarınca çıkartılan yönetmelikte öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamu yararına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla Danıştay 6. Dairesi tarafından yaptırı­lan bilirkişi incelemesi sonucunda turizm merkezi ilan edilen alanın özellikle ... çayının denize döküldüğü yerde oluşan deltanın denizden başlıyarak yarıya yakın bir bölümünü kapsadığı, turizm alanının batısının ... Çayı, doğusunun or-manlıfc alan, kuzeyinin muz bahçeleri, gürleyişinin ise denizle çevrili oduğu pro­je alammn muz bahçelerinden oluştuğu, ayrıca bu alanda 2.konut niteHğinde bir site bulunduğu turiza merkezi tlan edilen alanın esasında tan» dışı naksatlar-la kullanıl anlayacak nitelikte olup 1. sınıf sulanan dikili ve ekanoBrik ölçülerde ürün siman arazi durumunda olduğu ayrıca doğal nadir güzellikleri itibarıyla doğal sit alam olarak korunmasında yarar olduğu saptarımş bulunmaktadır.

Bu durmada bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendin lisesinden dava konusu işlenin şehircilik ilkelerine. planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olaadiğı anlaşıldığından ... Turız» Merkezi ilanına ilişkin dava konusu işlenir iptali 'gerekeceği düşünül tektedir.

TÜRK MİLLETİ ADIM

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakirinin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonr» işin gereği görüşfildfi:

Dava, 11.1.1998 günlü. 23227 sayıl* Reari Gazetede yayınlanan 6.1.1958 günlü. 1998/10496 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eti listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 10.sırasında yer alan "... • ... Turiz* Merkezi* iTanma ilişkin işlenin iptaTi istemiyle açılmıştır.

2534 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3.Maddesinde, turiz» ■erkezleri; tu­rizm bölgeleri içfnde veya dışında yeri. mevkii ve sınırlan bakanlığın önerisi. Bakanlar Kurulu karan ile tesbit ve ilan edilen turiz» yönünden önem taşıyan yerler veya bölümler şeklinde tammlarmrrş. aym Yasanın 4.maddesinde de. turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin tesbitınde, ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükme bağl anım ştı r.

2634 sayılı Yasa ile doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, mevcut diğer potansiyeller de dikkate alınarak planlama ilkeleri doğ­rultusunda Turizm Bakanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile turizm mer­kezlerinin tesbit edileceği belirlenmiş ve bu bölgelerde mevcut doğal, kültürel değerlerin kamu yararına korunması, turizm hizmetlerinin gereği olarak bu alan­ların geliştirilmesi, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesi ve denet* lenmesi de aym yasa ile düzenlenmiştir.

Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlemin 2634 sayılı Yasanın 3 ve 4.maddeleri ile 37.maddesinin (A) fıkrası uyarınca çıkartılan yönetmelikte öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamı yararına uygun bulunup   bulunmadığının   saptanabilmesi   amacıyla   dairemizin 7.7.1998 günlü ara

karan üzerine 27.1.1999 gününde uyuşmazlık konusu yerde.  Naip Üye ...    tarafın­
dan re'sen seçilen Prof.Dr............ Doç.Dr.   ...  ve Doç.Dr.   ...'dan oluşan bilirkişi

kurulunca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış,  davacı  temsilcisinin keşif sı­rasında   bilirkişi    kurulunda ziraat konusunda uzman bir kişinin de bulunmasının uygun olacağı yolundaki iddiası; bilirkişi kurulunun dava konusu olayın   yerinde keşfi    ve bilirkişi  incelemesi  için yeterli olması  nedeniyle yerinde görülmemiş. inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle: turizm., merkezi    ilan   edilen   alanın özellikle ... Çayı'mn denize döküldüğü yerde oluşan deltanın, denizden başlaya­rak yarıya yakın bir bölümünü kapsadığı,  turizm alanının batısının  ... Çayı. do­ğusunun   ormanlık   alan.    kuzeyinin muz bahçeleri,  güneyinin ise denirle çevrili olduğu, proje alanının kapama muz bahçelerinden oluştuğu,  bu alanda 2.konut   ni­teliğinde bir site bulunduğu, muz bahçeleri arasında yer yer alçak tünel şeklin­de naylon seralarda çilek üretiminin de yapıldığı, keşif gününde alanın- sulanma­sı    için    ... Çayı yatağından derin kuyudan alman su ile tevsii pompaj sulaması yapılması  için gerekli  pompaj istasyonu,  depo ve boru sisteminin bitirilmiş    ol­duğu, sistemin bu şekliyle henüz işletmeye açılmadığının görüldüğü,  alanın sula­nan   ve   kapama muz bahçesi olarak kullanıldığı.   ... ÇayT'nın deltasından ibaret

