T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/1451
Karar No:1999/5992
ÖZETİ ;...................... Yalısı Turizm
Merkezini İlanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında hukuka
aykırı11k bulunmadığı hk.-DD.103
Davacı |
|
Veki1 i |
|
Davalılar |
|
İstemin |
Özeti : |
TMMOB Şehir Plancıları Odası Av. ...
1- Başbakanlık
2- Turizm Bakanlığı
11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan
6.1.1998
günlü, 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu karan eki listenin "yeni ilan
edilen yerler" başlıklı grubun
11.sırasında yer alan "................... Yalısı Turizm
Merkezi" ilanına ilişkin işlemin uyuşmazlık konusu
yerin ...'un yüzlerce yıllık tarihi geçmişinin izlerini taşıyan bir bölge
olduğu, yakın dönemlerde yoğun yapılaşma baskısı yaşamış olan bu gibi yerlerde
turizm merkezi ilanı karan ile oluşturulacak turistik ve ticari tesislerin
yerleşik ve gündelik nüfusun artmasına ve kentsel sorunlara neden olacağı, üst
ölçekli plan kararlarına dayanmayan işlemin şehir planlaması açısından olumsuz
sonuçlar doğuracağı, bu yer için verilecek yapılaşma hakkıyla yakın çevrenin ve
... siluetinin olumsuz yönde etkileneceği, bu nedenlerle işlemin hukuka aykırı
olduğu iddiaları ile iptali istenilmektedir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti: Uyuşmazlık konusu
yerin turizm merkezi ilan edilmesi için gerekli koşullan taşıdığı, kullanım türü
değişikliği imar planı değişikliğini gerektirdiğinden ve imar planlarının da
yargı karan ile iptali mümkün olduğundan, yörede yapı ve nüfus yoğunluğunun
artacağına ilişkin id' eti alarm bu davada incelenemeyeceği. işlemde şehircilik
ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırılık bulunmadığı öne sürülerek
davamn reddi gerektiği savunulmaktadır.
Turizm Bakanlığının Savunmasının Özeti: Dava konusu
işlenin mevzuata, şehircilik ve planlama ilkeleri iTe kamu yaranna uygun olduğu
öne sürülere* dava-mn reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Dava
konusu işlemde mevzuata aykırılık görülmediğinden, davanın reddi gerektiği
düşünülmektedir.
Savcı Turan Karakaya'mn Düşüncesi : Dava. U.L.1998
gün ve 23227 sayılı Ressri Gazetede yayınlanan 6.1.1998 gün ve 98/104% sayılı
Bakanlar Kurulu kararı eki listenin "Yeni İlan Edilen Yerler" haşlıklı
grubun İLSirasında yer alan
"......................... Yalısı Turizm Merkezi"
ilanına ilişkin işlemin iptali istemi ile
açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 4.maddesinde,
turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm merkezlerinin tespitinde, ülkenin
doğal tarihi, arkeolojik ve sosyo-kül türel turizm değerleri, kış. av ve su
sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate
alınacağı öngörülmuştur.
Dava dosyasının incelenmesinden Danıştay Altıncı
Dairesinin 15.4.1998
günlü kararı uyarınca yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu
düzenlenen bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, sonuç
olarak......................... Yalısı'mn Turizm Merkezi ilan edilmesi kararının
kamu ya
rarına ve şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olduğu belirtilmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemde mevzuata aykırılık
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekeceği
düşünülmektedir. TÜRK MÎLLETÎ ADINA .
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava. 11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 6.1.1998
günlü. 98/10496 sayın Bakanlar Kurulu karan eki listenin "yeni ilan edilen
yerler" başlıklı grubun 11.sırasında yer alan "...............................
Yalısı Turizm Mer
kezi" ilanına ilişkin işlemin, istemin Özeti bölümünde belirtilen
nedenlerle
iptali
istemiyle açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3.maddesinin
(d) bendinde, turizm merkezlerinin turizm bölgeleri içinde veya dışında, yeri.
mevkii ve sınırları Bakanlığın önerisi. Bakanlar Kurulu karacı ile tespit ve
ilan edilen, turizm yönünden önem taşıyan yerleri veya bölüşlerini ifade edeceği
kuralı; aynı Yasanın 4.maddesinde ise turizm bölgeleri, turizm alanları ve
turizm merkezlerinin tespitinde, ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve
sosyo-kültüreî turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile
mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükmü yer almaktadır.
