imar

İmar Hukukçusundan Güncel Makaleler (imar)

imar hukuku (imar planları, arazi ve arsa düzenlemesi, kaçak yapı para cezası, inşaat ruhsatı vb.)dava dilekçe örnekleri

Tasnif edilmiş Danıştay Altıncı Dairesi İçtihatları

Danıştay imar ve imar hukuku içtihatları

imar hukuku ile ilgili terimler ve tanımlar


İmar Hukukçusu. Toki'den Ucuz Konut Satışı Devam Ediyor

+Hatalı ödemelerin geri alınması

+
18 uygulaması,

+
Danıştay içtihadı birleştirme kurulu kararı yargı kararının yerine getirilmemesi

+
Belediyelerin internet adresleri (web)

+
Görev tazminatı ile ilgili haberler

+
Konut finansmanı sistemine ilişkin çeşitli kanunlarda değişiklik yapılması hakkı

+
Toki'nin satılık evlerine yoğun talep var.

+
18. Madde uygulamasında hukuka aykırılık nedenleri imarhukukcusu cafer ergen

+Eski Haberler

+
2577 sayılı İYUK 7. Madde ile ilgili Danıştay İçtihatları

+657 sayılı Yasa uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu

+Radyoloji personelinin çalışma (mesai) saatleri

+
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu kapsamında Sayıştay Genel Kurulunun 14.6.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı.

· ANAYASA MAHKEMESİNİN "YÜRÜRLÜ?Ü DURDURMA" KARARLARI

· ANAYASA MAHKEMESİNE İPTAL İSTEMİYLE YAPILAN BA?VURULAR ÜZERİNE VERİLEN KARARLAR

· İmar Hukuku Terimleri Sözlüğü

· idare hukukcusu (idare hukuku)

idari yargı
İdari yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak yürütmeyi durdurma istekli iptal ve tam yargı dava dilekçesi örneğini görmek için buraya tıklayınız.

İmar

Tüm içeriği görmek için tıklayınız

İdare Hukuku

İDARE HUKUKU

imarhukukcusu.com tüm haberler

imar, Eski Haberler
21.09.12
· İmarda kısıtlılık sorunu sona eriyor (5 Yıl ile sınırlandırıldı)
16.09.12
· imar planları ve imar uygulamaları nedeniyle ücret
08.09.12
· Tazminat davasının süreaşımı nedeniyle reddi halinde maktu avukatlık ücreti
· İlan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planının şekil eksikliği nedeniyle
· Davanın niteliği itibariyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmas
· Özel parselasyon ile belirlenmiş bulunan umumi hizmet alanları
· İmar planı ile notu arasında birbirine aykırı hususların bulunması
· 5 yıllık inşaat ruhsatı süresi içinde yapı kullanma izin belgesi alınmaması hali
12.05.12
· Deprem nedeniyle oluşan zararda belediyenin kusursuz sorumluluğu yoktur
10.05.12
· Tapulu yerdeki yapı ruhsattsız da olsa 32. madde işletilmemişse tazminat gerekir
· Yeşil alan için yapılan bağış da DOP tan düşülür.
14.04.12
· Bam Adli Yargı Adalet Komisyonlarınca Bilirkişi Listelerinin Düzenlenmesi Hakkın
· Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
· Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
06.04.12
· Anayasa Mahkemesi’ne Göre 3194/42. Maddesinin Üçüncü Fıkrası (32 md)
· 42. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “…32…” ibaresi
01.04.12
· belediyelerin mimari projelerde meslek odasından ayrıca "proje onay belgesi" ist
· 125 nolu Danıştay Dergisi imar hukuku içtihatları
23.03.12
· Köy yerleşik alanı ve civarında imar yetkisi
· Yoldan İhdasen Oluşan Taşınmazlar Hakkında Yorum
· Anayasa Mahkemesi Kararı (Yoldan İhdas)
11.03.12
· Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı
05.03.12
· Çoğaltılmış Fikir Ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
14.02.12
· Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı
21.12.11
· Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (21 Aralık 2011-28149)
· İmar Davaları Kitabı Üçüncü Baskı 2011
06.12.11
· İmar hukuku içtihatları (Danıştay Dergisi 124)
23.10.11
· 3194 sayılı Kanunun 5940 sayılı Kanunla değişik 42. maddesi uyarınca para cezası
· 1608 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası verilmesine ve 1 kez yasaklanan faa
· Bedele Dönüştürülen Paya Takdir Edilen Karşılığın Artırılması Davası
· Cedit-Erenler-Topçular-28 Haziran Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı
09.09.11
· Her proje için müellif sicil durum belgesi alınması zorunlu
12.08.11
· Valilik görüşü alınmadığı gerekçesiyle yıkılamayacağı
· İmar planının yürütmesinin durdurulması üzerine yapının mühürlenmesi
· Ticaret alanında akaryakıt istasyonu yapılamaz
· müellif sicil durum belgesi ibraz edilmeden yapı ruhsatında hukuka uyarlık bulun
· Tadilat ruhsatının kat irtifakı sahibi kişilerin imzası, bu kişiler tarafından v
· 2981 sayılı Yasanın 10/b alanında 3194 sayılı Kanunun 18. madde uygulamasında DO
· Mutlak tarım arazileri
01.08.10
· www.idarehukuku.net Türkiye'nin İdare Hukuku - İdari Yargı Bilgilerine hoşgeldin
29.06.10
· Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
17.04.10
· Kaplıca izinlerini artık Valilikler verecek. Bakanlık yetkiyi devretti.
10.04.10
· Yeni imar para cezası hükümleri önceki (Kaçak yapı suçlarına) uygulanmaz.
08.04.10
· 3194/18 uyg. yapılmayan alanda kamulaştırma yapılabilir
03.04.10
· Nazım imar planının yürürlükteki 1/100000 ve 1/50000 ölçekli planlara uygun olma
28.01.10
· İmar planı ve inşaat ruhsatı iptali üzerine tazminat dava açma süresi
· Plan değişikliği isteminin reddi yolundaki işlemin değil doğrudan planın iptalin
· Planlı bir bölgede arazi ve arsa düzenlemesi yapılmadan kamulaştırma yapılması
· Dolgu alanında plan yapılabilmesi
· Binanın hukuken en son bittiği tarih

