DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 1997/301
Karar No: 1999/681
ÖZETİ : ...... Köyünde bulunan taşınmazlara ilişkin
olarak düzenlenen inşaat ruhsatlarının, söz konusu taşınmazlar yönünden imar
plânı değişikliği yapılması yolundaki isteminin reddine ilişkin belediye
meclis kararım tadilen onayan büyükşehir belediye başkanlığı işleminin ve bu
işlemin dayanağım oluşturan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030
sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili Yönetmeliğin 42. maddesinin 3030 sayılı
yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesinin hukuka uygun olduğu
hk.-DD.102
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalılar) : 1- İçişleri
Bakanlığı
2- ... Büyükşehir Belediye
Başkanlığı Vekili: Av. ... Temyiz İsteminde Bulunan
(Davalı İdare Yanında Davaya Katılan): ... Konut
Yapı Kooperatifi
Veki 1 i____________________ ı Av.... Karşı
Taraf (Davacılar) ı 1- ... 2- ... 3- ... 4- ... 5- ...
6- ... 7- ... 8- ... 9- ...10- ...
İstemin Özeti___________________ ;_......... Köyü.
4 pafta. 153.
133 ve 945 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin
olarak düzenlenen inşaat ruhsatlarının, söz konusu taşınmazlar yönünden imar
plam değişikliği yapılması yolundaki istemin reddine ilişkin 16.8.1995 günlü,
129 sayılı ... Belediye Meclisi kararım tadilen onayan 26.9.1995 günlü ...
Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve bu işlemin dayanağını oluşturan
Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030 sayılı Kanunun Uygulanması
ile İlgili Yönetmeliğin 42. maddesinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda.
Danıştay Altıncı Dairesince; 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6/A
maddesinde, ilçe belediyelerinin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları
tatbikat imar planlarım onaylamak ve uygulamasını denetlemek görevi büyükşehır
belediyelerine verilmiş, aynı yasanın büyükşehir belediye başkanının
görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında da. büyükşehir ve
ilçe belediye meclislerince alınan bütün kararların büyükşehir belediye
başkanına gönderileceği, büyükşehir belediye başkanının konunun meclislerde
tekrar görüşülmesini isteyebileceği, meclislerin kararlarında ancak 2/3
çoğunlukla ısrar edebilecekleri ve bu hallerde meclis kararının kesinleşmiş
olacağının hükme bağlandığı. 12.12.1984 günlü. 18603 sayılı Resmi Gazete' de
yayımlanan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030 sayılı Kanunun
Uygulanması ile İlgili Yönetmeliğin 42. maddesinin 2. fıkrasında. "Büyükşehir
belediye başkanları, büyükşehir belediye meclisi ile ilçe belediye meclisi
kararlarını tetkikle aynen veya tadilen tasdik veyahut meclislerde tekrar
görüşülmesini isteme görev ve yetkilerini kullanmada Belediye Kanununun, meclis
kararlarının tetkik ve tasdiki konusunda yetkili idari vesayet makamlarına
tanıdığı süreleri göz önünde bulundurur ve aynı şekilde iş ve işlem yaparlar."
hükmünün yer aldığı, yukarıda anılan yasa ve yönetmelik hükümlerinin
değerlendirilmesinden 3030 sayılı Yasanın 14. maddesiyle büyükşehir belediye
başkanlarına. 1/1000 ölçekli planlara ilişkin ilçe belediye meclisi kararlarını
tadilen onama yetkisi verilmediği sonucuna varıldığı. 3030 sayılı Yasanın
Uygulanması ile İlgili Yönetmeliğin 42. maddesinde, büyükşehir belediye
başkanlarının büyükşehir ile ilçe belediye meclisi kararlarını tetkikle aynen
veya tadilen tasdik yetkisi bulunduğu kurala bağlanmışsa da, ilgili olduğu
Kanunun uygulanmasını sağlamak üzere bu Kanuna aykırı olmamak koşuluyla
çıkarılan yönetmelikte yasa ile verilmemiş olan bir yetkinin düzenlenmesi
olanağı bulunmadığından dava konusu yönetmeliğin 42. maddesinin 2. fıkrasının 2.
