Bu kısımda Danıştayın imar hukuku ile ilgili karar örnekleri bulunmaktadır.
T.C
DANİŞTAY
Altıncı Daire
Esas No:1998/4967
Karar No:1999/4903
ÖZETİ : Yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi
incelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlığın sadece parsel bazında
irdelendiği, planın bütünü, yönü. büyüklüğü ve şekliyle nüfus, yapılaşma
Biçimi. yeşil alan gereksinimi gibi temel kavramlar açısından inceleme
yapılmadığı, eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora dayalı olarak karar
verilmesinde isabet bulunmadığı hk.-DD.103
Belediye Başkanlığı
Temyiz isteminde Bulunan
Vekili______ :_ Av. ...
Karşı Taraf : ...
Vekili
İstemin
Özeti : İstanbul 1.İdare Mahkemesinin 18.6.1998 günlü. E:1997/ 228.
K:1998/510 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu öne sürülerek bo
zulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Ömer Köroğlu'nun Dü$üncesı_: Dava
konusu ıslah imar planının bütünü, nüfus, yapılaşma biçimi, yeşil alan
gereksinimi gibi olgular gözetilerek uyuşmazlık hakkında yeniden karar
verilmesi gerektiğinden, temytze konu mahkeme kararının bozulmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
Savcı Tülin Özgenç'in Düşüncesi ^ Temyiz
dilekçesinde one sürülen hususlar. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal
nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını aerektı-rir nitelikte
görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle
idare mahkemesi kararının onanmasının uygun ulacagı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü.
Dava...... Yukarı ...... ada. ... parsel sayılı
taşınmazın park
alam olarak belirlenmesine ilişkin 23.5.1995
günlü belediye meclisi kararıyla
onaylanan
... Islah İmar planının iptali istemiyle açılmış: idare mahkemesince,
yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla
dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden,
uyuşmazlık konusu taşınmazın açık ve yeşil alan grubunda yer alan 544 m2
büyüklüğündeki park fonksiyonuna ayrıldığı ve bu alanın yaklaşık yansını
oluşturduğu, bu taşınmazın park fonksiyonunun yerine getirilmesi için
yeterli büyüklükte olmadığı, parselin plan sınırında yer almasının da
belirli bir hizmet çapı düşünüldüğünde plan içi yer seçiminin planlama
ilkeleri açısından uygun olmadığı, plan yapımı sırasında fiili durumun
gözetilmediği. dava konusu ıslah imar planında şehircilik ilkeleri,
planlama esasları ve kamu yararına uyarlık bulunmadığının anlaşıldığı
gerekçesiyle davacıya ait parsele ilişkin bölümünün iptaline karar
verilmiş, bu karar davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.
İmar planlarının yargısal denetimi sırasında
şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı kriterlerinin
yanısıra özelliği itibariyle imar planının bütünlüğü, genel yapısı,
kapsadığı alanın nitelikleri ve çevrenin korunması gibi olgularında
gözetilmesi zorunludur. '
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu
ıslah imar planı paftasında planın tasdik sınırına paralel olarak sanayi
bölgesi olarak ayrılmış alanla konut alanları arasında tampon bölge
şeklinde yeşil bir kuşağın yer aldığı, davacıya ait taşınmazın bu yeşil
kuşak sisteminin bir parçasını oluşturduğu, yerinde yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda ise ayrıntılı bir incelemeye
gidilmeyerek uyuşmazlığın sadece parsel bazında irdelendiği, planın bütünü,