Eski Haberler

İmar hukuku ile ilgili Kanunlar

+imar kanunu (3194)
+il özel idaresi kanunu (5302)
+belediye kanunu (5393)
+büyükşehir belediyesi kanunu(5216)
+kamulaştırma kanunu (2942)
+kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu (2863)

+yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun (5366)
+yapı denetimi hakkında kanun (4708)
+gecekondu kanunu (775)
+imar ve gecekondu af kanunu (2981/3290)

İMAR HUKUKU İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLER

+belediyeler tip imar yönt.
+imar affı yönetmeliği
+plansız alanlar yönt.
+plan yapım yönt.
+koruma amaçlı im. pln. yönt.
+kıyı kanunu uyg. yönt.
+tarım alanları yönt.
+karayolları kenarlarında..yönt.
+18. madde uygulama yönt.
+plan müellifleri yönt.
+gecekondu yönetmeliği

+imar ile ilgili tüm yönet.

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SA?LIK SİGORTASI KANUNU

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Mevuzatı

idare hukuku (Danıştay) içtihatları

İdare hukuku İçtihatları

idare hukuku, iptal ve tazminat davası

İdari Yargıda (İdare Mahkemelerinde) açılacak Yürütmenin Durdurulması istekli iptal ve tazminat dava dilekçe örneği için tıklayınız.

İMAR

imar
içtihatları

Ankara Bölge İdare Mahkemesi

İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
Konya Bölge İdare Mahkemesi
Aydın Bölge İdare Mahkemesi
Edirne Bölge İdare Mahkemesi
Manisa Bölge İdare Mahkemesi
Ordu Bölge İdare Mahkemesi
Van Bölge İdare Mahkemesi
Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Sakarya Bölge İdare Mahkemesi
Samsun Bölge İdare Mahkemesi
Antalya Bölge İdare Mahkemesi
Gaziantep Bölge idare Mahkemesi
Denizli Bölge İdare Mahkemesi
Adana Bölge İdare Mahkemesi
İzmir Bölge İdare Mahkemesi
Erzurum Bölge İdare Mahkemesi
Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi
Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi
Bursa Bölge İdare Mahkemesi
Malatya Bölge İdare Mahkemesi
Sivas Bölge İdare Mahkemesi
Kayseri Bölge İdare Mahkemesi
Trabzon Bölge İdare Mahkemesi
İdari Yargı (İDARE HUKUKU) Kitapları (Yayınları)
Bölge İdare Mahkemelerinin İnternet (Web) Adresleri - Sayfaları
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİNİN İTİRAZ MERCİLERİ
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun
Devlet Memurları Kanunu
Danıştay Kanunu
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
İdari Yargılama usulü Kanunu
Hakimler ve Savcılar Kanunu
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Personel Rejimlerinin Düzenlenmesi ve 233 sayılı KHK''nin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

danıştayın imar hukuku süre kısmına ilişkin karar örnekleri 23
imar hukuku




Yeni Sayfa 31

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/872

Karar No:1999/934

ÖZETİ : 2942 sayılı Yasanın 13. maddesi hükmü uyarınca kamulaştırma işlemlerinin iptali istemiyle açılacak davalarda, öğ­renme tarihinin dava açma Süresinin baş­langıcına esas alınamayacağı, kamulaştır­ma işleminin 2942 sayılı Yasada hüküm al­tına alınan Özel usulüne göre tebligata çıkarılarak, tebliğ tarihini izleyen dava açma süresinin başlangıcına esas alınaca­ğı hk.-DD.101

Temyiz İsteminde Bulunan :.............

Vekili______ ı Av. ...

Karşı Taraf  : ... Özel İdaresi BaşkanlığıVekili       : Av....

