T.C
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:2001/192
Karar No:2002/1517
Özeti : Köy konağı ve muhtarlık binasının ruhsat gerektiren yapılardan
olduğu 3194/27 madde kapsamında olmadığı hk.-DKD.1
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Muhtarlığı adına ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Valiliği
İstemin Özeti : ... 4.İdare
Mahkemesinin 8.9.2000 günlü,
E:1999/544,K:2000/618 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Elif Emel Çelik'in Düşüncesi: Temyiz isteminin
reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habİbe Ünal'ın Düşüncesi :
Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare
mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında
anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, ... İli, ... İlçesi,... Köyü, ... Mevkii, ... pafta, ... ve ...
parseller ile dere yatağı üzerine yapılan yapının 3194 sayılı Yasanın 32.
maddesi uyarınca yıktırılmasına ilişkin
22.4.1999
günlü, 89 sayılı il lidare kurulu kararının iptali istemiyle açılmış; İdare
Mahkemesince, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu
düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden
3194 sayılı Yasanın 27. maddesi kapsamında olan ve dere içine inşa edilen
köy konağının meydana gelecek bir sel taşkınında taşıyıcı duvarlarının hasar
görerek stabilitesini yitirebileceği ve tehlike arz edeceği, yer seçiminin
fenne uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 27. maddesinde, belediye ve mücavir alanlar dışında
köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların köy yerleşik alanları ve
civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı
yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmaz, ancak yapının fen ve sağlık
kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekir, hükmü yer
almıştır.
Uyuşmazlık konusu köy konağı ve muhtarlık binası anılan maddede
sayılmadığından inşaası için ruhsat gerektiren yapılardandır. Dosyadaki
bilirkişi raporunun incelenmesinden ise 7.5.1998 günlü tutanakla tespit
edilerek mühürlenen ruhsatsız inşaatın dere yatağı içine inşa edilmiş olması
nedeniyle ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, tesis
edilen dava konusu yıkım işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davanın reddine ilişkin mahkeme kararında sonucu itibariyle
isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İzmir 4.İdare Mahkemesinin 8.9.2000
günlü, E:1999/544 K:2000/618 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle
ONANMASINA, ..., dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 13.3.2002
gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/4142
Karar No :
2002/5462
'
Özeti : Plan değişikliğinin iptalinin inşaat ruhsatının kendiliğinden
iptali sonucunu doğurmayacağı açık olduğundan, hukuken geçerli inşaat
ruhsatına dayalı olarak yapılan 4. katın yıkımına ilişkin işlem mevzuata
uyarlık bulunmadığı hk.-DKD.1
Temyiz İsteminde Bulunan : S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi
Vekili : Av....
Karşı Taraf :... Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İzmir 3. İdare
Mahkemesinin 22.2.2001 günlü,
E:2000/397, K:2001/143 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu
ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın
Özeti :Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden
hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun oian kararın onanması
gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şimşek'in Düşüncesi :Dava konusu işlemle
yıkımına karar verilen 4. kata ait ruhsatın davalı idarece iptal edildiğine
ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmamış olması karşısında,
hukuken geçerli olan inşaat ruhsatına dayalı olarak yapılan 4. katın
yıkımına ilişkin işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığından, aksi yöndeki
İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Nevzat Özgür'ün Düşüncesi
: Temyiz dilekçesinde
Öne sürüten hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.
maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare
Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında
anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, ..., ... İlçesi, ... Mahallesi, ... ada. ... sayılı parsel üzerinde
bulunan yapının 4..katının ruhsatsız olduğundan bahisle 3194 sayılı İmar
Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ilişkin 16.2.2000 günlü, 77 sayılı
belediye encümeni kararının iptali İstemiyle açılmış; İdare Mahkemesince,
bir kat iiave inşaat imkanı tanınmasına ilişkin 6.5.1994 günlü, 54 sayılı
belediye meclisi kararı üzerine ilave kat inşaatı için 14.2.1995 günlü
İnşaat ruhsatının alındığı ancak anılan belediye meclisi kararının İzmir
2.İdare Mahkemesi'nin 13.3.1996 günlü, K:1996/196 sayılı kararla iptal
edildiği ve bu kararın Danıştay 6.Dairesinin 24,4.1997 günlü, K:1997/3871
sayılı kararıyla onandığı, yapı kullanma izni başvurusunun reddedildiği ve
anılan taşınmazın 13.1.2000 gününde mühürlendiği, bu durumda dava konusu
yıkım işleminin yargı kararı ile ortadan kalkan imar planı değişikliği
sonucu ruhsata aykırı bir duruma gelen yapının yasal hale getirilmesinden
ibaret olduğu, davacının usulüne uygun olarak aldığı inşaat ruhsatının
davacıya kazanılmış hak sağlamayacağı nedeniyle dava konusu işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar
davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre
ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, ruhsatsız yapılar ile ruhsat
ve eklerine aykırı yapılan yapıların ilgili idarece yıktırılacağı
öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, 27.1.1993 tarihinde zemin + 3 kat için inşaat
ruhsatı alındığı, 6.5.1994 günlü 54 sayılı belediye meclisi kararıyla mevcut
gabariye bir kat ilave inşaat imkanı tanınması üzerine 14.2.1995 gününde
iiave kat için inşaat ruhsatı alındığı, ancak bir kat ilave inşaat hakkı
tanıyan 6.5.1994 günlü, 54 sayılı belediye meclisi kararının açılan dava
sonucu mahkemece iptal edilmesi üzerine 13.1.2000 gününde yapının
mühürlendiği ve dava konusu işlem ile 4. katın ruhsatsız duruma geldiğinden
bahisle yıkımına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, yıkımına karar verilen 4. kat için düzenlenen inşaat
ruhsatının dayanağı olan imar planı değişikliğinin yargı kararı ile iptal
edilmiş olmasının, bu plan değişikliği esas alınarak verilen inşaat
ruhsatının da kendiliğinden hükümsüz kalması sonucunu doğurmayacağı a
gıktır. Ayrıca davalı idare tarafından da söz konusu 4. kat için düzenlenen
inşaat ruhsatının iptal edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge
dosyaya sunulmamıştır.
Bu durumda, hukuken geçerli olan inşaat ruhsatına dayalı olarak yapılan
4. katın yıkımına ilişkin işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığından, aksi
yöndeki İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; İzmir 3. İdare Mahkemesinin 22.2.2001 günlü,
E:2000/397, K:2001/143 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı geçen
mahkemeye gönderilmesine 21.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/946
Karar No : 2003/4410
Özeti: 1 50000 ve 1/25000 ölçekli planlarda Üniversite alanı olarak
belirlenen taşınmazlarda yapılan kamu binası niteliğindeki vakıf
üniversitesine ait binaların yıktırılmasına ilişkin belediye encümeni
kararının İptali istemiyle açılan davada, 1/50000 ve 1/25000 ölçekli
planlarına uygun olarak hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının
3194 sayılı İmar Kanununun 9.maddesine göre Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca ve daha önceden belediyeye sunulan aynı doğrultudaki 1/5000 ve
1/1000 ölçekli imar planlarının da ilgili belediyelerce onaylanıp
onaylanmadığının araştırılması suretiyle karar verilmesi gerektiği
hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 1.11.2001 günlü,
E:2000/1135, K:2001/1376 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi: Davacı tarafından nazım
ve uygulama imar planlarının 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesi uyarınca
onaylanması için Bayındırlık ve İskan Bakanlığına başvurulduğu
belirtildiğinden, bakanlık tarafından nazım ve uygulama imar planlarının
onaylanıp onaylanmadığının araştırılması suretiyle karar verilmek üzere
temyize konu idare mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin
1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince
verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... Mahallesi, 181 pafta, 1387-1773 ada, 3-4 sayılı
parsellerde bulunan üniversite binalarının 3194 sayılı İmar Kanununun 32.