cümlesinde yer alan "...veya tadilen..." ibaresinde yasa ve hukuk kurallarına
uyarlık bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden. uyuşmazlığa konu taşınmazların
bulunduğu imar adası içindeki yolun kaldırılarak doğu ve batıdaki yola eklenmesi
istemiyle verilen plan tadilat teklifinin 16.8. 1995 günlü, 129 sayılı ilçe
belediye meclisi kararıyla reddedildiği, bu kararın 26.9.1995 günlü Büyükşehir
Belediye Başkanlığı işlemi ile 12 metrelik yolun ada
bütünlüğünü
bozduğu, mimari bakımdan site yapımına uygun olmadığı gerekçesiyle kaldırıldığı
ve işlemin eski zayiat oranına göre parselin doğu ve batısından 10 metrelik yol
bırakılması şartıyla 3030 sayılı Kanunun 14. maddesi ve bu kanunun Uygulama
Yönetmeliğinin 42. maddesi uyarınca tadilen onandığının anlaşıldığı, bu durumda
yasaya aykırı olarak Yönetmelik hükmüne dayanılarak imar planı değişikliği
yapılması isteminin reddi yolundaki 16.8.1995 günlü. 129 sayılı ... Belediye
Meclisi kararım tadilen onayan 26.9.1995 günlü ... Büyükşehir Belediye
Başkanlığı işleminde ve bu işlem ile tadil edilen imar planı uyarınca
düzenlenen inşaat ruhsatlarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava
konusu yönetmelik hükmünde sözü geçen ibarenin, planın tadilen onanması ile bu
planlara dayalı ruhsat verme işlemlerinin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya
katılan 17.12.1996 günlü, E: 1996/469, K: 1996/5824 sayılı bu karan, temyiz
etmekte ve davacıların dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davanın süresi içinde
açılmadığı, kararda kazanılmış hak ve kararların geriye yürümezliği ilkesinin
gözönüne alınmadığı. 3030 sayılı Yasaya göre büyükşehir belediye başkanlarının
tadilen onama yetkisinin bulunduğu iddialarıyla bozulmasını istemektedirler.
Savunmanın Özeti_______________ ±_ Savunma
verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Arslan'ın Düşüncesi:
Temyiz istemlerinin reddi ile daire kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Temyiz
dilekçelerinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp
Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin reddiyle
daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile davalı idare yanında
davaya katılanın duruşma istemi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17.
maddesinin 2. fıkrası uyarınca yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü.
... Köyü, ... pafta ... ve ... parsel sayılı
taşınmazlara ilişkin olarak düzenlenen inşaat ruhsatlarının, söz konusu
taşınmazlar yönünden imar planı değişikliği yapılması yolundaki istemin reddine
ilişkin 16.8.1995 günlü. 129 sayılı ... Belediye Meclisi kararım tadilen onayan
26.9.1995 günlü ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin ve bu işlemin
dayanağım oluşturan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında 3030 sayılı
Kanunun Uygulanması ile İlgili Yönetmeliğin 42.maddesinin iptali istemiyle
açılan dava sonucunda, Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve dava konusu
yönetmelik hükmünde sözü geçen "veya tadilen" ibaresinin, planın tadilen
onanması ile bu planlara dayalı ruhsat verme işlemlerinin iptaline
ilişkin bulunan 17.12.1996 günlü. E:1996/469. K:1996/5824
sayılı
karan, davalı idareler ve davalı idareler yanında davaya katılan temyiz
etmekte ve bozulmasını istemektedirler.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın
incelenmesinden: Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından davalı idarelerin ve
davalı idareler yanında davaya katılanın temyi z i stemleri ni n reddine, Dam
ştay Al tincı Dai resi ni n 17.12.1996 günlü. E:1996/469. E:1996/5824 sayılı
kararının onanmasına. 14.5.1999 günü oybirliği ile karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 2003/521
Karar No: 2003/609
Özeti: Uyuşmazlığa konu, Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca onaylanan imar planının, 3194 Sayılı Yasa öngörüldüğü biçimde ilan
edilmemesi nedeniyle kesin ve davacı yönünden uygulanabilir nitelikte olmadığı
gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolundaki kararda isabetsizlik
görülmediği hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):...