İstemin Özeti. : Trabzon İdare Mahkemesinin 20-10.1997. günlü. E:1997/668. K:1997/946 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu Öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bu­
lunmadığından usul ve kanuna uygun olan k<jrann onanması gerekti|i Savunulmakta­
dır.                                            : .

Tetkik Hakimi Sedef Polat'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü -ile mah­keme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

.Savcı Habibe Ünal'ın Düşüncesi______ :_ Temyiz dilekçesinde öne sürülen hu­
suslar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında
belirtileri nedenlerden hiçbirisine uymayıp1 idare mahkemesince''verilen kararıp
dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerek­
tirir nitelikte, görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ışın gereği görüşüldü:

Dava....... Köyü. ... Kaplıcaları ... Mevkii. ... ada. ... parsel sa­
yılı taşınmazın ... Yayla turizm evleri, yayla evlen ve günübirlik tesislerin
yapılması amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin 16.2.1994 günlü". 49 sayılı il dai­
mi encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince: E:1996/9
esas sayılı acele el koyma ve tescil davasının görülmekte olduğu ... Asliye Hu­
kuk Mahkemesine -davacılar tarafından verilen 16.5.1997 günlü dilekçede, cenaze
nedeniyle kamulaştırma iştent'inin iptali istemiyle idare mahkemesine dava açama­
dıklarını belirttiklerinden dava konusu kamulaştırma işleminin 16.5.1997 gününde
davacıların ıttılaına girdiğinin kabulü ile bu tarihi izleyen günden itibaren
2942 sayılı Yasada öngörülen 30 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken
bu süre geçirilerek 20.6."1997 tarihinde açılan davada süreaşnmı bulunduğu gerek­
çesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar veril­
miş.karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2942- sayılı Yasanın 13. maddesinde, kamulaştırılması kararlaştırılan ta­şınmaz malın 7. maddedeki usule göre tespit edilen sahibi, zilyet ve diğer ilgi­lilerden adresi tespit olunanlara tebliğ edilmek üzere; kamu I aştırılacak malın kamulaştırılmasına uygun ölçekli bir plan veya ölçekli krokisi, kamulaştırma ka­rarı, takdir olunan kıymeti, kamulaştırma karşılığının veya ilk taksidinin milli bankalardan birine hak sahibi adına yatırıldığına dair belge, kamulaştırmanın hangi idare yararına yapıldığı ve açılacak davalarda husumetin kime yöneltilece­ği, bedelin bankaya yatırıldığı tarihten başlayarak 30 nün içinde notere verile­ceği, noterin 15 gün içerisinde belgeleri tebliğe çıkaracağı, doğrudan tebligat ile beraber yukarıda yazılı kararların ayrıca ilan olunacağı, ilanın kamulaştı-

rılması kararlaştırılan taşnnmaz malın bulunduğu yerin, herkese açık yerlerinden birine ve belediye dairesine veya köy odasına onbeş gün süreyle asılarak, kamu-laştınlacak taşınmaz malın bulunduğu yerde gazete çıkıyor ise gazetelerden bi­risinde belgelerin özeti en az bir defa yayınlanarak yapılacağı, yapılan araş­tırmalar sonucunda adresleri bulunamayan veya adreslerinde noter aracılığı ile tebligat yapılamayanlara, 7201 sayılı Tebligat Yasasının 28. maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat yapılacağı hüküm altına alınmıştır,

Dosyanın incelenmesinden. ... İlçesi Tapu Sicil Müdür!üğü■nün asliye hu­kuk mahkemesine hitaben yazdığı 13.5.1997 günlü yazı ekinde bulunan tapu kayıt­larında kamulaştırmaya konu taşınmazın 6/12 hissesinin .... 1/12'şer hissesinin de davacılara ait olduğu.   ../in öldüğünün belirtildiği anlaşılmaktadır.

2942 sayılı Yasanın yukarıda anılan maddesi hükmü uyarınca kamulaştırma işlemlerinin iptali istemiyle açılacak davalarda, öğrenme tarihinin dava açma süresinin başlangıcına esas alınamayacağı, kamulaştırma işleminin 2942 sayılı Yasada hüküm altına alınan özel usulüne göre tebligata çıkarılarak, tebliğ tari­hini izleyen günün dava açma süresinin başlangıcına esas alınacağı açıktır.

Bu durumda davacıların ve ..-.'in başka bir şahsın mirasçıları olup olma­dığının, mirasçı değilde hissedar ise yukarıda anılan hüküm uyarınca her hisse­dara ayn ayn noter aracılığıyla tebligat yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğinden, eksik inceleme sonucu verilen davanın süreden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Trabzon İdare Mahkemesinin 20.10.1997 günlü. E:1997/668. K:1997/946 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkeme­ye gönderilmesine 15.2.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/5181

Karar No:1999/5168

ÖZETİ_ :Deprem nedeniyle oluşan hak sahipliği konusunda nihai kararı verecek olan Bayındırlık ve İskan Bakanlığının tesis edeceği işlem üzerine dava açma süresinin belirlenebileceği hk.-DD.103

Temyiz İsteminde Bulunan: ... ■ Karşı Taraf  : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı

İstemin Özeti : Eskişehir İdare Mahkemesinin 11.2.1998 günlü.E:1997725/.. K:1998/45 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu Öne sürülerek bozulması istenilmektedir. '

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bu­lunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmata-dır.

