T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/2116
Karar No:1999/2260
ÖZETİ : 2981 sayılı Yasa uyarınca tapu
verme işlemleri için belediyelere arsa
ofisinden görüş alma zorunluluğunu geti
ren işlemde.... mah. ... ada, ...parsel sayılı taşınmazdan söz edilmekte ise
de. esasen işlem olmadığından davacı belediyeni n 2981 sayı11 Yasa uyarınca
yaptığı girişimlerin Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün dava konusu işlemiyle
sonuçsuz kalması nedeniyle bu işleme karşı dava açılmakta menfaat
ilişkisinin bulunduğu hk.-DD.102
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Belediye
Başknlığı
Vekili____ ı Av. ...
Karşı Taraf : Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü
Vekili_____ ı Av. ...
İstemin Özeti : Ankara 4.İdare Mahkemesinin
13.1.1998 günlü. E:1997/1236. K:1998/30 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Sedef Polat'ın Düşüncesi : Temyiz
isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Dava, 2981
sayılı Yasaya göre tapu verme işlemleri için belediyelere arsa ofisinden
görüş alma zorunluluğu getiren 20.10. 1997 günlü, 7533 sayılı Arsa Ofisi
Genel Müdürlüğü işleminin iptali isteğiyle
açılmış, idare mahkemesince Man. ...
ada, ... parsel sayılı taşınmaza
ilişkin işlemin doğrudan doğruya davacı
belediyenin kişisel menfaatini ihlal eden bir yönü bulunmadığı gerekçesiyle
davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
Davacı belediyenin, kamu oyunda af yasası
olarak bilinen 2981 sayılı Yasayı uygulamak üzere yaptığı girişimin Arsa
Ofisi Genel Müdürlüğünün 20.10.1997 günlü. 7533 sayılı işleminden Ötürü
sonuçsuz kalması nedeniyle bu işleme karşı dava açmakta menfaat ilişkisinin
bulunduğunun kabulü zorunludur.
Açıklanan nedenle temyize konu idare mahkemesi
kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik
hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava. 2981 sayılı Yasa uyarınca tapu verme
işlemleri için belediyelere arsa ofisinden görüş alma zorunluluğunu getiren
20.10.1997 günlü. 7533 sayılı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü işleminin iptali
istemiyle açılmış, idare mahkemesince; dava konusu işlemin 2914 ada. 20
parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, uyuşmazlığın ise 3144 ada. 7 parsel
sayılı taşınmazın tapuya tescil edilmemesinden kaynaklandığı, bu taşınmazla
ilgisi olmayan başka bir taşınmaza ilişkin olarak tesis edilen işlemin
davacı belediyenin menfaatini ihlal eden bir yönü bulunmadığı gerekçesiyle
davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b bendi uyarınca reddine karar verilmiş,
karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın
incelenmesinden, davacı belediye başkanlığının ... Tapu Sicil Müdürlüğüne
hitaben yazdığı 20.10.1997 günlü, 2580 sayılı yazıda; 3144 ada, 7 parsel
sayılı taşınmazın 2981 sayılı Yasa uyarınca hak sahipliği kabul edilen
işgalcisi ...'a tapusunun verilmesinde sakınca bulunmadığının belirtildiği,
tapu sicil müdürlüğünün 12.11.1997 günlü. 3347 sayılı cevabi yazısında, Arsa
Ofisi Genel Müdürlüğü'nün 20.10.1997 günlü, 7533 sayılı yazısı ile.
belediyelerin her türlü arazi ve arsanın satışı durumunda plandaki kullanım
amacı ne olursa olsun arsa ofisinden görüş alınmasının kanun gereği
olduğunun arsa ofisinin görüşünün alındığına dair yazının gönderilmesi
halinde işleme yön verileceğinin belirtildiği, dava konusu 20.10.1997
günlü, 7533 sayılı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü yazısında ise; ... Tapu Sicil
Müdürlüğünün 1.8.1997 günlü, 2563 sayılı yazısı ile K-113 pafta, 2914 ada.
