T.C
DANIŞTAY.
Altıncı Daire
Esas No:1998/6787
Karar No:1999/5568
ÖZETİ : Dava konusu işlem ile ilgili olarak
kesinleşmiş ve birbirine aykırı mahkeme kararlan bulunduğundan, kararın
yargılamanın yenilenmesine konu olabileceği hk.-DD.103
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Valiliği
Vekilleri_ ı Av.... - Av....
Karşı Taraf : ...
Vekili_____ L Av. ...
İstemin Özeti : Adana 2.İdare Mahkemesinin
9.7.1998 günlü, E:1998/729. K:1998/684 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savurmamn Özeti: Savunma verilmeniştir.
Tetkik Hakimi Aylin Bayram'in Düşüncesi :
Oosyamn incelenmesinden, dava konusu işleme ilişkin olarak kesinleşmiş
farklı mahkeme kararlan bulunması nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi
istemi kabul edilerek konu hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekirken
istemin reddinde isabet bulunmadığından mankene kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Tülin Özgenç'in Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal
nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MÎLLETÎ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
... İli. ... İlçesi. ... pafta, ... parsel
sayılı taşınmazın kamulaştırılması yolundaki 1.2.1993 günlü. 66 sayılı il
daimi encümeni kararının iptaline ilişkin 6.4.1994 günlü, E:1993-767.
K:1994-289 sayılı kararın yargılanmasının yenilenmesi istenilmiş, idare
mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 53. maddesinde belirtilen koşulların
bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş, karar davalı idare
vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Uusulü Kanununun
53. maddesinde Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden
verilen kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesinin işlenebilmesi için
sebepler sayılmış; l/h maddesinde, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan
bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/5242
Karar No:1999/5976
ÖZETİ : Mahallinde keşif ve bilirkişi
incelemesi yaptırılmasına ilişkin kararın taraflara keşif gününden makul
bir süre önce tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması
gerektiğinden, bu usule uyulmadan yaptırılan keşif «e bilirkişi incelemesi
sonucu düzenlenen rapor esas alınarak karar verilmesinde mevzuata uyarlık
bulunmadığı hk.-DD.103
Temyiz İsteminde Bulunan : Bayındırlık ve İskan
8akanlığı
Diğer Davalı : ... Valiliği
Karşı Taraf : ...
Vekili______ j_ Av. ...
İstemin Özeti___ -._ Samsun İdare Mahkemesinin
15.6.1998 günlü. E:1998/166.
K:1998/552 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun Düşüncesi :
Uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesinin
davalılardan Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, keşif gününden sonra
tebligat yapılması nedeniyle, katılımı sağlanmadan yapılması ve bu keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor esas alınarak dava konusu
işlemin iptaline karar verilmesinde yargılama usulüne uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasının uvgun olacağı düşünülmektedir.
Savcı Anıl Genc'in Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde Öne sürülen hususlar.
2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında
belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen
kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava...... İlçesi. ... Köyü kıyı kesimine
ilişkin 1/1000 ölçekli 21M-
IVb. 21M-IIIa. 21M-IIIb. 21M-IIc sayılı harita
paftaları üzerine çizilen kıyı kenar çizgisinin iptali istemiyle açılmış;
idare mahkemesince, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte
değerlendirilmesinden, kıyı kenar çizgisinin geçirildiği alanda yapılan
jeolojik, jeomorfolojik, topografik ve toprak Özelliği incelenmeleri sonucu
mevcut onanlı kıyı kenar çizgisinin bilimsel kriterlere uygun olmadığı
anlaşıldığından, tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle iptaline karar verilmiş: bu karar davalılardan Bayındırlık ve
İskan Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
31.maddesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlardan, keşif ve bilirkişi
incelemesi yaptırılması gibi konularda. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun 275.maddesinde mahkemenin, çözümü özel teknik bir bilgiyi
gerektiren hallerde bilirkişinin ay ve görüşünün alınmasına karar vereceği
hükmüne yer verilmiş, aynı Yasanın 364.maddesinde de keşfin ■fkt tarafın
usulen davet ediTdikten sonra vicahlannda ve davete icabet etmedikleri
halde gıyaplarında mahkeme veya tahkikat hakimi tarafından yapılacağı kuraT
altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu kıyı
kenar çizgisinin mevzuatta öngörülen ölçü ve ilkelere uygun olarak çizilip
çizilmediği husununun tespiti amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesinin
17.4.1998 gününde yaptırılmasına karar verildiği, bu kararın davalılardan
... Valiliğine 2.4.1998 gününde diğer davalı Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı'na 20.4.1998 gününde tebliğ edildiği, anılan bakanlıkça keşif ve