Tetkik Hakimi Selçuk Topal'm Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu be­lirtilmiş olup, aynı kanunun 11.maddesinde ise ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce. idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan ma­kamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmez ise isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedil­miş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağının ve başvurma tarihine kadar geçen sürenin hesaba katılacağı hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden 1.10.1995 tarihinde ... ili ... içerisinde mey­dana gelen deprem felaketi nedeniyle davacının hak sahibi kabul edilmemesi üze­rine yaptığı itirazın 27.12.1995 günü mahalli komisyonca reddedilmesi üzerine 11.9.1996 günlü dilekçeyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine hak sahibi sayılmaması yolundaki işlemdeki hususların doğru olmadığı yolunda tespit yaptırdığı, dolayı­sıyla komisyon kararının tebliğ tarihi belli olmasa da hak sahibi sayılmadığın­dan bu tarihte haberdar olduğunun açık olduğu. 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi uyarınca bu işlemin iptali istemiyle dava açılabileceği gibi Bayındırlık ve İs­kan Bakanlığına başvurma yoluna da gidilebileceği; ancak bu sürenin dava açma süresi olan 60 günle sınırlı olduğu, bu başvurudan sonra 60 gün içinde idarece cevap verilirse bu ret işlemine ya da 60 gün içinde cevap verilmezse istek red­dedilmiş sayılacağından 2577 sayılı Yasanın 11.maddesinde belirtilen başvuruyla duran dava açma süresinden kalan süre içinde zımni ret işlemine karşı dava açıl­ması gerektiği, her durumda başvuru süresi ile dava açma süresinin (60+60) 120 günü geçemeyeceği açıktır.

Olayda, davacının hak sahibi sayılmaması yolundaki işlemin tebliğ tarihi belli değilse de işlemin öğrenme tarihi olan 11.9.1996 gününden itibaren yasal dava açma süresi geçirilerek 20.1.1997 gününde açılan davanın süreaşımı nedeniy­le incelenme olanağı bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyize konu idare mahkemesi kararının belirtilen ek gerekçeyle onanması ger|fctiği düşünülmektedir.

Savcı Tülin Özagenç'in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen husus­lar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında be­lirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın da­yandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerekti­rir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, davacının 1.10.1995 tarihinde .......  ilçesinde meydana gelen dep­
rem felaketi nedeniyle yerel mahkemece yaptırılan tesbite dayalı olarak hak sa­
hibi sayılması yönündeki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle
açılmış; idare mahkemesince, 1.10.1995 gününde meydana gelen deprem nedeniyle

hak sahibi olarak kabul edilmemesi üzerine yaptığı itirazı komisyonca reddedi­len davacının bu ret kararım ... Asliye Hukuk Mahkemesine hak sahibi sayılması­na ilişkin tesbit yapılması istemiyle verdiği 11.9.1996 günlü dilekçeyle öğren­diğinin açık olduğu, bu tespit kararına dayanarak davalı idareye yaptığı başvu­runun reddedilmesi üzerine 20.1.1997 gününde açılan davanın süreaşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş: bu karar da­vacı tarafından temyiz edilmiştir.

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı İle Alınacak Tedbirler île Yapıla­cak Yardımlara Dair Kanunun 28.maddesinde bu kanundan faydalanmak suretiyle in­şaat kredisi verilmesini yada bina yaptırılmasını isteyenlerin. İmar İskan Ba­kanlığınca yapılacak yardıma dair o yerde yapılan ilandan itibaren iki ay içinde mahallin en büyük mülkiye amirine yazılı müracaatta bulunmalarının ve taahhütna­me vermelerinin mecburi olduğu. Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hak­kında Yönetmelik'in 16.maddesinde bu yönetmelikte belirtilen esaslara ve kural­lara göre hak sahibi niteliğini taşıyanların, talep ve taahhütname vermelerini sağlamak üzere durumun mahallinde ilan olunacağı. 1/ maddesinde, hak sahibi du­rumunda olanlardan inşaat kredisi verilmesini yada bina yaptırılmasını isteyen­lerin 16.maddede belirtilen ilan yapıldığı günden itibaren iki aylık süre içinde mahalTin en büyük mülkiye amirine yazılı olarak talep ve taahhütname vermeleri­nin şart olduğu. 21.maddesinde komisyonun talep ve taahhütnameleri en kısa za manda inceleyip değerlendirerek hak sahipleri listesini düzenleyeceği. 22.madde­sinde, hak sahibi olmadıkları anlaşılanlara durumun yazılı olarak tebliğ oluna­cağı, bu tebligattan itibaren 15 günlük süre içinde ilgililerin itirazda buluna­bileceği, itirazın komisyonca incelenerek karara bağlanacağı, hak sahipliği ve itiraz konusunda nihai kararın İmar ve İskân Bakanlığınca verileceği kurala bağ-lannnştır.

Anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, hak sahipliğinden ya­rarlanabilmek için iki aylık süre içerisinde talep ve taahhütname vermenin zo­runlu olduğu, talep ve taahhütname vermeyenlerin hak sahipliğinden yararlanama­yacağı, talep ve taahhütnamelerin incelenip hak sahibi olmayanlara durumun yazı­lı olarak tebliğ olunacağı, bu tebligattan itibaren 15 gün içinde itirazda bulu­nulacağı, bu itirazın mahalli komisyonca incelenip karara bağlanacağı, ancak hak sahipliği ve itiraz konusunda nihai kararın. Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca verileceği, hak sahipliği konusunda bakanlıkça verilecek kararın ilgililer tara­fından dava konusu edilebileceği açıktır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının ... ili. ... ilçesinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle davacının hak sahibi kabul edilmesi yolundaki istemi nin komisyonca 24.10.1995 ve itiraz üzerine 27.12.1995 tarihlerinde reddedilmesi üzerine adı geçen tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.9.1996 günlü. E:1996/406. K:1996/383 sayılı tesbit kararına dayalı olarak hak sahibi sayılması talebiyle 19.11.19% tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığına başvurduğu, ba­kanlıkça bu istemine 60 gün içinde yanıt verilmediği, davanın da cevap verme sü­resini izleyen dava açma süresi içinde 20.1.1997 gününde açıldığı anlaşılmakta­dır.

Açıklanan nedenlerle Eskişehir İdare Mahkemesinin 11.2.1998 günlü. E: 1997/257.    K:    1998/45    sayılı kararın bozulmasına, dosyanın adı  geçen mahkemeye

544gönderilmesine 2.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2004/1477

Karar No : 2004/2115

Özeti : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, uğranıldığı belirtilen zarar, idarenin üzerine düşen görev ve yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmemesinden, dolayısıyla eylem ya da eylemsizliğinden kaynaklandığından, mahkemece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13, maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekeceği hakkında.-DKD.5

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1-...
Vekili                     : Av....

2- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı

Karşı Taraf        : 1- Bayındırlık ve İskan Bakanlığı 2-... Belediye Başkanlığı

Vekili                      : Av....

3-...

Vekili                     : Av....

İstemin Özeti : Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/1626 sayılı kararı davalı idarelerden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından gerekçe yönünden davacı tarafından da usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Davacı ile Yalova Belediye Başkanlığı'nın Savunmalarının Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan'ın Düşüncesi : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, uğranıldığı belirtilen zarar İdarenin üzerine düşen görev ve yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmemesinden, dolayısiyla eylem ya da eylemsizliğinden kaynaklandığından Mahkemece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekeceğinden anılan Yasanın 12. maddesinin olaya uygulanması suretiyle davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi : Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde konutu yıkılan davacı tarafından idarenin hizmet kusuru nedeniyle uğranıldığı Öne sürülen zararın tazmini İsteğiyle açılmış, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 12. maddesinde öngörülen süre geçtikten sonra açılmış olduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.

2577 sayılı Yasanın 13 üncü maddesinde; idari eylemlerden haklan ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle

öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhalde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki İşlemin tebliğini izleyen günden İtibaren veya İstek halinde altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.

Tazminat istemine konu yapının bulunduğu bölgenin çok riskli deprem kuşağında kaldığı önceden bilindiğine ve burada olacak depremin olası sonuçlarının öngörülebilmesine olanak sağlayacak düzeyde bilgi ve belgeler bulunduğuna göre, depremden doğabilecek zararların önlenmesi, en aza indirilmesi için gerekli yasal tedbirleri almayan, denetim ve kontrol görevlerini yerine getirmeyen, böylece zararın artmasına sebep olan idarenin bu tutum ve davranışı hizmet kusuru sayılabilecek idari bir eylemdir.

Bu durumda, uğranıldığı öne sürülen zarar idari eylemden doğduğundan, Mahkemece dava açma süresinin 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında değerlendirilerek buna göre karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenle temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet görülmediğinden bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı ve Onbirinci Daireleri müşterek heyetince 2577 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler İncelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince dosyanın incelenmesinden, zararın davalı İdarelerin yapının bulunduğu bölgenin 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen imar planları yaparak imara açmaları, imar planlarında yapılaşma şartları belirlenirken bölgenin özelliklerini dikkate almamaları, yapı ruhsatı verilen yapıların mevzuata ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmemelerinden doğduğunun iddia edildiği, bu bağlamda tazmini istenen zararın idari eylemlerden değil, 3194 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik uyarınca imar planı yapmak, inşaat ruhsatı vermek, projeyi onaylamak, yapılaşmayı kontrol etmek, yapı kullanma izni vermek gibi idari işlemlerden kaynaklandığı, dava açma süresinin 2577 sayılı Yasa'nın 12. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde zarar doğurduğu iddia edilen işlemlerin tesis ve yürütme safhalarını tamamlamış işlemler olduğu, işlemlerden doğduğu iddia edilen zararın İşlemlerin İcra tarihinde değil, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremle ortaya çıktığı anlaşıldığından 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu sahibi olduğu evi yıkılan davacının bu tarihi İzleyen günden itibaren 60 gün içinde veya bu süre içinde olmak koşuluyla 2577 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde öngörülen başvuru yolunu kullandıktan sonra tam yargı davası açması gerekirken, bu süreler geçtikten sonra açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar esas yönünden davacı, gerekçe yönünden de davalı idarelerden Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesinde "İdari eylemlerden haklan ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili İdareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir" hükmü yer almaktadır.