olan.  alüvyıyal.  birinci  sınıf tarım toprağı niteliği taşıdığı,    alanın    turizme açılması    ile   arka   tarafta kaTan sözde tarım alam  olarak muhafazası düşünülen kısmın da yaklaşım yolları ve turiznr amaçlı kullanımın   getireceği   diğer   tarım dışı kullanımlar için elden çıkmasının söz konusu olacağı.   ...'da turizm merkezi

olarak ilan edilen alanın 26 Ağustos 1998 günlü.  23445 sayılı Resmi Gazetede ya­yımlanan    "Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gaye ile Kullanılmasına Dair Yönetmelik" in, Tarınr Dışı Maksatlarla Kullanılamayacak Olan Arazilere ilişkin    7.maddesinin a: bendindeki tanıma uyduğu,  dava konusu alanın.  I.sınıf,  sulanan,  dikili  ve eko­nomik ölçülerde ürün alınan arazi tanımına girdiği, raikraklimatik çote özel çevre koşuTTanna   sahip   ve    ...'da az sayıda muz üretilebilen yerlerden ve bu alanın ...'da jeolojik dönemlerde oluşup günümüze kadar etrafına yaşam saçmış nadir do­ğal zenginliklerden birisi olduğu, bu gibi alanların sayısının   ve   genişliğinin ...'da ... Dağlarının güney eteklerinde fazla olmadığı, doğal sit alan gibi ko­runmasında    sayısız yararTar bulunduğu.alanın doğusunda kıyı  boyu 1.derece doğal sit alanlarının (Akdeniz Foklarının yaşam alanım  içeren bölge) uzandığı,    kuzey doğusunda arkeolojik sit alanının yer aldığı,  dava konusu bölgenin ve yakın çev­resinin korunması  gerekli  doğal  ve kültürel varlıkların bulunduğu çok hassas bir bölge olması ve özel  tarımsal  üretim yapılması nedeniyle mevcut kullanıma aykırı olarak,    tarım   dışı amaçlarla kullanılmasının mümkün olmadığı ve  ....... Turizm

Merkezi  ilanına ilişkin dava    konusu    işlemde    şehircilik    ilkelerine,    planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı  belirtilmiştir.

Anılan bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine, davalı idarelerce itiraz edilmiş ise de. öne sürülen iddialar, ayrıntılı bir inceleme ürünü olan bilirkişi raporunun içeriği ve dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında yerinde görülmemiştir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte de­ğerlendirilmesinden, dava konusu turizm merkezi kararının bölgenin özellileri göz önünde bulundurulduğunda, ilgili mevzuata uygun olmadığı sonucuna varılmak­tadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu ....... Turizm Merkezi kararının ipta­line. 6.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C

DAKIŞTAY

Altıncı Daire

Esas      No:1998/357I

Karar   No: 1999/6104-

ÖZETİ : .....    Kalesi    turizm   merkezi ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının mevzuata aykırı olduğu hK.-DD.103

Davacı

TEMA.Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal

Veki11

Varlıkları Koruma Vakfı Av.   ...

Davalılar

1- Başbakanlık

2- Turizm Bakanlığı

İstemin Özeti : 11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki listenin "Yeni ilan

edilen yerler" başlıklı grubun 9.sırasında yer alan "...-... Kalesi Turizm Mer­kezi" ilanına ilişkin işlemin: uyuşmazlık konusu bölgenin kısmen milli park, kısmen de sit alam ve ....... Devlet Karayolu ile deniz arasında kalan ... ve

... Milli Parklarını da içine alan genişliği 150 ila 500 metre arasında değişen yaklaşık 1500 metre uzunluğunda ormanlık bir alan ve kesintisiz devam eden ikin-, ci bolünde ... KaTesini de içine alacak şekilde ... Cayma kadar uzanan doğal plajın deniz kaplumbağası üreme merkezi olduğu, ... Sazlığı nedeniyle 1993 yı­lında Doğal Sit alam ilan edildiği, çok sayıda kuş türünün barındığı, turizme açılmasının bölgenin tamamen yok olması sonucunu doğuracağı, sit alanı statüsün­den çıkartılmasında kamı yaran olmayıp rantçıların yararının bulunduğu, Anaya-sa'ya, yasalara ve kamu yararına aykırı olduğu öne sürülerek iptali istenilmek­tedir.

