T.C.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No:2003/512
Karar No:2003/738
Özeti:Davaya davalı idare yanında müdahil olarak katılmak isteyen şirketin,
kararın sonucundan etkileneceği kabul edilerek davalı yanında
katılmasına karar
verilmekle
birlikte, nihai kararda yer verilmediğinden, müdahilin kararın kendisine tebliği
ile karardan bilgi sahibi olmak ve kararı temyiz etmek hakkını kullanmaktan
mahrum bırakılmış olmasının kararın bozulması nedeni olarak kabulü gerekeceği
hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı
Vekili : Av...
Karşı Taraf (Davacı): ... Özel Eğitim Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited
Şirketi
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 6.11.2002 günlü, E:2001/1627,
K:2002/4187 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek
bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz İsteminin reddi
gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi: Danıştay Onuncu Dairesince
davaya davalı idare yanında katılmasına karar verilen şirketin, nihai kararda
yer almadığı ve kararın müdahile tebliğ edilmediği anlaşıldığından, bu eksiklik
giderilmek üzere Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı BilginArısan'ın Düşüncesi: Davacı şirketin, 506 sayılı
Kanunun Ek 37 inci maddesi uyarınca sigortalı ve emeklilerin özürlü çocuklarının
gelişim ve eğitimlerine yapılacak yardımların usul ve esaslarının belirlenmesine
İlişkin Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının 9.5.2001 günlü, 3-181 Ek sayılı
Genelgesinin 1 inci, 7 inci, 8 inci, 9 uncu, 10 uncu, 12 inci, 13 üncü, 14 üncü,
maddeleri ile 18 inci maddesi b-d-e fıkraları ve 19 uncu maddelerinin iptali
talebiyle açılan dava üzerine dava konusu genelgenin 1 inci, 7 inci, 8 inci, 9
uncu, 10 uncu, 12 inci maddseleri ile 18 inci maddesi b-d-e fıkralarını iptal
eden ve dava konusu Genelgenin 14 üncü ve 19 uncu maddelerinin iptali talebine
ilişkin kısmını red eden Danıştay 10 uncu Dairesi kararının temyizen incelenerek
bozulması talep edilmektedir.
Dava konusu genelgenin İptali istenen 1 inci, 7 inci, 8 inci, 9 uncu, 10
uncu, 12 İnci, maddeleri ile 18 inci maddesi b-d-e fıkraları sosyal bir yardımın
ödenmesini zorlaştırıcı ve uygulamada karışıklığa yol açacak düzenlemeler
içerdiğinden ve 506 sayılı Kanunda ve bu Kanunun atıfta bulunduğu 2001 yılı
Bütçe Uygulama Talimatında öngörülmeyen hususlara yer verilmiş olması sebebiyle,
506 sayılı Kanuna ve Bütçe Uygulama Talimatı hükümlerine, aykırı bulunmaktadır.
Ayrıca İlgili mevzuatla diğer kurumlara ait yetki ve görev alanına girilmesi
yoluyla yetki aşımında bulunulmuş olması da aynı maddeler yönünden yetki
unsurunu sakatlayıcı nitelikte bulunmamaktadır.
Açıklanan sebeplerle Dava konusu genelgeyi kısmen iptal eden ve davayı kısmen
red eden Danıştay 10 uncu Daire kararı 506 sayılı Kanunun Ek 37 inci maddesi
amir hükümlerine uygun bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin
reddi ile Danıştay 10 uncu Dairesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyanın tekemmül
ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi görüşülmeyerek,
dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı şirketin; 506 sayılı Yasanın Ek 37. maddesi uyarınca sigortalı ve
emeklilerin özürlü çocuklarının gelişim ve eğitimlerine yapılacak
yardımların usul ve esaslarının
belirlenmesine
ilişkin Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının 9.5.2001 günlü, 3-181 Ek sayılı
Genelgesinin 1, 7, 8, 9, 10,12, 13,14, 18/b-d-e ve 19 uncu maddelerinin iptali
istemiyle açtığı davada; Danıştay Onuncu Dairesince verilen ve dava konusu
genelgenin 1, 7, 8, 9, 10,12, ve 18/b-d-e maddelerinin İptaline, genelgenin 14
ve 19 uncu maddelerine yönelik davanın reddine ilişkin bulunan 6.11.2002 güniü,
E:2001/1627, K:2002/4187 sayılı kararın iptale ilişkin kısmını davalı idare
temyiz etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında,
temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe
bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış
olunması, sebeplerinden dolayı İncelenen karan bozacağı hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı Yasanın 31. maddesi ile atıfta bulunulan Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 53. maddesinde; hakkı veya borcu bir davanın neticesine bağlı olan
üçüncü şahsın, iki taraftan birine iltihak için davaya müdahale edebileceği, 56.