maddesi uyarınca yıktırılmasına ilişkin 12.4.2000 günlü, 230 sayılı belediye
encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, mülkiyeti
... Üniversitesine ait olan dava konusu taşınmazların 1/50000 ve 1/25000
ölçekli nazım imar planlarında orman alanında kalmakta iken 5.6.2000
tarihinde onaylanan plan değişikliği ile üniversite alanına dönüştürüldüğü,
plan notunda ise 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planları
onaylanmadan İnşaat uygulamasına geçilemeyeceğinin öngörüldüğü; 1/5000
ölçekli nazım İmar planı onaysız olduğundan 1/1000 ölçekli uygulama İmar
planının da onaylanmadığı ve inşaat ruhsatı alınması için de davalı idareye
bir başvurunun da olmadığı anlaşıldığından, inşaat ruhsatı bulunmayan
binaların yıktırılmasına ilişkin dava konusu işlemde mevzuata aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karar davacı
tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde "Resmi bina" tanımı yapılmamış;
ancak, maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen diğer deyimlerin Bakanlıkça
hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği öngörülmüş, Bayındırlık ve İskan
Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü, 18916 Mükerrer Resmi Gazete'de
yayımlanan Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinde ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı
Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde ise Resmi bina: "Genel,
katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu
kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla
veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve
tesislerdir." şeklinde tanımlanmıştır.
3194 sayılı Yasanın 9. maddesinde de: "Bakanlık gerekli görülen hallerde,
kamu yapıları İle ilgili imar planı ve değişikliklerinin, umumi hayata
müessir afetler dolayısıyla veya toplu konut uygulaması veya Gecekondu
Kanununun uygulanması amacıyla yapılması gereken planların ve plan
değişikliklerinin, birden fazla belediyeyi ilgilendiren metropoliten imar
planlarının veya içerisinden veya civarından demiryolu veya karayolu geçen,
hava meydanı bulunan veya havayolu veya denizyolu bağlantısı bulunan
yerlerdeki imar ve yerleşme planlarının tamamını veya bir kısmını, ilgili
belediyelere veya diğer idarelere bu yolda bilgi vererek ve gerektiğinde
işbirliği sağlayarak yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve re'sen onaylamaya
yetkilidir... Bir kamu hizmetinin görülmesi maksadı ile resmi bina ve
tesisler için imar planlarında yer ayrılması veya bu amaçla değişiklik
yapılması gerektiği takdirde, Bakanlık, valilik kanalı ile ilgili belediyeye
talimat verebilir veya gerekirse imar planının resmi bina ve tesislerle
ilgili kısmını re'sen yapar ve onaylar." hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan TC. Anayasa'sınm "Yükseköğretim Kurumlan" başlıklı 130.
maddesinde Üniversitelerin tanımı yapıldıktan sonra Devlet tarafından
yasayla kurulacakları belirtilmiş, Yasada gösterilen usul ve esaslara göre
kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla Vakıflar tarafından da Devletin
gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği
açıklanmış, Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve
idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının
sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim
kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi bulunduğu kuralları yer
almıştır.
Yukarıda yer alan Anayasa! düzenleme ile Akademik çalışmaları, öğretim
elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi bir ayrım
gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yüksek öğretim kurumlarının
devlet tarafından kurulan yüksek öğretim kurumları ile eşit statüde olduğu
belirlenmiştir.