bilirkişi incelemesine ilişkin yazının keşif gününden sonra ellerine
ulaştığı gerekçesiyle usul yönünden bilirkişi raporuna itiraz edildiği,
idare mahkemesince de aynı davada davalı taraf olan ... Valiliğini temsilen
ilgili Bakanlığın ... İl Müdürlüğünde görevli elemanların keşfe katıldığı
belirtilerek, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesinin tekrarlanmasına
gerek olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu kıyı kenar çizgisinin
mevzuatta öngörülen ölçü ve ilkelere uygun olarak çizilip çizilmediği
husununun tespiti amacıyla yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesine
ilişkin kararın davacı ve davalılara keşif gününden makul bir süre önce
tebliğ edilerek tarafların keşfe katılmalarının sağlanması gerektiğinden, bu
usule uyulmadan yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen
rapor esas alınarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde mevzuata
uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, mahkeme kararında, Bayındırlık
ve İskan Bakanlığınca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılacağına ilişkin
2.4.1998 günlü mahkeme yazısının, bakanlığa keşif tarihi geçtikten sonra
20.4.1998 tarihinde tebliğ edildiğinden keşfe katılamadıklarının
belirtildiği, ancak aym davada davalı ...'Valiliğini temsilen ilgili
Bakanlığın ... İl Müdürlüğünde görevli elemanlarından ... ve ...'un keşfe
katıldıkları tespit edildiğinden yaptırılan keşif ve bilirkişi
incelemesinin tekrarlanmasına gerek olmadığına hükmedilmiş ise de. adı
geçen şahısların keşfe davalılardan ... Valiliğini temsilen katıldıkları.
keşfe Bayındırlık ve İskan Bakanlığım temsilen kimsenin katılmadığı gibi
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yine bu şahıslara bakanlığı temsil yetkisi
verilmediği an laşıldığından mahkeme kararının bu gerekçesi yerinde
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle. Samsun İdare Mahkemesinin
15.6.1998 günlü. E:1998/ 166, K:1998/552 sayılı kararının bozulmasına,
dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 23.11.1999 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/1024
Karar No:1999/1727
ÖZETİ : Özel çevre koruma bölgelerinin her
ölçekteki plan ve projelerini yapma ve onaylama yetkisinin özel çevre koruma
kurumu başkanlığına ait olması nedeniyle davalı idarece hazırlanarak
onaylanan 1/1000 ölçekli imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan
davada uyuşmazlığın işlemi tesis eden özel çevre koruma kurumu
başkanlığının hasım mevkiine alınarak çözümlenmesi gerektiği hk.-DD.101
Karşı
Taraf : 1- ...
2" Davacı Yanında Davaya Katılan : ...
İstemin Özeti : Adana 1.İdare Mahkemesinin
21.10.1997 günlü. E:1997/360. K:1997/1052 sayılı kdrarımn usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davacının Savunmasının Özeti: Temyiz edilen
kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun
olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Davacı Yanında Davaya Katılanın Savunmasının
Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi :
Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Savcı Habıbe Ünal'ın Düşüncesi : Temyiz
dilekçelerinde öne sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal
nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.- .
" Açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin
reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra ışın gereği görüşüldü:
Dava. ... İli. ... İlçesi. ... Beldesi. ...
Mahallesi. ... paftalarına yönelik 1/1000 ölçekli imar planı değişikliği ile
yapılan itirazın reddine ilişkin Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı'mn
18.11.1996 günlü, 3417 sayılı kararı ve 2.12.1996 günlü. 805 sayılı belediye
başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmış: idare mahkemesince, yerinde
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor ile
dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, imar
planı değişikliği onama sınırı içinde yer alan 100 metrelik sahil şeridinde
yapılaşmanın olmamasına karşın konut ve resmi kurum alanlarına
dönüştürülmesinin Kıyı Kanununun uygulanmasına dair yönetmelikte belirtilen
kısmi yapılaşmanın özüne uygun olmadığı. sosyal ve teknik alanların
kaldırılarak 9.500 m2 lik bir alanda konut kullanımı getirilmesiyle İmar
Plam Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair.Yönetmeliğin 22.
maddesindeki gerekliliğin gözardı edildiği, ayrıca uygulama imar planında
onama-sınırı dışında bırakılan hassas bölgenin onama sınırı içine alınarak
spor ve oyun alanı olarak belirlendiği, söz konusu alanın ... Deltası Özel
Koruma Alanı içinde bulunduğu, bu nedenle doğal sit sınırı içinde bulunan
alanlarda doğal yapının ve ekolojik dengenin korunması bakımından imar
planı ile harhangi bir kullanımın getirilmemesinin ve alanın karakteristik
özelliklerinin korunmasının uygun olacağı anlaşıldığından, dava konusu
işlemde kıyı kanunu ve uygulama yönetmeliği hükümlerine, imar planı
yapılması ve değişikliklerine dair yönetmelik hükümlerine.