Karşı Taraf (Davalı): Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı
İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin
11.11.2002 günlü, E:2001/29, K:2002/4941 sayılı kararının temyizen incelenerek
bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Danıştay Altıncı Dairesince
verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne
sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı
belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay
Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire
kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi:
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında belirtilen nedenlerden
hiçbirisine uymayıp, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın dayandığı
hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir
nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 3194 ve
7269 sayılı Yasalara göre 20.4.2000 tarihinde onaylanan ... Afetzede Yerleşim
Alanı 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ... Köyü, 28 ada, 1137, 1138, 1139,
1140, 1141, 1142, 1143, 1144 ve 1145 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin
bölümünün iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi 11.11.2002 günlü,
E:2001/29, K:2002/4941 sayılı kararıyla; 3194 sayılı İmar Kanununun 8.
maddesinin (b) fıkrasında; "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar
Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına
uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama
imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince
onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planiar onay tarihinden itibaren belediye
başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir
aylık ilan suresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca
belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün
içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası
Bakanlığa gönderilir." hükmünün yer aldığı, idari bir işlemin hukuksal sonuçlar
yaratabilmesi ve dava konusu edilebilmesi için kesinleşmesinin gerektiği,
nitekim 2577 sayılı Yasanın 14. maddesinin 3/d bendinde de idari davaya konu
olabilecek İşlemlerin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler olması gerektiğinin
öngörüldüğü, beiediye meclisince kabul edilmekle veya bakanlıkça onaylanmakla
yürürlüğe girdiği 3194 sayılı Yasanın 8 İnci maddesinde belirtilen imar
planlarının kesinleşmeleri için aynı madde hükmü uyarınca bir ay süreyle askıya
çıkarılmak suretiyle ilan edilmelerinin gerektiği, dava konusu olayda ara
kararına verilen yanıtlardan uyuşmazlığa konu imar planının Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca onaylandığı; ancak, 3194 sayılı Yasada öngörüldüğü biçimde ilan
edilmediği; bu durumda, ortada kesin ve davacı yönünden uygulanabilir nitelikte
bir imar planının bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin İdari davaya
konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli nitelikte bir işlem olmadığı
gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar vermiştir.
Davacı, 11.11.2002 günlü, E:2001/29, K:2002/4941
sayılı bu kararı temyiz etmekte ve dava konusu işlemin kesinleştiğini, bölgede
kamulaştırmalar yapıldıktan sonra uygulamaların gerçekleştiğini, deprem kalıcı
konutlarının iskana açıldığını öne sürerek bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen"kararla ilgili dosyanın
incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin
reddine, Danıştay Altıncı Dairesinin 11.11.2002 günlü, E:2001/29, K:2002/4941
sayılı kararının onanmasina, 18.9.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X - 3194 sayılı Yasanın 8/b maddesinde; ...
belediye sınırlan içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının
ilgili belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı ve belediye meclisince
onaylanarak yürürlüğe gireceği, onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca
tesbît edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edileceği, bir aylık ilan
süresi içinde planlara İtiraz edilebileceği, belediye başkanlığınca, belediye
meclisine gönderilen itiraz ve planları, meclisin 15 gün içinde inceleyip kesin
karara bağlayacağı, kesinleşen planların bir kopyasının bakanlığa gönderileceği
hükme bağlanmıştır.
Bu planların belediye meclisince onaylanmak
suretiyle yürürlüğe gireceği maddede açıkça ifade edilmiştir. Planların bir ay
süre ile ilanı ise ilgilisine plana itiraz imkanı sağlamak içindir. Bu nedenle
ilgili haberdar oldu ise, plana yürürlüğünden İtibaren idari dava açma süresinde
dava açabileceği gibi, idari itiraz yoluna başvurarak veya itiraz yoluna
gitmeden madde gereği son ilan tarihinden itibaren idari dava açma süresi içinde
dava açabilecektir.
Bu davada, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
onaylanması tarihinde yürürlüğe girdiği açık olan dava konusu 1/1000 ölçekli
uygulama imar planı için davacının temyiz isteminin kabulü İle kararın bozularak
işin esasının Dairesince incelenmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına
karşıyım.
XX - 2577 sayılı Yasanın 14. maddesinin 3/d
bendinde düzenlenen idari davaya konu olacak işlemlerde aranan kesin olma
niteliği, idari işlemin oluşup ortaya çıkabilmesi için öngörülen tüm prosedürün
tamamlanmasını İfade eder. Kesin işlemler, idare adına irade tesisine yetkili en
son idari merciden geçerek yürürlüğe giren idari işlemlerdir. İdari İşlemlere
karşı 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmüne uygun olarak işlemi yapan veya üst
makama yapılan başvuruların, işlemin kesinliğini etkilemeyeceği açıktır.
