DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 2000/573
Karar No: 2000/966
ÖZETİ : Genel düzenleyici nitelikte olan ve
parselasyon işleminin dayanağım oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi
olan parselasyon işlemi nedeniyle uyuşmazlık yaratıldığı: ancak davanın
parselasyon işlemi açısından yasal dava açma süresi geçirildikten sonra
açılması nedeniyle imar planının iptaline ilişkin istemin bu aşama incelenme
olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın parselasyon işlemine ilişkin
bölümünün süreaşımı yönünden reddi, imar planına ilişkin bölümünün
incelenmeksizin reddi yolundaki daire kararının uygun bulunduğu hk.-DD.104
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili___________ ı Av. ...
Karşı Taraf (Davalılar) : 1- Turizm Bakanlığı
2- ... Valiliği
3- ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti_________ ı ... İli, ...
İlçesi. ... Beldesi, ... Mevkii.
... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin.
18.1:1996 günlü. 4/332 sayılı îl İdare Kurulu Karan ile önerilen ve gerekli
düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca Turizm
Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli Adrasan uygulama imar planı revizyonu ile
22.10.1996 günlü ... Belediyesi Encümen Karan ile onaylanan parselasyon
işleminin iptali istemiyle açılan davada. Danıştay Altıncı Dairesi 16.11.1999
günlü, E:1998/4461. K:1999/5753 sayılı kararla; dava konusu edilen parselasyon
işleminin 30.10.1996-21.11.1996 tarihleri arasında ilan edildiği, dava
dilekçesinde ise askı süresi içerisinde parselasyon işlemine yapılan itiraz
üzerine belediyece "mağduriyetiniz .giderilecektir" şeklinde yanıt verildiğinin
belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8. maddesinin 1.
fıkrasında: "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren
işlemeye başlar." hükmüne, yine aynı Kanunun 11. maddesinde: "İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması,
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa
işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu
başvurma işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur." hükmüne yer
verildiği: yukarıdaki yasal düzenlemelere ve dairelerinin süregelen iç-ti
hatlarına göre. parselasyon planlarına karşı bir aylık askı süresi içinde 2577
sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve başvuruya idari
dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihini izleyen günden
itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde
bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihinden
itibaren 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu
cevabın tebliğini izleyen tarihten itibaren 60 günlük dava açma sûresi içinde
idari dava açılabildiği, 3194 sayılı Yasanın 19. maddesinin 1. fıkrasında: "İmar
planlarına göre parselasyon planları yapılıp, belediye ve mücavir alan içinde
belediye encümeni, dışında ise il idare kurulunun onayından sonra yürürlüğe
girer. Bu planlar bir ay müddetle ilgili idarede asılır..." hükmünün
öngörüldüğü, davacının askı süresi içinde parselasyon işlemine yapmış olduğu
itiraz nedeniyle verilen yanıtın tebliğ tarihi belli değil ise de, son ilan
tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde yanıt verilmediği kabul
edildiğinde bu tarihi izleyen 60 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra
yapılan ve dava açma süresini yeniden başlatmayan başvuruya verilen yanıt
üzerine 16.7.1998 gününde açılan davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünde
süreaşımı bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin
1. fıkrasında, "dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde
otuz gün olduğu. 4. fıkrasında da; "ilam gereken düzenleyici işlemlerde dava
süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin
uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her
ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş
olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz; hükümlerinin yer
aldığı, genel düzenleyici nitelikte olan ve parselasyon işleminin dayanağım
oluşturan imar planına karşı uygulama işlemi olan parselasyon işlemi nedeniyle
uyuşmazlık yaratıldığı: ancak davanın parselasyon işlemi açısından yasal dava
açma süresi geçirildikten sonra açılması nedeniyle imar planının iptaline
ilişkin istemin bu aşamada incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın
parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süreaşımı yönünden reddine, imar planına
ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Davacı, davada süreaşımı bulunmadığım öne
sürerek anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Turizm Bakanlığın Savunmasının Özeti : Temyiz
isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
... Valiliği ve ... Belediye Başkanlığı
Savunmalarının Özeti : Temyiz dilekçesine yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Nalan Terzi'nın Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi :
... İlçesi ... beldesinde davacıya ait taşınmaza ilişkin 1/1000 ölçekli Adrasan
uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü ... Belediye Encümeni karan
ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda.