Bu çerçevde değerlendirildiğinde, kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan
vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının
resmi bina olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından 31.8.1999 günlü, 99/267
sayılı dilekçe ile inşaat ruhsatı için başvuruda bulunulduğu, resmi bina
kapsamındaki üniversite binalarına yönelik olarak taşınmazları üniversite
alanı olarak belirleyen 1/50000 ve 1/25000 ölçekli
planların
5.6.2000 gününde Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandığı; ancak,
1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarının ilgili
belediyelerce onaylanmasının geciktirildiği, üst ölçekli planlar olan
1/50000 ve 1/25000 ölçekli planlara uygun olan ve ilgili kamu kurumlarının
olumlu görüşlerinin de bulunduğu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım ve uygulama
imar planlarının 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesine göre onaylanması
için 14.6.2000 günlü, 992/1042 sayılı dilekçe ile Bayındırlık ve İskan
Bakanlığına müracaat edildiği, bu arada yapıların bitirilerek 2 yıldır
eğitimin sürdürüldüğü, dava konusu alanın üniversite alanı olarak
belirlenmesinde üstün kamu yaran bulunduğunun ileri sürüldüğü
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, idare mahkemesince üst ölçekli planlar olan 1/50000 ve
1/25000 ölçekli planlarda üniversite alanında kalan taşınmazlara yönelik
olarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığına sunulduğu belirtilen 1/5000 ve
1/1000 ölçekli nazım ve uygulama imar planlarının onaylanıp onaylanmadığı;
ayrıca bu arada ilgili belediyelerce anılan taşınmazlara yönelik nazım ve
uygulama imar planlarının onay işlemlerinin gerçekleştirilip
gerçekleştirilmediğinin araştırılması suretiyle karar verilmesi
gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 1.11.2001 günlü,
E-.2000/1135, K-.2001/1376 sayılı kararının bozulmasina, 10.120.000.-Mra
karar harcı ile fazladan yatırılan 7.530.000.-lira harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 22.9.2003
gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2001/5263
Karar No : 2002/5185
Özeti: İmar planının iptali üzerine davalı idarece yeniden plan
yapılacağından, yapılacak planla getirilecek kullanım kararlarına ve
yapılaşma koşullarına göre uyuşmazlık Konusu yapının durumunun yeniden
değerlendirilmesi gerektiğinden yıkım kararı verilemeyeceği hk.-DKD.1
Temyiz İsteminde Bulunan : ..: İnşaat Sanayi ve Tic.Ltd.Şti.
••■/ •••/ •••
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Belediye
Başkanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare
Mahkemesinin 21.6.2001
günlü, E:2000/1539, K:2001/898 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı
olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Özlem Şîmşek'in Düşüncesi :Temyiz isteminin reddi
ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Turan Karakaya'nın
Düşüncesi : Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal
nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra İşin gereği
görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.
Dava, ..., ..., ...,... pafta,... ada,... sayılı parsel üzerinde bulunan
yapınjn yıkımına ilişkin 13.9.2000 günlü, 730 sayılı belediye encümeni
kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, uyuşmazlık konusu
taşınmaz için yerilen 26.7.1995 günlü, 995/3-38 sayılı inşaat ruhsatı ile
dayanağı planların İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 18.11.1997 günlü,
E:1996/920, K: 1997/1435 sayılı kararıyla iptal edilmesi ve anılan kararın
temyiz aşamasında onanması nedeniyle davalı idarece inşaat ruhsatının iptal
edildiğinden bahisle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacılar tarafından
temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, düzenlendiği tarihte imar planına uygun olarak
verilen 26.7.1995 tarihli ruhsata dayanılarak uyuşmazlık konusu inşaata
başlanıldığı, sözkonusu ruhsat ile dayanağı planların Mahkemece iptal
edildiğinden bahisle 4.7.2000 gününde yapının durdurulduğu ve 13.9.2000
günlü, 730 sayılı işlemle de yıkımına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayda
uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alandaki 1/5000 ve 1/1000 ölçekli
imar planı değişikliklerinin Mahkemece iptal edilmesinden sonra, davalı
idarece sözkonusu alanda yeniden plan yapılacağı açıktır.
Bu durumda , yapılacak planla getirilecek kullanım kararlarına ve
yapılaşma koşullarına göre uyuşmazlık konusu yapının durumunun yeniden
değerlendirilmesi gerektiğinden, bu aşamada anılan yapının yıkımına ilişkin
işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 21.6.2001 günlü,
E:2000/1539, K:2001/898 sayılı kararının BOZULMASINA, ..., dosyanın adı
geçen mahkemeye gönderilmesine 15.11.2002 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/2998
Karar No : 2003/3204
Özeti: GSM baz istasyonunun 3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde
tanımlanan yapı niteliğinde olması nedeniyle ruhsata tabi olduğu
hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan: ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf :... İletişim Hizmetleri A.Ş.
Vekili : Av....
İstemin Özeti : Ankara 9.İdare İdare Mahkemesinin 26.12.2001 günlü,
E-.2001/249, K:2001/1531 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbiri
bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği
savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Halil Koç'un Düşüncesi: Dava konusu İşlemle
yıkımına karar verilen baz istasyonunun 3194 sayılı Kanunun 5. maddesinde
tanımlanan yapı niteliğinde olması nedeniyle anılan yasa gereği ruhsata tabi
olduğu gibi Ankara İmar Yönetmeliğinin 57/2-a maddesi uyarınca çatı arasına
yapılması da mümkün olmadığından dava konusu işlemde mevzuata aykırılık
bulunmamamaktadır.