Anayasa'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

Bir idari işlem veya bir idari sözleşmenin uygulanması durumunda olmayan, İdarenin her türlü faaliyetlerinden veya hareketsiz kalmasından, araçlarının kullanımından, taşınır ve taşınmaz mallarının veya tesislerinin yönetiminden dolayı oluşan zararları idari eylem sonucu oluşan zarar ve buna yolaçan eylemi de sonuç olarak idari eylem kavramı içerisinde düşünmek gerekmektedir.

Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, yapının üzerinde bulunduğu zeminin özelliği, zemin durumuna göre depreme dayanıklılığının kontrolü, yapı kullanma izni bulunup bulunmadığı, imar planları ve inşaat ruhsatlarının hangi idarelerce yapıldığı ve verildiği, yapıların imar açısından denetlenmesi, afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı ve ikamet İçin yasaklanmış afet bölgelerinin tespit ve ilan edilip edilmediği, afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, yapı tekniklerini, projelendirme esaslarını, ülkenin deprem haritalarını hazırlamak konusunda idarelerin üzerlerine düşen görev ve yetkileri yerine getirip getirmediği, denetim ve kontrol görevlerini yapıp yapmadığı hususları ayrı ayrı irdelenmeli ve idarece gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı belirlenmeli ve bunun sonucuna göre; idarenin belli bir hareket tarzı izleyip izlemediği veya hareketsiz kalıp kalmadığı ortaya konulmalıdır. Olaya bu açıdan bakınca yukarıda yapılan belirleme sonucu olayda idarelerin hareketsizliği söz konusu olmakla öğretide de kabul edildiği gibi idarenin bu hareketsizliğinin "olumsuz eylem" olarak kabulü gerekmektedir.

Bu durumda, uğranıldığı ileri sürülen zarar idarenin "olumsuz eyleminden" kaynaklandığından Mahkemece 2577 sayılı Yasa'nın 13. maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekirken davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Bursa 2. İdare Mahkemesinin 20.12.2000 günlü, E:2000/980, K:2000/1626 sayılı kararının bozulmasına, 6.610.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 4,920.000.- lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 12.4>2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/1839

Karar No:1999/2054

ÖZETİ : 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca yapılan başvuru üzerine altmış gün içerisinde yanıt verilmesi halinde istemin reddedilmiş sayılacağı, bu tarihten sonra verilen yanıtın istemin reddine ilişkin olmayıp bir işlem tesisine yöne­lik olması durumunda ise yeni bir hukuki sonuç yaratan bu işleme karşı süresi içe­risinde dava açılabileceği hk.-DD.102

Temyiz İsteminde Bulunan:  ...

Karşı Taraf     :   ... Belediye Başkanlığı

İstemin Özeti : Sakarya 2.İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü.E:1997/1228. K:1997/913 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Aylin Bayram'm Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, dava­cının parselasyon işlemine itirazı üzerine 7.8.1997 günlü encümen karan ile itiraz doğrultusunda işlem tesis edildiği ve bu işlemin de iptalinin istenildiği anlaşıldığından, mahkeme kararının davanın parselasyon işleminin süre aşımı ne­deniyle reddi yolundaki bölümünün bozulması, kararın planın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki bölümünün ise onanması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı Aynur Şahinok'un Düşüncesi : 85 pafta. 303 ada. 24.25 ve 34 sayılı parsellerin konut alanından park alanına ayrılmasına ilişkin 7.8.1997 günlü, 2832 sayılı davalı idare işlemi ile anılan parsellerde yapılan parselasyon işle­minin iptali istemiyle açılan davayı süre yönünden reddeden idare mahkemesi ka­rarı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz dosyasının incelenmesinden: uyuşmazlık konusu plan değişikliğine ilişkin karar ve parselasyon işleminin dosyada bulunmadığı, dava dilekçesinde belirtilen 7.8.1997 günlü 2832 sayılı kararın davacının itiraz dilekçeleri üze­rine tesis edilmiş bir karar olduğu, parselasyon işlemleri taşınmazların sahip­leri için sübjektif ve kişisel işlemler olduklarından ve ancak tebligatla bilgi sahibi olunabileceğinden 7201 sayılı yasanın ilgili hükümleri uyarınca davacıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenle noksan incelemeye dayalı olarak davanın süre yönünden reddine ilişkin idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünül­mektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava....... Hah..... pafta. ... ada. ... ve ... parsel sayılı taşın­
mazların ticaret alanından park alanına dönüştürülmesi yolundaki imar planı de­
ğişikliğine ilişkin belediye meclisi karan ve parselasyon işleminin iptali is­
temiyle açılmış: idare mahkemesince, dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından
5.3.1997 tarihinde dava konusu işlemlere itiraz edildiği. 60 gün içinde yanıt
verilmemesi nedeniyle istek reddedilmiş sayılacağından bu tarihi izleyen 60   gün