Danıştay Altıncı Dairesince, davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün
süreaşımı yönünden reddine, imar planına ilişkin bölümünün incelenmeksizin
reddi yolunda verilen karar.
davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması
istenilmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen
nedenlerden hiçbirisine uymayıp Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın
dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın davanın parselasyon
işleminin iptali isteminin süre aşımı yönünden reddine ilişkin bölümünün
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Danıştay Altıncı Dairesi kararının imar planına
ilişkin bölümünün incelenmeksizin reddine yönelik kısmına gelince-:
2577 sayılı İdan Yargılama Usulü Kanununun 7.
maddesinin 4. fıkrasında "ilam gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan
tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine
ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine
birden dava açabilirler. Düzenleyici işleminin iptal edilmemiş olması bu
düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz" hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan hüküm uyarınca düzenleyici
işlemlere karşı, ilan tarihinden itibaren dava açılabileceği gibi, bu
düzenlemeye dayalı olarak bir işlem tesis edilmesi halinde, dava açma süresi
geçmiş olsa bile düzenleyici işlemin iptali istemiyle uygulama işleminin tabi
olduğu dava açma süresi içinde dava açma olana§ı getirilmiştir.
Uygulama işlemine karşı açılan davada süre aşımı
bulunması halinde, düzenleyici işlemin iptali istemlninde süre aşımı nedeniyle
reddi gerekeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, uygulama imar planı revizyonunun
iptali istemininde süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken aksine verilen kararda
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Altıncı Dairesince
verilen kararın davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümünün süre aşımı
nedeniyle reddine ilişkin kısmının onanması, imar planına ilişkin bölümünün
incelenmeksizin reddi yolundaki kısmının ise bozulması gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca, temyiz aşamasında 2577 sayılı Yasanın 17. maddesi 2. fıkrası gereği
duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek dosya incelendi, gereği görüşüldü:
... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii,
... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin 18.1.1996 günlü. 4/332 sayılı îl
İdare Kurulu kararı ile önerilen ve gerekli düzeltmeler yapılmak suretiyle 2634
sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca Turizm Bakanlığınca onaylanan 1/1000 ölçekli
Adrasan uygulama imar planı revizyonu ile 22.10.1996 günlü, 26 sayılı ...
Belediye Encümeni kararı ile onaylanan parselasyon işleminin iptali istemiyle
açılan dava sonucunda; Danıştay Altıncı Dairesince verilen ve davanın
parselasyon işlemine ilişkin bölümünün sü-reaşımı nedeniyle reddine, imar
planına ilişkin bölümünün ise incelenmeksizin reddine ilişkin bulunan 16.11.1999
günlü. E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı karara karşı, davacı temyiz isteminde
bulunmakta ve karan bozulmasını istemektedir.
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın
incelenmesinden, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka
uygun bulunduğu dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte olmadığı an-
laşıldıgından.
davacının temyiz isteminin reddine. Danıştay Altıncı Dairesinin 16.11.1999
günlü, E:1998/4461, K:1999/5753 sayılı kararının onanmasına, 29.9.2000 günü
oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
... İli ... İlçesi ... Beldesindeki taşınmazı,
Turizm Bakanlığınca onaylanan imar planı doğrultusunda parselasyon işlemine
tabi tutulan davacı, parselasyon işlemine 13.11.1996 tarihinde itiraz etmiş:
davalı belediye bu başvuruya verdiği cevapta, itirazının yerinde olduğunu,
mağduriyetinin asgari düzeye indirileceğini davacıya bildirmiştir. Geçen süre
içinde davalı idareden konuyla 11-gili başka bir bilgi alamayan davacı.
13.4.1998 tarihinde tekrar davalı belediyeye başvurup, arazisinin turizm
alanına ayrılmasının, tarım dışı amaçla kullanılmasının yerinde olmadığım
belirterek, arazisi üzerinde İmar Yasasının 18 inci maddesi uygulamasından
vazgeçilmesini istemiş: bu başvuruya davalı belediyece verilen 26.5.1998 tarihli
cevapta ise: parselasyon işleminin kesinleştiği davacıya bildirilmiştir. Bu
cevap üzerine davacı, söz konusu parselasyon işleminin dayanağı imar planıyla
birlikte iptali istemiyle bu davayı açmış bulunmaktadır.