şehircilik
ilkelerine ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş, bu .karar davalı idarelerce temyiz edilmiştir.
383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı
Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinde; özel çevre
koruma kurumu başkanlığının kurulması amacının. 2872 sayılı Çevre
Kanunu'nun 9. maddesine göre "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilen
ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve kullanma
esaslarını belirlemek.imar planlarım yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve
plan kararlarını revıze etmek ve resen onaylamak olduğu belirtildikten sonra
anılan başkanlığın çevre bakanlığına bağlı ve tüzel kişiliğe sahip
bulunduğu hükmü yer almış aynı kararnamenin 10. maddesinde de. Özel çevre
koruma bölgelerinin her ölçekteki plan ve projeleri yapma ve onaylama
yetkisi kurum başkanlığına verilmiştir.
Yukarıda yer alan düzenleme ile tanınan yetkiye
dayanılarak ... Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesinin 1/25.000 ölçekli çevre
düzeni planının koruma kurumu başkanlığınca yapılması. ... Beldesi, ...
Mahallesinin yeraldığı 1/1000 ölçekli ... ve ... paftalarına yönelik imar
planı değişikliğinin hazırlanarak 26.1.1996 tarihinde onaylanması nedeniyle
dava konusu işlemi tesis eden özel çevre koruma kurumu başkanlığının hasım
mevkiine alınarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle. Adana 1.İdare
Mahkemesinin 21.10.1997 günlü. E:1997/360, K:1997/1052 sayılı kararının
bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 24.3.1999 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/2164
Karar No : 2003/5645
Özeti : Anayasa Mahkemesinin 1.2.2001 günlü,
24305 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 6 ay sonra yürürlüğe giren
15.5.1997 günlü, E:1996/72, K:1997/51 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar
Kanununun 42. maddesinin 5. fıkrasının iptal edilmiş olması nedeniyle, bu
madde uyarınca davalara bakan sulh ceza mahkemelerinin görevlen ve söz
konusu mahkemelerce verilen kararların hukuken kesin olduğu yolundaki hüküm
de kaldırıldığından, davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki kararda
isabet bulunmadığı hakkında.-DKD.4
Temyiz İsteminde Bulunan :...
Karşı Taraf :... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av...
İstemin Özeti : İzmir 3. İdare Mahkemesinin
9.1.2002 günlü, E:2001/980, K:2002/l sayılı kararının usul ve yasaya aykırı
olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Gonca Temizhan'ın
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi
:Dava, davacıya 3194 sayılı kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası
verilmesine ilişkin ... Belediye Encümen kararının iptali istemi ile
açılmış, İdare Mahkemesince dava süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davanın ... 1.
Sulh Ceza Mahkemesinin 11.9.2001 gün ve E:2001/110,K:2002/141 sayılı görev
ret kararı üzerine açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, anılan görev ret karan üzerine
açılan davanın süresinde olup olmadığı araştırılmadan verilen İdare
Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz
isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacıya, ..., 5697 Sokak, 30483 ada, 8
sayılı parselde bulunan taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapı nedeniyle 3194
Sayılı Yasanın 42. maddesi uyarınca 23.312.350.000- lira para cezası
verilmesine ilişkin 12.6.2001 günlü, 1219 sayılı belediye encümeni kararının
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden,
dava
konusu belediye encümeni kararının davacıya 2.7.2001 tarihinde tebliğ
edildiği, bu tarihten itibaren 60 günlük yasal dava açma süresi içinde
açılması gerekirken 24.10.2001 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunduğu
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
2577 Sayılı Yasanın 9. maddesinin 1.
fıkrasında: " Çözümlenmesi Danıştay'ın, idare ve vergi mahkemelerinin
görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış, bulunan
davaların, görev noktasından reddi halinde bu husustaki kararların
kesinleşmesini izleyen günden İtibaren otuzgün içinde görevli mahkemede dava
açılabilir, görevsiz yargı merciine başvurma tarihi Danıştay'a, İdare ve
Vergi Mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir," hükmüne yer
verilmiştir.
