T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 1998/2072
Kara No: 1999/6209
ÖZETİ : "Uyuşmazlık konusu taşınmazların üniversite
alanı" olarak belirlenmesine ilişkin 1/50.000 ölçekli ... metropoliten nazım
imar planında ve kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin
bu hizmeti yerine getirdiği bina ve tesislerin resmi bina olarak
nitelendirilmesi yönündeki dava konusu yönetmelik değişikliklerinde kamu
yararına aykırılık bulunmadığı hk.-DD.103
Davacı______ ı ... Büyükşehır Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ... - Av. ...
OayaTj _.__ __ ı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan : ...
Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili ____ ı Av....
Davanın Özeti: ....... İlçesi.......
pafta......................
... sayılı parseller ile ...
pafta.................... sayılı parsellerin "...
Üniversitesi Alanı" olarak belirlenmesine ilişkin
olan ve Bayındırlık ve Iskan Bakanlığınca 27.1.1998 gününde onanan 1/50.000
ölçekli ... Metropol iten N«j.:ım İmar Planı ile 25.7.1997 günlü. 23060 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan Belediye, ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında
Planı Bulunmayan Al ani arda-Uygulana -cak İmar Yönetmeliğinde Oeğişiklik
Yapılmasına Oair Yönetmeliğin ve ti.8.199/ günlü. 23072 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar
Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Oair Yönetmeli ğin: söz konusu alanın
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 29.7.1980 gününde otu nan 1/50.000 Ölçekli
planda kısmen orman kısmen de tarım alanında kaldığı. Büyükşehir Belediye
Başkanlığınca 15.11.1995 gününde onanan planda ise kısmen bölge parkı ve orman
alam olarak belirlendiği, dava konusu imar planının Inwr Planı Yapılması ve
Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 24.maddesi ne aykırı olarak
nazım plan ana kararlarını bozucu fonksiyonel değişiklikler getir digi.
yürürlükte olan planın planlama genel ilkelerini, stratejilerini, hedeflerini
ve üniversite alam için getirdiği düzenlemeleri bozduğu, büyükledir
belediyesinin görüşünün alınmadığı, su toplama havzalarına ilişkin ...
yönetme!iyine aykırı bulunduğu, yeşil alan miktarının azaltıldığı, o^el
üniversiteler bakımın dan plan yapma yetkisini sağlamak amacıyla yapılan
yönetmelik değişikliklerinin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptali
istenilmektedir
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti : ...
Bıiyukşelnr Belediye Meclisince onanan 1/50.000 ölçekli plam-n yetki yönünden
iptal edildiği. ... Üniversitesi nin vakıf üniversitesi olarak kurulduğu, vakıf
üniversitelerinin resmi bina olarak değerlendirilebileceğine ilişkin yönetmelik
değişiklikleri uyarınca bakanlığın 3194 sayılı İmar Kanununun 9.maddesine
verdiği yetkiye dayanak onadığı. d.ıva konusu imar planında şehircilik
ilkelerine, planlama esaslarına aykırılık bulunmadığı, yönetmelik
değişikliklerinin ise hukuka uygun olduğu oııe sürülerek davanın reddi
gerektiği savunulmaktadır.
Müdahilin Savunmasının Özeti: Bir bölgenin planda
belirtilen fonksiyonunu sağlayacak işlemler gerçekleştirilmeden sadece plan
üzerinde fonksiyon verilerek korunmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu
alanın orman vasfını kdybettujı ve gecekondulaşma eğiliminde bulunduğu, anılan
alandaki üniversite yerleşiminin çevreyi koruyacağı ve yerleşim kalitesini
artıracağı, ayrıca ... ÜrvU'ers.ı testtim bir kamu kuruluşu olduğu öne sürülerek
davanın reddi gerektiği savuimilmakLatİıı .
Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi: Dosyada
yer alan bilgi ve helkelerin bilirkişi raporu ile birlikte
değerlendirilmesinden, dava knnuMi p I anıl,) şehircilik ilkelerine, planlama
esaslarına ve kamu yararına uy.ırl ık bu Ummadım gerekçesiyle iptali, diğer
taraftarı Anayasanın 130.maddesindeki v<ıkıfl<ır Utı fından kurulan
üniversitelerin akademik çalışmaları, öğretim elemanlar inin ',jıj lanması ve
güvenlik yönlerinden devlet eliyle kurulan Üniversite Un1 ıçı,n ftnıiv.ı sa'da
belirtilen hükümlere tabi bulunduğu yolundaki düzenleme ile bil' ütfıver, Uf ler
arasında ayrım yapılmamış olması karşısında, kamu humetı yaptığı tartışma
sız
olan vakıf üniversitelerinin bu hizmetin gerçekleştirildiği yapılarına resnri
bina niteliğini kazandıran yönetmelik değişikliklerinde kamu yararına ve hukuka
aykırılık olmadığı sonucuna varılması nedeniyle davanın bu kısmının reddi
gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Habibe Ünal' in Düşüncesi:
Dava....................... pafta......................
........... sayılı parseller ile ...
pafta........................................ ___ sayılı par
sellerin ... Üniversitesi alam olarak belirlenmesine ilişkin 3194 sayılı Yasa
nın 9.maddesi ne göre Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 27.1.1998 gününde onay
lanan 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan Nazım İmar Plam ile 25.7.1997 gün
lü, 23060 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Belediye ve Mücavir
Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yö
netmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin ve 6.8.1997 günlü. 23072
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dı
şında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yö
netmeliğin iptali isteğiyle açılmıştır.