yönü, büyüklüğü ve şekliyle nüfus, yapılaşma biçimi, yeşil alan gereksinimi
gibi temel kavramlar açısından inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora dayalı
olarak verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Buna göre yukarıda belirtilen hususlar
gözetilerek yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda uyuşmazlık hakkında
yentden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 1.İdare
Mahkemesinin 18.6.1998 günlü. E:1997/228, K:1998/510 sayılı kararının
bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 19.10.1999 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/3991
Karar No : 2004/418
Özeti : Ruhsat tarihinden itibaren iki yıl
içinde inşaasına başlanmayan veya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun
başlama müddetiyle birlikte beş yıl İçinde bitirilmeyen ve süresi İçinde
ruhsat yenilemesi de yapılmayan yapılara verilen ruhsatın hükümsüz
sayılacağı, ruhsatsız sayılan yapılar hakkında yeniden ruhsat alma tarihinde
yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin, ruhsat süresi içinde
tamamlanması mümkün olmayan yapılar için ruhsat yenilemesinin beşinci yılı
içinde yapılacağı, bu yapılar hakkında ise ruhsat alma tarihindeki
yürürlükteki mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiği hakkında.-DKD.5
Temyiz
isteminde Bulunan :... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf :...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Zonguldak İdare Mahkemesinin
13.3.2002 günlü, E:2000/l007, K:2002/354 sayılı kararının usul ve yasaya
aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Halil Koç'un Düşüncesi :
Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi
:................ Mahallesi, 365 ada, 9
parselde bulunan davacıya ait taşınmaz üzerine
31.12.1993 günlü ve 2915 sayılı inşaat ruhsatı ile yapılan yapının ruhsat
süresi içinde bitirilmemesi nedeniyle ruhsat yenileme isteminin ve 28.2.1994
günlü ve 42 sayılı Belediye Meclisi kararıyla onanan imar planında yeşil
alana ayrılan parseli ile ilgili mağduriyetinin giderilmesi talebinin
reddine ilişkin 21.9.2000 günlü ve 2405 sayılı Belediye Başkanlığı
işleminin, inşaata başladığı tarihte yürürlükte bulunan imar planına uygun
olarak inşaat ruhsatı alındığı ve inşaata başlandığı açık olduğundan ortada
kazanılmış bir hakkın bulunduğu gerekçesiyle inşaat ruhsatının
yenilenmemesine ilişkin kısmını iptal eden mahkeme kararının bozulması
istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden davacının 31.12.1993
tarihinde ruhsat aldığı inşaatını beş yıl içinde tamamlayamadığı, İ9.9.2000
tarihinde ruhsat yenileme ve 28.2.1994 günlü ve 42 sayılı Belediye Meclisi
Kararıyla onanan ... Kentsel Sit Alanı Dışı İmar planıyla yeşil alana
ayrılan parseli ile ilgili mağduriyetinin giderilmesi talebinde bulunduğu,
bu talebin 23.12.1991 günlü ve 499 sayılı Belediye Meclisi kararıyla onanan
imar planı değişikliğine göre 31.12.1993 tarihinde inşaat ruhsatı
düzenlendiği ancak bu değişikliğin 28.2.1994 günlü ve 42 sayılı Belediye
Meclisi kararıyla onanan .., Kentsel Sİt Alanı Dışı İmar Planı Revizyonunda
İller Bankası tarafından dolgu zemin üzerinde bulunduğu nedeniyle
onanmadığından ve beş yıldan sonra ruhsat yenileme talebinde bulunulduğundan
söz edilerek reddedildiği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 29. ve 3030 sayılı
Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tıp İmar Yönetmeliğinin 12.