Temyizen incelenen kararda da ifade edildiği
üzere, parselasyon işlemlerine karşı, idari dava açma süresine. İmar Yasasına
göre yapılan son ilan tarihini izleyen günün başlangıç alınması gerekmektedir.
Ancak ilgililerin bir aylık askı süresi içinde idareye başvuruları varsa ve bu
başvurular kabul edilmişse idari dava açma süresinin, idarenin daha sonra
olumsuz yönde tesis edeceği işleme kadar işlemeyeceği açıktır.
Dava konusu olayda, parselasyon işleminin,
davacının ilan süresi içinde yaptığı itirazın davalı belediyece kabul edilmiş
olması nedeniyle kesinleşmediği, anılan işlemin kesinleştiğinin bildirildiği
tarih itibariyle de davacının 2577 sayılı Yasanın 7 nci maddesine göre süresi
içinde dava açtığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Açıkladığım nedenle temyize konu Danıştay
Altıncı Dairesince verilen, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kararın
bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki karara karşıyım.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 1997/369
Karar No: 1999/1
ÖZETİ : 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi
uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan
davada,aynı zamanda imar planının da iptalinin istenmiş olması nedeniyle
davada bu hususun da incelenmesi gerektiği hk.-DD.101
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): ...
Karşı Taraf (Davalı)__________ ı ... Belediye
Başkanlığı
Vekili_______________________ ı Av. ...
İstemin Özeti____________ ı Aydın 1. İdare
Mahkemesince, Danıştay
Altıncı Dairesince verilen 11.3.1996 günlü,
E:1995/5304. K:1996/1061 sayılı bozma kararına uyulmayarak, davanın reddine
dair ilk kararında ısrarına ilişkin olarak verilen 1.10.1996 günlü, E:1996/895.
K:1996/1022 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti__________ ^Temyiz isteminin
reddi 11e usul ve hu
kuka uygun bulunan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet arslan'ın Düşüncesi
: Aydın 1. İdare Mahkemesinin temyize konu ısrar kararının, Danıştay Altıncı
Dairesinin 11.3.1996 günlü. E:1995/5304, K:1996/1061 sayılı bozma kararındaki
gerekçeler doğrultusunda bozulması gerektiği düşünülmektedir,
Danıştay Savcısı Emine Seyfi'nin Düşüncesi :
Danıştay 6.Dairesinin 11.3. 1996 gün ve 1061 sayılı bozma kararına uymayarak,
dava konusu istemin, yalnızca 3194 sayılı Yasanın 18.maddesine göre tesis
edilmiş olan parselasyon işlemi olduğu yolunda ısrar ederek davanın reddine
karar veren Aydın 1.İdare Mahkemesinin 1.10.1996 günlü, 1022 sayılı kararının
temyizine yönelik dilekçede öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddiyle idare
mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca gereği görüşüldü: Dava,
... İlçesi. '... Mahallesi. ... pafta. ... ada. ... parsel sayılı taşınmazın
3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyona tabi tutulmasına ilişkin
işlemi ile bu parselasyon işleminin dayanağını oluşturan 1/1000 Ölçekli
uygulama imar planının davacı parseline ilişkin kısmının iptali istemiyle
açılmış; Aydın 1. İdare Mahkemesinin. 21.2.1995 günlü. E:1991/1156. K:1995/231
sayılı kararıyla, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu
düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden, dava konusu parselasyon işleminin, imar planı ve mevzuata
uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacının temyiz istemi üzerine bu karar.
Danıştay Altıncı Dairesince, davacı tarafından söz konusu taşınmazı kapsayan
alanın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca parselasyona tabi tutulmasına
ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağını oluşturan 1/1000 ölçekli uygulama imar
planının kendi taşınmazı yönünden iptali istemiyle dava açıldığı halde, idare
mahkemesince yalnızca parselas-. yon işlemi incelenmek suretiyle karara
bağlandığı, ancak anılan parselasyon işleminin dayanağım oluşturan ve bu işlem
ile birlikte davaya konu edilen imar planı hakkında herhangi bir karar
verilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle uyuşmazlığa konu edilen imar planı da
incelenerek bir karar verilmek üzere 11.3.1996 günlü. E:1995/5304. K:1996/1061
sayılı kararla bozulmuştur.