Belirtilen nedenlerle işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının
bozulması geretiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin
1. fıkrasında belirtilen
nedenlerden
hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve
yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz İsteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının
onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği
görüşüldü:
Dava, ..., ... İlçesi, 9480 ada, 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde
bulunan binanın çatı arasına yapılan GSM baz istasyonunun, 3194 sayılı İmar
Kanununun 32. maddesi uyarınca yıktırılmasına ilişkin 30.11.2000 günlü,
C/2000-6995-15 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış;
İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi
sonucunda düzenlenen raporla, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte
değerlendirilmesinden, binanın çatı arasına kurulan (2.20m x 1.30m x 2.65m)
ebatlarında pimapenden kaplı olan, içinde elektronik aletler bulunan kutunun
yapı olarak nitelendirilemeyeceği, çatı arasına yapılma imkanı olan su
deposu, asansör kulesi gibi değerlendirilmesi gerektiği bu nedenle de
ruhsata tabi olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde mevzuata uyarlık
bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı İdare
vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun Tanımlar başlıklı 5. maddesinde yapı; karada
ve suda daimi ve muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile
bunların ilave değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik
tesisler olarak tanımlanmıştır.
Ankara İmar Yönetmeliğinin 57. maddesinin 2/a bendinde "Çatı aralarına
bağımsız bölüm yapılamaz. Bu kısımlarda ancak su deposu asansör kulesi ve
son kattaki bağımsız bölümlerle daire içini irtibatlandırmak, ait olduğu
bağımsız bölüm sınırlarını aşmamak ve bu bağımsız bölümün % 30 unu geçmemek
kaydıyla piyesler yapılabilir. Çatıların yukarıdaki şekilde düzenlenmesi
halinde piyes önleri teras olarak tertipienemez" hükmü getirilmiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda
(2.20x1.30x2.60m) ebatlanndaki baz istasyonunun binanın çatı arasına
yerleştirildiği belirtilmiştir. Bu nitelikteki eklentinin yukarıda tanımı
yapılan yapı niteliğinde olduğu ve ruhsatsız yapılamayacağı açıktır.
Bu durumda, dava konusu işlemle yıkımına karar verilen baz istasyonunun,
3194 sayılı Kanunun 5. maddesinde tanımlanan yapı niteliğinde olması
nedeniyle anılan yasa gereği ruhsata tabi olduğu gibi yukarıda anılan
yönetmelik hükmüne göre çatı arasına yapılması da mümkün olmaması nedeniyle
dava konusu işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından işlemin iptali
yolundaki İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Ankara 9. İdare Mahkemesinin 26.12.2001 günlü,
E:2001/249, K:2001/1531 sayılı kararının bozulmasina, 10.120.000.- lira
karar harcı ile fazladan yatırılan 7.530.000.- lira harcın temyiz isteminde
bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.5.2003
gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/1915
Karar No : 2003/4413
Özeti: ... köyünün ... belediyesi mücavir alanı sınırları içine
alınması yönünde 3194 sayılı İmar Kanununun 45.
maddesine göre tesis edilmiş bir İşlem
bulunmadığından, mücavir alan sınırlan dışında kalan
taşınmaz için ... belediye
başkanlığının yıkım işlemi
tesis etme yetkisinin
bulunmadığı hakkında.-DKD.3
Temyiz İsteminde Bulunan: ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av....
İstemin Özeti : Ankara 2.İdare Mahkemesinin 30.1.2002 günlü, E:2001/709,
K:2002/99 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek
bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Selçuk Topal'ın Düşüncesi: ... Belediyesi mücavir
alanında bulunmayan taşınmaz hakkındaki dava konusu belediye encümeni kararı
yetki yönünden hukuka aykırı olduğundan, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme
kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Habibe Ünal'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne
sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin
1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince
verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın
bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare
Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Copyright © Imar Hukukcusu Tüm hakları saklıdır.