20 parsel sayılı taşınmazın 2981 sayılı Yasa uyarınca tescilinin
yapılmasının ... Büyükşehir Belediyesi Mesken ve Gecekondu İşleri
Müdürlüğünce istendiği, bu konuda arsa ofisi'nin görüşünün alınmasına gerek
olmadığının belirtildiği ve bu işlemlerin yapılmasında Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğü' nün görüşünün aranıp aranmayacağının sorulduğu. 1164 sayılı Arsa
Ofisi Kanununun 8.maddesi uyarınca belediyelerin her türlü arazi ve arsanın
satışı durumunda. plandaki kullanım amacı ne olursa olsun Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğünden görüş alınmasının kanun gereği olduğu, bu nedenle satışı
istenilen taşınmazın ilgili tapu sicil müdürlüğünce satışına ait kararın,
tapu kaydının ve imar planının genel müdürlüğe gönderilmesi gerektiğinin
belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemde ... Mahallesi, ...
ada, ... parsel sayılı
taşınmazdan söz edilmekte ise de, iptali
istenilen işlem doğrudan ve amlan taşınmazlara ilişkin sübjektif nitelikte
bir işlem olmayıp, davacı belediyenin 2981 sayılı Yasa uyarınca yaptığı
girişimlerin Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün dava konusu işlemiyle sonuçsuz
kalması nedeniyle bu işleme karşı dava açmakta davacı belediyenin menfaat
ilişkisinin bulunduğu açıktır.
Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın esası
hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın ehliyet yönünden
reddedilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Ankara 4.İdare
Mahkemesinin 13.1.1998 günlü. E:1997/1236, K:1998/30 sayılı kararının
bozulmasına dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 27.4.1999 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY Altıncı Daire
Esas No : 2003/1712 Karar No : 2003/4221
Özeti: İmar planı değişikliği işlemine karşı,
uyuşmazlık konusu taşınmazın yakınındaki taşınmazın maliki olan kişinin dava
açma ehliyetinin bulunduğu hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan:... Petrol Ürünleri ve
Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av...
Karşı Taraf :... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Konya İdare Mahkemesinin
31.12.2002 günlü, E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun
Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi:
Mülkiyeti ... A.Ş'ye ait ... Mahallesi 62 ada, 2 parselin bulunduğu alanla
İlgili olarak imar tadilatı yapılması ve onanması ile parselasyon haritası
yapılması ve imara açılmasına ilişkin 2.10.2000 gün ve 5/25 sayılı 18.2.2002
gün ve 2/16 sayılı 22.10.2002 gün ve 4/16 sayılı meclis kararlarının iptali
istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden Konya İdare Mahkemesinin
31.12.2002 günlü E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararı davacı şirket
tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz dosyasının incelenmesinden;
İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal
denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun
sağlanmasında en etkin araçlardan birisinin iptal davaları olması, anılan
davaların açılmasında davacı olabilmek İçin menfaat ihlalinin yeterli
bulunması karşısında İmar planı tadilatının iptalini istemekte davacının
dava açma ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile
temyiz konusu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ... Mahallesi, 62 ada, 2 parsel
sayılı taşınmazın imar planında değişiklik yapılmasına ilişkin 2.10.2000
günlü 5/25 sayılı; 18.2.2002 günlü, 2/16 sayılı; 22.10.2002 günlü, 4/16
sayılı belediye mecüsi kararlarının iptali İstemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, ... A.Ş.'nİn mülkiyetindeki 62 ada,
2 parsel sayılı taşınmaza İlişkin plan tadilatının davacı ile ilgisi
bulunmadığından kişisel menfaatinin de ihlal edilmediği gerekçesiyle davanın
ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz
edilmiştir.
Dosyanın İncelenmesinden, davacının uyuşmazlık
konusu taşınmazın yakınında bulunan ve akaryakıt satış istasyonu olarak
kullanılan 1249 ada, 157 parsel sayılı taşınmazın
maliki olduğu, ... ait tekstil fabrikası olarak
kullanılan uyuşmazlık konusu taşınmazın özelleştirme idaresi tarafından ...
A.Ş.'ne satılmasından sonra tesis edilen dava konusu imar planı değişikliği
işlemlerinin hak ve menfaatlerini ihlal ettiği, plan tadilatının yapılması
sırasında imar mevzuatına uygun hareket edilmediği iddiaları ile bu davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği
üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat
yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri 'için
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak
tanımlanmış olup, bu davalar İdarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en
Önemli araçlardandır. Bu nedenledir ki iptal davasında davacı olabilmek için
"menfaat ihlali" yeterli görülmüş, davacı ile dava konusu işlem arasında
sadece meşru, kişisel ve güncel bir ilişkinin varlığı aranmıştır.