maddelerine göre inşaat ruhsatı alındıktan sonra inşaata başlama ve inşaat
bitirme için tanınan iki ve beş yıllık sürelere uyulmaması halinde verilmiş
ruhsat geçersiz sayılmakta, yine bu maddelere göre yapı sahiplerine inşaata
devam edip tamamlayabilmek için yeniden ruhsat alma ve yeni ruhsatın
alınacağı tarihteki imar durumuna uyma zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda davacının inşaatını süresi içinde
tamamlamayarak beş yıl sonra talep ettiği inşaat ruhsatının yenilenmemesine
ilişkin İşlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından aksi yolda verilen
mahkeme kararında İsabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz konusu mahkeme
kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten
sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, Merkez, ... Mahallesi, 6 pafta,
365 ada, 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kısmen yapılan yapıya ait
31.12.1993 günlü, 2915 sayılı inşaat ruhsatının yenilenmesine ilişkin
19.9.2000 günlü davacı isteminin reddine ilişkin 21.9.2000 günlü, 1187/2405
sayılı işlemin iptali İstemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, uyuşmazlık
konusu taşınmaz üzerinde 31.12.1993 günlü, 2915 sayılı inşaat ruhsatına
istinaden yapılan yapının 5 yıllık süre içerisinde tamamlanamaması
üzerine davacı tarafından 19.9.2000 gününde
ruhsatın yenilenmesinin istenildiği, söz konusu
ruhsat tarihinden sonra 28.2.1994 günlü, 42 sayılı belediye meclisi
kararıyla yapılan İmar pianı değişikliği ile taşınmazın bulunduğu yer konut
alanından çıkarılarak yeşii alan olarak belirlenmiş ise de, davacıya ait
ruhsatın verildiği tarihteki imar planına uygun olduğu bu nedenle davacının
kazanılmış hakkının doğduğu anlaşıldığından, ruhsat yenilenmesi isteminin
plan değişikliği nedeniyle reddedilmesi yolundaki dava konusu işlemde
mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar
davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 29. maddesinin 1.
fıkrasında, yapıya başlama müddetinin ruhsat tarihinden itibaren iki yıl
olduğu, bu müddet zarfında yapıya başlanılmadığı veya yapıya başlanıp ta her
ne sebeple olursa olsun başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde
bitirilmediği taktirde verilen ruhsat hükümsüz sayılacağı, bu durumda
yeniden ruhsat alınmasının mecburi olduğu ve başlanmış inşaatlarda
kazanılmış hakların saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan
Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 12. maddesinde; ruhsat süresi içinde
tamamlanması mümkün olamayacağı için beşinci yıl içinde ruhsat yenilemek
üzere ilgili idareye başvurarak ruhsat yenilemesi yapılan yapılar hakkında,
ruhsat alma tarihindeki yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin
uygulanacağı, İnşaasına 2 yıl içinde başlanılmayan veya ruhsat süresi içinde
tamamlanmayan ve süresi içinde ruhsat yenilemesi yapılmayan yapıların
ruhsatsız yapı olarak değerlendirileceği, bu yapılar hakkında yeniden ruhsat
alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin uygulanacağı
kuralları yer almıştır.
Anılan hükümlerin birlikte
değerlendirilmesinden, ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içinde inşaasına
başlanmayan veya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun başlama müddetiyle
birlikte beş yıl içinde bitirilmeyen ve süresi içinde ruhsat yenilemesi de
yapılmayan yapılara verilen ruhsatın hükümsüz sayılacağı, ruhsatsız sayılan
yapılar hakkında yeniden ruhsat alma tarihindeki yürürlükte bulunan plan ve
mevzuat hükümlerinin, ruhsat süresi içinde tamamlanması mümkün olamayan
yapılar için ruhsat yenilemesinin beşinci yıl içinde yapılacağı, bu yapılar
hakkında ise ruhsat alma tarihindeki yürürlükteki mevzuat hükümlerinin
uygulanacağı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 31.12.1993
günlü yapı ruhsatı aldığı, ancak yapısını 5 yıl içinde tamarnlayamadıgı,
19.9.2000 gününde ruhsat yenileme istemiyle yaptığı başvurunun da,
taşınmazın bulunduğu yerin imar planında 2 yeşil alana ayrılması nedeniyle
reddilmesi üzerine bakılmakta olunan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, 31.12.1993 gününde
eski inşaat ruhsatının verildiği tarihten itibaren 5 yıl içinde inşaatın
tamamlanmadığı, bu 5 yıllık süre İçerisinde ruhsatın yenilenmesi istemiyle
başvuruda bulunulmaması nedeniyle eski ruhsat hukuki geçerliliğini
yitirdiğinden davacının ruhsat başvurusunun, başvuru tarihinde yürürlükte
bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin uygulanması suretiyle çözümlenmesi
gerekmektedir.