Başbakanlık'ın Savunmasının Özeti: Turizm alan ve merkezlerinin 2634 sa­yılı Yasaya göre ilgili bakanlıkların görüşü doğrultusunda hazırlanan Turizm Bakanlığı'nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştirildiği, Turizm Bakanlığınca henüz planlama, altyapı, önizin. tahsis gibi işlemlerin yapılmadı­ğı, dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerek­tiği savunulmaktadır.

Turizm Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti: Turizm merkezlerinin öncelikle turizm yönünden önem taşıyan yörelerde ilan edilerek ülkenin turizm kaynaklan açısından değerlendirilmeyi bekleyen ve dünya ölçeğinde yarışma olanakları su­nacak olan doğal, tarihi, arkeolojik, kış, av. su sporları, sosyo-kül türel de­ğerler ve sağlık turizmine yönlendirme ile turizmi genel dinlenme ve rekreasyon planlaması içinde ele alındığı, turizm merkezi ilanım takiben ve mevcut üst ölçekli planlara ve mevzuata göre uygulama imar planlarının gündeme geleceği, bir yerin turizm merkezi ilan edilmesinin plansız bir yapılaşmaya açılması an­lamını taşımadığı, henüz planlama, altyapı, Önizin, tahsis gibi işlemlerin ger­çekleştirilmediği, dava konusu işlemin mevzuta uygun olduğu belirtilerek davamn reddi gerektiği savunulmaktadır.

Tetkik Hakimi Selçuk Topal'in Düşüncesi : Yerinde yaptırı1 an keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendi­rilmesinden, bölgenin özellikleri de göz önünde bulundurulduğunda dava konusu işlemin mevzuata aykırı olduğu anlaşıldığından iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi : Dava. 11.1.1993 günlü, 23227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 9. sırasında yer alan "...-... Kalesi Turizm Merkezi" ilanına ilişkin işlemin iptali istemiyle açı 1: mıştır.

Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlemin 2634 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri ile 37. Maddesinin (A) fıkrası uyarınca çıkartılan yönetmelikte öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamu yararına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla Danıştay 6. Dairesi tarafından yaptırı­lan bilirkişi incelemesi sonucunda ... Kalesinin içerisinde bulunduğu. ... ça­yından başlayarak doğudaki balıkçı barınağına kadar uzanan turizm alanı hakkında doğal ve biyolojik Özellikleri bakımından değerlendirme yapıldığından dava konu-

su turizm alanında kamping ve günübirlik kullanımlar gibi yumuşak turizm türleri yerine yoğun yapılaşmayı gerektiren kullanış türlerinin tercih edilmesinin dnğru olmadığı, turizm alanının doğusunda bulunan orman ıs/letmesince- depo olarak kul­lanılan alandada 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planında öngörüldüğü şekliyle ta­til köyünün yapılaşması durumunda doğal çevreye fazlası ile olumsuz etki yapaca­ğı saptanmış bulunmaktadır.

Bu durumda bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendirilmesinden dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine, plan­lama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı anlaşıldığından ....... Kalesi­nin Turizm Merkezi ilanına ilişkin dava konusu işlemin ipta-li gerekeceği düşü­nül mektedi r.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik HaJcınriTrfn açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava. 11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 1998/10496 sayılı Bakanlar Kurulu karan eki listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 9.sırasında yer alan "...-... Kalesi Turizm Herkeri" ilanına ilişkin işlemin iptali  istemiyle açılmıştır.

2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3.maddesinde, turizm merkezleri: tu­rizm bölgeleri içinde veya dışında yeri, mevkii ve sınırlan bakanlığın önerisi. Bakanlar Kurulu kararı ile tesbit ve ilan edilen turizm yönünden önem taşıyan yerler veya bölümler şeklinde tanımlanmış, aynı Yasanın 4.maddesinde de. turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin tesbitinde; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri, kış. av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

2634 sayılı Yasa ile doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültüreT turizm değerleri, mevcut diğer potansiyeller de dikkate alınarak planlama ilkeleri doğ­rultusunda Turizm Bakanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulu karan ile turizm mer­kezlerinin tesbit edileceği belirlenmiş ve bu bölgelerde mevcut doğal, kültürel değerlerin kamu yararına korunması, turizm hizmetlerinin gereği olarak bu alan­ların geliştirilmesi, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesi ve denet­lenmesi de aynı yasa ile düzenlenmiştir.

Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlemin 2634 sayılı Yasanın 3
ve 4.maddeleri ile 37.maddesinin (A) fıkrası uyanınca çıkartılan yönetmelikte
Öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamu yararına uygun
bulunup bulunmadığının saptanabilmesi amacıyla dairemizin 7.7.1998 günlü ara ka­
rarı üzerine 28.1.1999 gününde uyuşmazlık konusu yerde. Naip Üye Bekir Aksoylu
tarafından re'sen seçilen Prof.Dr............. Doç.Dr. ... ve Doç. Dr. ... oluşan bi­
lirkişi kurulunca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı temsilcisinin
keşif sırasında bilirkişi kurulunda orman konusunda uzman bir kışının de bulun­
masının .uygun olacağı yolundaki iddiası: bilirkişi kurulunun, dava konusu olayın
yerinde keşfi ve bilirkişi incelemesi için yeterli olması nedeniyle yerinde gö­
rülmemiş, inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle; "... Kalesı'mn içerisinde
bulunduğu. ... çayından başlayarak doğudaki balıkçı barınağına kadar uzanan tu­
rizm alanı hakkında doğal ve biyolojik özellikleri bakımından değerlendirme   ya-

pıldığında, dava konusu turizm alammn batıda ... Çayı. doğuda balıkçı barTna-ğı, güneyde Akdeniz ile çevrili olup, 6.5 km. uzunluğunda ve yaklaşık 0.5 k». eninde bir alam kapsadığı.bu alam doğal ve biyolojik özellikleri bakımından üç "biyolojik ada" ya ayırmanın mümkün olduğu, ... çayından başlayıp, doğuda orman­lık alana uzanan ... Kalesi'nin de içersinde bulunduğu alan içinde ... Kalesi ve çevresini içeren Arkeolojik Sit Alam İlgili Korusa Kurulu'nun öngördüğü koşul­lara uygun olarak kültürel çevreye duyarlı ve sınırlı bir yapılaşma ile kulla­nılması, ilke olarak koruma-Kullanma dengesinin gözetilmesi gerektiği, dava dosyası eki ....... Kalesi Turizm Merkezi "ni içeren 1/25.000 ölçekli çevre düze­ni plan kararları koruna-kullanma dengesini kültürel ve doğal çevre aleyhine yönlendirecek bir yaklaşım içinde olduğunu gösterdiği, söz konusu plan kararla­rında ... Çayı doğusunda turizm tesis alam 66 ha., ... Kalesi doğusunda turizm ve ikfncil konut 35 ha. öngörülürken. ... Kalesi çevresinde 9 ha. günübirlik ve ... mevkiinde 15 ha. kamping alanının yeterli görüldüğü, açıkça yoğun yapılaşsa-yı getiren kullanış türlerinin tercih edildiği, kanping, günübirlik kullanımlar gibi "yumuşak turizm" türlerinin ise tercih edilmediği, bu tür planlama yaklaşı-nnnın turizm potansiyelini sağlayan en önemli unsurlardan doğal çevre için oTdu-gu kadar kültürel varlıklar (... Kalesi ve Arkeolojik Sit Alam) içinde olumsuz etkileri olacağı, ayrıca bu alanların dışında sulu tarım alanında mevcut olduğu, bu alamn turizm amaçlı kullanımla beraber konut baskısı- altında olduğunun da gözlemlendiği, bu dengelerin gözettiebileceği bir kullanım tarzrrnn, bu alan için öngörülebileceği, bu kesimde bulunan doğal ve kültürel varlıkların yoğun kullanımına yol açmayan, koruraa-kulTanma dengesini gözeten, yumuşak turiznr (çev­reci ve kültürel ağırlıklı) türlerine açılmasının uygun olacağı, turizm alanının orta bölümünde bulunarr ormanlık alanda ise ew hassas biyolojik alanın bulunduğu, herhangi bir yapılaşma eylemi bitki Örtüsü ve mevcut bitki örtüsü ile buna bağlı diğer yaşam zincirine kısıtlı da olsa zarar vereceği, topografyanın dik, toprak örtüsünün sığ olması, bu zarartn boyutTarrnTn geri dönülemez boyutlarda olmasına neden olacağı, bu nedenle burada yapılaşmaya yönelik herhangi bir girişimde bu-lunulmamasımn gerektiği, turizm alanının doğusunda bulunan orman işletmesince depo olarak kullanılan alanda da; söz tamusu 1/25.000 çevre düzeni planında ön­görüldüğü şekli ile tatil köyünün yapılaşması durumunda doğal çevreye fazlası ile olumsuz etki yapacağı, bu alanda daha küçük kapasiteli, yapılaşmanın en aza inebildiği türden konaklama tesisi ile bir çözüm arannası gerektiği. ....... Ka­lesi Turizm Merkezi ilanına iTişkin dava konusu işlemin tümü ile şehirciTik il­kelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı belirtilmiştir.