Bu anlayışla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 10.6.1994 günlü, 4001 sayılı Yasanın 1. maddesiyle değiştirilen 2.
maddesinin 1. bendinin (a) alt-bendinde yer alan "... kişisel haklan ihlal
edilenler..." ibaresi nedeniyle sözkonusu (a) altbent Anayasa Mahkemesinin
21.9.1995 günlü, E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararıyla Anayasaya aykırı
bulunarak iptal edilmiş, iptal davalarında menfaatleri ihlal edilenlerin
dava açabilecekleri esası benimsenmiştir. Kaldı ki sözkonusu iptal kararına
esas olan düzenlemede dahi "...çevre, tarihi ve ültürel değerlerin
korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren
hususlar hariç olmak üzere..." şeklinde sınırlama ile çevre tarihi ve
kültürel değerlerin korunması konularında açılacak davalarda dava açma
ehliyeti önceki düzenlemede olduğu gibi korunmuştur.
İdarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargısal
denetime açık olduğu hukuk devletinde idarenin hukuka uygunluğunun
sağlanmasında en etkin araçlardan biri "iptal davalaradır.
İptal davalarındaki sübjektif ehliyet koşulu
doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin
bir sorundur. Dolayısıyla sübjektif ehliyet koşulunun, idari işlemlerin
hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir
biçimde anlaşılması gerekmektedir.
Nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin
korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren
konularda sübjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak
yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat
niteliği kazanmıştır.
Bu saptamalar çerçevesinde uyuşmazlığa
bakıldığında, imar planlan kamu yararını ilgilendiren genel nitelikte
düzenleyici işlemler olduğundan, semt sakini sıfatıyla menfaatinin ihlal
edildiğinden bahisle dava açma hakkı bulunan davacının imar planı
tadilatının iptali istemiyle açtığı bu davada dava açma ehliyetinin
bulunduğu sonucuna varılmış, idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Konya İdare Mahkemesinin
31.12.2002 günlü, E:2002/1697, K:2002/1782 sayılı kararının bozulmasina,
16.090.000 lira karar harcı ile fazladan yatırılan 12.000.000.- lira harcın
temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 9.7.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2003/5595
Karar No : 2004/179
Özeti : Davacıların yapımcısı ve müellifi
oldukları imar planlarında değişiklikler yapılmış olması nedeniyle
değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açma
ehliyetlerinin bulunduğu hakkında.-DKD.4
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1)...
2)... Üretim Organizasyon A.Ş.
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Ay. ...
İstemin Özeti : İstanbul 2. İdare Mahkemesince
verilen 22.4.2003 günlü, E:2002/1555, K:2003/486 sayılı kararın usul ve
yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan'ın Düşüncesi :
Davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında değişiklikler
yapılması yolundaki işlem ile arasında sübjektif ehliyet koşulu olarak
menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması karşısında bu
işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunduğundan
temyize konu mahkeme kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu1 nun Düşüncesi
: ........................ köyü 111, 112,
116, 128 ve 130 sayılı imar adalarında bir
kısım yolların kapanması ve yeni yolların açılması ve diğer tadilatlarla
ilgili olarak 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar
planlarında değişiklik yapılmasına ilişkin 19.6.2001 günlü ve 2001/2-(71)
sayılı belediye meclis kararının iptali istemiyle açılan davayı ehliyet
yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması davacılar tarafından
istenilmektedir.
İdari işlem ile bu işleme karşı iptal dava
açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulunun menfaat ilişkisi
olduğu 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan
hükümden anlaşılmaktadır. Adı geçen bende göre iptal davalarının
"menfaatleri ihlal edilenler tarafından" açılabileceği belirtilmiştir.
İmar
Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 21.
maddesinde, plan müellifinin uygun görüşünün alınmasının şart olduğu
açıklanmış, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 2. maddesinde her
nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinde eser sahibinin
izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve
başka değiştirmeler yapılamayacağı öngörülmüştür.
Dosya içeriğinden, ...... Konut alanında 1/5000
ölçekli nazım imar planı ve 1/1000
ölçekli uygulama imar planının davacı şirketle,
S.S ......... Konut Yapı Kooperatifleri Birliği
arasında yapılan sözleşme üzerine davacı
şirketçe yapıldığı, plan müellifinin ise davacı ... olduğu, planların
belediye meclisi tarafından onaylanmasından sonra yapılan plan
değişikiikleri ile yeşil alanların rekreasyon alanına çevrildiği,
devamlılığı olan yoiu'n iptal edildiği, plan müellifi olarak davacılara plan
tadilatı ile ilgili başvurunun olmadığı öne sürülerek dava açıldığı
anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu, 1/5000 ölçekli nazım imar
planı İle 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılmasıyla
ilgili Belediye Meclis kararı, eser sahibi davacıların hukukunu
ilgilendirdiğinden, planı yapan davacılarla bu işlem arasında meşru, güncel
ve kişisel menfaat ilgisinin bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davayı ehliyet yönünden reddeden
mahkeme kararında isabet bulunmamaktad'r.