İmar planlan insan, toplum, çevre münasebetlerinde
kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatım yakından etkileyen fiziksel çevreyi
sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme
eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma, kullanma dengesini en rasyonel
biçimde belirlemek amacıyla hazırlanırlar.
İmar planlarının yargısal denetiminde de taşınmazın
yer. büyüklük, konum ve işlevi açısından ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri,
planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının incelenmesi
gerekir.
Danıştay 6.Dairesince yaptırılan keşif ve bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen raporda bilirkişiler. 3194 sayılı Yasanın yerel
yönetimlere verdiği yetkinin nazım plan yapılmasında sadece 1/5000 ölçeğe
indirgenemiyeceğini, gerekli olduğu durumlarda özellikle metropoliten kentlerde
1/100.000. 1/50000 ve 1/25.000 gibi kentlerin gelişme ve koruma stratejilerini
belirleyen ölçeklerin nazım plan olarak değerlendirilmesi ve büyükşehir
belediyelerince yapılabileceklerinin kabulü gerektiği görüşünden hareketle dava
konusu planın da 15.11.1995 gününde büyükşehir belediye başkanlığınca onaylanan
... Metropoliten İmar Planını değiştiren bir plan olduğunu belirtmişler ve
incelemelerine temel dayanak olarak büyükşehir belediye başkanlığınca onaylanan
bu plam almışlar ve bu plana dayalı irdelemeler yapmışlardır.
3194 sayılı İmar Kanununun 8.maddesinde planların
tanımlarına yer verilerek planlar, bölge plam. çevre düzeni planı, nazım imar
planı ve uygulama imar planı olarak kademelendiriİmiş, belediye ve mücavir alan
sınırlan içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının belediyelerce
yapılacağı hükmü getirilmiş: 3030 sayılı Yasanın "Büyükşehir ve ilçe
belediyelerinin görevleri" başlıklı 6.maddesinin A fıkrasında da. büyükşehir
belediyelerine ait görevler sayılmış, (b) bendinde, "Büyükşehir nazım imar
planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak, ilçe belediyelerinin
nazım plana uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarını onaylamak ve
uygulanmasını denetlemek" görevinin büyükşehir belediyelerine ait olduğu hükme
bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan Yasa hükümleri uyarınca
büyükşehir belediyelerine 1/ 5000 ölçekli nazım imar plam yapmak ve ilçe
belediyelerince yapılan 1/1000 Öl-
çeki
i uygulama imar planım onaylamak dışında herhangi bir planı yapmak ya da
onaylamak yetkisi tanınmamıştır.
... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 15.11.1995
gününde onaylanan 1/ 50000 ölçekli ... Metropoliten Alan imar planı da yetki
yönünden hukuka aykırı görülerek İstanbul 3.İdare Mahkemesinin 21.1.1998 günlü.
E:1996/1455. K:1998/20 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve bu karar Danıştay
6.Dairesinin 13.5.1999 günlü. E:1998/1793. K:1999/2611 sayılı kararıyla
onaylanmıştır. Belirtilen durum karşısında bilirkişi raporundaki yargı kararıyla
da iptal edilmiş bulunan plana dayalı irdelemelere itibar etmeye olanak yoktur.
Bilirkişi raporunda; uyuşmazlık konusu alana ilk
bakışta ... Barajı uzak mesafeli koruma alam. ağaçlık olmamasına karşın orman
alam olduğu gibi konular dışlandığında burada bir üniversite alanı olabilir
izlenimi doğduğu. ... Barajının uzak mesafeli koruma alanı içinde olmaması
gereken ... yerleşmesinin varlığı, yine alanın yakınındaki kaçak fabrika
yapıları da dikkate alındığında burada düzenli bir üniversite yerleşmesinin
mantıklı olarak nitelendirilebileceği, üniversite yerleşimi içinde kalan orman
arazîsinin büyük bölümünde ağaç. çalı ve benzeri bitki örtüsü bulunmadığı, bu
tür alanları bugünkü yapısı ile mera alarak tanımlamak gerektiği, alanda sulu
tarım arazisi bulunmadığı, alanın tümünde gerek meyil, gerekse toprak yapısı
açısından 6. ve 7.sınıf arazilerin yaygın olduğu, arazinin kullanım kabiliyeti
bakımından yapısının, yürürlükteki "Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gaye ile
Kullanılmasına Dair Yönetmelik" hükümlerine ay-kırılık göstermediği, bu nedenle
üniversite yerleşimi için kullanılmasının anılan yönetmelik hükümleriyle de
çelişmediği belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerle bilirkişi raporunun
birlikte değerlendiril meşinden: bölgenin kaçak yapılaşma ve gecekondulaşma
tehdidi altında bulunduğu, bütün bunların su havzalarına ve ormana verecekleri
sınırsız zarar ve yağma dikkate alındığında, burada yapılacak bir üniversitenin
bölgeyi bu tür oluşumlardan kurtaracağı, çevreyi ve ormanı koruyacağı, ilave
ağaçlandırmalarla yeşil alan örtüsünü geliştireceği, vereceği eğitim hizmeti ile
de yüksek öğretime ve toplu-ma yarar sağlayacağı sonucuna ulaşıldığından ...
Üniversitesi yerleşim alanını belirleyen dava konusu planda şehircilik ilkeleri,
planlama esasları ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Davanın yönetmeliklerin iptali istemine yönelik
bölümünün incelenmesine gel i nce:
T.C.Anayasa'sımn 124.maddesinde; Başbakanlık
bakanlıklar- ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarım ilgilendiren
kanunların ue tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır.