Mahkemelerin görev yönünden redde ilişkin
kararlarının yargı yoluna değiştirmeleri nedeniyle bu kararlara karşı temyiz
yoluna başvurulması mümkündür.
Öte yandan Anayasa Mahkemesinin 1,2.2001 günlü,
24305 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 6 ay sonra yürürlüğe giren
15.5.1997 günlü E:1996/72, K:1997/51 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar
Kanununun 42. maddesinin 5. fıkrası İptal edilmiş olması nedeniyle bu madde
uyarınca davalara bakan ... Ceza Mahkemelerinin görevleri ve söz konusu
mahkemelerce verilen kararların hukuken kesin olduğu yolundaki hüküm de
kaldırılmış bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu para
cezasına karşı ... 1. Suth Ceza Mahkemesinde İtirazda bulunulduğu ve anılan
mahkemenin 11.9.2001 günlü yasal yollar açık olmak üzere verdiği görev ret
kararı üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşıldığından, davanın
süresinde açılıp açılmadığı hususunun yukarıda yer alan Yasa hükümleri ve
Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, davanın süreaşımı nedeniyle reddi
yolundaki kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 3.İdare
Mahkemesinin 9.1.2002 günlü, E:2001/980, K:2002/l sayılı kararının
bozulmasına, 10.120.000- lira karar harcı İle fazla yatırılan 7.530.000-
lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 11.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1999/2712
Karar No:2000/2819
ÖZETİ : İdari yargılama usulünde, ilgililerin
fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tam yargı davası açabi1melerine
olanak tanınmadığı hk.-DD.105
Temyiz İsteminde Bulunan : 1- ... Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av. ..,
2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
.Vekili : Av. ... Karşı
Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 5.İdare Mahkemesinin
31.12.1998 günlü. E:1998/ 572, K:1998/1164 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Sedef Polat'ın Düşüncesi
: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Günay Erden'in Düşüncesi :
Davacının, idari yargıda açtığı tam yargı davasında istemle sınırlı olarak
tazminata hükmedilmesi ancak bilirkişi raporunda belirtilen zarar
miktarının isteminden daha fazla olması nedeniyle, fazlaya ilişkin maddi
haklarının tazminat olarak ödenmesi isteminin cevap verilmemek suretiyle
zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile 207.205.000. TL' sının yasal
faiziyle birlikte Ödenmesine dair idare mahkemesi kararının bozulması
istenilmektedir.
İdari Yargılama Usulü Kanununda, ilgililerin
fazlaya ilişkin maddi haklarının saklı tutarak tam yargı davası
açabilecekleri yolunda bir hükme yer verilmediğinden adı geçenin 1993
yılında açtığı davada, bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarının bu
davada hükmolunan tazminat miktarını aşan kısmının tazmini istemiyle
yaptığı başvurusu üzerine açılan davanın bu nedenle reddi gerektiğinden
temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADIM
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin
de fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla açtığı-tazminat davasının
31.12.1996 günlü. E:1993/524, K:1996/1697 sayılı karar ile istemle sınırlı
olarak kabul edilerek tazminine karar verilen tazminat miktar ile bilirkişi
raporunda tespit edilen zarar tutan arasındaki 207.205.000.- lira farkın
yapının yıkım tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte
tazmini ve bu farkın ödenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun
cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle
açılmış, idare mahkemesince; mahkemenin E:1993/524 esas sayısına kayıtlı
dosyasında, bilirkişilerce 'davacı zararının 586.037.812_ lira olduğunun
tesbıt edildiği, bilirkişi raporuna yapılan itirazların reddedildiği,
mahkemenin 31.12.1996 günlü. E.1993/524, K:1996/1697 sayılı karan ile
tazminat isteminin kabulüne karar verildiği. bu kararın Danıştay 6.
Dairesinin ■ 27.10.1998 günlü. E:1997/3029. K:1998/4924 sayılı kararı ile
onandığından fazlaya ilişkin 207.205. 000.- lira tazminat isteminin davalı
idarece zımnen reddine ilişkin işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulü
ile davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödemesine
karar verilmiş, karar davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden. ... İlçesi, ...
