DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1999/185
Karar No:2000/514
ÖZETİ : Kadastro görmemiş yerlerdeki taşınmazların 2942 sayılı kanunun 9.
maddede belirtildiği şekilde durumunun tespit ettirilmesi ve tapuda kayıtlı
olmayan taşınmaz malların tescili ve zilyedinin tespitinin 19. maddede
belirtilen usule uygun olarak asliye hukuk mahkemesince yaptırılmasından sonra
kamulaştırma yapılabileceği hk.-DD.104
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Köyü Muhtarlığı
Diğer Davalı İdare: ... Kaymakamlığı
Karşı Taraf :: ...
Vekili______ ı Av. ...
İstemin Özeti : Bursa 2.İdare Mahkemesinin 9.7.1998 günlü.E:1997/721. K:1998/643
sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti:Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi E.Emel Çelik'in Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mah-
keme
kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı Tülin Özgenç'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında
belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın
dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını
gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı _ Dairesince tetkik hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının zilyetliğinde bulunan ... İli, ... İlçesi. ... Köyündeki ev ve
arsanın köy meydanına-park yapılmak üzere kamulaştırılmasına ilişkin 1.5. 1997
günlü işlemin iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununda belirtilen kamulaştırmayı yapacak idarenin
kamulaştırılacak taşınmazların sınırım, yüzölçümünü ve cinsini gösteren ölçekli
planım yapacağı veya yaptıracağı, ayrıca kadastro görmemiş yerlerin durumunu
9.maddede belirtildiği şekilde tespit ettireceği, tapuda kayıtlı olmayan
taşınmaz malların tescili ve zilyedinin tespitinin 19.maddede belirtilen usule
uygun olarak taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesince
yaptırılacağı hükümlerine uyulmaksızın tesis edilen kamulaştırma işleminin
hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş: bu karar davalı idare
tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki temyize
konu Bursa 2.İdare Mahkemesinin 9.7.1998 günlü.E:1997/721,K:1998/643 sayılı
kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.
fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından bozma istemi
yerinde görülmeyerek anılan mahkeme kararının onanmasına, dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 3.2.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/4906
Karar No : 2002/5794
Özeti: Planda park alanında kalan taşınmazın kamulaştırılması İsteminin reddine
ilişkin işlemi dava konusu olduğundan, AYM' nin iptal kararından söz edilerek
idarelerin kamulaştırmaya zorlanamayacağı hk.-DKD.1
Temyiz isteminde Bulunan |
: ... Belediye Başkanlugı |
Vekili |
: Av. ... |
Karşı Taraf |
:1- ... 2- ... |
Vekili |
: Av. ... |
İstemin Özeti - : İstanbul 1.İdare
Mahkemesinin 5.6.2002
günlü, E:2001/1726, K:2002/784 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu
ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden
hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın
nanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi
:Davacıya ait
taşınmazın imar planında park alanında kalması nedeniyle kamulaştırılması
isteminin reddine ilişkin işlemin ipdali ve taşınmaz üzerinde bulunan
sınırlamanın kaldırılması istemiyle dava
açılmış
olmasına karşın; idare mahkemesince, taşınmazın kamulaştırılması veya
kamulaştırılmadığı takdirde üzerindeki sınırlamanın kaldırılması isteminin
reddine ilişkin işlem ve bu işlemin dayanağı olan taşınmazın yeşil alana
tahsisine ilişkin kararın dava konusu işlem olarak kabul edilerek iptaline karar
verildiği; davacının taşınmazının kamulaştırılması istemiyle idareye başvurduğu,
taşınmazı üstündeki kısıtlılığın kadırılmasını mahkemeden İstediği dikkate
alındığında, idareleri kamulaştırmaya zorlayıcı ve idari işîem niteliğinde yargı
karan verilemeyeceğinden, bu husular göz önünde bulundurulmaksızın dava konusu
işlemin iptali yolunda verilen temyize konu idare mahkemesi kararının bozulması
gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın
Düşüncesi : Dava,
davacıların imar planında çocuk parkı alanında kalan taşınmazlarının
kamulaştırılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali ile taşınmaz
üzerindeki sınırlamanın kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile açılmış, İdare
Mahkemesince dava konusu işlem iptal edilmiştir.