Turizm alan, bölge ve merkezlerinin tespitinde izlenecek esas ve usuller ise
"Turizm Bölgeleri. Turizm Alanları ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi İçin
Çalışma Gruplarının Oluşturulması. Görev ve Yetkileri ile Çalışma Şekline
İlişkin Yönetmelik" ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararımtr
"....................... Yalısı Turizm Mer
kezi" ilanına ilişkin kısmının. 2634 sayılı Turiz» Teşvik Kanununun 3.ve 4. mad
deleri ile 37.maddesinin (A) fıkrasına göre çıkartılan "Turizm Bölgeleri. Turizm
Alanları ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi İçin Çalışma Gruplarının Oluştu
rulması. Görev ve Yetkileri İle Çalışma Şekline İlişktn Yönetmelik" te öngörülen
koşullara ve kamu yararına uygun bulunup bulunmadığının saptanması amacımla dai
remizin 26.6.1998 günlü karan uyarınca üye Acar OTtulu niyabetinde re'sen seçi
len- bilirkişiler Prof .Dr. .... Doç.Dr....... Doç.Dr. ...'in katılımı ile
mahal
linde yapılan keşif ve biTirkişt incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi rapo
runda özetle: ........................ Caddesi üzerinde ... Boğazı
kenarında yer alan ...
YaTısımn Osmanlı İmparatorluğu döneminde
15.yüzyılda inşa edilmiş en güzel yaTı Örneklerinden birisi olduğu, turizm
merkezi olarak belirlenen 575 adah 18. 19. 33, 35 ve 40 parsel sayılı
taşınmazların yaklaşık 17500 m2 büyüklüğünde olduğu, bu alanın 7800 m2'Tik
kısmında değerli bir kültür merası olan yaTı ve eklerinin bulunduğu, 40 odası ve
12 süit dairesiyle otel olarak kullanılmaya elverişTi olan bu yalının 2634
sayılı Turiznrt Teşvik Kanununun 3.maddesinde turizm merkezleri için yapılan
"...turizm bakımından önem taşıyan yerler veya bölümleri" ta-mımma uygun olduğu,
ayrıca. 2634 sayılı Kanunun 4.maddesinde tanımlandığı üzere tarihi ve
sosyo-kültürel turizm değerleri taşıması nedeniyle turfan merkezi olarak
belirlenmesinde mevzuata aykırılık görülmediği, yurt içi ve dışından çok sayıda
kişinin yararlanabileceği turizm kullanımına ayrılmasının kamu yararına olduğu,
eski eser olarak tescilli ve korunması gereken bu yapımn çevresi ile ti-gili
yoğunluk arttırıcı bir plan karan getirilmemiş olması karşısında işletirin
şehircilik ve planlama ilkelerine de uygun olduğu belirtilmiş bulunmaktadır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş. Turizm
Bakanlığı tarafından bu rapora itiraz edilmiş ise de. raporda yer alan
açıklamalar karşısında itiraz yerinde görülmemiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin, bilirkişi
raporundaki açıklamaların, 2634 sayılı Yasa ve ilgili yönetmelik kuralları ile
birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddina, 24.11.1999
gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/U68
Karar No:1999/4918
ÖZETİ : ... Turizm merkezi 2. teysii ilanına
ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında mevzuata uyarlık bulunmadığı hk.-DD.103
Davacı ■ : ... Büyükşehir Belediye
Başkanlığı
Vekili______ _ı Av. ... -Av. ...
Davalılar____ _ 1- Başbakanlık
2- Turizm Bakanlığı
Davalı İdareler Yanında Davaya Katılanlar:!- ...
Madeni Eşya Saç ve
Emaye Fabrikaları A.Ş. 2- ... Pazarlama
San.Tic.A.Ş.
Vekilleri____ :_ Av....
İstemin Özeti : 11.1.1998 günlü, 23227 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 1998/10496 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki
Listenin Tevsii ve tadil edilen yerler" başlıklı grubun 1.sırasında yer alan
"... Turizm Merkezi 2. Tevsii" ilanına ilişkin işlemin Anayasaya aykırı olduğu,
1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan Nazım İmar Planında ...'un arazı kullanım
kararlarının belirlendiği, bu plan kararlarına rağmen turizm merkezi
belirlenmesine ilişkin işlemin anılan plan kararlarına aykırı olduğu, planlama
ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı, bölgenin gelişimi, sosyal ve alt yapı
donanımları, çevre koşullan gibi ana planlama şartlarının araştırılmadığı,
bölgenin turizm merkezi ilan edilmesinin şehrin gelişme bütününü bozan, yanlış
bir karar olduğu, bu yerdeki planlama yetkisinin bakanlığa verilmesinin
amaçlandığı, bölgenin Turizm Teşvik Kanununun 4.maddesinde belirtilen kriterlere
uyulmaksızın turizm merkezi olarak belirlendiği iddiaları ile iptali
istenilmektedir.