Aydın 1. İdare Mahkemesi 1.10.1996 günlü.
E:1996/895. K:1996/1Û22 sayılı kararıyla: davacının gerek belediyeye verdiği
30.5.1991 günlü dilekçesinde, gerek dava dilekçesinde 3194 sayılı Yasanın 18.
maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptalini istediği. 1/1000
ölçekli uygulama imar planının iptalini istemediği, bu nedenle mahkemelerince
davanın bu yönüyle çözümlendiği, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden, dava konusu parselasyon işleminin imar planı ve mevzuata
uygun olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle Danıştay Altıncı Dairesinin bozma
kararına uymayarak davanın reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı bu kez. Aydın 1. İdare Mahkemesinin
1.10.1996 günlü. E:1996/895. K:1996/1022 sayılı ısrar kararının temyizen
incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından söz
konusu taşınmadı kapsayan alanın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca
parselasyona tabi tutulmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağım oluşturan
1/1000 ölçekli uygulama imar planının kendi taşınmazı yönünden iptali istemiyle
dava açıldığı ve dava dilekçesinde bu plana yönelik olarak, planın belediye
meclisinden geçirilmediği, askıya çıkarılmadığı, bu haliyle 3194 sayılı İmar
Kanununun 8 inci maddenin aykırı olduğu iddiasında bulunulduğu halde, idare
mahkemesince yalnızca parselasyon işlemi incelenmek suretiyle karar verildiği,
ancak anılan parselasyon işleminin dayanağını oluşturan imar planı hakkında
herhangi bir karar verilmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu edilen imar
planı da incelenerek bir karar verilmesi
gerektiğinden, bu-konu incelenmeden verilen
fcarar usul ve hukuka uygun bulunma
mıştır. _ . ' '
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin
kabulü ile Aydın 1. İdare Mahkemesinin 1.10.1996 günlü. E:1996/895, K:1996/1022
sayılı kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda
bozulmasına ve dosyanın Aydın 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine 8.1.1999 günü
oybirliği ile karar veri Tdi .
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No: 1999/240
Karar No: 2000/1165
ÖZETİ : Düzenleyici işlemin iptalini isteyen
tarafın aynı istemle açılmış olan başka bir dava sonucu verilen iptal kararının
gerekçelerini öğrenme hakkı olduğu açık olup. bunu sağlamak için aynı
düzenleyici işleme karşı açılan davalardan birinde verilen iptal kararının
gerekçesinin, karar verilmesine yer olmadığı karan ile diğerlerinde de yer
almasının uygun görüldüğü hk.-DD.105
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili________________ -._ Av. ...
Karşı Taraf (Davalı)____ : Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı
Davalı Yanında Davaya katılan : ... Üniversitesi
Rektörlüğü
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti_________ ı ... îli, ...
İlçesi. ... mevkiindeki ...
Devlet Ormanı içinde 192.0735 hektarlık alanda
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 21.8.1997 gününde re'sen onayladığı. ...
Üniversitesi ile ilgili 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan Alt Bölge Plan
Değişikliğinin. 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının ve 1/1000 ölçekli Uygulama
İmar Planının iptali istemiyle açılan dava sonunda, Danıştay Altıncı Dairesince
verilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin 24.11.1998 günlü. E:1997/6857.
K:1998/5790 sayılı kararı, davacı temyiz etmekte ve bağımsız hüküm kurulmasını
teminen bozulmasını istemektedir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Savunmasının
Özeti: Temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davalı Yanında Davaya Katılan ...
Üniversitesinin Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Nalan Terzi'nin
Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi :
Temyiz Dilekçesinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp Danıştay 6.Dairesince verilen kararın dayandığı hufcufci ve yasal
nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
Danıştay kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca gereği görüşüldü:
Dava. ... İli. ... İlçesi. ... mevkiindeki ...
Devlet Ormam içinde 192. 0735 hektarlık alanda Bayındırlık ve İskan Bakanlığının
21.8.1997 gününde re'sen onayladığı. ... Üniversitesi 1Te ilgili 1/50.000
ölçekli ... Metropoliten Alan Alt Bölge Plan Değişikliğinin. 1/5000 ölçekli
Nazım İmar Planının ve 1/1000 Öl-Çekli Uygulama İmar Plammn iptali istemiyle
açılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesi. 24.11.1998 günlü.