2942 sayılı kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca bir taşınmazın
kamulaştırılması konusunda, idareleri zorlayıcı nitelikte yargı kararı verilmesi
olanağı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, davacı tarafından, taşınmazı'üzerindeki sınırlamanın
kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiş ise de, mahkemece idari işlem
niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, istemin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine verilen İdare
Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare
Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra İşin gereği görüşüldü:
Dava, 1/1000 ölçekli imar planında park atanında kalan ...; ..., ... pafta, ...
ada ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması isteminin reddine ilişkin
1.11,2001 günlü, 12557 sayılı işlemin iptali ile taşınmaz üzerinde bulunan
sınırlamanın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle açılmış; idare
mahkemesince, davanın konusunun taşınmazın imar planında park alanında kalması
nedeniyle kamulaştırılması isteminin reddine ilişkin işlemin iptali ve taşınmaz
üzerinde bulunan sınırlamanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olmasına
karşın;davanın konusunun taşınmazın kamulaştırılması veya kamulaştırılmadığı
takdirde üzerindeki sınırlamanın kaldırılması isteminin reddine ilişkin işlem ve
bu işlemin dayanağı olan taşınmazın yeşil alana tahsisine ilişkin kararın iptali
istemi olduğu kabul edilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun 13. maddesinin 1 ve 3.
fıkralarının Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, davacılara ait taşınmazın
tasarrufunu kısıtlayıcı herhangi bir hüküm bulunmadığı, aradan geçen süre içinde
de kamulaştırma işlemlerine de başlanılmadığı dikkate alındığında dava konusu
işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; karar
davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın
planda park olarak ayrıldığı; ancak bugüne kadar parsel üzerinde herhangi bir
uygulama yapılmadığı ve taşınmaza ilişkin kamulaştırma işleminin de tesis
edilmediği; davacının taşınmazının kamulaştırması istemiyle idareye başvurduğu,
isteminin reddi üzerine bu işlemin iptaliyle birlikte taşınmaz üzerinde bulunan
sınırlamanın kaldırılmasına karar verilmesi
istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı; idare mahkemesinin ise davanın konusu
olarak taşınmazın kamulaştırılması veya kamufaştırılmadığı takdirde üzerindeki
sınırlamanın kaldırılması isteminin reddine ilişkin işlem ve bu işlemin dayanağı
olan taşınmazın yeşil alana tahsisine ilişkin kararın iptali istemi olduğu kabul
edilerek iptal kararı verildiği anlaşılmaktadır.
İdarelerin kamu hizmetlerini yerine getirebilmeleri için hizmetin ihtiyacı olan
özel kişilere ait taşınmazları 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre
kamulaştırabilecekleri; ancak bu kamulaştırma işlemlerini de program ve
Ödeneklerinin yeterliliği çerçevesinde yapabilecekleri açık olduğundan,
idareleri kamulaştırmaya zorlayıcı nitelikte yargı kararı verilmesi mümkün
değildir.
Diğer taraftan, davacı taşınmazı üzerinde bulunan kısıtlılığın kaldırılmasını
idare mahkemesinden istemiş olduğundan, mahkemenin idarenin yerine geçerek idari
işlem niteliğinde karar verebilmesi de olanaksızdır.
Bu durumda, idare mahkemesince yukarıda belirtilen hususlar göz önünde
bulundurulmaksızın karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 5.6.2002 günlü, E:2001/1726,
K:2002/784 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 10.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/6417
Karar No : 2002/6314
Özeti : Hazineye ait taşınmazın 2942 sayılı Yasanın genel hükümleri uyarınca
kamulaştırılması yönünde kurulan işlemin yok hükmünde olduğu hk.-DKD.1
Temyiz isteminde Bulunan :... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf . :.., Defterdarlığı
İstemin Özeti : Ankara 1. İdare
Mahkemesinin 28.6.2001
günlü, E:2000/1569, K:2001/808 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu
ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile
mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Kara kaya'nın Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde
öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin
1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine.uymayıp İdare Mahkemesince
verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı hazineye ait Sağlık
Bakanlığına tahsisli ve sağlık ocağı olarak kullanılan taşınmazın imar planında
yolda kalması nedeniyle kamulaştırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle
açılmış; idare mahkemesince, kamu tüzel kişileri ve kurumlarına ait
taşınmazların diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından
kamulaştırılmasının mümkün olmadığı, bu tür taşınmazlara gereksinim olması
durumunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi hükmüne göre işlem
tesis edilmesi gerektiğinden, hazineye ait taşınmazın davalı idarece 2942 sayılı
Yasanın genel hükümleri uyarınca kamulaştırılması yolunda tesis edilen dava
konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş; karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2942
sayılı Yasanın 30. maddesine göre işlem tesis edilmesi gerekirken anılan Yasanın
genel hükümleri uyarınca hazineye ait taşınmazın kamulaştırılması yolunda tesis
edilen işlem yok hükmündedir.