Başbakanlığın Savunmasının Özeti: Turizm merkezi
ilan edilmesindeki amacın bölgede turizmin geliştirilmesini teşvik etmek
olduğu, tevsi alanının çok az bir kısmının park alanı, kalanının ise konut, yol,
akaryakıt istasyonu ve tanımsız alanda kaldığı, böyle bir yerde mevcut park
alam korunarak turistik tesis inşa edilmesinde sakınca bulunmadığı, işlemin
hukuka uygun olduğu iddiaları ile davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Turizm Bakanlığının Savunmasının Özeti: Turizm
merkezinin ilanında imar planlarının getirdiği kararların esas alındığı, yasada
öngörülen prosedüre uyul-duğu, turizmin daha da geliştirilmesinin hedeflendiği,
işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Müdahillerin Savunmalarının Özeti: ... turizm
merkezi olarak ilan edilen komşu bölgedeki yatırımlar ve getirilen hizmetler
dikkate alındığında dava konusu turizm merkezi tevsii ilanının yerinde ve
gerekli olduğunun ortaya konulaca-
ğı.
dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı iddiaları ile
davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun Düşüncesi : Dava
konusu turizm merkezi tevsii ilanının iptal edilmesinin uygun olacağı
düşünülmektedir.
Savcı Aynur Sahinok'un Düşüncesi : Dava; 11.1.1998
günlü. 23227 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6.1.1998 günlü. 98/10496 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı eki listenin "Tevsii ve tadil edilen yerler" başlıklı
grubun 1.sırasında yer alan "... Turizm Merkezi 2.Tevsii ilanına ilişkin işlemin
iptali isteğiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; nazım ve uygulama
imar planlarında konut ve parka ayrılmış olan (ve bir köşesinde mevcut benzin
istasyonu gösterilen) bir kent içi alanın nazım plan düzeyinde bir irdeleme
yapılmadan kullanımının otelcilik turizm, kültür, finans. kongre ve ticaret
merkezi olarak değiştirilmesi sonucunu yaratacak bir kararla mevcut ... Turizm
Merkezi"nin sınırları içine alınmasının şehircilik ve planlama ilkelerine uygun
olmadığı anlaşıldığından da-vamn kabulü ile kamu yararına uygun olmayan dava
konusu işlemin iptali gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten've dosyadaki belgeler incelendikten'sonra
işin gereği görüşüldü: .
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde
görülmedi.
Dava, 11.1.1998 günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 6.1.1998 günlü. 1998/10496 sayılı Bakanlar Kurulu karan eki listenin
"Tevsii ve tadıl edilen yerler" başlıklı grubun 1.sırasında yer alan "... Turizm
Merkezi 2.Tevl-sii" ilanına ilişkin işlemin istemin özeti bölümünde belirtilen
nedenlerle iptali istemiyle açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3.maddesinin
Cd) bendinde, turizm merkezlerinin turizm bölgeleri içinde veya dışında, yeri.
mevkii ve sınırlan bakanlığın Önerisi. Bakanlar Kurulu karan ile tespit ve ilan
edilen, turizm yönünden önem taşıyan yerleri veya bölümlerini ifade edeceği
kuralı: aynı Yasanın 4.maddesinde ise turizm bölgeleri, turizm alanları ve
turizm merkezlerinin tespitinde, ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve
sosyo-kültürel turizm değerleri, kış. av ve su sporları ve sağlık turizmi ile
mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükmü yer almaktadır.
Turizm alan. bölge ve merkezlerinin tespitinde izlenecek esas ve usuller ise
"Turizm Bölgeleri. Turizm Alanları ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi İçin
Çalışma Gruplarının Oluşturulması. Görev ve Yetkileri ile Çalışma Şekline
İlişkin Yönetmelik ile düzenlenmiş bulun-maktadır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının "... Turizm
Merkezi 2.Tevsii" ila
nına ilişkin kısmının. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 3.ve 4. maddeleri ile
37.maddesinin (A) fıkrasına göre çıkartılan "Turizm Bölgeleri, fuHan Alanları
ve Turizm Merkezlerinin Belirlenmesi İçin Çalışma Gruplarının Oluşturulması. Gö
rev ve Yetkileri İle Çalışma Şekline İlişkin Yönetmelik" te öngörülen koşullara
ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamu yararına .uygun bulunup bulunmadığı
nın saptanması amacıyla dairemizin 26.3.1998 günlü kararı uyarınca üye Acar 01-
tulu niyabetinde re'sen seçilen bilirkişiler Prof.Dr. Doç.Dr.............
Doç.Dr.
..."in katılımı ile mahallinde yapılan keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda ve bu rapora.