Anılan bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine, davalı idarelerce itiraz edilmiş ise de, öne sürülen iddialar, ayrıntılı bir inceleme ürünü olan bilirkişi raporunun içeriği ve dosyadaki bilgi ve belgeler karşısında yerinde görülmemiştir.

Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte de­ğerlendirilmesinden, dava konusu turizm merkezi kararının bölgenin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, ilgili mevzuata uygun olmadığı sonucuna varılmak­tadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu ...  ... Kalesi Turiz» Merkezi kararının

iptaline. 6.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2001/2332

Karar No : 2003/1487

Özeti : Gemilere verilecek para cezasında tespitlerin, her ne kadar Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmeliğin 24. maddesinde suçun tespiti için tutanağın yeterli olduğu belirtilmiş ise de, geminin bağlı olduğu dikkate alınarak aynı yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen usule uygun olması gerektiği, bu usule uyulmaksızın yapılan tespite dayanılarak verilen para cezasında mevzuata uyarlık bulunmadığı; ödenen para cezasının yasal faizi ile birlikte iadesinin gerektiği; anılan yönetmeliğin 24. madde hükmünün ise yasaya uygun olduğu hk.-DKD.1

 

Davacı

: ... Gemisi Kaptanı...

Vekilleri

: Av....

Davalılar

: 1- Çevre Bakanlığı

 

2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili

: Av. ...

İstemin Özeti : Deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22 ve 24. maddeleri uyarınca 46.624.734.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 11.1.2001 günlü, 02/0005 sayılı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan JGemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetrnelik"in 24. maddesinin; deniz kirliliğine neden olunmadığı, tek taraflı tutanak tutulduğu, numunenin doğru yerlerden alınmadığı, yetki devri mümkün olmadığı halde belediye başkanınca ceza yetkisinin devredildiği, para cezası işleminin mevzuata aykırı olduğu; Yönetmeliğin 24. maddesinin de 21. madde ile çeliştiği, suçun tespiti için gerekenlerin 21. madde de açıkça düzenlendiği halde 24. maddede suçun tesbiti için tutanak tanziminin yeterli olduğunun belirtildiği, bunun da yasaya aykırlık oluşturduğu İleri sürülerek İptali ile ödenen para cezasının yasal faizi ve yabancı para cinsinden Türk Lirasına çevrilmesi sırasında karar tarihi itibariyle uğranılacak kur farkı ile birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir.

Davalı Çevre Bakanlığının Savunmasının Özeti : İptali istenilen yönetmelik hükmünde yasaya aykırılık bulunmadığı, para cezası.işeminin de mevzuat hükümlerine uygun tesis edildiği ve ceza miktarının bakanlık genelgesi doğrultusunda saptandığı, dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davalı... Büyükşehir Belediye Başkanlığının Savunmasının Özeti: Davanın süresinde açılmadığı, mevzuat hükümierine uygun olarak para cezası işlemi tesis edildiğinden dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topa I'm Düşüncesi        :  Deniz vasıtalarının

özellikleri kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği, denize dökülen atığın dağıtabileceği veya benzeri nedenlerle analiz, fotoğraf, video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı göz önüne alındığında tutanak tanzimi ile yetinilmesinde ve bu amaçla tutanak tanziminin yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