Bu durumda, davacının taşınmazı, ruhsat
yenilenme istemiyle yapılan başvuru tarihinde yürürlükte olan imar planında
yeşil alanda kalması nedeniyle ruhsat verilmesi mümkün olmadığından dava
konusu İşlemde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Zonguldak İdare
Mahkemesinin 13.3.2002 günlü, E:2000/1007, K:2002/354 sayılı kararının
bozulmasina, 10.120.000-lira karar harcı ile fazla yatırılan 7.530.000- lira
harcın temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye
gönderilmesine 26.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY Altıncı Daire
EsasNo : 2003/2013 Karar No : 2003/5112
Özeti: Davacının taşınmazından imar yolu
geçirilmesine ilişkin uygulama imar planı değişikliği işleminin iptali
istemiyle açılan davanın, imar yolunun güzergahının belirlenmesi sırasında
yolun devamlılığı ve diğer yollarla bağlantısının göz önünde bulundurulması
ve üst ölçekli plana uygunluğunun da araştırılması suretiyle karara
bağlanması gerektiği hakkında.-DKD.4
Temyiz İsteminde Bulunanlar:!-... Belediye
Başkanlığı
Vekili
Vekili Karşı Taraf İstemin Özeti
2-... Büyükşehİr Belediye Başkanlığı |
Av. ...
Sakarya 2. idare Mahkemesinin 25.12.2002 günlü,
E:2002/443, K:2002/1616 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savun m an m Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Leyla Kodakoğlu'nun
Düşüncesi : Dava, davacının taşınmazının bulunduğu yerden imar yolu
geçirilmesine ilişkin uygulama imar planı değişikliği İşleminin iptali istemiyle
açılmış, İdare Mahkemesince, yolun tamamının davacının parselinden
geçirilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesi İle işlem iptal
edilmiştir.
İmar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir
parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun
devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması
zorunludur.
Dava konusu imar planı değişikliği işlemi ile imar
adasının ortasından geçirilen yolun komşu imar adalarında da devam ettiği ve
devamlılığı olan bir yol güzergahının parçası olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, yolun kısmen komşu parsellerden
geçirilmesi ve güzergahının bu şekilde belirlenmesi gerektiği yolundaki gerekçe
ile İmar planı tadilatını iptal eden idare mahkemesi kararında isabet
görülmediğinden, kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Tülin Özgenç'in Düşüncesi :
Davacıya ait, .,., .,., 56 pafta, 2986 parsel sayılı taşınmazdan yol
geçirilmesine İlişkin Encümen kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda,
İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın temyizen
incelenerek bozulması istenilmektedir.
İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve
bilirkişi İncelemesi sonucu düzenlenen raporda, uyuşmazlık konusu yoiun ait
ölçekli planda getirilmiş ayrıntı niteliğinde ek yaya yolu özelliği taşıdığı
belirtilmiş ise de, mevcut imar planı örneğine göre bu yolun 10 m genişliğinde
ve devamlılığı olan bir yol olarak düzenlendiği görüldüğünden, bölgenin 1/5000
ölçekli nazım imar planı örneği getirilerek yolun trafik yolu niteliği taşıyıp
taşımadığının ortaya konulması, komşu imar adalarındaki 10 m.lik yollarında
1/5000 ölçekli planda düzenlenip düzenlenmediği de dikkate alınarak uyuşmazlık
konusu yolun bir ayrıntı niteliğinde olup olmadığının buna göre belirlenmesi
gerektiğinden, bu hususlar İncelenmeden verilen mahkeme kararında hukuki isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu mahkeme
kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü;
Dava, ..., ..., 56 pafta, 2986 parsel sayılı
taşınmazdan yol geçirilmesi yolundaki 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
değişikliğine ilişkin 4.1.2001 günlü, 1 sayılı ... Belediye Meclisi kararının ve
bu kararın onanmasına ilişkin 12.1.2001 günlü ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
işleminin iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, mahallinde yaptırılan
keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun dosyada bulunan bilgi
ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın imar
planında konut alanında kaldığı, konumu ve işlevi ile planda getirilen
kullanımın şehircilik ilkelerine uygun olmamakla birlikte, dava konusu 2986
parsel sayılı taşınmaz ile 12131 parsel sayılı komşu taşınmaz arasında
oluşturulan yolun güzergahının her iki tarafındaki taşınmazlardan eşit miktarda
pay alınması suretiyle düzenlenmesi gerekirken yolun tamamının davacıya ait
taşınmazdan geçirilmesine ilişkin imar planı değişikliği işleminde eşitlik
ilkesine ve planlama tekniğine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş, bu karar davalı idareler tarafından temyiz edilmiştir.