3194 sayılı tmar Kanununun 5.maddesinde "Resmi
bina" tanımı yapılmamış, ancak maddenin son fıkrasında, bu kanunda geçen diğer
devimlerin bakanlıkla hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiş
olup. Bayındırlık ve Iskan Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü. 18916
Mükerrer Resmi Gazeti' ile yavıralanan Belediye ve Mücavir Alan Sınırları
içinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak imar Yönetmeliğinin
4,maddesinin 5.bendinde ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler
Tıp İmar Yönetmeliğinin 16.maddesinin 20.bendinde "Resmi bina" Genel, katma ve
özel bütçeli idarelerle il özel idaresi
ve
belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yansından fazlası karşılanan
kurumlara ait olan ve bir kamu hizmeti için kullanılan binalardır" sekinde
tanımlanmış, dava konusu yönetmeliklerle de bu tanım "Genel katma ve özel
bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca
sermayesinin yansından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun
verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir"
şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan T.C.Anayasa'sımn "Yükseköğretim
Kurumlan" başlıklı 130. maddesinde üniversitelerin tanımı yapıldıktan sonra
devlet tarafından yasayla kurulacakları belirtilmiş, yasada gösterilen usul ve
esaslara göre kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla vakıflar tarafından da
devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumlan kurulabileceği
açıklanmış, vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve idari
konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve
güvenlik yönTerinden devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumlan için
Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi bulunduğu kuralları yer almıştır.
Anayasa'mn metni açıklanan bu maddesi ile getirilen
düzenlemede ister devlet eliyle kurulsun ister vakıflar tarafından kurulsun
üniversitelerin akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve
güvenlik yönlerinden hiçbir ayırım yapılmamış veya farklı ölçütler
getirilmemiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde vakıflarca kurulan
üniversitelerin kamu hizmeti yaptığı ve bu hizmeti gerçekleştirdiği yapılarının
da resmi bina olduğunda kuşku yoktur. Dolayısıyla dava konusu yönetmeliklerle
getirilen düzenleme sadece vakıf üniversitelerini kapsama almak amacıyla
yapılmış olsa bile hukuka ve kamu yararına aykırılık söz konusu edilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddi
gerektiği düşünülmüştür. TÜRK MÎLLETÎ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma
"için Önceden belirlenen 7.12.1999 gününde davacı vekili Av. ...'in. davalı
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı temsilcisi Hukuk Müşaviri ...'in ve davalı idare
yanında davaya katılanın vekili Av. ...'in geldiği görülerek. Savcı Habibe
Ünal'in katılmasıyla duruşma yapıldı. Aynı gün tetkik hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava................. İlçesi....................
pafta............................... .................. sayılı
parseller ile ...
pafta...................................... sayılı parsellerin "... Üniversite
si Alam" olarak belirlenmesine ilişkin olan ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığın
ca 27.1.1993 gününde onanan 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Nazım İmar Planı
ile 25.7.1997 günlü, 23060 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Belediye ve Mücavir
Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yö
netmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin ve 6.8.1997 günlü. 23072
sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Bele
diyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin iptali
istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 10.2.1999 günlü kararı üzerine 27.5.1999
gününde Naip Üye Be
kir Aksoylu niyabetinde Prof.Dr............. Prof.Dr............. Doç.Dr. ...
katılımıyla olu
şan bilirkişi kurulunca yerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda
hazırlanan raporda özetle; 3194 sayılı Yasanın yerel yönetimlere verdiği
yetki-
nin nazım plan yapılmasında yalnızca 1/5000 Ölçeğe
indirgenemeyecegi, gerekli olduğu durumlarda özellikle metropoliten kentlerde
1/100.000. 1/50.000 ve 1/25.
000 gibi kentlerin gelişme ve koruma
stratejilerini belirleyen ölçeklerin nazım
plan olarak değerlendirilmesi ve büyükşehır belediyelerince yapılabileceklerinin
kabulünün gerektiği, bu nedenle dava konusu planın 15.11.1995 günü büyükşehir
belediye başkanlığınca onaylanan ... Metropoliten imar planım değiştiren bir
plan oTduğıl. 15.11.1995 günü onaylanan 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten İmar
Planı gelişme ve koruma stratejilerine göre ...'nin 3.kademe merkezi olduğu, bu
merkezin kuzeyindeki sırtların diğer tarafından TEM otoyoluna doğru arazının
düzleştiği ve ... Barajı Uzun Mesafeli Koruma Alanının başladığı, daha üd ku
zeyde bulunan ... yerleşmesinin bu koruma alam ile büyük çelişkiler yarattığı.
planın ...'yi bir vakıa olarak kabul ederek nüfus tahdidi getirdiği. ... ile ..