İptali istenilen yönetmelik hükmünde suçun tespiti için tutanak tanziminin yeterli olduğu belirtilmiş ise de, aynı Yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tespiti ile ilgili usuller öngörülmüş olup deniz kirliliğine neden olduğu ileri sürülen geminin bulunduğu duruma göre bu maddede belirtilen şekilde tespit yapılarak alınan numunelerin analiz sonuçlan dikkate alınarak deniz kirliliğine neden olunduğunun saptanması halinde para cezası verilebilecektir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 11.7.2002 günlü, E;2002/178, K:2002/639 sayılı kararında belirtildiği üzere; 2872 sayılı Yasanın "İdari Cezalarda Yetki" başlıklı 24/a ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesi; 1580 sayılı Belediye Kanununun 107. maddesi; Belediye Zabıta Personel Yönetmeliğinin 3. maddesi ve 3030 sayılı Yasanın büyükşehir belediye başkanının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin f ve p bentlerinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, 2872 sayılı Yasanın ve "Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri İle Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik" in 12. maddesinde yer alan büyükşehir belediye başkanlıkları ifadesinin bütün bir belediye teşkilatını içine alan tüzel kişiliği ifade ettiği, belediye başkanının ise bu tüzel kişiliği temsil etmeye yetkili olan kişi olduğu anlaşılmaktadır.

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanlığının tüzel kişiliği ifade edilmiş ve bu cezanın büyükşehir belediye başkanlıkları tarfından verilmesi amaçlanmıştır.

Yetki devri yasal düzenlemelerin açıkça öngördüğü veya yasaklamadığı konularda bir görev yerine ait yetkinin başka bir görev yerine aktarılmasıdır. Bu tüzel kişilik içinde yetki devri yapılması sonucunda yapılan işlem ve eylemler o tüzel kişiliğe mal edilir. Eğer yasa belli bir konuda idari makamı değil de o kamu hizmetini yürüten kişiyi yetkili kılmışsa yetkinin doğrudan doğrıya bu kişi tarafından kullanılması gerekir.

Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, büyükşehir belediye başkanlıkları tabiri ile büyükşehir belediye başkanı kastedilmediğinden büyükşehir belediye başkanına bağlı olan genel sekreter yardımcısı tarafından büyükşehir belediye başkanının devrettiği yetkiye dayanarak 2872 sayılı Yasanın 22. ve 24. maddeleri uyarınca para cezası verilmesi işleminde yetki yönünden mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

Dava konusu olayda geminin olay yerinde bağlı olduğu dikkate alındığında. Yönetmeliğin 21. maddesinin A fıkrasında belirtilen usulde tespit yapılması gerekmekte olup, 24. madde hükmü de dava konusu olayda 21,maddenin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.

Ancak, deniz kirliliğine neden olunduğu için para cezası verilebilmesi için tespitlerin

usulüne uygun şekilde yapılması  ve numunelerin  de usulüne uygun şekilde alınması

'gerektiğinden, dava konusu olayda deniz kirliliğine neden olunduğu ileri sürülen durumu

kesin olarak saptamaya yönelik Yönetmelikte belirtildiği şekilde usulüne uygun olarak tespit

yapılıp numuneler alınmadığından para cezası verilmesi yolundaki işlemde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın iptali istenilen yönetmelik hükmüne ilişkin bölümünün reddine; para cezası işleminin iptaline ve mevzuata aykırı işlemden dolayı ödenen para ceazsının da yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Dava, deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22, ve 24. maddeleri uyarınca 46.624.734,000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 11.1,2001 günlü, 02-0003 sayılı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve dayanağı olan Gemi ve Deniz Adamlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmeliğin 24. maddesinin iptali ile tahsil olunan para cezasının faizi ve yabancı para cinsinden Türk Lirasına çevrilmesi sırasında karar tarihi itibariyle uğranılacak kur farkı ile birlikte İadesine karar verilmesi isteğiyle açılmıştır.

T.C.Anayasası'nın 124. maddesinde Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere bunlara aykırı olmamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır,

2872 sayılı Yasanın 8. maddesinin l.fıkrasında, her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili Yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzen faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu belirtilmiş, aynı Yasanın 3301 sayılı Yasa ile değişik 22. maddesinde de bütün sahillerimizde, karasularımız ile iç sularımız olan Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazlarında, liman ve körfezlerimiz, tabii ve suni göllerimiz ile akarsularımızda bu Yasanın 8. maddesinin 1.fıkrasındaki kirletme yasağına uymayan gemiler ile deniz araçlarına, tankerler dahil diğer gemilerden her türlü atık ve artığı döken, sintine ■ tahliyesi yapanlara para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.