3194 sayılı Yasanın 8/b maddesinde nazım ve
uygulama imar planlarının belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceğinin
açıkça düzenlenmesi karşısında, madde hükmünde bilahare yer verilen planların
yürürlüğe girmesinden sonra bir ay süre ile ilanı ve bu süre içinde itiraz
edebileceğine ilişkin hükmün, düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planlarına
2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında bir başvuruyu düzenlemeye yönelik
olduğu sonucuna ulaşılmaktadr.
Bu itibarla, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
tarafından onaylanarak yürürlüğe giren dava konusu imar planının ilan edilmemiş
olması, onun 2577 sayılı sayılı Yasanın 14. maddesinin 3/d bendine uygun kesin
işlem niteliğini değiştirmeyeceğinden, idari davaya konu olamayacağı yolundaki
Daire kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.
T.C.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 2000/1200
Karar No: 2002/848
Özeti : Davacı Belediyenin, Devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki kurumsal alanını işgal ettiğinden bahisle fuzuli şagil
olarak nitelendirilerek ecrinin tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun bulunmadığı
hk.-DKD.1
Temyiz
İsteminde Bulunan (Davacı) : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı): ... Mal Müdürlüğü
İstemin Özeti : ... İli, ... İlçesinde Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki kumsal alanının şemsiye ve şezlong koymak suretiyle
işgal edilmesi nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin 19.9.1997 günlü,
40-405/606 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda; ... 2.İdare
Mahkemesince verilen ve Danıştay Altıncı Dairesinin 10.12.1999 günlü,
£11998/7093, K:1999/6411 sayılı bozma kararına uyulmayarak, Mahkemenin, davanın
reddi yolundaki ilk kararında ısrarına ilişkin bulunan 26.4.2000 günlü,
E:2000/134, K:2.000/210 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı
tarafından istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Arslan'ın Düşüncesi:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : ...,
,.., ... Mevkiinde bulunan
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kumsal alanın plaj olarak işletilmesi
suretiyle işgal
edilmesi nedeniyle 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca ecrimisil alınmasına
ilişkin
işlemin iptali dileğiyle açılan davanın reddi yolundaki Aydın 2. İdare
Mahkemesinin 26.6.1998
günlü, E:1997/1547, K:1998/356 sayılı kararının, Danıştay 6. Dairesinin
10.12.1999 günlü,
E:1998/7093, K:1999/6411 sayılı kararıyla bozulması üzerine anılan Mahkemece
bozmaya
uyulmayarak davanın reddine ilişkin olarak verilen ısrar kararının temyizen
incelenerek
bozulması istenilmektedir. ;
Danıştay 6. Dairesinin 10.12.1999 günlü
E:1998/7093, K:1999/6411 sayılı kararında belirtilen gerekçe ile temyiz istemi
kabul edilerek ısrar kararının bozulmasının uygun olacağı
düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:
Davacı Belediyenin, Devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki kumsal alanını işgal ettiğinden bahisle ecrimisil talep edilmesine
ilişkin 19.9.1997 günlü 40-405/606 sayılı kararın iptali istemiyle açılan dava
sonunda; Aydın 2. İdare Mahkemesince verilen 26.6.1998 günlü, E:1997/1547,
K:1998/356 sayılı davanınreddine ilişkin karar, temyiz incelemesi sonunda
Danıştay Altıncı Dairesinin 10.12.1999 günlü, E:1998/7093, K:1999/6411 sayılı
kararı ile bozulmuş ise de, Aydın 2. İdare Mahkemesi bozma kararına uymayarak
ret kararında ısrar etmiştir.
Davacı, Aydın 2. İdare Mahkemesinin 26.4.2000
günlü, E;2000/134, K:20Ö0/210
sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir.