içinde dava açılması gerekirken bu süreler geçirildikten sonra davalı idarece verilen 7.8.1997 günlü yanıt üzerine 9.10.1997 tarihinde açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın 2577 sayılı Yasanın 15/1-b maddesi uyarınca red­dine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyize konu Sakarya 2.İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü, E:1997/1228. K:1997/913 sayılı kararının davanın imar planı değişikliğine ilişkin kısmının süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki bölümünde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bu-1unmamaktadır.

Davanın parselasyon işlemine ilişkin bölümüne gelince;

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından dava konusu işlemlere 5.3. 1997 tarihinde itiraz edildiği, itiraz ile parselasyon işlemi sonucunda tamamı park yerinde kalan taşınmazlarına karşılık hiç bir yer tahsis edilmediğinin be­lirtildiği, aynı nitelikli iki başvuru daha yapıldığı, anılan başvurular üzerine belediye encümenin 7.8.1997 günlü, 2832 sayılı karan ile itirazların değerlen­dirilerek, davacının parkta kalan taşınmazlarına karşılık 4376 ada, 6 sayılı parsel ile 4392 ada, 2 sayılı parselin tahsisine karar verildiği, davacı tara­fından anılan encümen kararı ile tesis edilen işlemin de yasaya uygun olmadığı öne sürülerek bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11.maddesi uyarınca idari iş­leme karşı idari dava açma süresi içerisinde yapılacak olan başvuru üzerine alt­mış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren durmuş olan dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve dava açma süresi geçtikten sonra aynı nitelikte başvuruların ve idarece verilen ce­vapların dava açma süresini ihya etmeyeceği açık ise de, süresi geçtikten sonra idarece verilecek olan yanıtın dava açma süresini ihya etmemesi için istemin reddi yolunda bir yanıt olması gerektiği, idare tarafından başvuru değerlendiri­lerek yeni işlem tesis edilmiş olması halinde ise yeni bir hukuki durum ortaya çıkacağından, önceki işlemden farklı bir hukuki sonuç yaratan bu işleme karşı süresi içerisinde dava açılabileceği sonucuna varılmıştır. Olayda, davacının itiraz dilekçesi üzerine 7.8.1997 günlü encümen kararı ile istemin reddedilme-yerek itirazın değerlendirilmek suretiyle yeni bir işlem tesis edilmesi ve böy­lece önceki parselasyon işleminin ortadan kalkması, davacının yeni tesis edilen bu işlemin de iptalini istemiş olması karşısında, anılan encümen kararının 5.9. 1997 tarihli yazı ile davacıya tebliği üzerine 9.10.1997 gününde açılan davanın süresinde olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu parselasyon işleminin ince­lenerek bir karar verilmesi gerekirken bu işleme ilişkin olarak da davanın süre yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Sakarya 2.İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü, E:1997/1228, K:1997/913 sayılı kararının davanın imar planına ilişkin kısmının süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki bölümünün onanmasına, parselasyon işlemine ilişkin kısmının süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki bölümünün ise bozulmasına.

dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 20.4.1999 gününde oybirliğiyle karar

verildi.


 

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas  No:1998/3590

Karar No:1999/4127

ÖZETİ : Asliye hukuk mahkemesine hakem sıfatı ile bakılmak üzere açılan davanın görev yönünden reddedildiği. 3533 sayılı Yasada öngörülen itiraz hakkının kullanı­larak itirazın reddi sonucu 2577 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca 30 günlük sü­re içerisinde görevli idare mahkemesinde dava açıldığı anlaşıldığından, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın davanın süreaşımı nedeniyle reddinde isabet görül­mediği, asliye hukuk mahkemesi kararındaki hatalı kesinleşme şerhinin aleyhe so­nuç doğurmayacağı hk.-DD.103

Temyiz İsteminde Bulunan : Türk Telekomünikasyon AŞ.

Vekili____ _: Av. ...

Karşı Taraf   : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili      _j_ Av. ... ■ Av. ...

İstemin Özeti  : Konya İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü. E:1996/739, K:1997/1265 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozul ması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri bu lunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmakta dır.

Tetkik Hakimi Aylin Bayram'jn Düşüncesi : Davacı idare tarafından asliye hukuk mahkemesine açılan davanın hakem sıfatıyla bakılarak görev yönünden reddi

üzerine anılan karara itiraz edildiği ve itirazın reddi yolundaki kararın teb­liği sonucu süresi içerisinde dava açıldığı anlaşıldığından, davanın süre yönün­den reddine ilişkin idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmekte­dir.