E:1997/6857. K.1998/5790 sayılı kararıyla bu dosyanın ve Dairelerinin
E:1997/7189. sayısında kayıtlı dosyanın incelenmesinden, iptali istenilen
planların Danıştay Altıncı Dairesinin 24.11.1998 günlü, E:1997/7189.
K:1998/5789 sayılı kararı ile iptal edildiği an-
1
aşıldığından, aynı konuda açılan bakılmakta olan davada yeniden karar
verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, dava konusu
21.8.1997 günlü, 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan Alt Bölge Plan
Değişikliği, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar
planının iptali istemi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına
ilişkin kararı vermiştir.
Danıştay Altıncı.Dairesi ... Belediye Başkanlığı
tarafından 1/50.000. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli aym imar planlarının iptali
istemiyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı açılan bir başka davada,,
vermiş olduğu 24.11.1998 günlü, E:1997/7189, K.-1998/5789 sayılı kararında,
Bakanlar Kurulunca ... İli. ... İlçesi, ... mevkiindeki ... Devlet Ormanı
içinde bulunan 160 hektarlık alanın 49 yıllığına ... Üniversitesine tahsisine
karar verildiği ve dava konusu planların da bu tahsis kararına dayanılarak
yapıldığının anlaşıldığı, -icesin izin ve tahsis kararlarının iptali istemiyle
açılan bir diğer davada Danıştay 6. ve 8. Daireleri Ortak Kurullarınca keşif ve
bilirkişi incelemesi de yapıldıktan sonra anılan işlemlerde kamu yaran açısından
hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın bu kısımlarının reddine karar
verilmiş ise de, bu kararın temyizi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri
Genel Kurulunun, E:1998/131. K;1998/296 sayılı kararıyla, vakıf yükseköğretim
kurumlarına kamu arazisi m tesislerinin tahsis edilebileceğine ilişkin 2547
sayılı Yüksek Öğretim Kanununa 3708 sayılı Kanunla eklenen ek 18. maddenin 1.
fıkrasının Anayasanın 130. maddesine aykırı olduğu, vakıf yükseköğretim
kurumlarına yap>lacak arazı ve tesislerinin tahsisi dahil, devlet yardımlarının
gerekleri, koşulları ve sınırlarının bir kanunla düzenlenmesi gerektiği
gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 29.6.1992 günlü. E:1991/21, K:1992/42 sayılı
kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle tahsis kararlarının hukuki dayanağının
kalmadığı belirtilerek ortak kurul kararının davanın reddine ilişkin kısmının
bozulmasına karar verildiği, bu durumda, hukuken geçerliliği kalmayan tahsis
kararlarına dayanılarak düzenlenen imar planlarının hukuki dayanaklarının
kalmadığı gerekçesiyle 1/50.000 ölçekli ... Metropoliten Alan Alt Bölge Plan
değişikliğinin, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının ve 1/1000 ölçekli Uygulama
İmar Planının iptaline karar vermiştir.
Bu karar taraflara tebliğ edilmiş ve davalı
idare tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı.
Danıştay Altıncı Dairesinde açmış oldukları E:1997/6857 sayılı davanın, davacı
ve dava nedenleri bakımından tamamen bağımsız bir dava olduğu, bu nedenle dava
sonunda, ... Büyükşehir Belediyesinin taraf olmadığı, tamamen bilgisi dışında
olan bir başka dava ile ilgi kurularak bakılan kendi davalarında "karar
verilmesine yer olmadığına" dair kurulan hükmün yerinde olmadığı, davanın
sonuna kadar takip edilebilmesi, yargılama aşamalarında kurulacak hükümlere
karşı gerekli yargı yollarına başvurma haklarını kullanabilmeleri açısından,
kendileri tarafından açılan bu davada bağımsız karar verilerek dava konusu
1/50.000. 1/5000. 1/1000 ölçekli planların iptaline karar verilmesi gerektiği
iddialarıyla daire kararının bozulmasını istemektedir.