arasında ise orman, bölge parkı, askeri alan gibi açık kullanım alanları bulun
duğu. dolayısıyla planlama stratejisi açısından yöre açık alan kullanımları ile
korunmaya çalışılarak, kentsel kullanımların daha doğuda ... 3.kademe merkezinde
yogunlaştırıl digı. bu alanda 3 bölgede üniversite alam ayrıldığı, yörenin gü
ney, batı ve doğusunda yoğun orman dokusunun bulunduğu, onama sınırı içinde bu
lunan 426 sayılı parselin ormanda açılmış bir alan olduğu, üniversite kararı
başka işlevleri de çekeceğinden. ... Barajı'nin uzun mesafeli koruma alanında
olması nedeniyle baraj suyunun kirlenmeden korunmasının yanışıra. yakın çevre
deki orman alanlarının korunmasını da tehlikeye atacak nitelikte olduğu, üni
versite alanının, plan stratejilerini. dolayısvla Nazım Plan kararlarını bozucu
nitelik taşıdığı ve planın ulaşım sistemine ve kararın yan etkilerine ilişkin
hiçbir çalışma yapılmadan, yalnızca parsel numaralarına gönderme yapılarak onay
1 andığı. 1/50.000 Ölçekte kadastro parsellerine
gönderme yapılarak plan onaması
yapıldığı için arazinin biçimi net olmadığından "ilerde nasıl bir parselasyon
yapılacaktır" sorusunun yanıtının bulunmadığı, dere koruma alanı içinde bulunan
taşınmazlarda herhangi bir inşaat yapılmaması gerekirken 424. 425. 449. 443. İb6
sayılı parsellerde yapılaşma önerildiği, planlama ve şehircilik ilkeleri açısın
dan dava konusu plan kararının üst ölçekteki uyumsuzluğun yanısıra. alt Ölçek
lerde daha da büyük sıkıntılar yaratacağı, bölge parkı oluşturulmasına ilişkin
plan kararı ile stratejik bir hedef ortaya'konulduğu, hem çevredeki ormanlık
alanlar üstündeki baskı önlenmeye hem de ... Barajım besleyen havzanın su kav-
nakları sürdürülerek temiz tutulmaya çalışıldığı, çevre yerleşmelerde yoğun ya
pılaşmanın olduğu, yeşil alan arzı mevzuatın öngördüğü standartın çok altında
kalan bu yörede büyük bir bölge parkı oluşturulmasına ilişkin plan kararının şe
hircilik ilkelerine kamu yararına uygun olduğu, üniversite kurulmasının altyapı
getirilmesini gerektirerek, daha çok yapılaşma talebini ödendireceği, davalı
idarece eğitim tesisi kurulmasında kamu yaran olduğu ifade edilmekte ise de. su
kaynağı için yeni alanlar üretilmesi olası değil iken eğitim tesisi için başk.ı
yerler bulunabileceği, gerek ülkede ve gerekse söz konusu alanda mevrut ormanın
aynen korunmasında zorunluluk ve kamu yararı olduğu, üniversite alanı olarak
L>».>
lirlenen dava konusu parsellerin bulunduğu yerin ... Barajının "Uzun Mesafeli
Koruma Alanı" (2000 metre ve daha uzak mesafeli) içinde, d1! an in uzun konur ı
hn-
yunca uzanan ... Deresinin 100 metre genişliğindeki, çevresin.*!? de "Rer-Rnvı,y
Hut ■
lak Koruma AlanV'nda bulunduğu. İSKİ Genel Müdürlüğünün İçmesuyu Havzaları Ko-
ruma
Yönetmeliğine göre dava konusu plan değişikliğiyle arazi kullanışı üniversite
olarak belirlenen alanın orman sınırlan içinde bulunan bölümünün üzerinde
üniversite inşa edilmek üzere satılması, tahsis edilmesi, kiraya verilmesi veya
devredilmesinin mümkün olmadığı, yönetmeliğin içmesuyu kaynakları koruma
alanları içindeki orman arazilerinin yalnızca orman olarak kullanımım
öngördüğü, dava konusu plan değişikliği ile orman alanının üniversite
kullanımına ayrılmasının yönetmelik hükmüne aykırı olduğu, keşif ve bilirkişi
incelemesi sırasında bilirkişi kuruluna verilen üniversiteyi tanıtma broşüründe
sunulan yerleşim planında rektörlük binası, kütüphane, fakülte binaları, amfiler
ve sağlık birimleri yapılmasının öngörüldüğü, gerçekten geniş bir düzlükten
oluşan bir sırt niteliğindeki arazinin bu kesiminin broşürde Öngörülen yapılar
için en uygun yer olduğu, ancak İçmesuyu Havzaları Koruma Yönetmeliğine göre 426
sayılı orman parselinin ... Üniversitesine devredilerek üzerine yapı
yapılmasının mümkün olmadığı, sonuç olarak; ... Nazım Planının kentin çeperlere
doğru geliştirilerek merkezdeki baskıyı azaltmayı hedeflediği, bu çerçevede
...'da ikinci kademe. ... ve ...'te üçüncü kademe merkezler geliştirildiği, yeni
üniversite alanlarının ... yöresinde önerildiği, bu nedenlerle nazım planda
belirlendiği gibi dava konusu yörenin açık alan kullanımlarına ayrılması
şehircilik ilkeleri açısından uygun olup dava konusu nazım plan değişikliğinin
bu ilkelere aykırı olarak nitelendirildiği, 15.11.1995 günü onaylanan 1/50.000
ölçekli ... Metropoliten Nazım İmar Planı gelişme ve koruma stratejilerine göre
arazi kullanışı bölge parkı olarak belirlenmiş olan alana, bu plan kararlan ile
çelişen bir kullanımın, bölge parkı için yeni bir yer belirlenmeden
yerleştirilmesi, bu onamanın 1/50.000 ölçekte parsel numaralan belirtilerek
yapılması. ortaya çıkan formun kadastral dokunun belirsizliklerine bırakılması
ve ulaşım ağı ile üniversitenin getireceği diğer etkilerin düşünül memesinin
şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı olduğu, uyuşmazlık konusu plan
değişikliği yapılan alan. İSKİ İçme Suyu Havzaları Koruma Yönetmeliği
kapsamında. ... Barajı'mn uzak mesafeli koruma alanında arazinin bir bölümü de
aynı yönetmeliğe göre dere mutlak koruma bandında kaldığından, hem söz konusu
yönetmelik ilkeleri açısından, hem de özellikle orman statüsündeki bir alanın
yerleşime açılması yönünden yapılan nazım plan değişikliğinin planlama ilkeleri
ve kamu yararı ile çeliştiği, belirtilmiştir.