Başbakanlık ile Turizm Bakanlığı tarafından itirazda bulunulması üzerine
dairemizce verilen 24.3.1999 günlü ara karan ile istenilen ek bilirkişi
raporunda özetle; 13.9.1989 günlü, 20281 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
Bakanlar Kurulu karan ile yürürlüğe giren ... Turizm Merkezinin tevsiine ilişkin
dava konusu işlemin ... Sokak, ... Sokak ve ... Caddesi arasında kalan Özel
mülkiyetteki 19613 m2 alam kapsadığı, burada Hotel ... adıyla otelcilik, turizm,
kültür, fınans, kongre ve ticaret merkezinin gerçekleştirilmesinin
öngörüldüğü,üzerine otel yapılması amacıyla turizm merkezi olarak belirlenen bu
yerin 2634 sayılı Yasanın 3.ve 4.maddelerindeki tanımlar çerçevesinde turizm
bakımından önem taşıyan bir yer olarak tanımlanmasına olanak verecek önemli bir
avantajının bulunmadığı, kentin yerleşik alanındaki dava konusu turizm merkezi
ilan edilen parseller üzerinde nazım ve uygulama imar planlarında 7200 m2
büyüklüğünde bir park planlanmış olduğu için turizm merkezi kararının söz
konusu plan kararlarıyla çelişkiler içerdiği, kent içinde bulunan bu alamn nazım
imar planı düzeyinde bir irdeleme yapılmadan kullanımının otelcilik, turizm,
kültür, finans, kongre ve ticaret merkezi olarak değiştirilmesi sonucunu
yaratacak bir kararla mevcut ... Turizm Merkezinin sınırları içine alınmasının
Turizmi Teşvik Kanununa, şehircilik ve planlama ilkelerine uygun olmadığı
belirtilmiş bulunmaktadır.
Ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş Turizm
Bakanlığı, Başbakanlık ve müdahiller tarafından bu rapora da itiraz edilmiş ise
de. raporda yer alan açıklamalar karşısında itirazlar yerinde görülmemiştir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle bilirkişi
raporunun birlikte incelenmesinden, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının ...
Turizm Merkezi 2.Tevsii ilanına ilişkin kısmının ilgili mevzuata uygun olmadığı
sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle. 6.1.1998 günlü. 98/10496
sayılı Bakanlar Kurulu kararının ... Turizm Merkezi 2.Tevsii ilanına ilişkin
kısmının iptaline, keşif avansından arta kalan 115.000.000.liranın davacıya
iadesine 19.10.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/1346
Karar No:1999/470
ÖZETİ : Yönetmeliklerle ilgili davalarda yargılama
yapılırken kamu yararına uygunluğunda incelenmesi gerektiğinden, uyuş-
mazlık
konusu yönetmeliğin kamu yararına uygun olmadığı bilirkişi raporuyla ortaya
konulmasına rağmen davanın reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı
hk.-DD.101
Temyiz İsteminde Bulunan : T.M.M.O.B. Mimarlar
Odası
Vekili______ : Av....
Karşı Taraf : 1- ... Büyükşehir Belediye
Başkanlığı Vekili : Av. ... 2- ... Genel Müdürlüğü Vekili : Av. ...
Davalı İdareler Yanında Davaya Katılan : ...
Vekili : Av.... - Av....
İstemin Özeti____ ı İstanbul 4.İdare Mahkemesinin
11.12.1997 günlü. E:1996/
198. K:1997/1313 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi E. Emel Çelik'in Düşüncesi : Temyiz
isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Turan Karakaya'mn Düşüncesi : Dava. .. . İçme
ve Kullanma Suyu Temin Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının
Kirlenmeye Karşı Korunması Hakkındaki Yönetmelik'ın bazı maddelerinin iptali
istemi ile açılmış, idare mahkemesince dava reddedilmiştir.
İdare mahkemesince dava konusu uyuşmazlığın
çözümlenebilmesi için ... Şehir ve Bölge Panlama ve ... Çevre Mühendisliği
öğretim üyelerinden oluşan iki ayrı bilirkişi heyetine yerinde keşif ve
bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Şehir ve bölge planlama gurubu bilirki'şilerince
düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç olarak, "dava konusu yönetmeliğin ...
Kuruluş Yasası ile idareye verilen yetki ve görev tanımları ötesinde bazı
hükümler içerdiği, yönetmeliğin anlayışı ve yazılış biçimiyle geçici bir nitelik
taşımasına karşın Su havzalarında mevcut yasadışı yapılaşma ve yerleşimleri,
bir anlamda, meşrulaştırıcı düzenlemeler getirdiği.yönetmelik hükümlerinin su
havzalarına büyük boyutlu nüfus yüklemelerine neden olduğu fakat bu nüfus
yığılmasına karşı teknik ve bilimsel gerekçelerinin belirsizlik taşıdığı ve su
kaynaklarının kirlenmeye karşı korunmasında yeterli hassasiyetin gösterilmediği
... Havzası Arıtma Tesisi Projesi ve yatırımında da açıkça görüldüğü gibi.
yatırım kararına esas olan nüfus büyüklükleri ile yönetmelikle yüklenen nüfus
arasında savunulabilir bir tutarlılık olmadığı ve dava konusu yönetmeliğin kamu
yaran ve planlama ilkeleri yönünden uygun olmadığı" yolunda görüş belirtilmiş,
çevre mühendisliği gurubu bilirkişilerine^ düzenlenen bilirkişi raporunda da
benzer sonuca ulaşılmıştır.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi
raporları dava konusu uyuşmazlığı çözümleyici nitelikte görülmüştür.