Diğer taraftan yine aynı Yasanın 3301 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin son fıkrasında, gemi ve deniz araçlarına verilecek cezalarda suçun tespiti, cezanın kesilmesi usulleri ile ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü hususundaki esasların yönetmeliklerle belirleneceği öngörülmüş olup, anılan Yasa hükmü uyarınca hazırlanan Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe grimiştir.

Anılan Yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tespitine ilişkin bazı düzenlemeler getirilmiş, 22. maddesinde, tespit tutanağının kirlenmenin sebebi, kirlenme sahası, kirlenmenin yoğunluğu, kirlenmeye sebap olan gemi ve deniz aracı, kirlenmeden sorumlu olanlar ve olay tarihi belirtilmek suretiyle düzenleneceği, dava konusu edilen 24. maddesinde de kirletme ve kirlenmelere ilişkin olarak,numune alınması,fotoğraf,film ve video çekimi gerekli olmakla birlikte, suç un tespiti için tutanak tanziminin yeterli olduğu hükmüne yer verilmiştir.

Davacı tarafından,yönetmeliğin 21.maddesinde suçun tespiti için bir usul öngörüldüğü, 21. maddeye göre tutanak tutulmasının suçun tespitinde yapılacak işlemlerden en son aşama olduğu, bu nedenle 24. maddede yer alan tutanak tanziminin yeterli olduğu yolundaki hükmün 21. madde ile çeliştiği öne sürülerek iptali istenilmekte ise de,deniz vasıtalarının özel İlkleri, kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği,denize dökülen atığın dağılabileceği veya benzeri nedenlerle analiz,fotograf,video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı gözönüne alındığında tutanak tanzimi ile yetinilmesinde ve bu amaçla tutanak tanziminin

yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden söz konusu Yönetmelik hükmüne yönelik davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.

Davanın para cezasına yönelik bölümüne gelince;

2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinde Büyükşehir Belediye Başkanlıkları tabiri ile Büyükşehir Belediye Başkanlığının tüzel kişiliği İfade edilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı kastedilmemiş olduğundan Büyükşehir Belediye Başkanı adına yetkili sıfatıyla Genel Sekreter Yardımcısı tarafından ceza uygulanmasına İlişkin işlem de yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından, bu konudaki davacı savı yerinde görülmemiştir.

... Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü deniz ekiplerince 11.1.2001 gününde yapılan kontrollerde ... Bandıralı ... adlı kuru yük gemisinin Marmara denizi ... açıklarında demirli bulunduğu sırada şaftından yağ kaçırması sonucu yoğun deniz kirliliği olduğu görüldüğünden fotoğraf çekilip, numuneler alınmış, laboratuvar analiz raporuyla da numunelerin yağ içerdiği, Yasa ve Yönetmelikte İstenen değer, 15 ppm olduğu halde gemiden alınan numunede 110 pmm, denizden alınan numunede ise 145 ppm yağ oranı tespit edilerek geminin deniz kirliliğine neden olduğunun belirlenmiş olması karşısında 2872 sayılı Yasanın 24/a maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 22/b maddesi ne göre para cezası uygulanmasına ilişkin İşlem tesisi mevzuata uygun bulunmakta ise de, dosyanın incelenmesinden para cezası miktarının hesaplanmasında hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki;

2872 sayılı Yasanın 20. maddesinde Yasanın 8. maddesinin 1. fıkrasındaki yasağa uymayanlara ve 2. fıkrasındaki yükümlülüğü yetkili mercilerce usulüne göre yapılan bildirime rağmen yerine getirmeyenlere verilecek para cezalarının miktarı belirlenmiş, 19.6.1986 tarihinde yürürlüğe giren Ek 1. maddesinde de bu Yasanın 18. maddesinin a, b, c ve d fıkralarında öngörülen katılma payları ile 20, 21 ve 22. maddelerinde belirtilen ceza miktarlarını on katına kadar artırmaya Bakanlar kurulunun yetkili olduğu kurala bağlanmış, anılan yetkiye dayanılarak 1.8.1998 günlü, 23420 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 2872 sayılı Yasada öngörülen cezaların beş katına çıkarılmasına karar verilmiştir.