Bu durumda, idare mahkemesince dava konusu işlemin yok hükmünde olduğu
belirtilmeden iptaline karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara i. İdare Mahkemesinin 28.6.2001 günlü, E:2000/1569,
K:2001/808 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 23.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY Altıncı Daire
Esas No : 2002/1715 Karar No : 2003/4409
özeti: Davacının yapısına enkaz bedeli yerine bina bedeli ödenmesi gerektiği
iddiası dikkate alındığında, bulunduğu yerde korunamayan gecekonduya enkaz
bedeli ödenerek kamulaştırılması yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan
davanın görüm ve çözümünün, enkaz bedeli ödenmesinin bir idari işlem olan
belediye encümeni kararına ve yapıya bina ya da enkaz bedeli mi ödeneceği
konusuna dayandığından idari yargının görev alanına girdiği hakkında.-DKD.3
Temyiz
İsteminde Bulunan: ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Ankara 5. İdare Mahkemesinin 12.11.2001 günlü, E:2001/102,
K:2001/1365 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'm Düşüncesi: Davacının yapısına enkaz bedeli
yerine bina bedeli ödenmesi gerektiği iddiası dikkate alındığında, enkaz bedeli
ödenmesi bir idari işlem olan belediye encümeni kararına dayandığından, yapıya
bina ya da enkaz bedeli mi ödeneceği konusunda çıkan uyuşmazlıkta idari yargının
görev alanına girmektedir. Bu nedenle, aksi yöndeki temyize konu idare mahkemesi
kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın Düşüncesi: Dava, davacıya ait gecekondunun
kısmen kamulaştırılmasına ilişkin İşlemin iptali istemiyle açılmış, İdare
Mahkemesince, bedelin düşük olduğu gerekçesiyle açılan davanın 2942 sayılı
Kanunun 14. maddesinin 1. fıkrası uyarınca görev yönünden reddine karar
verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden dava konusu işlem ile davacıya ait gecekondunun
enkaz bedeli ödenmek suretiyle kaldırılmasına karar verildiği, Takdir Komisyonu
raporunda ise 1.783.188.000 TL gecekondu ve müştemilatın maliyet bedeli, takdir
edildiği, 178.319.000 TL. enkaz bedeli takdir edildiği davacının ise bina
bedelinin Ödenmesini istediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının İstemi 2942 sayılı Kanunun 14.maddesinin 1.fıkrası
kapsamında olmadığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görev
alanına girdiğinden İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının
bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,..., ..., ... Mahallesinde İmar yolu üzerinde bulunan gecekonduların
enkazlarının ve diğer tesislerin 1.2.2000 günlü, 166/192 sayılı belediye
encümeni kararıyla kamulaştırılmasına karar verilmesi nedeniyle ve davacının
gecekondusunun imar yolunda kalan bölümünün 178.319.000.-lira enkaz bedeli ile
kamulaştırılmasına ilişkin ....Noterliği aracılığıyla tebliğ edilen
27.7.2000 günlü işlemin iptali istemiyle açılmış; idare
mahkemesince, davacının enkaz bedelini düşük bularak...... Asliye Hukuk
Mahkemesinde
dava açtığı ve kamulaştırma işleminde enkaz bedeli yerine bina bedelinin
ödenmesi gerektiğini ileri sürdüğü, enkaz bedeli takdirinin de idari işlem olan
belediye encümeni kararına dayalı olduğu, bu nedenle bina bedelinin Ödenmesi
gerektiği yolunda idare mahkemesi kararı olmaksızın adli mahkemeden bina
bedelinin tahsililne karar verilmesinin İsten ilemeyeceği gerekçesiyle davanın
görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı;
binanın değerinin tespitinde enkaz olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunun
ileri sürüldüğü, İleri sürülen bu iddiaların ise bedele ilişkin olduğu,
kamulaştırma bedeline ilişkin uyuşmazlıkların da 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanununun 14.maddesi uyarınca adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle
davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; karar davacı tarafından temyiz
edilmiştir.
Dosyanın İncelenmesinden, davacının yapısının yolda kalan bölümüne takdir edilen
enkaz bedelinin yapının geri kalan kısmının onarımına bile yetmeyeceği, bina
bedelinin takdir edilerek kendisine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek
bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacıya ait yapının kısmen yolda kalması nedeniyle yapıya enkaz bedeli ödenerek
yolda kalan kısmının kamulaştırılmasına karar verilmiş olup, davacının iddiaları
dikkate alındığında yapıya enkaz bedeli ödenmesi bir idari işlem olan belediye
encümeni kararına dayalı olduğu için, yapıya enkaz bedelinin mi yoksa bina
bedelinin mi Ödenmesi gerektiği hususu idari yargının görev alanına giren bir
uyuşmazlıktır.
Bu durumda, idare mahkemesince davanın görev yönünden reddine karar verilmesinde
isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 5. İdare Mahkemesinin 12.11.2001 günlü, E:2001/102,
K:200l/1365 sayılı kararının bozulmasina, 10.120.000.-lira karar harcı ile
fazladan yatırılan 7.530.000.-lira harcın temyiz isteminde bulunana iadesine,
dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.9.2003 gününde oybirliğiyle karar
verildi.