Genel düzenleyici işleme karşı açılan davada
yargı yerince verilen iptal karan, bu düzenleyici işlem ile ilgili herkes için
hüküm ifade eder niteliktedir. Bu nedenle de düzenleyici işleme karşı açılan
müteakip davalarda, yargı ye-
rince
düzenleyici işlem daha önce iptal edilmiş olmakla tesis edildiği tarihten
itibaren hukuk aleminden kaldırılmış olduğundan, yeniden, iptal karan verilmesi
mümkün değildir. Ancak, bu düzenleyici işlemin iptalini isteyen tarafın, iptal
kararının gerekçelerini öğrenme hakkı olduğu da açıktır.
Sunu sağlamak için. aynı düzenleyici işleme
karşı açılan davalardan birinde verilen iptal kararının gerekçesinin, karar
verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlandırılan diğerlerinde de yer alması
uygun görülmüş olup: bakılan dava ile ilgili iptal gerekçesi bu nedenle
kararımıza alınmış bulunmaktadır.
Diğer taraftan, karar verilmesine yer olmadığına
ilişkin kararlara karşı da tarafların, kanun yollarına başvurma haklan olduğunda
kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim yargısal uygulamaların tamamı da bu
doğrultudadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin
reddine Danıştay Altıncı Dairesinin 24.11.1998 günlü. E:1997/6857. K:1998/5790
sayılı kararının yukarıda yer alan gerekçe ile birlikte onanmasına, 1.12.2000
günü oybirliği ile karar verildi
T.C.
DANIŞTAY
İdari Dava Daireleri
Genel Kurulu
Esas No :2001/880
Karar No:2003/662
Özeti: Yeterlilik belgesine sahip müellifçe
hazırlanmış bir imar planı değişikliği olmaksızın, "onay mercii" olan belediye
meclisi tarafından plan değişikliği yerine geçecek şekilde karar alınmasında
hukuki isabet bulunmadığı hakkında-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): ... Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av...
Karşı Taraf (Davacılar): 1-...
2-... 3-...
4~ -İstemin Özeti : ... İli ... İlçesi ...
Mahallesinde bulunan davacılara ait 118 ada, 34
parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda plan
değişikliği yapılması yolunda karar alınmasına
ilişkin
12.8.1996 günlü, 5/2 sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılan
davada; Ordu İdare Mahkemesince, Danıştay Altıncı Dairesinin 13.11.2000 günlü,
E:2000/2028, K:2000/5701 sayılı bozma kararına uyulmayarak dava konusu imar
planı değişikliği işleminin iptali yolunda verilen ilk kararında ısrar
edilmesine ilişkin 7.6.2001 günlü, E:2001/261, K:2001/437 sayılı kararı, davalı
idare temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Davalı belediyenin meclis
kararıyla plan değişikliği yaparak uygulamaya koyduğunu, bu nedenle temyiz
isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiğini savunmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi Mürteza Güler'în
Düşüncesi: Uyuşmazlığa konu olayda mevzuata ve usulüne uygun yürürlüğe konulmuş
bir plan değişikliği kararı bulunmadığından dava konusu meclis kararında hukuka
uyarlık bulunmadığı, bu nedenle İdare Mahkemesinin ısrar kararının onanması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi:
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49 uncu maddesinin 1 İnci fıkrasında belirtilen nedenlerden
hiçbirisine uymayıp, İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının dayandığı hukuki
ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
İdare Mahkemesi ısrar kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MÎLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel
Kurulunca gereği görüşüldü: Dava; davacıların maliki oldukları ... İli, ...