Yukarıda içeriği açıklanan bilirkişi raporu davanın
taraflarına gönderilmiş, davacı tarafından bilirkişi raporunun yerinde olduğu
belirtilmiş, davalı idare tarafından büyükşehir belediyesi tarafından yapılan
planın yetki yönünden iptal edildiği, yoğunluğun 1/5000 ve 1/1000 ölçekli
planların yapımı aşamasında değerlendirilebileceği iddialarıyla itiraz
edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 8.maddesinde planların
tanımlarına yer-verilerek planlar bölge planı, çevre düzeni planı, nazım imar
planı ve uygulama imar planı olarak kademelendirilmiş. belediye ve mücavir alan
sınırlan içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının belediyelerce
yapılacağı hükmü getirilmiş. 3030 sayılı Yasanın "Büyükşehir ve ilçe
belediyelerinin görevleri" başlıklı 5.maddesinin A fıkrasında da. büyükşehir
belediyelerine ait görevler sayılmış, (b) bendinde "Büyükşehir nazım imar
planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak, ilçe belediyelerinin
nazım plana uygun olarak hazırlayacakları tatbikat imar planlarım onaylamak ve
uygulanmasını denetlemek" görevi-
nin
büyükşehir belediyelerine ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan yasa hükümleri uyarınca
büyükşehir belediyelerine 1/ 5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar
planı dışında herhangi bir planı yapmak ya da onaylamak yetkisi verilmemiştir.
... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 15.11.1995
günü onaylanan 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan imar planında yetki
yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından bahisle İstanbul 3.idare Mahkemesinin
21.1.1998 günlü. E:i996/1455. K:1998/20 sayılı kararıyla iptaline karar
verilmiş, anılan karar dairemizin 13.5.1999 günlü. E:1998/1793. K:1999/2611
sayılı kararıyla onanmıştır. Bu durumda, bilirkişilerin incelemelerinin temel
dayanağım oluşturan 1/50.000 ölçekli plan yargı kararıyla iptal edilmiş
olduğundan rapordaki bu plana dayalı irdelemeler dikkate alınmamıştır.
Bilirkişi raporunda üniversite arazisinin yaklaşık
20 hektarlık bölümünün dere mutlak koruma bandında kaldığı belirtilmekte ise de.
yağış mevsimi olan Mayıs ayında dahi derenin kurumuş dere yatağı olduğu keşif
mahallindeki gözlemlerden anlaşılmıştır.
Üniversite alam ile birlikte ... Barajı uzak
mesafeli koruma alanında kalan ... yerleşmesi ile yine alanın yakınında
ruhsatsız fabrika yapılan dikkate alındığında bölgenin kaçak yapılaşma ve
gecekondulaşma tehdidi altında bulunduğu gözlemlenmiştir. Üniversitenin
Öngörüldüğü orman alanında ağaç. çalı ve benzeri bitki örtüsünün olmadığı,
bugünkü yapısı ile mera arazisi olarak tanım lanmasT gerektiği, alanın tümünde
sulu tarım arazisinin bulunmadığı, toprak ya pisi açısından Ş.ve 7,sınTf
^paztTerin yaygın olduğu, arazinin kul lam» kabili yeti bakımından yapısının
yürürlükteki Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gaye ile Kullanılmasına Dair
Yönetmelik hükümlerine aykırılık göstermediği, üniversite yerleşkesi olarak
kullanılmasının anılan yönetmelik hükümleri ile çelişmediği bilirkişi raporunda
da vurgulanmıştır.
Ülkemizin en değerli varlıklarından biri oldn orman
alanlarının korunması, geliştirilmesi devletin ve ilgtli .ktırumtarın en önemli
görevlerindendir. Ancak bu görevin yerine getirilmesi sırasında Çevre Kanununun
3/b maddesinde de belirtildiği gibi kalkınma çabalarına olumlu ve olumsuz
etkileri ile fayda ve sakıncaları dikkate almak kısa ve uzun vadeli
değerlendirmeler yapmak suretiyle kamu yaran açısından dengeyi kurmak
gerekmektedir.
Günümüzde plansız ve aşırı kentleşme olgusu
sağlıklı kentleşmenin önündeki en ciddi engel olduğundan kentsel gelişmenin
yönlendirilmesinde imar planlaması ile yön, şekil ve büyüklükle ilgili:
belirlemeler yapılması zorunludur Kentsel planlama sürecinde zorlayıcı,
kısıtlayıcı ve yönlendirici kararlerin tümü birden rol oynar. Çağdaş bir kentin
oluşturulması ve yaşatılması için aşın yapılaşmanın etkisinden korunmuş kent
estetiği ve kentleşme kalitesini yükseltici alanların oluşturulması zorunludur.
tmar planlarının yargısal denetimi sırasında
şehircilik ilkeleri, pldtıl.ı ma esasları ve kamu yaran kriterleri ile birlikte
özelliği itibariyle imar (>ld mmn bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın
nitelikleri ve çevrenin korunma sı gibi olguların yamsıra "üstün kamu yararı"
ilkesinin de gözetilmesi /orunludur.