İmar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir
parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun
devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması
zorunludur.
Dava konusu imar planı değişikliği İşlemi ile imar
adasının ortasından geçirilen yolun komşu imar adalarında da devam ettiği ve
devamlılığı olan bir yol güzergahının parçası olduğu anlaşılmaktadır. Bu
nedenle, yolun kısmen komşu parsellerden geçirilmesi ve güzergahının bu şekilde
belirlenmesi gerektiği yolundaki gerekçe ile imar planı tadilatının iptali
yolundaki idare mahkemesi kararında şehircilik ve planlama ilkelerine uyarlık
bulunmamaktadır.
Diğer taraftan alt ölçekli İmar planları üst
ölçekli İmar planlarına aykırı olamayacağından, arazi kullanım kararlarının alt
ölçekli uygulama imar planları ile değiştirilmesi mümkün değildir.
İdare Mahkemesince karara esas alınan bilirkişi
raporunda, uyuşmazlık konusu imar yolunun alt ölçekteki imar planında getirilmiş
ayrıntı niteliğinde, ek yaya yolu özelliği taşıdığı belirtilmiş ve bu bağlamda
nazım imar planına aykırılığı yolunda bir tesbitte bulunulmamıştır.
Ancak,
dosyada bulunan imar planı örneğinde bu yolun 10 metre genişliğinde ve
devamlılığı olan bir yol olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bölgenin 1/5000 ölçekli nazım imar
planı örneğinin davalı idareden istenilmesi suretiyle, uyuşmazlık konusu yolun
trafik yolu niteliği taşıyıp taşımadığının açık olarak ortaya konulması, komşu
imar adalarındaki 10 metrelik yolların 1/5000 ölçekli planda düzenlenip
düzenlenmediğinin de dikkate alınması suretiyle, dava konusu yolun ayrıntı
olarak getirilmiş bir kullanım olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle, anılan hususların gözönünde
bulundurulması suretiyle uyuşmazlığın karara bağlanması gerektiği sonucuna
varılmış, İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Sakarya 2. İdare Mahkemesinin
25.12.2002 günlü, E:2002/443, K:2002/1616 sayılı kararının bozulmasına,
16.090.000 lira karar harcı ile fazladan yatırılan 11.970.000 lira harcın temyiz
isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
24.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2003/1709
Karar No : 2004/26
Özeti : Parselasyon işleminin 1/1000 ölçekli
uygulama imar planına dayalı olarak yapılacağı, ancak 1/1000 Ölçekli uygulama
işleminin dava konusu edilmemesi halinde, parselasyon işleminin 3194 sayılı İmar
Kanununun 18. maddesi ile ilgili yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli
uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının
irdelenmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği hakkında.-DKD.5
Temyiz
İsteminde Bulunan : ... Belediye Başkanlığı
Vekili ; Av. ...