İlçesi, ... Mahallesi, 118 ada, 34 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda
plan değişikliği yapılması yolunda alınan 12.8.1996 günlü, 5/2 sayılı belediye
meclis kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Ordu İdare Mahkemesinin 26.10.1999 günlü,
E:1998/767, K:1999/756 sayılı kararıyla; İmar Planı Yapımını Yükümlenecek
"Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliğinin 7. maddesi ve İmar
Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 5. maddesi
uyarınca ara kararı ile, davalı idareden dava konusu plan değişikliğini
hazırlayan müellefin yeterlik karnesi ve değişikliğe ilişkin raporun
istenildiği, gönderilen cevap yazısında imar planı değişikliği için henüz plan
değişikliğini hazırlayan müellife başvurulmadığının belirtildiği; davalı
idarece, plan değişikliği öncesinde mevcut bağlantı yolunun yapılaşmaya imkan
vermeyen artık parseli bulunan 34 sayılı parsele kaydırılarak, 36 sayılı
parselde ikinci bir yapının yapılabilmesi olanağı yaratılmak suretiyle planlama
ilkelerine uygun davranıldığı iddiasında bulunulduğundan uyuşmazlığın özünü,
mevcut imar planındaki yolun kaydırılmasıyla 34 sayılı parselin karşısındaki 36
sayılı parselde ikinci bir yapı yapılıp yapılamayacağı oluşturduğu, dosyada
mevcut bilirkişi raporu da incelenerek yolun, onanlı imar planındaki gibi 7
metre olması durumunda 36 sayılı parsele ait taşınmazda İkinci yapı
yapılabileceği, ancak yolun meclis kararında olduğu gibi 8 metre olarak kabulü
halinde ise her iki taşınmazda yapı yapabilme olanağı bulunmadığı sonucuna
ulaşıldığı, dava konusu plan değişikliğinin plana işlenmemiş olmasına karşın
İmar Kanununun 8. maddesi uyarınca onanmış olduğu ve onaylı plan değişikliğinde
de kaydırılan imar yolu 8 metre olarak düzenlendiğinden yalnızca yolun
kaydırılmasını esas alan ve genişletmeyi devre dışı bırakan davalı idare
savunmasına ve bilirkişi raporuna itibar etme olanağı bulunmadığı; İmar
planlarının yapımı ve değişiklikleri sürecinde yeterliliği haiz bir müellif
bulunması zorunluluk olup, bu zorunluluğun nedeninin bu gibi işlerin yeterli
formasyona sahip kişilerce ilgili disiplin ilkelerine ve imar mevzuatına ve
dolayısıyla kamu yararına uygunluğunu sağlamak olduğu, olayda davalı idarece
düzenlemeye uygun olarak değişiklik sürecinde müellif İstihdam edilmeksizin veya
İş ihale edilmeksizin konu hakkında bilgi ve yeterliliğe haiz olduğu ortaya
konulmayan kişilerce plan değişikliği hazırlanıp onaylanmasının hukuka aykırı
olduğu,
bu hukuka aykırılıkla birlikte, plan değişikliğinin sebebinin salt kamusal
yararı sağlamak amacına yöneldiği savının hukuki temellerinin de dayanaksız
olduğu, bu durumda imar mevzuatı hükümlerine aykırı olarak oluşturulan ve buna
bağlı olarak sebebinin kamusal yarar olduğu ortaya konulamayan dava konusu plan
değişikliği işleminde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem
iptal edilmiştir.
Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda, Danıştay
Altıncı Dairesinin 13.11.2000 günlü, E:2000/2028, K:2000/570l sayılı kararıyla;
olayda henüz yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanmış ve belediye
meclisince usulüne göre onaylanmış ve yürürlüğe girmiş bir planın varlığından
söz edilmesinin mümkün olmadığı, İdare Mahkemesince dava konusu belediye meclisi
kararının plan değişikliği gibi kabul edilip incelenmesinde ve buna göre karar
verilmesinde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare
Mahkemesi bozma kararına uymayarak dava konusu işlemin iptaline dair ilk
kararında ısrar etmiştir.
Ordu İdare Mahkemesi 7.6.2001 günlü, E:2001/261,
K:2001/437 sayılı ısrar kararında; imar mevzuatı hükümlerine aykırı olarak
oluşturulan, tersimatı yapılıp ilan edilmiş, uygulama işlemi de tesis edilmemiş
olmasına karşın fiili uygulamalara sebep oluşturabilecek olan ve sebep ikame
eden, kendi özündeki sebebin ise kamusal yarar olduğu ortaya konulamayan dava
konusu plan değişikliği işleminde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, ilk
verdiği karara ilişkin gerekçeye ilave yaparak dava konusu işlemin iptaline
hükmetmiştir.