Daha önce, Türk Ceza kanununa 3506 sayılı Yasayla eklenen Ek 2. madde hükümleri uyarınca para cezalan Bütçe Kanununda gösterilen memur maaş katsayıları dikkate alınarak her yıl yeniden belirlenmekte ise de, 1.8.1999 günlü, 23773 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4421 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair kanunun 4. maddesinin b bendinin 7 numaralı alt bendi uyarınca 1.8.1981 tarihinden 21.12.1987 tarihine kadar yürürlüğe girmiş Kanunlardaki para cezaları, 393 misline çıkarılmış ve bu cezaların her yıl Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenecek yeniden değerleme oranında arttırılması öngörülmüştür.

Daha sonra çıkarılan bir Kanunla Türk Ceza Kanununda değişiklik yapılmış olması karşısında daha önce Türk Ceza Kanununda değişiklik yapan 3506 sayılı Kanunla çevre para cezalarının artırılmasını öngören Bakanlar Kurulu kararı uygulanamayacağından dava konusu olayda verilen para cezasının, 2872 sayılı Yasada öngörülen para cezası miktarının yukarıda anılan Türk Ceza Kanunu ile 4421 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 393 kat ve yeniden değerleme oranında arttırılarak hesaplanan bölümünde mevzuata aykırılık bulunmaması nedeniyle bu miktara yönelik davanın reddine; para cezasının 98/11415 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak beş kat artırılmak suretiyle fazla hesaplanan bölümünde ise mevzuata uyarlık bulunmadığından iptaline ve fazla tahsil edilen bu miktarın davacıya iadesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince yapılan tebligat üzerineönceden belirlenen 11.3.2003 gününde davacı vekili Av. ...'in, davalı Çevre Bakanlığı temsilcisi Hukuk Müşaviri ...'in geldiği, davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin gelmediği görüldü. Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın katılmasıyla duruşma yapıldı. Aynı gün Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra İşin gereği görüşüldü:

Dava, Deniz kirliliğine neden olunduğu için 2872 sayılı Çevre Kanununun 22. ve 24. maddeleri uyarınca 46.624.734.000.-lira para cezası verilmesine ilişkin 11.1.2001 günlü, 02/0005 sayılı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve 3.11.1987 günlü, 19623 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelikin 24. maddesinin iptali ile Ödenen para cezasının yasal faizi ve yabancı para cinsinden Türk Lirasına çevrilmesi sırasında karar tarihi itibariyle uğranılacak kur farkı ile birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2872 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca hazırlanan, Deniz Araçlarına Verilecek

Cezalarda Suçun Tesbiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik'İn iptali istenilen 24. maddesinde, "Kirletme ve kirlenmelere ilişkin olarak, numune alınması, fotoğraf, film ve video çekimi gerekli olmakla birlikte, suçun tesbiti için tutanak tanzimi yeterlidir" hükmü yer almıştır.

Davacı tarafından anılan yönetmeliğin 21. maddesinde suçun tesbiti için bir usul öngörüldüğü, 21. maddeye göre tutanak tutulmasının suçun tesbitinde yapılacak işlemlerden sonraki en son aşama olduğu, bu nedenle 24. maddede yeralan tutanak tanziminin yeterli olduğu yolundaki hükmün 21. madde İle çeliştiği, dava konusu ceza uygulamasında da geminin şaftından denize yağ sızıntısı olduğu için numune alınarak fotoğraf çekildiğini belirtir şekilde tek taraflı tesbit tutanağı tanzim edildiği, analiz sonuçlarının beklenmediği, geminin şaftından yağ sızmasının mümkün olmadığı, soğutmanın deniz suyuyla yapılarak aynı suyun hiç bir katkı yapılmaksızın yeniden denize verildiği ileri sürülerek anılan madde hükmünün iptali istenilmektedir.

Deniz vasıtalarının özellikleri, kirletme olayının meydana gelmesinden hemen sonra gemi veya teknenin olay mahallinden uzaklaşabileceği, denize dökülen atığın dağılabileceği veya benzeri nedenlerle analiz, fotoğraf, video çekimi gibi işlemlerin yapılmasının mümkün olamayacağı göz önüne alındığında tutanak tanzimi ile yetini I meşinde ve bu amaçla tutanak tanziminin yeterli olduğu yolunda düzenleme getirilmesinde hukuka aykırılık görülme


imar hukukcusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-06 (2138 okuma)

[ Geri Dön ]