Uyuşmazlık konusu olay. plan bütünlüğü, planın
kapsadığı alan. yakın çev-
resi,
baraj koruma alam, ... kent makroformu, sağlıklı ve düzenli bir çevre
oluşturulması çabası açısından birlikte ele alınarak değerlendirildiğinde:
üniversite alanı olarak öngörülen alan ile ... Barajı arasındaki ... yerleşimi
ve çevredeki ruhsatsız fabrikaların yörenin hızlı ve çarpık kentleşme eğilimi
içinde olduğu izlenimini yaratması, dava konusu olan ve çevresinde ağaçlık
alanların bulunmaması, üniversite alanım kısmen mutlak koruma alanı içinde
bıraktığı iddia edilen derenin kurumuş dere yatağı olması, üniversite yerleşim
planında dere mutlak koruma alam sınırları ve orman alanının varlığının devamı
için gerekli önlemlerin alınacağı hususları göz önünde bulundurulduğunda, yüksek
öğretime ve topluma yapacağı katkılarla kamu yararının en belirginleştiği
kullanımlardan bir olan üniversite alanı oluşturulmasına yönelik dava konusu
planda şehircilik planlama ilkelerine aykırılık görülmediği gibi getirdiği
işlevde de üstün kamu yaran bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davanın, yönetmeliklerin iptali istemine yönelik
kısmının incelenmesine gelince;
T.C.Anayasa'sımn 124.maddesinde: Başbakanlık,
Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarım ilgilendiren
kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde "Resmi
bina" tanımı yapılmamış, ancak maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen diğer
deyimlerin bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiş
olup. Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü,18916
Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Belediye ve Mücavir Alan Sınırlan İçinde ve
Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliğinin 4.maddesinin
5.bendinde ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar
Yönetmeliğinin 16.maddesinin 20.bendinde "Resmi bina" Genel, katma ve Özel
bütçeli idarelerle il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin
yarısından fazlası karşılanan kurumlara ait olan ve bir kamu hizmeti için
kullanılan binalardır" sekinde tanımlanmış, dava konusu yönetmeliklerle de bu
tanım "Genel katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye
veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara.kanuni
a veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve
tesislerdir" şeklinde değiştirilmiştir.
Diğer taraftan T.C.Anayasa'sımn "Yükseköğretim
Kurumlan" başlıklı 130. maddesinde Üniversitelerin tanımı yapıldıktan sonra
devlet tarafından yasayla kurulacakları belirtilmiş, yasada gösterilen usul ve
esaslara göre kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla vakıflar tarafından da
devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği
açıklanmış, vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve idari
konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve
güvenlik yönlerinden devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için
Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi bulunduğu kuralları yer almıştır.
Yukarıda yer alan Anayasal düzenleme ile akademik
çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi
bir ayrım gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yüksek öğretim
kurumlarının devlet tarafından kurulan yüksek öğretim kurumları ile eşit statüde
olduğu belirlenmiştir.
Bu çerçevde değerlendirildiğinde, kamu hizmeti
yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte
kullandığı yapılarının resmi bina olduğu açıktır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu yönetmelik
değişiklikleri ile getirilen va kıf üniversitelerine ait bina ve tesislerin
resmi bina olarak nitelendirilmesi yönündeki düzenlemede kaimi yararına
aykırTİık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın
reddine. 7.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/3572
Karar No:1999/5278
ÖZETİ : ... kıyı" bandı turizm merkezi ilanına
ilişkin Bakanlar Kurulu KARARININ mevzuata aykırı olduğu hk.-DD.103
Davacı________ ı TEMA,Türkiye Erozyonla Mücadele
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı
Vekili________ : Av. ...
Dava! ti ar______ ı 1- Başbakanlık
2- Turizm Bakanlığı
İstemin Özeti : 11.1.1998 günlü, 23227 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü. 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu karan eki
listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 1.sırasında yer alan "...
Kıyı Barah Turizm Merkezi" ilanına ilişkin işlemin; kıyı bandımn ... Gölü, ...
Gölü ve ... Lagünleri gibi ülkemiz ve dünya için çok önemli sulak alanları
kapsadığı, bu sulak alanların ... kıyı şeridindeki diğer alanlara göre insan
faaliyetlerinden en az etkilenen bölgeler olduğu, geçmişte bolca bulunan bitki
ve hayvan türlerinin çoğunu bünyesinde bulundurduğu, biyolojik çeşitlilik
nedeniyle Uluslararası Önemli Sulak' Alanlar Listesine dahil edilmesi için
...'a aday olarak gösterilen sulak alanlar arasında yer aldığı, bölgede az da
olsa tarımsal faaliyetlerin ve yapılaşmanın sözkonusu olduğu, turizm merkezi
kapsamındaki faaliyetler nedeniyle doğal ortamların ekosistem içindeki yapıcı
işlevlerini yitirebileceği. turizm faaliyetleri sonucunda sulak alanların yanı
sıra kumullar ve kıyı bitki örtüsü ile hemen arkasındaki doğal Akdeniz bitki
örtüsünün zarar göreceği, uygulamaların doğa koruma ölçütüne ters ve
Anayasa'ya. yasalara ve kamu yararına aykırı olduğu öne sürülerek iptali
istenilmektedir.