Açılanan nedenlerle, temyiz konusu mahkeme
kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLCTİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, İstanbul,..,,..., ... Köyü, 111, 112,
116, 128 ve 130 sayılı imar adalarında bir kısım yolların kapanması ve yeni
yolların açılması ile diğer tadilatlarla ilgili olarak mevcut 1/5000 ölçekli
nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında değişiklik yapılması
yolundaki 19.6.2001 günlü, 2001/2-(71) sayılı belediye meciis kararının
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyanın incelenmesinden,
yapımcı firma ve plan müellifi olarak davacılar tarafından hazırlanan imar
planlarının belediye meclisi tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmasından
sonra bölgede faaliyet gösteren ... Konut Yapı Kooperatifleri Birliği'nin
başvurusu üzerine dava konusu plan değişikliği işleminin tesis edildiği,
davacıların ilk imar planlarının yapımcı firması ve müellifi olmak dışında
söz konusu plan değişikliğinin kişisel menfaatini ihlal etmediği gibi
belediye ve mücavir alan sınırları içinde taşınmazları bulunduğu ya da
burada oturdukları yolunda bilgi ve belge de bulunmadığı anlaşıldığından
değiştirilen imar planlarının yalnızca yapımcı firması ve müellifi olma
sıfatının değişiklik işlemlerine karşı dava açma ehliyeti kazandırmayacağı
gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş; karar
davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde,
Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk
Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve
sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları
yoluyla sağlanır,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
8.6.2000 günlü, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği
üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat
yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri İçin
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak
tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı
yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşüiebilmesinin ön
koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes
tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa
neden
olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden
olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi
arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade
etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında
öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru
ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince
değerlendirilerek takdir edilecektir.
Öte yandan, 2.9.1999 günlü, 23804 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara
Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmeliğin 8. maddesiyle
İmar Planı Yapılması ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27.
maddesinin 1. fıkrasına "Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması
şarttır" şeklinde bir bent eklenmiştir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun
1. maddesinde genel anlamda "eser" tanımı yapılmış, 2. maddesinin 3.
fıkrasında her nevi planların fikir ve sanat eseri sayıldığı, 16. maddesinin
1. fıkrasında da, eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser
sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamayacağı,
hükme bağlanmıştır. Bu hükümler uyarınca planın teknik ve bilimsel fikir
eseri olarak korunduğu, eser sahibinin izni olmadıkça plan değişikliği
yapılamayacağı, planda değişiklik yapılabilmesi için plan müellifinin
muvafakatinin alınması gerekmektedir.
Buna göre, 5846 sayılı Yasada belirtilen
düzenlemenin uygulanması ve Yasa kapsamında bulunan planın eser olarak
korunması amacıyla plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınmasının
şart olduğu görülmektedir.
Dosyanın İncelenmesinden, ..... Konut
alanındaki 1/5000 ölçekli nazım, 1/1000
ölçekli uygulama İmar planlarının S.S.......
Konut Yapı Kooperatifleri Birliği ile davacı şirket
arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacı
şirketçe yapıldığı, plan müellifliğinin ise davacı ... tarafından
üstlenildiği, bu planların belediye meclisince onaylandığı, daha sonra bu
planlarda yapılan değişikliklerle yeşil alanların rekreasyon alanına
çevrildiği, devamlılığı olan yolun iptal edildiği, plan müellifi olarak
davacılara plan tadilatı ile İlgili herhangi bir başvuruda bulunmadığı ileri
sürülerek görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdari işlem ile dava açacak kişi arasında
öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru
ve güncel bir menfaat olması ölçütleri çerçevesinde, uyuşmazlık konusu
olayda, davacıların yapımcısı ve müellifi oldukları imar planlarında
değişiklikler yapılması, ayrıca plan müellifi olarak da görüşünün alınmamış
olduğunun öne sürülmesi karşısında planlarda değişiklik yapılmasına ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılan davada dava açma ehliyeti bulunmaktadır.