Aydın 2. İdare Mahkemesince; Devletin hüküm ve
tasarrufu altında bulunan kıyılar
halkın yararlanmasına açık olduğundan, bu
yararlanmanın başkalarının yararlanma hakkını engellemeyecek ölçüde ve nitelikte
olması dolayısıyla süreklilik arzetmesi gerektiği, devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki kıyı ve kumsaldan yararlanma eylemi, başkalarının bu yerlerden
yararlanmasını sınırlandıracak nitelik ve boyuta ulaştığında, bu tür
bir kullanım ve
yararlanma,
mevzuata uygun bir izne dayanmıyorsa, 2886 sayılı Kanunun 75. maddesine göre
işgal niteliği taşıyacağı ve işgali gerçekleştirenden ecrimisil isteneceği,
devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Devlet mallarının Maliye Bakanlığı
Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından idare edildiği, 178 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamesin 13. maddesinde; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden,
kamu hizmeti için kullanılması gerekli olanları genel, katma ve özel bütçeli
idarelere tahsis etmenin Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında
sayıldığı, 1580 sayılı Belediye Kanununun 1. maddesinde belediyenin, beldenin ve
belde sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve
tasviye ile mükellef bir hükmi şahsiyet olduğu belirtildikten sonra, 15.
maddesinin 56. fıkrasında, belediyeye ait ılıcaları işletmek, deniz hamamları ve
her nevi yıkanma müesseseleri açmak, açılmasına ruhsat verilenlere nezaret
etmek, yeteri kadar halk plajları açmanın, belediyelerin görevleri arasında
sayıldığı, Belediyelerin, bu tür görevleri ifa etmek, kamu hizmetlerini
yürütebilmek için Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallara
gereksinim duyduklarında, söz konusu taşınmaz mallar üzerinde tasarrufta
bulunabilmek için Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne başvurarak,
taşınmazların kendilerine tahsisini sağlamalarının gerektiği, bu yapılmadığında
2886 sayılı Kanunun 75. maddesi ve ilgili Yönetmelikle yapılan düzenleme
nedeniyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyılarda yetkili ve
görevli mercilerden izin almadan tasarrufta bulunarak ücret karşılığı şezlong ve
şemsiye kiralayan belediyelerin bu faaliyetinin 2886 sayılı Yasadaki tanıma göre
"fuzuli işgal" niteliğinde olduğundan bu tür bir faaliyeti yürüten
belediyelerden ecrimisil istenmesi gerektiği, bakılan davada; davacı belediyenin
... İli, ... İlçesi ... Mahallesi ... Motel önü ve ... tesisleri yanında bulunan
kumsal aianını şemsiye ve şezlong koyarak kiraya vermek suretiyle
1.6.1997-15.9.1997 tarihleri arasında işgal ettiğinin tutanakla saptanması
üzerine, 3.150.000.000.-lira ecrimisil İstendiği, ecrimisil istenilmesine
ilişkin işlemlerin 2886 sayılı Yasa ve Yönetmelikte belirtilen esaslara uygun
olarak yürütüldüğü davacıdan istenilen ecrimisilde mevzuata aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararda ısrar edilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesinin 10.12.1999 günlü,
E:1998/7093, K:1999/6411 sayılı bozma kararında açıklandığı üzere; 1580 sayılı
Belediye Kanununun 1.maddesinde, Belediyenin, beldenin ve belde sakinlerinin
mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tasviye ile
mükellef hükmi şahsiyet olduğu belirlendikten sonra; 15. maddenin 56.
fıkrasında, belediyeye ait ılıcaları işletmek, deniz hamamları ve her nevi
yıkama müesseseleri açmak, açılmasına ruhsat verilenlere nezaret etmek,
belediyelerin görevleri arasında sayılmıştır. Anayasanın 43. maddesinde,
kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu hükmü yer almakta; 3621
sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde de Anayasanın anılan hükmüne paralel bir
düzenlemeyle Kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında herkesin eşit ve
serbest olarak yararlanmasına açık olduğu kurala bağlanmış bulunmaktadır. Sözü
edilen Yasa maddelerinden anlaşılacağı üzere halk plajları açmak, işletmek ve
bunlardan halkın eşit, düzenli ve sağlıklı bir şekilde yararlanmalarını
sağlamak, toplumun ortak ve medeni gereksinimlerini karşılamak, belediyelerin
görevleri arasında bulunmakta, güneşlenen ve denize girenlere belli bir ücret
karşılığında da olsa şemsiye ve şezlong kiralanması faaliyetinin toplumun
kıyılardan yararlanması amacına yönelik olduğu görülmektedir.
Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarruf
altında bulunan taşınmaz mallardan ecrimisil alınabilmesi, taşınmazın 2886
sayılı Yasadaki tanıma uygun olarak işgal edilmesi koşuluna bağlı olduğundan, ve
yukarıda açıklandığı üzere gördüğü kamu hizmeti nedeniyle şemsiye ve şezlong
kiralayan belediyenin bu faaliyetinin işgal, kendisinin de fuzuli şagil olarak
nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi hukuka uygun bulunmadığından,
davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan
nedenlerle, davacının temyiz İsteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin
bozma kararı doğrultusunda, Aydın 2. İdare Mahkemesinin 26.4.2000 günlü,
E:2000/134, K.2000/210 sayılı kararının BOZULMASINA ve dosyanın Aydın 2. İdare
Mahkemesine gönderilmesine 22.11.2002 günü oybirliği ile karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 2000/1233
Karar No:2002/912
Özeti : Taşocağı ruhsatında belirtilen alandaki
faaliyetlerden dolayı davacı şirketin fuzuli şagil olarak nitelendirilmesinin
mümkün olmadığı hk.-DKD.1
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):... Sanayii
Taahhüt Ticaret Koll.Şti.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı): Maliye Bakanlığı
İstemin Özeti : ..., ... İlçesi, ... Köyü, ...
parsel sayılı taşınmaz üzerindeki stabilize malzeme ocağından izinsiz kum,
çakıfalındığından bahisle 2886 sayılı Yasanın 75, maddesi uyarınca
29.11.1993-3.8.1995 dönemi için 750.000.OOO.-lira ecrimisil alınması yolundaki
işlemin iptali istemiyle açılan davada, Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen ve
Danıştay Altıncı Dairesinin 27.4.1999 günlü, E:1998/4171, K:1999/2262 sayılı
bozma kararına uyulmayarak davanın reddine dair ilk kararında ısrar edilmesine
ilişkin bulunan 17.11.1999 günlü, E:1999/876, K:1999/1239 sayılı kararı davacı
temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Aylin Bayram'ın Düşüncesi :
Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı
doğrultusunda bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi :
Danıştay Altıncı
Dairesinin 27.4.1999 gün ve E:İ998/4171,
K:1999/2262 sayılı bozma kararındaki düşünce doğrultusunda temyiz isteminin
kabulü ile İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının bozulması gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava, ..., ... İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı
taşınmaz üzerinde yer alan stabilize malzeme ocağından izinsiz kum-çakıl
alındığından bahisle 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca
29.11.1993-3,8.1995 dönemi için 750.000.000 lira ecrimisil alınmasına ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Bursa
1. İdare Mahkemesi 8.10.1997 günlü, E:1995/1282, K:1997/521 sayılı kararıyla;
uyuşmazlığa konu taşınmazın tapuda Hazine adına kayıtlı olduğu, Hazine ile
davacı arasında bir kira sözleşmesi bulunmadığı gibi, herhangi bir amaçla
kullanılmak veya üzerinde tesis yapılmak üzere Maliye Bakanlığı tarafından
davacıya tahsis de yapılmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacının fuzuli şagil
konumunda bulunduğu, dolayısıyla davacıdan ecrimisil İstenilmesinde hukuka
aykırılık bulunmadığı, Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 178
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 484 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
değişik 13/b maddesinde, ormanlar ve devletin hüküm tasarrufu altındaki diğer
yerler ile devletin özel mülkiyetindeki yerlerde bulunan taş, kum ve çakıl
ocaklarını kiraya verme yetkisi Maliye Bakanlığına verildiğinden 8.10.1993
günlü, 826 sayılı İl Daimi Encümeni kararı ile 8.10.1993-8.10.1996 dönemi için
işletme ruhsatı verilen yere ilişkin 8.11.1991 tarihinde orman idaresinden İzin
alınmasının ve 31.7.1991 tarihinde Kaymakamlıkça intifa hakkı tesis edilmesinin
Hazinenin ecrimisil istemesine engel olmadığı, ecrimisilin de fahiş
hesaplanmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karar; temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay
Altıncı Dairesinin 27.4.1999 günlü, E:1998/4171, K:1999/2262 sayılı kararıyla,
2886 sayılı Devlet İhale Yasasının 75. maddesinin 1. fıkrasında, Devletin özel
mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek
ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden ecrimisil isteneceği, son
fıkrasında da, işgal edilen taşınmaz malın, idarenin talebi üzerine, bulunduğu
yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek idareye teslim
edileceğinin hükme bağlandığı, aynı Yasanın 74. maddesine dayanılarak Maliye
Bakanlığı'nca çıkarılan Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış Trampa, Kiraya Verme,
Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliğinin "Tanımlar"
başlıklı 2. maddesinde, Ecrimisil: Bir malın, sahibinin rızası dışında ve onun
bu malı kullanmamakla bir zarara uğrayıp uğramayacağı söz konusu edilmeksizin bu
maldan işgal, tasarruf veya her ne şekilde olursa olsun yararlanılması sebebiyle
şagil tarafından ödenen veya idarece talep edilen tazminat; Fuzuli Şagil ise,
kusuru aranmaksızın kendisine ait olmayan ve sahibinin de rızası veya muvafakati
bulunmayan bir malın zilyetliğini eline geçiren , elinde tutan veya her ne
şekilde olursa olsun bu maldan tasarrufta bulunan kimseler olarak tanımlandığı,
yönetmeliğin 78. maddesinde, Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki taşınmaz malların milli emlak servislerince bir program
dahilinde fiili durumlarının mahallinde tesbit edilerek, tesbitten önceki
sürelere ait işgal.ve tasarruf sebebi ile ecrimisil tesbit, takip ve
tahsilatının yapılacağı, sonraki sürelere ait fuzuli işgal ve tasarrufun
devamına meydan verilmeden denetim ve idare altına alınacağının hükme
bağlandığı, davacı şirketin stabilize malzeme ocağından kum-çakıl aldığından
bahisle ecrimisil ihbarnamesinin düzenlendiği, ancak bu durumun 2886 sayılı
Yasanın 75. maddesinde öngörülen biçimde bir taşınmaz mal İşgali olmayıp,
ecrimisile konu olmayacağı ve Taşocakları nizamnamesi uyarınca işlem tesis
edileceğinin anlaşıldığı gerekçesiyle bozulmuş ise de, İdare Mahkemesi, bozma
kararına uymayarak ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı Bursa l.İdare Mahkemesinin 17.11,1999 günlü,
E:1999/876, K:1999/1239
sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir.
2886 sayılı Yasanın 75 inci maddesinde, Devletin
özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların
gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden, aynı yasanın 9 uncu
maddesinde belirtilen yerlerden sorulmak suretiyle 13 üncü maddede gösterilen
komisyonca takdir ve tesbit edilecek ecrimisilin isteneceği hükme bağlanmıştır.
Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya
Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye
Yönetmeliğinin 2 nci maddesinde "fuzuli şagil", kusuru
aranmaksızın
kendisine ait olmayan ve sahibinin de rızası veya muvafakati bulunmayan bir
malın zilyedliğini eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun
bu maldan tasarrufta bulunan kimseler olarak tanımlanmıştır.
Taşocakları Nizamnamesinin 5. maddesinde, Devlete
ait olan bir taşınmazda ocak açmak ve işletmenin ruhsat alınmasına bağlı olduğu
hükme bağlanmış, Nizamnamenin II. bölümünde ocakların açılış ve işletilme şekli,
III. bölümünde ocaklardan tahsil olunacak resim ve harç, V.bölümünde ele
Nizamname hükümlerine aykırı davranılması halinde Öngörülen yaptırımlar
düzenlenmiştir.
Sözü edilen düzenlemelerin birlikte
değerlendirilmesi sonucunda, davacı şirketin uyuşmazlığa konu Hazineye ait
taşınmazı, taşınmazın orman alanında da kalması nedeniyle 8.11.1991 tarihinde
Orman Bakanlığından alınan izin, 31.7.1991 günlü Kaymakamlıkça intifa hakkı
tesisi için verilmiş bulunan İzin ve Taşocaklan Nizamnamesi hükümlerine göre İl
Daimi Encümeni Kararı uyarınca 20.9.1991-20.9.1992, 7.10.1992-7.10.1993 ve
8.10.1993-8.10.1996 dönemleri için alınan taşocağı ruhsatına dayanarak
kullandığı, bu ruhsatta belirtilen alandaki faaliyetlerinden dolayı fuzuli şagil
olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, dolayısıyla ecrimisil
İstenilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesince
davacının fuzuli şagil olarak nitelendirilmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin
kabulü ile, Bursa 1.İdare Mahkemesinin 17.11.1999 günlü, E:1999/876, K:1999/1239
sayılı ısrar kararının BOZULMASINA, dosyanın anılan İdare Mahkemesine
gönderilmesine, 13.12.2002 günü oybirliği ile karar verildi.