Karşı Taraf : Türkiye ... Bankası... Şubesi
Müdürlüğü
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Konya İdare Mahkemesinin 27.11.2002
günlü, E:2001/1868, K:2002/1594 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu
ileri sürülerek bozulması İstenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz edilen kararda bozma
nedenlerinden hiçbiri bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın
onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Halil Koç'un Düşüncesi :
Parselasyon işleminin dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dava konusu
edilmediğinden, dava konusu parselasyon işleminin 3194 sayılı yasa ve ilgili
yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planına ve parselasyon
ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının irdelenmesi suretiyle yeniden karar
verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M.İclal Kutucu'nun Düşüncesi :...,
... ilçesi ... Mahallesi 35 pafta, 179 ada, 28 parselde kayıtlı taşınmazın
bulunduğu yerde 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine göre imar uygulaması
yapılmasına ilişkin 21.9.2001 günlü ve 697 sayılı Belediye Encümen Kararını
iptal eden idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından
parselasyon işlemi sonucu kendisine tahsis edilen parselin başkaları İle hisseli
olduğunu ve taşınmazın düzenleme öncesi konumu ile ilişkisinin bulunmadığı,
düzenlemenin adalet ve eşitlik ilkelerine ters düştüğü, belediyenin yeni
oluşturduğu parsellerin her birine kendisini hissedar yaparak Kanunun amacı
dışına çıktığı, mevzuat hükümlerine aykırı biçimde kapanan kadastrol yolların
belediyeye ait parsel şeklinde düzenlemeye dahil edildiği ve düzenleme sonucu
belediye adına parseller oluşturulduğu iddiaları ile parselasyon işleminin
iptali istemiyle dava açıldığı halde mahkemece İmar planı yönünden inceleme
yapılıp dava konusu parselasyon işleminin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu yüzden parselasyon işleminin iptali istemiyle
açılan davanın davacının iddiaları gözönünde bulundurularak karara bağlanması
gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz konusu mahkeme
kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ... İlçesi, 35 pafta, 179 ada, 28 parsel
sayılı taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi
uyarınca parselasyon yapılmasına ilişkin 21.9.2001 günlü, 697 sayılı belediye
encümeni kararının iptali istemiyle açılmış; idare mahkemesince, yerinde
yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporla, dosyadaki
bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, yapılan düzenleme sonucunda
oluşturulan imar parsellerinin standart bir büyüklüğünün bulunmadığı, objektif
kriterlere dayanılmadığı kentsel siluet açısından birbirine yakın adalarda bile
farklı yapılaşma ve yoğunluk kararlarının oluşturulduğu anlaşıldığından, dava
konusu işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar
verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafıdan temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 18. maddesinin 1. fıkrasında,
imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya
diğer sahiplerinin muvafakati aranmaksızın birbirleri ile, yol fazlaları ile,
kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları
yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil,
hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak
sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin
yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
İmar Kanununun 18. maddesi uyanca yapılacak Arazı
ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde de
imar parsellerinin oluşturulması ve dağıtımındaki esaslar belirlenmiştir.
Anılan Yasa ve Yönetmelik hükümlerinin
değerlendirilmesinden, parselasyon işlemiyle amaçlananın imar planı, plan raporu
ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı
düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve
derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin
kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak
suretiyle sorunsuz, üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmak
olduğu açıktır.
Öte yandan, bir bölgede parselasyon işlemi
yapılabilmesi için öncelikle 1/1000 ölçekli uygulama imar planı yapılması ve
parselasyon işlemimin de bu plana dayalı olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davanın davacıya ait
taşınmazın bulunduğu alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca
yapılan parselasyon işleminin İptali istemiyle açıldığı, idare mahkemesince,
dava konusu düzenlemenin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ve ilgili Yönetmelik
hükümlerine uygun olup olmadığının tespiti amacıyla yerinde keşif ve bilirkişi
incelemesi yaptırıldığı, ancak bilirkişi raporunda parselasyon işlemiyle
birlikte, bu işlemin dayanağı imar planına yönelik değerlendirmelere de yer
verildiği, mahkemenin de, dava konusu olmadığı halde imar planına yönelik