Bu durumda, dava konusu imar planlarında
değişiklik yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle davacıların dava
açma ehliyetinin bulunmasına karşın aksi yönde verilen temyize konu mahkeme
kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare
Mahkemesince verilen 22.4.2003 günlü, E:2002/1555, K:2003/486 sayılı
kararının bozulmasına, 16.090.000.-lira karar harcı ile fazladan yatırılan
11.970.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 14.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/4164
Karar No:1999/4196
ÖZETİ : Kamu yararını ilgilendiren genel
nitelikte düzenleyici işlem olan imar planına karşı semt sakini
(komşuluk) sıfatıyla menfaatin ihlal edildiğinden bahisle iptal davası
açılması olanaklı ise de kişisel çıkarları ihlal eden. somut, sübjektif
nitelikteki parselasyon işlemine karşı dayanılarak açılan davanın ehliyet
yönünden reddi gerekeceği hk.-DD.103
Temyiz
İsteminde Bulunan
Belediye Başkanlığı lu Av. -..
'I- paval_ı Jd?re .Ya_nında Vekili: Av. ...
Karşı Taraf
İstemin Özeti : Antalya 2.İdare Mahkemesinin
29.4.1998 günlü. E:1997/623. K:1998/391 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı
olduğu öne sürülerek bozulması İstenilmektedir.
Savunmanın Özetip Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi G.Filiz Ercan Aslantaş'ın Düşüncesi :
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemle kişisel ve meşru hak ve
menfaatinin ihlal edilmediği anlaşılan davacının sübjektif nitelikte düzenleyici
bir işlem olan parselasyon
işlemine
karşı açtığı davanın ehliyet yönünden reddi gerekeceğinden tesyıze konu idare
mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Savcı Turan Karakaya'mn Düşüncesi : Dava, ...
Merkez ... Mahallesinde bulunan ... ada ... parsel ve ... ada ... nolu
parsellerde düzenleme yapılmasına ilişkin belediye encümeni kararının iptali
istemi ile açılmış, idare mahkemesince dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, düzenleme yapılan
parsellerin başka şahıslara ait olduğu ve davacının komşuluk hukukuna dayanarak
bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda parselasyon işleminin iptalini istemede
meşru ve kişisel bir menfaati bulunmayan davacının, dava açaa ehliyetinin
bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açrklanan nedenlerle temyiz isterinin kabulü ile
idare- mahkemesi kararı-mn bozulması gerekeceği düşünül tektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karâr veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava.... Merkez ... Mahallesi. ... ada, ... ve ...
ada ... parsel sayı
lı taşınmazlarla ilgili olarak 3194 sayılı İmar Kanununun 18.maddesi uyarınca
yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılmış, idare Mahkemesince; dos
yanın incelenmesinden, dava konusu parselasyon işlemirtirr imar plarrr
bulunmayan
bir alanda yapıldığı anlaşıldığından mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle iptali
ne karar verilmiş, karar davalı idare ve raüdahil vekillerince temyiz
edilmiştir.
İptal davaları: kuraî olarak ilgililerin haklarını
v& çıkarlarım korumanın yanında, yürütme ve idarenin hukuka uygun davranmasını
gerçekleştirmeye yönelik, objektif ve soyut nitelikte bir dava türü olarak
teoride genel olarak ifade edilmekle birlikte istisnai olarak uygulamada
sübjektif ve somut nitelikte örnekler de içeren idari bir dava türüdür.
İptal davalarının, idari işlemlerin yetki, şekil,
sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olmalarından dolayı
menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı idare hukukunun genel
esasianndandır.
Dosyanın incelenmesinden ise, kişisel çıkarları
ihlal eden, somut, sübjektif nitelikte olan dava konusu parselasyon işlemine
karşı, parselasyon yapılan sınırlar içerisinde ayni hakkı bulunmayan davacı
tarafından komşuluk hukukuna dayanılarak dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu
nedenle dava konusu işlemle herhangi bir hak ve menfaati bulunmadığı anlaşılan
davacı tarafından açılan bu davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken mahkemece
işin esasına girilerek bir karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Diğer taraftan, davacı, uyuşmazlık konusu bölgedeki
imar planlarına karşı açtığı iptal davalarının esası hakkında karar verildiğini
ileri sürerek parselasyon işlemine karşı açılan davanın da esasının incelenmesi
gerekeceğini iddia etmekte ise de. imar planları kamu yararını ilgilendiren
genel nitelikte düzenleyici işlemler olduğundan semt sakini (komşuluk)
sıfatıyla menfaatinin ihlal edildiğinden bahisle dava açma hakkı olan davacının
aynı sıfatla sübjektif nitelikteki parselasyon işlemi için kişisel menfaatinin
ihlal edildiğinden bahisle dava açma hakkı olduğunu kabule hukuken olanak
bulunmamaktadır.
Açıklanan
nedenlerle temyize konu Antalya 2.İdare Mahkemesinin 29.4.1998 günlü.
E:1997/623. K-.1998/391 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 23.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.