Mahallesi. ... pafta. ... ada. 38 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan
yapının yıktırılması nedeniyle davacı tarafından uğramldığı öne sürülen
583.000.000.-lira maddi, 750.000.000.- lira manevi zararın en yüksek banka
faiziyle tazmini istemiyle açtığı davada. İstan-
bul
5. İdare Mahkemesinin 31,12.1996 günlü, E:1993/524, K:1996/1697 sayılı
kararı ile 378.832.000.- lira için maddi tazminat İsteminin kabulü ile
davacıya yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat
istemi ile manevi tazminat istemine yönelik olarak davanın reddine karar
verildiği, bu kararın Danıştay 6. Dairesinin 27.10.1998 günlü. E:1997/3029.
K:1998/4924 sayılı karan ile onandığı, davacı tarafından anılan tazminat
davası nedeniyle bilirkişi incelemesi sonucunda davacı zararının
586.037.812.- lira olduğunun tesbit edildiği, daha Önce fazlaya ilişkin
haklarının saklı kalması koşuluyla tazminat davası açtığından
bilirkişilerce saptanan maddi zarar ile mahkemece istemiyle sınırlı olarak
kabul edilerek tazminine hükmedilen tazminat arasındaki farkın yıkım
tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte Ödenmesi istemiyle bakılmakta
olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdari Yargılama Usulünde, ilgililerin fazlaya
ilişkin haklarını saklı tutarak tam yargı davası açabilmelerine olanak
tanınmamıştır.
Bu durumda, davacı tarafından daha önce açılan
tazminata ilişkin davanın Mahkemenin 31.12.1996 gün ve E:1993/524.
K:1996/1697 sayılı kararıyla sonuçlan-dınldığına göre, bu defa mahkemece
hükmolunan tazminat miktarım aşan kısmın tazmini istemiyle açılan davada
süre aşımı bulunduğu açık olduğundan tazminata hükmedilmesine ilişkin
mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 5.İdare
Mahkemesinin 31.12.1998 günlü. £:1998/572, K:1998/1164 sayılı kararının
bozulmasına, 11.5.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2003/812
Karar No : 2003/4044
Özeti: İptal davalarında kabulün, dava konusu
işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması biçiminde ortaya
çıkması gerektiğinden, dava konusu işlemi tesis eden ve bu işlemi geri
almaya veya kaldırmaya yetkili olan belediye meclisince bu konuda bir karar
alınmamış olması nedeniyle, davalı idare tarafından salt davanın kabul
edildiğine ilişkin bir dilekçe verildiğinden bahisle davanın bu yönde
sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan:... Büyükşehir
Belediye Başkanlığı
Vekili : Av...
Karşı Taraf :...
Vekili : Av...
İstemin Özeti : Ankara 3. İdare Mahkemesinin
14.11.2002 günlü, E:2002/84, K:2002/1653 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması İstenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Berberoğlu'nun
Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay
Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen
hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.
fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince
verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle
İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, ... İlçesi, 16614 ada, 1 parsel
sayılı taşınmazın belediye hizmet alanından çıkarılarak akaryakıt satış ve
servis istasyonu alanına alınmasına ilişkin 1/2000 Ölçekli nazım imar planın
değişikliğine yapılan itirazın reddine ilişkin 2.11.2001 tarihli, 580 sayılı
belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılmış; idare Mahkemesince,
dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu parselin Akaryakıt istasyonu ve
Ticaret Merkezi olarak belirlenmesine yönelik daha önce yapılan plan
değişikliğinin iptali istemiyle ... Belediye Başkanlığı tarafından açılan
dava sonucunda, parselin akaryakıt istasyonu olarak belirlenmesinin uygun
olmadığı gerekçesi ile işlemin iptali yolunda verilen Ankara 9. İdare
Mahkemesinin 5.5.1996 tarihli, K:1997/581 sayılı kararının Danıştay Altıncı
Dairesinin 27.11.1997 tarihli, E:1996/6293f K:1997/5365 sayılı kararı ile
bozulması üzerine anılan Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu
akaryakıt istasyonunun Şehrin giriş ve çıkışında öngörülmesi, taşınmazın
akaryakıt istasyonu için uygun bir alan olması, yakın çevrede konut alanı
bulunmaması, risk planlaması açısından bir sorun görülmemesi, taşınmazın
ulaşım sistemi, konumu açısından akaryakıt istasyonu için uygun bir alan
olması yolundaki belirlemeler karşısında nazım imar planı değişikliğinde
hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle 25.6.1999 tarihli, K.1999/707
sayılı karar ile davanın reddedilmesi sonrasında yargı kararını uygulaması
amacıyla uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği sonucuna varıldığından
dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın
reddine karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz
edilmiştir.