Savcı Habıbe Ünal'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen husus­lar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında be­lirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın da­yandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerekti­rir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MÎLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, davalı belediyenin yol genişletme çalışmalarına dayanarak davacı idareye ait mevcut tesislerin yerinin değiştirilmesi nedeniyle uğramldıgı öne sürülen 20.506.274.-lira zararın faizi tle birlikte tazmini istemiyle açılaış: idare mahkemesince, dosyanın ve asliye hukuk mahkemesi dosyasının incelenmesin­den, davacı kurum tarafından tazminat istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, davanın görev yönünden reddi yolundaki kararın taraflara 18.7. 1995 gününde tebliğ edildiği, kararın süresi içinde temyiz edilmeyerek 18.9.1995 gününde kesinleştiği anlaşıldığından, bu tarihten itibaren yasal 30 günlük süre geçtikten sonra 18.7.1996 tarihinde açılan davanın süresinde bulunmadığı gerek­çesiyle reddine karar verilmiş, bu karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9.maddesinde, çözümlenmesi Danıştayın idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve as­keri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği, görevsiz yargı merciine başvurma tarihi­nin. Damştaya. idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edile­ceği hükme bağlanmıştır.

3533 sayılı Kanunun G.maddesinin Z.fıkrasında, 4.maddede yazılı hakem ta­rafından verilmiş olan karara karşı yeniden tetkiki icab ettirecek haklı sebep­lerin mevcudiyeti halinde kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde ka­ran veren hakeme itiraz olunabileceği, itiraz üzerine verilecek kararların kat' i olduğu kuralı yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı idare tarafından tazminat istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine hakem sıfatı ile bakılmak üzere dava açıldığı, tazminat isteminin idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği nedeniyle davanın görev yö­nünden reddine itirazı kabil olmak üzere karar verildiği, anılan kararın davacı idareye 18.7.1995 gününde tebliğ edilmesi üzerine davacı idare tarafından 3533 sayılı Yasada öngörülen itiraz yolunun kullanılarak aynı mahkemeye itiraz edil­diği, itirazın reddi yolundaki 20.9.1995 günlü kararın 18.6.1996 tarihinde teb­liği üzerine 2577 sayılı Yasanın 9.maddesinde öngörülen 30 günlük süre içerisin­de 18.7.1996 tarihinde idare mahkemesinde bakılmakta olan davanın açıldığı anla-

kıldığından, bu husus göz önünde bulundurulmaksızın davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolundaki idare mahkemesi kararanda isabet görülmemiştir.

Asliye hukuk mahkemesinin 3.4.1995" günlü görev ret kararı üzerine kararın süresi içerisinde temyiz edilmediği gerekçesiyle 18.9.1995 tarihinde kesinleşti­ği şerhi konulmuşsa da. 3533 sayılı Yasa uyarınca hakem kararlarının temyize ta­bi olmayıp, itiraz yolu öngörülerek itiraz üzerine verilenkararın kesin olduğu­nun belirlenmiş olması ve davacı idarenin de itirazı üzerine itirazın reddedil mesi sonucu idare mahkemesinde dava açılmış olması karşısında, anılan kesinleşme şerhinin Yasaya uygun bir şerh gibi davacı idare aleyhine sonuç doğuracağının kabulüne olanak bulunmaması nedeniyle, bu kesinleşme tarihinin değil, itiraz üzerine verilen kararın tebliğ tarihinin esas alınacağı açıktır.

Açıklanan nedenlerle Konya İdare Mahkemesinin 3.12.1997 günlü. E:1996/ 739. K:1997/1265 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gön­derilmesine 21.9.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C

DANIŞTAY

Altıncı Daire

Esas No : 2001/6627                       .                .

Karar No : 2003/20

Özeti :  Dava konusu uygulama işlemi üzerine düzenleyici işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunmadığı hk.-DKD.1

Temyiz isteminde Bulunanlar   : ..., ..., ..., ...
Vekili                     : Av. ...

Karşı Taraf                : 1-... Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili                     : Av. ...

2-... Belediye Başkanlığı
Vekili                     :Av. ...

İstemin Özeti              : İstanbul  1. İdare Mahkemesinin 25,4.2001

günlü, E:2000-/265, K:2001/568 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Davalı İdarelerin Savunmalarının Özeti  :    Temyiz    edilen    kararda

bozma nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması

gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Düşüncesi   :Dava konusu

uygulama işlemi üzerine düzenleyici işleme karşı açılan davada süreaşımı bulunmadığından İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi         :      Temyiz

dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan   nedenlerle,   temyiz   isteminin   reddiyle  İdare   Mahkemesi   kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava,...,..., ...'nda davacılara ait parselleri de kapsamına alan bölgedeki 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının ve 14.1.2000 günlü, 73 sayılı imar durum belgesinin iptali


imar hukukcusu








Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2007-06-05 (2732 okuma)

[ Geri Dön ]