Bu durumda, dava konusu yönetmelik maddelerinin
hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından, aksine verilen idare mahkemesi
kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin
kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Duruşma istemi yerinde görülmemiştir.
Dava. 26.12.1995 günlü ... Gazetesinde ilan edilen
... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İçme ve Kullanma Suyu Temin
Edilen ve Edilecek Olan Yüzeysel Su Kaynaklarının Kirlenmeye Karşı Korunması
Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesindeki mutlak, kısa. orta ve uzun mesafeli
koruma alanları ile yerleşik alan ve asgari parsel alanına ilişkin tanımların.
5. maddesinin b, g, ğ. m. n ve s fıkralarının. 7. maddesinin 1. fıkrasının b
bendinin ikinci cümlesinin 8. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesinin. 9.
maddesinin 1. fıkrasının a bendinin 3. ve sonraki paragraflarının, d bendinin.
2. fıkrasının l.ve 3. bentlerinin ve atıfta bulunduğu Ek Liste-1'in 10. ve 11.
maddesinin, geçici 1. maddesinin geçici 2. maddesinin a fıkrası ile b
fıkrasının son bendinin son cümlesinin, geçici 3. maddesinin son cümlesinin
geçici 4. ve 5. maddelerinin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince;
uyuşmazlığa konu yönetmeliğin, 3009 sayılı Yasanın 11. maddesiyle değişik 2560
sayılı ... Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Yasanın 20. maddesinin 1. fıkrasındaki yetkiye dayanılarak çıkarıldığı
yönetmelikler yasa ve tüzüklere aykırı olmaması gerektiği, anılan yönetmeliğin
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğine ve aynı konuda daha Önce hazırlanan ve
yürürlükten kaldırılan yönetmeliğe aykırılığı konusunda hukuki denetimin
yapılamayacağı, idarelerin mevzuatta öngörülen usullere uymak suretiyle ihtiyaç
halinde genel düzenleyici işlemlerde değişiklik yapabilecekleri gibi yeniden
düzenleme yapabilecekleri, öte yandan, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinin 16.
maddesinde içme ve kullanma suyu rezervuarlanmn ve benzeri su kaynaklarının
korunmasında her kaynak için özel hükümler getirilinceye kadar belirtilen genel
ilkeler ve koruma alanlarının geçerli olduğunun belirtilmesi karşısında bu
yönetmelikle farklı düzenlemeler getirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
eski yönetmeliğin günün ihtiyaçlarına cevap vermediğinin tespit edilmesi
üzerine koruma-kullanma dengesi ilkesinin uygulanmasına geçilerek,
kullanıcılara getirilen yükümlülüklerle ve aldırılacak tedbirlerle havzaların
temiz olarak muhafaza edilmesinin temini, dolayısıyla da kısıtlayıcı hükümler
nedeniyle boş kalan alanların gayrimeşru yollarla gecekonducuların eline
geçmesi ve havzaların kirletilmesinin önlenemez hale gelmesinin önüne
geçilebileceği görüşüyle uzun vadeli ve sürdürülebilir kamu yaran
hedeflenerek, ayrıca havzaların
bugünkü
durumu bir realite olarak kabul edilerek yönetmeliğin hazırlandığı, yoğun
yerleşim alanlarının açık ve boş alanlardan farklı olması nedeniyle bu alanlar
için farklı düzenlemeler getirildiği, dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi
raporlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu yönetmelik hükümleri bir bütün
olarak irdelendiğinde, koruma alanlarının tanımları yapılırken "her havza
bazında o havzanın özellikleri göz önüne alınmak suretiyle alan sınırları
belirleninceye kadar" ibaresinin ve koruma alanı sının belirlendikten sonra bu
sınırın havza sınırını aşması halinde ilgili koruma alanının havza sınırında
son bulacağının belirtilmesinin fiili bir zorunluluktan kaynaklandığı, havza
dışında kalan alanda havza şartlarının uygulanamayacağı, bunun Su Kirliliği
Kontrol Yönetmeliğinde de yer aldığı, yönetmeliğin 5/g ve 5/ğ maddelerindeki
düzenlemelerle bu yönetmelikteki yapılaşma şartlarının müktesep hak olmadığının
belirtildiği, havza bazında hazırlanacak yönetmelikle daha fazla kısıtlamaya
zemin hazırlandığı. 5/f maddesindeki yönerge ile ek tedbirler alınacağı
ifadesinden mevcut kısıtlamalara ilave kısıtlamanın amaçlandığının anlaşıldığı,
bu düzenlemeler karşısında ileride havza bazında yapılacak düzenlemelerle
yönetmelikle getirilen yapılaşma şartlarının aşılacağı iddiasının uygun