Başbakanlık'm Savurmasının Özeti: Turizm alan ve
merkezlerinin 2634 sayılı Yasaya göre ilgili bakanlıkların görüşü doğrultusunda
hazırlanan Turizm Ba-
kanlığı'mn
önerisi ve Bakanlar Kurulu karan ile gerçekleştirildiği. Turizm Bakanlığınca
henüz planlama, altyapı, önizin. tahsis.gibi işlemlerin yapılmadığı. dava konusu
işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın isteminin reddi gerektiği
savunulmaktadır.
Turizm Bakanlığı'mn Savunmasının Özeti: Turizm
merkezlerinin öncelikle turizm yönünden önem taşıyan yörelerde ilan edilerek
ülkenin turizm kaynaklan açısından değerlendirilmeyi bekleyen ve dünya ölçeğinde
yarışma olanakları sunacak olan doğal, tarihi, arkeolojik, kış. av. su
sporları, sosyo-kultürel değerler ve sağlık turizmine yönlendirme ile turizmi
genel dinlenme ve rekreasyon planlaması içinde ele alındığı, turizm merkezi
ilanım takiben ve mevcut üst ölçekli planlara ve mevzuata göre uygulama imar
planlarının gündeme geleceği, bir yerin turizm merkezi ilan edilmesinin plansız
bir yapılaşmaya açılması anlamını taşımadığı, henüz planlama, altyapı, önizin.
tahsis gibi işlemlerin gerçekleştirilmediği, dava konusu işlemin, mevzuta uygun
olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Selçuk Topal'tn Düşüncesi: Yerinde
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla dosyanın
birlikte değerlendirilmesinden, bölgenin Özellikleri dikkate alındığında dava
konusu işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına
uygun olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin
uygun olacağı düşünül-mektedi r.
Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi: Dava. 11.1.1998
günlü. 23227 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6.1.1998 günlü, 98/10496 sayılı
Bakanlar kurulu Karan eki Listenin "Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 1.
sırasında yer alan "... Kıyı Bandı Turizm Merkezi" ilanına ilişkin işlemin
iptali istemiyle açılım ştı r.
Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlemin
2634 sayılı Yasanın 3 ve 4. maddeleri ile 37. Maddesinin CA) fıkrası uyarınca
çıkartılan yönetmelikte öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama
esaslarına, kamu yararına uygun olup olmadığının saptanabilmesi amacıyla
Danıştay 6. Dairesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda
"turizm merkezi ilan edilen alanın özellikle YD 2 drenaj kanalı doğusundaki
kesiminin doğal yapı ve potansiyel bakımından önemli özellikler taşıdığı, alanın
büyük bir bölümünün kışın yüzey sularının biriktiği mevsimlik sulak alan
niteliğinde olduğu, bu alan üzerinde oluşacak olumsuzlukların aynı zamanda
doğuda bulunan ve çok Önemli ekolojik işlevleri taşıyan ... Lagününü de
etkileyeceği, mevsimlik sulak alanın. Özellikle kış sezonunda yöreye gelen yoğun
göçmen su kuşları için beslenme habitatlarım oluşturduğu bu alanlardaki bölgenin
turizm merkezi olarak planlamaya konu olabileceği. ... Doğal Sit alanına komşu
olan 3. bölgenin üzerinde yapılaşma bulunmadığı, doğal sit alanının uzantısı
niteliğinde ve etkileme alanı konumunda bulunduğu, yapılaşma ve planlama sınırı
dışında tutulması gerektiği saptanmış bulunmaktadır.
Bu durumda bilirkişi incelemesi sonucunda
düzenlenen raporla dosyanın birlikte değerlendirilmesinden dava konusu işlemin
şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı
anlaşıldığından ... Kıyı Bandı Turizm Merkezi ilanına ilişkin dava konusu
işlemin iptali gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ
ADINA ., . .
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, 11.1.1998 günlü, 23227 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanan 6.1.1998 günlü, 1998/10496 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki listenin
"Yeni ilan edilen yerler" başlıklı grubun 1.sırasında yer alan "... - ... Kıyı
Bandı Turizm Merkezi" ilanına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3.maddesinde,
turizm merkezleri: turizm bölgeleri içinde veya dışında yeri. mevkii ve
sınırları bakanlığın önerisi. Bakanlar Kurulu karan ile tesbit ve ilan edilen
turizm yönünden önem taşıyan yerler veya bölümler şeklinde tanımlanmış, aynı
Yasanın 4.maddesinde de. turizm bölgeleri, turizm alanları ve turizm
merkezlerinin tesbitinde, ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel
turizm değerleri, kış, av ve su sporları ve sağlık turizmi ile mevcut diğer
turizm potansiyelinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
2634 sayılı Yasa ile doğal, tarihi, arkeolojik ve
sosyo-kültürel turizm değerleri, mevcut diğer potansiyeller de dikkate alınarak
planlama ilkeleri doğrultusunda Turizm Bakanlığının önerisi ve Bakanlar Kurulu
karan ile turizm merkezlerinin tesbit edileceği belirlenmiş ve bu bölgelerde
mevcut doğal, kültürel değerlerin kamu yararına korunması, turizm hizmetlerinin
gereği olarak bu alanların geliştirilmesi, turizm yatırım ve işletmelerinin
teşvik edilmesi ve denetlenmesi de aynı Yasa ile düzenlenmiştir.