maddesinde; müdahale talebinin kabulü halinde müdahilin ancak davayı bulunduğu
noktadan İtibaren takip edebileceği, 57. maddesinde de, müdahilin iltihak ettiği
tarafla birlikte hareket edeceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ... Özel Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Sanayi ve
Ticaret Limited Şirketi vekili Av. ... tarafından verilen 4.1.2002 günlü dilekçe
ile davaya, davalı idare yanında müdahil olarak katılmak isteminde bulunulduğu,
Danıştay Onuncu Dairesinin 31.1.2002 günlü kararı ile, Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 53. maddesi hükmü uyarınca davalı idare ile birlikte hareket etmek
üzere davanın bulunduğu noktadan itibaren istemin kabulüne karar verildiği,
ancak temyize konu 6.11.2002 günlü, E:2001/1627, K: 2002/4187 sayılı Danıştay
Onuncu Dairesinin nihai kararında katılma İstemi kabul edilen adı geçen şirketin
yer almadığı ve dolayısıyla kararın anılan şirkete tebliğ edilmediği
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ... Özel Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited
Şirketinin kararın sonucu ile ilgisi bulunduğu kabul edilerek davaya davalı
idare yanında katılmasına karar verilmekle birlikte, kararda yer verilmediğinden
adı geçen müdahilin kararın kendisine tebliği ile karardan bilgi sahibi olmak ve
dolayısıyla davalı idare ile birlikte hareket etmek iradesini kullanmak
suretiyle kararı temyiz etmek hakkını kullanmaktan mahrum bırakılmış olması
nedeniyle kararda usule uygunluk bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı tarafından verilen
temyiz dilekçesinde de belirtildiği üzere, dava konusu Genelgenin 13. maddesinin
de İptalinin istenilmiş olmasına karşın, Danıştay Onuncu Dairesince anılan madde
ile ilgili bir değerlendirme yapılıp bu konuda herhangi bir karar verilmediği
anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin
6.11.2002 günlü, E.2001/1627, K:2002/4187 sayılı kararının belirtilen
eksiklikler tamamlanmak üzere bozulmasina, 16.10.2003 günü oyçokluğu ile karar
verildi.
KARŞI OY
X - Danıştay Onuncu Dairesince davaya davalı idare yanında katılmasına karar
verilen ... Özel Sağlık ve Eğitim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited
Şirketinin temyize konu kararda yer almaması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisine
uymadığından, işin esasının incelenmesi suretiyle temyiz istemi hakkında karar
verilmesi gerektiği oyu ile, Daire kararının bu nedenle bozulması yönündeki
çoğunluk kararına katılmıyorum.
XX
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin yollama yaptığı
HUMK'un 56. maddesinde, katılma kabul edildikten sonra müdahilin davayı
bulunduğu noktadan itibaren takip ve 57. maddesinde, katıldığı tarafla birlikte
hareket edebileceği öngörülmektedir. 2577 sayılı Yasanın 25. maddesinde de,
kararların tararlara bildirileceği açıklanmıştır. Aynı yasanın 48. maddesinin 5.
fıkrası yürütmenin durdurulması istekli temyiz dosyalarında tebligatın temyiz
yerince yapılacağı şeklindedir.
Bu durumda müdahilin davayı izleme hakkı olduğuna ve tarafla birlikte hareket
edeceği kuşkusuz bulunduğuna göre; yargılamanın her aşamasından bilgisi olması
ve karar metninde yanlışlıkla yazılmamış bulunsa bile tebligatın müdahile de
yapılması gerektiğinde kuşku yoktur. Tersi durumda, müdahil yargısal gelişmeden
habersiz kalacağı gibi, kararda yazılmaması halinde taraflara da tebligat
yapılmaması sonucunun da doğacağı açıktır.
Öte yandan, îdari Yargılama Usulü Kanununun 30. maddesinde iki tarafın ad ve
soyadı İle ilgili yanlışlıkların, yanlışlıkların düzeltilmesi yoluyla
giderilebileceği açıklanmaktadır. Eksiklik ve yanlışlık yanında, ismin hiç
yazılmamış olmasının da yanlışlık kapsamında değerlendirilmesi yasanın güttüğü
amacın doğal sonucudur.
Açıklanan nedenlerle dosyanın Dairesine gönderilmesi olanağı kullanılmadan
temyize konu kararın diğer tebligatlarla beraber müdahilede bildirimi yapılarak,
yanlışlığın düzeltilmesi ya da temyiz istemi olduğu takdirde konunun
değerlendirmeye bırakılması böylece temyiz aşamasıyla ilgili yargısal akışın
sürdürülmesi gerektiği oyuyla karara karşıyız.