Temyiz dilekçesinde davalı idare vekili
tarafından, dava devam ederken verilen dilekçe ile davanın kabul edildiği
ileri sürülmekte ise de, İdare Hukukunda, iptal davasında kabulün, dava
konusu işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması biçiminde
ortaya çıkması gerektiği açıktır. Ayrıca bir iptal davasının konusuz
kalabilmesi için, işlemin tesis edildiği andan itibaren doğurduğu tüm
hukuksal sonuçlarıyla birlikte geri alınması gerekmektedir. Bir idari
işlemin geri alınmasıyla iptal kararının doğurduğu tüm hukuksal sonuçların
doğacağı da tartışmasızdır.
Bu itibarla, dava konusu işlemi tesis eden ve
bu işlemi geri almaya veya kaldırmaya yetkili olan belediye meclisince bir
karar alınmamış olması nedeniyle, salt davanın kabul edildiğine ilişkin bir
dilekçe verildiğinden bahisle davanın sonuçlandırılması mümkün değildir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi
yolundaki temyize konu Ankara 3. İdare Mahkemesinin 14.11.2002 günlü,
E:2002/84, K:2002/1653 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi
bulunmadığından, bozma istemi yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının
onanmasina, fazla yatırılan 11.970.000.- lira harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 18.6.2003
gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2004/359
Karar No : 2004/1691
Özeti : Davacıların murisinin, askerlik
görevinin ifası sırasında 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara
depreminde göçük altında kalarak vefat etmesinde davalı idarenin hizmet
kusuru bulunduğundan davacılara maddi ve manevi tazminat ödenmesi gereği,
belirli bir miktar paraya ilişkin olarak saptanan ve manevi zararın telafisi
için hükmedilecek manevi tazminata idareye başvuru tarihinden itibaren faiz
yürütülmesinin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun
gereği olduğu ve avukatlık asgari ücret tarifesinde belirlenen avukatlık
ücretine ayrıca Katma Değer Vergisi ekleme olanağı bulunmadığı
hakkında.-DKD.5
Temyiz İsteminde Bulunan : 1-Milli Savunma
Bakanlığı
2-... kendi adına asaleten ...adına velayeten
...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : 1-... kendi adına asaleten
... adına velayeten ...
Vekili : Av....
2-Milli Savunma Bakanlığı
İstemin Özeti : Sakarya 1. İdare Mahkemesinin
3.4.2003 günlü, E:2001/443, K:2003/307 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Tarafların Savunmalarının Özeti : Temyiz edilen
kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun
olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Gonca Temizhan'ın
Düşüncesi : Temyize konu kararın maddi tazminat isteminin kabulü ile AYİM'e
dava açma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacılara Ödenmesine,
manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin bölümünde hukuka aykırılık
bulunmadığından onanması, manevi zararın telafisi için hükmedilen miktara,
idareye başvuru tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt
Faizine ilişkin Kanun uyarınca faiz yürütülmesi gerekeceğinden mahkeme
kararının manevi tazminat miktarına faiz uygulanması isteminin reddine
yönelik kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi :
Davacıların yakınının 17 Ağustos 1999 depreminde vefat etmesinden dolayı
talep edilen maddi ve manevi tazminatın yasal faziyle birlikte ödenmesine
karar verilmesi istemiyle açılan davayı mahkemece yaptırılan bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve dosyada bulunan diğer
belgelerin incelenmesi sonucunda destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan
maddi zararın AYİM'e davanın açıldığı 2.6.2000 terhinden itibaren yasal
faiziyle birlikte ödenmesine olay tarihi ile dava açma tarihleri arasındaki
faiz isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, fazla
olan kısmının reddine, manevi tazminata ilişkin faiz
isteminin reddine,kararın verildiği tarihteki
Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanan Avukatlık ücreti+KDV nin
taraflara ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararı taraflarca temyiz
edilmiştir.
Davacıların maddi tazminat isteminin kabulü ile
AYİM'e dava açma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte
Ödenmesine,manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin İdare Mahkemesi
kararında hukuka aykıılık ve anılan kararda 2577 sayılı yasanın 49.
maddesinde belirtilen bozma nedenleri bulunmadığından temyiz isteminin
reddiyle temyiz konusu İdare Mahkemesi kararının onanması; Diğer taraftan
temy
imar hukukcusu
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma:: 2007-06-05 (2050 okuma)
[ Geri Dön ]
|
|
|
|