Dava konusu turizm merkezi ilanına ilişkin işlemin
2634 sayılı Yasanın 3
ve 4.maddeleri ile 37.maddesinin (A) fıkrası uyarınca çıkartılan yönetmelikte
Öngörülen koşullara ve şehircilik ile planlama esaslarına, kamu yararına uygun
bulunup bulunmadığının saptanabilmesi amacıyla dairemizin 7.7.1998 günlü ara
kararı üzerine 24.12.1998 gününde uyuşmazlık konusu yerde. Naip Üye Faruk Öztürk
tarafından re'sen seçilen Prof.Dr.................... Prof.Dr. ... ve Dr.
...'den oluşan bi
lirkişi kurulunca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı temsilcisinin
keşif sırasında bilirkişi kurulunda zooloji, botanik ve orman konularında uzman
kişilerin de bulunmasının uygun olacağı yolundaki iddiası; bilirkişi kurulunun,
şehir ve bölge plancısı (arazi kullanım planlaması}, ziraat mühendisi (peyzaj
planlaması, doğal ve tarımsal konular ve sulak alanlar konusunda uzman) ve tu
rizm planlamacısından (turizm sektörü yatırımları ve planlama konuları) oluşması
ve dava konusu olayın yerinde keşfi ve bilirkişi incelemesi için yeterli olması
nedeniyle yerinde görülmemiş, inceleme sonucu düzenlenen raporda özetle: turizm
merkezi ilan edilen alanın özellikle YD2 drenaj kanalı doğusundaki kesiminin do
ğal yapı ve potansiyel bakımından önemli özellikler taşıdığı, alanın büyük bir
bölümünün kışın yüzey sularının biriktiği mevsimlik sulak alan niteliğinde oldu
ğu, bu alan üzerinde oluşacak olumsuzlukların aynı zamanda doğuda bulunan ve çok
Önemli ekolojik işlevleri taşıyan ... Lagününü de etkileyeceği, mevsimlik sulak
alanın, özellikle kış sezonunda yöreye gelen yoğun göçmen su kuşları için bes
lenme habitatlarını oluşturduğu, ... Lagünü ve çevresinde 1992 sayımlarına göre
kış mevsiminde 35.500 su kuşunun bulunduğu, bu tip habitatlann ülkemizde hızla
azaldığı ve titizlikle korunması gerektiği. ... Deltasında iki tür deniz kaplum
bağasının önemli yaşama ve çoğalma ortamı olduğu, Caretta Caretta ve ondan
çok
daha
fazla önemli ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Chelonia mydas'ın (Yeşil
Kaplumbağa) deltadaki kumsallara yumurta bıraktıkları, bu alanlardaki bitki
örtüsü ve biyolojik çeşitliliğin de doğa koruma açısından önemli olduğu. ...
Deltasının ... kıyı kesimindeki kumul alanların ve tuzlu bataklıkların bu tür
alanlara özgü oldukça zengin bir floristik yapıya sahip olduğu, kumullar
üzerinde yaygın olarak bulunan türlerin kumul erozyonunu engelleyerek kumul
hareketlerinin daha iç kesimlere ilerlemesini durdurduğu, kumullar üzerinde
yalnızca bu bölgede yer alan (endemik) türlerin bulunduğu, daha iç kesimlerde
yer alan tuzlu bataklıkların çok sayıda halofit (tuzcul) türü içerdiği, turizm
merkezi ilan edilen alanın önemli bir kısmının ciddi bir ikincil konut işgalinde
olduğu, ortalama 100-300 metre derinliğinde ve 7 km uzunluğunda bir bant
şeklindeki alanın 3 bölgede gruplandınlabileceği. en batıda yer alan ortalama
3.000 metre uzunluğundaki 1.bölgenin halihazırda ikinci konut türünden
yapılaşma ile dolduğu, ortada kalan yaklaşık 2500 metre uzunluğundaki
2.bölgenin turizm merkezi olarak planlamaya konu olabileceği, doğudaki yaklaşık
2000 metre uzunluğunda ... Doğal Sit alanına komşu olan 3.bölgenin üzerinde
yapılaşma bulunmadığı, doğal sit alanının uzantısı niteliğinde ve etkileme alam
konumunda bulunduğu, yapılaşma ve planlama sınırı dışında tutulması gerektiği ve
hatta bu bölgenin arzettiği özellikler itibariyle doğal sit alanı olarak
önerilebileceği. .... Kıyı Bandı Turizm Merkezi ilanına ilişkin dava konusu
işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun
olmadığı belirtilmiştir.
Anılan bilirkişi raporunun taraflara tebliği
üzerine, davalı idarelerce itiraz edilmiş ise de, öne sürülen iddialar,
ayrıntılı bir inceleme ürünü olan bilirkişi raporunun içeriği ve dosyadaki bilgi
ve belgeler karşısında yerinde görülmemiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi
raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu turizm merkezi kararının
bölgenin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, şehircilik ilkelerine,
planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline.
8.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/405
Karar No:1999/948
ÖZETİ : 2634 sayılı Yasanın (37/c-3) maddesi
uyarınca hazırlanan Turizm Amaçlı Sportif Faaliyet Yönetmeliğinde ve kayak
sporunun bu yönetmelik kapsamında olduğuna ilişkin işlemde mevzuata aykırılık
bulunmadığı hk.-DD.101
Davacı : ..'.
Davalı______ -._ Turizm Bakanlığı
İstemin Özeti: Kayak sporunun Turizm Amaçlı Sportif
Faaliyet Yönetmeliği kapsamında olduğuna ilişkin 9.12.1997 günlü,
2076-23874-41562 sayılı işlem i>e bu işlemin dayanağı olan 15.6.1997 günlü,23020
sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Turizm Amaçlı Sportif Faaliyet
imar hukukcusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-06 (3244 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|