^ Davalı idare; ortada belediye meclisince
usulüne uygun olarak onaylanmak suretiyle yürürlüğe girmiş, imar mevzuatında
öngörülen sürecin tam olarak yerine getirildiği bir İmar planı değişikliğinden
sözedilemeyeceğini öne sürerek, Ordu İdare Mahkemesince verilen ısrar kararını
temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
3194 sayılı İmar Kanununun 8/b maddesinde imar
planlarının nazım imar planı ve uygulama imar planından meydana geldiği, mevcut
ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğunun sağlanarak
belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planların ilgili
belediyelerce yapılacağı veya yaptırılacağı, belediye meclisinde onaylararak
yürürlüğe gireceği, bu planların onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca
bir ay süre ile ilan edileceği ve bir aylık ilan süresi İçinde planlara itiraz
edilebileceği, belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve
planların belediye meclisince onbeş gün içinde kesin karara bağlanacağı kuralı
yer almıştır.
İmar Planı Yapımını Yükümlenecek Müellif ve
Müellif Kuruluşlarının Yeterlik Yönetmeliğinin 7. maddesinde de; "planlama
işlerin yapılması veya yaptırılmasında belediyeler, valilikler ve diğer ilgili
idareler bu Yönetmelik hükümlerine uymakla yükümlü olup, Yönetmelikte belirtilen
yeterlilik gruplarına uygun olarak yeterlik belgesine sahip müellif veya müellif
kuruluşlarına işi ihale etmek veya kendi planlama bürolarında bu planlama
sürecinde işle ilgili yeterlilik belgesine sahip en az bir müellifi bu işte
istihdam etmek zorundadırlar", İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait
Esaslara Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde ise," imar planının ilgili idarece
doğrudan doğruya yapılması durumunda ilgili idarenin planların hazırlanmasında
geçerli olan yeterliliği haiz olması şarttır" hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümlerin birlikte
değerlendirilmesinden, yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanan imar
planlarının belediye meclisinin onayıyla yürürlüğe gireceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu belediye
meclis kararında; "... ve isa'ların arsalarının arasından geçen yolun duvardan
itibaren 8 metre olarak açılmasına, imar planında İki ev arasındaki mesafe 20
metre gösterirken uygulamada arazide 16,15 metre gösterilmektedir. Bu nedenle,
yolun 8 metre olarak tanzimine ve ...'nın evinin duvar sınırına çekilmesine"
şeklinde İmar Kanununun 8. maddesine göre karar alındığı, mahkemenin 22.6.1999
günlü ara kararına davalı idarece verilen cevapta imar planı değişikliği için
henüz plan değişikliğini hazırlayan müellife başvurulmadığının belirtildiği
anlaşılmaktadır.
Mevcut
bir imar planında değişiklik yapılabilmesi için, öncelikle yeterlilik belgesine
sahip müellifçe plan değişikliğinin hazırlanması ve sonrasında hazırlanmış olan
plan değişikliğinin belediye meclisince onaylanması zorunlu olduğuna göre;
yeterlilik belgesine sahip müellifçe hazırlanmış bir imar planı değişikliği
olmaksızın, "onay mercii" olan belediye meclisi tarafından plan değişikliği
yerine geçecek şekilde dava konusu kararın alınmasında ve 3194 sayılı İmar
Kanununun 8. maddesine yollamada bulunarak alınan bu kararın bir plan
değişikliği şeklinde uygulamaya konulmasında mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesince verilen ısrar kararında, dava
konusu belediye meclis kararının belirtilen hukuka aykırılık hali tespit
edilmesine rağmen bununla yetinilmeyerek, usulüne göre yürürlüğe konulmuş bir
plan değişikliği varmış gibi uyuşmazlık sebep ve amaç unsurları yönünden de
incelenerek karar verilmiş ise de; belirtilen bu durum, dava konusu belediye
meclis kararının iptali yolunda verilen ve sonucu itibariyle hukuka uygun
bulunan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz
isteminin reddine, Ordu İdare Mahkemesinin 7.6.2001 günlü, E:2001/261,
K:2001/437 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasina,
9.10.2003 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Olayda, henüz yeterlilik belgesine sahip
müellifçe hazırlanmış ve belediye meclisince usulüne uygun olarak onaylanmış ve
yürürlüğe girmiş bir planın varlığından söz etmek mümkün olmadığından, dava
konusu belediye meclis kararının idari davaya konu olabilecek kesin ve
yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliği taşımadığı, bu nedenle dava konusu
belediye meclis kararını plan değişikliği gibi kabul edip incelemek suretiyle
karar veren İdare Mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla aksine
verilen karara katılmıyorum.