görülmediği, kaldı ki havza için hazırlanacak yönetmeliklerin hukuka aykırı
olması durumunda bunların ayrıca dava konusu edilebileceği, uzun mesafeli koruma
alanının 1. ve 2. derece olarak ayrılacak 1. derecedeki yapılaşmanın 2. dereceye
nazaran kısıtlandığı. ... ilinde yasal ya da yasal olmayan kullanıma açılmış
alanların fiili bir gerçeklik olması nedeniyle yerleşik alan tanımlamasının
yapıldığı ve yerleşik alanlarla ilgili haritaların hazırlandığı, haritalar
1/5000 ölçekli olduğundan ayrıntıların büyük ölçekli haritalarda
belirlenebilmesi için yerleşik alanların kesin sınırlarının yönergeye
bırakıldığı, uygulamaya yönelik olarak asgari parsel alanı tamını gibi yem
tanımlamaların getirilmesinin iptal sebebi olamayacağı, asgari bir yapılaşmanın
denetiminin amaçlandığı, kamu yararına olan tesislerin tek tek sayılması mümkün
olmadığından koruma alanlarının yapılanma ve kısıtlama şartlarına uymak
kaydıyla bu tesislerin yapılmasına izin verme yetkisinin tanındığı, 6/s
maddesinin eşitlik ilkesi uyarınca ve koruma-kullanma dengesine aykırı bir halin
meydana gelmemesi için düzenlendiği, yönetmeliğin 7/b maddesiyle kamulaştırma
ve tasfiye işlemleri tamamlanıncaya kadar kullanıma izin verilmesinin gerekli
tedbirlerin alınması halinde mümkün olduğunun açık bulunduğu, sonuç olarak
yönetmeliğin 1/5000 ölçekli ... Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım İmar Planı ve
dayanağı kanun hükümlerine uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan bilirkişi raporlarında, uyuşmazlığa
konu yönetmelikle ... 'un su toplama havzalarında yaklaşık 6 milyon nüfusun
yerleşmesine zemin hazırlandığı, doğal çevrenin uzun vadeli koruma-kullanma
dengesine göre tüketilmesine yönelik bir ekonomik, ekolojik muhasebe için su
havzalarında yerleşmesi Öngörülen kentsel gelişmenin çevresel maliyetinin
mutlaka hesaba katılması ve ... idaresinin yönetmelik çıkarırken temel amacının
kirlenmenin önlenmesi için gerekli
tedbirlerin alınması gerektiği, uzun mesafeli
koruma alanında esas sorunun iki farklı kuşak yaratılması olmadığı, bu koruma
bandında atıksular kontrol altına alınmadan, doğal süreçlerle yok edilebilecek
miktardan fazla atıksu yaratabilecek yoğunluk ve nüfuslu yerleşmenin oluşmasına
olanak tanındığı. 2981 ve 3290 sayılı Yasalara göre herhangi bir yasal statü
kazanamamış yerler veri kabul edilerek bunlara yerleşik alan olarak yapılaşma
hakkı verildiği, asgari parsel alanı ve emsali kavramlarıyla plansız alanların
tanımlandığı, orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında yerleşik alan nüfusu ve
bunların kirlenmeye etkileri bilinmeden bu alanların ihtiyacı olan kullanış ve
tesislere izin verme yetkisi getirildiği mutlak ve kısa mesafeli koruma
alanlarında kamulaştırma işlemleri tamamlanıncaya kadar mevcut sanayi ve
hayvancılık tesislerinin faaliyetlerine devam etmesinin su kaynaklarının
kirlenmesine neden olabileceğinin gözardı edildiği öncelikle kirlenmeye neden
olmayacak nüfus yoğunluklarının teknik gerekçe ve belgelerle ortaya konulması
ve gerektiği takdirde bu yoğunlukların aşılmamasını güvenceye alacak ek
araçların getirilmesinin uygun yaklaşım olacağı, yönetmeliğin yeterli araçları
içermediği, yapılaşma koşullarına göre ortaya çıkacak nüfus yoğunluğu ve
büyüklüklerinin belirlenmediği, bu nüfusun getireceği kirlilik yükünün
düşünülmediği insan sağlığını doğrudan etkileyen su kaynaklarının kirlenmesi
konusunda böyle belirsizliklerin kabul edilemez olduğu, her yerleşmeyi
kapsayacak atıksu toplama kanalları arıtma tesisi ve arıtma sonrası atıksuları
havza dışına taşıyacak kanallar yapılmadan parsel bazında tedbir ve denetimlere
bel bağlanmasının büyük riskler taşıdığı, on birlerce parselin atıksularını
yönetmelik uyarınca havza dışına taşıyıp taşımadıklarının kontrol edilmesinin
hemen hemen olanaksız olduğu, ... Teknik Üniversitesinin çalışmasında halen
mevcut yerleşmelerin çoğunda kanalizasyonların yüzeysel su kaynaklarına açılan
derelere boşaltıldığının tesbit edildiği, bu nedenle arıtma tesisleri yapılmadan
Su Kirlilik Kontrol Yönetmeliğinde belirlenenin üzerinde yapılaşma hakkı
verilmemesi gerektiği, uyuşmazlığa konu yönetmelikle ise yapılaşmanın 1.6 kata.