değerlendirmeleri esas almak suretiyle parselasyon işleminin iptaline karar
verdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, parselasyon işleminin dayanağı 1/1000
ölçekli uygulama imar planı dava konusu edilmediğinden, dava konusu parselasyon
işleminin yukarıda anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri ile 1/1000 ölçekli
uygulama imar planına ve parselasyon ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığının,
irdelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, Konya İdare Mahkemesinin
27.11.2002 günlü, E:2001/1868, K:2002/1594 sayılı kararının bozulmasına,
16.090.000- lira karar harcı ile fazla yatırılan 11.970.000- lira harcın temyiz
isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
12.1.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
DANIŞTAY
Altıncı Daire
Esas No : 2002/853
Karar No : 2003/3482
Özeti : Alt ölçekli imar planlarının, üst ölçekli
imar planlarına uygun olmaları gerektiği, 1/1000 ölçekli planın 1/5000 ölçekli
plana aykırı düzenlemeler getiremeyeceği hk.-DKD.2
Temyiz
İsteminde Bulunan : ... Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin
1.11.2001 günlü, E:2000/908, K:200l/1388 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı
olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmet Çan'ın Düşüncesi ;
Dava konusu edilen belediye meclis kararı ile kabul edilen imar planının ölçeği
ile niteliği belirlenerek, plan hiyerarşisi, planlama teknikleri, şehircilik
ilkeleri ve kamu yaran yönlerinden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu
aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekirken eksik
incelemeye dayalı verilen temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Aynur Şahinok'un Düşüncesi :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine
uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle
İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik
Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra
işin gereği görüşüldü:
Dava, ..., ..., ... Bölge, ... Mahallesi, ...
pafta, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda imar planı değişikliği
yapılmasına ilişkin 15.6.2000 günlü, 2000/50 sayılı belediye meclis kararının
iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve
bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve
belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, henüz yapılaşmamış bir çevrede donatı
alanları arasında bu donatı alanının yerinin belirlenmesinde plan bütününde bir
değerlendirme yapılması gerekirken sadece parsel ölçeğinde bir değerlendirme ile
karar üretilmesinde kamu yararı, planlama esasları ve şehircilik ilkelerine
uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş; bu karar davalı idare
vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı Yasanın 5 ve 6. maddelerinde nazım ve
uygulama imar planı kavramları açıklanmış ve planlar arasındaki hiyerarşik
sıralama belirlenmiştir.
Buna göre, alt ölçekli imar planlarının üst ölçekli
imar planlarına uygun olması, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarının 1/5000
Ölçekli nazım imar planlarına aykırı düzenlemeler getirmemesi gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, davalı
belediye meclisinin 15.6.2000 günlü, 2000-50 sayılı kararı İle kabul edilen
1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptalinin istenildiği, davalı idarece de
uyuşmazlık konusu 132 sayılı parsele ilişkin hazırlanan 1/1000 Ölçekli tadilat
imar planının belediye meclisince 15.6.2000 gününde onaylandığının
belirtilmesine karşın bilirkişi raporunda aynı gün ve sayılı belediye meclis
kararı ile 1/5000 ölçekli nazım imar değişikliği yapıldığının belirtildiği ancak
dosyada buna ilişkin belediye meclis kararının bulunmadığı gibi Mahkemenin
E:2000/1664 sayılı dosyasına sunulan tadilat sonrası 1/5000 ölçekli nazım imar
plan paftasında hangi günlü, sayılı belediye meclis kararı ile onaylandığına
ilişkin şerh bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu edilen ... Mahallesi, ... pafta,
... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda belediye meclisinin 15.6.2000 günlü,
2000/50 sayılı kararı ile onaylanan planın hangi ölçek ve nitelikte plan ya da
planlar olduğu, bunlara ilişkin onay şerhlerini de içeren paftalar da
getirtilmek suretiyle gerekirse konusunda uzman üniversite öğretim
üyelerinden
oluşturulacak
yeni üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla ayrıntılı ve bilimsel olarak
planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararı açısından yeni bir
bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, eksik incelemeye dayalı olarak verilen
temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 1. İdare Mahkemesinin
1.11.2001 günlü, E:2000/908, K:2001/1388 sayılı kararının bozulmasına,
6.610.000.- lira karar harcı ile fazladan yatırılan 4.920.000,- lira harcın
temyiz isteminde bulunana iadesine, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine
5.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.