nüfus yoğunluğunun 7.5 kata çıkarıldığı, geçici maddelerle 1988 ile 1995 yılı
arasında kaba inşaatı bitmiş ruhsatlı ya. da ruhsatsız yapıların bitirilmesine,
kısa ve mutlak koruma alanlarında 1988 yılı öncesi yapılan yapıların
kamulaştırma yapılıncaya kadar kalmasına, bu alanlarda depolama ve sanayi
tesislerinin faaliyetlerinin sürmesine orta ve uzun mesafeli koruma alanlarında
mevcut sanayi tesislerinin bir bölümünün faaliyetlerini sürekli sürdürmelerine
olanak tanındığı, yine geçici madde ile yönetmeliğin 10 ve 11.maddeleri ile
yasaklanan tesislere 5 yıl faaliyette bulunma izni verildiği sonuç alarak
yönetmeliğin dava konusu edilen 8. maddesindeki kısa mesafeli koruma alanlarında
suni gübre ve zirai mücadele ilaçları kullanmamak kaydıyla zirai faaliyetlere
izin verilmesi ruhsatsız yapılaşmaya fırsat verilmemesi bakımından kamu
yararına uygun olmakla birlikte su kaynaklarının kirlenmesine karşı yeterli
hassasiyet gösterilmemesi nedeniyle yönetmeliğin kamu yararına ve sağlığına
uygun olmadığı, ayrıca baraj göllerinin ek bir kirliliğe de tahammülünün
bulunmadığı belirtilmiştir. Yönetmelikler
ve diğer idari işlemlerle ilgili davalarda yargılama yapılırken bunların yasa
ve tüzüklere uygunluğu yanında karnı yararına uygunluğunun da incelenmesi
gerekmektedir. Bu durumda yukarıda özetlenen bilirkişi raporlarında yeterli
inceleme yapılarak dava konusu yönetmelik maddelerinin kamu yararına uygun
olmadığı, kamu sağlığının gözardı edildiğinin belirtilmesi nedeniyle idare
mahkemesince bu bilirkişi raporları karşısında yönetmeliğin kamu yararına uygun
olduğu hususunun ortaya konulamamasına rağmen davanın reddine karar verildiği
anlaşıldığından anılan mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle. İstanbul 4.İdare Mahkemesinin
11.12.1997 günlü. E:1996/198, K:1997/1313 sayılı kararının bozulmasına dosyanın
adı geçen mahkemeye gönderilmesine 28.1.1999 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
T.C.
O A N I Ş T A Y
Altıncı Daire
Esas No : 1998/3858
Karar No : 1999/4912
ÖZETİ : İl imar müdürlükleri afet işlen ve imar
uygulama şube müdürlüklerinde geçen hizmet sürelerinin resmi kurumda çalışmış
olmak kapsamında kabul edilmemesine ilişkin imar planlarının yapımını
yükümlenecek müellif ve müellif kuruluşlarının yeterlilik yönetmeliğinin 6/F
maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı hk.-DD.103
Davacı : .■...
Davalı_______ :_ Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
İstemin Özeti : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca
"F" grubu olarak belirlenen Müellif Yeterlilik Belgesinin grubunun
yükseltilmesi istemiyle yapılan 16.3.1998 günlü. 45737 sayılı başvurunun İmar
Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik
Yönetmeliği'nin Resmi Kuruluşta Çalışmış olmak başlıklı ö/F maddesine
dayanılarak reddedilmesi yolundaki 22.5.1998 günlü. B.09.0
TAU.014.00.7/2-1874/5574 sayılı işlemle, bu işlemin dayanağım oluşturan İmar
Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik
Yönetmeliği'nin 6/F maddesinin Diyarbakır ve içel II İmar Müdürlüklerinde
teknik eleman. Afet ve İmar İşleri Şube Müdürlüğü görevlerinin ilgili
Yönetmelfğin 6.maddesinin (E) bendinde tanımlanan planlama işi kapsamında ifade
edilen işlerle aynı olduğu. Afet ve İmar İşleri Şube Müdürlüklerinin bakanlık
merkez teşkilatının planlama çalışmalarını yapan ilgili biriminin uzantısı
olduğu, yukarıda belirtilen görevlerde geçen hizmet sürelerinin resmi kurumda
planlama konusunda çalışmış olmak ibaresi içinde değerlendirilmesi gerektiği,
anılan Yönetmeliğin 6.maddesinin (F) bendinin eksik düzenlendiği öne sürülerek
iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İmar Planlarının Yapımını
Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliği'nde ifade
edilen bölge müdürlükleri; ve nazım plan bürolarının davacının görev yaptığı il
imar müdürlüklerinden farklı, bakanlık merkez teşkilatının mülga bölge
müdürlükleri ve bazı illerde kurulmuş olan nazım plan büroları olduğu, valilikçe
onaylanmış il imar müdürlüğü planlama grubunun bu kapsamda
değerlendirılemeyeceğı. dava konusu işlemde ve Yönetmeliğin 6/F maddesinde
hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi: Davacının
başvurusunun, imar Planlarının Yapımım Yükümlenecek Müellif ve Müellif
Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliğinin 6/F maddesi kapsamında
değerlendirilmemesıne ilişkin işlemle. anılan yönetmelik maddesinde hukuka
aykırılık bulunmadığından davanın tsMj gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'mn Düşüncesi:
Dava.davacının "F" grubu
Müellif
Yeterlilik belgesinin grubunun yükseltilmesi isteminin reddine ilişkin işlem ile
bu işlemin dayanağı olan İmar Planlarının Yapımını Yükümlenecek Müellif ve
Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliğinin 6.maddesinin (F) bendinin
iptali istemi ile açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 38.maddesinde, halihazır
harita ve imar planlarının hazırlanması ve bunların uygulanmasının fenni
mesuliyetini, uzmanlık, çalışma konulan ve ilgili kanunlarına göre
mühendisler.mimarlar ve şehir plancılarının deruhte edeceği, aynı Kanunun
44.maddesinin 1.fıkrasının (J) bendinde de halihazır harita alımı ve imar
planlarının yapımım yükümlenecek müellif kuruluşlarının ehliyet durumlarının
yeniden düzenlenmesine ait esasların bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikte
belirleneceği kurala bağlanmıştır. Anılan madde uyarınca. "İmar Planlarının
Yapımını Yükümlenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliği"
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanmış ve 3194 sayılı îmar Kanunu ile
birlikte yürürlüğe girmiştir.
Söz konusu Yönetmeliğin 6.maddesinin (E) bendinde
"Planlama işi ifadesi ile çevre düzeni planlan büyük şehir bütünü nazım planlan,
imar planlan ve bunlara yapılan plan ilaveleri, plan revizyonu ile mevzii imar
planlarının uygulama imar planlarına ait parselasyon planlarının düzenlenmesi
işleri, bu planların incelenmesi, onaylanması işleri, planların irdelenmesi
işleri ve plan müelliflerinin değerlendirilme derecelendirilmesi işlerinin"
tümünün anlaşılacağı. aynı maddenin (F) bendinde de Resmi Kuruluşta çalışmış
olmak ifadesi ile (E) bendinde tanımlanan planlama konularında çalışma yapan
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile mülga İmar ve İskan Bakanlığının müsteşarı,
müsteşar yardımcısı, konu ile ilgili birimin genel müdürü, genel müdür
yardımcısı, müşaviri, daire başkanı, daire başkan yardımcısı, uzman, mimar ve
şehir plancıları ile anılan Bakanlık bölge müdürlükleri ve nazım plan
bürolarında, bakanlığa bağlı ... Bankası Genel Müdürlüğünün ilgili birimi, imar
planlama dairesi ve yerinde kurulu planlama bürolarında; büyükşehir
belediyelerinin ilgili planlama birimlerinde mimar veya şehir plancısı olarak
çalışmış olmanın anlaşılacağı, bunlara ilaveten yeterliliği bakanlıkça
onaylanmış, planlama birimlerini kurmuş ve çalıştırmakta olan belediyelerin bu
planlama birimlerinde çalışmış almamnda kapsamda sayılacağı kurala
bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan hükümlerin birlikte
incelenmesinden idareye, hangi görevi erde çalışan!an n hizmet süreleri nın
değeri endi ri1eceği konusunda takdi r yetkisi tanınmış bulunmaktadır.
Bu durumda, davacının görev yaptığı Bayındırlık ve
İskan Müdürlükleri bünyesinde hizmet veren Afet İmar Şube Müdürlüklerinin
yeterli planlama faaliyeti olmaması nedeniyle yukarıda yer alan (F) bendi
kapsamına dahil edilmemesinde. idareye tanınan takdir hakkının kullanmasında
mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Diğe
imar hukukcusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-06 (2438 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|